SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   5   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.11.2013- 13:42


Bu başlıkta yazılanları ve bu sözde sol-sosyalist forumların benzer yorumlarını nereye oturtacağız? 1923 Burjuva aydınlanması ve Cumhuriyet konusunda köktenci bir reddiye içinde olan bir kişinin solcu-sosyalist olabilme ihtimali sıfırdır. Tarihe ve tarihi kişileklerle, kinle, nefretle ve duygusal reflekslerle yaklaşılmaz. 1923 aydınlanması bir burjuva aydınlanması değilmiş. Nedir peki? Yanıt yoktur. SAdece kin ve karalama. Faşisstir, ırkçıdır vb. Ümmet toplumundan ulus devlete, kulluktan "insan" olmaya ( yurttaşlığa) geçiş, referansın göklerden yeryüzüne indirilşmesi, saltanant ve hilafetin kaldırılması, hurafeci anlayış yerine bilimin önemsenmesi ve bütün üstyapı devrimleriyle olan bitenin başka türlü bir kavramsallaştırılması mümkün değil ki. Bu yüzden Cumhuriyet ve 23 aydınlanması bir burjuva aydınlanmasıdır ve tarihsel bir sıçramadır. Bu konunun tartışılacak bir yanı olabilir mi?

Kendisini solcu-sosyalist olarak niteleyen bir zihin burjuva devrimlerine, geç kalmışlığından kaynaklanan bir yarım kalmışlığa uğrasa da Cumhuriyet'e ve burjuva devrimcilerine kin nefret duygusuyla yaklaşabilir mi?

Böyle bir şey olabilir mi?

TKP'nin Kemalizm, Cumhuriyet, ve burjuva devrimi saptaması da aşağı yukarı budur. BM.Kemal tarihsel bir kişiliktir. Bütün burjuva devrimcileri gibi saygı da görmelidir. Gösterilmiyorsa, kin ve nefret edilmemelidir. M.Kemal'e kin ve nefret duymak, savunagelinen siyaseti böyle bir nefret üzerinde kurgulama hem tarihin yanlış yorumlanmasıdır ve hem de ( her şey bir yana) bu ülke insanlarının gönlüne iişlemiş bir tarihsel kişilik üzerinden halka dokunabilme yollarını hepten tıkamak olduğu kadar siyasal açıdan da intihardır. Hem solcu-sosyalist olacağını söyleyeceksin ( BKA nezdinde söylemiyorum), hem gerçek komünist olma savlarında bulunacaksın,ve hem de bütün tarihsel yorum yanlışlıklarına rağmen halka itici gelen böyle bir nefret perspektifini ısrar ve inatla savunacak, sürdüreceksin!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.11.2013- 14:02


Aslında bu tür yorumları okurken bu   kin ve nefret söyleminin nereden kaynaklandığını düşünmemiz gerekiyor. Hemen her yazımda bunun altını çizmeye çalışıyorum. Ülkemizde ne yazık ki, sol-sosyalizm konusunda zihinlere yanlış bir algı yerleşmiş. Türkiye'de sol-sosyalizm denilince sanaldaki sempatizanların büyük bir çoğunluğunun anladığı, M.Kemal, bayrak, Cumhuriyet karşıtlığı, kürt ulusal hareketine kuyrukçuluk düzeyinde sempatizanlık. Elbette geliştirilebilir: Ama büyük bir çoğunluğunun zihnindeki öz budur. Sorunlara kürt ulusal hareketi gözlüğüyle bakar M.Kemal, Kemalizm ve Cumhuriyet konusunda bir nefret söylemini benimsersen solcu-sosyalistsin demektir.

Algı bu olunca, bu algı sözde sol-sosyalist forumlarda besleniyorsa sanalda solculuk da bu hale düşecektir.

"Eleştirirse küfür etmek zorunda kalır"mış!

Şimdi bu zihniyet sahipleriyle biraz konuşmaya kalkın 1923 aydınlanmasının gerçekte bir burjuva devrimi olmadığını, ve kanıtlarının da Suphi ve Dersim vb. olduğunu söyleyebilirler. Biraz ilgili ve bilgilileri(!) bu ve benzer şeyler iidia edebilir. Anlamadıkları şey ise, aydınlanmanın bir devrim olduğu onun burjuva karakterini de bir yerde Suphi ve onbeşler olayı ile isyanlardaki yöntemin faşizanca oluşunun ortaya koyduğudur.   Ne yani, yeni kurulan bir burjuva Cumhuriyet kadrolarından komünist liderlere çiçeklerle karşılama beklentisi içinde misiniz? Böyle mi bakılıyor tarihe ve tarihsel olaylara ve sınıfsal mücadeleye? Cumhuriyet dönemindeki kürt isyanlarının gerici karakterine karşı çıkmak yeni kurulan bir cumhuriyet için ne kadar zorunluysa, bu karşı çıkışı bir katliam boyutuna taşımak da zaten onun burjuva niteliğiyle ilgili değil mi?

Kısaca, Cumhuriyet ve aydınlanma konusundaki tarihsel niteliğine yapılan olumlu vurgular, ne bugün için kurtarıcı paradigmalar olduğu anlamına gelir ve ne de bugün için "sosyalist cumhuriyet" diye diretmemiz, 1923'ün tarihsel bir sıçrama olduğu gerçeğini değiştirir.




Bu ileti en son melnur tarafından 06.11.2013- 14:14 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.11.2013- 14:28


Doğrudur, seküler devlet pek çok yanlışa imza attı, çok eziyetler çekildi. Bunun karşılığı kadim Arap ideolojisine teslimiyet ve bu yurdun aydınlık değerlerine ihanet midir?


Şafak Pavey'in konuşmasından bir bölüm bu. Arkadaşımız bu yazıyı bile yazanın sol haberdeki yazısında geçmesi nedeniyle TKP'nin faşizanlığına yormuş.

YUkarda söylemeye çalıştıklarıma şunu da eklemeliyim. AKP dönemi boyunca bu gerici iktidara entellektüel bdestek veren liberal zihniyet sırf kürt ulusalcılığına verdikleri destek nedeniyle "el üstünde" tutulur. Yıllardır budalaca bir soyut" özgürlük ve demokrasi" masalları bu bizim sözde sol-sosyalist forumun sözde sol-sosyalist sempatizanları tarafından sol bir retorik olarak alınır ve içselleştirilir. Oğuzhan Müftüoğlu'na, Kemal Okuyan'a, TKP, ÖDO, halk cephesi'ne ettikleri hakaretlerin ve küfürlerin tek birini bile bu liberak soytarılara yapmazlar, yapamazlar. Onları da geçtik, kürt ulusal hareketini sözde savunduğunu ileri süren, hatta içlerinde bulunan şeriatçılara da pek ilişmezler. Varsa yoksa sol-sosyalizm düşmanlığı! Tabii ilginç olan, trajik olan da bu düşmanlığı sol-sosyalist bir duruş olarak algılamaları ve algılatma için çaba harcamalarıdır.

DEmokrasi ve özgürlük öylesine budalaca bir övgüdür ki bu zihinlerde, CHP'li Şafak Pavey'in bile gerisindedirler. Evet, bu Cumhuriyet, bu "seküler" devlet yapılanması pek çok yanlışa da imza atmıştır. Çok eziyetler de çekilmiştir. Biz bunun karşıtlığının sosyalist Cumhuriyet olduğunu söylerken Şafak Pavey, kendi durduğu yerden "kadim Arap ideolojisine ve yurdun aydınlık değerlerine ihanet" olmaması gerektiğini belirtiyor.

Bu arkadaş bu sözden neden rahatsızlık duymuş, yoksa "kadim arap ideolojisini" yani her türlü siyasi ve dinci gericiliği liberal soytarılar gibi demokrasi ve özgürlük kapsamında mı değerlendiriyor?

Yanıt vermez, veremez, vermeye kalkarsa da "küfür etmek zorunda kalırmış!"



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.11.2013- 14:38


Adam uğraşmış etmiş, Ordan burdan alıntıları bir araya toplamış! Bayağı emek harcamış anlayacağınız! Eleştiremiyecekse, neden o kadar uğraşmış?! Çünkü bu tür başlıklara teşekkür yağacağını ve aynı düzeyde ipe sapa gelmez bir yığın eleştirinin(!) de geleceğini biliyor... Bu tür yazılar, bu tür sözde sol-sosyalist forumda kabul edilmenin bir referansı haline gelmiş. Bu tür yorumlar forumda ağırlıkta bulunan zihinler tarafından kabul görmenin örnekleri. Ve kabul görüldüğünde, bir cemaate girer gibi kabul edilmenin "huzuru" içinde yazıp çizme olanağına da kavuşuyorsunuz. Bu durum kişiye güven verdiği gibi, artık solcu olanın en kolayından bir yolu olarak da görülüyor. M.Kemal'den, ay-yıldızlı bayraktan nefret et, Cumhuriyet'e verip veriştir. TKP başta olmak üzere, ÖDP, Halk Cephesi...-kısaca kürt ulusalcılığına kuyrukçuluk yapmayan ve yeri geldiğinde de eleştiren yapıları duruma göre karala...-işte en kolayından kabul gören sanal solculuk...

Bir de bu sözde sol forumlar kendilerini hem sosyalist okulu olarak nitelendiriyorlar ve hem de internet dünyasında burjuvazinin egemenliğine son vermek ve burju kültürünü parçalamak olarak açıklıyorlar!

Komedi mi dersiniz, dram mı?
Yoksa trajedi mi!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.11.2013- 15:15


Bugün yazılanlar içinde biraz değinmeye çalıştım. Önemli bir konu. Belki başlı başına bir başlığı da hakediyor ama biraz daha açmak gerekiyor sanırım.

Sosyalist devrimci dediğimizde ideolojiyi sosyalizm, yöntemi de devrim olarak işaret etmiş oluruz. Sosyalist devrimciler sosyalist devrimin reformlarla değil, devrimle olacağını savunurlar. Başka başlıklarda bu konuda açıklama var ama şunu söylemek gerek: Siyasal iktidarın alınması bkonusunda Marksizmde bir boşluk vardır ve bu boşluk da Lenin tarafından doldurulmuştur. Lenin hem öncülük ve parti teorisiyle kitlelerin siyasal iktidarı nasıl alabileceklerinin çözümlemesini yapmış ve hem de o koşulların nesnel ve öznelliğini bize resmetmiş.

Yanlış biliniyor; Leninizm hiç bir zaman bir örgüt kurulmalı ve bu örgüt silahlanmalı, merkeziyetçi ve dar kadro halinde örgütlenmeli ve silahlı mücadeleyle de devleti ele geçirmeli" şeklinde yöntemi savunmaz. Böyle bir algı Leninizmin karikatürü olmaktan öteye geçmez. Bu sözde sol-sosyalist forumda kendini biraz olsun Leninist olarak tanımlamaya çalışanlarda da böylesine bir algı var. Doğru değil. Tartışılması bile abes bir durum. Böyle bir yaklaşım, söyleyen kişi neyi savunursa savunsun, Leninizmin bir karikatürünü savunmuş olur. Kendini ML olarak tanımlayan bir kişi, öncelikle bu karikatürden uzak tutmalıdır...

Konuyla ilgi bir başka yanılsama öncünün kitleye önderlik edeceğini, ama kitlenin kendiliğinden ayaklanmaları sonrasında yani " o an" geldiğinde ortaya çıkacağını ve o ana kadar da illegal bir yapılanma içinde olunması gerektiğini savunur.

Bu düşünce de doğru değildir. Bir gezi örneği yaşadık. Gezi çok önemli bir direnişti, ülke çapında bir ayaklanmaydı ama bütün albenisine rağmen bir devrimci durum da değildi. Ama daha ilerisini düşünelim,ülke nesnel koşulların olgunlaştığı ve kitlerin büyük bir dirençle ortaya çıktığı o anda o zamana kadar illegalde kalmış ve dolayısıyla kitleyle bağ kuramamış, kitleyi mobilize etme becerisinden yoksun örgütlenmeler devrimde öncü olabilir mi?

ASlında tartışmak istediğim bunlar da değil. Şunu söylemeye çalışıyorum. İster gezi türünde bir direnç ortaya çıksın, isterse devrimci durum olarak niteleyeceğimiz bir geniş halk yığını insiyatifi, hiç kuşkunuz olmasın, o anlarda bile bu geniş yığınlar sosyalist bir bilinç sahibi olamayacak, en azından tarihsel sorumluluklarının farkına varamayacaktır.

Şu soruyu soralım: Bu ne anlama gelir? Böyle bir yaklaşımdan çıkartılması gereken sonuç ne?

Çok basit, gezi örneğinde görüldüğü gibi, kitlenin ilerici her hareketlenmesi o verili durumda kendisine en yakın sloganlara, önderlere ve sembollere sarılarak yapılması sonucunu doğurur. Sorun o sembollere gerici bir anlam yüklemek değil, ilerici bir doğrultuda ortaya çıkan o hareket-direniş ve ayaklanmayı daha ileri çekebilecek bir söylem ve mücadele hattı kurabilmekten geçer.

Her şey bir yana, eğer sosyalistseniz, bir Leninistin asla vazgeçemeyeceği ve her koşul ve zamanda savunması gerektiği siyasal devrim perspektifi diye bir olgu varsa, her spesifik olayı bu doğrultuda çözümlemek durumundasınız demektir. Tarihsel yanlışlığı bir yana M:Kemal nefreti, Cumhuriyet düşmanlığı ve benzer retorik üzerinden kurulan bir sol-sosyalist doğrultu da bu yüzden bir karikatür olacaktır ve toplumsal alanda da hiç bir karşılık bulamayacaktır.

Leninizm'in önemli bir niteliği sınıf bilinci tezidir. Buradan hiç bir şekilde geniş yığınların eninde sonunda sosyalist bilince sahip olacakları, devrim yapacakları ve partinin görevinin de kitleye bu "doğru bilinci" vererek, onları "yanlış-geri bilinç"ten kurtaracakları yönünde olacağı düşünülmemeli. Sınıf bilinci böyle değerlendiriliyorsa, siyasal devrimin sosyalist yığınların ayaklanması yoluyla gerçekleşeceği yönünde bir algı varsa, bu anlayış da temelden yanlıştır. Parti sınıf bilincini önemser, ama kitlelerin yığınsal olarak tarihsel görevlerinin kendiliğinden farkına varamayacağını da bilir. BU yüzden parti sınıfı siyasete taşır. Birlikteliği bu siyaset yoluyla kurar. Sınıf ve emekçi halk da bu birlikteliği kurarken içinde bulunduğu nesnel durumdan ötürü en yakınında bulduğu sembollere, liderlere, marşlara sarılır. Bir sosyalist bu fotoğrafı bu bütünlük içinde değerlendiremiyor ve Gezi örneğinde gördüğümüz gibi ay-yıldızlı bayrak üzerinden kitleyi gerici olarak niteliyor ve "aman ha" diyebiliyorsa, o anlayışın sosyalist mücadeleyi kavrayabilmesi pek de mümkün değildir.

Marks'ın söylediği gibi gerçek çoğu kez görünenden farklıdır; farklı olmasaydı ne bilim olurdu, ne bilimsel yöntem ve ne de kısacası, bilimsel düşünme... Bu önermelerin bile Cumhuriyet'le, aydınlanmayla ilgisi var...

Anlayana!







Bu ileti en son melnur tarafından 06.11.2013- 15:34 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.11.2013- 18:41


Tekrar aynı soruyu soralım; bu nefret, bu kin neden? İktidarda faşist-dinci bir parti varken ve hemen her gün toplumsal-siyasal alanda egemenliğini daha da arttırırken ve artık bireysel yaşamlarımıza bile müdahale etmeye kalkışacak kadar ileri gitmişken bu zihniyet neden hala ismi var kendi yok Kemalizmle uğraşır? Neden anlamını ve içeriğini bile kavrayamamasına rağmen Cumhuriyet'e düşmandır? Neden ortada bir yığın liberal soytarı, şeriatçı zihniyet dururken ve AKP tarafından dinci bir faşizm örülürken solu, sosyalistleri, TKP'yi, ÖDP'yi, Halk Cephesi ve benzer örgütlenmeleri eleştirir? Neden bu tür gerici, hadi biraz daha yumuşatalım, gericiliğe destek veren siyaset sanal alemde de olsa gündemdeki önceliğini ve hatta belirleyiciliğini yitirmez?

Ulusalcılık solda bir savrulmadır; liberal zihniyeti sol olarak pazarlama da eğer bir ihanet değilse savrulmadır. Ama kürt ulusal hareketine kuyrukçuluk da bir başka savrulmadır. Yıllar boyu hem ulusalcılığı ve hem de liberal solu ideolojik yönden eleştirdik. Ama yetmiyor; hem   ( çoğumuz için bir ezber de olsa) ulusalcılık ve hem de liberal sol sosyalist saflardan arındırılmıştır. ( Bu konu bile başlıbaşına ayrı bir konu. Hem de oldukça önemli.) Ama kuyrukçu siyasetin sol sempatizan kitle üzerindeki etkisi eskisi kadar olmasa da devam ediyor. Yukarda eleştirmeye çalıştığımız zihniyetleri biraz eşeleyin altından ya kürt ulusal hareketinin milliyetçi sempatizanlığı çıkacaktır, ya da solculuğun   kuyrukçuluktan geçtiğini sanan bir zihniyet...

Şimdi bu tür bir eleştiriyi biraz yüksek sesle dillendirin, eğer "faşistsin, sosyal şovensin" veya "eleştirmeye kalkarsam fena konuşurum" yetersizliğiyle karşı karşıya kalmazsanız, en fazla ileri sürecekleri şey UKKTH'dir. Oysa UKKTH de temelde ayrı bir devlet hakkının savunulması ve bu yönde mücadele edilmesidir. Kürt ulusal hareketinin böyle bir iddiası veya hedefi kalmış mıdır? Daha dün APO devlet konusunda bir yığın inciler döküp, Marks ve Lenin için ağzına geleni söylemedi mi?

Kuyrukçulara sorsan, " ulusal bir harekettir, sosyalizmi savunması gerek değil, onlara irade dayatamazsın!"

Güler misin ağlar mısın?

Bir sosyalist için esas olan sınıf mücadelesidir. Sınıfsal perspektiftir. Menşevik Martov'a sorulduğunda Lenin için "rüyasında bile devrimi görür" demişti. Bir sosyalisti tanımlayan en güzel ifadelerden biri. Sosyalistler çevre konusuna duyarlıdır, sosyalistler her türlü cinsiyet ayırıma da karşıdırlar, sosyalistler azınlık haklarını da savunurlar ve sosyalistler kürt halkın her türlü ukültürel ve demokratik haklarının elde edilebilmesini de savunurlar. Ama bütün bu savunmalar, başlı başına bir mücadele biçimi veya kuyrukçuluk olarak karşımıza çıkmaz. Hepsi, kürt halkının sorunları da bir sosyalist için talidir. Sınıf mücadelesine bağlı olarak yürütülür.

Anlayamadıkları budur!

Kürt ulusal hareketinin milliyetçi sempatizanlarının sola yönelik hakaretlerinin nedeni de budur. Çünkü milliyetçilik budur. Milliyetçilik ötekileştirmeye, karşıt oluşturmaya ihtiyaç duyar. Ezeni de böyle, ezileni de...Cumhuriyet tarihi boyunca ortaya çıkan kürt kalkışmalarında burjuva devletin uyguladığı şiddetin bir katliam boyutlarına varması da bu milliyetçiliği pek çoğunda bir nefret söylemine de dönüştürmektedir. Hele bir de geçmişinde az biraz solculuk da varsa bütün bu milliyetçi tutumlar sol cilalı bir sosa da barındırılabilmektedir. Karşımızdaki iğrençliğin büyük fotoğrafı budur. Adında sol-sosyalizm olan platformların da aynı zihniyetli kişiler tarafından yönetildiğini düşünürseniz, bataklığın ne kadar tehlike saçtığını anlayabilmek çok zor olmasa gerek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
şibusa
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: şibusa
Cevap Tarihi: 06.11.2013- 23:15


"Türk üm demek ırkçılık olarak düşünülüyor " diyen üyeye karsı çakma sosyalist forumun SAHİBİ ne yazdı acaba? SAHİBİN avatarı ve mahlası aşağıda, avatardaki kişi tutsak iken CIA dan böyle zulüm görmemiştir...


Resim Ekleme          
che_1955
İŞÇİ...      
                                                                               


Genlerini kontrolmu ettirdin? Meşhur %10'dan olduğunumu sanıyorsun?

Türküm demek devleti kutsamaktır yani T.C denen burjuva sınıfının zor aygıtını kutsamaktır. Ordusunu, polisini,yargısını,baskısını,hanını,hamamını,yarı açık cezaevi konumundaki fuhuş pazarladığı kerhanelerini kutsamaktır.





Devrimle ilgili bir konudayız...

Hayatta çoğunluğunun   birebir karşılığı olmayan, sanal ortamda yaratılan sanal mahlaslarla işletildiğini düsündüğüm, Türkçe nin en büyük!   "sosyalist" forumunun tek ve biricik "danışmanı", "sosyalist bilge" kişi...   Avatarla yazdıkları arasındaki uyum yorumu sizlerde!


Resim Ekleme        
hasan karataş
DANIŞMAN  
                                                                                       


"Devrimler artık alttan gelmeyecek. Zaten ne işçi sınıfı devrimi, ne halk devrimi ne de ulusal devrimler, hepsi de yalan oldular artık. Çağımızda böyle devrimler yok ve hiçbir zaman olmayacak. Böyle devrim yapacağız diye iddia eden örgütler bulunmaktadır. Ancak bunların hepsi yalancıdır. Gerçekte hiç birisi devrimci değildir.

Günümüzde, şimdiye dek yaşanmış bütün devrimler, müzelerde yerlerini almışlardır. Ne oldu Kemal’in devrimleri kaldı mı? Hepsi gidiyor. Lenin’in devrimi de gitti, Mao’nun devrimi de gitti. Hepsi gidecek. Burjuvaların devrimleri de gidecek. Dünyada devrim diye bir şey kalmayacak. Devrimciyim diyenler, boylarına postlarına bakmadan, koca yalancılar olarak piyasada dolaşacaklardır.

Koca yalancıların arkasında giden ve ölenler ne olacak dersiniz? Yazık olacaklar. Bugün hep öyle olmaktadır. "    
                                                                                                   

Bu kişilerden ve forumlarından çok şey olabilir, GÖREVLİ dahil.
Ama solcu, sosyalist olmaz...



Sol Paylaşım küçüktür ama
İYİDİR!!!  


:)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 07.11.2013- 13:23


Sn.şibusa;

Buraya aktardığın SF'nin iki yöneticisinin yazıları ibretlik yazılardır. Zaten kürt ulusal hareketi sempatizanlarının bu tür forumlara hakim olması büyük oranda yönetimde bulunan arkadaşların sosyalist olmamalarından kaynaklanıyor. Hemen hemen tamamı, hem kendilerini bir şekilde "sosyalist"," Marksist" veya "leninist" olarak tanımlarken savundukları siyasi anlayışın bilimsel sosyalizmle hiç bir ilgisi bulunmamaktadır Dolayısıyla hem yöneticilerinin zihinsel yapısı ve hem de burada katılımcı olarak bulunan üyelerin çok büyük bir çoğunluğunun soldan çark etmiş bir ulusal hareket sempatizanları olması karşılıklı olarak birbirlerini etkilemelerine ve birbirlerinden beslenmelerine yol açmaktadır. Karşımıza çıkan abuk subuk düşünce ve tutumların sol-sosyalizm olarak adlandırılmasının nedeni de budur. Birinci örneğinizdeki başlığı dün SF'de okumuş ve ona ilişkin bir başlık açmak istemiştim. Hasan Karataş adlı danışmanın yazısını yazdığı başlığı ise bugün ilk kez gördüm. Bence ayrı bir başlıkta tartışılması-eleştirilmesi gereken bir yığın saçma sapanlık egemen o başlıkta...

Detaylı bir eleştiriyi de hak ediyor.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   5   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sözde sol-sosyalist forumlarda emperyalizm yorumları melnur 2 5138 11.01.2015- 20:29
Konu Klasör Sözde sol, sosyalist(!) forumlarda anlamadan yazmak. melnur 0 1846 23.11.2018- 11:10
Konu Klasör Sözde sol sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlarda samimiyet ve öz eleştiri... melnur 2 1986 18.09.2020- 06:35
Konu Klasör Sözde sol-sosyalist forumda cumhuriyet düşmanlığı... melnur 10 7256 29.10.2022- 08:38
Konu Klasör Aram Pehlivanyan üzerinden TKP düşmanlığı, AGOS ve sözde sol-sosyalist forumlar... melnur 1 1990 23.12.2019- 08:26
Etiketler   Sözde,   sol-sosyalist,   forumlarda,   TKP,   düşmanlığı.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS