SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Halk Cephesi: Demirtaş, Önder ve Tüzel ile görüştük           (gösterim sayısı: 2.184)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 02.08.2014- 18:12


Halk Cephesi: HDP'li Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel'le görüştük        

Emperyalizme Tek Bir Taş Atmayanlar, Devrimcilere Kurşun Yağdıroyorlar!


Neden?

HDP'lilerin Halk Cephesi'ne yönelik, Çayan Mahallesi'nde başlayan ve ardından Gazi, Okmeydanı ve Sancaktepe'de devam eden silahlı, ses bombalı, bıçaklı, sopalı, taşlı, örgütlü saldırısı sonrasında HDP'li Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel'le görüştük.

Saldırıların boyutunu anlatarak, bu saldırının neresinde olduklarını sorduk.

HDP heyeti ile yapılan görüşmede gelinen son noktada, sitelerinden sağduyu çağrısı yapacaklarını, bizim de yapmamızı istediler.

Biz de bizim kitlemizin en başından beri sağduyulu olduğunu, bu konuyla ilgili açıklama yapacağımızı söyledik.

"Tartışmamız anlık olarak olayları durdursa da, yarın yine açsak ne olacak?" diye sordular.

Bu cümle açık bir tehdittir… Stand açamazsak saldırılarımızı sürdüreceğiz demektir...

Bizim açımızdan şu anda tartışılması gereken konu yapılan saldırıdır. Stant tartışması, saldırmadan önce yapılması gereken tartışmaydı… Biz standınıza gelip konuşmak istediğimizde karşımızda demir çubuklarla, sopalarla saldırıya hasır HDP’lileri bulduk. Ve daha tek bir kelime konuşmadan saldırdılar. Standın konuşulacağı zaman o zamandı. Şimdi konuşulması gerek saldırılardır.

Onca yaralı, onca kır, dök, yak, yık ondan sonra gel tartışmayı tekrar stand açma meselesine getir…

Hayır! Önce saldırının, yakıp yıkmanızın, tekbir getirerek yaptığınız saldırıların hesabını vermelisiniz… Pompalı tüfeklerin, molotofların bombaların hesabını vermelisiniz…

Okmeydanı'nda HDP’nin standı yoktu; Sibel Yalçın Parkı'na saldırdınız çay ocağını molotoflarla yaktınız…

Gazi’de HDP standı yoktu, Yürüyüş Dergisine saldırdınız... Muharrem Karademir Parkı'ndaki çaybahçesini yaktınız… Derneklerimizin camlarını kırdınız…

Sancaktepe’de de HDP’nin standı yoktu, derneğimizi bastınız, camlarını kırdınız, molotoflarla yaktınız…

Ne siyaset yasağından bahsediyorsunuz?

Siz haydut musunuz? Önünüze gelen yeri yakıp yıkıyorsunuz…

Ne siyaset yasağından bahsediyorsunuz?

Daha size konuşmak için geldiğimiz ilk anda demir çubuklarla saldırdınız… Siz önce bunların hesabını vermelisiniz…

- Mahallelerimizde, yaratılan değerlere saygı göstereceksiniz. Yapılması mahallelerde yaratılan değerleri korumak olmalıdır fırsatları kollamak değil... Mahallelerimizi yoğun bir emekle kurduk, uğruna tutsak düştük, şehit verdik. Buna saygı duyacaksınız.

Çayan ve Armutlu bizimdir. Devrimcilerin yaşadığı, düzenin her türlü saldırısına karşı örgütlü olan bu mahallelerde düzenin seçim aldatmacasına izin vermeyeceğiz elbette.

Biz devrimi büyütmek isterken; emperyalizme ve faşizme karşı mücadeleyi yoksul mahallelerinde yükseltirken, örgütlü olduğumuz bu mahallelerde halkımızın düzen içine çekilmek istenmesine izin vermeyeceğiz.

- Biz oligarşinin seçimlerle faşizmi maskeleme, düzene nefes aldırma oyununun içinde yokuz. Siz Kürdistan hayalinden vazgeçip, ülkeyi bölmeyeceğinizin garantisini veriyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı adaylığımız, ülkeyi bölmek istemediğimizin göstergesidir diye burjuvaziye sözler veriyorsunuz. Mahallelerimizi, bu uzlaşma politikalarınıza kurban etmeyeceğiz.

- AKP mavi boncuk dağıtıyor. Seçimler geçene kadar “barış” taraftarı olduğunu gösteriyor. Siz de buna kanıp, rüştünüzü, devrimcilere saldırarak gösteriyorsunuz. Buna izin vermeyeceğiz.

- Demirtaş, “Türkiye'nin cumhurbaşkanı adayı olarak böyle ortamların kendisini üzeceğini” söyledi. Hangi düzenin, hangi cumhuriyetin bekçisi olacaksınız? Katil, işkenceci, hırsız bu düzenin cumhurbaşkanı mı olacaksınız?

- Kürt milliyetçileri, kendi kitlelerini düzen içinde tutabilmek için dini argümanları kullanıyor. Bu yüzden Çayan'da saldıran çeteler, tekbir sesleriyle saldırdı. Milliyetçilik, gericiliktir. Gelinen nokta ise işte “Allah Allah” nidalarıyla devrimcilere ve halka saldırmaktır.

- Levent Tüzel, ortamı gerginleştirenin Halk Cephesi olduğunu söyleyerek, kendine devrimci, sosyalist diyen bir hareketin nasıl olur da stant yasağı koyduğunu, bu durumun yanlış olduğunu söyledi.

Sen kimin avukatlığını yapıyorsun Levent Tüzel?

Stant yasağını geç, size Dersim'de siyaset yasağı koymadılar mı, 4 TDKP gerillasını şehit etmediler mi? Bunun hesabı sorulmadan, siyaset yasakçılarının kuyruğuna takıldınız. Üstelik bir de akıl veriyorsunuz, bize karşı provoke ediyorsunuz. Kimden alıyorsunuz bu aklı?

Çeteler bize silahlarla saldırıyor, ses bombaları patlatıyor, Tüzel stant açmamıza engel olamazsınız diyor. Devrimcilere karşı silah kullanılabilir mi peki? Orada neden ağzınız lal, gözünüz kör? Neden, standa konuşmaya gelen Halk Cephelilere, ellerindeki hazır sopalarla saldıranların HDP'liler olduğunu söylemiyorsunuz?

HDP, bilinçli olarak gerçekleri çarpıtıyor. Yalanlarla gerçeklerin üstünü kapatmanıza izin vermeyeceğiz.

- Emperyalizme tek kurşun sıkmayanlar, emperyalizmin işbirlikçileriyle uzlaşıp, silahlarını toprağa gömmeye hazırlananlar, sıra devrimcilere gelince pompalı silahlarla mahallelerimizde boy gösteriyorlar. Devrimcileri yaralıyorlar. Siz kimin safındasınız? Kime kurşun sıkıyorsunuz farkında mısınız?

Bize sıktığınız her kurşun, kaldırdığınız her sopa size, tarih sahnesinden yok oluş olarak geri dönecektir.

HDP'yi kurarak, Türkiye solunu kendi yedeğinize almak istediniz. Cepheyi yedeğinize alamayacağınız için onları da saldırarak bitiririz umuduna kapıldınız. Bu hayali ilk kuranlar siz değilsiniz. Hayal kırıklığına ilk uğrayan da siz olmayacaksınız.

Boş hayallere kapılmayın, kendi ayağınıza kurşun sıkmayın.

- Faşizme ve emperyalizme karşı savaşmayanlar bugün bize karşı savaşıyorlar. Emperyalistlerin böl, parçala yönet politikası milliyetçiliğin içine düştüğü bu durumu açıklıyor aslında. Saldırgan güruhun, “Pis Aleviler” bağrışlarıyla, tekbir getirerek mahallelerimize saldırısı, emperyalizme atılmayan tek taşın açıklamasıdır...

- Sol artık “sol” olma misyonunu yitirmiştir. Provokatörce davranıyor, sorun çözmek yerine sorunu büyütmeye hizmet etmiştir. Tüzel'in, saldırıyı meşrulaştırması, Kürt milliyetçilerinin gölgesinden çıkmamak için yaranma çabasıdır. Kraldan daha kralcıdırlar... HDP'yi açıkça bize karşı provoke ediyorlar.

- Tüzel neye göre konuşuyor? Saldırıların ardından gözleri parlayarak ellerini ovuşturan Atılım neye göre konuşuyor?

Hangi bilgiler var elinizde... Neye göre bizi “stant açtırmamak”la suçluyorsunuz? Nereden biliyorsunuz, stant açtırıp açtırmadığımızı?

Bizden kimi dinlediniz, bizden kiminle konuştunuz...

Konuşmadınız... Tek bir kelime bile konuşmadınız Halk Cephesi'nden hiç kimse ile…



Bu yaptığınız ne anlama geliyor, sıradan bir demokrat gibi bile davranmıyorsunuz. Adaletsizsiniz.

Burjuvazinin mahkemelerinde bile söz hakkı vardır. Siz onu bile yok ediyorsunuz? Bu telaşınız niye? Biz yok olursak meydan size kalacak diye mi?

Olmaz ya, hadi diyelim ki bizi yok ettiniz... Bu halk sizin yüzünüze bile bakmaz, emin olun... Düşmanla uzlaşmaya güzellemeler yapanlar halkı örgütleyemezler. Ne anlatacaklar, ne söyleyecekler de örgütleyecekler?

Zaten bu yüzden, yani örgütleyemeyeceklerini bildikleri için, örgütlü mahallelere göz dikmiş durumdalar. Hazır örgütlü bir halk var diyerek, hazıra konmak istiyorlar. Daha çok hayal kurarsınız...

Milliyetçilik böler... Kendinden olmayanı yok sayar. Milliyetçiler Alevisi Sünnisi, Türkü Kürdüyle bu halkı birleştiremezler. “Türkiye Solunu” yanlarına alma çabası da nafiledir.

- Demirtaş, Cephelilere saldıran kitlenin kendileriyle alakasının olmadığını, devletin provokasyon yaratmaya çalıştığını, iki taraf çekildiğinde ortada provokasyon yaratmak isteyenlerin kalacağını söyledi.

Bunun üzerine, “Eğer bu kitle bize ait değil derseniz ve ortada provokasyoncular kalır diye bir ifade de bulunursanız, bu çok tehlikeli bir durum alır. O zaman biz de bu ortada kalanlara karşı farklı bir tavır sergileriz. Sonra bize bunlar bizim arkadaşlarımızdı demeyin.” dedik.

“Nasıl olur da sadece faşistlerde duyduğumuz tekbirleri HDK'lılar kullanır aklımız almıyor.” deyince, kitlelerinin çok büyük olduğunu, HDK'nın büyük bir bileşen olduğunu, bu tür şeylerin olabileceğini söylediler. Biz de bu durumu normal görmediğimizi bir an önce daha fazla kan akıtmadan bu sorunu çözmelerini istedik.

Eğer, merkezi bir kararları olmadığını söylüyorlarsa o zaman açıklama yapmalılardır. Böyle bir kararımız yoktur, bunları yapanlar bizden değildir demelilerdir.

Yok sahip çıkıyorlarsa o zaman sahip çıktıklarını açıklamalılardır.



- Ölüm Orucu gazilerimizi yakmaya çalıştığınızda da, Diyarbakır'da kurumumuzu kapatmamız için kafamıza silah dayadığınızda da, yolumuzun üzerine pusu kurup bizi Kürt halkına linç ettirmek istediğinizde de, kurumlarımızı molotoflayıp insanlarımıza kurşun yağdırdığınızda da aynı yalanları söylemiştiniz. Önce ‘bizimle ilgisi yok, böyle bir kararımız yok’, sonra ‘kitlenin tepkisini zaptedemeyiz’, sonra ‘ama siz de eleştiriyorsunuz-çalışma yaptırmıyorsunuz’ nakaratları da provokasyonları da sürdürüyorsunuz, kışkırtıcılık yapıyorsunuz.

Bu yoldan vazgeçin.

- Saldırıları durdurun diyoruz, ‘siz de stand kurdurun’ cevabı alıyoruz. Bu siyaset tarzını kimden öğrendiniz, vermeniz gereken cevap bu mudur? Hem yaşananlardan hoşnut değiliz diyeceksiniz hem de stant kurdurmazsanız saldırılar devam eder diyeceksiniz. Biz emperyalizme ve faşizme karşı mücadelemizde tek adım gerilememiş, dostunu düşmanını karıştırmamış, eli devrimci kanına bulaşmamış tertemiz bir tarihe sahibiz. Saldırdınız diye doğru bildiğimizden şaşacak, değerlerimizi unutacak, mahallemizde işleyen hukukumuzu yok sayacak değiliz. Aksine siz saldırıları durdurmakla yükümlüsünüz ve halklarımıza hesap vermesi gereken durumundasınız.

- Emperyalizm ve işbirlikçi oligarşiyle barışabilmek için, devrimcilere saldırarak rüştünüzü mü ispat ediyorsunuz? Sizin saldırdıklarınıza biz de saldırıyoruz, aynı saftayız mı demek istiyorsunuz? Yalanı ve demagojiyi bırakın, dürüst olun, gerçekleri açıklayın, saldırıları derhal durdurun ve hesap verin!



Sonuç olarak;


HDP’liler açıklamalıdır: Emperyalizme tek bir taş dahi atmazken, neden Cephelilere saldırıyorsunuz?

Neden, masa açmaya elinizde sopalarla, demir çubuklarla geldiniz? Hangi masalarda tezgahlandı bu saldırı?

Derhal saldırılara son verip, özeleştiri vermelisiniz.

31 Temmuz 2014
Halk Cephesi





Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Halk Cephesi ile HDP arasında çatışma solcu 28 27169 01.08.2014- 18:37
Konu Klasör Halk Cephesi anlatıyor: HDP ile çatışma... solcu 13 12379 13.08.2014- 23:04
Konu Klasör Halk Cephesi bölümü açılabilir mi? ayhan 5 4082 18.12.2014- 18:09
Konu Klasör Halk Cephesi'nden açıklama umut 1 4221 02.08.2014- 18:20
Konu Klasör Partizan'dan Halk Cephesi kararı dayanışma 0 4055 26.08.2014- 22:15
Etiketler   Halk,   Cephesi:,   Demirtaş,   Önder,   Tüzel,   ile,   görüştük
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS