SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
'Büyük Türkiye' dedikleri rezalet           (gösterim sayısı: 3.775)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ilkay
[ Mustafa ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.10.2013
İleti Sayısı: 417
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ilkay
Konu Tarihi: 27.03.2014- 22:07


'Büyük Türkiye' dedikleri rezalet


Yıllarca “Büyük Türkiye” diye bağırıp çağırdılar. Hayalleri ABD'yle uyumlu bir Sünni ekseninin merkezi olmaktı. O hayalin arkasındaki Amerikan desteği çekilince rezil oldular.

Alper Birdal

Yaklaşık bir buçuk yıl önceydi. Ahmet Davutoğlu, İstanbul Ticaret Odası'nda yaptığı konuşmada “Bugün ‘sıfır sorun’ ilkesini Suriye üzerinden yıkmaya çalışanlar, o gün görecekler ki, bırakın sıfır sorunu, Suriye ile Türkiye arasında sınır kalmayacak” diyordu.

Buna benzer sözleri defalarca etti Davut Paşa. “Sınırları kaldıracağız” lafı AKP'nin liberal destekçilerinin ağzına sakız veriyor, “sınır mınır kalmayacak, Büyük Türkiye kurulacak” sözü sermaye sınıfının ve milliyetçi-muhafazakar tabanın içinin gıcıklanmasına neden oluyordu.

Biz ise en başından beri şunu söylüyorduk: “Büyük Türkiye” dedikleri, emperyal bir arayıştan ibaret; halkların kanını dökecekler.

Ne kadar kan döktüklerini, üstelik bunu ne denli soğukkanlı yaptıklarını şimdi daha da net görüyoruz. “Ben gerekçe üretirim yaa, gerekçe sorun değil” diyor MİT'in başındaki zat. “4 adam gönderirim, 8 tane füze attırırım boş alana”...

Gördünüz mü şimdi “Büyük Türkiye” dedikleri rezaletin ne olduğunu? Şimdi anladınız mı tek dertlerinin “Yeni Osmanlı”nın arka bahçesini yaratmak olduğunu?

Ağızlarından “barış” sözünün çıktığı her an, akıllarındaki savaştı. “İstikrar” dedikleri her saniye, yapacakları provokasyonları kurguluyorlardı.

Üstelik büyük bir akılsızlık, mutlak bir beceriksizlikle... “Nota mı versek acaba” diye tartışıyorlar. Bir tanesi planlarını tatbik ederlerse savaş nedeni sayılacağını söylüyor, beriki “yok sayılmaz” diyor. “Biz bu işi 2011'de niye yapmadık” diye hayıflanıyorlar. 2011'de yapsalar, aynen Libya'daki gibi olurmuş. “Kuzey Irak'a nasıl girdik bir yahu” diye soruyor bir diğeri. Şimdi ellerinde, değil Kuzey Irak'a, Fizan'a girmelerine izin verecek tezkereler var oysa. Ama kıllarını kıpırdatamıyorlar. Sonra hep birlikte dert yanmaya başlıyorlar: Devlet çöktü. Bakanları itiraf ediyor: Şu anda devlet dediğin birkaç birim ve birkaç kişi.

Birileri de çıkmış hâlâ, “ordu savaşa karşı, TSK girmek istemiyor” mavalı anlatıyor. Genelkurmay İkinci Başkanı'nın sesine kulak verin o zaman: “Bir tane general verelim dedik. Generali belirledik. General gitti.”

Akıllarında “Büyük Türkiye”... Ortadoğu'da ABD'nin emrinde bir Sünni ekseninin merkezi... Arka bahçesinde Irak, Suriye, Lübnan, Gazze... Alevinin, Şii'nin, Ermeni'nin, Arap'ın, Kürdün ve Türkün; ama ille de yoksulun kanını dökecek, “ümmet”e halife olacaklar akıllarınca.

Bu hayal Türkiye'nin, bu coğrafyanın halklarının hayali değildi, hiç olmadı. Bu ABD'nin projesi, Yeni Osmanlıcıların hayaliydi. Arkasındaki stratejik akıl da, Davutoğlu'nun gevelemeleri, ondan Suriye'ye saldırmak bahane yaratmasını isteyen diktatörün hezeyanları değil, CIA ajanlarıydı, ABD Dışişleri'ydi; Graham Fuller'ler, Henri Barkey'lerdi. O aklın planları değişince, dımdızlak, rezaletleriyle ortada kaldılar. Şimdi konuşuyorlar:

- Gerekçe lazım sağlam gerekçe...
- Hayır ben gerekçe üretirim yaa, gerekçe problem değil.

Sol



SOL CEPHE
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
şibusa
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: şibusa
Cevap Tarihi: 28.03.2014- 00:47


Kirli oyunu halklar bozdu


Resim Ekleme

Zaten söylüyorduk, şimdi AKP'nin ağzından da duymuş olduk: Erdoğan ve çetesinin Suriye'de topyekün bir savaş macerasına atılmasını, Suriye halkının direnci ve Türkiye halkının AKP'ye boyun eğmemesi engelledi.

Yiğit Günay

Kayıtlara yüzeysel bakıldığında, ilk izlenim, Suriye'ye ordunun ayan beyan girmesinin önündeki engelin 17 Aralık sonrası devlet mekanizmasının dağılması olduğu yönünde oluşabilir. Zira, uzun süredir saldırılması konusunda bastırdığı fakat bu yapılmadığı için serzenişte bulunduğu anlaşılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan, durumu “devlet olarak acziyet” diye niteleyince, Orgeneral Yaşar Güner, “Kararı uygulayamıyoruz, yani çeşitli nedenlerle felç olmuş vaziyetteyiz yani sıkıntımız o anlamda sayın bakanım. Devletin enstrümanları çalışmıyor şu anda” karşılığı veriyor.

Fakat bu, ilk izlenim...

Asıl dikkat edilmesi gereken, kayıtlardan, AKP ve TSK'nın 2011'den beri, özellikle de “Suriye en zayıf noktadaydı” dedikleri 2012 yazında savaş olasılığını değerlendirdikleri, ama adım atmaya cesaret edemedikleri, bu yüzden hayıflandıkları anlaşılıyor.

Cemaat'in de Suriye'de savaş istediği, Emre Uslu'nun “Esad'a suikast dahil istihbarat operasyonları yapmak MİT'in görevi değil mi?” diye çığlık attığı zamanlardı o yıllar... Niye girilemedi?

Yanıtı biliyorduk ama kayıtlardan da teyit ettik.

Birincisi, zamanında Irak'a TSK'nın tek bir emirle girmesi örnek verildiğinde, Ahmet Davutoğlu, her kelimesinde kan isteyen Orgeneral'e “Sayın Paşam, zaten adamların kapasitesini bildiğimiz için biz girmeyelim diyoruz” hatırlatması yapıyor.

Buradaki kapasite, sadece Suriye ordusunun ateş gücü değil. Suriye devletini saldırıdan asıl koruyan, Suriye halkının bu dış müdahaleye karşı kenetlenmiş ve büyük bir direnç göstermiş olması. Halk bağımsızlığa sahip çıkmasaydı, ateş gücü saldırıyı engelleyemezdi.

İkincisi, Müsteşar Feridun Sinirlioğlu'nun “ Ulusal güvenlik politize edildi. Yani Türk tarihinde ben böyle bir şey hatırlamıyorum. İç politika konusu haline geldi” yakınmasında saklı. Bu cümleyi “AKP'nin dış politikası, halktan gerekli desteği bulamıyor” diye okumak da mümkün.

Bunu, yine soL'un yazdığı üzere, AKP'nin planının parçası olarak düşürülen Suriye uçağından sonra “Uçağın düşürülmesi haklı” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu sağlamadı. Bunu, Haziran günlerinden de önce, savaşın başından itibaren bu kirli oyuna karşı duran, sokağa çıkan, sesini yükselten, başta Hataylılar olmak üzere Türkiye halkı sağladı.

Ülkemizi bölgesel bir kanlı yıkımın tam göbeğinde bulmadığımız için, halklarımızın aklına ve mücadelesine bir kez daha minnet duymalıyız.





Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Türkiye'nin en büyük sorunu sosyalizmin maddi bir güç olmamasıdır... melnur 0 1985 05.11.2019- 06:37
Konu Klasör Dindar nesil dedikleri nedir? dayanışma 4 4445 20.08.2016- 08:04
Konu Klasör Bir büyük illüzyon... melnur 1 2920 16.03.2019- 23:07
Konu Klasör Büyük Ekim Devrimi melnur 4 1896 08.11.2023- 06:19
Konu Klasör Büyük kahramanlara ihtiyacımız var mı? melnur 0 1355 06.07.2021- 11:20
Etiketler   Büyük,   Türkiye,   dedikleri,   rezalet
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS