Hala Yalçın Küçük, sanki bulunmamış bir hint kumaşı. Daha düne kadar Apo için önderim diyordu, karşısında selama duruyordu, şimdilerde öve öve bitiremediği Atatürk için Apo kadar iyi bir önder değil diyordu. O söylediklerini hiç söylememiş gibi davranıyor ve şimdilerde karşısında selama durduğu, önderim dediği Apo'yu eleştiriyor. Hayır eleitirsin bir şey demiyorum ama insan önce kendisini eleştirir, nedenönce övüyordum şimdi eleştiriyorum der, neden önce eleştirdiğim Atatürk'ü şimdi savunuyorum hatta ona tapıyorum der. Bu adamı hala ciddiye alana şaşıyorum. Yakında Vatan Partisiyle Türkiye'ye nasıl sosyalizmi getireceğini anlatır, bir dönemler nasıl Kürdistan'ın kurulacağını anlattığı gibi. Bu adam ve benzerlerini doğru dürüst tanımayan, niyetini anlamayan,..... Sol asla bir adım ileri gidemez. Siz övmeye devam edin.
Bazı arkadaşlar anlamadığım bir şekilde Vatan Partisi ile Yalçın Küçük'ü özdeşleştirme peşinde. Gören de Vatan Partisi'ni Yalçın Küçük'ün talimatı ile kuruldu zannedecek veya Yalçın Küçük'ü Vatan Partisinin teorisyeni. Yalçın Küçük'ün Ergenekon tahliyelerinden beri ne Perinçek ile ne de aydınlık çevresi ile en ufak bir yakınlığı yok. Tam tersi çıktığından beri onları eleştiriyor. Ayrıca hatırladığım kadarıyla Aydınlık'tan Ergenekon tahliyelerinden 2-3 ay önce falan ayrılmıştı. Dolayısıyla Küçük'ü Perinçek veya Vatan Partisi ile bir arada veya yakınmış gibi göstermeye çalışanlar belli ki hiç okumadan konuşuyorlar. Ben bir kaç kaynak vereyim de Küçük tahliye olduğundan beri ne demiş okusunlar.
''Dokuzuncu tez olarak, bu önemsiz seçimlerin iki önemli işaretini kaydetmek istiyorum.
Doğu Perinçek'in İşçi Partisi, uzun bir zamandır, intihar yolundaydı ve anladık ki, artık yolunu tamamlamıştır; intiharı hatmetmiştir.
Uzun zamandır, imam-hatip okullarını ve türban'ı kabul ile anti-kapitalist eğilimleri sansür ediyordu; akepe'yi desteklemekte ve mehepe'ye yaklaşmak istemektedir.
Sol ve sosyalizm ile bağı kalmamıştır ve son kurultayından, tesadüf mü, ''ülkücü albay'' olarak tanıttıkları birisi hariç, Silivri'de yatan, bir ölçüde solu bilen kıdemli kadrolarını tasfiye etmiş, ki devlete bir işaret olarak anlıyorum, ve apolitik isimleri ve sadece isimleri, yönetimine alarak, çıkmıştır.
''Üçüncü Partisi'' sayabiliriz, fakat, bir ''Doğu Perinçek Cemaati'' olarak telakki etmek daha doğrudur; yoluna böyle devam edebilir, öyle tahmin ediyorum.
''Cemaat'e yönelik operasyonu soldan ve Cumhuriyetçilerden alkışlayanlar da eleştirenler de var. Siz nasıl karşıladınız?
Çoklar, ama, alkışlayanlar soldan mı, pek şüpheli, öyle mi görüyorsunuz; çoğu çoktan koptular. Peki, bana soruyorsunuz, alkışlayanlardan ve/veya bayram yapanlardan utanıyorum. Sola ve Cumhuriyet'e çok uzak düştüler. Aslında ''düştüler'' demek daha doğrudur.
Sizin de aralarında olduğunuz solcular ve Kemalistler Silivri'ye atılırken Cemaat bu duruma çok seviniyordu. Siz böyle davranmayacaksınız galiba?
Evet, üstelik daha fazlasını yapıyorlardı. Biz ve ben, neler yapılacağını öğrenmek için Zaman Gazetesi'ni çok yakından izliyor ve Samanyolu dizilerini hiç kaçırmıyorduk. Bize zulümleri formüle ettiler ve oynadılar. Benim üzerimde, beni, ''baş rolde'' oynadıkları, aynı zamanda, iki dizi vardı: ''Kollama'' ve ''Tek Türkiye'' güzel, yalnız bunlar hem kanunsuz, hem haksız, hem de vicdansız işlerdiler. Şimdi ne demek, kanunsuzluğa ve vahşete, alkış mı tutacağız, bu ilkelliktir. Alkışlamak, bayram yapmak, ilkelliği ve diktatoryayı alkışlamaktır. Alkışlamak, Erdoğan'ın yanında yer almaktır. Alamayız. Bize yakışmaz, ilaveten, bir gazetesi ve bir televizyonu bir yana, Fethullah Gülen'i, tek başına, fazla önemsememek eğilimindeyim.
ERDOĞAN-PERİNÇEK OBAMA'YA KARŞI
Doğu Perinçek operasyonun demokratikleşme için ihtiyaç olduğunu söyledi ve operasyona destek verdi. Siz aynı kanaatte değilsiniz galiba?
Zamanlı soru, Gülen kadar önemsiyorum ya da Gülen kadar önemsemiyorum. Üstelik Partisi'ni de likidite etti. Zindandayken, Doğu'ya bir yazıyla, yaptığının bir parti tasfiyeciliği olduğunu bildirmiştim. Artık partisiz bir adamdır.
Şimdi, Doğu için yaşam, Erdoğan'ı övmek ve Erdoğan'a, daha çok bağlanmakla geçmektedir. Ne hoş esen rüzgardan Erdoğan'ı övmek için bir bahane çıkarmaktadır ve çok hoş bir haldedir. Artık Erdoğan'ın yaptıklarını kendi marifeti sayıyor ve Batı'dan Erdoğan'a hücumları da kendi böğrüne indirilmiş hançer biliyor. Bu arada, ''Cemaati biz yendik'' diyorsa, pek şaşırmam...
Doğu'yu 1964 yılından beri tanıyorum, hoş bir arkadaşlığımız var, beraber iş yaparız, çok sert kavgalarımız oluyor, bana genellikle, ''değişmez'' diyorlar, Doğu Arkadaşımız ise hep değişir, Güç'e, gök gürültülerine göre yer tutar, çok değişir, hep biliyoruz. Şimdi Çin Kültür Devrimi'ndeki aşamasına inmiş görünüyorlar..
Ne yapmıyordu ki, çok mürteci olmuştu, Odtü çamlarında, çamlar daha küçücüktüler, el ele tutuşup oturan genç çiftlerimizi sürüklüyorlardı, öyle bir dönemi olmuştur. Şimdi İşid-Erdoğan kampından büyük heyecan duyuyor. Ayrıca kamusal alanlarda türbanı savunuyor; Fethullah Hoca'ya sert karşı çıkmaktadır ve Erdoğan'a pek yakındır. Son hali budur. Yine değişir, ümitvarım.
Yalnız bir küçük ayrılığı var, TBMM içinde, saylavların türbanına itiraz etmektedir. Bunun dışında son kahramanı Erdoğan olmuştur ve Erdoğan-Perinçek, yanlarında Işid var, Obama'ya karşıdırlar. Çok havalıdır. Erdoğan ise havasızdır, sanki havasızlıktan boğuluyor. Süngüsü düşmektedir.
Doğu hoş bir arkadaşımızdır. Devamlı zaferler kazanır ve sihirleri vardır. Mesela, ''Aslanlı Yol'a hiç geldin mi'' diye çıkışır. Orada bir sihir olmalı, ben bilmiyorum. Ancak biz Türkler'de aslan yoktur, bunu biliyorum. Anıtkabir'de aslanı da bir mimar hatası kabul ediyorum. ''Ordu, 2007 yılına döndü'' diyormuş. Benim bildiğim, bu yılda, yüksek komutanlar türbanı Çankaya'ya çıkarttılar. Benim gördüğüm, Jandarma Kuvvetleri ile Özel Kuvvetler'de çok yobaz olduğudur. Öyle anlıyoruz, şimdi Doğu Arkadaşım fazla havalı; olabilir, bir televizyonu bir de gazetesi var. Herkese ikram ediyor, al bu ikisini, ver elini bana, bir ''milli hükümet'' kuralım demektedir. Sanki Gülen ile aynı mertebededir.
Mümkündür, sağlığına bakmasını, rüzgardan uzak durmasını tavsiye ediyorum. Arkası açık uyumuştur. Haymana'da aynı yerde yatıyorduk, arkadaşımdır.''
''Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Abdullah Öcalan artık 1960'lı, 70'li, 80'li yılların Öcalan'ı değildir. AKP ile hareket ediyor.
O kadar çok örnek var ki, referandum, haziran, mecliste Erdoğan'ı ayağa kalkarak selamlamak, sorunu çözerse erdoğan çözer demeçleri. AKP'yi iktidarda biz tutuyoruz sözleri. Soldan sağa çark ediş. Sosyalizme ideolojik saldırı. Marks ve Lenin'in ajanlıkla suçlamak, besleme demek. Bu yapıdan sola bir şey çıkmaz. AKP ile anlaşmışlar, karşılıklı tavizlerle türkiye'yi bir yere götürüyorlar. Türkiye'nin gittiği yer de belli. Yalçın Küçük bu konuda tamamiyle haklı.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
Yalçın Küçük'ün Ergenekon tahliyelerinden beri ne Perinçek ile ne de aydınlık çevresi ile en ufak bir yakınlığı yok. Tam tersi çıktığından beri onları eleştiriyor. Ayrıca hatırladığım kadarıyla Aydınlık'tan Ergenekon tahliyelerinden 2-3 ay önce falan ayrılmıştı. Dolayısıyla Küçük'ü Perinçek veya Vatan Partisi ile bir arada veya yakınmış gibi göstermeye çalışanlar belli ki hiç okumadan konuşuyorlar. Ben bir kaç kaynak vereyim de Küçük tahliye olduğundan beri ne demiş okusunlar.
