SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Aklı korumak, yarına hazırlanmak...           (gösterim sayısı: 2.799)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ilkay
[ Mustafa ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.10.2013
İleti Sayısı: 417
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ilkay
Konu Tarihi: 19.03.2014- 11:57


Aklı korumak, yarına hazırlanmak...
Kemal Okuyan


Kırım yazmak gerekirdi olağan koşullarda. Ukrayna’nın bilmem kaçıncı turuncu devriminin ABD açısından nasıl bir fiyaskoya dönüştüğünü, Rusya’nın kendi egemenlik bölgesi olarak gördüğü alanda geri adım atmama politikasını sürdürdüğünü, bunun bölge halkları açısından anlamını...

Ancak burnumuzu memleketten dışarıya çıkaramıyoruz ki!

Bitti, siyaseten öldü dedik, gömen yok. Çıldıracak dedik, bir dediğimizi iki etmedi, tam tozuttu, ilgilenen yok. Bir saattir haber okuyorum, “normal” haber yok. Birbirimize sürekli “bu gerçek” mi diye sora sora gazete çıkarıyor, siyaset yapıyoruz.

Haziran evlatlarının cenazeleri, doğumgünleri... Üzülmek ile gurur duymak arasında gidip geliyoruz. Bu halkla birlikte büyüyecek belli ki bu çocuklar.

Her gün yeni bir şey öğreniyoruz haklarında... Ne güzel.

Ötekiler de her gün yeni bir şey yapıyorlar kendilerini hatırlatmak için. Ağızlarını her açtıklarında kirleniyor ortalık, bir an kendinle baş başa kalamıyorsun, ille çıkıveriyorlar karşına. Toplu mekanlarda “değiştirseniz kardeşim şu kanalı” tepkisi işe yaramıyor, değiştiriyorsun değiştiriyorsun aynı kin dolu ses. Sonunda o tuhaf müzik kanalları için “bu iyi iyi” demeye başlıyor insanlar. Serdar Ortaç’a razıyız yani...

“Kemal Bey, her gün yazacak konu nereden buluyorsunuz” sorusuna, “konu çok, yazmazsam çatlarım” yanıtı verirdim, bugün her durumda çatlayacak duruma geldim.

Diktatör delirdi, devlet dağıldı, siyaset zıvanadan çıktı.

Böyle durumlarda birinin sakin olması gerektiğinden olsa gerek, toplum şaşırtıcı derecede makul. Sinmiş değil, tersine her geçen gün içindeki halkı çoğaltıyor, güçlendiriyor ama kontrolü elden bırakmıyor.

Peki ya “öncü siyaset”? Sol?

Giderek daha fazla “bir şey yapmalı” sesi duyuluyor. Bir buluş, belki bu kez bizim adımıza bir altın vuruş, mükemmel bir formül beklentisi var.

Bir yanı iyi...

Bir yanı ise Haziran deformasyonu. “Ramak kalmıştı” değerlendirmesinin “tren kaçıyor”a dönüşmesi.

Bu psikoloji, tempo artırmaya, cesur siyasete kanalize olmaz, kestirmeciliğe ve hesapsızlığa yol açarsa her şeyin berbat olmasına neden olabilir.

Haziran’ın enerjisinin bir bölümü “ne olursa olsun da şu adam gitsin” kaygısı üzerinden son derece ince bir operasyona, adını da koyalım, bir sermaye operasyonuna bağlanmış durumda. Bu bağın tek bir hamleyle koparılması imkansız.

Ancak, bu enerji henüz kontrol altına alınmış, biçim verilmiş olmaktan uzak. Amerikancı, piyasacı bir tasarım, sırf laik olduğu için Haziran’ı tümden boğar mı, çok kuşkulu.

Bunu engellemenin yolu ses çıkarmamak, bu yeni tasarımı kabulleniyormuş gibi yapmak değil elbette. Uyarmak, enerjinin mümkün olduğunca geniş bir kısmını özgürleştirmek gerekiyor.

Ve her şeye rağmen Haziran’ın erken bölünmesine izin vermemeli. En azından iletişim kanalları, yeri geldiğinde ortak hareket etme yeteneği mutlaka korunmalı.

Erdoğansız bir Türkiye siyasetine hazır olmalı sol. Erdoğanlı Türkiye konusunda uyarmak ve harekete geçmek için ne yaptıysak daha fazlasını yapmak ve bir süreliğine “altın vuruş” sevdasından, cin fikirlerden vazgeçmek durumundayız.

Seçimlerden mevzi ile çıkmak ilk hedef olmalı sol için. Hep söylediğimiz gibi, anlık devrimci reflekslerin güçlendirilmesi de önemli. Sonrası ise, öngörülerimiz doğruysa, “Erdoğansız AKP rejimi”ne soluk aldırmamak durumundayız. Bu rejim solda görünen bazı aktörleri içerse bile...

Sol “çılgın proje” beklentisine girerse, Erdoğan sonrasındaki uğursuz tasarıma gereksiz bir zaman hediye etmiş olur.

“Dereyi görmeden paçayı sıvamayalım, diktatör hâlâ başta” mı?

Halkımız, gençlerimiz yapılması gerekeni yapıyor. Sonrasına ilişkin uyarıları “hele bir gitsin”le karşılayanlar ise bilerek ya da bilmeyerek toplumu yeni iktidara hazırlıyor.

Yarın diktatör mezarından “beni hayırla anın, bu halkı ben yordum, rahat etmeniz için” diye seslenirse şaşırmayın!

Haklı olur.

Sol



SOL CEPHE
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Cumhuriyet'i korumak- Doğan Ergün denizcan 0 2656 17.09.2015- 16:46
Konu Klasör Demirtaş’tan mahkeme heyetine: Seçime hazırız, hodri meydan! melnur 0 743 08.07.2022- 04:47
Konu Klasör 'Komünist partiler baskıcı yönelime hazırlık yaparken iyimserlik de çoğalıyor'... melnur 0 603 08.11.2022- 05:31
Konu Klasör Elazığ depreminin akla getirdikleri... melnur 2 1480 27.01.2020- 06:24
Konu Klasör 7 Haziran Sonuçlarının İlk Akla Getirdikleri dayanışma 0 3161 11.06.2015- 17:50
Etiketler   Aklı,   korumak,   yarına,   hazırlanmak.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS