SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Deniz Hakan-İkarus'un Düşürülüşü           (gösterim sayısı: 3.044)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proletersosyalist
Konu Tarihi: 20.10.2014- 00:25


Amerika'nın son Ortadoğu çıkarmasının başladığı günlerde, Foreign Policy yazarlarından Thomas Ricks, aynı hafta içinde hem Amerikanın hem de Hizbullahın Suriye içinde IŞİD'e vurduğunu haber vererek başladığı analizinde, durumun karışıklığını karısının şu sözleriyle dile getiriyordu:Her şey çok tuhaflaşmaya başladı. Bu izlediklerimiz bir romanda yazılıyor olsaydı editör, yazarıfazla ileri gitmişsin, inandırıcılığını yitirmişsin diye uyarırdı. Bayan Ricks, olup bitenleri gerçeküstü bir roman tadında izleyedursun, sadece bölge ve kafalar değil, Türkiye de karışıyor. Bir yanda tezkere yanlısı AKP ve İP ile diğer yanda Kobani tezkerecisi Kılıçdaroğlu, farklı gerekçelerle de olsa, Türk askerinin Suriyeye girmesini savunuyor. Altan Tan 46 kişinin ölümünden sonra Keşke Bahçeli gibi davranabilseydik derken, Öcalan Kandile rağmen hükümetle diyalogistiyor. Kobaniden yükselen duman ise olup biteni görmeyi daha da zorlaştırıyor.

Kobani krizinin göz göre göre büyütülen bir kriz olduğundan başlamak gerekiyor. Hava saldırıları ile bölgeye dönen Amerikanın, IŞİD karşısında kendi başına perişan olan peşmerge güçlerini, içine düştükleri çukurdan hızla çıkarırken, Kobanideki IŞİD hedeflerine göstermelik saldırılar yapmakla yetindiği, çok geçmeden çıplak gözle dahi görünür hale geldi. Hemen arkasından, IŞİDe karşı savaşı, sayfalarını modern Kürt kadın savaşçılarının boy boy resimleriyle donatarak tanıtan Amerikan gazeteleri, PYDye yardım için şartları sıralamaya başladı. Şartların başında, Esadla gizli-açık tüm bağların koparılması; Türkiye, Barzani ve ÖSO ile daha yakın işbirliği geliyordu. Şartlar yeni değildi, ancak koşullar yeniydi. Fotoğrafları Amerikanın ışıltılı gazete ve dergilerinin sayfalarını süsleyen modern Kürt kadın savaşçılarına açıkça Ya ABD ve AKPye biat, ya IŞİD ve ölüm deniyordu. Kürt kadınları, Amerikan gazete ve dergilerinin sayfalarında, öldükçe, güzelleşiyordu.

Marie Claireden Kobaniye

Bayan Ricks, kahvaltısını yaparken, Marie Claire ve Elle dergilerinde Kürt kadın gerilla giysilerinden esinlenerek yapılan kreasyona da göz atma fırsatı buldu mu, o sırada IŞİD Kobanide ilerliyor ve Salih Müslim Ankaraya geliyordu. Önce Davutoğlu ile görüşmesinde, Müslimin önüne daha önce Amerikan gazetelerinin saydığı şartların konduğu yazıldı ve ardından şartlar meselesi hem Karayılan hem de Müslim tarafından yalanlandı. Karayılan, Müslim'e Ankara'da Serekaniye-Kobani koridoru sözü verildiğini, ancak tutulmadığını söylerken, koridor sözü karşılığında Ankaranın şart koşmadığını söyledi ki, gerçekçi görünmediğini not etmek durumundayız. Müslim, Türkiyenin şart ileri sürmediğini tekrarladı ve ancak, Suriye topraklarında koridor yerine, mühimmat ve silah geçişi için Türkiyenin topraklarını açmasını istediklerini söyledi. AKP;nin Suriye içinde tampon bölge kurulması, dolayısıyla Türk askerinin Suriyeye girmesi önerisinin ise, ikinci açıklamasında geri adım atan Hollande dışında kimse tarafından, bu arada HDPden, Kandile ve PYDye kadar Kürt hareketi tarafından da kabul görmediğini biliyoruz.

Hangi koridor

Koridor talebi nedir, Karayılanın açıklamasındaPYD kontrolündeki bölgededüşünülecek bir tamponun, gene Türk askerinin Suriyeye girmesi anlamına gelecek bir seçenek olduğu açık; dahası hâlâ IŞİD besleme peşinde olduğu tüm dünya tarafından kabul edilen AKPnin kontrolünde bir koridordan kimin silahlandırılacağı sorusu, kendiliğinden gelen cevabıyla birlikte, ortada duruyor. Suriye topraklarında bir koridor söyleminin ne savunulabilir, ne de Amerika bile Suriye ile açık savaşı göze almazken gerçekçi bir yanı var. Müslimin revize ettiği haliyle Türkiye topraklarında koridoru ise, bir başka programa işaret ediyor ve Perşembe günü Milliyet gazetesi, programın bir anlamda uygulamaya konduğu haberini veriyor. Amerikanın zoruyla olduğunu anlayabiliyoruz ve ikinci noktaya geliyoruz, koridordan mühimmat dışında ne geçiyor; geçen ya da geçecek olan Amerikalı özel savaş uzmanları ile peşmergedir ve PYDnin yeni yaşam kordonu oluyor.

PYD, Suriyeye Amerikan müdahalesinin başından bu yana, Esada cephe açmamasıyla ön plana çıktı. Savaşın başında Esad, kuzey bölgelerini PYD kontrolüne bıraktı ve diğer cephelere yöneldi; karşılığında PYD, kuzeyi, ılımlısından radikaline muhaliflerindoldurmasını engelledi. Amerika da başından bu yana PYD ile ilişki içinde oldu ve önce Esadla işbirliğini ortadan kaldırmaya, ardından beceremeyince farklı Kürt birliği projeleriyle etkisini kırmaya çalıştı; PYDden zaman zaman gelen Barzani ile birliğe evet ÖSO ile birliğe evet açıklamalarına rağmen, imzalanan anlaşmalar hep kağıt üzerinde kaldı. Uluslararası Kriz Grubunun Erbil ve Brükselde hazırladığı son PYD raporu, İkarusun Uçuşu: PYDnin Sallantılı Yükselişi başlığını taşıyor.

İkarusun uçuşu

Yunan mitolojisinin unutulmaz kahramanlarından İkarusun öyküsünü anımsamak gerekiyor. İkarus, babasıyla birlikte hapsedildiği kuleden, balmumu ve kuleye konan kuşların kanatlarından yaptıkları iki çift kanatla kaçıyor. Babasının, uçarken kendisini uçuşun coşkusuna kaptırarak güneşe fazla yaklaşmamasına yönelik uyarılarını göz ardı eden İkarus, özgürlüğün verdiği coşkuyla yükselip güneşe fazla yaklaşınca balmumu eriyor ve İkarus da Ege Denizine düşerek hayatını kaybediyor.

Pek hazin bir öykü ve Uluslararası Kriz Grubu uzmanları, modern İkarus PYDyi anlatmaya koyuluyor. Grubun birinci saptaması, PYDnin son yıllarda, ve özellikle IŞİDe karşı mücadele verdiği son aylarda Barzaniye karşı da, büyük bir yükselişte olduğu, ancak bunun özgücünden değil, bölgesel aktörlerin   desteğinden kaynaklandığına yönelik. Elbette, başta rejim geliyor ve rapor, Esadın PYDye hem kuzey topraklarını bıraktığını, ama bununla da yetinmeyerek maddi, ve birkaç örnekte, Rasulaynda ve Yerubiyede, askeri destekte bulunduğunu vurguluyor. Varılan sonucu buraya olduğu gibi almakta yarar bulunuyor;state resources without which the Rojava Project would wither Suriye devletinin kaynakları ve desteği olmasa, Rojava Projesi ölüme yazgılıdır Kriz Grubu raporunda Esad, PYDnin hem gücü, hem de güneşi ve günahıdır.

İlla Barzani ile

Ancak elbette, PYDnin günahları bununla sınırlı değil. Modern İkarusun ikinci önemli günahı Barzanileştirilmeye inatla direniyor olmasından ileri geliyor. Kuşkusuz bu, rapordaki formülasyon değil ve ben ekliyorum. Raporda ise, özetlediğimizde, şöyle deniyor: PYD ve 2011de PYDnin etkisini dengelemek üzere Barzani himayesinde diğer küçük Suriyeli Kürt partilerinin de katılımıyla oluşturulan KUK (Kürt Ulusal Konseyi), Suriyeli Kürtlerin geleceğini belirleme konusunda rekabete girdi. KUKun, hem ordusu, hem de Esadın da desteğiyle yönetebilme kabiliyeti bulunan PYD karşısında pek şansı olmadı.Devam ediyor, 2012de Barzani, Erbil deklarasyonuyla politik bir atak denedi. KUK ile PYDyi, eşit üye sayısı ile aynı çatı altında toplayan KYK (Kürt Yüksek Konseyi) ilan edildi. Amerikanın ısrarıyla imzalanan anlaşmaya göre, Kürt topraklarını PYD ile peşmerge birlikte koruyacaktı. Ancak deklarasyon, başından ölü doğdu. PYD diğerlerinin, kendi kurumlarına katılımına itiraz etmedi, ancak kendi ideolojik çerçevesi içinde hareket edilmesini şart koştu. KUK, PYDnin gücünün yarısını teslim etmesini beklerken, PYD Barzani liderliği altında peşmergenin bölgeye girmesine izin vermedi; üstüne tek bir savaşçı girerse savaşacağını açıkladı ve KUK savaşçılarının YPG liderliği altına girmesini dayattı.PYD uslanmadı.

KYK, PYDnin etkisini kırmak için yola çıktı ve sonuçta PYDyi güçlendirdi. Barzaninin girmesine izin verilmeyince, Kürt partileri bölgede var olmanın tek yolunun PYDden geçtiğini görmüş oldu ve ikisi PYD ile işbirliği saflarına katıldı.

Emperyalizmin koridorları

Şimdi, Kobanide, Amerikanın Kürt Birliği dediği, ve bizlerin Kürtlerin Barzanileştirilmesi ya da koşulsuz Amerikancılaştırılmasıdiyebileceğimiz projeyi bir kez daha hayata geçirme yollarının aranışını izliyoruz. Savaşın başlangıcından bu yana, her söyleminde Esada karşı olduklarını dile getirirken, bölgede Esad karşıtlığının gereklerini yapmamakta direnen Salih Müslim, geçtiğimiz hafta içinde de açıkça Esada karşı AKPnin ya da Amerikanın askerliğini yapmayı kabul etmeyeceklerini açıkladı. Ancak politikanın güç işi olduğunu hiç unutmamak gerekiyor; proje ortadadır ve PYD mahkum bırakılıyor. Mahkum bırakılmış olması ise, bölge aktörleri açısından sonucu değiştirmiyor. Emperyalizmin koridorlarını kabul edilebilir kılmıyor.

Amerika, Kürt kadınlarını kırdırarak dergilerine alma peşinde; zorla Barzanileşmelerini ya da zorla uslanmalarını amaçladığı artık ortada. Önce, Esadın eritmediği balmumunun IŞİD ateşiyle erimesini beklediler, ve Kobaniye geç müdahale budur.

Kandil tasfiyesi arayışı

Peki, Bayan Ricks ile birlikte herkesi afallatan karışık durumun Türkiye ayağında neler oluyor, uzun zaman Davutoğlunun basın sözcülüğü görevini üstlenmiş izlenimi veren Aslı Aydıntaşbaştan alıyoruz haberi, Salih Müslimle Kobani pazarlığı başlıklı yazısında Aydıntaşbaş, söyleyiveriyor:PYDden Kandilden ziyade İmralıdan gelen mesajlara daha dikkatli kulak kabartması isteniyor.Ardından açıklamalar sökün ediyor; Abdülkadir Selvi, Türkiyedeki Kobani eylemlerinden HDP değil, Kandil sorumludur ve Kandil bu hareketiyle Öcalanın misyonuna darbe yapmaya çalışıyor diyor ve birkaç gün sonra ekliyor, Öcalan sorumluluk sahibi ve durumu yeniden tartışılmalı. Salih Müslim, Ankaradaki görüşmesinin ardından hükümetin oyalama taktiği izlediğini ve Dışişlerine ulaşamadığını söylerken, Öcalanla telefon görüşmeleri ve sokaktakilere sükunet çağrıları yapıyor; Kandil HDP'yi meşru eylemleri kurban etmekle suçlarken Öcalan HDPye hükümetle görüşün diyor.

Çözülüş süreci

Bu yazıya Erbil-Brüksel raporunu aldım, ancak başka yazılarımda Amerikan raporlarına konu olan, elbette kendi gözlerinden, soldan ve hatta Kemalizmden kopamamakla suçladığı Kandil ekibine karşı rahatsızlığı, çözüm süreci ile Sakine Cansız cinayeti arasındaki muhtemel bağlantıları ayrıntılarıyla aktarmıştım. Uzatmamak için, buraya almıyorum, internette bulunabiliyor.

Vardığımız nokta şudur; Türk-Kürt kimsenin sevinebileceği bir durum olmadığını açıkça söylemek gerekiyor. Çözüm süreci denilen, hem Türkiyedeki Kürt hareketinin, hem de Türkiyenin çözülüş sürecidir.Kürtlerden istenen Kandil ekibini kurban ederek Barzanileşmek ve Türklerden istenen Diyarbakırın de facto Amerikan yönetimine verilmesidir, yol katettiklerini kabul etmek gerekiyor. Ve şimdi kuşatma, ilk kez güçlü olarak, PYDyi de içine almış durumdadır. Sosyalistlerin, Kürt hareketinin, ister zorunlulukla, ister hesapla, AKP ve ABDye bağlanması sürecine hoşgörü ya da anlayış göstermesi düşünülemez; şimdi PYDyi de kuşatan ve daha geniş bir anlam kazanan süreç,Ortadoğu halklarının yanı sıra, Türk ve Kürt halkına çekilmiş silahtır ve iki halkı şimdiye dek görülmemiş boyutlarda bir düşmanlığa doğru sürüklemektedir. Daha kötüsü, böylesi bir düşmanlığın nesnel koşullarını oluşturmaktadır.




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 20.10.2014- 00:42 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Ver-kurtul-Deniz Hakan denizcan 0 3292 06.09.2014- 10:12
Konu Klasör ''Ulu Hakan mı Kızıl Sultan mı?'' melnur 3 2205 15.02.2020- 09:35
Konu Klasör CHP'de Hakan Şükür tartışması ilkay 0 3230 23.12.2013- 18:05
Konu Klasör Hakan Fidan adaylığını çekti! solcu 5 3925 10.03.2015- 14:18
Konu Klasör Ahmet Hakan ile HDP'li vekillerin atışması denizcan 8 5258 29.02.2016- 22:51
Etiketler   Deniz,   Hakan-İkarusun,   Düşürülüşü
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS