SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Sistem solculuğu           (gösterim sayısı: 4.043)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 12.08.2013- 16:09


Önce kestirmeden şunu söylemek gerekir; sistem solculuğu olur. Sistemi kapitalizm, solculuğu en geniş anlamda emekten, bilimden aydınlanmadan yana koyduğunuzda kapitalizm içinde emekten ve aydınlanmadan yana bir siyaseti sistem solculuğu olarak nitelemek mümkündür. Bunun siyaset dilindeki adı da sosyal demokrasidir. Bir yandan kapitalizmi ve piyasa ekonomisini savunurlar, öte yandan bu ekonomik yapı içinde insanı-emeği öne çıkartmaya çalışırlar. Kültürel alanda ise burjuva aydınlanmasından ve bilimden yana da tavır koyarlar. Sistem solculuğu denildiğinde anlaşılması gereken budur. Avrupa'da kendilerini sosyalist olarak niteleyen partilerle bizdeki CHP dönemsel savrulmalar yaşasa da bu perspektife sahip partilerdir.

Sistem solculuğunun daha geniş çerçevede anlaşılabilmesi için hem sistem ve hem de sol kavramı üzerinde de biraz durulması gerekir. Birincisi, sol dediğimizde sosyal demokrasi-sosyalizmden başlamak üzere komünizm ve anarşizme kadar uzanan geniş bir yelpaze anlaşılmalıdır. Fenel anlamıyla bunların hepsi soldur. Ortak paydaları bilimden aydınlanmadan ve emekten yana oluşlarıdır. Aralarındaki fark sisteme nasıl baktıkları, savunageldikleri sistemin ne olduğu ve o savunageldiklerine nasıl ulaşabilecekleri konusundaki söylemleri, ideolojileridir. Kendilerini sosyal demokrat, sosyalist, komünist, anarşist vb. olarak nitelemelerinin nedeni de budur.

Peki sistem dediğimizde ne anlamalıyız? Bir sistemin herhangi bir uygulama biçimine karşı olmak sisteme karşı olmak mıdır? Sözgelimi diyanetin varlığına, eğitim veya sağlıktaki kimi aksaklıklara ya da ulus devlet içindeki zorla asimilasyona karşı olmak sisteme karşı olmak anlamına gelir mi? Bu sorunun yanıtı sistemi nasıl tanımladığınızla ilgilidir. Eğer sistemi verili durumun gösterdiği niteliklerle özdeşleştirdiğinizde bu tür siyaseti, bu tür karşı çıkışları "sisteme karşı" olarak niteleyebilirsiniz. Ama böyle baktığınızda, sistemi böyle tanımladığınızda hemen her görüş için de sistem karşıtı tanımlamasında bulunabilmek mümkün hale gelir. Oysa sistemi en genel tanımıyla mülkiyet ilişkileri zemininde tanımlar ve adını da doğru koyarsanız, hem sistem karşıtlığı konusu daha iyi anlaşılacaktır, hem sistem solculuğunun ne olduğu. Böyle yaptığımızda yüzeysel ve haksız değerlendirmelerden de kendimizi kurtarmış olacağız.

Sistem karşıtlığı komünistler için özel mülkiyet temelinde şekillenen kapitalizm karşıtlığıdır. Sistem içi kurum veya uygulamalara karşı çıkan her hangi birini ya da partiyi nasıl ki sistem karşıtı olarak nitelemek yanlış ve abuk subuk bir görüşse, kapitalizme karşı olduğunu söyleyen, özel mülkiyet ve devletsiz bir yapının sonal hedefi olduğunu açıklayan ve ideolojisini bu çerçevede oluşturan kişi ve partilere karşı sistem solcusu demek, ve böyle bir tanımlamada bulunmak aynı şekilde yanlıştır; abuk subuk bir düşünce ve ifadedir.

Konunun önemli olduğu açık. Adında sol, sosyalizm olan çeşitli forumlara girdiğinizde birbirlerini en genel anlamıyla sistem solcusu olarak nitelemenin hayli revaçta olduğunu görürsünüz. Bir adım ötesi ise zaten kavga gürültüdür. Konunun önemi de burada yatıyor. Hem bu kadar basit bir tanımlama ve hem de bu kadar basit tanımlama çervresinde bir türlü anlaşamama...

Üzerinde düşünülmesi gerekmiyor mu?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.08.2013- 16:10


Konuyu biraz daha açalım; sıstem dediğimizde kapitalizmi işaret ediyor ve CHP'yi de sistem solculuğu yapan bir parti olarak niteliyorsak yukarda genel tanımını vermeye çalıştığımız bir sosyalist-komünist kişi veya parti için CHP ile herhangi bir şekilde ilişki içine girmek kuyrukçuluk olarak nitelenebilir mi? Ya da bu şekilde bir davranış gösteren bir kişi ya da parti için böyle bir nitelemede bulunmak doğru bir tanımlama olabilir mi? Sözgelimi ÖDP eşbaşkanı Alper Taş son genel kurulda AKP'yi geriletmek adına yerel seçimlerde hem BDP ve hem de CHP ile işbirliğine gidilebileceğini söylemişti. Böyle bir tavır, yine bizim malum sosyalist(!) forumlarımızda "sosyal şovenizm", "sosyal faşizm", kuyrukçuluk vb. gibi yaftalamalarla karşılanmıştı. Tabii bu eleştiride bulunanlar somut açıklama da yapmıyorlar; çoğunun bu tür yaftalamaları için CHP adının geçmiş olması bile yeterli oluyor. Alper TAŞ böyle bir cümle kurmuşsa, partisini CHP'nin ardına takıyor demektir ve CHP gibi "sosyal şoven" bir partiye
yapılacak böyle bir öneri bile kayıtsız koşulsuz Alper Taş'ı ve ÖDP'yi sosyal şoven, sosyal faşist, kuyrukçu falan yapmaya da yetiyor!

Hiç kuşkusuz bu tür söylemleri yüzeysel değerlendirme olarak nitelemek mümkün. Kaldı ki, bu tür değerlendirmeleri yapanların kayıtsız koşulsuz BDP-PKK desteği ve hatta kuyrukçuluğunu savunmaları da işin ayrı bir ironik yanı. Yerel seçimler için ve giderek daha da otoriterleştiği açıkça ortaya çıkan AKP'yi geriletmek adına hem CHP ve hem de BDP'ye belirli koşullarda işbirliği önerisinde bulunmak birtakım keskin yaftalamalar dışında kuyrukçuluk olarak nitelenecek ama, sonuçta bir sınıf hareketini ulusal bir hareket olan kürt önderliğinin ardına kayıtsız koşulsuz takmayı önermek kuyrukçuluk olmayacak! Şimdi "kürt önderliği ile CHP'yi bir mi tutuyorsun?" gibi eleştiriler akla gelmemeli, böyle bir şey söyleyen de yok. Bu konuyu sonradan detaylandırmak da mümkün.Ama bir sosyalist-komünist parti önümüzdeki yerel seçimler için koşullara bağlı olarak CHP ve BDP'yi ilişkiye geçebileceğini söylemesi partiyi CHP'nin ardına takmak olarak nitelenecekse, kürt ulusal hareketi için bir işbirliğinden değil, kayıtsız koşulsuz "hemhal" olmaktan, bütünleşmekten, birbiri içinde erimekten sözetmek kuyrukçuluk olmayacak mı! Bir yanlışlık yok mu böyle bir değerlendirmede?

Özellikle forumlarda keskin görünmeyi seviniyoruz. "Devrimci komünist", "ihtilalci marksist" ve benzeri kavramları kullanmak çokça çekici geliyor ve sempatizan kitle üzerinde bir ölçüde farklılık göstergesi oluyor. Bir de silahtan, şiddetten sözediliyorsa "belinizde, çekmecenizde silah var mı?" şeklinde söylemler geliştiriliyorsa, ardından da ilgili ilgisiz olduğuna bakmaksızın ve koşul, zaman, diyalektik gözetmeksizin bir iki de Marks, lenin alıntısı veriliyorsa; kendi söylediğine kendisinin inanması ve giderek kanıksaması da çok zor olmuyor. Hiç kuşkusuz bu tavır başlıbaşına ele alınmayı gerektiriyor. Burada şunu söylemekle yetinip geçelim. Saf ideoloji kuşkusuz çok önemlidir. Bilimsel sosyalizmi savunanlar içinse her şeyden önemlidir. Kendini işçi sınıfının yol haritasını benimsemiş olarak niteleyenlerin bu anlamda Marks, Engels ve Lenin çizgisinden en küçük bir sapma olmaksızın ideoloji üzerinde ısrarı bir gereklilik, bir zorunluluktur. Ama siyaset ( doğru yorumlanıp yorumlanmadığı konusu bir yana) saf ideolojik kavramlarla donanmış yaklaşımlarla bir kenarda durup risksiz bir şekilde haklı çıkmayı beklemek değildir. Siyaset yapmak sahaya inmek, topluma dokunmak, uygun siyasi araçlar bulabilmek ve bir ölçüde de "kirlenmeyi" göze almaktır. AKP otoriterliği karşısında Alper Taş'ın bu önerisi bir kuyrukçuluk değildir bu yüzden. Sahaya inmektir, AKP gerçeğine karşı siyaseten ne yapılabilir konusunda siyasi bir yaklaşım sunmadır, haklı olarak AKP'yi geriletme konusunda önemli bir kitleye sahip "sosyal demokrat" CHP ile ilerici kürt önderliğine yönelik bir öneri geliştirmedir. Kuyrukçuluk çok daha farklı bir siyaset biçimidir. Kuyrukçuluk kayıtsız koşulsuz bir "ardına takılma"dır. Ne Alper Taş'ın söylediği bu anlama gelmekte ve ne de bunu savunan ( bildiğim kadarıyla) komünist bir parti var.

( Konu hala yarım, hala çözümlenmesi gereken konular var. Sosyalist partilerin kuyrukçuluk yapmaması, ideolojilerinden asla taviz vermemesi, ama sınıf-kitle üzerinde etkili olabilmesi için de kitleye ulaşma, dokunma ve bu konuda birtakım farklı siyasi araçlara ihtiyaç yok mu?)



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör SOLpaylaşım'ın solculuğu hakkında. melnur 0 3776 05.10.2013- 17:05
Konu Klasör Boktan sistem solcu 1 4055 18.08.2014- 22:49
Konu Klasör Sistem işliyor, halk… melnur 0 5575 28.04.2014- 09:46
Konu Klasör Kapitalist sistem kadını eve hapsediyor proleter 0 3338 19.03.2014- 23:30
Konu Klasör Sistem ne getiriyor?-Mehmet Kuzulugil melnur 0 3357 28.03.2017- 20:59
Etiketler   Sistem,   solculuğu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS