SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Barış ve Kürtler           (gösterim sayısı: 3.046)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: solcu
Konu Tarihi: 13.10.2014- 13:31


Barış ve Kürtler
Aydemir Güler


Başka halkların da başına gelmiştir. Öyle ki, “emperyalist barış” kavramı herkes için anlaşılır bir anlama sahip.

Emperyalist barış, eğer sadece sahteliği vurgulamak için kullanılıyor olsaydı, özel olarak icat edilmesine gerek olmazdı. Sahte deyip geçerdik. Bu kadar basit değil ve emperyalist barış, barışın olmadığı bir durum değil, bir barış türüdür.

Savaşmama durumuna “bu barış demeye yetmez” diye yaklaşabilirsiniz. Gerçekten de yetmez. Savaşa karşı güçlü barikatlar örülmesi, mevcut yapının sürekli savaş gerekçesi üretmemesi vs gerekir. Ancak sömürücü toplumsal yapıların ve siyasal rejimlerin hüküm sürdüğü bir dünyada bu barikatlar her zaman titrek olur. Tanım gereği, çağımızdan söz ettiğimize göre kapitalizmin mantığı gereği, emperyalizmin egemenlik arayışından kesinkes vazgeçmesi imkansız olduğu için... savaş, sınıflı toplumların olağan siyaset aracıdır. Dolayısıyla savaşmama halinin kalıcılaşması imkansızdır.

Özetle, emperyalist barış da bir tür barıştır!

Emperyalizmin egemenliğini derinleştiriyorsa, yeniden yapılandırıyor, sıradanlaştırıyorsa...

* * *

Kobanê'nin insani çağrısı, varlığı tehdit altına giren bir halkın yardım çağrısıdır. Bu haykırışın ardındaki politik mesajlar ise başka.

Kobanê Kürtlerin emperyalist barışa mahkum edilmesinin de aracıdır. Dedim ya, savaş bu düzende sıradan bir siyaset aracı diye. Savaş ve hatta katliam emperyalist siyasetin, kimseyi şaşırtmaması gereken ama sonsuz derecede öfkelenmesi kesinlikle gereken bir aracı.

İnsani tehdit karşısında dayanışma... Elbette. İnsansanız eğer, başka türlüsünü düşünemezsiniz. Ortaçağ fikriyatından ama sadece “geri kalmış” islam ülkelerinden değil modern, ileri kapitalist burjuva toplumlarından toplanmış paralı askerlerin karşısında direnen bölge sakinleri. Bu ikisine bakıp “birbirlerini yesinler” diyen insanlıktan çıkmıştır. Türkiye insanlıktan çıkanlar tarafından yönetiliyor, bu yöneticiler toplumu aynı doğrultuda dönüştürmeye uğraşıyor.

Tamam. Ama insani dayanışma nötr değil. Siyaseten sonuçları oluyor.

Bu kapsamda tablo tam olarak bir açmaz! Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

Son olarak Beyaz Saray'ın internet sitesinden YPG'ye silah yardımı için imza kampanyası başlatılmış! 100 bin imza toplandığında Beyaz Saray bir biçimde adım atmak durumundaymış.

Bu, Kürtlere yapılmış bir çağrı tabii. Ama YPG'ye silah gönderilmesinden ziyade Kürtlerin Amerikanlaştırılması çağrısı.

Bu arada Barzani'nin KDP'si silah yardımı yapmak istiyor, Kobanê direnişi savaşçıya değil silaha ihtiyacı olduğunu dile getiriyor, Türk dışişleri aynı tartışmaya giriyor...

Burada amaç katliam tehdidi altındaki Kürtlere insani anlamda yardım eli uzatmak olabilir mi? Böyle düşünen sakalını bıyığını batırır, sarıldığı şey sokmama ihtimali olan bir yılan değildir!

Bu Kürtlere emperyalist barış baskısıdır. Böyle bir baskının mümkün olduğu yerde, biliriz ki işbirlikçi çok olur. Olmasa, o halkın üzerine bir çizik atacaktır emperyalistler. Hiç acımadan, katliamı görünmez kılarak... Örneği çoktur.

Dahası; Kobanê çevresindeki IŞİD mevzilerinin emperyalist güçler tarafından bombardımana tutulmasının amacı da Kürtleri kurtarmak falan değil. Besbelli ki, Amerikan koalisyonu ince ayarlı bir müdahale yapıyor ve Kobanê'nin kurtulmasını değil, kuşatmanın ve tehdidin sürmesini hedefliyor. IŞİD kenti düşüremiyor. Ama YPG de kurtaramıyor.

Bu alçak strateji Kürt halkını Amerikancılığa daha fazla mahkum etme politikasıdır.

AKP'nin bu stratejiyle arasındaki örtüşmezlik, başarılı olduğunda ABD nezdindeki değerini başka bir güçle paylaşmak zorunda olmasından kaynaklanıyor. AKP Kürt halkına boyun eğdirmek; olmadı, sahip olduğu gücü asgariye indirmek için uğraşıyor. Gözünü kırpmadan 40'a yakın vatandaşını ölüme itiyor, IŞİD'i besliyor, içeride Kürt Hizbullahını salıyor, MHP yardıma koşuyor...

* * *

Emperyalist barış budur. Bir taraf öldürür, diğeri kurtarıcı ilan edilir.

İşin tuhaf tarafı ve üstelik, bugünün emperyalist barışı kimseye savaşmama hali ilan etmemektedir. Tersine halkların hangi orduların üniforması altında ölüme yollanacağı tartışılmaktadır.

Bitirirken; bu açmazdan aynı gün içinde farklı yönlere bakan bildiriler yayınlayarak çıkamazsınız. Türkiye'de Kürt siyasi hareketinin yaptığı ise budur. Aynı anda bir yandan “Ortadoğu'da emperyalizm ve gericilik bir bütündür” demek, diğer yandansa “sorunları gidermek için hükümetle işbirliği içinde olacağız” açıklamasını yapmak bunun örneğidir. Zaten zor durumdaki Kürt halkının ihtiyacı bu değildir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 27.10.2014- 12:45


Kürt sorunundan kurtulmak
Aysel Tekerek  


Kürt sorunu tanımlaması komünistler için çok uzun bir zaman tercih edilen bir tanımlama değildi. Konuyu aynı zamanda mücadele ve müdahale denkleminde ele alan komünistler sorun yerine Kürt dinamiği derken, işin sorun kısmını göz ardı etmiyor ama oraya da hapsolmayarak gündemi bir devrimci mücadeleye, Türkiye kapitalizminin yıkılışı ile siyasi bir bağa çubuk büküyorlar, terminolojiyi de bu hassasiyetle el alıyorlardı.

Hiçbir şey olduğu yerde kalmadı. Komünistlerin gördüğünü uzun bir süredir ve hala iktidarda olan AKP, ondan önceki iktidarlar ve elbette ki Kürt hareketi de görüyordu. Herkes ya da tüm siyasi aktörler diyelim, programlar çerçevesinde bu dinamiği siyasetin kuralı gereği ve amaçları doğrultusunda büktüler.

Öyle olacaktı ve öyle de oldu. Güç belirledi ve iş bir “çözüm sürecine” geldi dayandı. Peki komünistler için bu iş bitmiş sayılır mı? Yani çubuk kırıldı mı? Kürt sorunu komünistlerin mücadele ve müdahale alanından çıktı mı? Artık ne desek ne yapsak boş mu? Velhasıl Kürt dinamiği de sorunun bir parçası mı oldu?

Bu soruların tümüne evet cevabı verenlerin Kürt sorunundan kurtulduklarını ve bakmazsan görmezsin deyimine taş çıkartacak örnek oluşturduklarını söyleyebiliriz. Hatta ve ne yazık ki bu öyle bir kurtulmadır ki; ara ara bakıp gördüklerinden çıkarılan siyasi sonuçların odağında Kürt halkının Kürt siyasi öznesi tarafından ona sunulan her hedefe yönelmesinde, yapacak bir şeyin olmadığını bir kez daha görmenin, sınamanın ve evet cevabına sarılmanın sonucuna varıldı.. Bu hali ile bazı komünistler için bu siyasi ilişki farkına varmadan otomatikman meşru kılınmış oldu. Kürt halkına söylenebilecek bir sözün pek de kalmadığı psikolojisi epey bir hissettirildi.

Hemen belirtmeliyiz ki; bir de bu örneğin başka türlüsü var. Kendine komünist desin ya da demesin ama az çok bu kulvarda, Kürt hareketine tam olarak yedeklenmemiş olup, Kürt hareketinin tüm stratejik kararlarının arkasında duranlar, “Neylerse güzel eyler” ile “ama geziye de darbeci demeseler di, iyiydi” arasında salınalar var. Bu toplam için Kobane'de alınan silah yardımı meşru, sonu ne olursa olsun ulusların kendi kaderini tayini yıkılmaz bir kural olarak karşımıza çıkar. Bu kesimler için her yer Kürt sorunu olmasa da her sorunun içinde bir Kürt sorunu bulunur. Haliyle bu kesimler içinde işin bir sahibi olduğu için Kürt sorunundan kurtulmak kapısı çoktan aralanmış olur.

Özetle Kürt sorunu ve bu konudaki her düzleme neredeyse “ vebalı” olarak bakanlar ile “ küsüp küsüp barışanlar” ın kapısı sol, devrimci ya da sosyalist mücadele verdiklerini söyledikleri oranda aynı kapıya çıkmaktadır. Kürt sorunundan kurtulmak…

Neyse ki; farklı bir kapıyı zorlayanlar var. Tam da sosyalist mücadelenin gereği için bu konuyu ciddiye alanlar var. Kürt sorunu konusunda da devrimci siyasetin peşini bırakmamış olanlar var. Devrimciler var demiyorum, devrimci siyasetin peşini bırakmamaktan bahsediyorum.

Bu nokta özellikle yukarıda verilen örneklerin çok dışında, Kürt sorununda siyaset kalemini oynatmayı, bu alanı sahipsiz bırakmamayı zorunlu kılıyor. Komünistler ne diyor sorusuna yukarıdaki iki örneğin Türkiye sosyalist hareketinin giderek öğretilmiş çaresizliği dışında cevap ve örnek de oluşturmayacağını bilerek, cevap vermek, ve cevabın gereklerini adım adım örmek gerekiyor. Yani eskiden olduğu gibi Kürt sorunun tam ortasına düşmek gerekiyor. Bu ülkenin komünistleri doksanlı yıllarda dinamik özelliği taşırken en fazla kalem oynattıkları, üzerine düşündükleri bu alandan çekilmemeli , bağımsız bir siyasi projeksiyon sunmalı ve bu alanda AKP’nin, emperyalizmin kaybetmesi konusunda kendini özne yerine koymak zorundadır. Düzenin asla çözemeyeceği bu sorunun bir Kürt kartından yeniden bir Kürt dinamiğine dönmesi en nihayetinde Türkiye devrimi için gerek koşullardan biri olduğu unutulmamalıdır.

Bugünün Komünistleri nasıl ki ; AKP Nasıl yenilir? Bunun için ne yapılmalıdır sorularını soruyorsa, aynı düzlem içinde büyük bir parantezi de açarak Kürt sorunu içinden nasıl bir devrimci dinamik çıkarır, karta değil nasıl bir dinamiğe yeniden dönüşür sorularını mutlaka sormalıdır. Bu alanda en azından şimdiki tablonun daha ilerisinde bir ağırlık oluşturmalı bu emeği vermelidir.

Çok mu zor? Kürt başlığı ne zaman kolay oldu ki!

Nasıl mı? Korkmadan, utanmadan, tepeden bakmadan, elleri ovuşturmadan, karalar bağlamadan, eğilmeden, bükülmeden ciddiyetle, samimiyetle, ve en önemlisi müdahale ve mücadele için var olduğumuzu hiç ama hiç unutmadan…



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör İşçiler ve Kürtler melnur 0 1011 20.02.2022- 16:55
Konu Klasör Kürtler, sosyalistler ve tıkalı gişeler... melnur 1 242 29.09.2023- 05:38
Konu Klasör Siyasi muhasebe, kavrama yöntemi ve Kürtler... melnur 3 2332 20.09.2020- 09:19
Konu Klasör Pervin Buldan: Bu günün galibi Kürtler ve HDP olmuştur Nokta! melnur 2 2779 24.06.2019- 11:48
Konu Klasör Barışın muhatabı Öcalan'mış! melnur 1 2718 14.05.2019- 04:39
Etiketler   Barış,   Kürtler
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS