SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  kilitli
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.09.2013- 12:55


d) Üretimin üçüncü özelliği, yeni üretim güçlerinin ve buna bağlı olarak. üretim ilişkilerinin, eski sistemin dışında ve eski sistemin yokolmasından sonra değil, eski sistemin içinde doğmasıdır. Bu, insanın önceden düşünülmüş ve bilinçli faaliyetinin bir sonucu değil, kendiliğinden ve insan iradesinden bağımsız bir oluşumdur. Kendiliğinden ve insan iradesinden bağımsız oluşması da iki nedene dayanır.

Bu nedenlerden birincisi, insanların şu ya da bu üretim biçimini seçme özgürlüğüne sahip olmayışı, yaşama giren her yeni kuşağın, bir önceki kuşağın çalışmaları sonucu yaratılmış olan üretim güçleriyle ve üretim ilişkileriyle yüzyüze gelmesi, ve bu nedenle de, maddi değer üretimi için, önceden üretim alanında hazır bulduğu her şeye kendini uydurmak ve her şeyi kabul etmek zorun,da olmasıdır.

İkinci neden de, insanın, şu ya da bu üretim aletini, üretim güçlerindeki şu ya da bu öğeyi geliştirirken, bu gelişmelerin sosyal sonuçlarını göremeyişi, anlayamayışı ve bunu durup düşünemeyişidir. Onu ilgilendiren, günlük çıkarları, işinin kolaylaşması ve kendisi için doğrudan ve elle tutulur birtakım yararlar sağlamasıdır.

İlkel komünal toplumun üyelerinden bazıları, yavaş yavaş, araştıra araştıra, taş aletlerden demir aletlere geçtikleri zaman, hiç kuşkusuz bu buluşun yol açacağı sosyal sonuçları bilmiyorlardı ve bunu durup düşünmemişlerdi. Madeni aletlere geçişin üretimde bir devrim olduğunu ve sonunda köleci sistemi getireceğini görmemişler, anlamamışlardı. Onların istedikleri yalnızca, işlerinin kolaylaşması ve kısa sürede maddi yarar sağlayabilmeleriydi. Bilinçli faaliyetleri günlük çıkarlarının dar sınırlarını aşmıyordu.

Feodal sistem döneminde, Avrupa'nın genç burjuvazisi, küçük zanaatçı atelyelerinin yanısıra büyük imalathaneler de kurup, böylece toplumun üretim güçlerini geliştirmeye başladığı zaman, kuşkusuz bu buluşun sosyal sonuçlarını bilmiyordu ve bunu durup düşünmemişti; burjuvazi, bu "küçük" buluşun, sosyal güçleri yeniden gruplaştıracağını, ve bunun, burjuvaziye olan iyiliklerine pek değer verilen krallık egemenliğine karşı olsun burjuvazinin en ileri gelenlerinin çoğu kez aralarına girmek için can attıkları soylulara karşı olsun, bir devrimle sonuçlanacağını görmemiş, anlamamıştı. Onun istediği yalnızca, üretilen metaların maliyetini düşürmek, Asya ve yeni keşfedilmiş bulunan Amerika pazarlarına fazla miktarda emtia yığabilmek ve daha fazla kâr elde edebilmekti. Onun bilinçli faaliyeti bu pratik günlük çıkarların dar sınırlarını aşmıyordu.

Rus kapitalistleri, yabancı kapitalistlerle birlikte, Çarlığa dokunmadan ve köylüleri ağaların pençesine atarak, Rusya'ya büyük modern makineleşmiş sanayiyi soktukları zaman, hiç kuşku yok ki, üretim güçlerindeki bu aşırı büyümenin ne gibi sosyal sonuçlara neden olacağını bilmiyorlardı ve bunu durup düşünmemişlerdi. Toplumun üretim güçlerindeki bu büyük atılımın, sosyal güçleri yeniden gruplaştıracağını, bunun da proletaryanın köylülerle birlik olarak sosyalist devrime zafer kazandırmasını sağlayacağını görmemişler, anlamamışlardı. Onların istediği yalnızca, sanayi üretimini olabildiğince genişletmek, geniş iç pazarın denetimini ele geçirmek, üretimi tekelleştirmek ve ulusal ekonomiden olabildiğince çok kâr sızdırmaktı Onların bilinçli faaliyetleri tamamen pratik günlük çıkarların ötesine geçmiyordu.

Bu konuda Marx, şöyle diyor:

"İnsanlar, varlıklarının sosyal üretiminde (yani, insanların yaşaması için gerekli olan maddi malların üretiminde - Stalin), aralarında zorunlu, iradelerinden bağımsız,* belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri maddi üretim güçlerinin belirli bir gelişme derecesine karşılık düşer." (Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'ya Önsöz) (Altını ben çizdim.- Stalin)

Ama, bu, üretim ilişkilerindeki değişmeler ve eski üretim ilişkilerinden yeni üretim ilişkilerine geçiş, düzenli olarak, çatışmasız ve karışıklık olmadan gerçekleşir demek değildir. Tersine, böyle bir geçiş, genellikle, eski üretim ilişkilerinin devrimle yıkılması ve yeni üretim ilişkilerinin kurulması biçiminde olur. Üretim güçlerinin gelişmesi ve üretim ilişkileri alanındaki değişmeler, belirli bir döneme dek, kendiliğinden, insan iradesinden bağımsız olarak gerçekleşir. Ama bu ancak, belirli bir ana dek, yeni ve gelişen üretim güçleri yeterli bir olgunluk aşamasına erişinceye dek, böyle gider. Yeni üretim güçleri olgunlaştıktan sonra, kurulu üretim ilişkileri ve bu ilişkileri temsil eden egemen sınıflar, ancak yeni sınıfların bilinçli eylemiyle, bu sınıfların zorlu eylemiyle, devrimle yıkılabilecek, "başedilemez" bir engel haline gelirler. İşte burada, apaçık bir biçimde, görevleri eski üretim ilişkilerini yoketmek olan yeni sosyal düşünlerin, yeni politik kurumların ve yeni bir politik gücün büyük ve rolü çıkar ortaya. Yeni üretim güçleriyle eski üretim güçleri arasındaki çatışma, toplumun yeni ekonomik gereksinimleri, yeni sosyal düşünler doğururlar; bu yeni düşünler, yığınları örgütler ve harekete geçirir; yığınlar, yeni bir politik ordu içinde birleşirler, yeni bir devrimci iktidar kurarlar, ve bu iktidarı, üretim ilişkileri alanındaki eski düzeni zorla ortadan kaldırmak ve yeni bir düzen kurmak için kullanırlar. Kendiliğinden gelişme süreci, yerini bilinçli eylemlere; barışçı gelişme, yerini zorlu karışıklıklara; evrim de, yerini devrime bırakır.

Marx, şöyle diyor:

"Proletarya, burjuvaziyle olan savaşımında, mutlaka kendini bir sınıf olarak örgütler... Devrim yoluyla egemen sınıf durumuna gelir, ve, egemen sınıf olarak eski üretim koşullarını zorla süpürüp atar." (Komünist Manifesto)

Marx, şöyle sürdürüyor:

"Proletarya, politik üstünlüğünden, sermayeyi burjuvaziden dilim dilim koparıp almak için, bütün araçlarını devletin, yani egemen sınıf olarak örgütlenmiş proletaryanın elinde toplamak ve olabildiğince hızla, toplam üretici güçlerin miktarını artırmak için yararlanacaktır." (Aynı yapıt)
"Zor, yeni bir topluma gebe olan her eski toplumun ebesidir." (Kapital)

Marx, tanınmış yapıtı Ekonomi ve Politiğin ve Eleştirisine ve Katkı'nın tarihsel Önsözünde (1859), tarihsel materyalizmin özünün şu dahice tanımını verir:

"Varlıkların sosyal üretiminde insanlar, aralarında belirli, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine karşılık düşer. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun ekonomik altyapısını, belirli sosyal bilinç biçimlerine karşılık düşen bir hukuki ve politik üstyapının üstünde yükseldiği gerçek temeli oluşturur. Maddi yaşamın üretim biçimi, sosyal, politik ve genel olarak entellektüel yaşam sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen sosyal varlıklarıdır. Gelişmelerinin belirli bir aşamasında, toplumun maddi üretici güçleri, o zamana dek içinde hareket ettikleri kurulu üretim ilişkileriyle ya da bunların hukuki anlatımından başka bir şey olmayan mülkiyet ilişkileriyle çelişkiye düşerler. Bu ilişkiler, üretici güçlerin gelişmesinin sonucu olan biçimler olmaktan çıkıp bu gelişmenin önünde engeller niteliğine bürünürler. O zaman sosyal devrim çağı başlar. Ekonomik temeldeki değişme koca üstyapının tümünü, büyük ya da az bir hızla, dönüşüme uğratır. Bu gibi altüst oluşların incelenmesinde daima, ekonomik üretim koşullarının maddi altüst oluşuyla &#8212;ki bu, doğa bilimlerinin kesinliğiyle saptanabilir&#8212; hukuki, ekonomik, dini, estetik ya da felsefi biçimleri, kısaca insanların bu çatışmanın bilincine vardıkları ve onu sonuna dek götürdükleri ideolojik biçimleri ayırdetmek gerekir. Nasıl ki, bir kimse üzerine onun kendisi için taşıdığı düşüne dayanılarak bir yargıya varılamazsa, böyle bir altüst oluş dönemi de, bu dönemin kendikendini değerlendirmesi gözönünde tutularak onun üzerine bir yargıya varılamaz; tam tersine, bu değerlendirmeleri maddi yaşamın çelişkileriyle, sosyal üretici güçlerle üretim ilişkileri arasındaki çatışmayla açıklamak gerekir. İçerebildiği bütün üretici güçler gelişmeden önce bir sosyal biçimlenme asla yok olmaz; yeni ve daha yüksek üretim ilişkileri, bu ilişkilerin maddi varlık koşulları eski toplumun bağrında çiçek açmadan asla gelip yerlerini almazlar. Onun içindir ki, insanlık, kendi önüne ancak çözüme bağlayabileceği sorunları koyar; çünkü yakından bakıldığında, her zaman görülecektir ki, sorunun kendisi, ancak onu çözüme bağlayacak olan maddi koşulların var olduğu ya da gelişmekte olduğu yerde ortaya çıkar." (Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'ya Önsöz)

İşte, toplumsal yaşama, toplum tarihine uygulanmış marksist materyalizmin öğrettiği şey budur.

Diyalektik ve tarihsel materyalizmin temel özellikleri bunlardır.

J. STALİN
Eylül 1938


Kurtuluş Çephesi



Yeni Başlık  kilitli
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Diyalektik materyalizm nedir? bedrettin 0 4446 01.10.2014- 21:10
Konu Klasör Bilimsel bir felsefe: diyalektik materyalizm. bedrettin 3 4396 06.12.2018- 15:31
Konu Klasör Tarihsel materyalizm nedir? melnur 0 7447 03.08.2013- 16:06
Konu Klasör Bilim tarihini 'tarihsel materyalizm' ile okumak... melnur 0 478 15.08.2022- 00:24
Konu Klasör Hegel’in Diyalektik Yöntemi ve Diyalektik Anlayışı... melnur 0 1179 12.05.2020- 00:28
Etiketler   Diyalektik,   Tarihsel,   Materyalizm
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS