SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  kilitli
Gotha Programı:           (gösterim sayısı: 4.348)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 18.08.2013- 23:12


Gotha Programı: İdare etmek mi, söyleyip kurtulmak mı?

Metin Çulhaoğlu, Komünist 241, 25 Kasım 2005


Arka plan

Marx'ın çalışmaları ve metinleri arasında, asıl ve tam adı "Alman İşçi Partisi Programına Kenar Notları" olan Gotha Programının Eleştirisi'ninözel bir yeri ve önemi vardır. "Bu önem nereden kaynaklanıyor" sorusunun yanıtına geçmeden önce kısa bir arka plan bilgisi: Marx, bu "kenar notlarını"   kendisine gönderilen program taslağından hareketle ve istek üzerine hazırlamıştır. Konu, Alman işçi hareketinin iki siyasal kanadının birleşmeye karar vermesi ve birleşik partinin programının hazırlanmasıydı. Birleşecek taraflar, F. Lasalle tarafından kurulan örgütle, Marx'a ve düşüncelerine daha yakın bir kesim tarafından kurulan "Alman Sosyal Demokrat İşçi Partisi" idi. Yapılan görüşmelerde taslak program tartışılmış, ardından bu taslak görüşleri için Marx'a iletilmiştir. Marx, görüşlerini 1875 yılı Mayıs ayında ikinci grubun liderlerine iletmiştir. Sonuçta birleşme 1975 yılında Gotha'da yapılan toplantıda gerçekleşmiş, ancak bu sırada Marx'ın ilettiği görüşler kaale alınmamıştır. Marx'ın görüşlerinin ağır bastığı bir program, ancak 16 yıl sonra, Erfurt Kongresi'nde benimsenmiştir.

Önemli ve güncelliğini koruyan başlıklar

Günümüzde, birçok Marksist açısından "Kenar Notları'nın önemi, kapitalizmden komünizme geçiş sürecine, bu süreçte devletin ve bölüşümün özelliklerine getirilen belirli açıklıklardan kaynaklanmaktadır. Bir parça daha ayrıntıya inildiğinde Marx, bu çalışmasında, örneğin "kapitalist toplumdan çıkıp geldiği haliyle" komünizm ile, "kendi temelleri üzerinde gelişen komünizm" arasında günümüz açısından da kuramsal-pratik önem taşıyan ayrımlar gözetilmektedir. Vurgulanan nokta, siyasal iktidarı fetheden işçi sınıfının, daha bir süre (uzunca?) devraldığı yapının sınırlarını gözeterek hareket etmek zorunda olduğudur. Bu çerçevede, örneğin, eşitlikçiliğin ve bölüşümün henüz burjuva sınırlar içinde kalan biçimleriyle komünizme özgü biçimleri de birbirinden net olarak ayrıştırılmaktadır.

Aynı mantık çizgisi, "devlet" konusunda da izlenmektedir. Marx, devlet konusunda, kendi döneminin anarşistlerinden ve daha sonraki kimi Marksistlerden çok daha ihtiyatlı bir tutum sergilemekte, sözgelimi "devletin ortadan kaldırılması" türü söylemlere itibar etmemektedir. Söylediği tek şey, "komünist toplumdaki geleceğin devletiyle ilgilenmenin" bu aşamada gerekli olmadığıdır.

"Kenar Notları"nda yer alan ve toplumsal formasyonların analizi açısından günümüzde de önem taşıyan bir başka açıklık ise şudur: Marx, bir üretim tarzı olarak az çok belirgin ve türdeş özellikler taşıyan kapitalizmin, devlet dâhil üstyapılar alanına geçildiğinde ciddi bir çeşitlilik gösterebileceğini vurgulamaktadır. Örneğin Marx bu bağlamda "bugünkü toplum"deyimi ile "bugünkü devlet" deyiminin açıklayıcıkları arasında önemli bir düzey farkı olduğuna işaret etmektedir. Marx'ın bu vurgusu, verili bir üretim tarzından kalkarak ayrıntılı devlet ve üstyapı "ekstrapolasyonu" (dışdeğerbiçim) yapmaya meraklı olanlara ciddi bir uyarı niteliğindedir.

O halde, "Kenar Notları"nın, yukarıda kısaca özetlenen başlıklar açısından özel, üstelik günümüzün tartışmaları açısından da önemli vurgu ve açıklıklar içerdiğini söyleyebiliriz.

Yeni başlığa geçmeden önce, aynı çalışmayla ilgili ve Türkiye sol hareketi bağlantılı bir değinmede bulunmak istiyoruz. "Kenar Notları", aynı zamanda, Marx'ın en çok istismar edilen deyişlerinden birini de içermektedir. Formasyonları yetersiz, akıllarının ermediği konularda cereyan eden tartışmalardan sıkılan, belirli konulara kafaları basmayan solcular, "Kenar Notlarının" sunuluşunda yer alan bir cümleyi pek severler ve sırası geldiğinde "Marx demişti ki" diye taşı gediğine koyarlar: "İleriye doğru atılan her adım, bir düzine programdan daha önemlidir." Marx'ın sınıf hareketinin iki kanadının birleşmesinin olumluluğuna vurgu amacıyla söylediği bu sözler, Türkiye solunda ilkesizlik ve kofluktan kaynaklanan "nerede hareket orada bereket" veya "kervan yolda düzülür" türü kerametlerin gerekçesi olarak kullanılmıştır.

Bir de bu gözle okuyun...

Bir kez daha anımsayalım: "Kenar Notlarında" Marx'ın eleştiri okları, artık hayatta olmayan Lassalle'ın görüşlerini hedef alıyordu.

39 yaşında ölen Lassalle, görüşlerinin Marksizm'e kutupsal uzaklığına karşın tam ve gerçek bir işçi lideriydi. Lassalle'nin görüşlerini Marksizm açısından eleştirmeye soyunan biri, önünde idealizmden küçük burjuva ütopyacılığına, devletçilikten uzlaşmacılığı kadar uzanan zengin bir malzeme bulacaktır. Ama bütün bunlar, Lassalle'nin sınıfı önündeki lider konumuna, Alman işçi sınıfının uyanışına yaptığı katkılara kuşkucu yaklaşılmasını gerektirmeyecektir. O halde, soru şu: Marksizm'i derinlemesine kavramış birinin, Lassalle türü işçi önderleri ve onları izleyen emekçiler karşısındaki tutumu ne olmalıdır?

"Kenar Notları"nın bir de bu gözle okunmasında yarar vardır. Örneğin Marx, kenar notlarına, kendisine iletilen program taslağından aldığı "emek her türlü servetin ve her türlü kültürün kaynağıdır" değerlendirmesiyle başlamakta, hemen ardından yanıtını tereddütsüz yapıştırmaktadır: "Emek her türlü servetin kaynağı değildir." Soru şudur: Marksistler, Lassalle bir yana, gerçekten samimi, dürüst ve özverili işçi liderlerinin bu ve benzeri yanlışlarını (ukala görünme pahasına) düzeltmeli midir, yoksa "idare mi etmelidir" Günümüzde Marksistler, örneğin "emek en yüce değerdir" türü sloganlara Marksizm açısından eleştirel mi yaklaşmalı, yoksa "hiç olmazsa emeği sevgilisinden, ailesinden, işvereninden, tuttuğu takımdan veya ülkesinden daha öne koyuyor" diye sineye mi çekmelidir?

Evet, "Kenar Notlarının" bir de bu gözle okunmasında yarar vardır. En azından Marx 1875 yılındaki eleştirilerini "bu gözle" yapmış, içinde bulunduğu sıkıntılı durumu da kapanışta bir cümleyle dile getirme zorunluluğunu hissetmiştir:

Dixi et salvavi aminam meam.(Söyledim ve ruhumu kurtardım)

Bugün durum "bizim" açımızdan daha kritiktir; ortalıkta Sabancı için yas tutan, "fabrikasını çok seven", söze "ama AB'ye girdiğimizde en azından..."; diye başlayan emekçiler de vardır. Ya "idare edeceğiz" ya da biz de "söyleyip ruhumuzu (bu kez geleceği) kurtaracağız."




Bu ileti en son melnur tarafından 18.08.2013- 23:30 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  kilitli



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Gotha Programının Eleştirisi melnur 3 4333 11.08.2013- 12:12
Konu Klasör Gotha eleştirisinde devlet bedrettin 88 42465 20.02.2016- 15:07
Konu Klasör Bir Programa İlişkin Düzeltmeler proletersosyalist 2 4062 30.11.2014- 05:15
Konu Klasör Eşitsizlik İran’ın resmi programı.. melnur 0 397 19.09.2022- 06:19
Konu Klasör DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'den 1 Mayıs programı açıklaması... melnur 4 1868 01.05.2021- 10:42
Etiketler   Gotha,   Programı:
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS