SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Evren, Evrim ve Rennan…           (gösterim sayısı: 11.048)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 27.11.2014- 13:46


Evren, Evrim ve Rennan…
Ender Helvacıoğlu  


Değerli okurlar, siz bu yazıyı okurken ben İzmir’de Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü’yü cezaevine uğurlayanların arasında olacağım.

Rennan Hoca, 27 Kasım Perşembe (bugün) saat 10.00’da Bornova Büyük Park içinde yer alan Evlendirme Dairesi’nde “Evren ve Evrim” konulu son dersini verecek, aynı gün öğleden sonra da Foça Açık Cezaevi’ne teslim olacak. Bu ders kaçmaz!

Evet, bir gökbilimciyi cezaevine uğurluyoruz bugün.

Nedeni, ülkemizin önde gelen bu gökbilimcisinin, Anayasa ve Yüksek Yargı kararlarına karşın üniversitelerde YÖK’ün dayatmasıyla başlatılan türban serbestliğine karşı çıkarak öğrencilere AYM ve AİHM kararlarını anımsatıp bunlara uymaya davet etmesi. Pekünlü, “öğrenim özgürlüğünü engellediği” gerekçesiyle yargılandığı davada en üst sınırdan kesilen ceza ile 2 yıl 1 ay hapis cezasına mahkûm edildi.

Kısacası laikliği ve aydınlanmayı savunduğu için hapse girmektedir Pekünlü. Hepimiz adına… Bunu bütün dünyaya duyurmak boynumuzun borcu.

Evet, Evren ve Evrim cezaevine konuluyor bugün. Düşünsenize bu cezaevini… Kim girmek istemez?

Giordano Bruno orada, Campanella, Kopernik, Galilei orada, Takiyüddin, Ömer Hayyam, İbn Haldun orada, Jean Meslier, Voltaire, Rousseau orada, Darwin, Marx orada… Turan Dursun orada, Rennan orada… Kim girmek istemez?

Görelilik, Kuantum, Plazma Evren orada, Evrim Kuramı orada… Kim girmek istemez?

Kuyrukluyıldıza modül indirmeyi mi tartışırsınız, içinde bulunduğumuz galaksi kümesinin boyutlarını mı… Büyük Patlama’nın olup olmadığını mı, ilk hücrenin nasıl oluştuğunu mu… Kim bu entelektüel derinliklere dalmak istemez?

Foça Açık Cezaevi, dünyanın en özgür yeri oluyor bugün.

Vah zavallı yargıçlar… Nasıl da kendilerini alçaltarak ölüme mahkûm ettiler… Campanella’yı zindana tıkan, işkencelere boğan, Galilei’yi ölümle tehdit edip düşüncelerini değiştirmeye zorlayan Engizisyon yargıçlarının adlarını hangimiz biliyoruz bugün? Ama Dünya hâlâ dönüyor! Böylelerine “kara cübbeliler” mi desek, yoksa Pekünlü’nün terminolojisiyle, en ufak bir ışık demetine bile izin vermeyen “karadelikler” mi?

Vah zavallı rektör… Nasıl da el pençe divan durdu, ufaldı… Padişahın eteğini öpüp onun despotluğunun kılıfını hazırlamakla görevli, gerçek bilimciler karşısında yaşadığı aşağılık duygusunu onları gammazlayıp öç alarak yenmeye çalışan “kapıkulu uleması”ndan ne farkınız var sizin? Aşağılıyoruz böylesi küçük adamları! Bunlara da “beyaz cüceler” diyelim.

Yazımızı Rennan Pekünlü’nün sözleriyle bitirelim:

“‘Yanmak’, gökbilimcilerin yazgısıdır. Üzerinde çalıştıkları yıldızlar, gökadalar en soğuk olanından en sıcağına dek yanar; gözlemevleri yanar; iğrenç bir zorlamayla engizisyon önünde diz çöküp pişmanlığa davet edilirler, yürekleri yanar; kafaları kazınır zindanlara atılırlar, hem kendileri hem de yakınları yanar. Yazgısı yanmak üzerine çizilmiş olan gökbilimciler, bir anlamda üzerinde çalıştıkları cisimlerin yazgısını öykünürler. Ancak bu, bilinçli, kendini ‘tüketici’ bir öykünmedir. Çevresini aydınlatabilmek için kendisini tüketmesi gerektiğini üzerinde çalıştığı yıldızdan ve kendisine örnek olan ozanından, Nazım Hikmet’ten öğrenmiştir: ‘Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?’”

Âlem adam doğrusu Rennan Pekünlü! İçeri girişine bile astronomik bir boyut katmış. Çıkışını neye benzetsek acaba? Büyük Patlama kuramına eleştirel yaklaştığını biliyorum ama…

Evren, Evrim ve Rennan içerde kaldığı sürece biz dışarıdakilere rahat yoktur artık.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 27.11.2014- 13:47


“Kör olasın demiyorum; kör olma da gör beni…”
Nurettin Abacıoğlu  


Bu yazı erken bir yazıdır. Bir yolculuk öncesi İleri’nin Perşembe sayfası için yazılmıştır. Bu yazı,   Rennan Foça zindanına girmeden önce, hepimizin hürriyeti için yazılmıştır.

Bu yazı artık bir geç yazıdır. Onca yazıp, çizme; onca kendi yağı içinde kavrulan bir mücadele ve uğraştan sonra, işin sonunda vardığımız nokta için yazılmıştır. Rennan’ın esareti, bu çağın bir Dreyfüs davası olmuştur…

Sözü nereye getirmek istediğim apaçık bellidir. Önceki yazıları okuyan okuyucu, ne de çok tekrar ettin dememelidir. Rennan yazıları külliyat olsa bile, şimdi zaman, tarihe not düşme günleridir.

Yazılmalıdır ki, yarın bir gün bu işlerin hesabı doğru sorulabilsin.

Yazılmalıdır ki, yan çizeni; “mıştır” yapanı iyi seçilebilsin.

Yazılmalıdır ki, cem-i cümlesinin kalabalıkta hürriyet, demokrasi nutku atan, sonra da tiranların önünde el pençe divan durup gericiliğin ekmeğine yağ süreni olduğu hatırlanabilsin.

Yazılmalıdır ki, eğri oturanın ülkeyi nasıl eğretilendirdiği iyi anlaşılabilsin.

Doğmamış çocuklar için yazılmalıdır ki, bir daha bugünlere benzer bir çağ görülmesin…

Gün olup bildirilere bile imza koymayan, ya da virgülün yerini beğenmeyip destek vermeyenin memleket payandalarına nasıl da balta vurduğu, suya değil, bilince kazınabilsin…  

Türkiye tarihsel olarak yine ayıplı zamanlarından birisini geçmektedir. Rennan bu ayıba direnenlerin, boyun eğmeyenlerin onurlu bir bedel ödeyeni olmaya gönüllü olmuştur. Küçük ve fakat nitelikli bir saf onun ardında durmuştur. Ve hepsi birden şimdi Karaburun mağlupları olmuştur.

Tam iki gün önce, Rennan’dan aldığım son iletide bir grup arkadaşına ve bana şu notları düşmüş:

“Yanmak”, gökbilimcilerin yazgısıdır. Üzerinde çalıştıkları yıldızlar, gökadalar en soğuk olanından en sıcağına dek yanar; gözlemevleri yanar; iğrenç bir zorlamayla engizisyon önünde diz çöküp pişmanlığa davet edilirler, yürekleri yanar; kafaları kazınır zindanlara atılırlar, hem kendileri hem de yakınları yanar. Yazgısı yanmak üzerine çizilmiş olan gökbilimciler, bir anlamda üzerinde çalıştıkları cisimlerin yazgısını öykünürler. Ancak bu, bilinçli, kendini “tüketici” bir öykünmedir. Çevresini aydınlatabilmek için kendisini tüketmesi gerektiğini üzerinde çalıştığı yıldızdan ve kendisine örnek olan ozanından, Nazım Hikmet’ten öğrenmiştir:

            Ben yanmasam,

                        sen yanmasan,

                                    biz yanmasak,

                                                nasıl çıkar

                                                            karanlıklar

                                                                        aydınlığa”



Rennan 27 Kasım’da Foça ceza ve tutuk evinde olacak. Umut edilir ki kocaman bir dost halesi onu uğurlayacak. Buluştuğumuzda ağlaşma, hayıflanma, “Allah kurtarsın” avazlarıyla hürriyeti yukarıya emanet işlemleri olmayacak. Zira bu işlerin, kaderdir yutturmacasıyla ilgisi olmayacak.  

Rennan bir öğretmendir. Bedeni zincirlense de, kafası ışıldayan, etrafına ışık saçandır. Öğretmen olan her koşulda işinin gereğini yerine getirir. Rennan’da böyle yapacak. Mahpusluğun yolunu tutmadan, kendi yolunu aydınlatan fenerin şavkını bize de tutacak. Bir aydına da bu yakışır. Rennan Perşembe sabahı saat 10 da Bornova Belediyesi nikâh salonunda öğrencilerine, dinleyenlerine “Evrim ve Evren” dersini anlatacak…

Rennan, çağının engizisyonuna evrenin yangınından bakacak…

Engizisyon tarihsel olarak Katolik Kilisesi'ne bağlı bir mahkeme sistemi olarak ortaya çıkmıştır. Latince, “inquisitio” teriminden türemiş ve özellikle 13. yüzyılda Hıristiyanlık inancına ve ilkelerine karşı gelenleri bulup cezalandırmak üzere kurulan Kilise örgütü ve mahkemeleri olarak yapılanmıştır. Engizisyon, “Kutsal Kurul” anlamını da taşır. Bu kutsal kurul, Hıristiyanlığa ve getirdiği ilkelere karşı çıkanları, sadece Kilise'nin değil; aynı zamanda devletin de düşmanı saymıştır. Tarihi kayıtlara bakılırsa, Batı'da, 1481-1808 yılları arasında Katolik kilisesinin siyasi baskı aracı olarak faaliyet göstermiştir. Bu dönem içinde de, Engizisyon mahkemelerince “yakılarak öldürülme” cezasına çarptırılan kurban sayısı, otuz dört bine ulaşmıştır.

Tarihi malumata dair binlerce kayıt her yerde bulunmaktadır.

Türkiye’nin aydınlanmacı üniversitesine ilişkin “Engizisyon” son dönemde Rennan için işletilmiştir. Bir siyaset kisvesi haline konan türban ve onun üzerinden sahnelenen din merkezli girişimler, Rennan’a kurulan kumpasın ayakları olmuştur. Dinci gericilikte sınırların gelip dayandığı yer ile laik yaşam tarzının alaşağı edilmesi bu Dreyfus davası ile gerçeklik kazanmıştır. Sadece o mu; Rennan üzerinden üniversite ve yargının her kanalı suskunlaştırılmış ve teslim alınmış, böylece islamofaşist parti-devlet rejimi kendine yeni bir meşruiyet kanalı açmıştır.

Geleceğimize sahip çıkmak adına; aydınlanmayı ülkenin şiarı kılmak yolunda; yeniden örgütlenmek ve Cumhuriyeti yeniden toplumculuk damarı üzerinden kurmak bağlamında Rennan akademinin onurudur…

Rennan, yarın mücadelede yeni bir sayfa açıyor. Rennan kürsüsünü aldığında ve evrimi ve evreni aydınlık kafasında kurduğunda sözünü de şöyle bağlıyor:

“Kör olasın demiyorum; kör olmada gör beni…”



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 27.11.2014- 13:49


Rennan Hoca'yı esir alabilirsiniz, teslim alamazsınız...
Ahmet Çınar


Bu yazının yayında olduğu saatlerde bizler, Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün cezaevine girmeden önce vereceği “Evren ve Evrim” konulu son dersi dinliyor olacağız. Ardından Rennan hocamızı Foça Açık Cezaevi’ne uğurlayacağız.

Rennan hocayı götürüp ellerimizle cezaevine “teslim edeceğiz” demiyorum, geçici bir süre ikamet etmek üzere orada bırakacağız.

Teslim etmeyeceğiz, çünkü Rennan hoca hiçbir zaman AKP adlı ucube diktatörlüğe teslim olmadı. Çünkü Rennan hoca gerçek bir bilim insanı.

Gerici, piyasacı, tam boy Amerikancı iktidara yaltaklanmadı, dekan ya da rektör olmak için kılıktan kılığa girmedi, eğilip bükülmedi. Bilim insanı sıfatını onurla, başı dik olarak taşıdı.

AKP adlı islamofaşist diktatörlük, Rennan hocayı “hukuksuz” bir şekilde, anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı bir şekilde cezalandırarak, sembolik anlamda bir rövanş almak istedi.

Neden biliyor musunuz?

Çünkü AKP diktası, Rennan hocayı yargılamaya, mahkum edip cezalandırmaya mahkum ve mecburdu. 12 Eylül’den bu yana devam eden laiksizleştirme ve dinselleştirme adlı uzun operasyonun tüyünü diken AKP, rejim değişikliğini tescillemek için Rennan hocaya bu cezayı vermek zorundaydı. Kendisini “laik, kamucu, ilerici, cumhuriyet yurttaşı bir bilim insanı” olarak tanımlayan Rennan Pekünlü’nün şahsında, bu niteliklere sahip herkes cezalandırılmalıydı.

Üstelik bu cezalandırma, anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararları hiçe sayılarak yapılıyordu. Anayasa Mahkemesi’nin 1989, 1991 ve 2008 yıllarında ayrı ayrı aldığı kararlar çok açıktı: “Türban dini bir simgedir, laiklik ilkesine aykırıdır, yükseköğretim kurumlarında serbest bırakılamaz.”

Bu kararların tümü yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlıyor.

Ama AKP diktatörlüğünü bağlamıyor.

Çünkü AKP’nin artık anayasa, Anayasa Mahkemesi falan tanımadığı çok açık. Bu durum, artık formel anlamda bile anayasanın, Anayasa Mahkemesi kararlarının ortadan kaldırılması anlamına geliyor.

Yürütmeyi durdurma kararlarını uygulamayan, savcı çağırınca oğlunu ifadeye göndermeyen, yasaları ve anayasayı önünde bir engel olarak görüp her fırsatta şikayet eden birisi var karşımızda.

Kurduğu her cümlede “Yeni Türkiye”ye vurgu yaparak, 12 yıla yayılmış pasif bir karşı-devrimi gerçekleştirdiği kanaatini, toplumun ortak bilinçaltına zerk etmeye çalışan birisi.

Ve unutmamak gerekir ki, Hitler rejimi de Weimar anayasasını hiçbir zaman yürürlükten kaldırmadı; sadece yok saydı, uygulamadı!

***

İşte Prof. Dr. Rennan Pekünlü davasında da İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi, özel bir görev ifa etti. Anayasa Mahkemesi’nin türban kararlarını yok sayarak, kendini “Anayasa koyucu” yerine koydu.

Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını öğrencilere hatırlatan ve bu durumu tutanağa bağlayan bir bilim insanı, bir mahkeme tarafından “Anayasa Mahkemesi kararları yok sayılarak” mahkum edilmiştir.

Mahkum edilmiştir de ne olmuştur?

Rennan hocayı teslim alabilmiş midir?

Asla. Çetin ceviz bir ilerici, kül yutmaz bir laik, sapasağlam bir cumhuriyet yurttaşına toslamıştır AKP yargısı. Rennan hocaya 2 yıl 1 ay hapis cezası vermiştir, Rennan hocayı teslim alabileceğini sanmıştır; ancak Rennan hoca asla teslim olmamıştır.

Evet Rennan hocamız bugün öğleden sonra Foça Açık Cezaevi’ne yerleşecektir; ancak zihninde, dilinde, yüreğinde Nâzım’ın "Mesele esir düşmekte değil / Teslim olmamakta bütün mesele” dizeleri olacaktır.

***

Birkaç yıl önce “AKP iktidarı herhangi bir dinsel inanışa sahip olmamayı, deist ya da ateist olmayı kriminal bir kategori içinde değerlendiriyor, suç sayıyor” şeklinde tespitler yapıyorduk. Rennan Pekünlü’ye verilen bu cezayla birlikte AKP iktidarı bir adım daha atmıştır: Artık laik olmak, laiklikten yana açık ve net tavır koymak kriminal bir konudur, bir suç meselesidir.

Laik cumhuriyet rejiminden İslamcı bir dinsel despotizme doğru gerileyen karşı-devrimci altüst oluşun en çarpıcı simgesi, Prof. Dr. Rennan Pekünlü davasıdır. Rennan hocanın şahsında laiklik, laik anlayış ve aydınlanmacılık mahkum edilmiştir. Asıl yok edilmek, hapsedilmek, kahredilmek istenenler, “Türban neyi örtüyor?” sorusunu her daim soran insanlardır.

Rennan Pekünlü ise, yasalara göre yargılanıp cezalandırılmış bir mahkum değil, AKP adlı ucube diktatörlüğün Foça Cezaevi’ne kapatılan bir esiridir.

Ve teslim olmamıştır. Olmayacaktır.

Bizler de Rennan hocanın öğrencileri, sevenleri, yol arkadaşları olarak, teslim olmayacağız islamofaşist AKP diktatörlüğüne… Esir düşsek bile!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 27.11.2014- 14:07


Rennan Pekünlü'yü cezaevine koyan anlayış laikliğe düşman bir anlayıştır. Türkiye'yi nasıl bilirsiniz denildiğinde gerici ve faşist bir zihniyetin iktidarda olduğu bir ülke diyoruz, onlarca örneği vardı bunun, şimdi Rennan Pekünlü hocanın cezaevine konulması bu örneklerden biri haline geldi. Böyle bir ülkede bulunmaktan utanç duymayan bir insan solcu da değildir, insan da değildir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 27.11.2014- 18:16


"Sanatı ve bilimi durduramazlar"

Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün bugün son dersini verdikten sonra hapse girmesine tepki gösteren sanatçılar İleri'ye konuştu.

Resim Ekleme

Meryem Yıldırım - İleri

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün bugün son dersini verdikten sonra cezaevine girmesine tepkiler çığ gibi büyüyor. Sanatçılar Pekünlü’ye verilen cezayı İleri’ye değerlendirerek, bilim ve sanatın Türkiye’de karanlığa gömülmeye başladığını ifade etti.

MÜJDAT GEZEN: “HUKUĞUN NE HALE GELDİĞİNİ ANLAYIN”

“Çok üzgünüm. Türkiye’de hukuk sisteminin ne halde geldiğini anlayın işte. Size bununla özet geçtim. Bundan herkes anlaması gerekeni anlar…”

LEVENT ÜZÜMCÜ: “ESNAFTAN PARAMİLİTER GÜÇ YARATANLAR...”

“Her iki taraf da kendine baskı yapıldı diyor. Türbanlı öğrenciler hocayı bunun üzerinden şikayet ediyor. Türkiye’de bir mağdurlar cehennemi yaratılıyor. Herkesin hem dine hem bilime saygı duyması lazım. Türkiye’de yıllardır inananla inanmayan birlikte yaşıyor. İşte bu mantık bunun dibine dinamit koymaya çalışıyor. Bu mantık esnaf ve zanaatkardan paramiliter güç yaratmaya çalışanlar. Bizim hep birlikte bunu anlamız lazım.”

MEHMET AKSOY: “BASKICI, OTORİTER, VANDAL..”

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘ucube’ deyip yıktırdığı Kars’taki ‘İnsanlık Anıtı’nın heykeltıraşı Mehmet Aksoy Rennan Hoca’nın cezaevine girmesini sert sözlerle eleştirdi: “Çok açık ki özgür düşünceyi sınırlamak istiyorlar. Mesaj açık: 'Benim gibi düşünürsen özgür olabilirsin, benim gibi düşünemezsen özgür olamazsın.' Bunlar hep ‘tek ağızcı’, ‘tek fikirci’ anlayış. Bir otoriter rejim kuruluyor. Erdoğan ne düşünüyorsa olay o’dur. Sanata, bilime baskı kurarak susturmak istiyorlar. Ama tarihin hiçbir döneminde sanat ve bilim susturulamamıştır. Hitler döneminde sanatçılara baskılar yapılmış, hapislere tıkılmış, her şeyleri takip edilmiş, kontrol altına çalışılmıştır ama başarılı olamamışlardır. Sanatı ve bilimi durduramamışlardır. Sanatı ve fikirleri tecrit etmelerine rağmen başaramamışlardır. Bilim ve sanat önüne geçilemeyecek şeylerdir. İdeolojiye de sanata da hakim olmak istiyorlar. Bütün direnişlerin altında özgür düşünce ve kanunsuzluğa bir kaşı duruş vardır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en acıklı dönemini geçiriyor. Bir bilim insanın seçilmesinin nedeni ‘kendi düşüncelerine katılmadıkları’ için. Herkes ‘tek’ düşünsüz, ‘tek ağızdan’ konuşsun istiyorlar. Baskıcı, otoriter, vandal bir anlayış var. Bu ülkede Fazıl Say’ın eserleri yasaklanıyor düşünebiliyor musunuz? İnsan onuru ayaklar altına alınıyor. İnsanları bilimden, ilimden, sanattan uzak tutmak istiyorlar. İnsanlar yerlerinden çıkmasın istiyorlar. 'Cahilsin, cahil kal' diyorlar. Olay budur. “



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 27.11.2014- 18:18


"Rennan Hoca çıkacak, onlar içeri girecek"

Prof. Dr. Rennan Pekünlü, "Evren ve Bilim" konulu son dersini İzmir'de verdikten sonra Foça Cezaevi'ne uğurlandı. Cezaevi önünde Pekünlü’yü uğurlayan hukukçular, akademisyenler ve yazarlar duygu ve düşüncelerini İleri Haber'le paylaştı.

Resim Ekleme

Meryem Yıldırım - İleri

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü bugün son dersini İzmir’de verdikten sonra Foça Cezaevine uğurlandı. Renan Hoca’yı uğurlayan akademisyenler, hukukçular ve eğitimciler duygularını İleri Haber’le paylaştı.

İZGE GÜNAL: “BİR BİLİM ADAMI NASIL HAPSE ATILIR?”

“Kendimizi hiç iyi hissetmiyoruz. Bu ceza bilimin sonu anlamına geliyor. Bilimi, evrimi anlatan bir hoca hapse giremez. Bizim beklentimiz bugün bütün Türkiye’de üniversitede eğitimin durması gerekiyordu. Ama şu olacak: Renan Hoca’yı mahkum edenlerin hepsi yargılanacak. Hoca çıkacak, onlar içeri girecek.”

ENDER HELVACIOĞLU: “BÜTÜN DÜNYAYA DUYURACAĞIZ”

"Renan Hoca bugün çok bilimsel bir ders verdi. Hocanın verdiği mesaj şuydu:
'Bu bir son ders değil, daha yapacak çok işimiz var!' Zaten daha önce de hoca 'Aslanlar gibi yatarız' demişti. Öyle de olacak. Buradaki mesele laikliği ve aydınlanmayı savunan bir aydının içeri girmesidir. Bizim bunu bütün dünyaya duyurmamız lazım."

ENVER AYSEVER: "CUMHURİYET TARİHİ İÇİN BU BİR RİCATTIR"

“Bu türden bir yargılama, Renan Hoca hakkında verilen bu hüküm demokratik bir toplum olarak görülen Türkiye’nin ne kadar trajik bir durumda olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu söyleniyor ama değil, neden?Çünkü Berkin Elvan’ların, Ali İsmail Korkmaz’ların, yolsuzluk ve rüşvetin hesabının sorulmadığı bir Türkiye’de hukuktan bahsedilemez. Şimdi de gerçek bir bilim adamının yargılanmasıyla karşı karşıyayız. Hocanın ‘türbanlı öğrencileri eğitim hakkının engellendiği’ gibi bir gerekçe mümkün olamaz. Çünkü o dönemin koşullarında zaten YÖK kanuna göre aykırı bir şey yapmamıştı hoca. Bu cumhuriyet tarihi ve aydınlanma tarihi açısından bir ricat göstergesidir. Bu ceza Türkiye’de dindar nesil yetiştiren bir hükümetin, aydınlanma ve bilimden yana olan herkese verdiği bir mesajdır. Bu trajedi içerisinde işte ‘Yeni Türkiye’ kurulacak. Demek ki ‘Yeni Türkiye’de hukuk, bilim, eğitim, aydınlanma bu durumda olacak, çok trajik. Bir bilim insanını bu hale getiren bir ülke çok trajik bir görüntü verir.”

NURETTİN ABACIOĞLU: "HOCA’YI ENGİZİSYON YARGILADI"

“Renan Hoca 21. yüzyıl Türkiye engizisyonunda yargılandı. Engizisyon aydınlanmaya karşı olduğunu gerici olduğunu bu kararla belgeledi. Renan Hoca esir alındı ama teslim olmadı. Renan Hoca’nın adı bu durumla Türkiye aydınlanma tarihine geçmiş oldu.”

ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU: “BU İŞGAL ELBET BİTECEK”

"Renan Hoca ile birlikte cezalandırılan cumhuriyet, laiklik ve hukuk devletine ilişkin niteliklerdir. Bu nitelikler anayasa göre değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Ama bugün bu anayasa hükümleri sadece kağıt üzerinde kalmıştır. Cumhuriyet ve aydınlanma değerleri, hak ve özgürlüklerin var ettiği değerleri koruyan Rennan Pekünlü hapse koyuluyorsa cumhuriyetin cumhuriyet karşıtlarınca yönetildiğini gösterir. Cumhuriyetin Renan Hoca’yı koruyacağı günler, aydınlık yarınlar bu işgal sona erdiğinde elbette gelecektir.”



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 27.11.2014- 18:22


Rennan hoca son dersini verdi, cezaevine uğurlandı

Prof. Dr. Rennan Pekünlü, "Evren ve Bilim" konulu son dersini İzmir'de verdi ve Foça Cezaevi'ne uğurlandı. "Rennan Hoca yalnız değildir" sloganlarıyla uğurlanan Prof. Pekünlü, gözyaşlarını tutamadı ve "Daha yapacak çok işimiz var. Daha sona gelmedik" dedi.

Resim Ekleme

(İleri - İzmir) Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü, cezaevine girmeden önce bugün son dersini verdi. İzmir Bornova Büyük Park içinde yer alan Evlendirme Dairesi’nde yapılan “Evren ve Evrim” konulu derste Pekünlü'yü, akademisyenler, aydınlar ve öğrencileri yanlız bırakmadı.

"DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR"

Birçok kurum tarafından desteklenen derste konuşan Rennan Pekünlü, "Bu desteğiniz için çok teşekkür ederim. Beni ben yapan sizlersiniz. Bu son dersimiz değil. Daha yapacak çok işimiz var. Daha sona gelmedik" dedi.

Türbanla üniversiteye girilmesini Anayasa Mahkemesi ve yasalara uygun olarak tutanak altına aldığı için AKP'nin hedef aldığı ve 2 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum edilen Pekünlü, dersin ardından Foça Açık Cezaevi'ne uğurlandı.

Son dersi dinleyenlerin "Rennan Hoca yanlız değildir" sloganları sonrası gözyaşlarını tutamayan Prof. Pekünlü, 4 ay 10 gün boyunca cezaevinde kalacak.  

Resim Ekleme    

Resim Ekleme

Resim Ekleme



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 27.11.2014- 19:55


Hırsızı, yalancısı, uğursuzu dışarda, Rennan hoca içerde! Sadece bu bile bir insanı delirtmeye yeter. Lanet olsun!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 29.11.2014- 18:12


Kuyrukçu olmak öyle bir şey ki, böyle bir olayı bile görmezlikten gelmek zorunda kalıyorlar. Bir kuyrukçunun bu olay üzerinden sistem ve AKP eleştirisi duydunuz mu? Ben duymadım. Bu adamlar AKP'ye karşı muhalefet yürütmeyi bile zul sayıyorlar. Kürt ulusalcılığı ne yaparsa, neyi eleştirirse bunların siyaseti o noktadan öteye geçemiyor.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Evren genişliyor mu? sirius 10 12210 01.10.2019- 21:59
Konu Klasör Paralel evren keşfedildi mi? sirius 1 4197 05.11.2015- 10:29
Konu Klasör Kenan Evren öldü denizcan 13 11052 15.05.2015- 11:27
Konu Klasör Evren Nasıl Oluştu? sirius 0 3070 13.08.2014- 19:19
Konu Klasör Plazma Evren Modeli sirius 1 5577 19.11.2015- 22:17
Etiketler   Evren,   Evrim,   Rennan…
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS