SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   5   >   son» 
Hasan Basri Özbey: PKK ve Apo gerçeğini aydınlatıyoru           (gösterim sayısı: 28.931)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: abbas
Konu Tarihi: 07.02.2014- 21:39


Hasan Basri Özbey: PKK ve Apo gerçeğini aydınlatıyoruz! Varan 1 Apo'nun 'taşeron' itirafı

Resim Ekleme

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında koğuşunda yapılan sorgu görüntüleri kamuoyuna açıklandı. İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey’in basın toplantısıyla izlettiği tarihi görüntüler, gündeme oturdu. Öcalan 16 Şubat 1999 günü öğle saatlerinde Poyraz isimli hücumbotla İmralı Cezaevi’ne getirildi. Şimdi Ergenekon tertibiyle Silivri Cezaevi’nde 5. yılını dolduran Albay Hasan Atilla Uğur, Öcalan’ı teslim aldı ve tarihi sorgu başladı.

Öcalan: Elimizdeki gücü emrinize vereceğim
*“Devletin direkt olarak bir şey yapmasına gerek yok, biz taşeronuz. Bunlarla, yeni Kafkasya’dan Suriye’ye bütün güçle Türkiye’nin emrine vereceğiz.”

*“Bana işaret edin, ‘şu ülkede şu tehlike vardır’ diye; benim için çocuk oyuncağıdır. Ortadoğu’da, Avrupa’da hangi ülke olursa olsun, Rusya’da dahil, nerede olursa olsun fark etmez. Bakın görün o zaman dünya nasıl idare edilir. Tek isteğim şunu deyin: ‘Apo iyi çalış, görevini iyi becer!’ Bunun bazı küçük olanaklarını isteyeceğiz.”

*“Türkiye ölçülerine göre hiçbir devrimci bunu yapamaz. Hemen ‘işbirlikçi’ derler. ‘Uzlaşıp teslim oldu’ derler. Ama ben yaptım.”

*“Çünkü bazı şeyleri devlet olarak yapmak olmaz ve zordur. Biliyorsunuz, ABD dev dünya gücüdür ama o bile taşeron kullanır. Dünyada en büyük işleri bunlar yapar.”

*“Şu anda milyonlarca insanı bağlayabilirim bu devlete. Mimar gibi bağlayacağız... Ve Kürt olayında beş on ülkeye tonlarca istihbarat, para vs. ile dev şeylerin yapamadığını, tek başıma ve kuruş masraf ettirmeden ben yürüteceğim.”

Kürt yurttaşlarımızı taşeronlardan kurtarıyoruz
İP Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, kamuoyunun merakla beklediği basın toplantısında, Abdullah Öcalan’ın sorgu görüntülerini paylaştıktan sonra ‘Türkiye halkını, Türkü ve Kürdüyle devre dışı bırakan bir ‘açılım’ süreci yaşıyoruz. Artık buna dur diyoruz!’ dedi.

İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, dün İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında İmralı Adası’nda yapılan sorgu görüntülerini basınla paylaştı. Özbey, basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği basın toplantısında Öcalan’ın sorgu görüntülerini ekrandan izletti. Aydınlık’ın 16-24 Aralık 2013 tarihleri arasında 9 gün boyunca yayımladığı Öcalan’ın sorgudaki söz konusu konuşmalarını PKK yayın organı Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) “asparagas” olarak nitelediğini hatırlatan Özbey, “Asparagas değil hakikat” dedi.

‘Serok’ Apo’nun devlete hizmet aşkı!
Bu görüntülerin Öcalan ve PKK gerçeğini gözler önüne serdiğini belirten Özbey, “PKK liderini halka tanıtıyoruz. ABD emperyalizminin, AKP ve PKK’nın parlattığı “Serok Apo” ile İmralı’da devlete “hizmet aşkını” ve “taşeron olma” arzusunu ortaya koyan Abdullah Öcalan aynı kimlik midir? Bu soruya halkın vereceği cevap önemlidir. Görüntüleri yayımlayarak özellikle Kürt halkını, gerçeği cesaretle saptama olanağına kavuşturuyoruz” dedi. Özbey’in açıklamasının satırbaşları şöyle:

Asparagas değil hakikat
“Aydınlık gazetesi,16-24 Aralık 2013 tarihlerinde Abdullah Öcalan’ın İmralı’da yapılan sorgusunda söylediklerini haber yaptı. PKK’nın Fırat Haber Ajansı, söz konusu haberin asparagas olduğunu iddia etti. Şimdi söz konusu haberin görüntülerini kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Türkiye halkını, Türkü ve Kürdüyle devre dışı bırakan bir “Açılım” süreci yaşıyoruz. Artık buna dur diyoruz! İşçi Partisi, sorunları çözen partidir. Kürt sorununu da halkla birlikte çözeceğiz. Açılımı kapatıyoruz! Halkın bileğindeki kelepçeyi çözüyor, “enstrüman” sürecine son veriyor, milletin çözüm sürecini başlatıyoruz.

Ermeni sorununu çözdük Kürt sorununu da çözüyoruz
“Ermeni soykırımı yalanı” sorununu Avrupa başkentlerinde verdiğimiz mücadele ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde elde ettiğimiz zaferle çözdük. Sözde “Ermeni soykırımı”   sorununu nasıl çözdüysek, Kürt sorununu da, PKK’nın gerçek yüzünü liderinin ağzından milletimize göstererek, çözüm yoluna koyuyoruz.

‘Açılım’ çıkmazına son veriyoruz
AKP ve PKK; ABD dayatması “Açılım” politikaları ile Kürt sorununu bugün daha büyük çıkmaza sürüklemişlerdir. İşçi Partisi, halkımızı aydınlatarak çıkmazın önünü açıyor.

Apo’yu dize getirenler şimdi hapiste
Abdullah Öcalan’ı, bugün İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi olan E. Albay Hasan Atilla Uğur sorguladı. Öcalan’ın söyledikleri, Atilla Uğurların Türkiye’ye yaptığı hizmetin büyüklüğünü gösteriyor. Apo’yu dize getiren komutanlar, Albay Uğur ve diğer kahraman subaylar şimdi, Türk Ordusu’na düzenlenen kumpaslarla hapisteler.

İki model
Apo’yu, Jandarma Albay Hasan Atilla Uğur sorguladı. Apo sorguda teslim oldu! Onlar, teslim alınan Apo’yla ittifak kurdular, Meclis’e aldılar! İki model önümüzde durmaktadır: Biri, “Açılım”dır. Bu modelle, Apo’ya, bölücülüğe teslim olunmaktadır. Diğeri ise başarı modelidir. Yani Apo’yu teslim almaktır.

Hasan Atilla Uğur, İşçi Partisi’nin lider kadrosundadır. İşçi Partisi olarak üstlendiğimiz ana muhalefet göreviyle çözümlere önderlik ediyoruz: Bölücü kalkışmayı önlüyoruz! Kardeş kavgasını önlüyoruz! AKP+PKK tasarısını durduruyoruz! ABD’nin “Açılım”   saldırısını durduruyoruz! Püskürteceğiz! Bölünmeye set çekiyoruz! Türkiye’yi büyük bir beladan kurtarıyoruz! Sadece Türkiyemizi değil, bölgemizi de büyük bir beladan kurtarıyoruz! Batı Asya’da birlik, bütünlük ve barışın yolunu açıyoruz!

Bu daha başlangıç
Bugün Milletimizle paylaştığımız görüntüler daha başlangıçtır. Yarın ve izleyen günlerde görüntüleri sunmaya devam edeceğiz. Tek çözüm Birlik’tir! Türküyle, Kürdüyle büyük Türk Milletinin birliğini yeniden sağlayacağız! Milletimizi birleştireceğiz, vatanımızı böldürmeyeceğiz! Çözüm İşçi Partisi’nde!”

Türkiye’yi bilgilendiriyor ve özgürleştiriyoruz
İşçi Partisi’nin Öcalan’ın kendi ağzından açıklamalarını bire bir kamuoyunun bilgisine sunmasının, sorunun çözümüne katkı anlamında bazı nesnel sonuçları şunlardır:

1) PKK ve Apo gerçeği aydınlanıyor
Bu görüntülerle PKK liderini halka tanıtıyoruz. ABD emperyalizminin, AKP’nin ve PKK’nın parlattığı “Serok Apo” ile İmralı’da devlete “hizmet aşkını” ve “taşeron olma” arzusunu ortaya koyan Abdullah Öcalan aynı kimlik midir? Bu soruya halkın vereceği cevap önemlidir. Görüntüleri yayımlayarak özellikle Kürt halkını, gerçeği cesaretle saptama olanağına kavuşturuyoruz.

2) ABD’nin elindeki araç alınıyor
Öcalan, İmralı’da iki süreç yaşadığını avukatları aracılığıyla birkaç kez anlattı. Birincisi;   “Kemalist” olduğunu söylediği, ABD emperyalizminin denetiminde olmayan subaylar ile görüşmeleridir.

İkincisi; ABD denetimindeki MİT görevlileri ile görüşmeleridir. 2004 yılından beri yürüyen süreç, ABD’nin patronluğundadır. Biz, Türkiye halkı ve İşçi Partisi, bunu kabul edemeyiz. Şimdi, ABD’yi elindeki en önemli kozdan yoksun bırakıyoruz.

3) AKP, araçsız kalıyor
ABD’nin elindeki araç, aynı zamanda BOP Eşbaşkanlığı tarafından “enstrüman” olarak tanımlanmıştır. Bundan sonra öyle tanımlanması zorlaşacaktır. Çünkü enstrümanın elverişliliği, toplumun belli bir kesimi üzerindeki etkisi nedeniyledir. Halkımızın hiçbir kesimi, hele özgürlüğe en çok ihtiyacı olanlar, araçlarla yönetilmeyi kabul edemezler. Halka güvenmeyenler olabilir. Halkın sürü gibi güdüleceği görüşünde olanlar hep vardır. Ama biz halkımıza güveniyoruz, Kürt yurttaşlarımıza güvenimizin temelsiz olmadığını biliyoruz.

4) ABD-AKP-PKK üçlüsünün “Kürt Açılımı” artık daha zor
Öcalan’ın ağzından açıklanan gerçekler, Türkiye halkına kurulan tuzağı bozuyor.
“Barış açılımı” perdesi altındaki planlar, Kürt halkına ait olduğu iddia edilen kimi talepler üzerine inşa edilmişti. Oysa PKK lideri, o taleplerin geçersizliğini vurgulamaktadır. Ve çözümün Türk milli devleti çerçevesinde Kemalist Devrimde olduğunu belirtmektedir. “Açılım”, Kemalist Devrimi yıkmak içindi. Ancak şimdi “Açılım”ın kendisi zora giriyor.

5) Bölge ülkeleri arasında fesada son veriliyor
PKK tarihi, bölge ülkeleri arasında fesatlar kışkırtma tarihidir. Kuşkusuz o fesadın arkasında hep ABD ve AB emperyalistleri oldu. Bu yayın, fesadı yürütenlerin ağzından itiraflar içermektedir. O nedenle açıklamalar, yalnız Türkiye için değil, bütün bölge ülkeleri için, komşular arası kardeşlik ve işbirliği olanaklarını güçlendiriyor.

6) Halkı özgürleştiriyor
En önemlisi ve belirleyici olanı, bu görüntüleri yayınlayarak Türkiye halkını bilgilendiriyoruz ve özgürleştiriyoruz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 07.02.2014- 21:46


İşte Apo – işte çözüm! Varan-2: Örgütüne, arkadaşlarına güvenmeyen lider

Resim Ekleme

"Bütün örgüt tektir. Merkez Konseyi, silahlı olanları da dahil, bakın bir altı ay verin, ben hallederim. Gerçi onlar biraz ütopiktirler ama hallederim." (Aydınlık, 17 Aralık 2013)

"Bu Kürtçülük konusunu halledeceğim." (Aydınlık, 17 Aralık 2013)

"Bizim arkadaşlar devleti ile çok uzak düşmüş. Şimdi bunu hemen halletmeliyiz." (Aydınlık, 17 Aralık 2013)

"... bütün örgütü de aşarak devlete her an koşmaya hazır bir pozisyon arz ettim. Çok önemli... örgüte diyeceğim gel devletini tanı... bir defa hata yaptık, bir daha yapmayalım." (Aydınlık, 17 Aralık 2013 )

"En temel şart terörden uzaklaşmak değil midir? Sonrasında örgütün tasfiyesi gelecek, zaten şiddet bitti mi ortada örgüt kalmaz. Anlayış düzeyini düzeltiyoruz, örgütlenmesini dağıtıyoruz. Zaten bu böyle olur. Yani tek tek itirafçı örgütü dağıtamaz, tümüyle silahsızlatacağım." (Aydınlık, 17 Aralık )




"Bir gün gösteririm isterseniz size ben PKK'lılarla nasıl savaştım. Eğer devletten daha fazla savaşmadıysam görün, kanıtlayacağım size bunu" (Aydınlık, 18 Aralık 2013)

"Bir Cuma'ya (Cemil Bayık), bir Botan'a karşı, bir bizim Osman'a karşı, bir Ebı bekir'e karşı, Ali Haydar Kaytan'a karşı. bir Duran'a, Duran Kalkan'a karşı yürüttüğüm mücadeleyi küçümsememek lazım. Korkunç adamlardır." (Aydınlık,18 Aralık 2013)

"Yalnız Osman değil, bütün merkez, eğer gerçekten ben olmasam örgütü terk edebilirler... Cuma (Cemil Bayık) bana göre yani fazla politik değil, parmaklarında oynatırlar, farkında bile olmaz." (Aydınlık, 18 Aralık 2013)

"PKK ile savaşmak demek, PKK'nın merkezi ile savaşmak demek, devleti anlamayanlarla savaşmak demektir. Şunun için bunları söylüyorum, devlet de savaştı tabii ama ben de PKK ile savaştım. Ve şimdi benim yapacaklarım var, milyonlar var. Mecnun gibi tapıyorlar." (Aydınlık, 18 Aralık 2013)

"Ben, Suriye'de benden sonra oynayabilecekleri tek bir adam bırakmamaya dikkat ettim... Cemil Esad ile dirsek temasına girdim; çünkü nerede ise ayağımı kaydırıyorlardı. İşte o zaman tedbirimi aldım... Suriye alternatif bulamadığı için bana mecbur kaldı." (Aydınlık, 18 Aralık 2013)

"Kardeşim Ferhad kod Osman'ı Isfahan'a çekmeye çalıştılar. 93'ten beri be bunlarla mücadele ediyorum. Cuma'yı kontrol altına almak için çalıştım. Talabani'nin onun üzerinde çok çalışması vardı." (Aydınlık, 20 Aralık 2013)

"... bizim içimizde de sapık adamlar oluk oluk kan akıttılar. Binlerce bizim insanlarımızı ve askerleri katlettiler. Anlamsızdı. Ben şiddet yüzde 95 hata idi demiştim. Şimdi avukatlar gelmişler buna karşı çıkıyorlar ve o 'yüzde doksan beşe de sahip çık' diyorlar. Ben bunu yapamam." (Aydınlık, 20 Aralık 2013)

"Tayfun Talipoğluna söyledim... Kendisi şahidimdir... 'Genelkurmay'a söyleyin beni fazla emeyin lütfen' dedim." (Aydınlık, 22 Aralık 2013)

"Benim için hizmet önemlidir. (Aydınlık, 22 Aralık 2013)

"Biz devleti tanımadan devlete karşı çıkmaya yeltendik." (Aydınlık, 22 Aralık 2013)

"Fazilet hatada ısrar etmemektir. Benim aslında bakarsanız 'aman ben zordayım bana elinizi uzatın' dediğimi görürsünüz." (Aydınlık, 24 Aralık 2013)

"Arkadaşlara söyleyeceğim olduğu gibi Türkiye ile birlikte yürüyün diyeceğim. İddiaların, eylemlerin çoğunu kabul ediyorum." (Aydınlık, 24 Aralık 2013)

"Devletin hizmetinde dev gibi bir demokratik çalışmayı şimdi yapabilirim. Şimdi bunu yıkmaya çalışıyorlar aslında. Asılsam bile size her zaman teşekkür edeceğim." (Aydınlık, 24 Aralık 2013)

"Eğer devlet bana hizmet imkânı verirse, çok açık söylüyorum, inanılmaz gelişmeler ortaya çıkacak. Ben dün şeyi söyledim, yani Doğudaki halkın Cumhuriyetin taze bir kanı haline getirilmesidir." (Aydınlık, 24 Aralık 2013)

"Gel şunu yap deyin, bu benim için emirdir." (Aydınlık, 17 Aralık 2013)

"Ben devletin.. oldukça akıllı bir eri gibi çalışacağım" (Aydınlık, 17 Aralık 2013))

"Devletin adamı olmak da çok büyük bir onurdur." (Aydınlık, 170 Aralık 2013)

İğne ucu kadar hizmetim olursa ne mutlu bana" (Aydınlık, 20 Aralık 2013)

"Hiçbir şey istemiyorum, rütbe, şu, bu, istemiyorum. Sadece çalışma imkanı istiyorum." (Aydınlık, 20 Aralık 2013)

"Ben eylemlere yüzde 90 karşı idim. En büyük hizmet tutkusu bendedir." (Aydınlık, 16 Aralık 2013)

"Apo bu değil. İş yapacağım, hizmetim olacak, milyonlarca insanın gücünü ilaç gibi kullanacağız." (Aydınlık, 16 Aralık 2013)

İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, bugün İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında Abdullah Öcalan'ın sorgu görüntülerinin ikinci bölümünü basın mensuplarıyla paylaştı ve Öcalan'ın Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektubun açıklanmasını istedi. Özbey'in açıklaması şöyle;

APO'YU TESLİM ALMIŞTIK

Öcalan'ın İmralı konuşmaları baştan aşağı "hizmet sunmaya" hazır ve elinden geldiğince "hizmet eden" bir insanın konuşmalarıdır.

"Gel şunu yap' deyin, bu benim için emirdir", "Ben devletin... oldukça akıllı bir eri gibi çalışacağım", "Bendeki hizmet aşkını görün", "İğne ucu kadar hizmetim olursa ne mutlu bana", "Hiçbir şey istemiyorum, rütbe, şu, bu istemiyorum. Sadece çalışma imkânı istiyorum", "Apo bu değil. İş yapacağım, hizmetim olacak, milyonlarca insanın gücünü ilaç gibi kullanacağız."

Bu sözleri, bugün İşçi Partisi MKK üyesi olan E. Albay Hasan Atilla Uğur'un başında bulunduğu ekibe söylemiştir.

Abdullah Öcalan'a bu sözleri söyleten, TSK'nın ülke bütünlüğünü ve iç barışı savunmadaki kararlılığı ve teröre karşı mücadelede elde ettiği başarıdır.

Öte yandan kendisinden daha büyük bir güce dayanmak, "teslim olmak" PKK'nın genlerinde vardır. Türkiye gibi bir ülkede, etnik temelde örgütlenen ve hedefine ulaşmak için silaha başvuran bir örgüt başka türlü olamaz.

PKK ilk kurulduğu yıllardan itibaren hep bir güce dayanmıştır. Başka bir ifadeyle teslim olmuştur.

1975-1980 arası MİT'e, 1980-1991 Suriye Muhaberatı'na, 1991-1999 hem Suriye Muhaberatına hem ABD'ye, 1999-2003 TSK'ya, 2003'ten bugüne kadar ise ABD'ye ve ABD üstünden MİT'e dayanmıştır.

Misyonunu "taşeron" olarak belirleyen örgüt, 1999'da TSK tarafından yenilgiye uğratılınca, liderinin ağzından kendisini mağlup edene "hizmet" teklif etmektedir.

Kürt yurttaşlarımızın üzerinde düşünmeleri gereken gerçek budur. Böyle bir örgüt ve böyle bir liderden, halkın yararına nasıl bir "hizmet" beklenebilir?

ÖRGÜTÜNE, ARKADAŞLARINA GÜVENMEYEN LİDER


Öcalan'ın konuşmalarının bir başka çarpıcı yanı, örgütünün lider kadrosu hakkında verdiği bilgidir.

Öcalan'a göre partisinin lider kadrosu,

Her an şu veya bu devlet tarafından devşirilebilir.

Avrupa ülkeleri, PKK kadroları üzerinde çalışmakta ve kendine bağlamaktadır.

İran, Barzani, Talabani, Rusya, Avrupa ülkeleri PKK içinde çeşitli kadrolara çengel atmışlardır.

Suriye'de "kendisinden sonra oynayabilecekleri tek bir adam bırakmamaya dikkat etmiştir".

Öcalan, "PKK'nın merkezi ile devletten daha fazla savaştığını" söylemektedir.

Bütün bu bilgileri veren Öcalan, devlete örgütü "dağıtma" sözü vermekte ve bunu nasıl yapacağını anlatmaktadır.

İşte PKK gerçeği budur.

İMRALI'DA NELER OLUYORMUŞ

1999 yılından bu yana "İmralı'da neler oluyor" sorusuna farklı cevaplar verildi.

Artık bu sorunun yanıtı, Abdullah Öcalan'ın ağzından kamuoyuna sunulmaktadır.

APO'NUN TAYYİP ERDOĞAN'A MEKTUBU:

O MEKTUPTA HER ŞEY VAR

2012 yılı Eylül'ünde Abdullah Öcalan'ın Tayyip Erdoğan'a yazdığı son mektup, PKK'nın "taşeron" niteliğini göz önüne sermesi bakımından son derece önemlidir.

AÇILAN MİT KANALLARI

Abdullah Öcalan İmralı'ya giden BDP heyetine Açılım sürecinin nasıl başladığını anlatmıştı. "Cezaevi Müdürüne 'MİT Müsteşarı Hakan Bey'i yalnız bırakmamak gerekir" dedim. Sözlü, yazılı iletişime geçtim. 5 ay önce tekrar kanal açıldı, diyalog başladı." (İmralı Tutanakları, Milliyet, 28 Şubat 2013) Öcalan'ın bu açıklamasından öğrendik ki, MİT görevlileri ile kendisi arasında bir "kanal" varmış ve o kanal 2012 yılı Eylül ayında "tekrar" açılmış.

'KANAL'I AÇAN MEKTUP

Öcalan, 1999 yılı Şubat ayında İmralı'ya getirilmesinden beri subaylarla ve MİT görevlileriyle görüştüğünü avukatlarına anlatıyordu. Bu anlatımlar, PKK'ya bağlı haber ajansları tarafından kamuoyuna duyuruldu ve kitap olarak da yayımlandı.

Ancak bu yayınlarda, Öcalan'ın Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektuba hiç değinilmedi.

Oysa o mektup, "kanalın açılmasını" sağlayan mektuptu.

Görüşmelerin başlaması için, Abdullah Öcalan'dan öncelikle bir taahhütname istendiği anlaşılıyor. Önce Apo, "hizmet" niyetini belgelemeliydi.

O mektup açıklandığı gün görülecektir: PKK lideri, kendisinin hangi görevleri yerine getireceğini yazılı olarak verdi. Zaten bizzat Apo, kendisinin "araç" görevi yaptığını açık açık söyledi (Özgür Gündem, 18 Ağustos 2013).

Şimdi, bütün Türkiye halkının bu ilişkileri öğrenmesi, şarttır.

ERDOĞAN, APO'NUN MEKTUBUNU AÇIKLAMALIDIR


Mektup, Tayyip Erdoğan'ın elindedir.

Abdullah Öcalan'a yazdırtılan mektubun içinde ne var?

Tayyip Erdoğan, Abdullah Öcalan'ın mektubunu açıklamalıdır!

AÇILIM NEYİ KAPATIYOR?

Türkiye halkından ve özellikle Kürt yurttaşlarımızdan gizlenen nedir?

"Demokratik Açılım" perdesi altında, halktan gizli hangi dolaplar çevrilmektedir?

Anadolu'da ve Trakya'da yaşayan bu halkın başına hangi çoraplar örülmektedir?

Açılım, neyi kapatıyor?

Bu soruların cevaplarını, yayınladığımız görüntülerde yer alan Abdullah Öcalan'ın ağzından sözcüğü sözcüğüne öğreniyoruz.

BARIŞ DEĞİL SAVAŞ

Ülkemizin geleceği karanlık oyunlarla belirleniyor.

Yürüyen süreç, ABD-İsrail'in Türkiye himayesinde Kürdistan, yani İkinci İsrail planıdır.

Plan, milli değildir, Amerikan emperyalizmi ve İsrail siyonizminindir.

"Barış, barış" tempoları tutularak, ülkemiz ABD'nin kanlı senaryolarının içine itiliyor.

Bu süreç bir barış süreci değil, kanlı savaş sürecidir.

PATRON ABD, ERDOĞAN TAŞERON

Tayyip Erdoğan'a bu planın uygulaması ihale edilmiştir. Her şart altında, sonuna kadar hizmette kararlıdır.

Bu planın yürümesi için, Öcalan'ın örgüt üzerindeki otoritesi bizzat Tayyip Erdoğan iktidarı ve bir kısım medya tarafından neredeyse kutsallaştırılıyor.

Uygulanan disiplin, büyük patronun, yani ABD'nin disiplinidir.

MEKTUP AÇIKLANMALIDIR

ABD'nin güdümündeki planın esasını yansıtan mektup açıklanmalıdır.

AKP bu plana yatmış, Türk milletine kabul ettirmenin yollarını aramaktadır.

Öcalan da mektupta yüklendiği sorumlulukların gereğini yapmaktadır.

O mektubu artık ne Tayyip Erdoğan, ne de Abdullah Öcalan gizleyebilir.

Hangisi daha yürekliyse, o açıklamalıdır.

Artık bu süreç halktan gizli götürülemeyecektir.

İşçi Partisi, buna izin vermeyecektir.

Enstrümanla çözüm girişimini bozguna uğratmakta kararlıyız!

Halkın birleşerek özgür çözümünün önünü açıyoruz!

Mektup açıklanmalı, halk neyin planlandığını öğrenmelidir!

HERKESE ÇAĞRI


AKP ve BDP yöneticileri ve üyeleri dahil, Türkiye'de yaşayan herkese çağrımız, halkın bilgilenme hakkı içindir.

Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan o mektubu açıklamalılar!

Özellikle Kürt kökenli yurttaşlarımıza sesleniyoruz:

Bu enstrüman ilişkileri kelepçeli ilişkilerdir.

Kelepçe, halkın bileklerine takılmıştır.

Abdullah Öcalan üzerinden halk rehin alınmıştır.

Gerçekleri bilmek, bütün Türkiye halkını, özellikle Kürt yurttaşlarımızı özgürleştirecektir.

Halkla birlikte bütün siyasal partileri, bütün basın kuruluşlarını, gazeteleri, televizyonları ve sosyal medyayı göreve çağırıyoruz!

Öcalan'ın Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektup derhal açıklanmalıdır!

Aydınlık



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 07.02.2014- 21:50


Öcalan suç duyurusunda bulundu İP'den yanıt gecikmedi: Merak etmeyin ham hallerini de yayınlayacağız


Resim Ekleme

İşçi Partisi'nin "İmralı'daki Apo" gerçeğini yayınlamasının ardından Öcalan'ın avukatları İşçi Partisi'ne suç duyurusunda bulundu. Apo'nun avukatları "Esasında mevcut olmayan bir konuşma teknoloji vasıtasıyla mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmiş ve servis edilmiştir" dedi.

Görüntülerin ham halleri dağıtılacak

Apo'nun avukatları tarafından İşçi Partisi'ne yapılan suç duyurusuna İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem Ulusal Kanal ekranlarından cevap verdi. Görüntülerin kesinlikle montaj olmadığını söyleyen Senem, "Bu görüntüler, belgeler devletin arşivlerinde zaten var. Dava açacaklarmış açsınlar. Yaşadıklarımızı biliyoruz . 80 öncesi Doğu'da devrimcileri yok etmek üzere kurulan birlikleri biliyoruz. Apo, 80'den sonra Suriye muhaberatının emrine girdiğini itiraf ediyor bakınız. Devrimci subayların sorgulamalarından anlaşılıyor ki o zaman Türkiye hizmetine çalışmak istediğini söylüyor ve 2004'ten sonra Amerika'nın kontrolüne giriyor. Bunlar varken sözlerin çarpıtıldığı ve montaj olduğunu söylemek yanlıştır. Kaldı ki görüntünün ham hali de basınadağıtılacak." ifadelerini kullandı.

Aydınlık



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
toplumcu
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2013
İleti Sayısı: 355
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: toplumcu
Cevap Tarihi: 08.02.2014- 15:25


Öcalan yakalandıktan sonra yüzseksen derece dönüş yapmış ve çözülmüş. Söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 09.02.2014- 19:11





Abdullah Öcalan'ın Sorgudaki Görüntüleri Çıktı - 3



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 09.02.2014- 19:12





Abdullah Öcalan'ın Sorgudaki Görüntüleri Çıktı - 4



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 09.02.2014- 19:18


Öcalan görüntüleri travma yarattı/ Kürt siyasi çevreleri 'enstrümanlığı' tartışıyor

Resim Ekleme

Abdullah Öcalan'ın yayınlanan görüntüleri büyük tartışma yarattı. Öcalan'ın itirafları üzerine başlayan tartışma Kürt siyasi çevrelerinin internet sitelerine ve haber bloglarına böyle yansıdı

İşçi Partisi'nin açıkladığı Abdullah Öcalan görüntüleri Kürt siyasi çevrelerinde de yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandı. Sosyal medya ve internet sitelerindeki tartışmalarda, Abdullah Öcalan'ın çizgisi üzerine değerlendirmeler yapıldı.

Serbesti: Düşman karşısında iki büklüm

Serbesti Forum adlı sitede, "Öcalan gerçek yüzünü gösteriyor" başlıklı yazıda yer alan yazı şöyle:

"Kürtlere yöneldiğinde aslan kesiliyordu - 'düşman karşısında' ise iki büklüm olmuş, adi, işbirlikçi bir Öcalan görünüyor.. Ne hayinmiş kendiniz görün! O kadar çok yiğitlerimizin canını aldı ki - haddi-hesabı yok!"

Rızgari tam metin verdi

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Hasan Basri Özbey tarafından İşçi Partisi İstanbul İl Merkezi'nde yapılan açıklamada Öcalan'ın 1999 yılında Emekli Türk Albayı Hasan Atilla Uğur tarafından yapılan sorgusuna ait görüntüler deşifre edildi. Aydınlık gazetesi de daha önce dizi olarak yayınladığı Abdullah Öcalan´nın sorgu ifadelerinin video görüntülerini yayınlamaya başladı.

Kurdistanaktuel: İtiraflar korkunç

PKK Kurucularından Selim Çürükkaya'nın yazarları arasında bulunduğu kurdistanaktuel adlı sitede Editörden imzasıyla yayımlanan yazıda, konuyla ilgili şu satırlara yer verildi:

"Bundan bir müddet önce Aydınlık Gazetesi Abdullah Öcalan'ın 1999 Yılında İmralı'daki itiraflarını yayınlamıştı. Bu itiraflar yayınlanırken AKP Hükümeti, MİT veya Adalet Bakanlığı Öcalan'ın fotoğraflarını basına servis etmişti. Hükümet yanlısı gazeteler Öcalan yanlısı internet siteleri televizyonlar ve basın kitleleri Öcalan ın fotoğrafları ile oyalamıştı.

Kitlelerin Öcalan' ın itiraflarını okumaması için Öcalan'ın fotoğrafları üzerinde hararetli tartışmalar başlatılmıştı. Fotoğrafların üzerinde çok duruldu, ama itirafların üzerinde durulmadı. Gerçi itiraflar çok korkunçtu. Öcalan açıkça kendisinin Türk devletinin eri olduğunu söylüyordu.

Kürt sorunu diye bir sorunun olmadığını iddia ediyordu.

Ve kısacası Öcalan öyle şeyler söylüyordu ki; 15 yıldır yazı yazan bütün Apocu kalemlerin yazdığı her şeyin yalan olduğunu ispatlıyordu.

14 yıldır Öcalan'ın lehine yorum yapan Kürt ve Türk aydınlarının yazdıkları çöplüğe gidiyordu. 'Devletle pazarlık yapıyor', 'Kürtlerin lideri barış yapıyor', 'Mandela gibidir...' teraneleri hep boş çıktı.

Biz bu çöplük 'aydınların' yerinde olsaydık en azından bu güne kadar bir itirafçıyı kılavuz kabul ettiğimizden dudaklarımız moktan çıkmadı der, artık yazmazdık.

Ama nerde bunlarda utanılacak yüz? Onlar kılavuzden daha uyuz!

Nihayetinde Aydınlık gazetesinin yazdıklarının yalan olduğunu ne Kandil'dekiler ne de BDP söyledi.

Öcalan Aydınlık'taki yazı dizisi yayınlandıktan bir kaç gün sonra verdiği bir demeçte, 'Ben devletletle pazarlık yapmıyorum, verdiğim sözü yerine getiriyorum' diyerek yazı dizisini onayladı. Ama duymak ve görmek istemeyenler o kadar aymaz ki!"

Telaşı diline vurdu!

PKK'nın yayın organlarından Özgür Gündem gazetesi, dün İşçi Partisi, Doğu Perinçek ve Hasan Atilla Uğur'u hedef aldı. Öcalan'ın sorgu görüntülerinin yarattığı telaş gazetenin diline de yansıdı. "Hedef sürecin mimarı" başlıklı haberinde İP ve Perinçek'e karşı CIA ve MİT merkezli psikolojik savaş malzemelerini tekrarlayan gazete, "görüntüler montaj" savunmasından öteye gidemedi. Özgür Gündem yazarı Günay Aslan görüntülere ilişkin sosyal medyada, İşçi Partisi Genel Başkanı'na saldırdı. Yine PKK yanlısı sitelerde Perinçek, Aydınlık ve İşçi Partisi'ne yönelik saldırı içerikli yazılar yayınlandı.

Aydınlık



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 09.02.2014- 19:26


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

[size=2] Kürt siyasi çevreleri 'enstrümanlığı' tartışıyor



Nasname isimli bir sitede söyle bir yorum var. PKK disindaki bir Kürt hareketinin video kasetine bakis acisi.


​İt İti Isırdı; Pislikler Ortalığa Saçıldı! (VİDEO)


Abdullah Öcalan’ı “Kürd lider” diye pazarlayanların başında Doğu Perinçek geliyordu.

PKK’nin devlet tarafından kurulan taşeron bir örgüt olduğunu ve Abdullah Öcalan’ın da MİT menşeli olduğunu en iyi bilen Doğu Perinçek idi. Çünkü kendisi de aynı işgalci devletin “sol” maskeli tetikçisiydi.

Öcalan yakalandığında sisteme (özellikle de İmralı’ya) egemen olan Kemalist kanat, onu sistem içi kavgada bir piyon olarak kullandığı için hep övüldü, yüceltildi ve zavallı Kürdlere pazarlandı. Ancak, Kemalizm-AKP hesaplaşması sonucu İmralı denetimi el değiştirince, Doğu Perinçek ve tüm Kemalistlerin “Öcalan hayranlığı” bitti. Çünkü Abdullah Öcalan efendisinin isteklerini yerine getirmekle yükümlü bir taşerondu. Öcalan’ın kendi kontrollerinden çıkıp AKP’nin tetikçiliğine başladığını gören Kemalistler, Öcalan’ın pisliklerini (çok azını) piyasaya sürmeye başladılar.

Evet it iti ısırmaya başladı ve artık tartışılacak hiçbir şey kalmadı. Birileri hâlâ kalkıp Öcalan ve anlayışını aklamaya çalışırsa bunun bir tek anlamı vardır. Bu da, “ben işgalci devletin taşeronuyum” itirafından başka bir şey değildir/olamaz.

Yıllardır,

PKK bir devlet projesidir,

Öcalan devletin MİT havuzunda eğitilmiş ve Kürdlerin başına bela edilmiş bir haindir,

PKK’nin varlık nedeni Kürdlerin devletleşmesini engellemektir,

Abdullah Öcalan İmralı’da cezaevinde değil, devletin misafiridir ve her söyledikleri direkt devlet aklı tarafından söyletilen şeylerdir.

Öcalan kendi isteği ile Türkiye’ye geldi,

Öcalan’ın öyle kasetleri var ki, devlet istese onu bir günde bitirir. Ama devlet onu daha da kullanmak istiyor. Öcalan’ın sex kasetlerinden tutun, Kürdleri açıkça pazarlayan konuşmalarına, içki sofrasında MİT elemanlarıyla “görüşme notlarını” ortak hazırlamasından tutun, KCK/BDP başına kimlerin getirileceği listesinin devletle birlikte hazırlanmasına kadar her konuda her türlü pisliğin/ihanetin/düşkünlüğün ve ahlaksızlığın somut belgeleri devletin elindedir. Devlet ve devletçiler, “kutsal devlete” zarar gelmeyecek şekilde var olan belgeleri kontrollü ve kısmi olarak piyasaya sürüyorlar sadece…

Ortaya çıkan ve çıkacak tüm rezillikleri yıllardır dillendirdik. Gerçekleri dillendirdik diye sadece Apocu çetelerin değil, onlarla yakın olan (hemen hemen tüm Kürdistanlı politik aktör ve kurumlar) herkesin ortak hedefi olduk. Gerçekliğin savunucusu olduğumuz için bu çirkin ve kutsal saldırı ittifakını bertaraf ettik ve gerçekliğin ortaya dökülmesi noktasında üstümüze düşeni yaptık.

Bu çirkin, kirli ihaneti açık ya da gizli olarak savunanlar, Öcalan ihanetini direkt veya dolaylı olarak aklayanlar politik ve etik olarak ifalas ederken, içine düştükleri düşkünlükten çıkmak için çırpınırken;

Özgür Bireyler Topluluğu olarak, gerçekliğin görünmesinde oynadığımız olumlu rol için huzurlu ve gururlu olma hakkımızı kullanıyoruz; pisliğin savunucuları/aklayıcıları çırpınırken, bizler de doğrudan yana olmanın biraz tadını çıkaralım. Onurlu insanlar bunu hak ettiğimizi biliyordur…

Haber/Yorum

07.02.2014





Bu ileti en son Alisan tarafından 14.02.2014- 14:53 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 09.02.2014- 19:29


İmralı'daki APO konuştu, onlar panikledi

Resim Ekleme

Önce Aydınlık'ta yayımlanan PKK'nın "asparagas" demesi üzerine İşçi Partisi'nin yayınladığı Abdullah Öcalan sorgusunun görüntüleri Türkiye'nin başlıca gündem maddeleri arasında.

Çok sayıda köşe yazarı Öcalan'ın sorguda ifade ettiği sözleri yorumladı. İşte yorumsuz olarak o yazarların yazılarında öne çıkan satırlar:

Öcalan'ı itibarsızlaştırma projesi

Barış sürecinin iki önemli aktörü var:

Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan. İkisi de kendi hitap ettikleri kitleyi çatışmasızlığa ve çözüme ikna etmek için, riski göze aldılar, ellerini taşın altına koydular.

Kimler bunlar acaba? Öcalan'ın 15 yıl önceki sorgusunun kasetlerini elde etme yeteneğine kimler sahip olabilir? (...)

Hükümet ve MİT'in, 'Öcalan'ın itibarsızlaştırılmasını' istemeyeceğini de hesaba kattığımızda, fotoğraf netlik kazanıyor...

Oral Çalışlar - Radikal

Öcalan'ın kaseti

Doğrudan soracak olursak; BDP ve Kandil, Öcalan'a karşı tavır alabilir mi?

İnternete sızan ses kaydında malum kişi, paralel devletin amaç ve beklentisini şöyle özetliyordu:

"İmralı'nın hükmü bitti. Bundan sonra tekrar çatışmalı bir süreç geliyor. İmralı, hapiste olduğu için mecburen yandaş. O sempatik olmak durumunda ama öbürleri bunu kabul etmek zorunda değil."

Kurtuluş Tayiz - Akşam

Apo'nun itirafları

Bu görüntüleri yayınlamasının çeşitli amaçları olabilir. Bunlardan biri Apo'yu, Ankara'nın işbirlikçi olarak göstererek, Kandil'i hareket geçirmek. Yani /Barış Sürecini /dinamitlemek.

Tamam ama Apo'nun o dönemde böyle laflar ettiği zaten biliniyor. Daha uçaktayken başlamıştı "/işbirlikçi/" konuşmalara. Sorun, "Siyaset icabı gerekliydi" diyecektir. Kürt siyaseti kendini Başbakan Erdoğan'a endeksledi. Ne yolsuzluk operasyonu bozdu bu yakınlaşmayı, ne de PKK'lı üç kadının Paris'te öldürülmesi... Apo'nun taa 15 yıl önce söyledikleri ise hiç bozmaz. Kimse heveslenmesin.

Emre Aköz - Sabah

Öcalan, Perinçek, Devrim...

Bu halde, İşçi Partisi bizzat teyit etmektedir ki; devletin benzer parçalarıyla hapishanede bulunan Doğu Perinçek, sosyalist kimliğiyle değil, devlet içi bir hesaplaşma neticesinde, tıpkı bu devletin 'paşalar'ı gibi hapis yatmaktadır...

Evet, Abdullah Öcalan da bir gerilla hareketinin, dahası bir halk hareketinin lideri olarak, yakalandığında hiç de iyi bir sınav veremedi. Ama o kadar...

Hakan Gülseven - Yurt

Bunlar iki halkın da düşmanı

Mesaj net.

"Ey Kürtler, bugün barışı destekleyen Öcalan'a güvenmeyin sizi satıyor!

Ey muhafazakârlar, Türkler, Erdoğan'a güvenmeyin Öcalan'la iş tutuyor!"

Melih Altınok - Türkiye

Ulu-Sol Paralel İttifakı

Sosyal medyayı kullanıyorsanız girin bakın. Ana yayını "Ulusal Kanal" yapmış ama görüntüleri en çok kim paylaşmış?.. Zahmet etmeyin söyleyeyim. 7 Şubat'tan beri Erdoğan'ı hedefe koyarak kim yayın yapıyorsa, 17 Aralık ve 25 Aralık tuzaklarını kim canhıraş "büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu" diye sunuyorsa, Öcalan'ın "Ulusal Kanal" logolu görüntülerini de onlar dağıtıyor internette..

Ersoy Dede / Yeni Akit

Kaset savaşları

Ne diyor Öcalan? "Taşeronum ben, bana iş verin." Teslim olduğu gün "Görev verilirse yaparım" diyen Öcalan değil miydi zaten? O halde niye bu yemeği ısıtıp yeniden servis ediyorlar?

Candaş Tolga Işık - Posta



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   5   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Hasan Hüseyin Korkmazgil... melnur 0 68 02.03.2024- 22:12
Konu Klasör Eşcinsellik | Hasan Bakır proletersosyalist 1 4199 18.01.2016- 01:12
Konu Klasör Çapulcuların Hasan Sabbah'laşması proletersosyalist 0 3123 16.12.2014- 07:36
Konu Klasör Hasan Ferit Gedik'in cenazesinde 3. gün: özgür 1 4417 03.10.2013- 17:12
Konu Klasör SF'de Hasan Karataş'ın bir yazısı üzerine... melnur 5 4953 01.12.2022- 08:40
Etiketler   Hasan,   Basri,   Özbey:,   PKK,   Apo,   gerçeğini,   aydınlatıyoru
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS