8 gencimizi polislerine talimat vermek suretiyle öldürdü. Sonra da onları destan yazdınız diyerek kutladı. Ölenlerin ailelerini yuhalattı.
Dört Bakanı hakkında fezleke çıkarıldı. Fezlekede çikolata kutularıyla, kol saatleriyle milyonlarca dolarlık rüşvet alındığı belirtildi.
Medyaya kök söktürdüğü, Habertürke atadığı bir isim üzerinden kanala müdahale ettiği, hatta bazı manşetleri oğlunun belirlediği iddia edildi.
Evinde milyarlarca lira bulunduğu ve oğluna bu paraları sıfırlaması gerektiğini söylediği iddia edildi. Bu iddialar HTS kayıtlarıyla CHP tarafından belgelendi.
***
Polis 10 yaşındaki M.E.yi vurdu
Silvanda BDPnin düzenlediği mitingin ardından polisin saldırısı sonucu başına aldığı gaz bombası kapsülü ile ağır yaralanan 10 yaşındaki M.Enin kafatasının yarıldığı ve beyninde ciddi hasar olduğu belirtildi.
Polisin kitleye saldırması ile başından gaz bombası kapsülü ile vurularak ağır yaralanan 10 yaşındaki M.E, ilk müdahalenin ardından Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine getirildi.
Acil servise alınan küçük çocuk, hastanede beyin cerrahi ünitesinde yoğunluk olduğundan Urfa yolu üzerinde bulunan Memorial Hastanesine sevk edildi. Acil serviste yapılan ilk müdahalenin ardından açıklama yapan beyin cerrahı doktor, M.Enin hayati tehlikesinin bulunduğu belirterek, M. Enin sağ kulağının arkasından gaz kapsülü ile vurulması sonucu yarıldığını ve kafatasının mikrop ve hava aldığını ifade etti. Hava ve mikrobun M.Enin beyninde basınç oluşturmasından kaynaklı ameliyata alınamadığı belirtildi.
Hâlâ neyin beklentisindesin güzel kardeşim, hangi ses kaydıyla kurtardın sen Gezi'yi... Kimin seks kasediyle sarstın zalimlerin ikbalini?
Adamın evinden yüz milyar dolar çıktı, oğluna anlatamadı, paraları sıfırlayamadı, altında villası, gemisi, arabası... Bakan'ının kolunda 700 bin liralık saat vardı, diğer Bakanı'nın çikolata kutusunda rüşvet parası...
Adamın oğlu paravan vakıf kurdu, memleketin arazilerine babasını oturttu, ifadeden katakulli ile kurtuldu. Operasyon yaparsa diye 4000 polis kovuldu, ağzını açana söyleyecekleri yutturuldu.
Adamın hayırsever işadamı dediği ortağı hem ajan hem hırsız hem rüşvetçi.... Oğlunun kan kardeşi... Din iman diye diye, eskort kızlarla geze geze... Bakanlarla iş pazarlıkları da otoyol kenarında bir tuvalette...
Adamın Bakanı 'kulağımızdan tutup s... atar', adamın iş adamı memleketin a... koyar. Adamın gazeteleri manşetleri oğlunun emriyle atar, adamın diğer gazetelerdeki kuklaları da korkudan altına yapar...
Adam yüzlerce arkadaşımızın gözünü aldı. Metin hocamızı suyundan, 8 fidanımızı toprağından kopardı. Önce anamızı ağlattı sonra mitinginde yuhalattı.
Bu adam yaptı. Eli uzun adam yaptı, adamın oğlu yaptı, kızı yaptı, şen şürekası yaptı...
Daha ne çıkacak şimdi bu adam? Hırsız mı, katil mi, arsız mı, faşist mi? Yargı elinde mi, yürütme elinde mi, medya elinde mi, para elinde mi, çocuklarımızın tertemiz kanı elinde mi? Var mı bu ahval ve şeraitten daha beteri? Hâlâ neyin beklentisindesin güzel kardeşim, hangi ses kaydıyla kurtardın sen Gezi'yi... Kimin seks kasediyle sarstın zalimlerin ikbalini?
Ben yine sana bir şey demem de, canımızla yazdığımız bu tarih demez mi, bu neyin kafası ulan, daha neyin tapesi?
Burnunu ağaca dayayan adam ormanı görmez. Hepimizi bu hale getirdiler. Bugüne kadar açığa çıkanlar ''daha ne var'', ''şimdi ne çıkacak'' şeklinde öylesine bir merak duygusu yarattı ki, hepimiz 25 Mart'a odaklanır olduk. Aslında bir şeyler de çıktı. Bilal oğlan'ın kasedi çıktı, Erdoğan'ın Baykal kasediyle ilgili konuşmaları çıktı. 12 yıl boyunca öylesine dolaplar döndürmüşler, öylesine kirli ilişkiler kurmuşlar ve öylesine iğrenç ilişkilere girmişler ki, bu tapelerin sonu gelmez. Gerçekten ne bekliyoruz; bizi şaşırtabilecek ne çıkabilir? Bu ortalığa saçılanlardan daha vahim ne olabilir ki? Bir başbakanın ''paraları sıfırla'' dediği olaydan daha vahim ne olabilir? Bakanların 29 yaşındaki bir üç kağıtçıya ''sana bir şeyler yapmaya kalkarlarsa, önüne yatmaktan çekinmem'' demesinden daha irkiltici ne olabilir? Bu kadar yalan, dolandan sonra...
Bu iktidar gitmelidir; gidiyor...
Şimdi ne olacak sorusu, artık çok daha önemli.
Erdoğan'ı sadece bu kirli ilişkiler götürüyor diye düşünürsek ''Haziran''a gerçekten yazık etmiş oluruz. Sandık önemli, AKP'nin geriletilmesi, gideceği apaçık olan Erdoğan'ın ardından el sallamak da öyle, ama yeterli değil. Haziran'ı unutursak, Haziran'ı yaşatamazsak, Haziran direnişini sola bir mevzi olarak kazandıramazsak gerçekten yazık olacak.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
