Bundan önceki büyük cümlen kızgınlığının işaretiydi. bu büyük cümlen ve devamındaki gözkırpanyüz simgesi ise çaresizliğin verdiği bir yılışıklığı gösteriyor.
Hep böyle olur...
Biraz beyin diliyorum sana :/
Sonra yılışıklık müzminleşir, kalıcı hâle gelir.
Bir de dolaylı anlatım yolu vardır; kişi kendinde olmayanı sık sık dile getirir. Olur olmaz yerde, sık sık o eksiğini açığa vurur.
Aslında eksik olan sadece birazcık çaba, emek, çalışmadır. Ama o kolaya kaçar ne yazık ki. Yaşıtlarının çoğu gibi.
Oyumu 319 işçi adayı olan, 80 kadın adayını birinci sırada gösteren ve emperyalizme, ortaçağcı gericiliğe, faşizme karşı kararlıca mücadele iradesi gösteren HKP'ye kullanacağım.
İdeolojik yaklaşımın içler acısı hâli. Kendi içinde o kaar çelişkili bir laf ki bu. Ama göremiyorsun!..
319 işçi aday göstermişse, 80 tane de kadın adayı da birinci sıradan göstermişse, demek ki diğer birinci sıra adayları erkeklerden oluşuyor. O halde kadın adayları arka sıralara itmiş.
İtebilir de, sen bunu önemsiyor gibisin. O halde bu partiye oy vermemen gerekir.
"Ortaçağcı" gericiliğe karşı "kararlıca mücadele iradesi göstermek" nasıl oluyor, bilmiyorum ve tahmin ediyorum sadece. Mesela sana sorsam "Ortaçağ ne zaman bitti" diye, doğru cevap veremezsin Google'a bakmadan. ama bugünki gericiliği ortaçağcı diye tanımlayan cahillerin sözüne kanıyorsun. Çünki düşünmüyorsun, sorgulamıyorsun.
Kaç oy alacak bu parti? Bir kelebeğin bir fırtınaya etkisi kadar etki yaratacak mı ülkenin politik gündeminde? Sen bile kabul edeceksin ki hayır. O halde?..
O halde ne anlamı var bu "parti"nin "Ortaçağcı" gericiliğe karşı "kararlıca mücadele iradesi göstermesinin?" Hiç!..
Döktürmeye başlamışsın kendini solcu sanıp liberal olan Kaçak efendi. Doğru söylüyorsun ''ortaçağcı gericiliğe'' karşı çıkmak da neyin nesi oluyor, AKP'yi iktidarda tutacak seçenekler varken neden böyle tavır alınıyor! Gel de bunu Kaçak'a anlat! Adam hayatını AKP'ye adamış.
Bir de dolaylı anlatım yolu vardır; kişi kendinde olmayanı sık sık dile getirir. Olur olmaz yerde, sık sık o eksiğini açığa vurur.
Alıntı Çizelgesi: tarihselmaddeci yazmış
Ya arkadaşlar kusura bakmayın, böyle seviye düşüyor ama adamın zekası ortada
Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış
Bunun zeka ile lgisi yok, Kaçak arkadaş aşırı derecede AKP'ci. Liberal midir, liberal solcu mudur, yoksa gerçekten AKtrol müdür, anlayamadım.
Gülerek okudum yorumlarınızı. Benim yukarıdaki sözümü nasıl da doğrulamışsınız. "Tarihselmaddeci" kendinde eksik ve yetersiz gördüğünü diline bir kere daha dolamış ve benimle olan polemiğinde seviyeyi düşürmesini de buna bağlamış. Denizcan ise haklı olarak bunun zeka ile ilgisi olmadığını belirtmiş. Doğru; zekayla ne ilgisi var bu tartışmamızın?
İlle de zekalarımıza kanıt ve işaret aranacaksa "tarihselmaddeci" ile benim birbirimize yazdığımız cümlelere, kelimelere, onların içeriklerine bakmalıyız. Kim daha çok, daha uzun, daha sağlam verilerle gerekçelendirilmiş cümleler kurmuş, kim "Biraz beyin diliyorum sana :/" veya "Ok, kib, bye" türünden özdeyişler(!) sıralayıp durmuş, belli.
Ama konumuz kimin daha zeki olduğu değil, kimin ne dediği. Bakın "kimin ne olduğu" demiyorum, "kimin ne dediği" diyorum. Önemli olan budur. Meselelere böyle bakmalısınız. Ama şimdiye dek olan bütün polemiklerimize üşenmez de geriye dönüp bakacak olursanız göreceksiniz ki, sizler bana sürekli olarak hep "ne olduğuma" dâir laflar atmışsınız. Tıpkı şimdi denizcan'ın "Kaçak arkadaş aşırı derecede AKP'ci. Liberal midir, liberal solcu mudur, yoksa gerçekten AKtrol müdür, anlayamadım" diyerek bir kez daha yaptığı gibi, veya "solcu"nun "kendini solcu sanıp liberal olan Kaçak efendi" demesindeki gibi.
Sürekli ne olduğumu dilinize dolamışsınız, ne dediğimi değil. Çünki beni şucu veya bucu olmakla itham edince tamam, kafanızda meselenin bittiğini sanıyorsunuz. Oysa benim ne dediğimi alıp buna cevap verecek olursanız, o zaman daha önce "tarihselmaddeci"ye yazdığı aşağıdaki şu eleştirimi dikkate almanız gerekecek:
Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış
Aslında eksik olan sadece birazcık çaba, emek, çalışmadır. Ama o kolaya kaçar ne yazık ki. Yaşıtlarının çoğu gibi.
Eskiden solcu olarak gösterilen kişiler toplumun en çalışkan, en zeki, en birikimli, en yetenekli, en parlak kişileri içinden çıkardı. 68'lerden, 78'lerden söz ediyorum. Artık böyle değil. Artık genel tembeller, birikimsizler, sığ laflar edenler ortalaması içinden çıkıyor solcular. Çünki sol solluğunu yitirdi. Sol, soldu.
Bir de şunu söyleyeyim, aklınızın bir köşesinde dursun, belki bir gün üzerinde düşünürsünüz. Birisine neci olduğu, ne olduğu açısından bakıp yaklaşırsanız daha statik, daha sabit bir konuma sürüklenirsiniz. O kişi ocudur ve öyledir. Yapacak bir şey yoktur. O kişi kalkıp da açıkça "ben vazgeçtim ocu-şucu-bucu olmaktan, artık ben de sizciyim" demedikçe, o ocudur, siz de sizcisinizdir. Aranızda iki kalın -ci duvarı vardır.
Oysa birisine neci olduğu yönüyle değil de ne dediği yönüyle yaklaşırsanız, daha değişime açık, daha gelişime imkanlı bir duruma geçersiniz. Çünki denilenler değişen hayat doğrultusunda sürekli değişir. Belki siz, belki de o kişi artık daha farklı, daha yeni ve daha geliştirici bir söz edebilirsiniz. Bu sözden belki de ortak bir yere gelebilir, tartışmaya devam edecekseniz de bu yeni konumdan tartışmaya devam edebilirsiniz.
Sol ilericidir, devrimcidir, gelişime, değişime açıktır. Hep böyle diyegeldik. Bir zamanlar öyleydi de.
Bir de dolaylı anlatım yolu vardır; kişi kendinde olmayanı sık sık dile getirir. Olur olmaz yerde, sık sık o eksiğini açığa vurur.
Alıntı Çizelgesi: tarihselmaddeci yazmış
Ya arkadaşlar kusura bakmayın, böyle seviye düşüyor ama adamın zekası ortada
Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış
Bunun zeka ile lgisi yok, Kaçak arkadaş aşırı derecede AKP'ci. Liberal midir, liberal solcu mudur, yoksa gerçekten AKtrol müdür, anlayamadım.
Gülerek okudum yorumlarınızı. Benim yukarıdaki sözümü nasıl da doğrulamışsınız. "Tarihselmaddeci" kendinde eksik ve yetersiz gördüğünü diline bir kere daha dolamış ve benimle olan polemiğinde seviyeyi düşürmesini de buna bağlamış. Denizcan ise haklı olarak bunun zeka ile ilgisi olmadığını belirtmiş. Doğru; zekayla ne ilgisi var bu tartışmamızın?
İlle de zekalarımıza kanıt ve işaret aranacaksa "tarihselmaddeci" ile benim birbirimize yazdığımız cümlelere, kelimelere, onların içeriklerine bakmalıyız. Kim daha çok, daha uzun, daha sağlam verilerle gerekçelendirilmiş cümleler kurmuş, kim "Biraz beyin diliyorum sana :/" veya "Ok, kib, bye" türünden özdeyişler(!) sıralayıp durmuş, belli.
Ama konumuz kimin daha zeki olduğu değil, kimin ne dediği. Bakın "kimin ne olduğu" demiyorum, "kimin ne dediği" diyorum. Önemli olan budur. Meselelere böyle bakmalısınız. Ama şimdiye dek olan bütün polemiklerimize üşenmez de geriye dönüp bakacak olursanız göreceksiniz ki, sizler bana sürekli olarak hep "ne olduğuma" dâir laflar atmışsınız. Tıpkı şimdi denizcan'ın "Kaçak arkadaş aşırı derecede AKP'ci. Liberal midir, liberal solcu mudur, yoksa gerçekten AKtrol müdür, anlayamadım" diyerek bir kez daha yaptığı gibi, veya "solcu"nun "kendini solcu sanıp liberal olan Kaçak efendi" demesindeki gibi.
Sürekli ne olduğumu dilinize dolamışsınız, ne dediğimi değil. Çünki beni şucu veya bucu olmakla itham edince tamam, kafanızda meselenin bittiğini sanıyorsunuz. Oysa benim ne dediğimi alıp buna cevap verecek olursanız, o zaman daha önce "tarihselmaddeci"ye yazdığı aşağıdaki şu eleştirimi dikkate almanız gerekecek:
Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış
Aslında eksik olan sadece birazcık çaba, emek, çalışmadır. Ama o kolaya kaçar ne yazık ki. Yaşıtlarının çoğu gibi.
Eskiden solcu olarak gösterilen kişiler toplumun en çalışkan, en zeki, en birikimli, en yetenekli, en parlak kişileri içinden çıkardı. 68'lerden, 78'lerden söz ediyorum. Artık böyle değil. Artık genel tembeller, birikimsizler, sığ laflar edenler ortalaması içinden çıkıyor solcular. Çünki sol solluğunu yitirdi. Sol, soldu.
Bir de şunu söyleyeyim, aklınızın bir köşesinde dursun, belki bir gün üzerinde düşünürsünüz. Birisine neci olduğu, ne olduğu açısından bakıp yaklaşırsanız daha statik, daha sabit bir konuma sürüklenirsiniz. O kişi ocudur ve öyledir. Yapacak bir şey yoktur. O kişi kalkıp da açıkça "ben vazgeçtim ocu-şucu-bucu olmaktan, artık ben de sizciyim" demedikçe, o ocudur, siz de sizcisinizdir. Aranızda iki kalın -ci duvarı vardır.
Oysa birisine neci olduğu yönüyle değil de ne dediği yönüyle yaklaşırsanız, daha değişime açık, daha gelişime imkanlı bir duruma geçersiniz. Çünki denilenler değişen hayat doğrultusunda sürekli değişir. Belki siz, belki de o kişi artık daha farklı, daha yeni ve daha geliştirici bir söz edebilirsiniz. Bu sözden belki de ortak bir yere gelebilir, tartışmaya devam edecekseniz de bu yeni konumdan tartışmaya devam edebilirsiniz.
Sol ilericidir, devrimcidir, gelişime, değişime açıktır. Hep böyle diyegeldik. Bir zamanlar öyleydi de.
Sol gelişime açıktır, değişimden yanadır deyip bize dönekliği mi savunuyorsun. Burada kimseye şucusun, bucusun denilmiyor, sadece solcu olduğunu ileri sürüp solculuğu liberal saplantılar haline getirenlere sen solcu değilsin deniliyor. Senin sorunun solculuğu anlamadan liberal palavraları solculuk sanman. Erdoğan'ın diktatör olmadığını savunmak için kendini ne kadar paraladığını unuttuk mu sanıyorsun. Amerikan emperyalizmi bölgeyi kan gölüne çevirmişken sen hala liberal döneklerden çaldığın sözlerle Esat diye tutturuyorsun. Solcu olmadığının farkında değilsin, söylediklerinin sol açısından önemi yok. Bu yüzden söylediklerin önemsenmiyor. Cevap verilecek bir yönü de bulunmuyor. Söylediğine değil, sana dönüşümüzün nedeni de bu.
Sol gelişime açıktır, değişimden yanadır deyip bize dönekliği mi savunuyorsun. Burada kimseye şucusun, bucusun denilmiyor, sadece solcu olduğunu ileri sürüp solculuğu liberal saplantılar haline getirenlere sen solcu değilsin deniliyor. Senin sorunun solculuğu anlamadan liberal palavraları solculuk sanman. Erdoğan'ın diktatör olmadığını savunmak için kendini ne kadar paraladığını unuttuk mu sanıyorsun. Amerikan emperyalizmi bölgeyi kan gölüne çevirmişken sen hala liberal döneklerden çaldığın sözlerle Esat diye tutturuyorsun. Solcu olmadığının farkında değilsin, söylediklerinin sol açısından önemi yok. Bu yüzden söylediklerin önemsenmiyor. Cevap verilecek bir yönü de bulunmuyor. Söylediğine değil, sana dönüşümüzün nedeni de bu.
"denmiyor" dediğin mesajında bile kaç tane demişsin, sayayım mı? ne dediğini bile bilmiyorsun. bu tarzını normal sanıyorsun. oysa değil.
benim söylemediğim, savunmadığım sözleri savunuyormuşum gibi aktarıp şucu-bucu olmakla itham etmek iş değil. elinden geliyorsa görüşünü sağlam verilerle ispatlayarak açıkla. nerede öyle demişim, nerede onları savunmuşum, bunları alıntılayarak yaz. bir tane sun, tek bir örnek...
Erdoğan'ın diktatör olmadığını savundum ve savunuyorum da. Ama bunu hariçten gazel atarak değil, mantıklı argümanlarıyla, açıklayarak, dayanaklarını sunarak yapıyorum. Sizlerde Erdoğan'a diktatör demekte ısrar ediyorsunuz ama veri, dayanak, kanıt sunamıyorsunuz.
Esad katildir dedim ve diyorum. Veri sunuyorum bunun için ama.
Sen de veri sun. Sen de fikirlerini temellendirerek aktar. Bir bilgisayar yazılımı olmadığını ortaya koyacak tarzda yaz.
Bu ileti en son melnur
tarafından 01.05.2015- 00:34 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
