SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Bu düzen değişmelidir           (gösterim sayısı: 2.807)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 06.08.2015- 11:01


Bu düzen değişmelidir
Kemal Okuyan



“Bu düzen değişmelidir”, Bülent Ecevit’in o dönem bir manifesto etkisi yaratan broşürünün adıydı. 1968’de yazılmıştı, sonraki yıllarda dağa taşa da yazıldı bir slogan olarak: Bu düzen değişmeli!

Düzen solunu yenilemeye, devrimci sol karşısında dirençli ve daha cazip kılmaya dönük bir operasyonun kilit ismiydi Ecevit. Türkiye’de düzenin değişmemesi için bir dönem boyunca Demirel ile birlikte oldukça etkili bir ikili oluşturduklarını biliyoruz.

Yanlış anlaşılmasın, ikisini bir kefeye koymuyorum, her şeyden önce kumaşları farkılıydı. Ancak hangisi sola ya da şöyle söyleyeyim, “düzen değişikliği arayışı”na daha çok zarar verdi sorusuna kesin bir yanıt verebilecek durumda değilim.

Aslında yazımın konusu tam da bu…

Ecevit, o broşürü yazdıktan sonraki on yıl boyunca Türkiye siyasetinde bir reformcu gibi algılandı. Öncesi de var; İnönü hükümetinde Çalışma Bakanı iken, 1963’te Türkiye’ye grev hakkını getiren kişi olarak da bilindi. Anayasa’ya giren bir hakkı etkisizleştiren, hatta kullanılamaz hale getiren bir yasal düzenlemenin yaratıcısıydı oysa… Bugün grev hakkı neredeyse sıfırlandıysa Türkiye’de, bunda bir sıfır noktası olarak kabul edilen o yasanın geriliğinin büyük payı vardır.

Bu geriliğin müsebbiplerinden birinin “işçi kahramanı”na dönüştürülmesi, Türkiye’de algı yönetiminin önemli örneklerindendir.

Şimdi yasayı bir kenara bırakıp “düzen değişikliği”ne dönelim.

Ecevit, İnönü’yü saf dışı edip CHP’ye damga vurduğunda Türkiye toplumunda giderek daha fazla taraftar bulmaya başlayan düzen değişikliği talebini düzen içi bir kanala çekiyor ve bir bölümü fantezi kalmaya mahkum reformcu bir programı gündeme getiriyordu.

Kabul etmek gerekiyor ki, bugünkü “reformcu” partiler o programın yanında solda sıfır kalıyor.

Reformculuğun bile ufku sınırlı bugün!

Ecevit ise o zamanlar, umutlu ve enerjik bir toplumu kontrol etmeye çalışıyordu. Düzen değişikliği talebi alabildiğine meşruydu, bu talebi kafadan karşıya almak “sol”a oynayan bir siyasetçi için intihar anlamına gelirdi.

Türkiye solunun önemli bölümü, Ecevit’in bu hamlesinde, düzen değişikliğinin önünü açacak bir içerik gördü. Hem bu reformlar, Türkiye’nin sosyo-ekonomik koşullarında eşitlikçi bir toplumun kurulmasına imkan verecek dönüşümleri gündeme getirecek hem de siyasal açıdan dengeler emekçi halk lehine değişecekti.

Türkiye solu erken ve hazırlıksız yükselişinin birikimini “bağımsız ve devrimci” bir programla taçlandırmak yerine Ecevit’e teslim etmiş oluyordu.

Siyasette emanet konumlanış olmaz. “Günü geldiğinde asıl işimi yaparım” olabilecek en berbat stratejik muhakeme tarzıdır.

Türkiye’de 70’lerin ikinci yarısında artık bir iç savaş özelliği kazanmaya başlayan faşist saldırganlık ve ona karşı gelişen sol direniş arasındaki kavga düzenle devrim cephesi arasındaki bir hesaplaşma anlamına gelmiyordu; düzenin karşı devrimci ve muhafazakar kuvvetleri, “reform” fikrine tutsak edilmiş küçümsenmeyecek bir birikimi budamaya çalışıyordu.

12 Eylül, “sivil” faşizm tarafından sindirilmek istenirken tersine giderek radikalleşmeye başlayan toplumsal kesimlere darbe vurabildiyse, bunda Türkiye toplumunun Ecevit reformizmi tarafından kötürümleştirilmesinin büyük rolü vardı.

1970’lerde karşı devrimci bloğun temsilcileri; Demirel-Türkeş-Erbakan üçlüsü, Türkiye işçi sınıfı ve devrimci gençlik ile baş başa kalsa, Ecevit’in mavi dalgası aradan çekilse, her şey bambaşka olurdu; en azından 12 Eylül faşizmi tarihsel bir “başarı”ya imza atamazdı.

Bazen devrim cephesine asıl darbeyi daha yakında duranlar indirir.

Bundan sakınmanın yolu, “bağımsız” bir hattın her durumda korunmasından geçer. Bağımsız hat ise her şeyden önce bağımsız bir programdır.

Her hal ve şartta!

Bugünkü düzen içindeki iyileştirmeler için mücadele ya da iyileştirmelerin desteklenmesi, düzen değişikliği hedefinin, devrim, sosyalist iktidar hedefinin geriye çekilmemesi koşuluyla bir değer taşır. Çünkü devrimciler, reformların sonuçlarıyla değil, o reformların emek-sermaye arasındaki tarihsel kavgayı nasıl etkileyecekleri ile ilgilidirler; bu akademik bir ilgi değilse, alabildiğine siyasal bir yaklaşımsa, “devrim” fikrini korumanın ilk koşulu, o fikri güncel siyasette de korumaktır!

İnsanlık tarihinin en çaplı reformcuları ile aynı çağda yaşayan ama onlara kendi olağanüstü bir ihtilalci olduğu için kafa tutmayı beceren Lenin’in “reformların propagandasına beş dakika ayırıyorsak, devrim için 25 dakika kullanmalıyız” uyarısı bu nedenle kaba filan değil, fazlasıyla yerindedir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 06.08.2015- 11:07


Bazen devrim cephesine asıl darbeyi daha yakında duranlar indirir. Kemal Okuyan bir gönderme yapıyor sanki.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 08.08.2015- 00:51


Kemal Okuyanın yazısından alıntı.
1970’lerde karşı devrimci bloğun temsilcileri; Demirel-Türkeş-Erbakan üçlüsü, Türkiye işçi sınıfı ve devrimci gençlik ile baş başa kalsa, Ecevit’in mavi dalgası aradan çekilse, her şey bambaşka olurdu; en azından 12 Eylül faşizmi tarihsel bir “başarı”ya imza atamazdı.

Bazen devrim cephesine asıl darbeyi daha yakında duranlar indirir.


Kemal Okuyan bir şeyi unutmuş .Türkiyedeki devrimin etkileri sadece iç dinamikleri etkilemiyecekti.
Birde dünya dinamikleri vardı Dünya paylaşılmıştı bir kısmına Sovyetlerin başını çektiğin blok bir kısmına ABD nin başını çektiği blok hakim di. Bu iki blokta Türkiyede devrim olmasını istemiyordu eğer olursa bir çok dengeler değişecekti.

Bunu en iyi örnekleri 12 darbesine ne Sovyet bloğu ne ABD bloğu faşist dedi. Hatta bazı devrimciler Bulgaristan ve SB ye kaçtıklarında iade edildi.

Türkiyede ve 1968 de yunanistanda niçin devrim yapılamadı sorusuna cevap bu bloklarıda içine alan çevapla mümkündür.
İşte asıl darbe burdan geldi.

Bu gün daha bağımsız politikalar üretilebilir ama o zaman mümkün değildi.
Zamanı ve tarihiin analizini yaparak ve bir çok alandaki değişimleri dikkate alarak sistemden bağımsız siyasetler üretme imkanları var.

Kapitalizm kriz üretir komünistlerde kriz sever.Kizleri sistem yararına çözme girişimi yerine krizlerden faydalanmasını becerebildinmi sona yaklaşırsın.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bu düzen değişmelidir melnur 1 3662 28.05.2020- 09:06
Konu Klasör Düzen ve rejim, siyaset ve devrim melnur 3 3563 10.06.2019- 04:33
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu ve düzen siyasetinde başatlık konusu... melnur 0 2274 19.01.2020- 09:25
Konu Klasör TKP: Eşitlikçi, adil, özgür bir toplumsal düzen kurmak için iktidara talibiz! melnur 0 1979 16.04.2020- 08:43
Konu Klasör Yeni-Osmanlıcılık ve Osmanlı'da feodal düzen... melnur 3 2083 13.08.2020- 08:20
Etiketler   düzen,   değişmelidir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS