SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Altan Tan feodallerin ve tarikatların teorisyenidir           (gösterim sayısı: 3.181)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 14.06.2015- 21:36


Taylan Karslı yazdı: Altan Tan feodallerin ve tarikatların teorisyenidir

Resim Ekleme

Kürt politik hareketinin legal kanadının, daha önce hiç olmadığı kadar yükselmiş olduğu yeni bir döneme tanıklık ediyoruz. Bu kanadın HEP’le başlayan partiler zincirinin son halkası olan HDP, son genel seçimde barajı aşmakla kalmayıp öncüllerine kıyasla muazzam sayılabilecek % 13 gibi bir oy oranıyla, TBMM’ye parti olarak girmeyi başarmış bulunuyor. Bu sonuç aynı zamanda oyları % 40’a kadar gerileyen iktidar partisi AKP’nin tek başına hükümeti kuramaması sonucunu da beraberinde getirdiği için bugünlerde tüm televizyonlarda, başta HDP olmak üzere, muhalif parti temsilcilerinin açıklamalarını izliyoruz. HDP’nin bu süreçte sergileyeceği tavır, seçim süresince verdiği sözlere sadık kalıp kalmayacağı merak edilirken, bu parti adına ekranlarda en çok boy gösterenlerden birinin ise İslamcı bir geçmişe sahip olan Altan Tan olması kuşku uyandırıyor. Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın kendisi de bu kuşkuları daha da büyütmek için elinden geleni ardına koymuyor. Bu o kadar öyle ki, HDP bile kendisini İslamcı söylemleri konusunda uyarmaya mecbur hissediyor. Oysa durum, bir şayia olmanın çok ötesinde, özellikle de Türkiye solu tarafından üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir nitelik arz ediyor. Zira Altan Tan’ın Kürt meselesine dair gerici söylemleri, gündelik politik söylemleriyle sınırlı değil. Altan Tan’ın tüm bu söylemlerinin izlerini, Gülen cemaatinin yayın organı olan Timaş Yayınları’nca basılmış, Kürt Sorunu: Ya Tam Kardeşlik Ya Hep Birlikte Kölelik isimli kitabında bulmak mümkün.

KÜRT KÜLTÜRÜNÜN YALNIZCA AŞİRET VE TARİKAT EKSENİNDE…

Altan Tan’ın Ortaokul tarih ders kitabı düzeyinde olan bu çalışması, yalnızca kitap okurlarının algı düzeylerini değil aynı zamanda Kürt halkının bugüne kadar biriktirmiş olduğu hayli zengin tarihsel ve kültürel mirası hafife almasıyla dikkat çekiyor. Tan’ın, “Feodal kurumlarla birlikte tüm feodal kültüre ve geleneklere de karşı çıkıldığında ortada Kürtlük namına soyut bir Kürtçe dilinden başka bir şey kalmamaktadır” şeklindeki ifadesi, gerici söylemlerinin türediği temel bir tez olarak beliriyor. Altan Tan, kitabında Kürtlüğün asıl olarak feodal kültürün önemli bileşenleri olan tarikat ve aşiret faktörlerinden ibaret olduğunu ve bunun dışında Kürtlüğün hiçbir anlam ifade etmediğini ispata gayret ediyor. Oysa ki, Kürt folklorunun sözlü ve yazılı mirasında yer alan fablların, hikâyelerin, masalların, bilmecelerin ve şiirlerin temaları düşünüldüğünde, Kürt kültürünün yalnızca aşiret ve tarikat ekseninde oluştuğunu düşünmek için çok değil, sadece Altan Tan gibi biri olmak yeterli olabiliyor.

KÜRTLERİN LAİK VE AYDINLANMACI BİR GELENEĞİ

Aşiret ve tarikat faktörlerinin Kürtlüğün oluşumunda başat bir rol oynaması ve çok güçlü bir belirleyen olması, Kürtlüğün yalnızca bu unsurlardan oluştuğu anlamına gelmiyor. Kürtlüğün oluşumunda bu unsurlara gösterilen bir direnç de söz konusu ki, bu direnç unsurlarının, Kürt fabl, hikâye ve mizahlarına, kısacası Kürt folklorunun bütününe sindiği görülebilir. “Horoz ve Tilki” fablının Nakşi şeyhlerini hedef alan din karşıtı bir fabl olduğu, “Şeyh Süleyman” hikayesinin dini sınıfa yönelik kara bir mizahı anlattığı Nikitin’in çalışmalarından bile öğrenilebilir. Hacı Qadıri Koyi’nin (1815-1892) yurtseverlik temalı şiirleri ile ünlü olduğu ve hatta materyalist öğeler taşıdığı da gözönüne alınırsa, Kürt folklorunun feodal ve tarikat unsurlarıyla sınırlı tutulamayacağı aşikardır. Bununla birlikte, Türkiye Kürtlerinin, 1960 sonrası Türkiye solu ile olan buluşmalarından laik ve aydınlanmacı bir politik hat yaratabildiklerini de belirtmek gerekiyor. Bu gibi kısa örnekler, Kürtlerin aşiret ve tarikat unsurlarının belirleniminin dışına da çıkabildiğini, Kürtlerin laik ve aydınlanmacı bir geleneğinin olduğunu ve bu durumun tarihsel bir zemininin bulunduğunu göstermekte. O halde, kitabının tanıtım metninde “ünlü Kürt aydını” olarak takdim edilen Altan Tan, neden Kürt siyaset ve kültürünün bu gibi aydınlanmacı noktalarını görmezden geliyor? Burada iki tespit yapılabilir. İlki, Tan’ın Kürt kültürünün bütünü hakkında yeterince bilgi sahibi olmayışı olabilir. İkincisi ise, yeterince bilgi sahibi olmasına rağmen, hiç de böyle bir birikim yokmuş gibi davranmasıdır. Sonuç ne olursa olsun,bu hâliyle Altan Tan bilgiden çok cehalet üretiyor! Hâl böyle iken Kürt halkının bir “Kürt aydını” olarak Altan Tan’a ne kadar ihtiyaç duyduğu oldukça tartışılır. Fakat hiç tartışılamayacak bir gerçek var ki; o da Altan Tan’ın Kürt halkı tarafından ivedilikle aydınlatılması gerektiğidir. Rojava’dan Mahabad’a, Diyarbakır’dan Şengal’e, Kürtlerin tarihsel birikimi Altan Tan’ın “aydın” birikiminin oldukça ötesinde ve bunu yapmaya muktedirdir.

ALTAN TAN’DAN ÇOCUKLARA MASALLAR

Altan Tan’ın,Kürt folkloruna yabancı olduğu, bu kitaptaki “tarihsel bilgi” olarak sunduğu Vikipedi toplaması masalların sığlığından da anlaşılabiliyor. Diyor ki masallarında Tan, Kürtler “haşmetli” Osmanlı çağında aynı coğrafyada din kardeşleri olan Türklerle ümmetçilik fikri altında bir arada yaşarken, birden ortaya çıkan laik Cumhuriyet bu birlikteliğin kökünü kurutuyor. Devam ediyor Tan ve Kürtlere Cumhuriyet’in sırf Kürt olmalarından kaynaklı düşmanlık ürettiğini söylüyor. Oysaki, bir zamanlar Kürt meselesine dair özgün çalışmalar ortaya koyabilmiş Mesut Yeğen’in, Devlet Söyleminde Kürt Sorunu adlı kitabında da belirttiği gibi,

“devlet, toplumsal sorunları tarih dışı bir dil ya da hafızayla değil de, özel bir tarihsellik içinde ortaya çıkan söylemsel kuruluşun tedarik ettiği kavramlarla algıladığından, etno-politik bir sorun olan Kürt sorununun irtica, aşiret ya da eşkıyalık sorunu olarak sunulması, kasıtlı bir tahrifat olmayıp, özel bir söylemsel kuruluşun imkân verdiği tarihsel bir algılamadır. Kısacası, devlet Kürt sorununu irtica, aşiret ya da eşkıyalık meselesi olarak çarpıtmamış fakat irtica, aşiret ya da eşkıyalık meselesi olarak algılamıştır.”

Yeğen’in yetkinlikle ortaya koyduğu bu tablo gözönüne alındığında, “ünlü Kürt aydını” Altan Tan’ın masallarına inanmak hayli güç olsa gerek. Masalın sonunu bilmeceye bağlayarak çözümün ne olduğunu tahmin edene kendi “şaheserini” hediye etmiş mi bilemeyiz ama, biz yine de onun ağzından aktaralım. Masalın sonunda kahramanımız, Kürtleri Cumhuriyet’in boyunduruğundan kurtarıp, “kardeşçe” bir yaşamı sağlayacağını iddia ettiği ümmetçiliği tahkim ederek, Kürtleri de Türkleri de mutlu sona ulaştırıyor. Bize de Altan Tan’ın fantezi dünyasına teşekkür etmek düşüyor. Lakin teşekkürün bizi eğlendirdiği ölçüde geçerli olduğunu hatırlatıp haşlama zamanının geldiğini de belirtmek gerek. Altan Tan’ın bilmesi gereken, Kürtler ile Cumhuriyet arasındaki çelişkinin tarih üstü olmadığı, bu çelişkinin farklı tarihsel koşullarda farklı toplumsal ve ideolojik belirlenimler altında türediği ve bu yüzden de ebedi bir nitelik taşımamış olduğunu hatırlatmaktır. Türkler ile Kürtlerin“din kardeşleri” olarak tanımlanması, Türklerin olduğu kadar, Kürtlerin de hasıraltı edilmeye çalışılan ve Altan Tan’ın bir tür nefret ettiği aydınlanmacı birikimleri nedeniyledir. Açık ki; Altan Tan, kadınların her kademesinde yönetici olarak temsil edilebildikleri HDP için de, IŞİD gericiliğinden kaçıp Rojava’ya girdiğinde kara burkasını atarak renkli elbisesiyle özgürlüğünü kutlayan Kürt kadınında ifadesini bulmuş bu toplumsallık için de yobaz kalıyor.

ALTAN TAN’A ÖNERİLER

Tüm bunlardan sonra, Altan Tan’a ilk önerimiz, kendisiyle birlikte seçilen HDP’nin alevi ve kadın milletvekilleriyle sosyalliğini artırarak yobazlıklarını törpülemesi olacaktır.Yok eğer, “Bunlarhiç alışık olmadığım şeyler, çok zorlanırım ” diyecek olursa da, ikinci önerimiz, bundan sonraki çalışmalarını siyasette değil mizah alanında gerçekleştirmesidir. Ondan beklentimiz ‘eşsiz hayal gücü’nü kullanarak yeni çalışmalar ortaya çıkarması ve bizleri esprilerinden mahrum bırakmaması olacaktır. Zira, Türkiyeli okurların mizah kitaplarına da ihtiyacı var. Bu önerimize de illa,“bana ünlü Kürt ‘aydın’ı diyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor. Siyaset de yaparım televizyona da çıkarım” diye bir kulp bulacaksa da, televizyonlara çıkmadan önce aşağıda kendisi için hazırlanan okuma listesinden dilediği kitapları seçebilir.

Altan Tan’ın Okuma Listesi:

100 Soruda Kürtler

100 Soruda Aydın Olmak

100 Soruda Analitik Düşünme Yeteneği

Taylan Karslı

Odatv.com



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 15.06.2015- 11:15


Kitle partilerinde seçmen yelpazesi geniş tutulduğu için farklı görüşler de bu partilerde yer bulabiliyor. Ancak bir şartla, kitle partileri olması demek partilerin kırmızı çizgilerinin olmaması demek değil. Altan Tan her fırsatta şeriatçı olduğunu söyleyen biri, böyle bir siyasetçinin kürt hareketinde ne işi var? Her gün televizyona çıkıp gerici düşüncelerini topluma yayan birini HDP'nin içine almaması gerekiyor. Bu özellik bile kürt hareketindeki etnik siyaset özelliğinin devam ettiğini gösteriyor. Siyasetin göbeğine kürt kimliğini koymak herşeyden önemli kürt hareketi için. Altan Tan bu yüzden HDP'nin içinde. Şeriatı savunuyormuş, islam kardeşliği adı altında gericiliği savunuyormuş HDP için hiç önemli değil.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Ne yapmalı?-AHMET ALTAN ayhan 3 3361 01.04.2016- 10:42
Konu Klasör Altan Tan: Seçimin mağlubu HDP solcu 0 3513 14.04.2014- 20:17
Konu Klasör Ahmet Altan Partisi: HDP umut 3 3495 16.03.2015- 20:32
Konu Klasör Altan Tan: "Bu fikir özgürlüğü değildir" denizcan 6 4655 17.01.2015- 20:00
Konu Klasör Çetin Altan hayatını kaybetti munzur 10 9347 08.11.2015- 18:50
Etiketler   Altan,   feodallerin,   tarikatların,   teorisyenidir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS