SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Sözde SOL forumdan "Mücadelenin Koşulları"           (gösterim sayısı: 5.415)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 17.09.2013- 17:21


Sözde sol-sosyalist forumlardan birine sözde sosyalist ve aynı zamanda "enternasyonal solcu(!)"olan arkadaşımız bir yazı asmış. Yazının tamamı aşağıda. Üzerinde düşünmeye(!) değer!


" MÜCADELENİN KOŞULLARI

Hangi koşul, işçi sınıfı için siyasi erki elde etme mücadelesinde ,silahlı mücadeleyi zorunlu kılar?

Sınıf savaşımı çerçevesinde,   bu mücadelenin koşullarını bu mücadelenin tarafları olan sınıflar belirler.
Burjuvazi kendi icazet verdiği,sınırlarını kendisinin belirlediği siyasal alanda karşıtının mücadele etmesine olanak tanırken,karşıtı bu sınırları zorladığında,bu sınırların ötesine geçmek istediğinde ise erkin tüm kurumlarını kullanarak,karşıtı üzerinde baskı ve şiddet uygular.
İşçi Sınıfı ise burjuvazinin belirlediği bu sınırlar içersinde mücadeleyi araç olarak kullansa da,hiçbir zaman bu alanı mutlaklaştırmaz ve asıl mücadele alanı olarak bu sınırların dışında kendi belirleyeceği siyaset alanında mücadeleyi esas alır.

Burjuvazi,   siyasi erki yitireceğini hissettiği an onu elden bırakmamak için karşıtına karşı   şiddete başvurur.
Tabii ki İşçi Sınıfı da bu şiddet karşısında meşru müdafaa hakkını kullanarak,şiddete karşı aynı biçimde yanıt vermek zorundadır.

Lenin'in bu konudaki söylemlerine bakarsak;
"Proletarya ve ezilen halk kitlelerinin egemen sınıfları alt edebilmesi için sadece güçlü bir proletarya partisi ve örgütlü bir halk yeterli değildir.Tüm dünya da ki tarihsel sınıf mücadeleleri göstermiştir ki,egemenler iktidarlarını halka altın tepsi içinde sunmazlar..İktidarlarından vazgeçmemek için son olarak başvuracakları yöntem şiddettir ve emirlerindeki silahlı güçlerle halk hareketini zor yoluyla bastırırlar.Demek ki sosyalist devrimin başarısı için proletarya silahlı bir güce de ihtiyaç duyacaktır ve güce halk ordusu denir.."LENİN

Bu konuyu ustanın herkesin anlayacağı biçimde açıkladığını görürüz.

Asıl olan İKTİDAR olmaktır.
Sorun geliyor ve iktidar noktasında düğümleniyor.
Biz , iktidar olmaktan yana mıyız değil miyiz önce buna yanıt vermeliyiz.

Marks ,Alman İdeolojisi'nde; üretim araçlarının özel mülkiyetine sahip olan sınıfın aynı zamanda zihinsel üretim araçlarını da elinde bulundurduğunu söyler ve dahası üretim araçlarına sahip olmayan sınıfın düşüncelerinin de,üretim araçlarına sahip sınıf tarafından belirlendiğini ifade eder.
Bu gerçeklik bağlamında ,mücadeleyi zihinsel alanla sınırlayanların kime hizmet ettikleri niyetten bağımsız da olsa son derece açıktır.

Komünistler ,Donkişot gibi hayallerinde ürettikleri düşmana karşı yeldeğirmenlerine saldırarak, düşmana saldırdıklarını sanmazlar;komünistler maddi gerçekliğin karşılarına çıkardığı düşmana karşı savaşım verirler.

Gerçek kurtuluş anlamında toplumsal devrimin tamamlanması bağlamında verilecek mücadele evrensel,yani dünyasal planda olmalıdır.
Kapitalizmin küreselleştiği,Burjuvazinin emperyalistleştiği günümüz dünyasında,yine de iktidar olgusu önemli olduğundan ve siyasi iktidar ulus ölçekli olduğundan siyasal devrim bir zorunluluktur.

Tek tek ülkelerde gerçekleşecek siyasal devrimler,   mülkiyet ilişkilerini düzenleyerek tıkanmış olan üretici güçler, üretim ilişkileri çelişkisinin çözümünün önünü açacak ve dünya boyutunda toplumsal devrimin tamamlanmasının da yardımcısı olacaktır."




Bu ileti en son melnur tarafından 17.09.2013- 17:22 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.09.2013- 17:37


Yazının tamamı bu. Arkadaşımız siyasal iktidarın alınması koşullarında ağzından düşürmediği "burjuvazinin izin verdiği sınırlar" konusuna hem kendince bir açıklık getirmek istiyor ve hem de amacı "iktidar" olan öncünün bunu nasıl gerçekleştirmek zorunda kalacağını yine kendince anlatmaya çalışıyor.

Bu yazı çok da önemsenmeyebilirdi; sonuçta, herhangi bir forumda herhangi bir yazı denilip geçiştirilebilirdi. Ama arkadaşımızın açık, çok net   olmasa bile anlatmaya çalıştığı konu, pek çok sempatizan tarafından "doğru" olarak varsayılmakta, bu tür yazılar da böyle bir algının oluşmasına doğrudan katkı yapmakta.

Öncelikle yazıda arkadaşımızın anlatmaya çalıştığı konudan doğrudan ilgisi bulunmayan kısımları ayırarak daha anlaşılabilir hale getirmek gerekiyor sanırım. Ayırdıklarımız da daha sonra yeniden ele alınabilir!


"MÜCADELENİN KOŞULLARI

Hangi koşul, işçi sınıfı için siyasi erki elde etme mücadelesinde ,silahlı mücadeleyi zorunlu kılar?

Sınıf savaşımı çerçevesinde,   bu mücadelenin koşullarını bu mücadelenin tarafları olan sınıflar belirler.

Burjuvazi kendi icazet verdiği,sınırlarını kendisinin belirlediği siyasal alanda karşıtının mücadele etmesine olanak tanırken,karşıtı bu sınırları zorladığında,bu sınırların ötesine geçmek istediğinde ise erkin tüm kurumlarını kullanarak,karşıtı üzerinde baskı ve şiddet uygular.

İşçi Sınıfı ise burjuvazinin belirlediği bu sınırlar içersinde mücadeleyi araç olarak kullansa da,hiçbir zaman bu alanı mutlaklaştırmaz ve asıl mücadele alanı olarak bu sınırların dışında kendi belirleyeceği siyaset alanında mücadeleyi esas alır.

Burjuvazi,   siyasi erki yitireceğini hissettiği an onu elden bırakmamak için karşıtına karşı   şiddete başvurur.

Tabii ki İşçi Sınıfı da bu şiddet karşısında meşru müdafaa hakkını kullanarak,şiddete karşı aynı biçimde yanıt vermek zorundadır.

Lenin'in bu konudaki söylemlerine bakarsak;

"Proletarya ve ezilen halk kitlelerinin egemen sınıfları alt edebilmesi için sadece güçlü bir proletarya partisi ve örgütlü bir halk yeterli değildir.Tüm dünya da ki tarihsel sınıf mücadeleleri göstermiştir ki,egemenler iktidarlarını halka altın tepsi içinde sunmazlar..İktidarlarından vazgeçmemek için son olarak başvuracakları yöntem şiddettir ve emirlerindeki silahlı güçlerle halk hareketini zor yoluyla bastırırlar.Demek ki sosyalist devrimin başarısı için proletarya silahlı bir güce de ihtiyaç duyacaktır ve güce halk ordusu denir.."LENİN

Bu konuyu ustanın herkesin anlayacağı biçimde açıkladığını görürüz.

Asıl olan İKTİDAR olmaktır.
Sorun geliyor ve iktidar noktasında düğümleniyor.
Biz , iktidar olmaktan yana mıyız değil miyiz önce buna yanıt vermeliyiz."


Fazlalıkları, konuyla doğrudan ilişkili olmayan bölümleri atıldığında "mücadele koşulları"nı anlatan yazı da bu hale geliyor. Bakalım yazar ne söylemek istemiş!




Bu ileti en son melnur tarafından 17.09.2013- 17:38 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.09.2013- 18:27


Hangi koşul, işçi sınıfı için siyasi erki elde etme mücadelesinde ,silahlı mücadeleyi zorunlu kılar?

Yazı bu soru cümlesiyle başlıyor. Böyle başlayınca da, insanın aklına "siyasi erkin alınmasında 'silahlı olmayan mücadele' yöntemi var mı?" diye bir başka soru cümlesi takılıyor. Belki yazıda bu sorunun da bir açıklaması vardır diye okumaya devam ediyoruz. İkinci cümlesi de şu:

Sınıf savaşımı çerçevesinde,   bu mücadelenin koşullarını bu mücadelenin tarafları olan sınıflar belirler.

Böyle söylüyor ikinci cümlesinde. Yani birinci cümlesinde hala ısrarcı. Üçüncü cümlesinde belki anlaşılabilir.

Burjuvazi kendi icazet verdiği,sınırlarını kendisinin belirlediği siyasal alanda karşıtının mücadele etmesine olanak tanırken,karşıtı bu sınırları zorladığında,bu sınırların ötesine geçmek istediğinde ise erkin tüm kurumlarını kullanarak,karşıtı üzerinde baskı ve şiddet uygular.
İşçi Sınıfı ise burjuvazinin belirlediği bu sınırlar içersinde mücadeleyi araç olarak kullansa da,hiçbir zaman bu alanı mutlaklaştırmaz ve asıl mücadele alanı olarak bu sınırların dışında kendi belirleyeceği siyaset alanında mücadeleyi esas alır.


(Üçüncü cümleyi bir paragraf olarak aldık.)

Bir kere burjuvazi adama su bile vermez. Şu "burjuvazinin icazet verdiği sınırlar" ifadesini artık değiştirmek gerek. Verili durumdaki yasal sınırlardan sözediliyorsa, siyasi iktidar perspektifi olan bir örgüt-parti bu sınırların içinde de kalır, dışına da çıkar. ( Bu konuya daha sonra döneriz.)

Bir sonraki...

Burjuvazi,   siyasi erki yitireceğini hissettiği an onu elden bırakmamak için karşıtına karşı   şiddete başvurur.
Tabii ki İşçi Sınıfı da bu şiddet karşısında meşru müdafaa hakkını kullanarak,şiddete karşı aynı biçimde yanıt vermek zorundadır.



Birincisi, burjuvazinin şiddeti-zor'u "siyasi iktidarı yitireceğini hissettiği an" ortaya çıkmaz. BU şiddet, bu zor sistemin özünde vardır. DEvlet dediğimiz bu aygıt da vy şiddetin ve bu zorun baskı aygıtıdır. Burjuvazinin işçi sınıfına uyguladığı şiddet ille de sopayla, silahla, tankla, topla, gözaltıyla, hapishaneleriyle de olmaz. İşyerlerinde olur, sokaklarda olur, meydanlarda olur, olur da olur.

Hadi yazar başka bir şey söylemek istiyor diyelim, ve diyelim ki, yazarın kurguladığı gibi "işçi sınıfı burjuvazinin icazet verdiği sınırlar dışında" bir mücadele yöntemi benimsemiş, yazar buna burjuvazinin izin vermeyeceğini ve şiddet uygulayacağını söylüyor. Doğrudur, işçi sınıfının mücadele etmediği koşullarda bile şiddetin ve zorun her türünü uygulayan bir devlet buna izin verir mi; elbette izin vermeyecektir. Ve o da şiddet uygulayacaktır. Yazar burdan ne sonuç çıkarmı: işçi sınıfı da bu şiddete karşılık vermek zorundaymış. Nereye varacağı belli aslında ama iz sürmeye devam edelim.

( Burada önemli bir konu, arkadaşımızın sınıfla öncüyü bu paragrafta karıştırmış olması.   İşçi sınıfı burjuvazinin icazet vermediği koşulları nasıl seçiyor? Söylemek istediği işçi sınıfının öncü örgüt ya da partisi olmalı...En azından burası açık değil.)

Sonrasında Lenin'den bir alıntı yapmış:

"Proletarya ve ezilen halk kitlelerinin egemen sınıfları alt edebilmesi için sadece güçlü bir proletarya partisi ve örgütlü bir halk yeterli değildir.Tüm dünya da ki tarihsel sınıf mücadeleleri göstermiştir ki,egemenler iktidarlarını halka altın tepsi içinde sunmazlar..İktidarlarından vazgeçmemek için son olarak başvuracakları yöntem şiddettir ve emirlerindeki silahlı güçlerle halk hareketini zor yoluyla bastırırlar.Demek ki sosyalist devrimin başarısı için proletarya silahlı bir güce de ihtiyaç duyacaktır ve güce halk ordusu denir" LENİN

Ve şöyle de bitirmiş.

Asıl olan İKTİDAR olmaktır.
Sorun geliyor ve iktidar noktasında düğümleniyor.
Biz , iktidar olmaktan yana mıyız değil miyiz önce buna yanıt vermeliyiz.


Yazar şimdi tam olarak ne söylemek istiyor? Bu yazıyı nasıl okumalı?

Bir "silahlı mücadele" geçiyor da, anlatması gereken şey bu değil mi? Nasıl? Yani bir örgüt-parti kurulacak, çok küçük bir merkezi yönetime sahip olacak ve bu öncünün militanları sabah aşkam "barikat" kurmaya mı çalışacaklar? Ya da her sabah ülkenin belirli köşelerine yayılıp polis-asker mi vurmaya başlayacaklar? Ya da bir akşam üstü bir askeri garnizona girip ordan elden ettikleri bir kaç tankla parlamentoya mı yürüyecekler? Ya da bu "öncünün militanları" belirli günlerde işyerlerine girip, çalışanlara silah kullanma dersi mi verecekler? Nasıl?

Yoksa arkadaşımız öncünün silahlı militanlarından değil de işçi sınıfının silahlandırılmasından mı sözediyor? ( Yukarda paragraf içinde buna değinmiştim.)

İçinden çıkabilmek mümkün mü?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.09.2013- 19:09


Kısaca toparlamaya çalışırsak, arkadaşımız siyasi iktidarın silahlı mücadeleyle değiştirileceğinden söz ediyor. Ben yöntem konusunda "zor yoluyla" kavramını kullanıyorum. Bir siyasi hareketin legal alanda veya illegal alanda örgütlenmiş olması, o hareketin, o partinin, o siyasi anlayışın doğru ya da yanlış bir konumlanış içinde olduğunu göstermez. Bir siyasi hareketin "burjuvazinin icazet verdiği sınırlarda kalması"yla anlaşılması gereken de siyasi devrim perspektifinden yoksunluktur.Siyasi devrim perspektifine sahip bir partinin ille de illegal bir alanda örgütlenmesi gerekmiyor. Ya da siyasi devrim perspektifi denildiğinde o örgütün ofis ve bürolarında birtakım silahların olması gerektiği anlaşılmamalı. Ya da silahlı mücadelenin sürekli olarak altı çizilmeye çalışılırken, burada ifade edilmek istenen silahlı bir illegal yapılanma ise,   bu devirde böyle bir illegalitenin burjuvaziyi nasıl yeneceği de anlatılmalı. Ve her şeyden önce bunun mümkün olup olmadığı...

Lenin'in tartışmalarını, siyasi rakipleriyle sürtüşmelerini, devrimin nasıl gerçekleşeceğinin koşullarını, öncünün ideolojik ve örgütsel yapısı konusundaki düşünceleri önemlidir. Bu tartışmalarda "müfreze" deyimi de geçer. Burdan, yüz yıl öncesindeki koşullarda bile RSDİP'in doğrudan kendisinin örgütlediği bir askeri bir kanat olduğunu bilmiyorum. Dahası sanmıyorum. Ama o günün koşullarında zaten halk silahlıydı. Asker bölünmüştü. Yani yığınların kalkışması gibi, silahlanması da kendiliğindendi. Lenin o koşullarda önce ideolojisi ve sonra da parti anlayışı ve öncülük tezleriyle bu koşulları siyasi iktidarın alınmasına yönlendirebilmiştir. Böylesine geniş, kapsamlı ve karmaşık koşulları bir kenatra bırakıp, böylesine sıradan bir değerlendirme yaparak siyasi iktidarın alınması "silahlı mücadele ile olur" demeye getirmek, Lenin'i hiç ama hiç anlayamamak demektir.

Üstelik bütün bunları ileri süren kişinin pratikte, kürt ulusal hareketine kuyrukçuluk önermekten başka bir uğraşı da yoksa, bu başlık yazısı hepten garip kaçıyor!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.09.2013- 17:03


Bu kuyrukçu ve solculuğu sadece kuyrukçuluk olarak algılayan arkadaşımız yazısının bir bölümünde de şöyle demiş:

Asıl olan İKTİDAR olmaktır.
Sorun geliyor ve iktidar noktasında düğümleniyor.
Biz , iktidar olmaktan yana mıyız değil miyiz önce buna yanıt vermeliyiz.


Bu arkadaşımızda bir algı problemi olduğu kesin. Hem silahlı mücadeleyi burjuvazinin icazet alanının dışında görecek ve kutsayacaksın, hem siyasal devrimi lafta da olsa öne çıkartacaksın, hem kendince bu iki koşul dışında gördüğün her siyaseti "reformist, ulusalcı, sosyal şoven" ve hatta "komünizm düşmanı" göreceksin, ve hem de sadece kuyrukçuluk yapmaktan öte bir siyasi duruşun olmayacak!

Adama sormazlar mı; lideri sosyalizmden feragat etmiş ( öncesinde sosyalist olup olmadığı da belli değil), marksist ustaları çeşitli şekillerde dışlamış ( ve hatta hakaret etmiş), daha da toplumsalaşabilmek için etnik milliyetçi siyasetin yanına din faktörünü de eklemiş bir ulusalcı örgüte yamanarak mı kendini "gerçek komünist" olarak niteliyorsun? Önerdiğin bu yolla mı Türkiye'de sosyalist devrim gerçekleştirilecek!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.09.2013- 22:47


"Mücadelenin koşulları"nı anlatmaya çalışan bu kuyrukçu arkadaşımızın yazısının bir bölümü de şu:

Marks ,Alman İdeolojisi'nde; üretim araçlarının özel mülkiyetine sahip olan sınıfın aynı zamanda zihinsel üretim araçlarını da elinde bulundurduğunu söyler ve dahası üretim araçlarına sahip olmayan sınıfın düşüncelerinin de,üretim araçlarına sahip sınıf tarafından belirlendiğini ifade eder.
Bu gerçeklik bağlamında ,mücadeleyi zihinsel alanla sınırlayanların kime hizmet ettikleri niyetten bağımsız da olsa son derece açıktır.

Komünistler ,Donkişot gibi hayallerinde ürettikleri düşmana karşı yeldeğirmenlerine saldırarak, düşmana saldırdıklarını sanmazlar;komünistler maddi gerçekliğin karşılarına çıkardığı düşmana karşı savaşım verirler.


Şimdi bu kuyrukçu arkadaş bunları yazarak hem iki yüzlü bir davranış sergiliyor ve hem de sosyalist mücadeleden hiç bir şey anlamadığını ortaya koyuyor. Şunu sürekli vurgulamaya çalışıyoruz; Marksist Leninist öğretiyi anlayabilmek internetten bulduğun bir kaç lenin marks alıntısını foruma asmak değildir. Eğer sosyalist mücadelenin illegal bir yapılanmayla ve silahlı bir mücadeleyle olacağına inanıyorsan, öyle davranacaksın. Yapamıyorsan susacak, ahkam kesmeyeceksin. SAdece kürt ulusal hareketine kuyrukçuluk yapacaksın, kuyrukçuluğu UKKTH'nin bir zorunluluğu gibi göreceksin, kürt ulusal hareketinin bir sözcüsü gibi hareket edeceksin ve sonra SOL'a dönüp, illegaliteden sosyalist devrimin silahlı mücadeleyle gerçekleşeceğinden söyleyeceksin. Üstelik sağını solunu, altını üstünü de doldurmadan!

Üstelik bu konuda hiç bir teorik bilgiye de sahip olmadan ahkam keseceksin! Nasıl olsa kuyrukçuluk yaptığın ulusalcı hareketin o konularda iddiası yok; üfür gitsin! Çok sıkışırsan gelsin "sosyal şoven, ulusalcı, kemalist" nakaratları!




Bu ileti en son melnur tarafından 18.09.2013- 22:47 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.09.2013- 17:06


Kısaca hem burjuvaziden iktidarı almak için "gerçek komünist" olmaktan sözedecek, ve bunun yöntemi olarak da "silahlı mücadele"yi öne çıkaracaksın ve sonra da "hadi arkadaşlar kuyrukçuluğa" diyerek tam bir iki yüzlülük göstereceksin. Üstelik kuyrukçu olduğun siyasi anlayışın ne emperyalizm karşıtlığı var, ne sosyalizm hedefi!

Neymiş; UKKTH, Lenin, sosyal şoven, ulusalcı vesaire vesaire!

Lenin o dönem tam bir halklar hapishanesi olan Rus imparatorluğunda hangi ulusal harekete yedeklendi? Lenin 1905 yenilgisi gibi bir çöküş an'ında bile sosyalist devrim perspektifinden vazgeçti mi? Lenin "ulusal dava önce, proleter davası sonra" diyebildi mi? Ve belki çok daha somutu, Ukrayna sorununda bağımsızlık isteyenleri neden milliyetçilikle suçladı?

Lenin'in adını ağızlarınızda kirletmeyiniz!

Bir sosyalist her ezilen halkın yanındadır; kürt halkının da yanında olmak durumundadır. Kürt halkının her türlü demokratik ve kültürel hakkını eşit yurttaşlık hakkı çerçevesinde savunabilmelidir! Ama kuyrukçuluk, ama "önce ulusal dava" gevezelikleri, ama sosyalist devrim perspektifinden yoksunluk, yine Lenin'in deyimiyle "devrimci lafazanlık"tır.

Böyle bir konumlanışı Lenin'e dayandırmak ise tam bir sahtekarlıktır.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Onur Emre Yağan ve faşizm koşullarında muhalefete muhalefet etmek... melnur 0 205 26.08.2023- 03:32
Konu Klasör Sn. Melnur forumdan uzaklaştırılmıştır. Kaçak 1 5019 29.05.2014- 16:08
Konu Klasör Forumdan uzaklaştırılanlar... MasteR06 1 3191 11.02.2019- 06:46
Konu Klasör Sözde sol-sosyalist forumdan AKP yorumları... melnur 5 5629 07.12.2014- 00:41
Konu Klasör Sosyalist forumdan, Halk cepheli de aynı, Kaçak da denizcan 4 4622 19.01.2016- 18:53
Etiketler   Sözde,   SOL,   forumdan,   Mücadelenin,   Koşulları
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS