SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 6 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   4   5   6   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 28.07.2015- 11:59


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

ütopyacı sosyalizm ile bilimsel sosyalizm arasındaki farka da değinmek lazım. örnek olarak blanki ile marks verilebilir. blanki dar bir örgüt yapısıyla iktidarın ele geçirilmesini savunuyordu. bu yüzden o da ütopyacı sosyalistlerdendi. marks ise devrim koşullarının uygun olmasını savunuyordu. paris komününe ilk başlarda karşı çıkması koşulların uygun olmaması ile ilgiliydi, blanki ise ne olursa olun iktidarın alınmasını savunuyordu. ütopyacı sosyalizm ile bilimsel sosyalizm arasında böyle bir fark olduğunu düşünüyorum.



Bu konunun bilimsellikle bir ilgisi bulunmuyor. Siyasal iktidarın alınması konusunu daha fazla determinizme veya daha fazla volüntarizme bağlayan görüşler olabilir, bu görüşler de tartışılabilir, ama hanhi görüş bu bağlamda ne söylerse söylesin konuyu bilimsel bir temel üzerine oturtabilmesi mümkün değildir.   Bu konu siyasetin kapsamı içine girer ve doğrudan marksist bilimle ilişkilendirilemez. Benim görüşüm bu konuya ç.ok fazla kategorik yaklaşılmaması yönündedir.   Siyasal devrimin nesnel koşulları olduğu gibi iradeci bir yanının olduğu da açık. Bu yaklaşımları birbirinden soyutlamak doğru değil.



Benim görüşüm çağımızda devrimin gerçekleşebilmesi için iradeci çözümlerin daha ön plana çıktığı doğrultusunda. Marks bilinç tarafından belirlenenin konum olduğunu söylerken kapitalizme fazla güven duyuyor. Aradan 200 yıl geçti, işçi sınıfının durumunda hiç bir değişiklik olmamasına ve sömürü daha da artmış olmasına rağmen işçi sınıfı bilinç edinememiş. Edineceğe de benzemiyor. Egemenin kullandığı din işçi sınıfı üzerinde daha etkin olmaya meyilli. Papanın konuşmasına milyonlarca insanın katılması, Türkiye'de ''çalıyorlar ama iş de yapıyorlar'' sözünün emekçiler arasında karşılık bulmasını başka nasıl sçıklayabiliriz? Bu koşullarda kapitalizm istediği kadar gelişsin işçi sınıfının konumu ne olursa olsun bilincin otomatizasyonu gerçekleşmiyor. Devrim bu yüzden çok daha iradeci yöntemlerle gerçekleşecek diye düşünüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.992
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.07.2015- 01:33


Doğru düşünüyorsunuz; yalnız bu ''iradeci yaklaşım''ı işçi sınıfı ve kitlelerden kopuk bir iradecilik olarak algılamamak gerek. İşçi sınıfının ve emekçi kitlelerle bağ kuramamış bir iradeci anlayışın da hem sosyalist devrim ve hem de kuruculuk sürecinde büyük oranda başarısız kalabilme olasılığı fazla olacaktır. İradecilik konusunda bu konuyu da göz ardı etmemek gerek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 20.10.2015- 15:03


'Tarihin materyalist kavranışını ve artı değer aracılığıyla kapitalist üretimin sırrının çözülüşünü Marks'a borçluyuz. Bu buluşlarla sosyalizm, her şeyden önce, bütün ayrıntıları ve ilişkileriyle geliştirilmesi gereken bir bilim oldu.'' ENGELS, Anti-Dühring



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 13.01.2016- 17:41


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Doğru düşünüyorsunuz; yalnız bu ''iradeci yaklaşım''ı işçi sınıfı ve kitlelerden kopuk bir iradecilik olarak algılamamak gerek. İşçi sınıfının ve emekçi kitlelerle bağ kuramamış bir iradeci anlayışın da hem sosyalist devrim ve hem de kuruculuk sürecinde büyük oranda başarısız kalabilme olasılığı fazla olacaktır. İradecilik konusunda bu konuyu da göz ardı etmemek gerek.



Yanlış anlaşılamazsa bir soru soracağım, çoktandır da kafamda ve bu konuda kendimi inandıracağım bir çıkış yolu bulmakta zorluk çekiyorum. İşçi sınıfı ve kitlelerden kopuk bir iradeciliğe neden karşı olunmalı? Siyaset iktidarı almaksa kitlelerin bilinçlenmesini beklemek yerine doğrudan iktidarı almaya dönük faaliyetler sosyalist teoriye göre neden yanlış görülür? Bugün Türkiye'de işçi sınıfı ve yoksul kesimlerin iktidarı alabilecek bir bilince sahip olabileceğine inanıyor musunuz? Ben çok zor görüyorum. Dışardan bilinç diyoruz ancak onunda toplum üzerinde bir etkisi olmuyor. Bu ülkede kaç kişi aklı başına dergi gazete okuyor ki? İnsanların yarın ne yapacağını düşünmekten sağını solunu görecek halleri kalmamış. Teorik olarak dışardan bilinç yoluyla kitlelere bilinç verilebilir. Devrim gibi bir alt üstü düşündüğümüzde bunu gerçekleştirecek kitleler sanki bana bu yolla gerçekleşmez gibi geliyor. Çok zor bir konu.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 13.01.2016- 19:46


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Doğru düşünüyorsunuz; yalnız bu ''iradeci yaklaşım''ı işçi sınıfı ve kitlelerden kopuk bir iradecilik olarak algılamamak gerek. İşçi sınıfının ve emekçi kitlelerle bağ kuramamış bir iradeci anlayışın da hem sosyalist devrim ve hem de kuruculuk sürecinde büyük oranda başarısız kalabilme olasılığı fazla olacaktır. İradecilik konusunda bu konuyu da göz ardı etmemek gerek.



Yanlış anlaşılamazsa bir soru soracağım, çoktandır da kafamda ve bu konuda kendimi inandıracağım bir çıkış yolu bulmakta zorluk çekiyorum. İşçi sınıfı ve kitlelerden kopuk bir iradeciliğe neden karşı olunmalı? Siyaset iktidarı almaksa kitlelerin bilinçlenmesini beklemek yerine doğrudan iktidarı almaya dönük faaliyetler sosyalist teoriye göre neden yanlış görülür? Bugün Türkiye'de işçi sınıfı ve yoksul kesimlerin iktidarı alabilecek bir bilince sahip olabileceğine inanıyor musunuz? Ben çok zor görüyorum. Dışardan bilinç diyoruz ancak onunda toplum üzerinde bir etkisi olmuyor. Bu ülkede kaç kişi aklı başına dergi gazete okuyor ki? İnsanların yarın ne yapacağını düşünmekten sağını solunu görecek halleri kalmamış. Teorik olarak dışardan bilinç yoluyla kitlelere bilinç verilebilir. Devrim gibi bir alt üstü düşündüğümüzde bunu gerçekleştirecek kitleler sanki bana bu yolla gerçekleşmez gibi geliyor. Çok zor bir konu.



Kitle olmadan iradeci bir anlayışla iktidar nasıl alınabilir? Bu konuda bir fikrin var mı? Bir örgüt kurulsa illegal olsa ve silahlı devrimi amaçlasa arkasında kitle desteği olmadan bunu nasıl yapabilir? Burjuva devlet mekanizmasını koruyan militarist yapıyı devirebilecek bir örgüt kurulabilir mi sence?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 15.01.2016- 12:41


Askerden, işçi kesimlerinden, aydınlardan, öğrencilerden oluşmuş bir örgüt parlamentoyu bassa, onları iş yapamaz hale getirse polis ve askerin büyük çoğunluğu buna tepki göstermese ve bu şekilde iktidara el konulsa sosyalist devrim sayılmayacak mı? Fikir jimnastiği yapıyorum sadece, konuyu tartışmak için. Böyle düşünmenin nesi yanlış? İşçi sınıfının bilinçleneceği falan yok, burjuvazinin gericileştirici baskısının etkisinde kendisinin çıkarlarını koruyacak bir bilinç ortada yok, dışarıdan bilinç de etkisiz kalıyor, ''devrim böyle olur'' diyerek ortaya atılan bir örgütü- neden darbeci olarak suçlanır, dışlanır. Örgüt amaçlarını sosyalizm olduğunu iddia ediyorsa ve bu uğurda mücadele ediyorsa, iktidarı alması haline bu mücadele sosyalizme evrilmez mi? Veya neden evrilmez?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 16.01.2016- 16:00


Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Askerden, işçi kesimlerinden, aydınlardan, öğrencilerden oluşmuş bir örgüt parlamentoyu bassa, onları iş yapamaz hale getirse polis ve askerin büyük çoğunluğu buna tepki göstermese ve bu şekilde iktidara el konulsa sosyalist devrim sayılmayacak mı? Fikir jimnastiği yapıyorum sadece, konuyu tartışmak için. Böyle düşünmenin nesi yanlış? İşçi sınıfının bilinçleneceği falan yok, burjuvazinin gericileştirici baskısının etkisinde kendisinin çıkarlarını koruyacak bir bilinç ortada yok, dışarıdan bilinç de etkisiz kalıyor, ''devrim böyle olur'' diyerek ortaya atılan bir örgütü- neden darbeci olarak suçlanır, dışlanır. Örgüt amaçlarını sosyalizm olduğunu iddia ediyorsa ve bu uğurda mücadele ediyorsa, iktidarı alması haline bu mücadele sosyalizme evrilmez mi? Veya neden evrilmez?



Böyle bir örgüt iktidarı alırsa sosyalizmi kurmaya çalışırken hangi kitleye dayanacak, hangi sınıfı yanında görecek? Burjuvazi bu iktidarı rahatlıkla devirebilir. Toplumun büyük çoğunluğu arkada yoksa sosyalist devrimi iktidarda tutmak imkansızdır, faşist darbeler bile darbe yapmadan önce kitleyi yanlarına çekecek kışkırtıcı eylemler yapılıyor ve faşizmin kitle tabanını meydana getiriyor. Sosyalistlerin bu tabana faşistlerden daha fazla ihtiyacı var.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 17.01.2016- 02:30


Burada son yazdıklarımı benimseyerek yazdığım sanılmamalı, fikir jimnastiği yapmaya çalışıyorum. Dışarıdan bilincin gerekliliğine inansam da burjuvazinin ideolojik silahlarının toplumu etkileme konusunda çok daha etkin olduğunu görebiliyoruz. Bugünün Türkiye'sine bakalım, Cumhuriyet tarihinin en gerici bir partisi iktidarda, yaptığı bütün hatalara, rüşvete ve yolsuzluğa boğazına kadar batmasına rağmen her seçimde daha fazla oy alarak iktidara gelebiliyor. Onu iktidara getiren de bizlerin dışarıdan bilinç vermeye çalıştığı toplumsal kesimler. En yoksul, en eğitimsiz ve sadakaya muhtaç edilmiş insanlar. Bu tablo işimizin ne kadar zorlu olduğunu gösteriyor. Solda olmasını düşündüğümüz kesimler tarafından iktidara geliyor AKP. Bunun nedeni devletin artık sadece AKP'nin olması. AKP devlete tamamen hakim olarak onun bütün olanaklarını seferber edebiliyor. Paraysa parai korkutmaksa korkutmak, satın almaksa satın almak tutuklamaksa tutuklamak. Böyle bir parti devlet karşısında sadece halkın bilinçlenmesi beklenecekse işimiz çok zor. Bu parti devleti Göbels propagandalarıyla kitlesine kitle katabiliyor. Bu da Cumhuriyet tarihinde ilk.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 6 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   4   5   6   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bilimsel bir araç olarak Marksizm melnur 0 1725 22.09.2019- 06:11
Konu Klasör Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm melnur 19 16482 30.08.2013- 00:25
Konu Klasör Ütopik ve Bilimsel Sosyalizm* spartakus 5 5562 24.09.2015- 21:45
Konu Klasör Bilimsel ve ütopik sosyalizm bedrettin 4 4596 19.02.2018- 21:04
Konu Klasör Sn.Veda'nın ''bilimsel sosyalizm'' anlayışı... melnur 33 18157 04.08.2017- 21:54
Etiketler   Marksizm,   bilimsel,   ütopik,   sosyalizm
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS