SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Reformist solun seçim heyecanı           (gösterim sayısı: 15.767)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proleter
Konu Tarihi: 22.12.2013- 10:37



Burjuva siyaset sahnesinde gelişmeler ve reformist solun seçim heyecanı


Resim Ekleme


Kokuşmuş sistemi mezara gömmek, köleliğe ve gericiliğe mahkûm edilen emekçi kitlelerin, devrimci sınıf partisinin yükselteceği bayrak altında sosyalizm uğruna mücadeleyi yükseltmeleriyle mümkün olacaktır.


Yerel seçimlere 3 ayı aşkın bir süre olmasına rağmen, ülke seçim atmosferine girmiş bulunuyor. Neredeyse her sokakta burjuva partilerin aday adaylarının afiş veya pankartlarına rastlamak mümkündür. Özellikle rantın yoğun olduğu bölgelerde her partiden onlarca aday adayı bu rantı ele geçirebilmek için canhıraş bir çırpınış içerisindeler. Salt bu çırpınışlar, yerel yönetimlerin nasıl bir rant kapısı olduğunu açıklamaya yetiyor.

Rant kavgasının yanı sıra, seçim atmosferinin bu kadar erken hissedilmesine neden olan başka olgular da var.

Haziran Direnişi’nin sarsıcı etkisi altında, burjuva siyasetinin AKP hükümeti şahsında yaşadığı tıkanma, sistemi kurtarmak için yeni alternatifler yaratma arayışını gündeme getiriyor. Dinci-gerici AKP-cemaat koalisyonunun, tarafların kılıçları çekip sahaya inmesiyle çatırdamaya başlaması, bu arayışı daha da önemli hale getiriyor.

Çatışma şiddetlenmeden önce gerçekleşen Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerika ziyareti ve Gülen Cemaati ile dirsek temasına girmesi, burjuva siyaset sahnesindeki alternatif arayışının dışa vurumu oldu. Bu ziyaretin hemen ardından, AKP-cemaat koalisyonunda yaşanan kırılmanın temel bir önemi bulunuyor. Zira burjuva siyaset sahnesi, kirli hesaplaşma, yolsuzluk batağına saplanan bakan çocukları ile AKP’li belediye başkanlarının gözaltına alınmasıyla sarsılırken, yerel seçimler de yaklaşıyor.

Demek oluyor ki, 30 Mart 2014’te gerçekleşecek yerel seçimler, geçmiş dönemleri kat be kat aşan bir politik atmosferde gerçekleşecek. Seçimler, kitlelerdeki politik duyarlılıkların yükseldiği bir dönem anlamına gelse de, içinden geçtiğimiz dönemde, Haziran Direnişi ile yükselen politizasyon, burjuva siyaset arenasındaki çatışmalarla birlikte güçlenmeye devam edecek.

Ancak sonucu belirleyecek etkenler, sadece burjuva siyasal cephede yaşanması muhtemel sarsıcı gelişmeler olmayacak. Bu gelişmeler burjuva partilerin kendi aralarındaki dalaşlar açısından önem taşısa da, gerçek sonuç, Haziran Direnişi ile sokağa dökülen milyonların, burjuva siyaset arenasındaki tıkanmayı ne derece kavrayabileceği, başka bir ifadeyle bir kez daha kendi gücüne güvenerek alanlara çıkıp talepleri uğruna direnmeleri ile belli olacaktır.

Durum böyle olmasına rağmen, burjuva siyaset arenasında yaşanan tıkanmanın, reformist solu seçim heyecanının içine çektiği gözlenmektedir. Kendisine burjuva siyaset arenasında yer açabilmekten başka bir şey düşünmeye muktedir olmayan reformist sol, zaten daha Haziran Direnişi’nin sarsıcı günlerinde seçim hesabı yapmaya başlamış, milyonların sokağa döküldüğü halk hareketini yerel seçimler için bir dolgu malzemesi yapma, yani ondan kendi parlamentarist hesapları uğruna rant devşirme çabasına girmişti.

Bu tablo 15 Aralık günü reformist cephede biri Ankara’da, diğeri İstanbul’da gerçekleştirilen iki toplantı ile artık alenen karşımızda duruyor.

Haziran günlerinde en pespaye sınavı veren SİP-TKP, 15 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirdiği toplantı ile bir süredir hazırlıklarını sürdürdüğü “Sol Cephe”nin kuruluşunu ilan etti. Her ne kadar seçime endeksli bir cephe olmadığı söylense de, gerçekleştirilen toplantıdan yansıyanlar “Sol Cephe”nin önüne koyduğu en temel hedefin yerel seçimler olduğunu gösteriyor. Sol seçeneği güçlendirmek adına sergilenen pratik ise, burjuva siyaset sahnesinde yaşanan tıkanma ile birlikte AKP’nin boşaltacağı alanı doldurma çabasında olan CHP’nin boşaltacağı “burjuva sol” zemini doldurabilme çabasından ibaret.

Bu durum, CHP’ye yöneltilen temel eleştirinin Mustafa Sarıgül ve Mansur Yavaş gibi gerici isimlerin aday olarak gösterilmesi üzerinden yapılmasından anlaşıldığı gibi, bizzat Kemal Okuyan’ın konuşmasında CHP’yi eleştirmenin yerinin “Sol Cephe” olmadığını söylemesi üzerinden de anlaşılıyor. 3 CHP milletvekilinin de katıldığı bu toplantıda program ve ilkelerin esnetilebileceği üzerinden yapılan tartışmalar ise “Sol Cephe”nin “sosyalizmin merkezde durduğu” bir cephe değil, ancak ve ancak emperyalist-kapitalist sistemin bugün temel bir ihtiyacı haline gelen “burjuva sol muhalefet” rolünü oynayabileceğini gösteriyor. Bu tablo, özellikle Haziran günlerinden beri çok daha yoğun bir şekilde CHP içindeki ulusalcı tabana oynayan İP çetesinin göz diktiği bu alana SİP-TKP’nin de göz dikmeye heveslendiği anlamına geliyor.

Geçtiğimiz günlerde partileşerek seçim hazırlıklarını belli bir aşamaya taşıyan HDK ise, aynı gün İstanbul’da “Demokrasi ve Barış Konferansı” üzerinden “Barışı ve Demokrasiyi yerelden kurmak” başlığı ile bir toplantı gerçekleştirdi. Merkezinde Kürt hareketinin durduğu bir organizasyon olarak HDP kuşkusuz, SİP-TKP gibi CHP’ye ve Kemalist geleneğe göz kırpmadı. Ancak o da, başka bir cepheden Haziran Direnişi’nin ardından logosunu “Gezi Ağacı” ile değiştirmesinde olduğu gibi direnişin ruhunu kendi düzen içi hesaplarına malzeme yapma yoluna gitmiş oldu. Yerel yönetimlere yönelik temel eleştirisini bu yönetimlerin üzerindeki merkezi vesayet üzerinden ortaya koyan “Demokrasi ve Barış Konferansı” da, Kürt hareketinin politikaları ile uyumlu bir şekilde tutumunu “özerk yerel yönetimler” üzerinden gerekçelendirmiş oldu. Böylece geçmiş yıllardaki seçim platformları ile benzer bir platform ortaya koyan Kürt hareketi eksenindeki HDP de, özellikle İstanbul’da Sırrı Süreyya Önder üzerinden kendisine burjuva siyaset sahnesinde temel bir yer açmaya çalışıyor.

Bunlar, yerel seçimlerin yakıcı bir şekilde gündeme girdiği ilk anlarda ortaya çıkan tablolar. Açık ki önümüzde günler ve haftalar, burjuva siyasetinde yer edinebilmek için bu kadar hevesli olan reformist solun gerçek kimliğini ele veren sayısız olaya tanık olunacaktır.

Oysa Haziran’ın çağrısı başkadır. Haziran, her gün emeği gasp edilen işçi sınıfına, evin kölesi ve ucuz işgücü olarak görülen kadınlara, geleceksizliğe mahkûm edilen gençliğe, kimliği inkâr edilen Kürt halkına ve Alevilere bir savaş çağrısıdır.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kapitalizm, ömrünü çoktan doldurmuştur. Bu kokuşmuş sistemi mezara gömmek ise, işçi sınıfı başta olmak üzere, kapitalist-emperyalist sistemin köleliğe ve gericiliğe mahkûm ettiği emekçi kitlelerin, devrimci sınıf partisinin yükselteceği bayrak altında sosyalizm uğruna mücadeleyi yükseltmeleriyle mümkün olacaktır.

Kızıl Bayrak



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 24.12.2013- 23:22


Proleter arkadaş.

Bir soru soracağım; bu ülkede taban dediğiniz şey zaten bugünkü haliyle parsellenmiştir. Kızıl Bayrak'ın yorumuna göre ulusalcı taban, AKP'ci taban, milliyetçi taban, kürt hareketinin tabanı gibi. Bu durumda sosyalistler nasıl bir söylem geliştirmeli, hangi tabana seslenmeli ya da seslenmemeli? Bu ülkenin emekçi kesimleri daha baştan diğer partilerin tabanı olarak ilan edildiğinde sosyalistlere düşen sadece birbirlerini yemek olmayacak mı?

Sol Cephe'ye sıcak yaklaştığımı söylemiştim. Tutar ya da tutmaz. Tutarsa ne güzel, tutmazsa başka bir yol aranır. Her girişim daha baştan eleştiriye neden olacaksa, sosyalistlerin bu halinden kayif alıyoruz demektir. Ortada sosyalistler açısından keyif alınacak bir görüntü var mı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.12.2013- 20:43


Hep aynı şeyleri söylüyorum: Türkiye sosyalist hareketi içindeki onlarca örgüt-partiden bir veya ikisi diğerlerinden çok daha fazla öne çıkıp kitlesellik kazanmadıkça bu gereksiz tartışmalar sürüp gidecektir. Kızıl bayrak'ın ve diğer sol-sosyalist yapıların kendi içlerine dönük bu tür eleştirilerini hep bu minvalde okumak gerek. Kapınızı çalan kimse yoksa, dönüp bakan birileri bulunmuyorsa yapacak ne kalıyor geriye; eleştiri adı altında sürekli didişmek.

Kızıl Bayrak'ın bu yorumu da bu durumun tipik bir örneği.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ilkay
[ Mustafa ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.10.2013
İleti Sayısı: 417
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ilkay
Cevap Tarihi: 30.12.2013- 00:05


Kızılbayrak daha sosyalist daha devrimci olmanın   yolunu kendi dışındakileri reformist olarak eleştirmekte bulmuş.Yukarı çıkamıyorsan, yukarda gördüklerini aşağı çek.Nasreddin hoca fıkrası gibi, belki tutar.



SOL CEPHE
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 01.01.2014- 04:21


"Reformist solun seçim heyecanı" ne demek? Haydi, bir tek kendileri devrimci ve kendileri dışında herkesi reformist görüyorlar diyelim. Peki seçim heyecanı nerede? Ben ortada seçim heyecanı filan görmüyorum. Solda seçim heyecanının zerresi bile yok. Değil solda, ülkede seçim heyecanı kesinlikle yok, hatta seçim havası yok. Bunlar masa başı solcusu da, yaşamlarında hiç mi seçim heyecanı görmemişler?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 02.01.2014- 18:07


Kendileri solcu, kendileri devrimci, kendileri sosyalist, seçim dönemi geldi, halkın muhalefeti yükselmiş, ne yapacaklarını bilmiyorlar, ellerinden sadece solcuları, sosyalistleri eleştirmek geliyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 02.01.2014- 20:00


Türkiye solu bu hastalıktan bir türlü kurtulamadı. İlkay doğru söylemiş yukarı tırmanamıyorsan, tırmananların paçasından çek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.01.2014- 18:10


Alıntı Çizelgesi: ayhan yazmış

Türkiye solu bu hastalıktan bir türlü kurtulamadı. İlkay doğru söylemiş yukarı tırmanamıyorsan, tırmananların paçasından çek.



Bu ''hastalığı'' bünye yapıyor. Legali ve illegaliyle Türkiye sosyalist hareketine bakın hep aynı işaretleri göreceksiniz. ''Onlar kaka, ben iyiyim.''

İyi, peki, güzel, öyle olsun!

Peki bunu nasıl anlayacağız?
Nasıl test edeceğiz?

''Çünkü biz daha iyi çözümleme yapıyoruz! Çünkü biz illegaliz! Çünkü biz daha ''keskin tavırlar'' alıyoruz!''

Peki kaç kişi bunun farkında?
Kaç kişiyi peşinden sürükleyebiliyorsun?
Daha somut bir soru, kaç kişi varlığından haberdar?

Bir gün gelecek işçi sınıfının başını çektiği ve emekçi halkın yoğun katılım gösterdiği bir devrimci durum oluşacak, o devrimci durumda illegal olarak örgütlenen bizler alanlara çıkıp o kitlelerin öncüsü olacağız, o kitleler de bize güvenerek siyasal iktidarın alınması yolunda gereken eylemselliği göstereceğiz!

Böyle mi düşünülyoruz? Böyle bir ''son''a mı hazırlanıyoruz?
Siyasal devrim böyle bir düşünce-yöntem sonucu mu gerçekleşecek?

Böyle bir kompozisyonun, böyle bir duruşun hiç bir gerçekliği olmadığı belli değil mi



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yenisesim
[ yenisesim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.01.2014
İleti Sayısı: 1
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yenisesim
Cevap Tarihi: 16.01.2014- 04:42


"Haziran Direnişinin" bizatihi kendisi toplumsal hareketin ateşlenme noktasının öngörülemezliğini gözler önüne serdi. Tüm iyi niyetli çabalara rağmen gezide yaşananlardan forumlarla, örgütlenme çabalarıyla toplumsal tabana bir şeyler yayma çabası gibi yaşanmış süreci seçimle ilişkilendirmek bu durumu dillendirenlerin ve duyurduklarının ötesine geçmeyecek bir uğraş kanaatimce. Ya da buna inananların görevi.
Gezi haklıydı bitti artık; eski sevgilinin anılarına değil umutla, dürüstçe geleceğe bakmanın zamanı şimdi. Neydi yeni şeyler söylemek miydi devamı.
İkinci aklıma takılan insanlar inandıkları düşünceleri, değerleri kitlesi olmadığından ya da az olduğundan savunmasınlar mı. Proleter arkadaşın burada eleştirisi değerlendirilmemiş, eleştirmiş olması ve eleştirel düşüncesi (belki dolaylı olarak ideolojisi) eleştirilmiş. Bunu doğru bulmadım.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Yüz yıl önceki heyecanı geri getireceğiz melnur 1 2412 12.09.2019- 07:44
Konu Klasör Yerel seçimler ve reformist payandalar… proleter 3 5056 02.02.2014- 16:30
Konu Klasör Solun cirmi, solun cürmü denizcan 0 3179 15.02.2016- 18:44
Konu Klasör Solun seçim ittifakları ve HDP... melnur 5 1199 10.12.2021- 01:34
Konu Klasör Solun bölünmüşlüğü... melnur 1 1066 21.03.2022- 03:29
Etiketler   Reformist,   solun,   seçim,   heyecanı
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS