SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Devletde Birleşip Köklerini Unutanlar.           (gösterim sayısı: 2.964)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 26.11.2014- 19:28


Sözde sol sosyalist forum eleştirilerini bağımsız bir bölümde topladık. Uzun zamandır da, SF'de açılan bir başlığa yönelik eleştiride bulunmuyorduk. Bugün, hazır elimiz de değmişken şöyle bir uğrayalım dedik SF'ye, ve hemen eleştirilecek bir konu çıktı karşımıza. Aslında arkadaşlarımız, SF'yi biraz takip etseler hiç de konu sıkıntısı çekmezler. Saçmalıkların haddi hesabı yok. İşte, yine saçma bir konu, saçma bir başlık. Konuyu açan ise hiç yabancımız değil, bilimsel sosyalizmi ve Lenin'i reddeden Hasan Karataş mahlaslı danışmanımız!

Yazı şu:


Devlet de Birleşip Köklerini Unutanlar.

Tartışmayı karıştırmamak adına farklı başlıkta TKP li arkadaşların çekişmeleri üzerine bir iki laf etmek istiyorum. Gerçekte TKP li arkadaşların çekişmelerini çok anlamlı bulmuyorum. Aysel Tuğluk devlete sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Seküler güçlerin birliğinden söz etti. Bu sözlerin benzerlerini BHH de söylemektedir. O anlamda BHH, HDP ye yakındır. Hatta 6-7 Ekim de ne kadar yakın olduğunu, 6-7 Ekim sabahı Kürt siyaseti harekete geçtiğinde, BHH bileşenleri birbirlerine danışmadan hemen Kürt siyasetinin yanına koştular.

Aslında memlekette güzel bir birlik oluşmaktadır. AKP ve HDP ve bir kısım sosyalistler bir yerde, CHP, İP ve BHH sosyalistleri de bir yerde durmaktadır. MHP ise her iki ittifakın arasında gidip gelmektedir. AKP zaman zaman CHP ve MHP ile yan yana durmaktadır. AKP ye karşı burnundan kıl aldırmayan BHH sosyalistleri CHP ile yan yana durdukları sürece AKP ve HDP ile de yan yana durmuş olacaklardır. BHH, CHP yi dışlayamıyor CHP, AKP nin yanına gittiği zaman ses çıkaramıyor ve dolayısıyla ister istemez BHH çok düşman olduğu AKP nin yanına düşmüş oluyor.

Devam edelim. BHH, ayni zamanda HDP’yi dışlayamıyor. HDP ise AKP’nin yanına gidiyor. Dolayısıyla BHH bu kez HDP eliyle AKP nin yanına düşmüş oluyor. HDP ile yandaş olan sosyalist örgütler ise onlar da sözde CHP veya İP’in yanına gitmezler. HDP, CHP nin yanına gittiğinde bu sosyalist örgütler gıklarını çıkaramıyor. Dolayısıyla CHP nin yanına gidildiğinde dolaylı olarak İP in ve BHH nin de yanına gitmiş oluyorlar. O nedenle memleketin ulvi çıkarları için bir araya gelmek durumunda kalmış tüm parti ve siyasetler, gerçekte hepsi de dolaylı müttefiklerdir. Basit nedenlerden dolayı kimse kimseye kırılmasın, darılmasın ve bir birine kötü laflar etmesinler. Hepiniz AKP lisiniz, Hepiniz CHP lisiniz. Hepiniz PKK lisiniz, Hepiniz İP lisiniz, Hepiniz MHP lisiniz. Hepiniz Mustafa Kemalin askerlerisiniz. Hepiniz antiemperyalistsiniz. Hepiniz Amerikan uşağısınız. Hepiniz sosyalistsiniz. Hepiniz Kürt ve Hepiniz Türksünüz.

Eskiden sınıfsal duruş veya bağımsız sınıf siyaseti denilirdi. Şimdi burada bağımsız sınıf siyaseti gören varsa beri gelsin. Maşallah tüm siyasiler iç içe geçmiş, ortak türküler söylüyor. Önceleri Mahir Çayan’a Kürt siyaseti laf etti. Bu arkadaşlarımızın BHH ye geçmeyen kesimleri ağzını açıp bir laf etmedi. Arkadaşlara şöyle diyebiliriz. Sevgili arkadaşlar sizin bir varlık nedeniniz varsa bunun nedeni Mahir Çayan’dır; demeye çalıştık ama çok anlamlı veya etkili olmadık. Geçen gün bir baktım Dersim meselesi nedeniyle İ.Bilen karalanmaktadır. Bütün eski TKP liler sus pus olmuş konuşmuyorlar. Arkadaşlar sizler bugüne gelmişseniz, eski yoldaşlarınızın kavgası sayesinde gelmişsinizidir. Dolayısıyla geçmişle ilgili referans arıyorsanız eski yoldaşlarınız sizlerin referansıdır. Ne Seyit Rıza, ne de M.Kemal sizin referansınız olabilir. Bana el verenler benim eski yoldaşlarımdır. Benim Referansım İ.Bilendir.

Bir baktım AKP Dersim davasına sahip çıkıyor bütün sosyalistler de ardında gidiyor. Bu ne rezalet, Tayyip’in yanında duranlar gelip İ.Bilen’e Laf söyleyemez. Şayet İ.Bilen’in sözlerinde yanlışlıklar izliyorsanız o zaman gidin parti kaynaklarına bakın. Belki İ.Bilen o zaman için söylemiş oldukları o zaman ki komünist politikanın gereğidir. Bunları biz bilemeyiz. Biz bir şeyi biliriz. Biz eski yoldaşlarımızın sayesinde bugünlere gelmişiz. Kimse aslını inkâr etmemelidir. Tüm eski komünistler benim geçmişimdir ve kendilerini her platformda savunurum. Yanlış yapmış olsalar bile o yanlışlar bizim yanlışlarımızdır. T.Erdoğan yandaşlarını hiçbir şekilde ilgilendirmez. Parti kaynaklarında Bilen’in başka yazıları yoksa ve o yazılar gerçekten Bilen’e aitse sonuna kadar o söylenilenlerin arkasındayım. Bugün eski yoldaşlardan farklı konuşuyorsak, O bugüne ait koşulların gereğidir. Komünistler bugün birbirlerine girmek yerine, kendi geçmişlerini sahiplenmelidir.

http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/73692-devlet-de-birlesip-koklerini-unutanlar.html



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 26.11.2014- 20:42


Çok samimi söylüyorum, SF'de görüp de buraya aldığımız her konu için aynı şeyleri söyleyerek yazıya başlamak hiç de yanlış değil: ''neresinden tutsan elinde kalıyor!'' Abartmıyorum; diğer yazılar gibi, Hasan Karataş arkadaşımızın bu yazısı için de aynı eleştiriyi hiç çekinmeden yapabiliriz. Saptamaları yanlış, söylemek istediklerini temellendirdiği veriler yanlış, kurduğu mantık yanlış; anlayacağınız yanlış üzerine yanlış. Yorumu için bir şey söyleyemiyorum henüz; çünkü yazıyı ilk kez okuyorum ve nereye vardığını-varacağını da şimdilik bilmiyorum.

İlk pararafı şu:

Tartışmayı karıştırmamak adına farklı başlıkta TKP li arkadaşların çekişmeleri üzerine bir iki laf etmek istiyorum. Gerçekte TKP li arkadaşların çekişmelerini çok anlamlı bulmuyorum. Aysel Tuğluk devlete sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Seküler güçlerin birliğinden söz etti. Bu sözlerin benzerlerini BHH de söylemektedir. O anlamda BHH, HDP ye yakındır. Hatta 6-7 Ekim de ne kadar yakın olduğunu, 6-7 Ekim sabahı Kürt siyaseti harekete geçtiğinde, BHH bileşenleri birbirlerine danışmadan hemen Kürt siyasetinin yanına koştular.

''TKP'li arkadaşların'' forumdaki tartışmasını bilmiyorum ama, yazarın Aysel Tuğluk hakkında söylediğini iddia ettiği ''devlete sahip çıkılması'' şeklindeki ifadesinin de doğru olup olmadığını bilmiyorum. Yazar keşke bu ifadenin geçtiği yazıya ilişkin bir bilgi-link verseydi. Seküler güçlerin birliğinden söz ettiğini ise biliyorum. Evet, Tuğluk böyle söylemişti ve hem Türkiye ve hem de bölgedeki IŞİD gerçeği düşünüldüğünde çok doğru bir saptamaydı. BHH'nin de seküler bir siyaset ve öznelerden yana olması tartışmasız doğru, aksi de olamaz zaten. Sekülerizmi temel almayan bir solcuya solcu denilemez.

Hasan Karataş bunları söyledikten sonra, söyledikleriyle ilgisiz bir ikinci paragrafa geçiyor.

Aslında memlekette güzel bir birlik oluşmaktadır. AKP ve HDP ve bir kısım sosyalistler bir yerde, CHP, İP ve BHH sosyalistleri de bir yerde durmaktadır. MHP ise her iki ittifakın arasında gidip gelmektedir. AKP zaman zaman CHP ve MHP ile yan yana durmaktadır. AKP ye karşı burnundan kıl aldırmayan BHH sosyalistleri CHP ile yan yana durdukları sürece AKP ve HDP ile de yan yana durmuş olacaklardır. BHH, CHP yi dışlayamıyor CHP, AKP nin yanına gittiği zaman ses çıkaramıyor ve dolayısıyla ister istemez BHH çok düşman olduğu AKP nin yanına düşmüş oluyor.

Neresinden tutulursa elinde kalıyor deyişim de bu paragrafın saçmalığı ve tutarsızlığı ile başlıyor. Bir kere siyaset böyle kalın çizgilerle kategorileştirilemez. AKP, HDP ve ''bir kısım sosyalistlerin'' bir yerde olduğunu söylerken hangi gerçekliğe dayanıyor, belli değil! HDP ( kürt hareketi diyelim)ile AKP'nin ilişkisi karmaşık bir ilişkidir ve bu şekilde tanımlanamaz. HDP dedikten sonra HDP'den ayrı ''bir kısım sosyalistleri'' sözünü de uluorta kullanmaması gerek. Kimmiş bu AKP-HDP ittifakına dahil olan ''bir kısım sosyalistler''? Hasan Karataş uyduruyor. Liberalleri ve sol dönekleri kastediyorsa, burada bile sıkıntılı yorum var demektir. Neye dayanarak bu kişilere ''sosyalist'' diyebiliyor? Kaldı ki, bu kişiler bile AKP'den yana bir tavır koymuyorlar artık. Eskiye göre etkileri de azaldı,AKp tarafından da eskisi gibi ihtiyaç olarak görülmüyorlar.

Sonrasında CHP, İP, BHH'nin ''bir yerde durduğunu'' söylemiş. Halt etmiş! Sallamış! BHH'de benim bildiğim kurumsal olarak KP, HTKP, TKP1920, ÖDP, FKF, SOL Cephe, Birleşik Haziran Muhalefeti vb. yapılar var. Ne İP, ne de CHP kurumsal olarak bu yapının içinde var. BHH açıklasığı ilkeler doğrultusunda bireysel veya kurumsal olarak herkese açık. İçinde birkaç CHP milletvekilinin bulunması CHP'nin ve İP'in bu harekette olduğu anlamına gelmez. Danışman kafasına göre bir şey kurguluyor ve o kurguladığı gerçeklik üzerinden bir yorumda bulunacağı anlaşılıyor.

Danışman doğru olmayan bu değerlendirmesinden sonra yanlış kurgusunu saçmalamaya kadar götürüyor:

AKP zaman zaman CHP ve MHP ile yan yana durmaktadır. AKP ye karşı burnundan kıl aldırmayan BHH sosyalistleri CHP ile yan yana durdukları sürece AKP ve HDP ile de yan yana durmuş olacaklardır.

:)
Böyle bir mantık olabilir mi?
İlkokul'da bile bir öğrenci böyle bir mantık kullansa öğretmen onu ana okuluna gönderir. ''Yan yana durmak'' denilen şey ne? Siyaset alanının genişliğinde farklı uçlardaki partilerin bir bir konuda biçimsel olarak kesişmeleri söz konusu olabilir. Bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi gibi. Bu kesişme yan yanalık olarak değerlendirilebilir mi? Böyle bir mantık kurulabilir mi? Bu mantığa göre hem bu partilerin tamamı ( MHP ve İP dahil), hem BHH, ve hem de ''iki tarafta olan sosyalistler'' aynı yerdeler demektir ki, danışman bu mantık yürütmesiyle paragrafın son cümlesinde bu sonuca varmış: ''...ve dolayısıyla ister istemez BHH çok düşman olduğu AKP nin yanına düşmüş oluyor.''


Ne güzel bir mantık!
Ne güzel bir kurgu!

Ama bu mantığa göre BHH AKP'nin yanına düşüyor da, neden AKP BHH'nin yanına düşmüyor? AKP, gericiliğe ve faşizme karşı oluşturulmaya çalışılan bu hareketle yan yana geliyor yorumu neden yanlış olsun?

Saçma mı?

Evet, çok saçma! Siyaset doğru bir mantıkla kurgulanmaya çalışılsa dahi anlaşılır sonuç vermez. Olguların biçimlerine göre bilgilenmeye çalıştığınızda bile olguyu anlayabilmek mümkün olmaz. Biçimi de, öz'ü de, yürütülecek yöntem ve mantık da doğru olmalı ve birbirini bütünlemelidir. Danışman arkadaş sadece mantık yürüterek doğruya varmaya çalışıyor. Doğru bir mantık kurgulasa bile, sonuçta varacağını sandığı bilginin doğru olma olasılığı düşük olacaktır. Kaldı ki, danışmanın yürüttüğü mantık temelden yanlış!

Nereye varacak diye merak edip, üçüncü paragrafa geçelim:

Devam edelim. BHH, ayni zamanda HDP’yi dışlayamıyor. HDP ise AKP’nin yanına gidiyor. Dolayısıyla BHH bu kez HDP eliyle AKP nin yanına düşmüş oluyor. HDP ile yandaş olan sosyalist örgütler ise onlar da sözde CHP veya İP’in yanına gitmezler. HDP, CHP nin yanına gittiğinde bu sosyalist örgütler gıklarını çıkaramıyor. Dolayısıyla CHP nin yanına gidildiğinde dolaylı olarak İP in ve BHH nin de yanına gitmiş oluyorlar. O nedenle memleketin ulvi çıkarları için bir araya gelmek durumunda kalmış tüm parti ve siyasetler, gerçekte hepsi de dolaylı müttefiklerdir. Basit nedenlerden dolayı kimse kimseye kırılmasın, darılmasın ve bir birine kötü laflar etmesinler. Hepiniz AKP lisiniz, Hepiniz CHP lisiniz. Hepiniz PKK lisiniz, Hepiniz İP lisiniz, Hepiniz MHP lisiniz. Hepiniz Mustafa Kemalin askerlerisiniz. Hepiniz antiemperyalistsiniz. Hepiniz Amerikan uşağısınız. Hepiniz sosyalistsiniz. Hepiniz Kürt ve Hepiniz Türksünüz.

Neyi savunursak savunalım hepimiz hem kürt, hem türk, hem komünist hem faşist, hem devlete karşı ve hem de devletten yana olup çıktık! Bakalım bu saçmalık nereye varacak?

Eskiden sınıfsal duruş veya bağımsız sınıf siyaseti denilirdi. Şimdi burada bağımsız sınıf siyaseti gören varsa beri gelsin. Maşallah tüm siyasiler iç içe geçmiş, ortak türküler söylüyor. Önceleri Mahir Çayan’a Kürt siyaseti laf etti. Bu arkadaşlarımızın BHH ye geçmeyen kesimleri ağzını açıp bir laf etmedi. Arkadaşlara şöyle diyebiliriz. Sevgili arkadaşlar sizin bir varlık nedeniniz varsa bunun nedeni Mahir Çayan’dır; demeye çalıştık ama çok anlamlı veya etkili olmadık. Geçen gün bir baktım Dersim meselesi nedeniyle İ.Bilen karalanmaktadır. Bütün eski TKP liler sus pus olmuş konuşmuyorlar. Arkadaşlar sizler bugüne gelmişseniz, eski yoldaşlarınızın kavgası sayesinde gelmişsinizidir. Dolayısıyla geçmişle ilgili referans arıyorsanız eski yoldaşlarınız sizlerin referansıdır. Ne Seyit Rıza, ne de M.Kemal sizin referansınız olabilir. Bana el verenler benim eski yoldaşlarımdır. Benim Referansım İ.Bilendir.

Bu söylemeye çalıştıklarının da bir anlamı yok. Çok daha önemlisi daha önce söyledikleriyle ilgisi ne? Bir bağlantı yok. Saçmasapan bir kurgu yaptıktan sonra ''burada sınıfsal bir duruş var mı?'' diye sormakla sonradan yapılacak başka saçma yorumlara haklılık kazandırılabilir mi? Devam edelim bakalım, bir sonrakinde neler söylemiş: Belki sonradan bir toparlama yapılabilir.

Bir baktım AKP Dersim davasına sahip çıkıyor bütün sosyalistler de ardında gidiyor. Bu ne rezalet, Tayyip’in yanında duranlar gelip İ.Bilen’e Laf söyleyemez. Şayet İ.Bilen’in sözlerinde yanlışlıklar izliyorsanız o zaman gidin parti kaynaklarına bakın. Belki İ.Bilen o zaman için söylemiş oldukları o zaman ki komünist politikanın gereğidir. Bunları biz bilemeyiz. Biz bir şeyi biliriz. Biz eski yoldaşlarımızın sayesinde bugünlere gelmişiz. Kimse aslını inkâr etmemelidir. Tüm eski komünistler benim geçmişimdir ve kendilerini her platformda savunurum. Yanlış yapmış olsalar bile o yanlışlar bizim yanlışlarımızdır. T.Erdoğan yandaşlarını hiçbir şekilde ilgilendirmez. Parti kaynaklarında Bilen’in başka yazıları yoksa ve o yazılar gerçekten Bilen’e aitse sonuna kadar o söylenilenlerin arkasındayım. Bugün eski yoldaşlardan farklı konuşuyorsak, O bugüne ait koşulların gereğidir. Komünistler bugün birbirlerine girmek yerine, kendi geçmişlerini sahiplenmelidir.



:)
Bir önceki paragrafla birlikte yorumlanacaksa, Danışman İ Bilen'ciymiş, kimse ona laf edemezmiş, yanlış yapmış olsalar bile, o bizim yanlışımızmış, vb.!

Şaşırmamak mümkün değil.

Bunları söylemek için bu kadar saçmalamanın anlamı ne? O onun yanındaysa öyledir, bu bunun yanındaysa böyledir diyerek insanın başını döndürmenin anlamı nedir? ''Ben İsmail Bilen'in filanca konudaki görüşlerini paylaşıyorum'' diyerek bir yazıya başlamak zor mu? İlle de ''büyük çözümlemeci'' algısı yaratmak zorunda mısınız? Üstelik bu algıyı yaratmaya çalışırken SF'nin en saçmalayan kişilerinden biri olduğun ortaya çıkma riski olduğunu bile bile... ( Belki de alıştılar, ne yazarsam kabulleniyorlar diye düşünüyordur, ya da gerçekten ne söylediğinin farkında değil.)

Ha bu arada başlık ne oldu:

''Devlet de Birleşip Köklerini Unutanlar. ''

(Devam ederiz.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.11.2014- 06:14


Hasan Karataş adlı danışman arkadaşın ilgili başlıkta neler yazdığını pek takip edemedim, zaman olursa oradan devam da ederiz. Ne var ki, bu arkadaşı yazılarından az çok tanıyorum. Marksist olduğunu söylüyor ama ilgisi yok. Marks'ı sadece sanki bir ''ekonomist'' olarak görüyor. Marks'ı bütüncül biçimde kavramamış ve Marksizm'in devrimci özünü hiç önemsememiş, hatta reddetmiş. Bu bağlamda Lenin'i de reddediyor. Lenin'le Marks arasında uçurumlar olduğunu sanıyor. Oysa Marks'ı reddetmek nasıl ki, Lenin'i reddetmekse, Lenin'i reddetmenin de Marks'ı reddetmek anlamına geldiğini söylersek çok fazla abartmış olmayız. Emperyalizm, örgüt ve öncülük konusunu bir kenara bıraktığınızda Lenin tipik bir Marksist olur çıkar. Marks'ta olup da Lenin'in karşı çıktığı hiç bir şey yok. Marksist olmayı aynı zamanda sosyalist olmak olarak aldığımızda ki, siyasi alandaki karşılığı budur, Lenin ve Marks aynı yerdedir. Sınıf mücadelesi, siyasal devrim, proletarya diktatörlüğü...- bu ideolojinin temel uğrakları. ''Marksistim'' deyip, sosyalist ideolojinin bu temel çıktılarını görmezlikten gelmek, inkar etmek nasıl bir marksistlikse artık!

Danışman arkadaş, biraz da içinde bulunduğu forumun yanılsatan ikliminden ötürü sürekli olarak devletten yana olmak ve olmamak ikilemini ortaya koyuyor ve bu kavramlar üzerinden kendince bir siyaset yürütüyor. Bir kere böyle yaklaşıldığında daha baştan Marksizm'in devlet anlayışı ile ters düşüyor. Devletin sınıfsal niteliğini yoksaymış oluyor. Dahası devlete karşı olmaktan kastı burjuva devletse eğer, bunun sosyalist ideolojide bir karşılığı olduğunu biliyor olması gerek. ''Devlet karşıtlığı'' bir sosyalist için kapitalizm içinde sınıf mücadelesi ve siyasal devrim perspektifi ile karşılık bulur. ( Her tartışmada karşımıza bu kavramların çıkıyor olması bir sosyalist için temel belirleyicilik taşımasından dolayıdır.) Bu durum da, karşımıza hep sosyalist devrimi, iktidarın ele işçi sınıfı ve öncüsü tarafından ele geçirilmesini ön görür. Sosyalistin devletle imtihanı bu zemindedir. Marksizmin siyaset sahnesindeki karşılığı farklı bir şey değil ki.

Çok boş tartışmalarla zaman öldürüyoruz.
Gerçekten öyle.

Sanki çok bilinmeyenli denklemmiş gibi, sosyalist olduğunu iddia edip te, sosyalist ideolojiye bu kadar aykırı değerlendirmeler ve konumlanışlar gerçekten zaman kaybı. Türkiyede sol çok yakın zamanlarda toplumsallaştı. Ve çok darbe yedi. SSCB'nin çözülüşü 12 Eylül faşist   darbesinin üzerine geldiği için bizdeki etkisi ve sonuçları çok daha ağır oldu. Buna da tamam!

Ama bu kadar da değil!

Bu ülke çok önemli sosyalist portreler, devrimci gençlik önderleri çıkardı. Bu ülkede çok önemli kavgalar verildi. Bu ülkede çok önemli bir birikim var.

Bu yüzden bu kadar içi boş tartışmaları, üstelik sosyalizm adına yapmak gerçekten yakışmıyor.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   Devletde,   Birleşip,   Köklerini,   Unutanlar.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS