SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 16.10.2015- 20:47


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Orada devrim kuramlarından bahsediliyor. Standart bir devrim kuramının olmadığı söyleniyor. Yeni bir Marksist kuram oluşturalım denmiyor. Yanlış anlamışsın.

Bir şey söyledim, sen de bir şey söylemiştin, söylediğin şeyi savunacaksan devam et, ben de devam ederim. Bir şey söylüyorsun, yanlış olduğunu söylediğimizde hemen kişiselleşmeye başlıyorsun. 'Yanlış değil, bunu söylüyorum, nedenleri de şu'' diyeceğine, ''bana cevap vermeyin, kafama göre takılayım'' der gibisin.



evet ben yeni idolojiler gerekli diyorum sen ne diyorsun Mesela nedir o devrim (teorisi)kuramı
Yani türkiye için yeni olan devrim (teori) kuramı ne olabilir biraz matamatik çalışalım.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.10.2015- 04:44


Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Orada devrim kuramlarından bahsediliyor. Standart bir devrim kuramının olmadığı söyleniyor. Yeni bir Marksist kuram oluşturalım denmiyor. Yanlış anlamışsın.

Bir şey söyledim, sen de bir şey söylemiştin, söylediğin şeyi savunacaksan devam et, ben de devam ederim. Bir şey söylüyorsun, yanlış olduğunu söylediğimizde hemen kişiselleşmeye başlıyorsun. 'Yanlış değil, bunu söylüyorum, nedenleri de şu'' diyeceğine, ''bana cevap vermeyin, kafama göre takılayım'' der gibisin.



evet ben yeni idolojiler gerekli diyorum sen ne diyorsun Mesela nedir o devrim (teorisi)kuramı
Yani türkiye için yeni olan devrim (teori) kuramı ne olabilir biraz matamatik çalışalım.



Sn.hakkı;

Yeni ideoloji lazım derken sanırım Türkiye'ye özgü vir devrim kuramı lazım demek istiyorsun. İkisi ayrı şeyler. Yeni ideoloji sosyalizmin eskidiği anlamına gelir ki, yanlıştır. Yeni bir devrim teorisi ise nispeten yanlıştır. Devrim genel anlamıyla her ülkenin nesnelliği üzerinden gelişir ve burada reçetelere yer olmaz. Türkiye devriminin nasıl bir seyir izlemesi, yolunun ne olması tartışılabilir ama bu konu sosyalist ideolojinin eskidiği veya yanlışlandığı anlamına gelen ''yeni bir ideoloji lazım'' şeklinde ifade edilmemeli. Yanlışlık önce bu kavramlaştırmada ortaya çıkıyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 11.11.2015- 01:00


Sosyalist ideolojinin ne olduğu ve devrimden sonra sosyalizmin nasıl kurulacağı konusunda sol açısından farklılık olduğunu düşünmüyorum. Eğer liberal solu ve radikal demokrasiyi sosyalizme eşitlemeyeceksek. Devrim konusunda ise aynı kesinlikle konuşamıyoruz. Kesin olan komünist partinin öncülüğünde örgütlü işçi sınıfının merkezinde olduğu kitlelerin çabasıyla gerçekleşeceğidir. Silahlı mücadele kapitalizmin geliştiği bir ülkede toplumda karşılık bulmuyor. Yasal veya yarı yasal bir komünist partinin işçi sınıfını ve geniş yığınları çevresine toplaması devrimi önceleyen bir süreç olacaktır. Devrime gidilen yolda yaşanması gereken süreç bu olacaktır ve devrim ancak böyle bir süreç sonunda gerçekleşecektir. Güney Amerika veya Asya, Afrika'nın geri kalmış ülkelerinde silahlı mücadele bir devrimle sonuçlanabilir, Küba örneğinde olduğu gibi, ama Türkiye ve benzer ülkeler için böyle bir modelin başarı şansı hemen hemen yoktur.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 11.11.2015- 10:57


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


Sn.hakkı;

Yeni ideoloji lazım derken sanırım Türkiye'ye özgü vir devrim kuramı lazım demek istiyorsun. İkisi ayrı şeyler. Yeni ideoloji sosyalizmin eskidiği anlamına gelir ki, yanlıştır. Yeni bir devrim teorisi ise nispeten yanlıştır. Devrim genel anlamıyla her ülkenin nesnelliği üzerinden gelişir ve burada reçetelere yer olmaz. Türkiye devriminin nasıl bir seyir izlemesi, yolunun ne olması tartışılabilir ama bu konu sosyalist ideolojinin eskidiği veya yanlışlandığı anlamına gelen ''yeni bir ideoloji lazım'' şeklinde ifade edilmemeli. Yanlışlık önce bu kavramlaştırmada ortaya çıkıyor.



--------------------------------------------------------

Sn Melnur.
Yeni bir idoloji sadece Türkiye için değil dünya için geçerli
Manifesto 1848 de düzenlendi.1871 de bir bölümü değişti.1917 de yeniden değişti. Programlar değiştiğinde idolojilerdede değişimler olur.
Komünistlerin idealleri dünyada ki bütün varlıkların ortak kullanımıdır bunu hak olarak görürler çünkü bu varlıkların nedeni onlara göre iki şekilde oluşuyor Birini doğa yaratıyor birini emekçi böyle olduğunda kullanım tüm insanlığa verilmeli.
Komünistler geleceği şöyle anlar çalışma zorunlu olmamalı çünkü zorunlu çalışma ancak kölelik statüsüdür kölede bir başka insanın bir başka insana hükmetmesidir.
Bu idaallerini bilimsel temellere dayandırırlar.

Bu idaallerni gerçekleştirmek için yol bulurlar program yaparlar .Bu programlar koşıllara göre değişir.
Nasıl ki 1848 programı koşullara göre 1871-1917 de değişmişse bu günde değişecektir. İşte bu gün değişecek program için nesnel şartları değerlendirirler. İdolojilerinin önünde bu şartları koyarlar. İdolojik değişim budur.

Dün kapitalist toplum üretimini genel olarak emek ağırlıklı yapıyordu üretimde denge bozukluğu kapitalist toplumda ağır krizlere neden olurdu ve bu krizler devrim için en önemli faktördü .Onun için komünist partiler hep fabrikalar kalelerimiz derdi.

Bu gün üretim ağırlıklı olarak makinalıdır ve üretim alanlarından işçi azaltılmakta hatta hedef hiç işçisiz üretim yapmaktır.
O zaman fabrikalar   kale olmaktan çıkmıştır.

Bu işçiler elbette sınıf değiştirmiyor hatta hala farklı sınıflardan katılım çoğalıyor .Ama bu katılım sokaklarda gece kondularda hatta yoksulluk maaşı almak için kuyruklarda.
Birde işçi sınıfı hizmet sektörü denilen tüketim transferinde bulunmaktadır. İşçi sınıfı artık süper marketlerde bankalarda belediyelerde satış reonlarında otellerdedir.

Bu durumda fabrikalar kalelerimiz yerine bir başka kale bulmak zorunda komünist partileri.
İşte bu kaleler varoşlar sokaklar meydanlardır.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 11.11.2015- 12:57


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Sosyalist ideolojinin ne olduğu ve devrimden sonra sosyalizmin nasıl kurulacağı konusunda sol açısından farklılık olduğunu düşünmüyorum. Eğer liberal solu ve radikal demokrasiyi sosyalizme eşitlemeyeceksek. Devrim konusunda ise aynı kesinlikle konuşamıyoruz. Kesin olan komünist partinin öncülüğünde örgütlü işçi sınıfının merkezinde olduğu kitlelerin çabasıyla gerçekleşeceğidir. Silahlı mücadele kapitalizmin geliştiği bir ülkede toplumda karşılık bulmuyor. Yasal veya yarı yasal bir komünist partinin işçi sınıfını ve geniş yığınları çevresine toplaması devrimi önceleyen bir süreç olacaktır. Devrime gidilen yolda yaşanması gereken süreç bu olacaktır ve devrim ancak böyle bir süreç sonunda gerçekleşecektir. Güney Amerika veya Asya, Afrika'nın geri kalmış ülkelerinde silahlı mücadele bir devrimle sonuçlanabilir, Küba örneğinde olduğu gibi, ama Türkiye ve benzer ülkeler için böyle bir modelin başarı şansı hemen hemen yoktur.



Aksini söyleyen yok zaten. Bilimsel sosyalist ideolojide söyledikleriniz anlamda bir eksiklik de yok. Problem burada ortaya çıkmıyor. Problem kapitalizm altında burjuva ideolojisine nasıl karşı koyulacağı ve burjuva ideolojisinin etkisi altında uyuşuklaştırılan kitlelerin sınıfsal bir çizgiye nasıl getirileceğidir. Sosyalistlerin elinde burjuvazinin sahip olduğu araçlar bulunmuyor. Burjuvazi sahip olduğu araçlarla ve kurduğu hegemonya ile kitleleri içinde bulundukları dünyanın dışında başka bir dünyanın olabileceğine kapalı hale getirebiliyor. Problem bunun nasıl aşılacağı ve işçi sınıfının siyasete nasıl çekileceği noktasında ortaya çıkıyor. Devrim kitlelerin eseri olacak, komünist parti devrimde kitlelere öncülük yapacak, bunlar tamam ancak, teorinin pratiğe nasıl yansıtılacağı hala problem. Türkiye'nin özgün koşullarını da düşündüğümüzde solcuların işi hayli zor görünüyor. Komünist partilerde örgütlenmek ve halkı örgütlü bir hale getirmeye çalışmak bu sürecin önemli halkası. Sonrasında devrimin yöntemi süreç içinde kendini ortaya koyacaktır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 12.11.2015- 19:51


Kapitalizmde sınıfsal bilinç kazanamayan kitlelere parti tarafından verilmesi gereken dışardan bilincin önemi de burada. Kapitalist ideolojinin uyuşturduğu kitlelerin kendi bilinçlerini elde edebilmesinin başka bir yolu bulunmuyor. Leninizme bundan ihtiyaç var. Devrimin olabilirliğinin Marksizmin yanında Leninizmin olmasını gerekli kılıyor. Tek başına marksizm de, tek başına leninizm de komünizme ulaşmada yeterli değil. Marksizmle komünizme nasıl ulaşacağımızın teorisini, leninizmle kitleleri bu sürece nasıl katabileceğimizi anlıyoruz. Leninist parti modeli ve dışardan bilinç konusu bu sorunun çözümünün formülünü bize veriyor ancak, bunun gerçekleştirilebilmesi de nesnel koşulların analizini gerektiriyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 12.11.2015- 21:04


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Kapitalizmde sınıfsal bilinç kazanamayan kitlelere parti tarafından verilmesi gereken dışardan bilincin önemi de burada. Kapitalist ideolojinin uyuşturduğu kitlelerin kendi bilinçlerini elde edebilmesinin başka bir yolu bulunmuyor. Leninizme bundan ihtiyaç var. Devrimin olabilirliğinin Marksizmin yanında Leninizmin olmasını gerekli kılıyor. Tek başına marksizm de, tek başına leninizm de komünizme ulaşmada yeterli değil. Marksizmle komünizme nasıl ulaşacağımızın teorisini, leninizmle kitleleri bu sürece nasıl katabileceğimizi anlıyoruz. Leninist parti modeli ve dışardan bilinç konusu bu sorunun çözümünün formülünü bize veriyor ancak, bunun gerçekleştirilebilmesi de nesnel koşulların analizini gerektiriyor.



Dışarıdan bilinç konusu işçi sınıfına bilincin işçi sınıfı dışındaki kadrolar tarafından verilmesi demek. Parti dışardan bilinci üretecek kadroların bir araya gelmesi ve bu bilinci işçi sınıfına taşıma işiyle yükümlü. Burjuva sınıfı kendi ideolojisini kitlelere dayatırken işçi sınıfının örgütlü olmaması veya partiye üye olmaması emekçi kitlelerin düzene bağımlı olmasına yol açıyor. Parti bu açıdan kapitalizmden sosyalizme geçişte hayati bir role sahip. Emekçi kitlelerin sosyalizme oy vermemesi, kendi partilerine üye olmaması, sistemin en gerici partilerine yönelmesi bu bilince sahip olamaması ve partinin bu konuda yeteri kadar başarılı olamadığını gösteriyor. Tartışılması gereken konu bence bu. Burjuvazinin ideolojisi ile beyni uyuşturulmuş kitlelere dışarıdan bilincin nasıl varileceği ise açık değil. Bu konunun her ülkeye özgü bir formülü yok.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 12.11.2015- 23:12


Dışardan bilinç konusunda eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum. Dışardan bilinç konusu partinin emekçileri sosyalist yapması olamaz, böylr bir şeyin zaten gerçekleşme ihtimali olduğunu da düşünmüyorum. İşçi sınıfının bir kısmını partiye katabilir onlara sınıf bilinci verebiliriz, bunu kabul ediyorum, ancak çalışanı ve çalışmayanı olarak işçilerin tamamını bu şekilde eğitemeyiz. İşçiler sol sendikalarda en fazla ekonomik bilinç kazanır, siyasal bilinç konusunda onları örgütlenmeye dahil edebilmeliyiz. Sosyalistlere ve sol partilere burada çok iş düştüğünü düşüyorum.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Kürt sorunu anketi: Yüzde 35.5 demokrasi, yüzde 5.5 silahlı mücadele... melnur 1 1450 23.08.2021- 02:47
Konu Klasör Silahla bir topluma asla huzur gelmiyor ayhan 0 4375 13.01.2016- 16:20
Konu Klasör Yılmaz Güney: Sorumluluk, mücadele ve Umut melnur 8 3268 10.09.2023- 20:24
Konu Klasör "Hileli seçim sistemine karşı ortak mücadele!" melnur 1 1125 01.04.2022- 01:13
Konu Klasör Kadın Düşmanlığı ve coğrafyamızın devrimci mücadele tarihi... melnur 0 2088 15.12.2019- 07:43
Etiketler   Silahlı,   mücadele
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS