SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Öcalan'dan Seçmeler           (gösterim sayısı: 3.556)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proletersosyalist
Konu Tarihi: 16.02.2015- 23:01


PKK ve DTP'yi, cumhurbaşkanının, başbakanın ve Genelkurmay'ın çözüm istediği konusunda inandırmaya çalışıyor.

''İlk defa Cumhuriyetin demokratikleştirilmesi süreciyle karşı karşıyayız. Türkiye'yi demokratikleştirmek gerekiyor. Türkiye'yi demokratikleştirmek için tarihi bir zemin var. Bunu değerlendirmek gerekiyor.'' (17 Haziran 2009)

''Türkiye'de de bu sorunu çözmek isteyenler var. Cumhurbaşkanı samimidir ve bu sorunu çözmek istiyor. Başbakan duruma göre tavır alacak herhalde. Ordudan anladığım kadarıyla ordu, bu savaşı sınırlandırmak istiyor. Genelkurmay Başkanının konuşması bunu gösteriyor. Üç genelkurmay başkanı Karadayı, Kıvrıkoğlu ve Özkök demokratik alanın açılmasını istiyordu. Karadayı 'biz Mesut Yılmaz'a iktidar sunduk ama değerlendiremediler' diyordu. Yine Özkök, 'siyasi alanın genişletilmesi gerektiğini' söylüyordu. Bunun için oldukça cesur davranıyordu. Yüzde 99'a karşı tek başına mücadele veriyordu. Şimdiki Genelkurmay Başkanı da siyasi alanın rolünü oynamasından bahsediyor. Hükümet, ordudan destek mi istiyor, al sana destek. Bütün bunlar destektir.'' (17 Haziran 2009)

''Genelkurmay'ın konuştuğu gün 14 Nisan'da DTP operasyonu oldu, bu manidardır. Genelkurmayın konuşmasını sabote etmek, etkisiz kılmak için yapılmış bir operasyondur. Ben ilk başta onların bilgisi dâhilinde yürütüldüğünü sanıyordum, sonra anladım ki olay başkadır. Bu operasyondan Genelkurmay'ın, Başbakan'ın sorumlu olduğunu söyleyemem. Bu, Türkiye'de halen etkin olan ittihatçı kadroların işidir. Genelkurmayın da haberi olmayabilir, Başbakan'ın bu operasyondan haberi bile yoktur. Başbakan'ın imzasıyla yapılan bir operasyon olduğunu zannetmiyorum.'' (17 Haziran 2009)

''Cumhurbaşkanı Gül, 'ya çözülecek ya çözülecek' diyor. Çiller de ‘ya bitecek ya bitecek' diyordu. Çiller bunu imha için söylüyordu. Cumhurbaşkanı Gül'ün öyle değil.'' (1 Temmuz 2009)

''Demokratik siyasetin gereği olarak cesur olmak gerekiyor. Çözümü istemeyenler Erdoğan ve Gül'ün gitmesini isteyenlerdir''(24 Temmuz 2009)

''Asıl düşman'' olarak, ''Ergenekoncular'' ve ''İttihatçılar'' diye kodladığı, Genelkurmay'ı içine almayan, kimlerden oluştuğu belirsiz bir ''kesim''i gösteriyor. PKK'ye ve DTP';ye yönelik operasyonların sorumluluğunu bu kesimin üzerine atarak, operasyonlar sürse bile ''çözüm beklentisi''nin canlı tutulmasını sağlamaya çalışıyor.

''Genelkurmay'ın konuştuğu gün 14 Nisan'da DTP operasyonu oldu, bu manidardır. Genelkurmayın konuşmasını sabote etmek, etkisiz kılmak için yapılmış bir operasyondur. Ben ilk başta onların bilgisi dâhilinde yürütüldüğünü sanıyordum, sonra anladım ki olay başkadır. Bu operasyondan Genelkurmay'ın, Başbakan'ın sorumlu olduğunu söyleyemem. Bu, Türkiye'de halen etkin olan ittihatçı kadroların işidir. Genelkurmayın da haberi olmayabilir, Başbakan'ın bu operasyondan haberi bile yoktur. Başbakan'ın imzasıyla yapılan bir operasyon olduğunu zannetmiyorum.'' (17 Haziran 2009)

''... Genelkurmay Başkanı operasyonları sınırlandırmayı istiyor gibi ama onu da aşan şeylerin olduğu anlaşılıyor.'' (17 Haziran 2009)

''Mustafa Kemal'in demokratik bir yönü de Kürtlere geniş özerklik verilmesi gerektiğinden bahsediyor olmasıdır. Kürtlere bir karşıtlığı yoktur. İttihatçılarla mücadele içerisindedir. Mustafa Kemal ittihatçılar için 'hepsini asarım' diyordu. İttihatçılar Mustafa Kemal'e suikast düzenlediler. Topal Osman olayı var, Mustafa Kemal'e yönelik girişimleri var. İttihatçılar cumhuriyeti faşist diktatörlükle yönetmek istiyorlardı. Ama ittihatçı zihniyet kazanmıştır. Mustafa Kemal boğuntuya gelmiştir. O dönemde Hitler gitti ama ideolojisi baki kaldı. Bu faşist ideoloji altmış yıl devam etti.'' (1 Temmuz 2009)

'';Özal, cesaretliydi. Kişisel cesareti vardı. Sorunu anlıyordu, biliyordu. Ama Ergenekon Özal'ı bertaraf etti. O dönem Amerika'nın Ergenekon'a desteği vardı fakat Amerika 2007'de desteğini o kesimden çekti. Erdoğan ve Gül, Ergenekon mazeretine dayanamazlar.'' (1 Temmuz 2009)

PKK ile DTP';yi uzun bir müzakere sürecine hazırlamaya çalışıyor.

''Kürt sorununun sadece güvenlik konseptini, emniyet boyutunu masaya yatırmak için, çözüme kavuşturmak için aylarca müzakere etmek lazım.''

Anadilde eğitim, konfederasyon-federasyon gibi talepleri geri çekiyor

''Anadil Türkçe olsun deniliyor. Olsun. Benim için federasyon da hatta konfederalizm de çok önemli değil. Benim temel aldığım kişinin kendisi ve temel özgürlüğüdür.'' (24 Temmuz 2009)

''Benim burada temel amacım insanların ölmemesidir. Türkçe, resmi dil Türkçe olsun deniliyor, bunlar çok basit şeyler. Ben bu tür şeylerle uğraşmıyorum. Ama bizim de özgürlüğümüz olsun. Bizim de insani özgürlüğümüz ve yaşam alanımız olmalıdır. Eğer bu olmazsa, olmaz. Bir çocuk doğunca anasının dili var, ve o dili kullanır, o dilini kullanma ve ona özgür yaşama alanını oluşturulmalıdır.'' (24 Temmuz 2009)

Kendisinin affedilmesini öncelikli bir başlık olmaktan çıkarıyor.

''Sorun af değil. Benim af edilip edilmemem sorunu değildir asıl mesele. Sorunlara ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor. Pazarlık da yapmıyoruz. Toplumsal bir uzlaşı ve müzakeredir yapmaya çalıştığımız. Sorun benim af edilip affedilmemle ilgili değil.''(31 Temmuz 2009)

PKK ve DTP üzerinde ''çözüm baskısı'' kurmaya çalışıyor.

''Zaten DTP de dahil Türkiye'deki partilerden hiçbirisi de sorunu tam olarak anlayamıyor, kavrayamıyor.'' (31 Temmuz 2009)

''Ben 15 Ağustos'ta kendi yol haritamı sunduktan sonra çekileceğim. Artık çözümün nasıl olacağına ilişkin Kürtler kendi kararını verir, PKK kendi kararını verir, DTP kendi kararını verir, Kürt halkı kendi kararını verir. Herkes kendi kararını kendisi verir. Ben buradan dağdaki adam hakkında karar verecek durumda değilim. Orada her gün eziyeti çeken kendisi. Ben burada dağdaki insan için karar veremem. Hatta Kandil merkezi dahi karar veremez. Her grup her kişi kendi kararını kendisi verir. Çünkü eziyeti kendisi çekiyor, kendisi ölüyor, kendisi mücadele veriyor. Benim bu şartlarda bu konularda bir şey belirtmem doğru olmaz. Kürtlerin de 40 bin şehidi var. Değerleri var. Çok büyük mağduriyetleri var. Kürtler kendi kararlarını kendileri verirler.'' (31 Temmuz 2009)

PKK ve DTP ile ABD ve AB arasındaki bağları koparmaya çalışıyor.

''Bu sorunu iki halk olarak çözersek Türkiye'nin önü açılır, Türkiye Ortadoğu'nun lider ülkesi haline gelir. Avrupa bunu istemiyor, bozgunculuk yapıyor.''(17 Haziran 2009)

''Herkesin bu süreçte sorumluluklarının bilincinde olması gerekir. Bu konuda DTP'nin de üzerine düşeni yapması gerekir. ABD ve Avrupa'nın çözümlerine güvenmemek gerekir. Güney de sadece kendi çıkarını düşünüyor.'' (31 Temmuz 2009)

Kürt siyasetçileri devrimci-Marksist köklerinden arındırmaya, Kürt sorunu ile ilgili tartışmaları sınıfsal zeminden tümüyle uzaklaştırmaya çalışıyor.

''Kapital'in [Marx'ın Kapital'inin] yeni bir totem hizmeti gördüğü, işçilerin pek işine yaramadığı, yüz elli yıllık teorik-pratik deneyimle yüzlerce kez doğrulanmıştır. Ben bunun temel nedenini kapitalizmi ekonomi olmadığı halde başka yerde arama, ekonomi olmayana temel ekonomik konular olarak yaklaşım gösterme hatasına bağlıyorum.''(AİHM'e sunduğu son savunmadan)

''Sınıfların direkt çatışması analitiktir. Somut çatışma toplumsal gövdeler arasında olur: Devlet toplumuyla demokratik toplumlar arasında. Dar sınıf bakış açısının sonuçları bilinmektedir. Kaldı ki, sınırları hiçbir zaman kesin çizilemeyen ve her gün geçişler yaşayabilen sınıflarda, aslolan içinde yaşadıkları bilinç durumudur, kültürüdür. (AİHM'e sunduğu son savunmadan)

''Marks'ın kapitalizmi çözmek ve ondan kurtulmak isteyen önde gelen bir kişilik olduğundan veya olmak istediğinden kuşku duyulamaz. Ama ondan esinlenen muazzam toplumsal değişimlerin kapitalizmin en iyi hizmetçiliğini aşamadıkları genel olarak kabul gören bir görüştür.'' (AİHM'e sunduğu son savunmadan)

''Ertuğrul Özkök köşe yazısında benim hakkımda daha önceleri törörist, terörbaşı benzeri kavramlar kullandığını, ama bugün bunun doğru olmadığını, kullanılan dilin daha yumuşak olması gerektiğini belirtmiş. Evet ben de eski ben değilim. Hürriyet gazetesi de eski Hürriyet değildir. Bu saatten sonra da eski Hürriyet olamaz. Daha çok değişecektir. Geçmiş geçmişte kaldı. Devlet de eski devlet olamayacak. Ben de daha öncesinde reel sosyalizmin etkisiyle bir takım şeylerin olabileceğini düşünüyordum. Bugün görüldüğü gibi Rusya ve Kafkasya'nın durumu ortada. Çin sosyalizm ile ancak ABD'ye hizmet ediyor. Çatışma, şiddet, ölüm benim mantığım değildir. Bu nedenle ben bunlardan vazgeçtim. Demokratik siyaseti ve özgürlüğü esas alıyorum. Ben radikal demokratım.'' (24 Temmuz 2009)

''Şimdi bu sorunun çözülmesi için toplumsal bir uzlaşı veya müzakere başlayacak gibi görünüyor. Bunun olması önemlidir. İyi sonuçlanması gerekiyor. Daha önceleri ben de farklı düşünüyordum. Devrimi düşünüyorduk. Türkiye'de devrim ve karşı devrim nasıl yapılır bunları biliyorum. Şu an bunların hepsini kavramış haldeyim. Tarihi, devrimleri inceledim. Hobsbawm'ı inceledim. Biz devrimi çok derinleştirebilirdik. Ama bu çok acılı olurdu. Biz bu acılara sebebiyet vermek istemedik. Bu açıdan sorunu demokratik tarzda çözmeyi istedik. Demokratik tarz ve yöntemlerle toplumun hakları, demokrasi talepleri, özgürlük idealleri, tahakkuk ettirilebilir. Türkiye'de çok sayıda sorun var, işsizlik sorunu var. Bugüne kadar savaşa 300 milyar dolar gittiği söyleniyor. Şuan büyük bir kriz var. Kapitalizm her tarafı tutmuş, her kesimi yutuyor. Bu kapitalizm bu kadar vahşi bir şekilde uygulanırken hiçbir sorun çözülmez. Ben kapitalizmi ortadan kaldırabiliriz demiyorum, ancak kapitalizmi sınırlandırabiliriz. Bunun için çok doğru ve derin bir şekilde sorunlara yaklaşmak gerekir.'' (31 Temmuz 2009)

DTP ile birlikte Türkiye solunu ''Ergenekonculuk karşıtı'' liberal bir çizgiye çekmeye çalışıyor.

''Ufuk Uras, ÖDP'den istifa etmiş. Yeni bir hareketten bahsediyor. 10 Aralık Hareketi içinde de birçok isim var. Eğer Mustafa Suphilerin anısına bağlıysalar demokratik bir şekilde içinde yer almalıdırlar. Sol, kendini Ergenekoncu soldan arındırarak bu temelde demokratik sol olarak Türkiye toplumunda kendilerini örgütleyebilmelidir. Böyle bir oluşuma ihtiyaç var. Çatı Partisi gibi bir oluşum Türkiye'nin demokratikleşmesi için gereklidir. Her kesim katılabilmeli, yüzlerce değişik düşünce kendini ifade edebilmeli, Alevilere kadar değişik inanç grupları, azınlıklar, etnik gruplar, çevrecilere kadar yer alabilmeli. Türkiye'deki tüm demokratik çevreler katkılarını sunmalıdırlar, içinde yer almalıdırlar.'' (17 Haziran 2009)

''Ben muhafazakâr demokratlığa destek verdim. Bunun olabileceğini belirttim, olabilir de, hatta onları anlamaya da çalışıyorum. Ama tüm toplumu etkisi altına alan hegemonik bir yapı kurmalarına da karşıyım. Türkiye'de liberal demokratlar da var, her zaman da oldu. Liberal demokratlar, tarihin her döneminde var olmuşlar. Bir de radikal demokratlar var. Radikal demokratlar toplumda ve siyasette rolünü çok iyi kavramalı ve oynamalıdır. Muhafazakâr, liberal ve radikal demokratlar bir demokrasi paydasında buluşabilirler. Muhafazakâr demokratlar, bir kesimi, bir kültürü temsil ediyor ama şu an yaptıkları, İslami de değil. İslamiyet'i biliyorum, İslamiyet'in özünün, muhafazakâr demokratların yaptıkları işlerle bir ilgisi yoktur. Liberal demokratlar da hep var olmuştur ancak değişimi gerçekleştirebilecek güçleri yoktur. Asıl değişimi dönüşümü gerçekleştirebilecek güç radikal demokratlardır. Radikal demokratlar bu gücünü iyi kavramalıdır. Onlar değişime, demokratikleşmeye öncülük yapmalıdır. Bu üç grup da demokrasi prensipleri çerçevesinde bir araya gelebilirler. İspanya'daki gibi demokratik bir anayasayı gerçekleştirebilirler.'' (17 Haziran 2009)

Kaynaklar:
http://www.gundem-online.com/haber.asp?haberid=74661
http://www.gundem-online.com/haber.asp?haberid=73790
http://www.gundem-online.com/haber.asp?haberid=74600
http://www.gundem-online.com/haber.asp?haberid=76189
http://www.gundem-online.com/haber.asp?haberid=75827




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 16.02.2015- 23:09 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 16.02.2015- 23:08


İlk defa Cumhuriyetin demokratikleştirilmesi süreciyle karşı karşıyayız. Türkiye'yi demokratikleştirmek gerekiyor. Türkiye'yi demokratikleştirmek için tarihi bir zemin var. Bunu değerlendirmek gerekiyor.

Bu mu:)

AKP iktidarıyla Türkiye'nin demokratikleşmesi tarihi bir zemin yakalamış mış!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 09.03.2015- 12:46


Sıkıştıklarında, kendilerine solcu süsü vermek istediklerinde AKP'ye faşist diktatör dahil her şeyi söylüyorlar ancak, AKP ile Türkiye'ye demokrasi getirecekleri sevdasından da hiç vazgeçmiyorlar! Lafların altında AKP'yle işbirliği var, bu ibirliğini gizlemek için takiyye yapıyorlar. AKP'yi destekliyorlar çünkü, AKP kürt hareketi için bulunmaz bir nimet! Hangi iktidar döneminde güneydoğuda fiili bir ayrılığı gerçekleştirebilirler ki! Bunun için AKP yi destekliyorlar ve AKP kürt milliyetçileri için bu nedenle ikinci partileri. AKP'ye bu kadar bağlı olmalarının başka bir nedeni yok.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   Öcalandan,   Seçmeler
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS