SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Haziran’da seçmek zor!           (gösterim sayısı: 2.867)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 10.03.2015- 13:32


Haziran’da seçmek zor! – Metin Özuğurlu

Türkiye sosyalistlerinin seçim tavrı HDP’nin desteklenip desteklenmeyeceği, desteklenmesi durumunda da bunun hangi biçim altında gerçekleşeceği sorularına odaklanmış bulunuyor. Sosyalist parti ve çevreler, büyük ölçüde parti tercihi esasına dayalı seçim politikalarını kamuoyuna duyurmaya da başladılar. Kırgınlık, kızgınlık, mutluluk gibi güçlü duygu salınımları eşliğinde cereyan eden tartışmalar, doğrusu, çok öğretici. Bu yazı sözü edilen düşünce ve duygu patlaması içinde aradığını bulamamanın telaşıyla yazıldı. Telaş gerekçesi, Haziran 2015 seçiminin karakteriyle ilgili.

70 yıla yaklaşan çok partili hayat içinde belki de ilk kez parti tercihine odaklı olmayan bir genel seçim yapılacak. Seçim günü parti amblemli pusulalarla sadığa gidileceği kesin; parti tercihleri görünümü altında, gerçekte Erdoğan’a, talep ettiği kurucu iktidar yetkisini verip vermemek tercih edilmiş olacak. Şu söylenebilir: “E ne var bunda, HDP odaklı seçim tartışmalarının ana nedeni de bu değil mi ?” Doğrusu, pek değil.

Öncelikle bir belirleme yapalım: Haziran 2015 genel seçimleri, bugüne kadarki seçimlerden farklı olacaktır. Çünkü ilk defa seçimlerin en iddialı partisi, Anayasal çerçeveyi kalbura çevirerek fiili lideri aracılığıyla, seçmenlerden siyasal rejim ve hükümet sistemini değiştirmek maksadıyla kurucu iktidar yetkisi istemektedir. O halde soralım: Kurucu irade, aynı anlama gelecek şekilde, egemen, acaba nasıl bir seçim sistemi ile şekillenecektir? Şu %10 seçim barajı tartışmalarını hatırlıyoruz değil mi? Barajı korumak için Anayasa Mahkemesini tehdit etmekten geri durmayan iktidar sözcülerinin ana savı hatırdadır: “Memleket koalisyonlardan çok çekti, yönetimde istikrar adına % 10 barajı gereklidir.” Lütfen dikkat! Bu seçimlerde memleketi bir 4 yıl daha kim yönetecek sorusunun yanıtı verilmeyecek. Onun bir adım öncesi var. Bu seçimlerde, İhvan enternasyonalinin yerli kadroları eliyle bu topraklarda yeni bir devlet ve hükümet sisteminin kurulup kurulamayacağı sorusunun yanıtı verilecek. Haziran seçimlerinin kilit sorusu budur. Seçim tavrının ilk yol ağzı da burayla ilgilidir. Soru sandıkta mı, sandıktan önce mi yanıtlanacaktır?

Seçim tavrını parti tercihi noktasından başlatanlar nesnel olarak Erdoğan’ın seçime yüklediği anlamı meşrulaştırmaktadır. Parti tercihinden önce söylenmesi gerekenler vardır: Hiç tereddütsüz ilan edilmelidir ki, bu seçimden, sonucu ne olursa olsun, kurucu iktidar yetkisi çıkartılamaz; %10 barajı altında gerçekleşecek bir seçimle oluşacak bir Meclise, asla kurucu Meclis iradesi teslim edilemez! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 400 milletvekili isterim diyerek tutkuyla sarıldığı kurucu iktidar yetkisi, bırakın evrensel hukuk normlarını, sıradan bir insan evladının vicdanı bakımından da gayrimeşrudur! Yönetimde istikrar gösterip kurucu iradeden vurmak, egemenlik gaspıdır, kabul edilir değildir. Ülkedeki tüm dinamikler, ortak bir deklarasyonla Erdoğan’ın kurucu iktidar yetkisi arayışını mahkûm etmeli ve böyle bir yetkiyi tanımayacaklarını şimdiden ilan etmelidir.

Böylesi bir deklarasyonda adı bulunmayan bir partinin seçmen listesinde adının bulunuyor olması, takdir edilir ki, manasızdır. Bu yöndeki bir deklarasyon ve mücadele hattı inşası için özellikle HDP yöneticilerine büyük görev düşmektedir. Bilindiği gibi %10 barajı altında yapılan seçimlerde %20-25 oranındaki bir seçmen iradesi Mecliste temsil edilememektedir; HDP’nin %8-9 aralığında baraj altı kalması durumunda ise Meclis dışında kalacak seçmen iradesi %25-30 gibi bir büyüklüğe ulaşmış olacaktır. Saçmalık tam da bu tabloyla ilgilidir. Zira %35-37 aralığında oy alması beklenen AKP, sanki seçmenlerin %55-60’ının oyunu almış gibi Mecliste temsil edilecek ve bu durumu kendi dünya görüşünü ülke normu haline getirmenin meşrulaştırıcı dayanağı olarak istismar etmeyi sürdürecektir. Bütün bunlarla AKP halkın sadece iradesine değil, egemenlik yetkisine de el koymuş olacaktır. Hal böyleyken ve de Erdoğan gibi bir politik figür kurucu iktidar yetkisi talebini ayan beyan ilan etmekteyken, parti tercihlerini odağa alan bir seçim stratejisi, mezardan geçerken ıslık çalmayı fazlasıyla andırmaktadır.

Yapılması gereken açıktır; Erdoğan’ın muradının kabul edilebilir olmadığı dünya aleme ilan edilmeli ve bu tutum seçim çalışmasının da ana motifi haline getirilmelidir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 10.03.2015- 15:46


Seçimlere yönelik bu vurgu sol tarafından yapılıyor zaten. Seçimlere yaklaşıldıkça BHH'nin bunu çok daha güçlü hale getireceğini sanıyorum. Yüzde on barajı veya değil, devletin AKP devleti haline geldiği koşullarda gidilen bir seçim sonucu hiç bir partiye kurucu iktidar yetkisi vermeyecektir. AKP kazanırsa hiç tınmayacaktır, adım gibi biliyorum. Bu kadar hukuksuzluğa batmış bir parti mi buna uyacak. Onlar değiştirmeye çalışacak, bizler direneceğiz. Kimlerin direniş göstereceğini de 8 haziran günü göreceğiz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 10.03.2015- 18:57


Son 30 yıldır kimlerin ve nasıl direniş yaptığını gördük. Kimileri mücadele ederken, bedel öderken,.... kimileride sadece konuştu ve halada konuşuyorlar,   micadele edenleri eleştirirler, onlara akıl verirler ve hatta   onlara önderlik dahi etmeye yeltenirler. Onlar için mücadele sırf konuşmak   ve kendisi gibi olmayanları ötekileştirmek ve kulp takmak üzerinedir. Aynı konuşmalara   ve kulp takmalara 8 Haziran günü ve sonrasında da devam edecekler. Ve o konuşmalarınıda "mücadele" olarak satacaklar. Ama tabiiki kendileri dışında kimse bu palavrayı yutmayacak.




Bu ileti en son Alisan tarafından 10.03.2015- 18:59 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 10.03.2015- 22:24


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Son 30 yıldır kimlerin ve nasıl direniş yaptığını gördük. Kimileri mücadele ederken, bedel öderken,.... kimileride sadece konuştu ve halada konuşuyorlar,   micadele edenleri eleştirirler, onlara akıl verirler ve hatta   onlara önderlik dahi etmeye yeltenirler. Onlar için mücadele sırf konuşmak   ve kendisi gibi olmayanları ötekileştirmek ve kulp takmak üzerinedir. Aynı konuşmalara   ve kulp takmalara 8 Haziran günü ve sonrasında da devam edecekler. Ve o konuşmalarınıda "mücadele" olarak satacaklar. Ama tabiiki kendileri dışında kimse bu palavrayı yutmayacak.



Alişan solcu arkadaş sosyalist mücadeleden sözediyor. sen yine başka yerlere gittin.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 10.03.2015- 22:56


Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Son 30 yıldır kimlerin ve nasıl direniş yaptığını gördük. Kimileri mücadele ederken, bedel öderken,.... kimileride sadece konuştu ve halada konuşuyorlar,   micadele edenleri eleştirirler, onlara akıl verirler ve hatta   onlara önderlik dahi etmeye yeltenirler. Onlar için mücadele sırf konuşmak   ve kendisi gibi olmayanları ötekileştirmek ve kulp takmak üzerinedir. Aynı konuşmalara   ve kulp takmalara 8 Haziran günü ve sonrasında da devam edecekler. Ve o konuşmalarınıda "mücadele" olarak satacaklar. Ama tabiiki kendileri dışında kimse bu palavrayı yutmayacak.



Alişan solcu arkadaş sosyalist mücadeleden sözediyor. sen yine başka yerlere gittin.

Anlayışına hayranım, sende olmasan çoğu konuları hep yanlış anlamaya devam edeceğim. İyiki varsın. O basettiğin konuda da malesef sadece konuşmaktan öteye gidilmedi. Sen ve benzerlerin "sosyalist" mücadeleyi de sadece konuşmaktan ibaret bildiğiniz için durum ne yazıkki bildiğin gibi. Sen konuşmaya devam et!!!!




Bu ileti en son Alisan tarafından 10.03.2015- 23:00 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör HDP’den ‘üçüncü yol’ açıklaması: Esas mesele 24 Haziran’da ne yapacağımız… melnur 2 2900 25.06.2019- 20:49
Etiketler   Haziran’da,   seçmek,   zor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS