SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 8 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   5   6   7   >   son» 
SF'de ibretlik laiklik yorumları...           (gösterim sayısı: 29.195)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 11.01.2015- 20:39


''BHH orataya çıktığı andan beri bir çok yönden eleştirildi ama hep yapmadığı politikalar üzerinden eleştirildi, ya yaptığı/yapacağı politikalar?

Öncelikle BHH'nin Kürt sorunu hakkındaki düşünceleri için çok derine girmeyeceğim, zira BHH'nin kendisi Kürt sorunu konusunda derine girmeyi ret etmiş, Yüzeysel bir madde ile geçiştirmiştir ve ana gündemi olarak ele almamıştır.

BHH ana gündemi olarak eğitimi almış ve 11 ocakta Bilimsel ve Laik eğitim için sokakta olacağını söylemiş, BHH içerisindeki yapılar çoğu kez HDP'yi AKP'nin değirmenine su taşımakla suçlarken tam da AKP'nin istediği şekilde bir politika geliştirmeleri bir hata değil midir?

BHH Laik ve Bilimsel eğitim talebinin yanında bir çok şeyden daha bahsetmiştir ama ana madde olarak üstte yazan iki tanesi yeterlidir, BHH buna rağmen Anadilde eğitimi şimdilik gündemine almamıştır.

BHH'nin ele aldıklarını almadıklarını bir çuvala koyarsak vizyonunu ve nereye ulaşmak istediğini de anlayabiliriz, BHH gündemi Laik-Gerici mücadelesine indirgerse kaybedenlerin kendileri olacağının farkında mı? BHH Türkiye ve Kürdistan halkını kendi etraflarında olan elit insanlar gibi mi sanıyor?

BHH attığı ilk adımla AKP'nin yarattığı kutuplaşmanın 'laik' kesiminde saf tuttuğunu ve kutuplaşmayı arttıracağını açıkça belli etmiştir, ayrıca vizyonunu da CHP içerisindeki 'sol' görüşlülerle sınırlandırmıştır.

BHH şunu bilmiyor, Türkiye işçi ve emekçileri CHP içerisindeki solculardan oluşmuyor, İşçiler onlar kadar elit değil, İşçilerin yaşam standartları onlar kadar yüksek değil.

Ayrıca Erkan Baş bugün BHH eleştirilerine yanıt verirken HDP için 'Batıdaki işçi ve emekçilerle bağ kuramaz' diyor, peki BHH 'doğu'daki işçi ve emekçilerle nasıl bir bağ kuracak? neyle kuracak?

Evet Laik eğitim ihtiyaç ama öncelikli ihtiyaç mı bu tartışılır,''


Bu yorumla bir başlık açılmış SF'de. http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/74230-ihtiyacimiz-olan-sey-laik-gerici-tartismasi-mi.html Ardından ibretlik yorumlar gelmiş.

Bir başkası şunu söylemiş:

''Kardeş laikleşmeyi AKP iktidarına karşı koz olarak kullanabilirsin.Din ve siyasetin ayrışmasının önemini işçi sınıfına anlatabilirsin.Fakat işçi sınıfının asıl sorunu laikleşme midir ? Bugün işçi kardeşlerimiz ucuz emek gücüne karşın alınteriyle çalışmanın derdinde.Başta maden sektörü olmak üzere işçi sınıfına katliamlar dayatılmakta.Fazla çalıştığı için ailesine,hobisine zaman ayıramayan bir sınıftır işçi sınıfı..İşçi için en önemli şey ekmek parasıdır.Bu parayla kirayı,evi,ailesini geçindirmek zorunda..Hal böyleyken sen şimdi işçiye ''laikleşmenin önemi''hakkında panel mi vereceksin ? Versen kaç yazar...

Ayrıca Prototype ağabey işçi sınıfının laikleşmesinden değil eğitim alanında olan gericiliğe dikkat çekiyor.Gericilik-laiklik tartışmasının yürütürken öbürkü sorunlara sırt mı çevireceksin diye de soruyor. Eğitim alanından bahsederken neden anadil eğitime parmak basılmadığını da ekliyor..

Gerici-laik-bilimsel eğitim tartışması mecliste görüşülmektedir.CHP-HDP bu konu için önerge vermektedir.Yani BHH'in sadece üzerinde bastığı bir konu değildir.(HDP eğitim tartışmasını yürütürken daha kapsamlı bir açıdan bakıyor.Anadil de eğitim,T.C marşının Kürdistan'da söylenmesi vs gibi konulara dikkat çekiyor.CHP gibi gerici-laik tartışması üzerinde tepinmiyor )''


Sonra, bir başkası:

''Komünistlerin birinci görevi ANTİ KAPİTALİST MÜCADELEDİR. Komünistler başta kapitalizm olmak üzere Toplumsal Evrimin elediği her türlü gericilikle mücadele ederler. Tüm mücadeleleri anti kapitalizme götürürler.

Laisizm Burjuvazi ile Derebeylik arasında ki mücadelenin İDEOLOJİK boyutudur.

Önlerine birinci taktik yada önemli bir görev olarak Laisizm (burjuvazi) Din (Derebeylik) arasında ki mücadeleyi koyanların hangi SINIFA hizmet ettiklerini sizlere bırakıyorum...''


Böyle sürüyor. İbretlik dediğim de bu. Sosyalist Forum-Sosyalizm Okulu iddiası adı altında laikliğe ve bilimsel eğitime bakış açısı bu.

İbretlik değil de, ne diyeceğiz!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.01.2015- 22:10


SF'deki yorumlara geliriz ama öncelikle bu yorumların nasıl olur da sosyalist olduğunu söyleyen kişilerden geldiği üzerine düşünmek gerekiyor. Bir sosyalist için laiklik ve bilimsel eğitim nasıl başat öneme sahip olmaz? Ve neden böyle bir konu açıldıktan sonra konu yine kürt sorununa, anadilde eğitime, HDP'ye gelir? Neden AKP'nin gerici faşizmi bu kadar önemsizleştirilir? AKP faşizmi her gündeme gelişte neden ''hepsi bir'' şeklinde yorumlar yapılır? ( SF'nin ilgili başlığında hepsi var bunların.)

Uzatmadan söylemek gerek; iki nedeni var bu ibretlik yorumların, birincisi kuyrukçuluk, ikincisi bilgisizlik. Aslında iki başlık ta tek bir başlık olarak düşünülebilir. Kuyrukçuluk bilgisizlikten kaynaklanıyor, bilgisizlik kuyrukçuluğu doğuruyor. Sanalın, özellikle SF'nin sözde solcu-sosyalistlerinin temel niteliği bu. Böyle olunca da, bu tür ibretlik yorumları hemen her başlık altında görebilmek mümkün hale geliyor.

Şöyle bir soruyla konuya girsek iyi olur sanırım: Türkiye'nin doğusundaki ülkelerle, batısındaki ülkeler arasında nasıl bir fark var? Ya da temel fark ne? Emperyalizm, geri kalmışlık, gelişmişlik, ''demokrasi-diktatörlük' ayrımı'' ve benzeri pek çok şey söylenebilir, tartışılabilir. Ama konuyla ilişkilendirmeye çalıştığımızda Avrupa ülkelerinin laik, doğunun ise dinsel yaşamla içiçeliğinden sözedilebilir. Keskin bir ayrım var burada. O zaman şu soruyu soralım: Neden? Neden Türkiye'nin batısındaki ülkeler laik de doğudaki ülkelerin bir ikisi hariç dinin etkisi altında?

Çok basit, kapitalizmin ortaya çıkışıyla birlikte batıda burjuva devrimlerinin gerçekleşmiş olması, doğuda ise farklı tarihsel sürecin yaşanmış olmasından ötürü, burjuva devrimlerinin yaşanmamış olmasıdır.   Bu iki farklı yapı arasındaki temel karşıtlık bu noktada ortaya çıkmıştır. Batıda burjuva demokrasisi vardır, doğuda diktatörlükler.( Özde ikisi de aynıdır ama başka bir konu, başka bir tartışma.) Batıda demokrasiyi ortaya çıkarıp, doğuda genel çerçevesiyle dinci diktatörlüklerin var olması, toplumsal alanda batıda seküler bir toplum varken doğuda dinlerin, inançların, etnik kimliklerin belirleyicilik kazanmış olması, her burjuva devrimlerin batıda gerçekleşmiş olmasındandır. Burjuva devrimlerinin özünde de laiklik yatar. Dinin toplumsal alandan geriletilmesi, siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşamda aklın ve bilimin hakim olması batıda egemen olmuş, doğuda böyle bir süreç yaşanmamıştır. ( Üstyapıya müdahalelerle kısmi laik olan ülkeler olsa bile toplumsal alanda inançların belirleyiciliği aşılamamıştır.)

Laiklik bu kadar önemli. Burjuva demokrasisinin özü de laiklikte yatar. Gelişmişliğin özünde de laiklik vardır. Bir toplum laik olamadıktan sonra demokrasiyle yönetilemez, demokrasiyi geliştiremez. Laik olmayan toplumlarda sol-sosyalist düşünceler de yeşermez, kitlesellik kazanmaz. Laik olmayan bir toplumu çağdaş yönelim içine sokamaz, örnekse kadın ve erkeği toplumsal alanda yan yana getiremezsiniz, eşitleyemezsiniz. vb.

Türkiye'ye geldiğimizde, Türkiye için bu bağlamda ne doğulu, ne de batılı olduğu söylenebilir. İngiltere'nin 1600'lerde, Fransa'nın 1789'da, Almanya'nın 1800'lerde gerçekleştirdiği burjuva devrimi, Türkiye'de 1908-1923 aralıklarında gerçekleşti. Arada üç yüz yıllık bir mesafe var. Üstelik Avrupa'da burjuva devrimlerin altyapısal bir basıncı da vardı. Bizde tamamiyle üstyapı devrimleri şeklinde gerçekleşti. ( Bu yüzden 1923 devrimi tarihsel bir sıçramadır. Türkiye'yi doğusundaki ülkelerden ayıran farklılık burada yatar.) 1923 devriminin bir zaman sonra kapitalizmle bütünleşme yönünde adımlar atması, feodal yapıyı tasfiye edememesi, Türkiye'nin doğusundaki ülkelerle benzer yönünü değiştirememesine yol açmıştır. Ama şunu da görüyoruz ki, 1923 aydınlanması ve sonrasında 1960 devrimi Türkiye'de hiç azımsanmayacak bir aydınlık yüzü-kitleyi de ortaya çıkardı. ( Haziran ayaklanması bu kitlenin eseriydi)

Bu iki farklı özellik, toplumda kendine yol bulan bu iki farklı yapı siyaset alanında da karşılık buldu. Buralara girmeyeceğim ama, şunu söyleyeyim, AKP son kertede 23 aydınlanmasının ulaşamadığı, değiştiremediği kitlelerin gerici   ,bağnaz ve bugün dinci faşizmle ilişkilendireceğimiz siyasi partisidir. Yapmak istediği şey, 23 aydınlanmasının öcünü almak, Cumhuriyet'in kazanımlarını yerle bir etmek. ( 23 devrimi kapitalizm içine yerleştiğinden beri devrimci niteliğini adım adım yitiriyordu. AKP ile birlikte ilk kez aydınlanmaya ve laikliğe cepheden karşı olan bir partinin elinde ortadan kaldırılmasıdır, kapitalizm, kendisinin   başlattığı sürece AKP ile son noktayı koymaya çalışmaktadır.)

Laiklik bu denli önemli, ve laikliğin olmadığı, iğdiş edildiği bir toplumda sol-sosyalist düşünceler kitleyle buluşamayacağı gibi, Türkiye'de karanlıkların egemenlik oluşturması ve bu egemenliğin pekişmesine de yol açacaktır. Bugüne gelip başlıkla ilişkilendirdiğimizde;

1- Laiklik ve bilimsel eğitim tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. (Kaldırıldığında neler olabileceğini yüzeysel de olsa yazmaya çalıştık.)

2- Karşı devrim süreci en şiddetli ve keskin bir biçimde AKP eliyle pratiğe dökülmüştür.

Şimdi bu noktada takınılması gereken iki siyasi tavır vardır: bunlardan birincisi bu yazılanlar ışığında laikliğin çok da önemli olmadığını   ve tarihsel-toplumsal gelişmenin bu yönde olmadığını söylemek, ikincisi ise laikliğin öneminin tartışılamaz olduğunu, laikliğe karşı yapılan saldırıların karşısına dikilmenin sol için yaşamsal bir nitelik olduğunu söylemek-savunmak.

Sol kendi içindeki geniş yelpazenin neresinde olursa olursa olsun ikincisini savunur. Bu konunun tartışılır bir yanı yoktur. Sol laiklikten, bilimsel eğitimden yanadır. Amasız ve fakatsız olarak laikliğe yönelik saldırılarda tepki koyar, direnç oluşturur. Cumhuriyet kazanımlarının   en önemlisi sayılabilecek laiklik ilkesi solun asla geriye düşmemesi gereken bir kazanımıdır. Sol bunun gerisine düşemez. Kendisine ''solcuyum'' diyen biri aksi bir siyasi tutum alamaz. Laikliği ve bilimsel eğitimi tümüyle ortadan kaldıracak AKP'ye sesiz kalamaz. Sol-sosyalist mücadelenin merkezine oturtulmuş AKP'ye karşı mücadeleyi yok sayamaz!

Yaparsa mı?
Başta söyledik, ya kuyrukçudur, ya da bilgisizdir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 12.01.2015- 03:53


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

''BHH orataya çıktığı andan beri bir çok yönden eleştirildi ama hep yapmadığı politikalar üzerinden eleştirildi, ya yaptığı/yapacağı politikalar?

Öncelikle BHH'nin Kürt sorunu hakkındaki düşünceleri için çok derine girmeyeceğim, zira BHH'nin kendisi Kürt sorunu konusunda derine girmeyi ret etmiş, Yüzeysel bir madde ile geçiştirmiştir ve ana gündemi olarak ele almamıştır.

BHH ana gündemi olarak eğitimi almış ve 11 ocakta Bilimsel ve Laik eğitim için sokakta olacağını söylemiş, BHH içerisindeki yapılar çoğu kez HDP'yi AKP'nin değirmenine su taşımakla suçlarken tam da AKP'nin istediği şekilde bir politika geliştirmeleri bir hata değil midir?

BHH Laik ve Bilimsel eğitim talebinin yanında bir çok şeyden daha bahsetmiştir ama ana madde olarak üstte yazan iki tanesi yeterlidir, BHH buna rağmen Anadilde eğitimi şimdilik gündemine almamıştır.

BHH'nin ele aldıklarını almadıklarını bir çuvala koyarsak vizyonunu ve nereye ulaşmak istediğini de anlayabiliriz, BHH gündemi Laik-Gerici mücadelesine indirgerse kaybedenlerin kendileri olacağının farkında mı? BHH Türkiye ve Kürdistan halkını kendi etraflarında olan elit insanlar gibi mi sanıyor?

BHH attığı ilk adımla AKP'nin yarattığı kutuplaşmanın 'laik' kesiminde saf tuttuğunu ve kutuplaşmayı arttıracağını açıkça belli etmiştir, ayrıca vizyonunu da CHP içerisindeki 'sol' görüşlülerle sınırlandırmıştır.

BHH şunu bilmiyor, Türkiye işçi ve emekçileri CHP içerisindeki solculardan oluşmuyor, İşçiler onlar kadar elit değil, İşçilerin yaşam standartları onlar kadar yüksek değil.

Ayrıca Erkan Baş bugün BHH eleştirilerine yanıt verirken HDP için 'Batıdaki işçi ve emekçilerle bağ kuramaz' diyor, peki BHH 'doğu'daki işçi ve emekçilerle nasıl bir bağ kuracak? neyle kuracak?

Evet Laik eğitim ihtiyaç ama öncelikli ihtiyaç mı bu tartışılır,''


Bu yorumla bir başlık açılmış SF'de. http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/74230-ihtiyacimiz-olan-sey-laik-gerici-tartismasi-mi.html Ardından ibretlik yorumlar gelmiş.

Bir başkası şunu söylemiş:

''Kardeş laikleşmeyi AKP iktidarına karşı koz olarak kullanabilirsin.Din ve siyasetin ayrışmasının önemini işçi sınıfına anlatabilirsin.Fakat işçi sınıfının asıl sorunu laikleşme midir ? Bugün işçi kardeşlerimiz ucuz emek gücüne karşın alınteriyle çalışmanın derdinde.Başta maden sektörü olmak üzere işçi sınıfına katliamlar dayatılmakta.Fazla çalıştığı için ailesine,hobisine zaman ayıramayan bir sınıftır işçi sınıfı..İşçi için en önemli şey ekmek parasıdır.Bu parayla kirayı,evi,ailesini geçindirmek zorunda..Hal böyleyken sen şimdi işçiye ''laikleşmenin önemi''hakkında panel mi vereceksin ? Versen kaç yazar...

Ayrıca Prototype ağabey işçi sınıfının laikleşmesinden değil eğitim alanında olan gericiliğe dikkat çekiyor.Gericilik-laiklik tartışmasının yürütürken öbürkü sorunlara sırt mı çevireceksin diye de soruyor. Eğitim alanından bahsederken neden anadil eğitime parmak basılmadığını da ekliyor..

Gerici-laik-bilimsel eğitim tartışması mecliste görüşülmektedir.CHP-HDP bu konu için önerge vermektedir.Yani BHH'in sadece üzerinde bastığı bir konu değildir.(HDP eğitim tartışmasını yürütürken daha kapsamlı bir açıdan bakıyor.Anadil de eğitim,T.C marşının Kürdistan'da söylenmesi vs gibi konulara dikkat çekiyor.CHP gibi gerici-laik tartışması üzerinde tepinmiyor )''


Sonra, bir başkası:

''Komünistlerin birinci görevi ANTİ KAPİTALİST MÜCADELEDİR. Komünistler başta kapitalizm olmak üzere Toplumsal Evrimin elediği her türlü gericilikle mücadele ederler. Tüm mücadeleleri anti kapitalizme götürürler.

Laisizm Burjuvazi ile Derebeylik arasında ki mücadelenin İDEOLOJİK boyutudur.

Önlerine birinci taktik yada önemli bir görev olarak Laisizm (burjuvazi) Din (Derebeylik) arasında ki mücadeleyi koyanların hangi SINIFA hizmet ettiklerini sizlere bırakıyorum...''


Böyle sürüyor. İbretlik dediğim de bu. Sosyalist Forum-Sosyalizm Okulu iddiası adı altında laikliğe ve bilimsel eğitime bakış açısı bu.

İbretlik değil de, ne diyeceğiz!




Bütün bu yorumlar ilkel bir popülizm kokmaktadır. Hem de geri kalmış ülkenin geri kalmış kafalarına özgü zavallılık ile yüklü bir popülizm. Öyle anlaşılıyor ki, bu zavallı popülistlere göre laiklik elitlik demek. Bir başkası komünistlerin feodalizme karşı yapılan savaşlarda burjuvazinin yanında yer aldığını bile bilmiyor. Ve bunlar utanmadan Marksist-Leninist geçiniyorlar. Peki bu adamlar, eğer laiklik giderse, şeriatçı kafalara diyalektik materyalizmi nasıl anlatacağını da düşünüyor mu? Yoksa bunlara göre diyalektik materyalist olmak da elitlik mi? Yakında işçi sınıfının Marksizm-Leninizme ihtiyacı yok da der bunlar.




Bu ileti en son yorum2006 tarafından 12.01.2015- 03:54 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 12.01.2015- 10:12


SF'deki tipleri muhattap alıp şurada cevap veren ve satırlar döken çabanızı tebrik ediyorum şahsen arkadaşlar. Sosyalist Forum adını "post-modernist forum" olarak değiştirsin iddiasındayım hep. Ancak post-modernizmin, yapı bozumculuğun da bir yöntemi var. Bu adamlar onu bile bırakmışlar, işçilerin dini inançları üzerinde değişim yaratamadıkları için laikliği reddediyorlar. Yani cevap vermeye bile değmezler artık bence, yine de zahmet edip uğraşmak takdir edilesidir.

"Aman rahatımız kaçmasın Ali Rıza Bey" tavrıdır SF'dekilerin yaptığı   :d   Halbuki Türkiye'nin böyle şiddetli bir tartışmaya ihtiyacı vardır. Devrim başka türlü olmayacaktır. Bunu yaparken, dini olduğu gibi ortaya koymak gereklidir. Maalesef BHH'nin içindeki hareketlerin eksik yönü de budur.

Ayrıca anadilde eğitim konusunun hak olduğunu BHH bildirse, bugün CHP'li bir kişinin bile desteğini alamayacaktır. Biz bunu düzenlediğimiz forumda yaşadık. BHH'nin bu önyargıyı aşabileceğini de sanmıyorum şu anda kullandığı dil ile.




Bu ileti en son tarihselmaddeci tarafından 12.01.2015- 10:13 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 12.01.2015- 12:51


Alıntı Çizelgesi: tarihselmaddeci yazmış

SF'deki tipleri muhattap alıp şurada cevap veren ve satırlar döken çabanızı tebrik ediyorum şahsen arkadaşlar. Sosyalist Forum adını "post-modernist forum" olarak değiştirsin iddiasındayım hep. Ancak post-modernizmin, yapı bozumculuğun da bir yöntemi var. Bu adamlar onu bile bırakmışlar, işçilerin dini inançları üzerinde değişim yaratamadıkları için laikliği reddediyorlar. Yani cevap vermeye bile değmezler artık bence, yine de zahmet edip uğraşmak takdir edilesidir.

"Aman rahatımız kaçmasın Ali Rıza Bey" tavrıdır SF'dekilerin yaptığı   :d   Halbuki Türkiye'nin böyle şiddetli bir tartışmaya ihtiyacı vardır. Devrim başka türlü olmayacaktır. Bunu yaparken, dini olduğu gibi ortaya koymak gereklidir. Maalesef BHH'nin içindeki hareketlerin eksik yönü de budur.

Ayrıca anadilde eğitim konusunun hak olduğunu BHH bildirse, bugün CHP'li bir kişinin bile desteğini alamayacaktır. Biz bunu düzenlediğimiz forumda yaşadık. BHH'nin bu önyargıyı aşabileceğini de sanmıyorum şu anda kullandığı dil ile.




Dini olduğu gibi ortaya koymaktan kastınız nedir? Muhammed'i de devrimci ilan ediyor, köleliğe karşı olduğunu söylüyorsunuz. Bıkmadınız mı şu dini pohpohlama tavrınızdan? Dinler zaten dincilerin elinde daha da gerici bir söylem ve eyleme dönüşmüşken halkı yakalamanın yolu ''ilerici din'' propagandası yapmak mı olacak? Böyle mi devrim yolunu açacak, sosyalist insanı ortaya çıkaracaksınız?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 12.01.2015- 16:54


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Dini olduğu gibi ortaya koymaktan kastınız nedir? Muhammed'i de devrimci ilan ediyor, köleliğe karşı olduğunu söylüyorsunuz. Bıkmadınız mı şu dini pohpohlama tavrınızdan? Dinler zaten dincilerin elinde daha da gerici bir söylem ve eyleme dönüşmüşken halkı yakalamanın yolu ''ilerici din'' propagandası yapmak mı olacak? Böyle mi devrim yolunu açacak, sosyalist insanı ortaya çıkaracaksınız?



Biz Muhammed'i devrimci ilan etmiyoruz, Muhammed çağının devrimcisidir. Bu onun olaylar ölçeğinde niteliğidir, bizim yakıştırmamız değildir. Tek devrimci de değildir ayrıca, ondan önce Atila Roma'yı yıkarak tarihsel devrim gerçekleştirmiştir. Kostantin tarihsel devrim yaparak Doğu Roma İmparatorluğunu kurmuştur. Dünya'da devrim, fetihlerle gerçekleşmiştir antika çağda. Yani bu bizim yakıştırmamız değildir, tarihin ilerleyiş kanunudur.

Dini olduğu gibi ortaya koymak gerekir derken onun tarihsel devrimden gayrı hiçbir göksel noktası olmadığını aktarmaktır mesele. Laikliğin tam olarak oturmadığı, şeriatçıların ekonomik, politik açıdan güçlü olduğu bu dönemde başka türlü davranmak anarşist yöntem uygulamaktır. Onun da tersine İslamı olduğundan fazla göstermek, Anti-Kapitalist Müslümanlar gibi gruplar gibi "gerçek İslamı arama ve bulma" yoluna girişmek, "dinsizlikten önceki kapı" olma görevinde bulunmak da anarşist yöntemdir. Biz ikisini de kabul etmiyoruz. Ancak insanların bu kadar dikkat ettiği din meselesinde onu olduğu gibi ortaya koymak, yani dini insanların bireysel düşüncesine hapsetmek, orada saklı tutmak doğru olan yöntemdir BİZCE.




Bu ileti en son tarihselmaddeci tarafından 12.01.2015- 16:54 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 13.01.2015- 08:52


Alıntı Çizelgesi: tarihselmaddeci yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Dini olduğu gibi ortaya koymaktan kastınız nedir? Muhammed'i de devrimci ilan ediyor, köleliğe karşı olduğunu söylüyorsunuz. Bıkmadınız mı şu dini pohpohlama tavrınızdan? Dinler zaten dincilerin elinde daha da gerici bir söylem ve eyleme dönüşmüşken halkı yakalamanın yolu ''ilerici din'' propagandası yapmak mı olacak? Böyle mi devrim yolunu açacak, sosyalist insanı ortaya çıkaracaksınız?



Biz Muhammed'i devrimci ilan etmiyoruz, Muhammed çağının devrimcisidir. Bu onun olaylar ölçeğinde niteliğidir, bizim yakıştırmamız değildir. Tek devrimci de değildir ayrıca, ondan önce Atila Roma'yı yıkarak tarihsel devrim gerçekleştirmiştir. Kostantin tarihsel devrim yaparak Doğu Roma İmparatorluğunu kurmuştur. Dünya'da devrim, fetihlerle gerçekleşmiştir antika çağda. Yani bu bizim yakıştırmamız değildir, tarihin ilerleyiş kanunudur.

Dini olduğu gibi ortaya koymak gerekir derken onun tarihsel devrimden gayrı hiçbir göksel noktası olmadığını aktarmaktır mesele. Laikliğin tam olarak oturmadığı, şeriatçıların ekonomik, politik açıdan güçlü olduğu bu dönemde başka türlü davranmak anarşist yöntem uygulamaktır. Onun da tersine İslamı olduğundan fazla göstermek, Anti-Kapitalist Müslümanlar gibi gruplar gibi "gerçek İslamı arama ve bulma" yoluna girişmek, "dinsizlikten önceki kapı" olma görevinde bulunmak da anarşist yöntemdir. Biz ikisini de kabul etmiyoruz. Ancak insanların bu kadar dikkat ettiği din meselesinde onu olduğu gibi ortaya koymak, yani dini insanların bireysel düşüncesine hapsetmek, orada saklı tutmak doğru olan yöntemdir BİZCE.




tarihselmaddeci arkadaş, sol mücadele için peygamberleri, dinleri olumlamamak gerekiyor. Bu çok anlamsız. Emperyalizm bizim bölgemizde kendine yer açmak için inançları, etnik yapıları kullanırken bu söylediğin sol açısından çok tehlikeli sonuçlara yol açar. Siyasetin dinler peygamberler üzerinden konuşulmasına yol açar.Solcular bunun tersini yapmalıdır. Dinlerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmalıdır. Dinler bizim bölgemizde insanları uyuşturuyor, laiklik olmadığı için bu uyuşturucu etkisi çok daha fazla olabiliyor. Siyaseti buradan çekmek lazımken ''iyi din, devrimci peygamber'', kötü din kötü peygamber'' diyalektiğine oturtmamak lazım. Bu çok indirgemeci, çok popülist bir yaklaşım olur. Solun tavrı bu yaklaşımı eleştirmek olmalıdır, sen ise bu tavrı savunuyorsun.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tarihselmaddeci
[ tarihselmaddeci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.05.2014
İleti Sayısı: 581
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder

Web Adresi | Özel ileti Gönder

1 kere teşekkür edildi.
1 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: tarihselmaddeci
Cevap Tarihi: 13.01.2015- 09:09


Alıntı Çizelgesi: Bedrettin yazmış


tarihselmaddeci arkadaş, sol mücadele için peygamberleri, dinleri olumlamamak gerekiyor. Bu çok anlamsız. Emperyalizm bizim bölgemizde kendine yer açmak için inançları, etnik yapıları kullanırken bu söylediğin sol açısından çok tehlikeli sonuçlara yol açar. Siyasetin dinler peygamberler üzerinden konuşulmasına yol açar.Solcular bunun tersini yapmalıdır. Dinlerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmalıdır. Dinler bizim bölgemizde insanları uyuşturuyor, laiklik olmadığı için bu uyuşturucu etkisi çok daha fazla olabiliyor. Siyaseti buradan çekmek lazımken ''iyi din, devrimci peygamber'', kötü din kötü peygamber'' diyalektiğine oturtmamak lazım. Bu çok indirgemeci, çok popülist bir yaklaşım olur. Solun tavrı bu yaklaşımı eleştirmek olmalıdır, sen ise bu tavrı savunuyorsun.



Ben dinleri olumlamıyorum, ilkel sosyalizm ile tefeci-bezirganlığın arasındaki farkı ortaya koyuyorum. Siz meseleye "ya siyah, ya beyaz" açısından bakıyorsunuz. Halbuki tarihte aralarında netçe sınırlar çekilmiş olaylar, olgular yoktur. Teorinin griliği ve yaşamın yeşilliği vardır. Bu noktada adı din olarak konulsa bile, tarihsel ilerlemeler savunulmalıdır. Bütün tarihsel devrimler, olduğu gibi kavranmalıdır, tarih koşullarına göre yorumlanmalıdır. Zaten SSCB'nin, Arnavutluk'un, Yugoslavya'nın, Çin'in emperyalizmin saldırıları karşısında tutunamamasının sebebi de bu dogmatizm değil midir?

Ayrıca dinin uyuşturucu etkisinden bahsetmişsin ama Marks dini bir afyon olarak görür. Afyon sadece bir uyuşturucu değil, ilaçtır. Ezilenlerin "bu kötü dünyada acısını hafifleten" bir ilaçtır. Ancak her ilaç yaraya, ağrıya derman olmuyor. İşte bizim koymamız gereken olgu da budur. İnsanlara dini olumsuzlayarak onların beynindeki din kalıntısı ile mücadele edemeyiz. İnsanları ancak diyalektik düşünüşe, olguyu olduğu gibi ortaya koymaya sevk ederek insanların din dogmaları kırılabilir.

Ben defalarca bu teorimizin pratikte işe yararlılığını gördüm. Türkiye gibi tefeci-bezirganlığın ağında bu kadar düşülmüş bir ülkede insanları ortaçağcı gericiliğe karşı uyandırmak için dini olduğu gibi ortaya koymak şarttır.Ne eksik, ne fazla.




Bu ileti en son tarihselmaddeci tarafından 13.01.2015- 09:10 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 13.01.2015- 09:34


Bu ''teori'' işe yaramaz. Dinlerden ve peygamberlerden medet ummaz. Burası Ortadoğu, güney Amerika değil. Bir ikinin HKP bayrağı sallaması için dinlere ve peygamberlere böyle olumlu yanlar vermek doğru değildir. Ortadoğu bugün gericilik içinde yobazlık üretiyorsa, dinlerden kurtulamadığı, laikliği içine alamadığı içindir. HKP olsun, İP olsun buna soldan destek veriyorsunuz. Aynı şeyi kürt hareketi de yapıyor. Biz bu tavırdan kurtulmak istiyoruz, siz bu tavrı büyütüyorsunuz. Oldu olacak, AKP, İP, HKP, Kürt hareketi ortaklaşa islam konferansı düzenleyip dinlerin ''güzel'' yüzünün propagandasını yapın! Solu da böylece şaha kaldırırsınız!



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 8 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   5   6   7   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Özgür Şen'le laiklik üzerine: 'Laiklik ve piyasa umut 0 3381 11.12.2015- 10:00
Konu Klasör Laiklik Üzerine... melnur 16 9368 02.06.2021- 11:41
Konu Klasör Gericilik, laiklik ve bir not melnur 0 3461 03.01.2017- 21:02
Konu Klasör Çıkış: Laiklik ayhan 2 4072 13.12.2018- 09:16
Konu Klasör Laiklik, kırmızı çizgimizdir! melnur 1 146 21.12.2023- 07:37
Etiketler   SFde,   ibretlik,   laiklik,   yorumları.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS