SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Ramazan'dan sonra           (gösterim sayısı: 3.608)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.989
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 16.08.2013- 17:14


Ramazan'dan sonra
Aydemir Güler


Bir yıl önce soL portal'da yazdıklarımı hatırladım. Tarih 27 Ağustos 2012 imiş...

Ramazan aylarını ortamı dinselleştirmek için fırsat sayan dinci gericilik, Türkiye'yi dilediği hale getirememişti. Öne çıkan, seküler yaşam biçimini özellikle "örtünmemek" ve içki üstünden dışavuran bir halk direnciydi. Sonra bağnazlıkla dalga geçmeye başladı halk; "şerefine Tayyip" yayıldı. En son, Haziran Direnişi'nin tabanında bu damar belirleyici hale geldi.

O yazıda, oysa demiştim, AKP'nin toplumu baskılamaya çok ihtiyacı vardı...

Bu yıl daha da fazlaydı aynı ihtiyaç!

Bu aralar gericiliğin parti ve cemaat kolları arasındaki itişmede siyasal ve kültürel İslamın ayrışmasını okumaya çalışanlar var. Bu fantezileri geçiniz. Toplumdaki seküler damarın baskılanması söz konusu olduğunda Gülen ile Erdoğan arasında ton farkı bile bulamazsınız.

Ramazan'ı değerlendirmek için ellerinden geleni yaptılar. Sanırım, daha önceki yıllarda olduğu gibi herkese açık, dev iftarlara cesaret edemediler. Bu alanın ellerinden kayıp gitme olasılığı yıkıcı olurdu.

Halk hareketine karşı "Erdoğan çözümü", toplumun bütününe hitap etmekten büsbütün vazgeçmeyi esas alıyor. AKP kalan yüzde 50'yle, bırakın ittifak kurmayı, herhangi bir rezonans dahi tutturamayacağını kabul ederek kendi tabanını kemikleştirmek üstünden gidiyor. Bir tür iç savaş stratejisi.

Hal böyleyken belediyeler eliyle örgütlenecek yaygın iftar sofralarının kontrolden çıkması, söz konusu stratejinin erken ve en olmadık konjonktürde, Ramazan’da çökmesi olurdu.

"Bindirilmiş kıtalar" formülünü buldular. Erdoğan'ın Haziran mitinglerindeki gibi...

O mitingler tutmamıştı. İftarlar da tutmadı.

2013 Ramazanı dinci gericiliğin hanesine yazılacak bir hatıra bırakmadan geçti gitti. Ama bu yoldan dönemezler.

"Ey Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun..." seslenişi, siyasi iktidarın mutlak bir cehalet ve karşı devrimciliğe indirgendiğinin ilanıdır. Ödülleri Nobel diye bir adamın organizasyonu zanneden Başbakan'a, bu son derece dar, faşist cehalet alanından daha mantıklı bir konuşma metni çıkmıyor. Danışmanları arasında Nobel'in kim olduğunu bilen vardır. Ama hep birlikte en sakil, en düz demagojiyi tercih ediyorlar.

Bu tabloya dair söyleyecek çok şey var. Ben birkaç tanesini sıralayayım.

Bir:
İdeolojik mücadele demagojiye indirgenemez. AKP, Haziran'da bu alanda da yenildi. Şimdi durumu doğrultacak bir birikimden yoksun.

İki: Siyasi mücadele birtakım ittifaklarla verilir. İttifaksız ve ideolojisiz, cehaletle, yalanla, sopayla siyaset yürümez. Bu gidişle Türkiye'nin anaakım gazetecileri, liberali, muhafazakarı, Amerikancısı yazacak mecra niyetine sol basına kayacaklar. Zaten başladılar.

Üç: AKP bu yolla gerici, lümpen, faşist, cahil bir tabanı sağlamlaştırıyor olabilir. Ama bu kesim büyümez. Bunlar palalılardır. Erdoğan'ın iç savaş stratejisi bile sadece bu kesime yaslanamaz. Erdoğan, palalıların pıtrak gibi çoğalacağını beklemiyorsa, bunların çoğalan bir kalabalığı terörize edeceklerini umuyor olabilir. Bu da mümkün değildir.

Dört: Dinci gericiliğin 11 yıllık macerası, bunların Türkiye ölçeğinde bir ülkeyi değil, belki sadece basbayağı bir muz cumhuriyetini yönetebileceklerini, Erdoğan'ın şahsında kanıtlıyor. Çöken tek bir diktatör olmayacak, bütün yapı yıkılacaktır.

Beş: Bunu engelleme misyonunun Cemaate atfedileceği görülüyor. Bu kesimin siyasal, ideolojik ve kültürel kapasitesini abartmak çok yanlış. Gülen'in sel olup akan gözyaşlarıdır bu hareketin sembolü.

Altı: Krizdeki gericiliğe can simidi atmaya niyetli tek bir akım göze çarpıyor. O da Kürt hareketi. Açık söyleyeyim, bu Kürt hareketi için tam bir intihar olur.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/aydemir-guler/ramazandan-sonra-78095




Bu ileti en son melnur tarafından 16.08.2013- 17:18 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Newroz’dan sonra… umut 22 13128 29.03.2015- 21:34
Konu Klasör Devrimden sonra umut 0 3008 05.11.2015- 09:39
Konu Klasör Yüz yıl önce, yüz yıl sonra umut 1 3469 30.07.2015- 18:27
Konu Klasör Seçimden sonra bir ay umut 0 3741 13.07.2015- 09:36
Konu Klasör Hayır’dan sonra melnur 1 3980 15.03.2017- 20:30
Etiketler   Ramazandan,   sonra
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS