SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Enternasyonal dünya devrimi           (gösterim sayısı: 3.866)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: tekyoldevrim
Konu Tarihi: 26.04.2015- 17:00


Enternasyonal dünya devrimi


Kapitalizmin bilgi teknolojisine geçmesiyle birlikte dünya komünizm aşamasına gelmiştir. Bilgi teknolojileri emeğin üretkenliğini arttırmış, ve canlı emeğe olan ihtiyacı azaltmıştır. Canlı emek ihtiyacının azalmasıyla dünyada işsizlik artmaya başlamış, canlı emekten elde edilen artı değerin azalmasına, kar oranlarının düşmesine ve sermaye birikiminin yavaşlamasına yol açmıştır. Bu koşullar her ülkede farklı şekillerde yaşanmasına rağmen bütün dünyanın bir gerçeği haline gelmiştir. Değer ilişkisinin bozulması değer toplumunun sonuna gelindiğinin ve değer ötesi toplumun kurulabilmesinin yakınlaştığı anlamına gelmektedir. Kapitalizmin sonuna gelindiği ve komünizmin yani değer ötesi toplumun yakınlaştığı savı bu nedenle ortaya atılmaktadır.

Koşullar buyken dünya devrimi yerine ulusalcı bir devrim üzerine kurgular yapmak emperyalizme yeni bir soluk kazandırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Tek ülkede sosyalizmin olamazlığı ortadayken ve dünya bir bütün halinde değer ötesi topluma yakınlaşmışken enternasyonal dünya devrimi yerine ulusalcı bir devrimi hedeflemek hem yanlışta ısrar etmek ve hem dünya proleteryasında bölünmelere yol açmaktadır. Sosyalistler solu ulusal değil enternasyonal biçimiyle kavramak durumundadır. Giderek küçülen ve bir köy halini alan dünyada enternasyonal devrim ateşi proleteryanın her ülkedeki mücadelesinin ulus ötesi bir mücadeleye dönüştürecek olanakları da içerir. Savunulması ve yürünmesi gereken yol da budur. Sosyalizmi bir teori olmaktan çıkarıp gerçekleştirilebilecek bir dünya haline getirecek olan mücadele de ancak bu haliyle sonuç alıcı bir netliğe bürünebilir. Tek ülkede devrim senaryoları emperyalizmin dünyasal anlamdaki ekonomik çöküntüsünü gizleyen ideolojik saldırılarına yol açmaktadır. Bu salvoları savuşturmanın yolu da enternasyonali savunmaktan geçer. Enternasyonal dünya devrimi kapitalizmin dünyasal anlamda çöküşe geçtiği koşullarda değer ötesi topluma ulaşmanın en gerçekçi yol haritasının bu olduğunu ve solun da bu perspektif üzerinden hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Marks'ın düşünce sistematiğinin de bu olduğunu sanıyorum.




Bu ileti en son tekyoldevrim tarafından 26.04.2015- 17:01 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 27.04.2015- 12:04


Daha önce tartıştığımız konuyu şimdi konu başlığı haline getirmişsin ancak yeni olarak söylediğin hiç bir şey yok. Tek ülkede sosyalizmin olamayacağından yola çıkıp hiç olamayacağı ortada olan enternasyonal dünya devrimini savunmuşsun. Açıklamaların ise bununla ilgili değil. Enternasyonal dünya devriminin dünya proleteryasının fiili işbirliği ile olabileceğini savunmanın yanlış olduğunu söylememize rağmen bunun nasıl olacağına hiç girmeden aynı şeyleri savunman bu konuda takıntılı olduğun anlamına geliyor. Tek ülkede işçi sınıfını kendi bağlaşıkları ile devrim sürecine sokabilmek hiç de kolay değilken, dünya işçi sınıfını kitlesel olarak bu hedefe soyundurmanın imkansız olacağını anlayamıyorsun. Her ülke koşulunun farklılığı, eşitsiz gelişme senin için hiç bir şey ifade etmiyor. Boş yere konu açmışsın, bunları daha önceki tartışmada zaten konuşmuştuk. Dünyanın komünizmle buluşması her devrimcinin işçi sınıfı ideolojisini kendi ülkesinde savunma ve bu konuda mücadele etmesiyle mümkün olabilir. Enternasyonal dünya devrimi sloganı tek ülkede sosyalizm mücadelesini yok saymak için kullanılıyor. Sen bunu yapmaya çalışıyorsun. Senin gibiler de bunu yapmaya çalışıyor. Bu yüzden devrim kaçkınısınız. Devrim lafını ağzınıza bile alamıyor, bu konuda politika üretemiyorsunuz. Böyle olunca ya liberalizme, ya ulusalcılığa ya da kuyrukçuluğa meylediyorsunuz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.004
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.04.2015- 17:54


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Daha önce tartıştığımız konuyu şimdi konu başlığı haline getirmişsin ancak yeni olarak söylediğin hiç bir şey yok. Tek ülkede sosyalizmin olamayacağından yola çıkıp hiç olamayacağı ortada olan enternasyonal dünya devrimini savunmuşsun. Açıklamaların ise bununla ilgili değil. Enternasyonal dünya devriminin dünya proleteryasının fiili işbirliği ile olabileceğini savunmanın yanlış olduğunu söylememize rağmen bunun nasıl olacağına hiç girmeden aynı şeyleri savunman bu konuda takıntılı olduğun anlamına geliyor. Tek ülkede işçi sınıfını kendi bağlaşıkları ile devrim sürecine sokabilmek hiç de kolay değilken, dünya işçi sınıfını kitlesel olarak bu hedefe soyundurmanın imkansız olacağını anlayamıyorsun. Her ülke koşulunun farklılığı, eşitsiz gelişme senin için hiç bir şey ifade etmiyor. Boş yere konu açmışsın, bunları daha önceki tartışmada zaten konuşmuştuk. Dünyanın komünizmle buluşması her devrimcinin işçi sınıfı ideolojisini kendi ülkesinde savunma ve bu konuda mücadele etmesiyle mümkün olabilir. Enternasyonal dünya devrimi sloganı tek ülkede sosyalizm mücadelesini yok saymak için kullanılıyor. Sen bunu yapmaya çalışıyorsun. Senin gibiler de bunu yapmaya çalışıyor. Bu yüzden devrim kaçkınısınız. Devrim lafını ağzınıza bile alamıyor, bu konuda politika üretemiyorsunuz. Böyle olunca ya liberalizme, ya ulusalcılığa ya da kuyrukçuluğa meylediyorsunuz.



Sn.bedrettin;

Söylediklerinize tamamen katılıyorum. Burada sürekli olarak vurgulamaya çalışıyoruz; enternasyonalizm bilimsel sosyalizm için nihai hedeftir ve dünya işçi sınıfının kurtuluşunun vazgeçilmez ölçeğidir. Dünya emperyalizmin egemenliğinden kurtulamadıkça da ulusal ölçeklerde nihail kurtuluş olmayacaktır. Ve bu gerçek bilimsel sosyalizmi rehber edinmiş devrimciler için tartışılmaz bir biçimde en üste yazılması gereken bir saptamadır. Ama bu durum hiç bir şekilde ulusal ölçekteki siyasal devrim perspektifinin yok sayılacağı veya öteleneceği bir koşul yaratmaz. Yaratmamalı. Ulusal ölçekte siyasal devrim perspektifinden yoksunluk, nihai kurtuluş olan enternasyonal dünya toplumu gerçeğini bir ütopyaya dönüştürür, anlamsızlaştırır, gerçekliğinin yok olmasına yol açar. Nasıl ki, ulusal ölçekte siyasal devrimi enternasyonal anlamından soyutlayarak savunabilmek mümkün değilse, enternasyonal dünya toplumu gerçeğini de ulusal ölçekteki siyasal devrimden soyutlayarak savunabilme olanağı yoktur. Bu iki olgu birbirinden ayrı değildir, bunlar birbirlerini bütünler. Ulusal ölçekteki devrimi yok sayan birinin Marks'ı, ve Lenin'i referans olarak göstermesi de mümkün değildir. Bugünün dünyasının somut koşullarında ise hiç mümkün değildir. Bu eksiklik pek çoğumuzda bulunduğu için sizin de altını çizdiğiniz gibi ulusalcılığa, liberalizme, ve kuyrukçuluğa savrulma kaçınılmaz hale geliyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.004
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.04.2015- 18:08


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Enternasyonal dünya devrimi


Kapitalizmin bilgi teknolojisine geçmesiyle birlikte dünya komünizm aşamasına gelmiştir. Bilgi teknolojileri emeğin üretkenliğini arttırmış, ve canlı emeğe olan ihtiyacı azaltmıştır. Canlı emek ihtiyacının azalmasıyla dünyada işsizlik artmaya başlamış, canlı emekten elde edilen artı değerin azalmasına, kar oranlarının düşmesine ve sermaye birikiminin yavaşlamasına yol açmıştır. Bu koşullar her ülkede farklı şekillerde yaşanmasına rağmen bütün dünyanın bir gerçeği haline gelmiştir. Değer ilişkisinin bozulması değer toplumunun sonuna gelindiğinin ve değer ötesi toplumun kurulabilmesinin yakınlaştığı anlamına gelmektedir. Kapitalizmin sonuna gelindiği ve komünizmin yani değer ötesi toplumun yakınlaştığı savı bu nedenle ortaya atılmaktadır.

Koşullar buyken dünya devrimi yerine ulusalcı bir devrim üzerine kurgular yapmak emperyalizme yeni bir soluk kazandırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Tek ülkede sosyalizmin olamazlığı ortadayken ve dünya bir bütün halinde değer ötesi topluma yakınlaşmışken enternasyonal dünya devrimi yerine ulusalcı bir devrimi hedeflemek hem yanlışta ısrar etmek ve hem dünya proleteryasında bölünmelere yol açmaktadır. Sosyalistler solu ulusal değil enternasyonal biçimiyle kavramak durumundadır. Giderek küçülen ve bir köy halini alan dünyada enternasyonal devrim ateşi proleteryanın her ülkedeki mücadelesinin ulus ötesi bir mücadeleye dönüştürecek olanakları da içerir. Savunulması ve yürünmesi gereken yol da budur. Sosyalizmi bir teori olmaktan çıkarıp gerçekleştirilebilecek bir dünya haline getirecek olan mücadele de ancak bu haliyle sonuç alıcı bir netliğe bürünebilir. Tek ülkede devrim senaryoları emperyalizmin dünyasal anlamdaki ekonomik çöküntüsünü gizleyen ideolojik saldırılarına yol açmaktadır. Bu salvoları savuşturmanın yolu da enternasyonali savunmaktan geçer. Enternasyonal dünya devrimi kapitalizmin dünyasal anlamda çöküşe geçtiği koşullarda değer ötesi topluma ulaşmanın en gerçekçi yol haritasının bu olduğunu ve solun da bu perspektif üzerinden hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Marks'ın düşünce sistematiğinin de bu olduğunu sanıyorum.




Sn.tekyoldevrim;

Birinci paragrafta söylediklerinize katılıyorum. Bugünün dünyası bilgi yoğun teknolojilerle komünist toplumun altyapısını oluşturmakta ve yakınlaştırmaktadır. Bu konuda söylemleriniz doğru da, bu söylemle ''enternasyonal dünya devrimi''ni ulusal ölçekteki sosyalist devrim ( siyasal devrim) ikame etmeniz doğru değil. Arasında çıkarım yapabileceğiniz hiç bir ilişki yok. Daha önce de söylenmişti, enternasyonal dünya toplumu ( komünizm) ulusal ölçeklerde gerçekleştirilecek devrimlerle işçi sınıfının iktidarı alması yoluyla gerçekleşebilecek bir idealdir. Bilgi yoğun teknolojilerin varlığının komünizmi yakınlaştırması dünya proletaryasının eşzamanlı   bir dünya devrimi yapabileceği anlamına gelmiyor. Hep aynı şeyleri söylemek zorunda kalıyoruz. Eşitsiz gelişme diye bir şey var. Her ülkenin farklılığı kapitalizmi farklı düzeylerde yaşaması, emperyalist ülkeler geri kalmış ülkeler ayrımı kapitalizmin yarattığı bir durumdur. Bu farklılıkları yok sayarak eş zamanlı bir devrim beklentisi içine girmek, gerçekte ulusal ölçekteki devrim perspektifinden vazgeçmek, işçi sınıfı ve emekçi halkı kapitalizme mahkum etmektir. bu söylemin, bu savların başkada bir karşılığı bulunmuyor. Ulusal ölçekteki siyasal devrim perspektifini yok sayarak çeşitli isimler altında ''enternasyonalist'' bir devrimi savunmak gerçekte işçi sınıfı ve emekçi halka bir hayal satmaktan başka bir anlama gelmiyor. Ya da...

Ya da, Lenin söylediği biçimiyle bu savlar ''devrimci lafazanlık'' olmaktan öteye geçemiyor.




Bu ileti en son melnur tarafından 27.04.2015- 18:11 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
tekyoldevrim
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.12.2013
İleti Sayısı: 212
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: tekyoldevrim
Cevap Tarihi: 28.04.2015- 22:05


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Enternasyonal dünya devrimi


Kapitalizmin bilgi teknolojisine geçmesiyle birlikte dünya komünizm aşamasına gelmiştir. Bilgi teknolojileri emeğin üretkenliğini arttırmış, ve canlı emeğe olan ihtiyacı azaltmıştır. Canlı emek ihtiyacının azalmasıyla dünyada işsizlik artmaya başlamış, canlı emekten elde edilen artı değerin azalmasına, kar oranlarının düşmesine ve sermaye birikiminin yavaşlamasına yol açmıştır. Bu koşullar her ülkede farklı şekillerde yaşanmasına rağmen bütün dünyanın bir gerçeği haline gelmiştir. Değer ilişkisinin bozulması değer toplumunun sonuna gelindiğinin ve değer ötesi toplumun kurulabilmesinin yakınlaştığı anlamına gelmektedir. Kapitalizmin sonuna gelindiği ve komünizmin yani değer ötesi toplumun yakınlaştığı savı bu nedenle ortaya atılmaktadır.

Koşullar buyken dünya devrimi yerine ulusalcı bir devrim üzerine kurgular yapmak emperyalizme yeni bir soluk kazandırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Tek ülkede sosyalizmin olamazlığı ortadayken ve dünya bir bütün halinde değer ötesi topluma yakınlaşmışken enternasyonal dünya devrimi yerine ulusalcı bir devrimi hedeflemek hem yanlışta ısrar etmek ve hem dünya proleteryasında bölünmelere yol açmaktadır. Sosyalistler solu ulusal değil enternasyonal biçimiyle kavramak durumundadır. Giderek küçülen ve bir köy halini alan dünyada enternasyonal devrim ateşi proleteryanın her ülkedeki mücadelesinin ulus ötesi bir mücadeleye dönüştürecek olanakları da içerir. Savunulması ve yürünmesi gereken yol da budur. Sosyalizmi bir teori olmaktan çıkarıp gerçekleştirilebilecek bir dünya haline getirecek olan mücadele de ancak bu haliyle sonuç alıcı bir netliğe bürünebilir. Tek ülkede devrim senaryoları emperyalizmin dünyasal anlamdaki ekonomik çöküntüsünü gizleyen ideolojik saldırılarına yol açmaktadır. Bu salvoları savuşturmanın yolu da enternasyonali savunmaktan geçer. Enternasyonal dünya devrimi kapitalizmin dünyasal anlamda çöküşe geçtiği koşullarda değer ötesi topluma ulaşmanın en gerçekçi yol haritasının bu olduğunu ve solun da bu perspektif üzerinden hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Marks'ın düşünce sistematiğinin de bu olduğunu sanıyorum.




Sn.tekyoldevrim;

Birinci paragrafta söylediklerinize katılıyorum. Bugünün dünyası bilgi yoğun teknolojilerle komünist toplumun altyapısını oluşturmakta ve yakınlaştırmaktadır. Bu konuda söylemleriniz doğru da, bu söylemle ''enternasyonal dünya devrimi''ni ulusal ölçekteki sosyalist devrim ( siyasal devrim) ikame etmeniz doğru değil. Arasında çıkarım yapabileceğiniz hiç bir ilişki yok. Daha önce de söylenmişti, enternasyonal dünya toplumu ( komünizm) ulusal ölçeklerde gerçekleştirilecek devrimlerle işçi sınıfının iktidarı alması yoluyla gerçekleşebilecek bir idealdir. Bilgi yoğun teknolojilerin varlığının komünizmi yakınlaştırması dünya proletaryasının eşzamanlı   bir dünya devrimi yapabileceği anlamına gelmiyor. Hep aynı şeyleri söylemek zorunda kalıyoruz. Eşitsiz gelişme diye bir şey var. Her ülkenin farklılığı kapitalizmi farklı düzeylerde yaşaması, emperyalist ülkeler geri kalmış ülkeler ayrımı kapitalizmin yarattığı bir durumdur. Bu farklılıkları yok sayarak eş zamanlı bir devrim beklentisi içine girmek, gerçekte ulusal ölçekteki devrim perspektifinden vazgeçmek, işçi sınıfı ve emekçi halkı kapitalizme mahkum etmektir. bu söylemin, bu savların başkada bir karşılığı bulunmuyor. Ulusal ölçekteki siyasal devrim perspektifini yok sayarak çeşitli isimler altında ''enternasyonalist'' bir devrimi savunmak gerçekte işçi sınıfı ve emekçi halka bir hayal satmaktan başka bir anlama gelmiyor. Ya da...

Ya da, Lenin söylediği biçimiyle bu savlar ''devrimci lafazanlık'' olmaktan öteye geçemiyor.




Tartışmaktan bir zarar gelmez, her farklı düşünce tartışılan konuya zenginlik getirir, bu tartışmayı da böyle yorumlamak lazım. Başka bir şeye yormadan.

Tek ülkede sosyalizm konusu emperyalist kuşatma altında sosyalizme aykırı yönelimlere yol açıyor diyorum. Bunu söylerken uygulayıcı kesimlerin iyi niyetli olmadığını söylemiyorum. İç ve dış koşullar bu sapmayı getiriyor, adeta dayatıyor. Daha önceki mesajlarımda yazdığım gibi, yönetilen ile yönetime talip olanlar arasındaki bilinç düzeyinin uzaklığı yöneten yöneten yönetilen ilişkisinin kalıcılık kazanmasına yol açıyor. Böyle olunca devlet de küçüleceğine büyüyor, teoride burjuvaziye baskı aracı olan bu şekil giderek halka yönelik baskıya dönüşüyor. Böyle bir tablonun sosyalizmle ilgisi yok. Bu tablodan sosyalizm de çıkmaz, sosyalist kuruculuk da çıkmaz. Bürokratik bir yapı çıkar. Sovyetlerde böyle olması, bundan sonra olmaz yorumları da mantıklı değil. Bundan sonra da böyle olacak. Çünkü emperyalist üstünlük tek ülkede sosyalizme başka çare bırakmıyor. Çözüm ne o zaman, neyi savunmak lazım, hala tek ülkede sosyalizmde ısrar etmek mantıklı mı?

Tek ülkede sosyalizm uygulamaları zorunlu olarak sosyalizmden sapkınlığa yol açıyorsa, çözüm tek ülkede sosyalizm arayışları yerine çok daha fazla ülke proleteryasının katılımıyla ortaya çıkacak bir dünya devrimidir. Enternasyonalist dünya devrimi, bütün dünya proleteryasının katıldığı eşzamanlı bir devrim değil. Bu sav çok ütopik olur, daha gerçekçi çözüm birbirine yakın coğrafyalardaki proleteryanın beraberliği olabilir. Burada amaç çok daha geniş bir coğrafyada sosyalist kuruculuğu başlatmak olmalıdır. Emperyalizmin yarattığı zorlukların üstesinden bu şekilde gelinebilir. Kuruculuğun da sosyalist yürüyüşe uygun bir şekilde yürütülme imkanı doğar. Tek ülkede devrim yerine enternasyonal dünya devrimi deyişimin nedenleri bunlar, başka bir amacım da yok.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.004
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.04.2015- 01:26


Hep aynı şeyleri konuşmak zorunda kalıyoruz, yeni bir şey söylemediğiniz için verilecek yanıt bir önceki yazılanlardan da başka bir şey olmuyor.

Siz SSCB'deki uygulamanın sosyalist kuruculuğa aykırı olduğu konusuna takılmışsınız. Devletin küçülmesi-sönümlenmesi ve yöneten yönetilen ilişkisi konularında fazla biçimsel davranıyorsunuz. Şöyle bakmaya çalışın, siyasal devrimden sonraki kuruculuk özel mülkiyetin kaldırılmasıyla başlar değil mi? Siyasal devrim ve söylediğiniz gibi sosyalist kuruculuk temelde burjuvazinin mülksüzleştirilmesi ile işe koyulur. Peki, o zaman neden Lenin NEP'e başvurdu? NEP neden bir ihtiyaç haline geldi, neden geçici de olsa geri adım atıldı? Şimdi bu uygulamaya bakılarak, ''proletarya özel mülkiyeti kaldırmak için devrim yaptı ama NEP gibi gerici bir ekonomik program uygulayarak 'sosyalist yürüyüşe' aykırılık içine girdi'' diyebilir misiniz? Lenin'in ekonomide NEP'i uygulamaya sokmasını sosyalist amaçlara aykırı bir genelleme olarak ileri sürmek mümkün mü? Mümkün değil, NEP koşulların dayattığı bir geri adımdı ve amaç oluştuktan sonra da Stalin tarafından kaldırılmış ve sonuçta özel mülkiyet ekonomiye hakim olmuştur. SSCB'de devlet ve yöneten yönetilen ilişkisine de böyle bakmaya çalışmalısınız. Devleti sınıfsal bir baskı mekanizması olarak görebilmelisiniz. Sınıflar ve sınıfları ortaya çıkaran koşullar var olduğu sürece devlet de var olacaktır.

Sosyalistlerin devrimden sonraki önceliği devrimi korumaktır, sınıfları ve sınıfları ortaya çıkaran koşulları da ortadan kaldırmaktır. Bu konuda bakılması gereken yer doğrudan devlet değil, hem emperyalizmin saldırganlığı ve hem de sınıfların ve sınıfları yaratan koşulların varlığıdır. Sosyalistler dışta emperyalist saldırganlığa ve içerde daha da keskinlik kazanabilecek sınıf mücadelesine karşı devleti ''güçlü'' bir konumda tutmak zorundadır. Bizim amacımız ve hedefimiz devleti değil sınıfları ve sınıfları yaratan koşulları ortadan kaldırmak, devletle ilişkilendirilecekse sönümlemeye çalışmak olmalıdır; sınıflar ve sınıfları yaratan koşullar   ortadan kaldıkça yani sönümlendikçe devlet de zaten doğal olarak ortadan kalkacak, sönümlenecektir. Bu devlet takıntısını üzerinizden atmanız gerekiyor, biz anarşistler gibi bakmıyoruz devlete, bakamayız.

Yöneten yönetilen ilişkisi için de benzer şeyler söylenebilir. Elbette amaç devletin ortadan kaldırılması ve yöneten yönetilen ilişkisine son vermektir. Ama şunu da hatırdan çıkarmamak gerek ki, yeni bir insan ve yeni bir toplum başlangıçta mutlaka hem devleti ve hem de zorunlu olarak yöneten yönetilen ilişkisini zorunlu hale getiriyor. Çünkü devlet bir baskı mekanizması olmasının yanında aynı zamanda bireyin-toplumun kendiliğinden yapamayacağı işleri yapan bir organdır ve toplum kendi kendini aracısız yönetme bilgi ve becerisini kazanıncaya kadar bu işler hep üst perdeden yapılmak zorunda kalınacaktır. Başka çaresi de yok. Siz kapitalizm içinde yöneten ve yönetilen ilişkisini en aza indirecek bir bilinç düzeyinin oluşabileceğini varsayıyor ve o zamana kadar kapitalizm içinde kalınmasını ve siyasal devrimin değil, sınıfın eğitilmesini savunuyorsanız, bu mümkün değil. ( Daha önce başka bir başlıkta buna benzer bir şeyler söylemiştiniz, sanıyorum. Yanlış hatırlıyorsam düzeltirsiniz.)

Evet, bu mümkün değil. Kapitalizm içinde sınıf hiçbir şekilde ve kitlesel olarak tarihsel çıkarlarının ayırdına varamayacaktır. Burjuva ideolojisinin egemenliği ve sınıfın içinde bulunduğu koşullar buna engeldir. Sizin söylemek istediğinizin tam tersine, proletaryanın sınıf bilincine sahip olup tarihsel çıkarlarının farkına varabilmesi için de ulusal ölçekte sosyalist devrim zorunludur. İşçi sınıfının kapitalizm içinde edinebileceği sınırlı bilincin tamamlanabilmesi ancak siyasal devrimden sonra, proleter diktatörlük altında ve komünist partinin yönlendirmesiyle mümkün hale gelebilir.

SSCB'de devlet ve yöneten yönetilen konusunda sorunlar yaşanmış olabilir. yaptığınız genellemeler dışında ki, bana göre yanlış genellemeler, spesifik konularda somut sorunlar ortaya konulabilir ve tartışılabilir. Elbette SSCB büyük bir deneyimdi, pek çok konuda hataları da olmuş olabilir ama bu olası hataları bir reddiye şeklinde toptancı yaklaşımlarla eleştirmek yerine bir solcuya yakışan ve uygun olan bir tavırla çözümlemeye çalışmak çok daha sağlıklı sonuçlara varabilmenin yolu gibi geliyor bana; öyle değil mi?



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Dünya Tiyatro Günü: Bir replikle değişir dünya... melnur 3 2459 27.03.2022- 09:52
Konu Klasör İşçi Sınıfının Dünya Partisi’nin 100. yılı... melnur 2 1992 17.11.2019- 05:46
Konu Klasör 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü... melnur 3 4371 08.03.2022- 02:34
Konu Klasör Dünya devrim müzikleri ve özgürlük şarkıları... deniz 0 1402 06.04.2020- 03:01
Konu Klasör Ekim Devrimi (Rus Devrimi - Bolşevik Devrim) spartakus 0 5180 22.08.2015- 13:51
Etiketler   Enternasyonal,   dünya,   devrimi
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS