SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
'Yeni tip bir faşizmin ayak sesleri..."           (gösterim sayısı: 5.171)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 23.01.2014- 16:40


'Yeni tip bir faşizmin ayak sesleri..."
 

17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşananları Yarın Haber sitesine değerlendiren BirGün yazarı Oğuzhan Müftüoğlu, "Hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı gibi burjuva demokrasilerine has kavramlar ortadan kaldırılıyor. Bunlar yeni tip bir faşizmin ayak seslerinden başka bir şey değil" yorumunda bulundu.

Resim Ekleme

17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşananları Yarın Haber sitesine değerlendiren BirGün yazarı Oğuzhan Müftüoğlu, "Hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı gibi burjuva demokrasilerine has kavramlar ortadan kaldırılıyor. Bunlar yeni tip bir faşizmin ayak seslerinden başka bir şey değil" yorumunda bulundu.

Müftüoğlu'nun Yarın Haber'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

- Gezi Direnişi ve direnişi gerçekleştiren halk AKP içindeki çatlağı somut olarak ortaya çıkardı. Şimdilerde de bu çatlak derinleşiyor. Siz süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
AKP hükümeti haziran direnişinden sonra ideolojik hegemonyayı kaybetti. Son ayrışma sürecinde bu durumun da etkisi elbette var, ama iktidar bloğu içindeki çatlamayı sadece buna bağlamak doğru olmaz. Yaşananlar, AKP içindeki bir çatlak olmanın çok ötesinde.

Egemen sınıf bloğu içinde bir ayrışma giderek bir iktidar ve devlet (biçimi) krizi olarak gelişiyor.

Bu yeni iktidar bloğu Emperyalizmin yeni neo liberal politikalarına paralel bir iktidarı ele geçirme ve Türkiye’yi yeniden yapılandırma sürecinde oluştuğu biliniyor. Karakteri ve bileşenlerini de bu süreç belirledi.   Şimdi kaçınılmaz olarak iktidarı ele geçirme sürecinin üç ortağı arasında bir egemenlik ve çıkar kavgası yaşanıyor.

Bu süreçte taraflardan herhangi birine diğerine göre daha ilerici veya daha gerici bir konum ya da misyon atfetmek mümkün değil. İlkesel olarak bakarsak egemen sınıf klikleri arasındaki çatışmada emekçi sınıflar açısından en çok tercihe sayan durum hiç birinin tam hakimiyet kuramadığı beraberlik (pat) dir. Kim hakim durumdaysa emekçi sınıfın asıl muhatabı ve hasmı (baş çelişki) odur. Bu yüzden hem iktidarın iç ve dış   politikalarının sonuçları karşısında hem de ortaya saçılan   rezillikleri karşısında arkasında şu var bu var diyerek ikircikli tutumlar takımların doğru olmadığını düşünüyorum.

- Şimdi de Erdoğan yolsuzluktan kendini aklamak için dört elle yargıya saldırıyor. Hatta Ergenekoncularla bile işbirliğine girmiş durumda. Tek adamlığını sağlamlaştırıyor mu?
Tayyip Erdoğan kendisini yolsuzluktan aklayabilecek mi, doğrusu bilemiyorum. İktidarda kalabilmek uğruna yapabileceği her şeyi yapmaktan çekinmeyeceği ortada. Kendilerine yönelik hırsızlık yolsuzluk konularında her hangi bir kovuşturma yargılama yapılabilmesi hatta mümkünse yayın yapılması olanaklarını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bunun sonucunda olsa olsa bu konular yeraltına itilir, ama o durumda zaten hiç bir zaman aklanma imkanları kalmayacak, hırsızlık ve yolsuzluk suçlamaları sonuna kadar alınlarına yapışık kalacaktır.

Bu yüzden her zaman geçerli “dış düşmanlar” “dış kaynaklı saldırılar” gibi argümanlarla beslediği bir kaba milliyetçiliğe sarılıyor. Bu uğurda yapılanlar bir tür “Hitlerleşme” görüntüsüne bürünmüş durumda. Hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı gibi burjuva demokrasilerine has kavramlar ortadan kaldırılıyor. Bunlar yeni tip bir faşizmin ayak seslerinden başka bir şey değil.

- Gezi Direnişini gerçekleştirenler peki bu yaşananlara nasıl bir siyaset geliştirmeli?
Durum apaçık ortada. Yapılması gerekenler de…

Bu güne kadar AKP iktidarına destek veren kitlelerin önemli bir bölümü hala “ bu tür yolsuzluk hırsızlık işlerini herkes yapıyordu” diyerek hükümetin arkasında durmaya devam ediyor. Her yanlarından pislik akıyor, umurlarında değil!   Buna karşı şimdi ufukta hazır bir seçenek de yok.

Bu durumda halk muhalefetinin güçlendirilmesi için mücadele etmekten başka bir yol yok. Yapılabilecek tek şey halkın bilinçli ve örgütlü mücadelesinin, halk muhalefetinin geliştirilmesinde. Devrimci, ilerici muhalefet dinamiklerinin mücadele alanlarındaki birlikteliklerinin   güçlendirilmesinde.

Devrimci bir siyaset anlayışı temelinde her şeyden önce ülkenin ve emekçi sınıfların bu günü ve geleceğiyle ilgili konularda güçlü bir sorumluluk duygusuna dayanmalıdır. Bütün hayatımızı ve bütün geleceğimiz şimdi artık nasıl bir zihniyet ve ahlak anlayışına sahip oldukları apaçık ortaya çıkan, sıkıştıklarında nasıl bir demokrasi hak hukuk dinlemeyen bir faşiste dönüştüklerini gördüğümüz, emek ve halk düşmanı güçler tarafından belirleyecek gelişmelere müdahale edemeyen bir siyaset tarzının da devrimciliğin de hiç bir anlamı yoktur.

Birgün



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.01.2014- 03:05


Referandumdan   ''ileri demokrasi'' çıkacağını bekleyenler, karşılaştıkları ''yeni tip faşizm'' konusunda ne diyorlar? Bir kaç gündür burjuva medyasında tartışanlara bakıyorum, ruhunu AKP'ye satanlar dışında onların da çoğunda hala değişen pek bir şey yok. Hala AKP'den umudu kesmemişler. Entelektüeli bu olan bir toplumun bu hale gelmesi çok da yadırganacak bir şey değil. Her şey bir yana ortaya çıkan ayakkabı kutuları, diz boyu rüşvet ve yolsuzluklar bile bu kişilerde hiç bir değişikliğe yol açmamış.

İyi ki bu toplumda Oğuzhan Müftüoğlu gibi solcular var. Biz yine onların seslerine kulak kabartalım:

''Bu durumda halk muhalefetinin güçlendirilmesi için mücadele etmekten başka bir yol yok. Yapılabilecek tek şey halkın bilinçli ve örgütlü mücadelesinin, halk muhalefetinin geliştirilmesinde. Devrimci, ilerici muhalefet dinamiklerinin mücadele alanlarındaki birlikteliklerinin   güçlendirilmesinde.

Devrimci bir siyaset anlayışı temelinde her şeyden önce ülkenin ve emekçi sınıfların bu günü ve geleceğiyle ilgili konularda güçlü bir sorumluluk duygusuna dayanmalıdır. Bütün hayatımızı ve bütün geleceğimiz şimdi artık nasıl bir zihniyet ve ahlak anlayışına sahip oldukları apaçık ortaya çıkan, sıkıştıklarında nasıl bir demokrasi hak hukuk dinlemeyen bir faşiste dönüştüklerini gördüğümüz, emek ve halk düşmanı güçler tarafından belirleyecek gelişmelere müdahale edemeyen bir siyaset tarzının da devrimciliğin de hiç bir anlamı yoktur.''



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Faşizmin ayak sesleri ayhan 28 17885 31.01.2016- 15:49
Konu Klasör Altın Portakal'da Gezi sesleri özgür 0 3054 06.10.2013- 12:23
Konu Klasör Kemal Okuyan: Yeni Osmanlıcılık seçim sürecinde yeni bir hamle yapıyor... melnur 0 450 25.10.2022- 05:04
Konu Klasör Yeni dönem, yeni ihtiyaçlar ve TİP’in stratejisi;EŞİKTEKİ SOSYALİZM melnur 2 322 30.06.2023- 05:46
Konu Klasör TKP'den yeni parti çıktı! İşte yeni partinin ismi denizcan 0 5094 21.07.2014- 04:13
Etiketler   Yeni,   tip,   bir,   faşizmin,   ayak,   sesleri.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS