SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kırım adım adım ayrılıyor           (gösterim sayısı: 3.298)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 03.03.2014- 12:08


Kırım adım adım ayrılıyor

Resim Ekleme
Harkov'da Rusya yanlıları  

Kırım'da önemli askeri ve güvenlik yetkilileri Kiev'in otoritesini tanımayarak bölgenin emrine geçti. Daha önce de bir tuğamiral Kiev'i reddetmiş ve Kırım'ın kendi deniz filosunu kurma ihtimali belirmişti. Harkov'da ise polis devlet binalarının milliyetçiler tarafından ele geçirilmesini izliyor.

(soL - Dış Haberler) Ukrayna'nın Kırım otonom bölgesinde başlayan gerginlik, Kırım'ın adım adım ülkeden ayrılmasına doğru gidiyor.

Dün, Kırım Güvenlik Servisi şefi Petyor Zima, İçişleri Bakanı Sergey Abisov, Acil Durum Hizmetleri şefi Sergey Şarkov ve Sınır Muhafızları şefi Viktor Meiniçenko Kiev'i reddederek Kırım halkı üzerine Simferopol'de yemin etiler.

Bakanlar Kurulu binasında yapılan törende yemin eden isimler, "Kırım Otonom Cumhuriyeti anayasasına riayet edeceğine ve onu sıkıca koruyacağına" tek tek yemin ederken, Kırım Başbakanı Sergey Aksyonov, bu olayın bölge tarihinde "bütün güvenlik birimlerinin otonomi içerisinde resmen kurudluğu gün" olarak anılacağını söyledi.

Kırımlıların kendi kendilerini koruyabileceklerini göstereceklerini belirten Aksyonov, bölgedeki güvenlik güçlerinin yüzde 90'ının otonom cumhuriyetin emrinde olduğunu savundu. Başbakan, Kırım Savunma Bakanlığı'nın da çok yakında oluşturulacağını kaydetti. Aksyonov, bu bakanlığın temel ilkesinin, "Eğer barış istiyorsanız, savaşa hazırlanın" olacağını söyledi.

Bu yemin töreninden önce, Ukrayna deniz kuvvetlerinden Tuğamiral Denis Berezovsky Kırım'ın tarafına geçti. Başbakan Aksyonov, amiralin yemininin ardından Kırım'ın kendi donanmasını kuracağını söyledi. Ordunun başına ise Berezovsky'nin geçeceği belirtildi. Aksyonov, Sivastopol'daki deniz birliklerinin, Kiev'den gelen hiçbir emri uygulamayacağını belirtti.

RIA Novosti'ye konuşan bir kaynak da, Kırım'da bulunan Ukrayna askerlerinin çoğunluğunun Kırım tarafına geçtiğini iddia etmişti.

Harkov'da devlet binaları düşüyor
Ukrayna'nın ikinci büyük kenti Harkov'da ise, Batı Ukrayna milliyetçilerinin bazı devlet binalarını işgal etmesinin ardından polisin bir şey yapmadığı, müdahaleyi Rus yanlılarının yaptığı iddia ediliyor.

Dün "kentin korunması" için yapılan barışçıl bir yürüyüşe, Euromaidan taraftarı Ukrayna milliyetçileri tarafından ele geçirilen yönetim binasından patlayıcı maddeler atıldı. Bunun üzerine Rusya yanlısı gruplar binaya girdi. Çıkan çatışmada 100 kişi yaralanırken, bina Rusya yanlılarının eline geçti ve binaya Rusya bayrağı asıldı.

sol



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 13.03.2014- 21:31


Kırım Neo-Nazi partileri yasakladı

Resim Ekleme

Kırım Parlamentosu Ukrayna'da yaşananlar sırasında faaliyet yürüten milliyetçi siyasi örgütleri güvenlik tehdidi gerekçesiyle yasakladı.

(soL - Dış Haberler) Rusların ağırlıklı olarak yaşadığı ve Rusya'ya katılmak isteyen Kırım'a karşı kampanya yürüten aşırı sağcı Svoboda partisi ve neo-Nazi Sağ Sektör haraketi, Kırım tarafından yasaklandı.

Kırım Yüksek Konseyi açıklamasında; "Kırımlı yetkililer Kırım Özerk Cumhuriyeti sınırları içerisine aşırı hareketlerin girmesine engel olmak için elinden gelen bütün çabayı gösterecektir"dedi.

Açıklamada, Sağ Sektörün lideri Dimitri Yaroş hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunuyor olmasına, başka bir Sağ Sektör üyesi Alezander Muziçko'nun da Rusya tarafından 2000li yılların başında Rus bir görevliye işkence etmek ve öldürmekten istediği gerçeğine dikkat çekildi. Bu iki kişi de uluslararası arananlar listesi içerisinde yer alıyordu.

Yüksek Şura cumhuriyetin güvenlik güçlerine etnik şiddeti ve nefreti övecek davranışlarda bulunan şüphelilerin yakalnmasını ve cezalandırılmasını emretti.Kırımlı yetkililer geçen hafta Rusya'nın bir parçası olmak istediklerini belirtmişlerdi.

Referandum 16 Mart'ta gerçekleşecek. Kiev'deki yetkililer ve uluslararası liderler referandumu meşru olmamakla ve Kremlin'in bölgenin iş içlerine karıştığını iddia ediyor.

Sol



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 16.03.2014- 11:12


Kırım'da referandum başladı!


Kırım'ın statüsünün oylandığı referandum, Türkiye saatiyle 08.00'da başladı.

Referandumda seçmenler oy pusulasındaki iki seçenekten birini işaretleyecek:
"Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlanmasını onaylıyor musunuz?
1992 Kırım Anayasası'nın yeniden yürürlüğe girmesini ve Kırım'ın Ukrayna'nın parçası olma statüsünü destekliyor musunuz?"

El Cezire'nin haberine göre, seçeneklere göre Kırım'ın mevcut statüsünü koruması mümkün görünmüyor.

Zira 1992 Anayasası'na göre, Kırım Ukrayna'ya sadece özel anlaşmalarla bağlıydı ve bağımsızlığı deklare ediliyordu. Yani oylamadan ikinci seçenek ağırlıkta çıksa dahi, Kırım önce bağımsızlığını ilan edip, daha sonra Rusya'ya katılma başvurusunda bulunabilir. Çünkü Kırım'da yüzde 60'a varan bir Rus nüfusu var. Kiev bu nüfusun bağımsızlık ilanından sonra da Rusya'ya katılmak isteyeceği görüşünde.

Bir milyon 300 bin civarında seçmenin kayıtlı olduğu bölgenin yüzde 58’ini Ruslar, yüzde 25’ini Ukraynalılar, yüzde 13’ünü Kırım Tatarları, geri kalanını da diğer etnik gruplar oluşturuyor.

Oy verme işlemi akşam 20:00'a kadar sürecek. Sonuçlar 17 Mart Pazartesi günü açıklanacak.

Referanduma Ukrayna ile birlikte ABD ve AB de karşı çıkıyor. Batı referandumun uluslararası hukuku ihlal ettiği görüşünde. Rusya ise oylamanın hukuki olduğunu savunuyor. Moskova, sandıktan çıkacak sonuca saygı duyacağını açıklamıştı.

sol



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 17.03.2014- 12:41


Kırım ve Rusya

Resim Ekleme

 

Tarihçi Candan Badem, Kırım'ın Rusya'ya katılma kararını, tarihsel arka planla birlikte soL için değerlendirdi. Badem, Kırım halkının Ukrayna'daki faşist yönetime tepki olarak Rusya'ya bağlanma kararı almasını ilerici bir adım olarak yorumladı.

Candan Badem

Kırım halkı 16 Mart tarihli referandumda ilk sonuçlara göre yüzde 74 katılım oranı ve yüzde 95 lehte oyla Rusya'ya katılmaya karar verdi. Kırım'daki Ruslar dışında Ukraynalıların da çoğunun anadili Rusçadır. Yani sadece Ruslar değil Ukraynalılar da Rusya'dan yanadır! Kırım hükümeti Kırım Tatarlarının da % 40'ının referanduma katıldığını bildirdi. Kırım'ın Rusya'ya katılması hiç kuşkusuz ilerici bir gelişmedir. Kiev'de iktidarı ele geçirmiş olan faşistlere ve onların destekçisi olan emperyalist, militarist NATO, ABD ve AB'ye ciddi bir darbe vurulmuştur. Yugoslavya'yı paramparça edip en son Kosova'yı bağımsız ilan eden emperyalistlerin Kırım'da söyleyecek haklı bir sözü yoktur. Referandum hukuksuz değildi, Kırım özerk cumhuriyetinin ayrılma hakkı zaten vardı. İskoçya'nın Britanya'dan ayrılması hakkında sadece İskoçyalıların katıldığı bir referandum yapılabiliyorsa Kırım'da neden yapılmasın? Amerikan emperyalistleri her zamanki çifte standartları ile İskoçya'ya karışmazken Kırım'a karışıyorlar. Rusya'ya karşı ABD ve AB'nin yaptırımlarının kıymet-i harbiyesi yoktur. Kırım ya doğrudan Rusya'ya bağlanacak ya da Kuzey Kıbrıs veya Abhazya örneğine benzer biçimde bağımsız olacaktır. ABD ve Rusya arasındaki kapitalist bağlar ciddi bir sürtüşmeye engeldir.

Biz sosyalistler olarak AB'ci ve NATO'cu faşist oligarklar ile Putinci oligarklar arasında tercih yapmamız gerekmiyor. Bunların başka birçok konuda özellikle de komünizme düşmanlık konusunda hala ortak olduğunu da unutmuyoruz. Ancak unutmayalım ki Putin gidici, Rusya kalıcıdır. Kırım'ın NATO'nun eline geçmemesi ABD'nin dünyada tek kutuplu bir düzen kurmasına karşı ilerici bir gelişmedir ve selamlanmalıdır. SSCB ve Doğu Bloku dağıldığı halde NATO genişlemeye devam ediyor. Niçin ve kime karşı? 1783'ten beri Kırım zaten Rusya'nın bir parçasıydı. Hruşçov denen maceracı 1954'te o sırada Rusya'ya dahil olan yarımadayı tamamen keyfi bir şekilde bir jest olarak kardeş Ukrayna'ya bağlamıştı. SSCB dağıldıktan sonra da Ukrayna elindeki nükleer silahları Rusya'ya bırakma karşılığında Kırım'ı elinde tutmuştu. Emperyalist sermaye sosyalist bloku ve SSCB'yi parçaladıktan sonra teker teker yutmaya başladı. ABD ve AB'deki sözde demokrat liberaller ve neoconlar için bugün Baltık cumhuriyetlerinde yaşayan etnik Rusların vatandaş bile sayılmayışının hiçbir önemi yoktur. Kırım halkı da umurlarında değildir, onlar stratejik çıkarlarına bakmaktadır. Hitler Ukrayna'yı Lebensraum'un güzide bir parçası olarak görüyordu. Bugünkü AB'nin bakışı da ona benziyor: Ukrayna'da daha özelleştirilecek işletmeler, işletilecek madenler ve köleleştirilecek insanlar var!

Türkiye'nin Kırım'a olan ilgisi büyük ölçüde Kırım Tatarlarından kaynaklanıyor. Kırım'da nüfusun yüzde 12'sini oluşturan Tatarlara şimdiden hükümette iki bakanlık verilmiş ve Tatarca üç resmi dilden biri ilan edilmiştir. Onlar için de Rusya vatandaşı olmak daha iyidir. Kuşkusuz Tatarlar bir zamanlar Kırım'da azınlık değil çoğunluk idiler. Onun için Tatar tarihine biraz göz atmakta fayda var. Şimdiye kadar basında yer alan değerlendirmelerde Kırım Tatarlarının uğradıkları zulümlerden söz edildi ve tek yanlı bir tablo oluşturuldu. Ancak gerçeklik daha karmaşık! Her halkın tarihinde olduğu gibi Tatarların tarihinde de milliyetçilerin görmek istemedikleri yerler de var!

Tarihte Kırım Tatarları ve Rusya ilişkileri
Cengiz Han soyundan gelen gelen Altınordu devletinin kalıntıları olan Kırım hanları 1475 yılından 1774'e kadar Osmanlı devletinin vassalı idiler. 1774'te Küçük Kaynarca Antlaşması ile bağımsız olan Kırım'ı 1883'te Rusya ilhak etti. Rus çariçesi Büyük (İkinci) Katerina tarihte bütün imparatorlukların uygulamış olduğu politikayı uyguladı: İşgal edilen bölgenin aristokrasisi ile anlaştı. Böylece Kırım Tatar beylerinin imtiyazlarını devam ettirip onları Rus aristokrasisine kattı. Ayrıca Müslüman nüfus askerlikten muaf tutuldu.

Kendilerinden önce Kırım kıyılarında hakim olmuş olan Cenevizler gibi Kırım Tatarlarının da yüzyıllar boyunca başlıca geçim kaynağı köle ticareti oldu. Tatarlar her yıl Ukrayna ve Rusya bozkırlarına akın düzenliyor ve yakaladıkları güzel Slav kız ve oğlan çocuklarını getirip Kırım'ın Karadeniz kıyısındaki Kefe limanında köle tüccarlarına satıyorlardı. Nitekim meşhur Hürrem Sultan (Roksalana) da bu kölelerden biridir. ABD'li tarihçi Alan Fisher'in hesaplarına göre 14-17. yüzyıllar arasında Rus topraklarından götürülen kölelerin toplam sayısı 3 milyonu bulmaktadır. Ruslar Tatarların bu akınlarını önlemek için Çin seddine benzeyen savunma sistemleri (zaseçnaya çerta) kuruyorlar ancak Tatar kölecilere tam engel olamıyorlardı, çünkü Tatar baskıncıları Ruslara görünmeden kilometrelerce içerilere kadar giriyorlar ve yakaladıkları esirleri yine görünmeden büyük bir ustalıkla kaçırıyorlardı. Dünyada bu işi yani insan kaçırma işini belki de en profesyonelce yapanlar onlardı. Bugün araştırmacılara açılmış olan Kefe şeriye sicilleri de oradaki Osmanlı-Tatar ulemasının terekeleri içinde kölelerin önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor. Nitekim Kefe, İstanbul'a beyaz köle sağlayan en önemli limandı.

Esasen 15-18. yüzyıllar arasında Kırım Tatar toplumu tarihsel materyalizm açısından özellikle incelemeye değer bir toplumdur çünkü bilinen marksist şemalara uymamaktadır. Bu toplumun üretim tarzını nasıl nitelendirmeli? Feodal? Köleci? Çapulcu? Tatarların başlıca uğraşı tarım değil köle ticaretiydi. Bu toplumda tarımsal artı ürüne el koymaya dayalı bir feodal sömürüden ziyade disiplinli bir şekilde örgütlenmiş bir tür çapulcu kardeşliği hakimdi. Köle akınlarına eli silah tutan neredeyse bütün erkek nüfus katılıyordu, beyler (mirzalar) ve sıradan halk yan yana gidiyorlardı. Yani sıradan köylünün de en az iki atı ve silahı vardı ve bunlar köle ticareti için yeterliydi. Bu nedenle belki de marksist üretim tarzlarına çapulcu üretim tarzını eklememiz gerekiyor. Osmanlının Kırım'ı kaybetmesi o zamanki kayıpların hepsinden daha acıydı çünkü ilk kez Müslüman bir topluluğu kaybediyordu ve ilk kez teke tek savaştığı bir düşmana (Rusya) karşı savaşı kaybediyordu. 3. Selim ve 2. Mahmud'un ilk zamanlarında Kırım'ı geri alma hayali bir süre kaybolmadı ancak Abdülmecit'ten sonra bu hayal tamamen unutuldu.

Kırım Savaşı
1853 yılında Rus çarı 1. Nikolay, Osmanlı devletindeki Ortodoksların hamiliğini iddia ettiği zaman Sultan Abdülmecit Kırım ve Kazan Tatarları ve öteki Müslümanların hamiliğinden bir kez olsun bahsetmedi. 1853-56 Kırım Savaşı üzerine yaptığım doktora tezim için Osmanlı arşivinden binlerce belge okudum ancak hiçbir yerde Osmanlı ricalinin Kırım ve diğer Rusya Müslümanları kartını oynamayı düşündüğüne dair bir işaret göremedim. Bu savaşta İngiltere, Fransa ve Sardinya, Osmanlı'nın müttefiki olarak Rusya'ya karşı savaşmıştı. Osmanlının hedefi Besarabya'daki bazı toprakları geri almak iken müttefiklerin birinci hedefi Sivastopol'de bulunan Rus Karadeniz filosu idi. Nitekim müttefiklerin dediği oldu ve savaş daha çok Sivastopol çevresinde yoğunlaştı. Sivastopol düşüp Rusya barışı kabul ettikten sonraki Paris barış görüşmelerinde bile Sadrazam Ali Paşa başkanlığındaki Osmanlı heyeti ne Kırım'ın ne de Çerkezistan'ın bağımsızlığını ağzına dahi almadı. Savaşta Osmanlı'ya ve müttefiklerine yardım etmiş olan Kırım Tatarları savaştan sonra ortada kalakaldılar. Bunların büyük kısmı Kırım'dan Osmanlı topraklarına (Dobruca'ya) göç etmek zorunda kaldılar. Osmanlı devleti de bu göçü teşvik etti. Dolayısıyla bugün Kırım'daki Tatar nüfusunun az olmasının sebebleri arasında Osmanlının ve onun müttefikleri İngiltere ve Fransa'nın politikalarını da saymak gerekiyor. 1850'lerde Kırım'daki Tatar nüfusu 257 bin iken (yüzde 60); 1917'ye gelindiğinde 216 bine düşmüştü (yüzde 27). İç savaş döneminde Kırım beyaz orduların kalelerinden biriydi. Ancak Sovyet iktidarı galip geldi ve Kırım'da Tatarcayı Rusça ile birlikte resmi dil yaptı. Tatarlara kendi dillerinde okullar açtı. Kırım Özerk SSC'nde Tatarlar eşit bir şekilde temsil edildiler.

Nazilerle işbirliği
Kırım Tatarlarının bir başka trajedisi ise 2. Dünya Savaşı'nda yaşandı. Ekim 1941'de General Erich von Manstein komutasındaki Alman 11. ordusu ve Romen 3. ordusu birlikleri Kırım'ı işgal ettiler. Kırım Tatarları, özellikle mollalar hemen müslüman komiteleri kurarak Almanlarla işbirliğine başladılar. General Manstein 1955 yılında yayımlanan anılarında Tatarların hemen Almanya'dan yana tavır aldıklarını yazar. Kasım 1941'de Alman komutası esir düşen Kırım Tatarlarından taburlar oluşturmaya başladı ve bir yıl içinde 8, iki yıl sonunda da toplam 9 tabur oluşturdu. Bu taburlar Kızıl Ordu'ya karşı savaştılar. Kasım 1943'te Kırım'daki Alman birliklerinin Alman ordularıyla bağı kesildi ve Nisan 1944'te Kızıl Ordu Kırım'ı faşistlerden temizlemeye başladı.

Rus arşiv belgelerine göre Kırım Özerk SSC'den savaşın başlangıcı ile sonu yani 22 Haziran 1941 ile 9 Mayıs 1945 tarihleri arasında yaklaşık 90 bin kişi askere alındı. Bunların yaklaşık 20 bini Kırım Tatarıydı. Bu Tatar askerlerin tamamına yakını Sovyet ordusunun Kırım'dan çekilişi sırasında firar ederek Alman ordusuna katıldı. Askerlerden başka sivil Tatarlardan da çok sayıda gönüllü Alman ordusuna ve polisine katıldı. Tatar “partizanları” Sovyet partizanlarına karşı aktif bir biçimde savaştılar. Bütün Tatar köylerinde silahlı savunma birlikleri kurup Kızıl Ordu'ya karşı savaştılar. Tatarlar “Adolf Efendi”nin kendilerine özgürlük ve bağımsızlık vereceğini düşünüyordular. Bu Tatarların bir kısmı Kızıl Ordu'ya karşı faşistlerden daha vahşice davrandılar. Örneğin canlı yakaladıkları 12 Sovyet paraşütçüsünü yakarak öldürdüler. Yerli Rus halka Romen ve Alman faşistlerden daha acımasız davrandılar. Tatar faşist işbirlikçileri Nazilerden gizlenen yerli Yahudileri ve Çingeneleri de bulup öldürdüler. Örneğin Mart 1942'de Canköy'de 200 Çingeneyi gazla zehirleyerek öldürdüler. Bütün SSCB'de birçok halkın içinden Almanlarla işbirliği yapanlar çıkmıştı ancak hiçbiri Kırım Tatarları kadar yüzde yüze yakın bir oranda işbirlikçi olmamıştı.

SSCB içişleri halk komiseri Lavrenti Beriya'nın Devlet Savunma Komitesi Başkanı (parti ve hükümet lideri ve başkomutan) İosif Stalin'e verdiği 10 Mayıs 1944 tarihli raporda Kırım Tatarlarının çok büyük bir oranda Almanlarla aktif işbirliği yapmış ve Kızıl Ordu'ya karşı savaşmış olduğu belirtiliyordu. Raporda ayrıca Almanya ve Türkiye'den gelmiş olan ajanların Kırım'da Tatar milli komiteleri kurarak Nazilere yardım ettikleri ifade ediliyordu. Stalin'in 11 Mayıs 1944'te onayladığı karara göre bütün Kırım Tatarları Özbekistan'a sürgüne gönderildi. Kararda sürgüne gönderilenlerin temel ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı ayrıntılı bir şekilde yazılıdır: Her aile yanına 500 kilogramı geçmeyecek kadar kişisel eşyasını alabilecekti. Geride kalan menkul ve gayri menkul malları sayım yapılarak teslim alınacak ve gittikleri yerde karşılığı verilmek üzere kaydedilecekti. Sürgünlerin bindirilecekleri her bir trene bir doktor ve iki hemşire ile tıbbi malzeme verilecekti. Yolda her gün sıcak yemek ve normlara uygun diğer gıda verilecekti. Özbekistan'da yerleştirilmeleri için Özbek SSC liderliğine ayrıntılı talimatlar verilmişti. (Bu karar o sırada yayımlanmış bir propaganda belgesi değildir, hizmet içi bir emirdir ve sonradan yayımlanmıştır). Sonuçta Kırım'dan 191,044 Tatar sürgüne gönderildi. Bunlardan 180,014 kişi Özbekistan'da yerleştirildi, geriye kalanlardan bir kısmı suçlarını gizlemek için acele Kızılordu'ya yazılmıştı, 5,989 kişi ise çeşitli suçlardan tutuklanmıştı. Alman işbirlikçisi olmayan az sayıdaki Tatar ailesi sürgüne gönderilmedi. İki kez Sovyetler Birliği Kahramanı ünvanı almış olan Amethan Sultan'ın ailesi bile işbirlikçi idi ancak sürgün edilmedi. Tatar ve Türk milliyetçilerin sürgün yolunda “onbinlerce” Tatarın öldüğü iddiası doğru değildir, yolda ölenlerin sayısı 191'dir. Kırım'dan Tatarlardan başka Almanlarla işbirliği yapmış olan 15,040 Yunan, 12,422 Bulgar ve 9,621 Ermeni de başka yerlere sürgüne gönderildi. Kırım Ermenileri de eski Taşnak generali Dro ve Berlin ve İstanbul'dan gelmiş Ermeni ajanlar liderliğinde komiteler kurmuşlar ve Alman ordusuna istihbarat hizmeti vermişlerdi. Antikomünist ve antisovyetik tarihçilerden Zemskov'a göre Kırım'dan sürgün edilmiş olan Tatarlar, Ermeniler ve öteki milliyetlerden insanlar içinden sürgün tarihinden 1 Ekim 1948'e kadarki dört yıl içinde toplam 44,887 kişi gittikleri yerlerde ölmüştür. Bu sayıdan doğal ölümleri çıkardıktan sonra kalan ölüm oranının yine de normalin biraz üzerinde olduğu görülmektedir. Bunda sürgünün yaşlılar üzerindeki maddi ve manevi yıpratıcı etkileri rol oynamıştır. Bununla birlikte sivil Kırım Tatar (ve Ermeni vb) nüfusu Almanya ile işbirliği yapmış oldukları için diğer halklardan örneğin Rus ve Ukraynalı sivil nüfus gibi savaş esnasında ağır kayıplar vermemişlerdir.

sol



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör HDP Artvin İl Örgütü Hopa Sol Bileşenleri'nden ayrıldı melnur 2 2488 26.02.2019- 06:55
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu soldaki ayrışmayı anlattı melnur 1 3 11.12.2021- 06:38
Etiketler   Kırım,   adım,   ayrılıyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS