Madem sosyalistsiniz neden sosyalist devrim yerine demokratik devrimi tercih ediyorsunuz?
Rusya'da 1905 ve 1917 Şubat'ında neden sosyalist devrim yapılmadı ise o yüzden tercih etmiyoruz. Rusya şartları ile Türkiye şartları elbette aynı değil, üstelik o zaman yapılan devrimler "milli demokratik devrim" ki bugün milli demokratik devrim Türkiye için geçerli değildir. Bunun yanında Türkiye tefeci-bezirgan sınıfını kazımamış, feodal unsurları barındıran, finans-kapitalist bir ülke. Ayrıca iktidarlarının antika geleneğinden dolayı da bağımsız meclisi olsa dahi sömürge halinde. Kendine ait modern ağır sanayisi yok. Uluslararası finans-kapitalizmin yan sanayisinin işleri dışında sanayi de yok. Zaten iktidarın emperyalizmin yalamadığı yeri kalmadığını söylemeye gerek yok.
Türkiye, tefeci-beizrganlığı tasfiye etmediği gibi, köylülüğü de ortadan kaldıramamıştır. Köylüler üstüne bir de kentlerde yaşamaktadır. Biçimleri değişse de, özleri sapına kadar köylüdür. Üretim ilişkilerindeki yerleri, Dünya bakışları, çıkarları köylüdür. Bu kitleyi karşı-devrimin eline teslim etmek, devrimin başarısızlığı demektir. Onların küçük üretim ilişkilerine yönelik istekleri, talepleri doyurulmadıkça devrime müttefik olmazlar.
SSCB'de bu mesele yüzünden çıkan çatışmanın haddi hesabı yok. Dolayısıyla son derece nazik bir konudur ve Türkiye şartlarında ancak demokratik devrim ile çözülebilir. Avrupa ile Türkiye karıştırılmamalıdır.
Sosyalist devrimi savunan SİP, Halkevleri ve MKP'nin programları da sapına kadar asgari programdır. Asgari program şartlarını bugün azami program şartı olarak sananlar var. Hele hele MKP'nin "sosyalist halk devrimi" teorisi, tam bir sefalettir. Şimdi bu arkadaşlara sorsak, küçük üreticinin mülkiyet edinmesine karşı çıkıp, hem de o mülkiyet edinmeyi programda bulundurarak nasıl müttefik yaratacaklar diye, eminim cevap veremezler.
TİKP'in programı ise sosyalist devrim programı, ancak Türkiye ile alakası yoktur. Türkiye şartlarının yanından bile geçmemektedir. Çünkü Türkiye'de yazılmamıştır.
Bu ileti en son tarihselmaddeci
tarafından 20.02.2015- 09:52 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
çok basit, ikiside amaçlarının sosyalizm olduğunu söylemiyorlar.
HKP'nin bunu söylemediğine emin misin?
Şu cümle her bildirinin altına yer alır aşağı yukarı benzer ifadelerle:
"Gerçek TKPnin gerçek devamcıları olarak bizler, AB-D Emperyalistleri ve yerli satılmışlar cephesine karşı Anitemperyalist, Antifeodal ve Antişoven İkinci Kurtuluş Savaşımızı zafere ulaştırıp Demokratik Halk İktidarını kuracağız. 1920 TKPsinin, Eneski Sosyalistlerin ideallerini gerçekleştirip insanlığın gözbebeği sosyalizmi halklarımıza armağan edeceğiz."
Madem sosyalistsiniz neden sosyalist devrim yerine demokratik devrimi tercih ediyorsunuz?
Rusya'da 1905 ve 1917 Şubat'ında neden sosyalist devrim yapılmadı ise o yüzden tercih etmiyoruz. Rusya şartları ile Türkiye şartları elbette aynı değil, üstelik o zaman yapılan devrimler "milli demokratik devrim" ki bugün milli demokratik devrim Türkiye için geçerli değildir. Bunun yanında Türkiye tefeci-bezirgan sınıfını kazımamış, feodal unsurları barındıran, finans-kapitalist bir ülke. Ayrıca iktidarlarının antika geleneğinden dolayı da bağımsız meclisi olsa dahi sömürge halinde. Kendine ait modern ağır sanayisi yok. Uluslararası finans-kapitalizmin yan sanayisinin işleri dışında sanayi de yok. Zaten iktidarın emperyalizmin yalamadığı yeri kalmadığını söylemeye gerek yok.
Türkiye, tefeci-beizrganlığı tasfiye etmediği gibi, köylülüğü de ortadan kaldıramamıştır. Köylüler üstüne bir de kentlerde yaşamaktadır. Biçimleri değişse de, özleri sapına kadar köylüdür. Üretim ilişkilerindeki yerleri, Dünya bakışları, çıkarları köylüdür. Bu kitleyi karşı-devrimin eline teslim etmek, devrimin başarısızlığı demektir. Onların küçük üretim ilişkilerine yönelik istekleri, talepleri doyurulmadıkça devrime müttefik olmazlar.
SSCB'de bu mesele yüzünden çıkan çatışmanın haddi hesabı yok. Dolayısıyla son derece nazik bir konudur ve Türkiye şartlarında ancak demokratik devrim ile çözülebilir. Avrupa ile Türkiye karıştırılmamalıdır.
Sosyalist devrimi savunan SİP, Halkevleri ve MKP'nin programları da sapına kadar asgari programdır. Asgari program şartlarını bugün azami program şartı olarak sananlar var. Hele hele MKP'nin "sosyalist halk devrimi" teorisi, tam bir sefalettir. Şimdi bu arkadaşlara sorsak, küçük üreticinin mülkiyet edinmesine karşı çıkıp, hem de o mülkiyet edinmeyi programda bulundurarak nasıl müttefik yaratacaklar diye, eminim cevap veremezler.
TİKP'in programı ise sosyalist devrim programı, ancak Türkiye ile alakası yoktur. Türkiye şartlarının yanından bile geçmemektedir. Çünkü Türkiye'de yazılmamıştır.
Siz sosyalistseniz, devrimde öncülük sizdeyse neden demokratik devrim, böyle sorayım?
Siz sosyalistseniz, devrimde öncülük sizdeyse neden demokratik devrim, böyle sorayım?
Proletersosyalist uzunca yazmış sebeplerini, yazısına ekleyeceğim bir şey göremedim. Kesintisiz devrimciler için öncü her zaman işçi sınıfıdır, burjuvanın tamamlamadığı devrimin tamamlanması için program hazırlanır (asgari program - demokratik halk devrimi ve azami program - sosyalist devrim). Biz azami program şartlarının Türkiye'de olmadığını ortaya koyuyoruz, koymaktan da öte gerçeklik budur. Bunu reddeden Türkiye'de sınıflar savaşımından habersizdir, turisttir ülkesine. Her hareketten kişiyle de bunu sonuna kadar tartışırız.
Ha bizim için öncelik bu hareketlerle rekabet değil, çünkü doğru ya da yanlış hepsi bir yol tutmuş durumda, çabalıyorlar. Burada polemik yaratmaya çalışmadığım halde partimize yönelik önyargılı, altında bilgi kırıntısı bile bulunmayan suçlamalar üzerine cevap verdim. İsteyene bir defa daha cevap veririm.
Ancak bizim için karşı-devrim cephesi 1- AKP ve bugün onu kurtaran Perinçek - Metin Feyzioğlu ekibi 2- MHP 3- CHP'nin liberal, ortaçağcı, sosyal demokrat (sosyal şoven) ve şovenist (Kürt ulusunun varlığını reddeden) hizipleri 4- HDP ve içindeki Sevrci Sahte Soytarı Sol... Kısacası tüm parababaları parlementosu siyaseti. Tabii onun kokuşmuş uzantıları da buna dahildir (SP, BBP vb...) Bu hareketlerin hepsi bir şekilde TÜSİAD, MÜSİAD, TİSK, TOBB ve tefeci-bezirgan ekipler, tarikatler ile ilişkili ve eklemlenmiştir. Halk, bu siyasetleri istemediği halde onlara oy vermekten başka çare bulamamaktadır. Bu hareketleri düzlemden kaldıracak olan da yeni bir isyandır.
Siz sosyalistseniz, devrimde öncülük sizdeyse neden demokratik devrim, böyle sorayım?
Proletersosyalist uzunca yazmış sebeplerini, yazısına ekleyeceğim bir şey göremedim. Kesintisiz devrimciler için öncü her zaman işçi sınıfıdır, burjuvanın tamamlamadığı devrimin tamamlanması için program hazırlanır (asgari program - demokratik halk devrimi ve azami program - sosyalist devrim). Biz azami program şartlarının Türkiye'de olmadığını ortaya koyuyoruz, koymaktan da öte gerçeklik budur. Bunu reddeden Türkiye'de sınıflar savaşımından habersizdir, turisttir ülkesine. Her hareketten kişiyle de bunu sonuna kadar tartışırız.
Ha bizim için öncelik bu hareketlerle rekabet değil, çünkü doğru ya da yanlış hepsi bir yol tutmuş durumda, çabalıyorlar. Burada polemik yaratmaya çalışmadığım halde partimize yönelik önyargılı, altında bilgi kırıntısı bile bulunmayan suçlamalar üzerine cevap verdim. İsteyene bir defa daha cevap veririm.
Ancak bizim için karşı-devrim cephesi 1- AKP ve bugün onu kurtaran Perinçek - Metin Feyzioğlu ekibi 2- MHP 3- CHP'nin liberal, ortaçağcı, sosyal demokrat (sosyal şoven) ve şovenist (Kürt ulusunun varlığını reddeden) hizipleri 4- HDP ve içindeki Sevrci Sahte Soytarı Sol... Kısacası tüm parababaları parlementosu siyaseti. Tabii onun kokuşmuş uzantıları da buna dahildir (SP, BBP vb...) Bu hareketlerin hepsi bir şekilde TÜSİAD, MÜSİAD, TİSK, TOBB ve tefeci-bezirgan ekipler, tarikatler ile ilişkili ve eklemlenmiştir. Halk, bu siyasetleri istemediği halde onlara oy vermekten başka çare bulamamaktadır. Bu hareketleri düzlemden kaldıracak olan da yeni bir isyandır.
Bu yazdıkların sizde kafanın bir hayli karışık olduğunu gösteriyor. Kendiniz dışındaki herkesi taktiksel olarak bile geriye atmadan bir torbaya doldurup eleştirirseniz, bir arpa boyu yol alamazsınız. Ayrıca sosyalist olduğunuzu iddia ediyor ve sosylist devrim yerine demokratik devrimi amaçlıyorsanız, hepten yanlış yapıyorsunuz. Bu karışıklığın içinden çıkmak zor.
Bu yazdıkların sizde kafanın bir hayli karışık olduğunu gösteriyor. Kendiniz dışındaki herkesi taktiksel olarak bile geriye atmadan bir torbaya doldurup eleştirirseniz, bir arpa boyu yol alamazsınız. Ayrıca sosyalist olduğunuzu iddia ediyor ve sosylist devrim yerine demokratik devrimi amaçlıyorsanız, hepten yanlış yapıyorsunuz. Bu karışıklığın içinden çıkmak zor.
O zaman bu taktiği uygulayan tüm liderlerin kafası karışık mıydı? Köylülük sorunu, tefeci-bezirganlığa karşı mücadele sorunu dünyada nasıl çözüldü? Yani o kadar tek düzen cevaplar veriyorsun ki insan yazdığı satırlara, parmağını yorduğuna acıyor.
Siz anarşistler gibi fast-food tadında ezberlenmiş kalıpları tek tek yutabilirsiniz. Ancak olgular gelip çattığında onlar karşısında tuzla buz olursunuz. Biz Türkiye gerçeğini en iyi bilen hareketiz, çünkü onun sadece kapitalist çağını değil, antika çağının ilk dönemlerine kadar araştıran Hikmet Kıvılcımlı'nın projektörlüğünde olaylara bakıyoruz. Dolayısıyla eğer ileride olan bir strateji varsa, o bizimkidir (taktik denmez ona ayrıca).
Zamanında köylü sorunu ile ilgili olarak anarko-komünistler, anarşistler ve sol komünistler de bir sürü strateji öne sürdüler. hepsi bolşevikleri kendilerinden geri olmakla suçladı. Bolşevikler prensiplerinden bir milim bile sapmadığı halde lafazanlıktan başka bir şey yapmayanlar karşı-devrime argüman sundular. Bugün de durum böyledir. Sen sosyalist devrim dediğinde öne çıktığını sanıyorsan, kusura bakma da kocaman bir cahilden başka bir şey değilsin. Marksizm-Leninizm hakkında en ufak bir broşür bile okumamışsın.
- Tüm üyelerin aidat ödemesini savunuyoruz.
- Tüm komitelerin çoğunluk kararına göre hareket etmesini savunuyoruz.
- Komitedeki üyelerin çoğunluk tarafından alınan karara uymasını savunuyoruz.
- Partili olmayı komiteye üye olma zorunluluğu ve iş yapma zorunluluğu olarak görüyoruz.
- Partinin işçileşmesini, köylüleşmesini savunuyoruz. Ayrıca bütün grupların birleşmesi gerektiğini belirtiyoruz.
- Lenin'in son broşüründeki önerisindeki en geniş sayıda MYK olmasını savunuyoruz.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.