SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Soru sormak           (gösterim sayısı: 2.367)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ilkay
[ Mustafa ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.10.2013
İleti Sayısı: 417
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ilkay
Konu Tarihi: 20.04.2014- 00:47


Soru sormak
Metin Çulhaoğlu


Geri planında samimiyetin ve iyi niyetin yattığı su götürmeyen kimi soruların bir bakıma pek de “yerinde” sorular olmayabileceğini kabul etmek ve bunu açıkça söylemek güç iştir.

Şimdi, düşünelim:

“Yeterince geriletilemeyen AKP’yi nasıl geriletiriz?”

“Sınıf genel olarak hareketsiz gibi; nasıl hareketlendirebiliriz?”

“Sosyalizm adına geniş kesimlere hitap ederken neler söylemek, nasıl bir dil kullanmak gerekir?”

“Haziran’da on binlerce insan sokağa çıktı; bu insanlar nasıl örgütlenebilir?”

Öyle sorulardır ki, örneğin sonuncusunda sanki şöyle bir cevap bekleniyor gibidir: “Haziran kitlesi önce ılık suda yarım saat kadar bekletilir; sonra ince bir tülbentten süzülerek…”

Bu mu yani?

Sorular, kuşkusuz can alıcı önemdedir. “Yerinde” olmayan (başlarken “bir bakıma” demiştik), bu soruların hemen doyurucu cevaplar alınabileceği beklentisiyle sorulmasıdır…

O zaman, bir soru da bizden: Akla gelebilecek her tür sorunun cevabı peşinen verilmiş olarak mı bir yola devam edilir, yoksa kimi soruların cevabı yürünen yolda, süreç içinde mi ortaya çıkar?

İşte, bu sorunun cevabı vardır ve şöyle verilmesinde hiçbir sakınca yoktur: Eğer az önceki şıklardan birincisi her durumda mutlak doğru olsaydı, insanlık tarihinde ne yeni keşifler yapılabilir ne de devrimler olabilirdi…

Demek ki, şıklardan doğru olanı ikincisidir.

Topu taca atmıyoruz, gerçekten böyledir…

Bugün Türkiye’de solcuların ve sosyalistlerin kafasında başta örneklenen türde soruların şekillenmesi kuşkusuz “yanlış” değildir. Ama hadi “yanlış” demeyelim de “yerinde olmayan”, insanların bu soruların karşılığının zamanla biriken pratikle ve deneyimle bulunabileceğini pek dikkate almadan hazır cevap arayışı içinde olmalarıdır…

“Teori” dediğimiz kategori ayrıdır; kendi özel yerinde durması gerekir. Ama eğer pratikten, mücadeleden ve örgütlenmeden söz ediyorsak “deneyimcilik” her Marksist, her devrimci, her solcu-sosyalist için “teori” kadar vazgeçilmezdir.

* * *

Ya hemen ilk planda, bugünden yarına yapılması zorunlu olan işler?

Bu sorunun cevabını da mı sürece bırakmak gerekir?

O kadar da değil…

Örneğin, hemen ilk planda yapılması gereken, eldeki örgütlülük her ne ise onun temsil kabiliyetini mümkün olduğunca artırmaktır.

Yani, öyle bir örgütlülük olsun ki, nicelik şimdilik bir yana, bu toplumun kritik önemdeki kesimlerini temsil eden unsurları kendi içinde barındırsın: İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, öğrenciler, aydınlar, akademisyenler ve şu mahut “orta sınıftan” kişiler…

Bu anlamda temsil kabiliyeti (nitelik de diyebiliriz) nicel büyümenin ön koşuludur. Başka bir deyişle, “sola nasıl insan kazanılır” sorusundan önce sorulması gereken soru, bu toplumda şöyle ya da böyle değişim isteyen ve belirli bir dinamiğe sahip kesimlerin ne ölçüde temsil edilebildiğidir.

Sahip olunan temsil kabiliyeti, ardından, pratiğin ve biriken deneyimlerin beraberinde getirdiği cevaplarla nicel büyümenin de önünü açacak, yollarını döşeyecektir.

“Nicel büyüme” dedikten sonra bir de uyarı: Nicel büyüme, ancak belirli bir noktaya kadar yükselen düz bir çizgi olarak düşünülmelidir; bu kritik noktadan sonra asıl önemli olan, “niteliğin” özel bir konjonktürde ya da önemli uğraklarda kendini aşan niceliklerle ne ölçüde buluşup örtüşebildiği, bu nicelikleri ne kadar yönlendirebildiğidir.

Öbür türlüsü, parlamenter versiyonları da dâhil çoğunlukçuluk olur.

60’lı yıllarda hükümetin başı olan Süleyman Demirel Meclis’teki muhalefete “bulun 226’yı düşürün bizi” derdi.

Biz herhalde “bulalım yüzde 51’i, yapalım devrimi” demeyeceğiz.



SOL CEPHE
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sami Elvan: Berkin'in hesabını sormak için yaşıyoruz denizcan 0 3366 06.03.2015- 13:27
Konu Klasör Bir soru yura 15 8553 22.01.2015- 04:10
Konu Klasör Yoklama ve üç soru umut 2 3296 07.02.2015- 16:56
Konu Klasör İki soru iki hüsran umut 0 2609 01.08.2015- 12:04
Konu Klasör Soru işaretleri ve karamsarlık aşılmıştır melnur 0 3895 13.08.2013- 16:53
Etiketler   Soru,   sormak
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS