SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Esnaf... Ve soldaki esnaf kafası           (gösterim sayısı: 3.197)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proletersosyalist
Konu Tarihi: 21.02.2015- 04:46


Esnaf... Ve soldaki esnaf kafası

Ali Mert alimert@ilerihaber.org

En gerici sınıf yarışında köylülükle başa güreşir. Arada derede kalıp, ''kasabalılık'' yahut ''şehirdeki köylülük'' de denebilir belki.

Şehre doğru gelip,''küçük burjuvazinin en .... kesimi'' klişesini kullandığımızda, ''....''lı bölüme, ''gerici'', ''kaypak'' , ''sinsi'', ''pespaye'' gibi sözcükler yapıştırmamız mümkün. Uygundur. Ya da hiç küçüktü, ortaydı vb. burjuvazi işine girmeden, direkt ''lümpen'' der geçeriz.  

Neticede ister köylüye yaklaştıralım, ister lümpene, bu esnaf denen kesim; çıkarcılıkta, kurnazlıkta, hesapçılıkta, bencillikte, efendilerin uşağı, yalakası, palası ve bıçağı olmakta ''uzman''dır. Dükkanını koruyup kollamakta, muhafazakarlığın bayrağını yükseltmekte de azmandır.

Biliyorsunuz, görüyorsunuz, yaşıyorsunuz zaten. Palalı oldu saldırdı Gezi'de. Fırıncı oldu tekmeledi Eskişehir'de. Taksi, dolmuş, minibüs esnafına hiç girmeyelim. Özgecan'ımızın katline. Yaka silkmeyen var mı bu pislikten? Hırtlıktan. Kabadayılıktan...

Hepsi böyle değil tabii. Sol duyulu, Gezi ruhlu, ince ruhlu, dayanışmacı olanlar da yok mu? Var. Neşeli, ışıltılı, güneşli... Sözümüz onları kapsamıyor tabii ki. Her konuda/alanda olduğu gibi toplum ikiye bölünmüş vaziyette. AKP'li ve ''diğerleri'' diye. Dilerseniz, ''AKP'ye bağlananlar'' ile ''Ne olursa olsun ondan kurtulmak isteyenler'' diye. Esnaf özelinde de böyle. Beyoğlu'nda Geziciyle çatışan esnaf bir yanda, eğlence sektöründeki çıkarları da AKP ile çatışan BEYDER'li Gezi destekçisi esnaf diğer yanda. Yalnız toplumun genelinde yarılma yarı yarıya, daha doğrusu yüzde 40'a 60 düzeylerinde iken, esnaf dünyasında 4'te 1 oranını yakalayabilir miyiz acaba? Zor kanımca.

Başka bir mesele, esnaf dediğiniz ''kendiliğinden'' böyle değil tabii. Kendiğilinden gerici yahut kaypak değil. Gericileştirilmiş, kaypaklaştırılmış. Kendiliğinden ebleh değil. Eblehleştirilmiş. (Aziz Nesin'in ''halkımızın yüzde falancası aptaldır'' sözüne itirazımız da burada. Söz konusu kesim aptal değil, sistem tarafından aptallaştırılmış durumda.)

Ve artık saldırganlaştırılmış. En tepeden. ''Esnaf gerektiğinde polistir, alperendir'' diyenler tarafından. ''Esnaf gerektiğinde, askerdir, jandarmadır, savcıdır, hakimdir'' diye uzatabilecekler tarafından.

''Azmettirmek'' sözü, bu durumu anlatmak için yaratılmış sanki!

Tabii esnafın somut olarak yaptıklarına, yediği nanelere baktığınızda, ''Ne olmuş ki, bu yeni bir şey değil ki, hep olan bir şey, bakın taksiciler yıllardır böyle'' vb. de diyebilirsiniz. Ancak, bu sanki olanı biteni bir miktar ''olağanlaştırma'' ve aynı zamanda da hem bugünkü tırmanışa dair hem de olayların birbiriyle ilişkisine dair ''bağlantısızlaştırma'' girişimine denk düşebilir.

Evet, hep oluyordu ama son dönemde birbiriyle bağlantılı biçimde oluyor. Evet, hep oluyordu ama son dönemde olağanüstü bir hızla olup bitiyor. Esnaf, yukarıda da andığımız şekilde, ''yeni misyonlar''la yüklendi zira.

Ayrıca, ''Ne olmuş ki, zaten hep böyle yapan kişi'' din tüccarlığı yapan hükümet sayesinde, son yıllarda daha mutaassıp olmanın, kendisine daha çok fayda/çıkar sağlayacağına da hükmetti. Çıkarını gözete gözete cesaretlendi, en ufak bir risk gördüğünde, elde bıçak sokağa çıkıverdi.

Evet, eskisi gibi, ''müşteri''nin yüzüne güldü, arkasından küfretti.

Ancak, eskisinden farklı olarak, ''müşteri''nin kartopu (kartopu yahu, bildiğiniz kartopu!) vitrin camına gelince, çıktı bıçaklayıverdi. Söz bitti!

*

Peki, ne yapıyor esnaf temelde? Gündelik kazancını hesaplıyor, malını koruyor, çıkarını koruyor, dükkanını koruyor işte... Muhafazacı bir arkadaş. Statükonun eri. Statükonun erilliği!

Solumuzda da var maalesef bu ''hastalık''. Solumuzun kimi kesimlerinde. Dükkanı koruma hastalığı. Çocukluk hastalığı, büyüklük hastalığı, her yaşa geliyor. Dükkana zarar gelmesin yeter ki...

Özellikle ''seçim/birlik'' tartışmasının içine doğru çekildiğinde ama onun dışında da ''şeffaflık/katılım'' çağrısı gördüğünde, ''özgürlük'' vurgusuyla karşılaştığında, ''yeni açılım''lara, ''dayanışma'' çağrılarına vb. denk geldiğinde; özcü tezlerini sıralamaya başlıyor ve   bir yandan da ''dükkan''ı düşünüyor. Dükkanı korumayı.

Ülke ikiye bölünmüş, bölünen bir taraf zaten birlik, diğer taraftan birlik çağrısı gelince, huzuru bozuluyor. Ya şimdi tutar da, ''Küçük olsun, huzurlu olsun, bizim olsun'' mantığıyla yürüyüp giden dükkanında hasar meydana gelirse? Olacak şey mi? Yüzünü ekşitiyor, ''en bir öz temel'' tezlerini hatırlatıyor, hemen yan çiziyor.

Evet, sosyalizme dair, programatik ilkelere dair, stratejiye dair, leninizme dair vb. birçok şeyin altını çizip anlatmaya başlıyor ama... unutuyor; faşizm her zaman esnaf sayesinde, bir de esnaf kafası sayesinde, solun bıraktığı boşlukla, ör(e)mediği cepheyle yükseliyor...




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 21.02.2015- 04:54 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 21.02.2015- 06:20


Yazar "hepsi böyle değil tabii" de yazmış ama, yine de ağırlıklı olarak esnafa yükleniyor. Esnaf küçük burjuvadır. Hem kapital sahibi, hem de emekçi genelde. Ancak giderek ölmekte olan bir sınıf, bir katman. Bunlar genelde küçük sermaye sahibidir. Sermayesi her an uçup gidebilir. Bugün bir dükkan açmak, bir taksi almak v.b. zor zenaat. Borç harç yapıyorlar bunu. Büyük yük altındalar. Belediye ile maliye ile iyi geçinmek zorunda adam. Yoksa dükkanının kapısına kilit vururlar ve hemen batırırlar adamı. Bu nedenle de baştakiyle iyi geçinmek zorunda. Bunu kerhen yapan da var, giderek benimseyen de. Bunu yaparken düzenin pisliklerini de yakından görüyor, anlıyor. Bazısı da kendisini korumak için iktidar partisine kapılanıyor. Sınıfsal yapısı gereği kaypak tamam. İkircikli davranıyor, tamam. Ancak mevcut düzende küçük sermaye giderek ölüyor. İster istemez bunun da farkında. İÇin için sisteme karşı da çıkıyor. Tamam Ali İsmail'i polisle birlikte öldüren fırıncı da esnaftı. En son gazetecinin öldürülmesi olayında da saçlı başlı adamların kartopu oynamasına içerleyen gerici adam, dükkanın camına kartopu geldi bahanesiyle bıçağa sarılan psikopat adam da esnaf. Öte yandan Haziran hareketine katılan esnaf da biliyorum ben. Haziran hareketine katılanlara destek çeken de. Ondan genelleme yaparken dikkatli olmak gerekiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 21.02.2015- 18:08


Erdoğan'ın açıklamalarını da etkisi var, esnafın bıçaklı, palalı olmasında. Özal benim memurum işini bilir demişti, Erdoğan da benim esnafım işini bilir diyerek, esnafın böyle şiddet kullanmasını teşvik etmiştir. Toplumu kutuplaştırırken yeri geldiğinde şiddet de kullanabileceğini söylemiştir. Bu tipler başka türlü cesaret bulamazlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 22.02.2015- 13:21


AKP’nin sonsuz sayılı günleri
Melih Yeşilbağ

Woody Allen, Hannah ve Kız Kardeşleri adlı filminde bir karaktere şöyle dedirtir: “Az evel Auschwitz üzerine çok sıkıcı bir program izledim. Bir sürü şaşkın entellektüel milyonlarca insanın sistematik bir şekilde katledilişi karşısında nasıl da hayrete düştüklerini anlattılar. ‘Böyle bir şey (soykırım) nasıl mümkün olabildi’ sorusuna cevap verememelerinin nedeni belki de sorunun yanlış olmasından kaynaklanıyordur. İnsanların ne olduğunu düşündüğümüzde, doğru soru ‘neden daha sık olmuyor’ olmalıydı.”

Gazeteci Nuh Köklü’nün arkadaşlarıyla karın keyfini çıkarırken camına kartopu gelen bir esnaf tarafından kalbine bıçak saplanarak katledilmesi olayı bu repliği hatırlatıyor. Doğal olarak ilk akla gelen “nasıl olur da bir esnaf camına kartopu geldi diye birisini sokak ortasında öldürecek kadar zıvanadan çıkar?” sorusuydu. AKP Türkiyesini düşündüğümüzde belki de doğru soru   “neden daha sık olmuyor” olmalı. Zira, AKP iktidarının besleyip büyüttüğü toplumsal gerilimler uzun süredir bu tür saldırıları teşvik edecek bir alarm düzeyinde seyrediyor.    

Geçtiğimiz haftaya damga vuran olaylar iktidarın ve arkasındaki toplumsal tabanın yeni bir saldırganlık evresine geçtiğini   gözler önüne serdi. Özgecan’ın ve Nuh’un katli ve ardından yaşananlar bu saldırganlığın uç örneklerini temsil ediyorlar. Her ikisi de adlı adınca politik cinayetler. Ama artık bunun da ötesinde bir tür “düşük yoğunluklu iç savaş” habercisi niteliğinde olaylar. Bu iç savaşın bir tarafında, Nuh’un arkadaşlarının ifadesiyle “neşeli, kadınlı erkekli gezen insanlardan nefret eden meymenetsiz faşist sürüsü” bulunuyor. Antalya’da kısa etek giyen öğrencilere karşı taciz timi kuran akla ziyan müdür yardımcısı da karma yurda saldıran gerici güruh da arızi örnekler değil, bu iç savaş habercisi durumdan vazife çıkaran ve gayet bilinçli bir şekilde hareket eden “akıncılar”.

Taban bu tür hareketlere girişirken yukarıdakiler de boş durmadı elbette. Mecliste, süreklileşmiş ve resmileşmiş bir olağanüstü hal rejimi inşasında kritik bir adım olan iç güvenlik yasa tasarısı görüşmeleri ak-vekillerin muhalif parlamenterleri tekmeyle, tokatla, çekiçle, tokmakla “ikna etme” çabalarına tanık oldu. Anlaşılan o ki “milli irade” şu sıralar kendisini ancak böyle ifade edebiliyor.Entellektüel desteği Etyen Mahçupyan, Elif Çakır ve Hilal Kaplan seviyesine inmiş bir rejimin her düzeyiyle, her kurumuyla zorbalığa abanmasında şaşırtıcı bir yan yok. Şaşırtıcı olan meclisin hala açık olması.  

Bir taraftan bakınca her gün canımıza kasteden, yasasıyla, kolluğuyla, güruhuyla üzerimize çöken sonsuz bir karanlık. Diğer taraftan bakınca ise geri sayımın başladığını hisseden, karşısına çıkacak muazzam toplumsal kabarışı bastırmak için ne yapacağını şaşırmış, telaş içerisinde kaçınılmaz sona doğru ilerleyen bir diktatörlük. Böyle bir rejimin adını koymak için akıncıların svastikalar kuşanmalarını ya da kara gömlekler giymelerini beklemeye gerek yok.İlla analoji gerekiyorsa, bir Reichstag yangınımız eksik. Yandaş basın Sümeyye suikastı haberleriyle onun da pişirilmekte olduğunun sinyalini verdi. Yakında kokusu çıkar. Ne denebilir ki? Yok başka bir faşizm, yaşıyorsunuz işte!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör 'Mustafa Kemal Saray'ı kafasında bitirmişti'... melnur 0 1441 19.05.2020- 05:09
Konu Klasör Antalya-Alanyada esnaf turist duasına çıktı hakkı 0 3085 12.06.2016- 11:09
Konu Klasör Sosyalist soldaki bölünmüşlük... melnur 4 624 13.03.2023- 01:51
Konu Klasör "Sosyalist soldaki statüko kırıldı" denizcan 1 3221 21.09.2015- 17:37
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu soldaki ayrışmayı anlattı melnur 1 3 11.12.2021- 06:38
Etiketler   Esnaf.,   soldaki,   kafası
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS