SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
‘Yasakların altında kalacaklar'           (gösterim sayısı: 1.739)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 05.04.2014- 21:46


‘Yasakların altında kalacaklar'
 
Haldun Dormen, başrolünde oynayacağı 'Sersem Kocanın Kurnaz Karısı' oyununun provasında, nisanda gerçekleştirilecek Afife Tiyatro Ödülleri heyecanında, Tiyatro Eleştirmenliği Birliği’nin Onur Ödülü’nün bu yıl ki sahibi. Dormen’le seçimin hemen ertesi buluştuk ve hem sanata hem hayata onun gözünden baktık.

Resim Ekleme
ÖZLEM ÖZDEMİR

Yeni oyun için provadasınız, ne zaman izleyeceğiz?

Tiyatro Kedi yapımı yönetmenliğini Hakan Altıner'in yaptığı 'Sersem Kocanın Kurnaz Karısı'nda başroldeyim. Yazın açık havalarda oynanacak ve gelecek senenin oyunu olacak. Aynı zamanda birkaç gencin oyunlarını sahneye koymak üzere hazırlanıyorum. 'Kibarlık Budalası' da devam ediyor. Bir de Zorlu’ya bir müzikal yapma ihtimali var.

Hiç yorulmuyor musunuz?

Yorulmuyorum, çünkü işimden çok keyif alıyorum. Keyif almadığım işleri yapmıyorum. Devlet Konservatuarı’nda ders veriyordum onu bıraktım ama gelecek yıl Haliç Üniversite’sinde ders vereceğim. Bir de Ekol Drama’da müzikal dersleri veriyorum.

Bu zamana kadar oynadığınız ya da yönettiğiniz en heyecan verici oyun hangisiydi?


'Şahane Züğürtler'i yönetmedim ama oynadım, hayatımdaki en önemli karakterlerden biri, adamla çok ortak noktalarımız vardı o yüzden onu çok sevmiştim. Oyun bittiğinde sevdiğim birinden ayrılıyormuş gibi oldum. Bir kere Ayfer Feray bir kere de Nevra Serezli’yle oynamıştım.

Bugünün tiyatrosuyla sizin döneminki arasındaki farklar neler?

Eskiden tiyatrolar yerleşikti, uzun süre oynayabiliyorlardı. Olumsuz gördüğüm fark, gençler hemen yoruluyorlar. Biz haftada dokuz temsil oynardık. Şimdi öyle bir şey yok. Yorulmalarından rahatsız oluyorum, ben hala yorulmuyorum. Olumlu farksa şu, müthiş bir fışkırma var. Alternatif tiyatrolar Türk tiyatrosunun büyük umudu.

Bu sayede tiyatro bitmez değil mi?

Buna hep gülüyorum. Bir takım enteller bunu diyor. Tiyatro bitmez.

Gençlerde öğrenme merakını eksik buluyorsunuz ama?

Maalesef öyle. Bence Türkiye’nin en büyük problemi eğitim. Eğitimin en büyük problemi de harika başlatılıp zalimce kapatılan Köy Enstitüleri. Enstitüler olsaydı bugün Türkiye’de hiçbir sorun olmayacaktı. Kadın erkek herkes okumuş olacaktı. Bunu Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı işlenen bir cinayet olarak görüyorum. Şimdi de Twitter vs. yasaklar var. Her yasağa karşıyım, olmayacak zaten, bunun altında kalacaklar. Tayyip, siyasi kimliğini tatmin ediyor.

Bu noktaya niye geldi sizce?

Çünkü diktatörler böyledir ve etrafında hep sen doğrusun diyen insanlar var. Aslında güzel konuşan ve akıllı biri ama Gezi Parkı’ndan beri çok akılsız hareket ediyor. Orada “Tamam çocuklar bırakalım, sonra konuşalım” deseydi hepimizin gönlünü kazanmıştı.

Niye demedi?

Diktatörlük ruhu! 'Ben isterim, ben istersem olur' mantalitesi.

Seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunu bekliyordum ama bu iktidarın fazla devam edeceğini düşünmüyorum. Her ne kadar kendi kendilerini kandırıyorlarsa da beklediğimizden daha fazla oy aldılar. Sıkıntılı bir sürece girdik ama hükümet de girdi. Yine Köy Enstitüleri diyeceğim, eğer kapatılmasaydı insanlar eğitim alacaklardı ve daha doğru düşüneceklerdi. Menderes zamanında kapatılmıştı. Menderes bugün piri pak görülüyor ama bütün bunları sebebi Menderes’tir. O yüzden hiçbir zaman affetmeyeceğim.

Cumhuriyet çocuğusunuz. Babanız Kıbrıslı bir işadamı, anneniz paşa kızı...

Babam Atatürkçüydü. Atatürkçü bir evin çocuğuydum, okulumuz da öyleydi. Babam akıllıca bir şekilde beni bir mahalle mektebine yolladı ve böylece her türlü insanla dostluk etmeyi öğrendim. Annem Fransızca konuşan, piyano çalan bir kadındı. Muzip bir çocuktum. Bir de birleştiriciydim, partileri, insanları bir araya getirirdim, hala da öyleyim.

Oyuncu olmak mıydı tek hayaliniz?

Doğduğumdan beri bunu istedim. Babam bana Almanya’dan kukla tiyatrosu getirmişti, ben onlarla oyunlar yazar oynatırdım. Farkında olmadan beni yönlendirmiş. Hiçbir zaman başka bir şey olmak istemedim.

Amerika’dan dönüp kendi tiyatronuzu kurmak cesaret değil mi?

Benim Amerika’da da tiyatrom vardı. Döndükten sonra Muhsin Ertuğrul’un yanında 1.5 yıl çalıştım Küçük Sahne’de çünkü Türk tiyatrosunu bilmiyordum. Onunla çalışırken genç arkadaşlarla Cep Tiyatrosu’nu kurduk. Tabii yine cesaret işiydi, zaten hakkımda çok atıp tutuyorlardı. Dormen’i gezginci bir tiyatro olarak 'Papaz Kaçtı' oyunuyla 1955’te kurdum. İlk temsilimizi Süreyya Sineması’nda verdiğimizde herkes 'delisin' dedi. Ama üç gün tıklım tıklım doldu, benim de adım duyulmaya başlamıştı, pek çok yeri dolaştık. Sonra askere gittim ve 1957’de döndüm. Büyük tesadüf Küçük Sahne boşalmıştı bana teklif ettiler. Erol Günaydın, Metin Serezli ve ben orda başladık tekrar.

'Sokak Kızı Irma' hala hatırlanıyor...

İlk batılı müzikal ve çok büyük olaydı tabii. Beş yıl, Küçük Sahne’de oynadık sonra şimdiki Ses Tiyatrosu’na geçip, restore edip, 10 yıl orada oynadık. 1972’de Dormen Tiyatrosu’nu kapattım.

Sekiz yıl gazetecilik yaptınız. O gözle bugünü nasıl değerlendirirsiniz?

Milliyet ve son dönemde de Hürriyet’te yazdım. Bugün aydın ya da sanatçı olan bir insanın rejimimizi eleştirmeden iş yapmasına ya da yazmasına imkân yok. Yılmaz Özdil, Ahmet Hakan, Bekir Coşkun yazıyor örneğin. Zor ama bu kadarını da konuşamadığımız zamanlar da oldu. Biz Betül’le evliyken sol kitapları saklardık.

Baskı aynı mı yani?

Aynı demiyorum ama biz bunları yaşadık diyorum. Aynı duyguları hissettiğim günler oldu. Türkiye kaynıyordu, her dakika yürüyüşler vardı, her akşam bir şey olacak diye yaşıyorduk. Tabii bazı durumlar abartılıyor bizde. Seçimler de abartılıyor şimdi. Onları savunduğum düşünülmesin bir şeyler yapılmıştır muhakkak ama bazıları da masal anlatıyor.

İnsanlar endişelerinde haksız mı peki?

Değil tabii. Keşke daha güvenebilsek, o hale getirdiler. Diktatörlük altında yaşamak zor iş hak hukuk tanımıyor ki.

Sizin döneminizdeki birlikteliği bugün görüyor musunuz?

Gezi Parkı bunu kanıtladı, birlik olduk. Gezi hiç beklemediğimiz şekilde oluştu ve herkes birleşti. 19-20 yaşındaki çocuklar gözleri dolarak Atatürk’ten bahsediyorlardı, çok şaşırdım. Tayyip’in yaptığı en büyük yanlışlardan biri inanmasa bile Atatürk’ü kullanmamasıydı. Anlamıyorum niye bu kadar Atatürk’e karşı. Atatürk demiyor zaten Mustafa Kemal diyor. Ben Atatürkçüyüm, ailem de öyle. Kim ne düşünürse düşünsün bundan vazgeçmem. Korkmam da, çekinmem de. Ama Türkiye hep sağ eğilimde. Hiçbir şeyi abartmamak lazım, solcular da çok abarttılar, şimdi de bunlar abartıyorlar.

"Genel kültürü geçmiş oluşturur” diyorsunuz. Sizce geçmişimizi biliyor muyuz?

Yine Gezi olaylarına geleceğim. Atatürk’ü bilen gençler görünce çok şaşırdım, umutlandım. Demek ki bazı şeyleri yok edemiyorsun. Bu ülke korkunç bir baskı ve parçalanma altında Cumhuriyet’i kurabilmiş bir ülke. Darülbedayi’nin yok edilmesini hiçbir şekilde anlamıyorum. Osmanlı’yı bu kadar önemsiyorlarsa 1914’te kurulmuş bir kuruma da saygı göstermeleri lazım. Çok üzülüyorum, Muhsin Bey Anadolu’da tiyatronun yayılması için çok uğraştı. Bugün 24 ilimizde Devlet Tiyatrosu sahnesi, altı ilimizde opera var, bu müthiş bir şey. Bayağı medeni bir ülkeyiz. Bunlar kapatmayı konuşuyorlar ama batıramayacaklar.

Muhafazakârlıkla kültür ilişkisi nasıl?

Onların da kendi kültürleri var herhalde ama bir de genel kültür var. O kültürü edinmeleri lazım. Bugün Shakespear’i yok edemezsin, elektriği icat edeni yok edemeyeceğin gibi. Bunları kabul etmen lazım, bu kara kutuda yaşamak, dünyayı anlamamak, dünyanın keyfinin yaşamamak demek. Bir de benim en çok gücüme giden şey, bunu dini kullanarak yapmaları. Dine inanan insanlara çok ayıp ediyorlar. Dinimizde olmayan şeyleri kullanıyorlar.

Gerçek inananlar buna seslerini niye çıkarmıyor?

Onlar da doğru söylüyor diye düşünüyorlar herhalde. Ayrıca ben Tanrı’ya inanan bir insanım, dinlere inanmam. Tanrının sen Katolik, Ortodoks, Müslüman vs. olacaksın gibi ayrımlar yaptığına inanamam ben ama yaradılışa inanıyorum. O'na yapılan haksızlıklar çok ayıp oluyor.

"Yalan da olsa sanata ilgi göstermeliler"

Sanatçılar önderlik eden insanlar olmalı diyorsunuz. Önderlik ediyorlar mı?


Ediyorlar. Her sanatçı önderlik etti diyemem ama bir sanatçının gençlere mutlaka ufuk açması lazım. Bence dünyanın en güzel şeyi her şeyi paylaşmak, ben paylaşmaya inanıyorum. Dormen Tiyatrosu’na hayatımda bir tek defa "benim tiyatrom" demedim, bizim tiyatromuz.

Dormen Tiyatrosu’nu özlediniz mi?

Hayır. Bunu özellikle yazarsanız sevinirim, Dormen 1981’de kapandı. O sorumluğu taşımak istemiyorum artık. Şimdi her yerde çalışıyorum. Ayrıca Dormen Tiyatrosu’nun prensipleri vardı bazı şeyler zaten ona aykırı oluyor. Şişli’de bir sahnede oynanan her berbat şey benim adımı taşıyor. Mustafa Sarıgül’e rica ettim ismimi kaldırın diye olmadı, şimdi yeni başkanla o olur inşallah.

Tiyatroya en çok ilgi Özal dönemindeymiş. Demirel de oyununuza gelmiş ama Ecevit hiç gelmemiş. Son dönemde sanata meraklı siyasetçi var mı?

Ecevit genel olarak çok insana gitmedi. Yakın arkadaşı Suna Kan’ı ihmal etti. Vakit bulamadı herhalde. Sarıgül meraklıydı, kültür merkezi açtı. Belediye tiyatrosu yaptırıyordu bize, çalışmaya başladık sonra sesi sedası kesildi, hala kızgınım ama hakkını yemeyelim. Sanatçıya saygısızlık etmedi. Atatürk gibi bir sanata meraklı bir liderin kurduğu bir ülkede sahte bile olsa sanata biraz ilgi göstermeleri lazım.

Devlet sanatçısı ünvanınız şimdi ne anlam ifade ediyor?

Hiçbir şey ifade etmiyor, duvarda asılı bir şey var sadece, hiçbir işe yaramıyor ki!

Diyarbakır’da Kürtçe oyun yapmanız eleştirilmişti.

Ben onun çok doğru olduğuna inanıyorum. Biz yıllardır hem kültür hem ekonomik bakımdan geri kalmasına sebep olduk. Benim yaptığımı yapmak lazım. Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Hanım, “Haldun bey bunlar 50 sene önce yapılmış olsaydı böyle olmazdı,” demişti.

Peki ya çözüm süreci?

Karmaşa bitmiyor, bitmeyecek de. Bana 'vatan haini' diyecekler şimdi ama sonunda Çekoslovakya gibi Çek Cumhuriyeti ile Slovakya gibi iki ayrı ülke olacak. Onlar da haklı, bizim topraklarımız ama ne yapalım. İleride buna hazırlıklı olmak lazım.

Son olarak, bunca yıl içinde sizi en çok üzen ne oldu?

Çok üzenler oldu. Bazı insanlar tiyatroda öğrendiklerini hiçe saydı. Ama çoğunlukla Dormen Tiyatrosu hakkında “ah nerde o günler” diye konuşuluyor. Ama yeni bir olayı paylaşabilirim. 'Sokak Kızı Irma'yı baştan yazdım, müzikler aynı ama olay Tarlabaşı’nda geçiyor. Çok güzel oldu. Bakırköy’de oynuyor. Gülriz Sururi’yi oyunun ilk sahnelendiği gece davet ettim, sahneden takdim ettim. Ama bana ne bir hayırlı olsun ne geçmiş olsun demedi. Ki ben onu oyunla yıldız yaptım. Sonra bir arkadaşımıza ettiği tek laf: “Bundan başka Irma bulamamış mı?” Olabilir, böyle düşünebilir insan ama “hayırlı olsun, ne günlerdi filan” demez mi? Bana çok dokundu bu olay.


Birgün




Bu ileti en son dayanışma tarafından 05.04.2014- 21:47 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör HKP, yasaklara karşı Çanakkale'de tarihselmaddeci 0 2736 16.02.2015- 10:09
Konu Klasör Altında ne var, kazıyınca ne çıkar? melnur 0 1077 20.07.2020- 06:14
Konu Klasör ''Hepimiz tehdit altındayız...'' melnur 3 2189 28.07.2020- 02:17
Konu Klasör Muhalefet altı yılı ‘boş’ mu geçirdi? melnur 1 301 10.07.2023- 06:30
Konu Klasör Tunceli’de Sol ittifak ile DEM Tek Çatı Altında Seçimlere Girecek... melnur 3 124 24.03.2024- 08:26
Etiketler   ‘Yasakların,   altında,   kalacaklar
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS