SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Eski sosyalist ülkeler ve Türkiye’de yoksulluk           (gösterim sayısı: 4.034)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 24.07.2015- 11:50


Eski sosyalist ülkeler ve Türkiye’de yoksulluk
Burak Öztornacı



Bir süre önce soL Portal’da yayınlanan bir yazı bana lise yıllarımda aklıma takılan bir soruyu hatırlattı: Acaba çözülmüş bile olsa, bir dönem sosyalizmi yaşamış olan bir ülkede yaşasam daha iyi olur muydu? Gündelik hayat daha kolay olur muydu? Şüphesiz o zamanlar kendime bu soruyu sormamda biraz hayalci bir yan olduğu kadar, birazda mücadeleden kaçış isteği de vardı. Yani “Sosyalizmin düzenliliği” ile kurulmuş ülkeler, kentler, kapitalistleşse bile, insan hayatını kolaylaştırıcı unsurlar taşırlar, böylece insanlarda (tabi ki bende) biraz daha nefes alabiliriz herhalde diye düşünüyordum. Elbette büyüdük, kazın ayağının öyle olmadığını, Sosyalizmin çözülüşünden sonra o ülkelere neoliberalizmin acımasızca saldırdığını öğrendik. Reel Sosyalizmin insanlara sağladığı bütün maddi-manevi kazanımların tek tek yok edildiğini öğrendik. Ama yine de buradan, yaşadığım ülke ve kentten daha iyi olabilir miydi? Bu soru içimde, hayallerimde kaldı, yıllarca hep çocukça birkaç fikirden biri gibi geldi. Ama önceki gün yayınlanan o makaleden sonra, benim o çocukça sorumu tekrar ele alabilir miyim acaba diye bir hissiyatım doğdu. Tabi artık soruyu daha düzgün ifade ederek: Acaba Eski SSCB ülkeleri ile ezelden kapitalist kendi ülkemi karşılaştırsam, bir dönem sosyalizmi yaşamış ülkeler az da olsa avantajlı çıkarlar mı? Ya da iktisat dilinde: Geçiş ekonomileri ile Türkiye’nin karşılaştırsak, sonuç ne olur?

Burada önümüze bir engel çıkıyor: Ülkeleri nasıl karşılaştıracağız? Kalkınmaları açısından mı, İnsani gelişmişlikleri açısından mı, vb… İyi ama bu kavramlar bile zaten oldukça tartışmalı ve sorunlu kavramlar değil mi? Peki o zaman nasıl karşılaştırabilirim? Şüphesiz az ya da çok sorunlu pek çok yolu var bunun, ama bence en önemlisi ülkelerin yoksulluklarını ve yoksulluk şiddetlerini karşılaştırmak. Çünkü ne kadar “Gelişmiş” veya “Kalkınmış” olursa olsun, insani bir yaklaşım bence “Yoksulları” da hesaba katmalıdır. Ya da yoksullara bu ilgi solculuğumuzdan ileri geliyordur belki, kim bilir. Ancak yine de, her türlü sorununa karşın bu ülkeleri “Yoksulluk düzeyleri ve yoksulluk şiddetleri” bakımından karşılaştırmak okuyuculara hem bir fikir verebilir, hem de bilimsel literatür açısından yanlış olmaz. Zaten direk bu çerçevede olmasa da, benzer çerçevelerde yazılmış bilimsel makaleler de bulunmakta. O zaman lafı uzatmayalım ve bir karşılaştırma yapalım.

Resim Ekleme
Çizelge: Seçilmiş Ülkelerde Çok Boyutlu Yoksulluk ve Yoksul Nüfus, Yoksulluk Yoğunluğu


Yukarıdaki çizelgede Eski SSCB ülkelerindeki (25 adet) ve Türkiye’deki yoksulluk değerleri gösterilmekte. Mevcut yoksulluk ölçüm yöntemlerinden en gelişkin olanı “Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi”ne göre hesaplanmış değerler bunlar. Soldan 3. Sütunda gördüğünüz “Değer” kısmı bu endeksi ifade ediyor. Bu hesaba göre, eski SSCB ülkeleri ile Türkiye’yi karşılaştırırsak arada ciddi bir fark olduğunu görürüz. Eski SSCB ülkelerinden sadece birinde, Tacikistan’da, yoksulluk Türkiye’dekinden fazla. Yine bu ülkelerden sadece ikisindeki (Azerbaycan ve Estonya) yoksulluk Türkiye’dekine yakın sayılabilir. Beş ülkeye dair ise herhangi bir veri bulunmamakta. Yani bir dönem sosyalizmi yaşamış, çözülüşü görmüş, üstünden ise yaklaşık 10 ila 15 yıl boyunca neoliberalizmin amansız saldırısına maruz kalmış bu ülkelerde, yoksulluk, hala Türkiye’deki boyutlar da bile değil. 19 Eski SSCB ülkesinde yoksulluk hala, açık ara farkla, Türkiye’dekinden katbekat az.

Bu endeks olayı fazla mı karışık geldi. O zaman daha net bir şeye bakalım. Bu ülkelerdeki nüfusun ne kadarı yoksul? Bu hesaba göre sadece 2 eski sosyalist ülkede yoksulluk oranı Türkiye’dekinden fazla. Estonya ve Tacikistan. Diğer ülkelerden ise sadece 1 tanesinde (Azerbaycan) yoksulluk Türkiye’deki orana yaklaşıyor. Geri kalan 17 ülkede yoksulların oranı, Türkiye’ye kıyasla oldukça düşük. Ama asıl önemlisi bunlar değil. Bütün bu hesaplarda en can alıcı nokta “Yoksulluk yoğunluğu” ya da “Yoksulluk şiddeti”. Bir ülkede yoksulların oranı hesaplanabilir ancak bu hesaplanan oran tek başına bize yoksulların durumu ile ilgili bilgi vermez. Yani o ülkede kaç kişi yoksul biliriz ama bu yoksulların durumları nasıl bilemeyiz. Acaba çok mu yoksullar, açlık mı çekiyorlar, yoksa aslında çok az bir imkan sağlansa yoksulluktan kurtulabilecek durumdalar mı? Bu soruların cevabı için “Yoksulluk yoğunluğu oranı” hesaplanır. Yukarıdaki tabloda gördüğünüz gibi HİÇBİR ESKİ SOSYALİST ÜLKEDE YOKSULLUK, TÜRKİYE’DEKİ KADAR “YOĞUN VE ŞİDDETLİ” DEĞİL. Sosyalizmin çözülüşünün üzerinden 10-15 yıl geçmesine rağmen, bütün neoliberal taarruzlara rağmen, liberallerin sabah-akşam eski sosyalist ülkeleri karalamalarının aksine hala o ülkelerde “Yoksulluk”, Türkiye’deki kadar yaygın ve yoğun değil.

Şüphesiz eski sosyalist ülkelerde pek çok sorun var. Yoksullukta bunlardan biri. Ancak en azından benim ülkemin vatandaşları, o ülkelere bakıpta, sosyalizmi değerlendirirken bir gerçeği göz önünde bulundurmalılar: “Adilcevaz'ın nüfusu sekiz yüz doksan dörttür (kaymakamla birlikte), tanrıları bile yoktur, öyle yoksuldur ki insanları...”3. Yani sosyalizmin ölüsü bile, kapitalizmden iyi. Böylece liseli yıllardan kalma bir soruma, kısmen de olsa, bir cevap bulmuş oldum. Tabi ki cevap o yıllarda umduğum gibi bir cevap değil. Ya da bu cevap o zamanlar çocuk aklımla umduğum sonuçlar doğurmuyor. Evet, sosyalizmin üstünde tepinilen kalıntıları bile insanlara belli avantajlar sağılıyor ancak bunlar bir kaçışa el vermiyor. Dünya üzerinde kapitalizmden kaçabileceğimiz “Kurtarılmış bölgeler” yok. Ne eski SSCB ülkeleri, ne de Küba. Kurtuluşu kendimiz var edebiliriz, kendi ellerimizle. Kolay gelsin herkese.


--------------------------------------------------------------------------------

Notlar:
1) Bu değerler hesaplanırken Ukrayna’da iç savaş yoktu. Elbette iç savaş bu değerleri kökünden değiştirebilecek bir olgu. Dolayısıyla Ukrayna için verilen değerler dikkate alınmamalı. Bu yazıda bu değerlere yer verilmesinin tek sebebi Ukrayna’ya dair olabilecek en güncel değerler oldukları içindir. Ya da tersinden, iç savaştan önce bile Ukrayna’da yoksulluk, Türkiye’den katbekat az.

2)   Hesaplanan değerlerin hesap yıllarının farklı olduğu okuyucunun dikkatini çekmiştir. Bu endeks hesabı şu an için literatürde geliştirilen en kapsamlı yöntem. Ancak bu yöntem için çok fazla ve çeşitli verilere ihtiyaç duyulmakta. Dolayısıyla uluslararası arenada bu endeksin hesabı, her yıl, her ülke için yapılamamaktadır. Bu yazıda yayınlananlar en güncel, hatta çoğunlukla tek, değerlerdir. Zaten de bu hesaplama yöntemi ilk kez 2010 yılında kullanılmıştır.

3) Cemal Süreya, Sevda Sözleri




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.07.2015- 02:45


Sosyalizmin yoksulluğu ortadan kaldırdığı gerçek, yukardaki tablo da buna işaret ediyor ama elbette ki yeterli değildi. Yazar konunun bu yanıyla çok da ilgilenmemiş ama altını çizmekte yarar var: Ekim devrimi ile birlikte sosyo ekonomik durumu Türkiye'den çok da farklı olmayan bir ülke üç yıl boyunca çok şiddetli bir iç savaş yaşamış olmasına ve ikinci paylaşım savaşı ile birlikte 20 milyon insanını kaybetmiş ve büyük bir yıkım yaşamış olmasına rağmen, çok değil, 50 yıl gibi bir süre içinde dev bir ekonomi ve farklı bir dünya yaratabilmiştir. Sosyalizm bunu başarabilmiştir. Bugün neo-liberalizmin öncülüğünde sosyalizme ve Sovyetler Birliği'ne ne kadar saldırılırsa saldırılsın bu gerçek değiştirilemez. Bu gerçek bize aynı zamanda kapitalizm dışında başka bir dünyanın mümkün olduğunu kanıtlıyor ve dünyanın geleceğinin barbarlık olmayacağı, olamayacağı güvenini de veriyor. Yazar demiş ya, ''yeter ki kararmasın sol gögsünün altındaki cevahir!''



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Türkiye’de bu kadar çok faşist var mı? melnur 0 1293 28.08.2021- 10:47
Konu Klasör 2020 başında Türkiye’de sol... melnur 1 2245 16.03.2020- 05:11
Konu Klasör Açlık sınırı bin 12, yoksulluk sınırı 3 bin 296 lira melnur 0 3065 03.08.2013- 14:55
Konu Klasör Türkiye’de Toprak Reformu Denemeleri... melnur 0 1360 12.01.2021- 11:07
Konu Klasör “Dünyada ve Türkiye’de Komünist Ufuk” üzerine... melnur 0 175 02.01.2024- 23:09
Etiketler   Eski,   sosyalist,   ülkeler,   Türkiye’de,   yoksulluk
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS