SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Halk Cephesi anlatıyor: HDP ile çatışma...           (gösterim sayısı: 12.440)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: solcu
Konu Tarihi: 08.08.2014- 11:29


Halk Cephesi anlatıyor: HDP ile çatışma...

Halk Cephesi ile HDP arasında İstanbul Nurtepe’de başlayan ve diğer mahallelere sıçrayan çatışma son yıllarda sol hareketler içindeki en büyük çatışmalardan biriydi. Çatışmalar devam ederken HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ile bir röportaj yapmıştık. YÖN Haber’de yayınlanan röportajda Demirtaş, sağduyu çağrısı yapmıştı. Bu sefer söz sırası Halk Cephesi’nde. Halk Cephesi’nden Veysel Şahin sorularımızı yanıtladı. Biz açık açık her şeyi sormaya çalıştık, Şahin de açık sözlülükle yanıtladı.

Halk Cephesi anlatıyor: HDP ile çatışma...

Resim Ekleme

Önce bir netleştirme ile başlayalım. Konuşacağımız olaylarda hep ‘Halk Cephesi’ ismi geçiyor. Halk Cephesi denince ne anlamalıyız, DHKP- C örgütünü mü anlamalıyız?

Halk Cephesi’nin. devletin deyimiyle yasadışı bir örgütle organik veya inorganik bir bağı yok. Halk Cephesi bir demokratik oluşumdur. Aynı zamanda bir dergi ismidir. Ama elbette bir dünya görüşü var. Halk Cephesi, “Parti Cephe” kökenli ideolojik akımın bir parçasıdır. Ama Halk Cephesi’ni illegal bir örgüt gibi göstermek   doğru değildir. Demokratik alanda mücadele vermektedir. Bunun içine TAYAD’ı girer, İdil Kültür Merkezi girer, Grup Yorum’u girer, mahallelerdeki Haklar ve Özgürlükler Dernekleri girer. Hem kurumlar hem de tek tek bireyler girer.

Bu son olayların sizdeki tanımı nedir? Bu bir PKK-DHKP C çatışması mı?

Öyle bir şey ki karşımızda nasıl bir güç olduğunun   biz de farkında değiliz. Bizim karşımızdakiler de kendilerini yalın bir şekilde ifade edemiyorlar. Bize saldıranlar çeteciler midir, bize saldıranlar HDK, HDP   bileşenleri midir, yoksa sadece Kürt Milliyetçi Hareketi’nden midir, bilmiyoruz. Kendilerine de sorduk, dört mahallede eş zamanlı   olarak bize saldıranlar kimlerdir söyleyin ya da bir açıklama yapın dedik. Bize silah sıkanlar, dernekleri yakanlar, yıkanlar bizden değildir, bunlar çetecilerdir deyin, biz de kimin bize saldırdığını bilelim.

Peki, bu çatışma sizin Çayan Mahallesi dediğiniz Nurtepe’de birden alevlenen bir durum mudur, yoksa evveliyatı olan bir gerginlik mi?

Hayır bu ilk değil. Bizim yayın organlarımızda siyasi literatür diliyle “Kürt Milliyetçi Hareketi” dememizi, önderlik dedikleri kuruma, kişiye yönelik eleştirilerimizi “siz bizim değerlerimize önderimize saldırıyorsunuz” diyerek değerlendirmişlerdir. Güçlü olduklarını hissettikleri hemen hemen her yerde derneklerimize kurumlarımıza saldırmışlardır.Son olay da bunun hazımsızlığıyla ilgili. Çünkü Türkiye solunda Kürt Milliyetçi Hareketi’ni eleştiren bir tek biz   kaldık. Bu bizim aynı zamanda dostluğumuzun ifadesidir. Biz dostlarımızı eleştiririz. Bizim MHP’yi eleştirdiğimizi kimse görmemiştir. Eleştirimiz yapıcıdır, birleştiricidir,yıkıcı ve ayrıştırıcı değildir. Yıllar yılı devam eden bu birikmişliğin bir yansımasıydı aslında Çayan’daki saldırı. Orada Özgür Demokratik Alevi Derneği (ÖDAD) adına masa açmanın da provokasyona zemin hazırladığına inanıyoruz. HDP veya BDP olarak gelinseydi Aleviler de bu meselenin içine çekilmemiş olacaktı.

O mahallede kurulu bir dernek, bulunduğu   mahallede bir masa, bir stand açamaz mı?

ÖDAD zaten iki senelik bir dernek. Çayan’da da bir örgütlenmesi, bir bürosu yok. Kendisini HDP bileşeni mi ilan etmiş onu da bilmiyoruz. Biz   kendi örgütlü olduğumuz yerlerde burjuvazinin seçim oyununu bozarız. Kimseye propaganda izni vermeyiz. Çünkü insanların kurtuluşunun parlamenter yolla sağlanamayacağına inanıyoruz. Bu nedenle insanlarımızın bu burjuva seçim sarmalının içine çekilmemesi için elimizden geleni yaparız.

Bundan önceki seçimlerde –mesela yerel seçimlerde- bu mahallede hiç seçim çalışması yapılmadı mı?

Hayır. Hiç kimse gösteremez. Herhangi bir burjuva partisinin gelip Çayan’da seçim çalışması yapması mümkün değildir.

Siz HDP’yi bir burjuva partisi,   Selahattin Demirtaş’ı da   bir burjuva adayı olarak mı görüyorsunuz?

Burjuva partisi gibi bir nitelemede bulunmuyoruz. Ama yaptığı işlerin yani barış politikasını, cumhurbaşkanlığı politikasını yanlış buluyoruz. Hangi ülkeye cumhurbaşkanı olacaksınız? Kiminle barışıyorsunuz? Biz,   Milliyetçilik Çıkmazı diye bir kitap yayınlamışız, orada milliyetçiliğin ve bu düzenle barışmanın Kürt halkının kurtuluşu olmadığını   belirttik. Bu bir eleştiridir. MHP ile bir mi tutuyorsunuz, derseniz, öyle bir şey yok. Biz, HDP’yi ya da Kürt Milliyetçi Hareketi’ni bir bütün olarak halk güçleri arasında görüyoruz. Düşmanımız değildir ama milliyetçiliği eleştirme hakkımızı saklı tutarız.

Siz bir bakıma diyorsunuz ki Çayan bizimdir biz orada kimseye çalışma yaptırmayız. Bunun sınırını kim belirleyecek? Yarın çıkıp, Gazi, Ümraniye, Okmeydanı, Sarıgazi bizimdir dediğinizde kimse oralarda da çalışma yapamayacak mı ?

Bakın, koskoca İstanbul’da   39 ilçe ve 900’ü aşkın mahalle var. Bizim sadece hassas olduğumuz iki mahalle vardır. Çayan ve Küçükarmutlu. Çayan dediğimiz mahalle 10 tane sokak, 300-350 daireden oluşur. Küçükarmutlu keza 7-8 tane sokaktan oluşur. Buralarda hassasız. Çünkü her gecekondunun her tuğlasında emeğimiz vardır. O mahalleler kurulurken planlarına, çatılarına varana kadar her şeyini biz yapmışızdır. Bu noktada bunun bizim hakkımız olduğuna inanıyoruz. Bizimdir derken mülkiyetçi yaklaşmıyoruz. Biz kendi ideolojimize güveniriz ve kimseye siyaset yasağı koyma gibi bir derdimiz yok. 20 milyon kişinin yaşadığı bir İstanbul’da   300 dairelik ve 500-600 kişinin yaşadığı bir mahalledeki hassasiyemizin herkes tarafından kabul görmesini istiyoruz.

Metropollerdeki bir mahallede veya Kürt illerinde…HDP’liler de çıkıp “burada biz örgütlüyüz, siz çalışma yapamazsınız” dese saygı duyar, kabul eder misiniz?

Bizi siyaset yasakçılığıyla suçlayanların tarihine bir baktığımızda “burası Kürdistan, burada misafirsiniz” diyenleri de   gördük. Dört TDKP gerillasının katledildiğini de gördük. Yine iki ESP’linin diyeyim, Kürt Milliyetçi Hareketi tarafından öldürüldüğünü de gördük. En fazla siyaset yasağına uğrayan da biziz. Devrimci Yol, Devrimci Sol sürecinden beri bu güne kadar bir çok yerde siyaset yasağına uğramışızdır. Kürt Milliyetçi siyasetinin tümüyle örgütlü olduğu bir mahalle varsa ben gidip orada bir çalışma yapmam ki zaten. Bizim anlayamadığımız, 10 sokak, 350 daire. Yaşayan insan sayısı bin 700 küsur. Buradaki insanlar örgütlü, her daire bizim dergimizi okuyan insanlardır. Seçimlere veya herhangi bir olaya karşı blok olarak tavır alır. Burası da Türkiye solunun örgütlemekle yükümlü olduğu bir mahalle olmayıversin yani. Burada siyaset yapmakla devrim yapacağına inanan varsa buyursun Çayan’ı baştan örgütlesin, yapsın. İstanbul’un yüzde 99’u örgütsüz. Çayan, Nurtepe’nin küçücük bir bölümüdür. Nurtepe’nin yüzde 90’ı da örgütsüz. Veya dinciler filan örgütlü. Buyursunlar   caddenin karşı tarafını   örgütlesinler. Bu 10 tane sokak nasıl oldu da Türkiye sol hareketinin can damarı oluverdi, hiç anlayabilmiş değiliz.

Peki o gün Nurtepe’de ne oluyor? Nasıl başlıyor olaylar?

ÖDAD’ın standı açılınca üç arkadaşımız bizim hassasiyetimizi anlatmak için gidiyorlar. Yaklaşık yarım saat tartışma oluyor. Tartışma devam ettikçe üç kişi beş kişi, beş kişi on kişi oluyor, derken sayı artıyor. Arkadan gelen kitleden birden demir sopalar çıkıyor ve bizim üç arkadaşımız orada dövülüyor. Ve patlıyor olaylar artık. Stand açmaya gelen birileri neden demir, çivili sopalarla gelir, anlayabilmiş değiliz. Birden Çayan Mahallesi’ne   bin kişi geliyor. Bu bin kişiden tek kişi bile Çayan Mahallesi’nde   oturuyor değildir. İstanbul’un hemen hemen her noktasından otobüsler kaldırılıyor Çayan Mahallesi’ne. O akşam bize söylenen, “siz bir masaya saldırdınız, bin kişi de   gelir, on bin kişi de gelir”

Ama HDP’liler de tam tersini söylüyorlar. Diyorlar ki bir kavga oldu ama Halk Cephesi “Kürtler halka, Alevilere saldırıyorlar” diye çağrı yaptılar.

Bizim adımıza resmi olarak açılmış herhangi bir twitter, facebook hesabı yoktur. Bizim tek merkezi sayfamız halkinsesitv.com’dur.

Gazi Halk Cephesi veya Dev Okmeydanı gibi twitter hesaplarından mesajlar yazılıyor ve sizin de bu yazılanlara karşı bir tekzibiniz yok. Neden?

Çayan Mahallesi’ndeki çatışmada HDP’lilere de söyledik. Bizim orada yazılanlarla bir ilgimiz yoktur. O yazılanlara   itibar etmeyin dedik. Defalarca söyledik. Ama oralarda yazılanlar bahane edilerek   saldırı meşru gösterilmeye çalışıldı. Aynı şekilde YDG-H veya başka başka isimlerle bir ton da karşıt propagandalar var. Biz de gidelim HDP’nin bir bileşenine mi   saldıralım.?

Şöyle yaygın bir görüş de var: Demirtaş’ın kampanyası iyi giderken ve Demirtaş Alevilerle, sol kitleyle buluşmuşken bunlar provokasyon yapıyorlar.

Selahattin Demirtaş Alevilerle ne kadar yakınlaştı., uzaklaştı bizi ilgilendirmiyor. Demirtaş’ın Alevilerle arasının açılması veya kapanmasında bizim herhangi bir siyasi çıkarımız yoktur, olamaz. Biz siyasetimizi böyle küçük hesaplar üzerinden yürütmeyiz. Bizim ideolojik çizgimiz, anlayışımız bellidir. Bizim tertemiz tarihimize gölge düşürecek herhangi bir şey yapmayacağımızı dost da bilir, düşman da bilir. Selahattin Demirtaş’ın ne yanındayız, ne karşısındayız. Seçim çalışmaları kendilerinin olsun.

Gazi’de suçsuz, günahsız emekçi bir genç vuruldu. (İbrahim Öksüz) kim vurdu. Sizde bir   bilgi var mı?

İbrahim Öksüz’ü vuranların çeteciler olduğunu zaten her iki taraf da ifade ediyor.

Gazi’de Halk Cephesi   ile çeteler arasında çatışması var denildi. İbrahim vurulduktan sonra bu olay Halk Cephesi –HDP çatışması olarak sunuldu ve siz de patlayacak her silahtan HDP sorumludur diye açıklama yaptınız. Bir kafa karışıklığı mı var?

Biz de karşımızda kim var diye net şekilde bilebilsek çok rahatlayacağız. Şöyle bir şey anlatayım: Bizim bir ay önce arabasında   uyuşturucu ile yakaladığımız   vatandaş daha sonra BDP tarafından sahiplenildi. Bizim arkadaşımızdır, onun cezasını biz vereceğiz dendi. Yakalanan malzeme ve arabayı da geri istediler. Biz bu kişiyi son olaylarda Gazi’de bizim arkadaşımızı vururken gördük. Bu kişi HDP kitlesiyle beraber bizim üzerimize silahlı külahlı gelmiştir. Okmeydanı’nda Sibel Yalçın Parkı’nda çay ocağını yakanlar da uyuşturucu   satıcılarıdır. Sarıgazi’de bizim derneğimize Molotof atanların arasında bizim dövüp mahalleden attığımız uyuşturucu satıcıları vardı.

Sizin anlattığınıza göre uyuşturucu satıcılarıyla HDP’liler ortak hareket ediyor, doğru mu?

Bunun açıklamasını yapacak olan biz değiliz. Bu uyuşturucu satıcıları gelip Gazi Özgürlükler Derneği’nin önünde bizim arkadaşlarımızı nasıl tehdit ettiler. Bunu açıklayacak olan HDP’lilerdir.

Gazi Mahallesi’nde sizin taraftarlarınızın hakim olduğu bir alanda ESP’li Mustafa Ceylan başından vuruldu. Bu olay nedir, sizce?

Bu olay muammadır. Karanlıkta vurulan bir arkadaşımızdır. Vurulduğu anda bizimle birlikte polisle çatışmaktadır. ESP’ye gidip geldiği için ESP’li olarak ilan edildi ama bir gün önce de yine bizimle birlikte çatışmaktadır. Kendi facebook sayfasında da şimdi   cemevinin oradayız, polisle çatışıyoruz diye mesajlar aktaran bir arkadaştır. Bizim içimizdeyken vurulan bir arkadaşı, ESP Genel Merkezi , Mustafa Ceylan’ı Halk Cepheliler vurdu diye açıklama yapıyor. Bu nasıl bir açıklamadır?

Ama şöyle bir ayrıntı var. Polis vurulan bölgeye yakın bir mesafede değil . Oysa Mustafa Ceylan yakın mesafeden hatta ESP’nin söylediğine göre 70 cm den vuruluyor.

ESP Genel Merkezi kriminal laboratuvar değil. Çocuk daha ilk ameliyata girmiş. Kurşunlar daha kafatasında çıkarılmış da değil. İnşallah ölmez de kendisi açıklar, diyeyim. Umarım kendisi açıklar. Ortada bir ölü de yok, ortada bir otopsi raporu da yok. Nasıl ölçtün de 70 cm den vuruldu diye açıklıyorsun. Dayısının bize aktardığı şu. Hayati tehlikesi olduğu için kımıldatamıyorlar bile. Sadece tomografisi çekilmiş ve iki kurşun olduğu belli.

Gazi Mahallesi sizin örgütlü olduğunuz bir alan. İki kişinin çeteler ya da başkaları tarafından vurulması ve sizin kimin vurduğunu bilmemeniz bir zaaf değil mi?

Gazi Mahallesi, çetelerle, uyuşturucuyla, fuhuş ile tamamen yozlaştırılmaya ve bataklığa çevrilmeye çalışılan bir mahalle. Evet bizim örgütlü olduğumuz ama ev ev, sokak sokak hakim olduğumuz bir mahalle değil. Biz oradan fuhuş yapanları, uyuşturucu satanları da atmaya çalışıyoruz. Bir anda temizlenmiyor bunlar.

Dedikodu veya şaibenin ortadan kalkması için, bu iki genci vuranların ortaya çıkarılması için bir çalışmanız   var mı?

Evet çalışmamız var. O arkadaşı akşam hastaneye götüren sıradan insanlar var. Biz o insanları bulup konuştuk. Ortalık karanlık olmasına rağmen dört-beş tanığımız var. Onlarla konuşup olayı aydınlatmaya çalışıyoruz. Ailesiyle de konuşuyoruz. Hala çalışmalarımız sürüyor ama bu noktada bizim alnımız ak.

Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel sizinle görüştüler. Görüşme varsa demek ki sorunları konuşarak çözme iradesi var. Ama siz o görüşmeden sonra çok sert bir açıklama yaptınız. Niye?

Demirtaş, olayı duyar duymaz Çayan’dan   herkesin çekilmesi gerektiği talimatını verdiğini ifade etti. Güzel bir yaklaşımdı ama herhalde talimatı dinlenmedi. Çünkü konuştuğumuz dakikalarda orada bin kişi sopalı, Molotoflu, tabancalı bekliyordu. Biz bu talimatı basın yoluyla deklare etmesini istedik.

Levent Tüzel’in yaklaşımı ise “bırakın artık bu siyaset yasakçılığını” şeklindeydi. İnsanlar ölürken siyaset yasakçılığını tartışmaya kalkmıştır Levent Tüzel. Evet, dilimiz biraz sert olabilir ama biz 45 yıldır mücadele eden bir hareketiz. Dilimiz serttir, beğenmeyebilirler. Bunu kendi yayın organlarında ifade ederler, tartışırız. Her beğenmeyen silahla, külahla karşımıza gelecekse çekeceğimiz var.

Ayrıca biz kapalı kapılar ardında görüşmedik ve Selahattin Demirtaş’a bu konuşmaları yayınlamayacağız taahhüdü de vermedik. Kendi kitlemize konuşmalarımızı duyurmak için Selahattin Demirtaş’tan izin de alacak değiliz. O   bizim izin alacağımız bir makam değil. Kendisi de yayınlamakta özgürdür. Yayınlar veya yayınlamaz kendi tasarrufudur. Konuşmam çarpıtıldı diyorsa nelerin çarpıtıldığını ifade etseydi de biz de cevap yazsaydık. Yaptığı hareketin karşılığı olarak Levent Tüzel’e biraz sert bir ifade kullanmış olabiliriz. O da sert cevap versin o zaman. Bunun karşılığı budur. Silahlı külahlı mahalle basmak değildir. Görüşmeleri kesen de HDP olmuştur.

Bu çatışmalar devam ederken YÖN Haber Demirtaş ile bir röportaj yaptı.Her iki tarafa da seslenerek bu çatışmayı derhal durdurun. Bir sorun varsa seçimden sonra oturur, konuşuruz dedi, Demirtaş. Siz de çatışmadan yana olmadığınızı söylüyorsunuz. Peki nasıl oldu da daha da artarak devam etti, çatışma?

Bizim kitlemiz söz dinler. Bizim kitlemiz yapılması gerekeni, doğru olanı hayata geçirir. Bunun garantisini her zaman vermişizdir, veririz. Saldıran olmayacağız dedik, saldırmadık. Herhangi bir HDP kurumu bizim saldırımıza uğramamıştır. Lokal bazı şeyler varsa onun da kanıtını, belgesini sunarlar ve gereği neyse yaparız.

Mesela ESP’liler, Sarıgazi’de bir Cafe’de   otururken saldırıya uğradıklarını açıkladılar.

ESP ve HDP kitlesi Sarıgazi’de derneğimize saldırmıştır. O saldırıya katılan ESP’liler de oradaki bir takım insanlar tarafından   dövülmüştür. Kahvede mi kahveden çıkarılıp mı dövülmüştür, bunun araştırmasını şu anda yapacak konumda değiliz. Bizim hatamız, eksiğimiz, günahımız önümüze konursa biz özür mü dilenecek,   zararlar mı   karşılanacak, her şeye hazırız. Bizim alnımız ak, Biz mağdur tarafız.

Birkaç eğilim var. Birincisi sol içi çatışma dursun, şeklinde. İkincisi Evrensel Gazetesi baş yazarı İhsan Çaralan’ın yazısında dile getirdiği “bu sol içi bir çatışma değil, bir saldırıdır” Siz bu iki bakış açısına da ne diyorsunuz?

Burada sol içi çatışma filan yok. Burada bir provokasyon , bir saldırı var. Bugüne kadar kimse bizi sol içi çatışmaların içine çekemedi bundan sonra da çekemez.

İhsan Çaralan bir gazetecidir. Ama gazeteciliğin en temel kuralı olan 5N1K’yı bile işletmemiştir. Tek taraflı olarak duyduklarını yazmış . Ağır bir deyim olacak ama tarihsel kinini kusmuştur. Halk Cephesi’nin arık süpürülmesi   gerektiğini yazmıştır. Ne anlama geliyorsa artık süpürmek, bunu kendisinden bekliyoruz, nasıl süpürecekmiş Halk Cephesi’ni? Daha çatışmalar devam ederken böyle bir açıklamanın tarihsel sorumluluğunu kendisine hatırlatırız. Dökülen kandan o açıklama yapanlar da sorumludur. Kürt halkını, Halk Cephesi’nin üstüne kışkırtanlar bu tarihsel sorumluluğun altında kalacaklardır.

Peki şimdi ne oldu, durdu mu bu çatışmalar, sürecek mi yoksa?

Sol içi bazı çevrelerin arabuluculuk girişimleri var. Cuma veya Cumartesi her iki tarafı da bir araya getirmeye çalışıyor bu sol çevreler. Cumartesi günü büyük oranda sonuçlanacağını düşünüyoruz.

Sizinle ilgili başka bir eleştiri konusu, fuhuş ile mücadele daha doğrusu fuhuş yapan bazı kadınları dövmeniz ve teşhir etmeniz. Siz kendi ahlak anlayışınızı mı dayatıyorsunuz, topuma?

Bizim anlayışımıza göre fuhuş yapmak da yaptırmak da suçtur. Hiçbir zaman ahlaki olmamıştır, olmayacaktır. Arkadaşların ahlak anlayışları bizi ilgilendirmiyor. Kimseye de ahlak dayatıyor değiliz. Kapitalizm tarafından insanlarımızın değerlerine çok büyük bir saldırı var. Seks işçiliği denilerek fuhuş meşrulaştırılmaya çalışılıyor. İşçi gibi güzel bir kavram, seks işçiliği gibi ne idüğü belirsiz bir kavrama dönüştürülmeye çalışılıyor. Esas bu dayatılıyor bize. Esas bize fuhuş gibi bir ahlaksızlık meşrulaştırılarak dayatılıyor. Biz kadına şiddet çizgisinde değiliz. Siz gazetecisiniz, bu kadının nasıl biri olduğunu gidin Sarıgazi’de sorun. 2001 yılından beri defalarca uyarılan bir kadın. En son 16 yaşındaki yeğenini 400 liraya satmaya çalışan alçağın biridir. Düşkünleşmiş, çürümüş, rezilleşmiş biridir. Sırf kadın olduğu için sahip çıkılacak biri değildir. Herkes aç yoksul, herkes yapsın o zaman fuhuş.

Koskocaman bir düzenin ürettiği bir sonuç fuhuş. Siz en zayıf noktadan başlamış olmuyor musunuz? Bir bakıma kadın da fuhuşa itilmiş bir mağdur değil mi?

Hayır, fuhuşa itilmişlik kabul edilebilir değil. Biz polise bile “simit sat onurlu yaşa” diyoruz. Açlık, yoksulluk hiçbir zaman namussuz olmayı gerektirmiyor. Biz halkımızın değerlerine sahip çıkıyoruz, bizi kimse kadına şiddet sarmalına çekmesin. Buyursunlar fuhuş yapanlara   sahip çıksınlar. P…z..lerle yürüyecekler mi, ne yapacaklarsa yapsınlar. Bu derece sert konuşuyorum çünkü son derece ahlaksızca saldırılıyor, bize.

İstanbul’da LGBTİ yürüyüşleri yapıldı, son olarak Dersim’de de   yapıldı. Sol çevrelerden de katılım   oluyor bu yürüyüşlere. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?

LGBTİ bir çok platformda karşımıza örgüt gibi çıkarıldı. Bizim şu an için temel sorunlarımızdan biri değil. Nasıl bakıyorsunuz, derseniz bu çok ayrıntılı bir konu. Doğru bulmadığımızı ifade edeyim. Eşcinsellik karşıtı diye damgalanmak   bizi rahatsız etmiyor. Bize ne derlerse desinler, biz doğru bildiğimizi ifade   ederiz. Hastalıktır, doğru değildir diye ifade ederiz. Kapitalizm bunu insanı çürütmek için meşrulaştırmaya çalışıyor. Sol çevrelerde kongrelerde bile tartışılarak yaygınlaştırılmaya çalışılıyor, biz de bunu anlamıyoruz yani. Açlık, yoksulluk, faşizmin bunca saldırıları varken herkes önümüze bu sorunları getiriyor.

Erdal Emre

YÖN Haber





Bu ileti en son solcu tarafından 08.08.2014- 11:30 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 08.08.2014- 12:50


''SOLDA KÜRT MİLLİYETÇİ HAREKETİNİ ELEŞTİREN SADECE BİZ KALDIK:''

Halk Cephesi hiç de haksız değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 08.08.2014- 14:46


cephe tamamen haksız. kürd hareketini eleştiren başka sol grup ve partiler var. mesela şimdinin bölünmüş tkp'si de eleştiriyor. ödp de eleştiriyor. hatta karayılan veya bayık geçen aylardan birinde, hdp içine katılmadığı için ödp'yi "tehditvari" olduğu söylenen bir ifadeyle eleştirmişti.

cepheliler haksız. silahlı çatışmalardan, bir gencin hayatına mal olan son uğursuz olaylardan cephe daha fazla sorumlu. kendi bölgelerinde başka gruplara siyasi çalışma konusunda hayat hakkı tanımamak, şarta-şurta tabi kılmak bu olayların başlatıcı sebebi.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 08.08.2014- 18:45


Halk Cephesinin bu iki mahalleyi "kurtarılmış bölge" olarak gördüğü anlaşılıyor. Olaya bu açıdan bakmak gereklidir. Şimdi "kurtarılmış bölge" stratejisi ile devrim olabilir mi? Öncelikle bu tartışılmalı. İkincisi de benim "kurtarılmış bölge"mde benden başka hiç kimse siyaset yapamaz tavrı ne ölçüde doğru, bunun da tartışılması gerekir tabii. Üstelik de "Biz, HDP’yi ya da Kürt Milliyetçi Hareketi’ni bir bütün olarak halk güçleri arasında görüyoruz" diyorlar. Yani, diğerleri neyse de, halk güçleri arasında gördüğün siyasetleri de bölgene sokmuyorsun. Bu olacak şey midir? Tabii ki, burada bir provokasyon da söz konusu olabilir. Ama bu sekter tavırla provokasyona davetiye çıkarıyorlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 08.08.2014- 19:04


Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Halk Cephesinin bu iki mahalleyi "kurtarılmış bölge" olarak gördüğü anlaşılıyor. Olaya bu açıdan bakmak gereklidir. Şimdi "kurtarılmış bölge" stratejisi ile devrim olabilir mi? Öncelikle bu tartışılmalı. İkincisi de benim "kurtarılmış bölge"mde benden başka hiç kimse siyaset yapamaz tavrı ne ölçüde doğru, bunun da tartışılması gerekir tabii. Üstelik de "Biz, HDP’yi ya da Kürt Milliyetçi Hareketi’ni bir bütün olarak halk güçleri arasında görüyoruz" diyorlar. Yani, diğerleri neyse de, halk güçleri arasında gördüğün siyasetleri de bölgene sokmuyorsun. Bu olacak şey midir? Tabii ki, burada bir provokasyon da söz konusu olabilir. Ama bu sekter tavırla provokasyona davetiye çıkarıyorlar.



Bunun tartışılacak yanı var mı? Ne demek kurtarılmış bölge? Mizah mı yapıyorlar?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 08.08.2014- 21:38


Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

cephe tamamen haksız. kürd hareketini eleştiren başka sol grup ve partiler var. mesela şimdinin bölünmüş tkp'si de eleştiriyor. ödp de eleştiriyor. hatta karayılan veya bayık geçen aylardan birinde, hdp içine katılmadığı için ödp'yi "tehditvari" olduğu söylenen bir ifadeyle eleştirmişti.

cepheliler haksız. silahlı çatışmalardan, bir gencin hayatına mal olan son uğursuz olaylardan cephe daha fazla sorumlu. kendi bölgelerinde başka gruplara siyasi çalışma konusunda hayat hakkı tanımamak, şarta-şurta tabi kılmak bu olayların başlatıcı sebebi.





Hiç biri kürt hareketini Halk Cephesi gibi eleştirmiyor. Hatta hiç eleştirmiyorlar.Sen de söylüyorsun, ÖDP'ye tehdit HDP'ye katılmadığı için gelmişti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 08.08.2014- 21:56


Alıntı Çizelgesi: ayhan yazmış

Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış

cephe tamamen haksız. kürd hareketini eleştiren başka sol grup ve partiler var. mesela şimdinin bölünmüş tkp'si de eleştiriyor. ödp de eleştiriyor. hatta karayılan veya bayık geçen aylardan birinde, hdp içine katılmadığı için ödp'yi "tehditvari" olduğu söylenen bir ifadeyle eleştirmişti.

cepheliler haksız. silahlı çatışmalardan, bir gencin hayatına mal olan son uğursuz olaylardan cephe daha fazla sorumlu. kendi bölgelerinde başka gruplara siyasi çalışma konusunda hayat hakkı tanımamak, şarta-şurta tabi kılmak bu olayların başlatıcı sebebi.





Hiç biri kürt hareketini Halk Cephesi gibi eleştirmiyor. Hatta hiç eleştirmiyorlar.Sen de söylüyorsun, ÖDP'ye tehdit HDP'ye katılmadığı için gelmişti.



Mesele kürd hareketini eleştirir eleştirmeme meselesi değil ki. Mesele cephe'nin bu olaylardaki hatalı tavrı. Kendi hakimiyet kurduğu alanlarda başkalarına izim vermemesi.

Ayrıca cephe hdp'nin nerden eleştiriyor, bu da önemli. Bence cephe artık hatalı yerden bakıp da hdp'nin eleştiriyor. Hdp'nin milliyetçi olduğunu söyleyerek onu eleştirmesi doğru bir tavır değil. Hdp milliyetçi de olabilir, ama cephe'nin kendisi de artık milliyetçi. :)

Son yıllardaki "vatan" söylemi bunun bir göstergesi. Bizdeki diğer ulusalcılar gibi Suriye rejiminin yanında yer alıp Esad'ı hararetle desteklemesi bunun bir başka göstergesi. Alevi kitleye yaşlanmayı alışkanlık edinmesi bir başka hata.

Eski mahir ve eski ds çizgisinden çok uzak, bambaşka bir yerde şimdiki cephe.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 08.08.2014- 23:15


Yani vatan diyen milliyetçi oluyor:)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 09.08.2014- 10:56


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Yani vatan diyen milliyetçi oluyor:)



vatan diyen değil, "vatan söylemi" dedim. abartılı ve neredeyse "vatan mevzubahisse"ye varan bir söylem.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Halk Cephesi bölümü açılabilir mi? ayhan 5 4096 18.12.2014- 18:09
Konu Klasör Halk Cephesi'nden açıklama umut 1 4244 02.08.2014- 18:20
Konu Klasör Partizan'dan Halk Cephesi kararı dayanışma 0 4085 26.08.2014- 22:15
Konu Klasör Halk Cephesi ile HDP arasında çatışma solcu 28 27335 01.08.2014- 18:37
Konu Klasör Halk Cephesi'nden bir eylem daha umut 0 3081 15.08.2014- 20:14
Etiketler   Halk,   Cephesi,   anlatıyor:,   HDP,   ile,   çatışma.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS