SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kapitalizm öldürür: Yaşanılabilir sistem sosyalizmdir           (gösterim sayısı: 3.844)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proleter
Konu Tarihi: 25.08.2015- 13:51


Kapitalizm öldürür: Yaşanılabilir yegane sistem sosyalizmdir

Kapitalizm insana dair hiçbir soruna çözüm getirmeye muktedir değildir. İnsanlığa ve doğaya ait hiçbir sorunu çözmemiştir, tam tersine daha da çoğaltmış, daha da ağır hale getirmiştir. O, bizatihi nedeni olduğu mülteciler sorununu da çözmeye muktedir değildir ve bu sorun, zaman zaman durulup gündemin arka planına düşse de, kapitalizm var oldukça hep var olacaktır. İnsanlığın kanayan bir yarası olmaya devam edecektir.

Resim Ekleme

Afrika, Afganistan, Irak, Libya, Suriye, Ukrayna, Sri Lanka, tümü de emperyalist savaş ve iç savaş alanıdır. Son dönemlerde bu ülkelerden her gün adı sığınmacı ya da mülteci olan yüzlerce insan Avrupa ülkelerine doğru "umut yolculuğu"na çıkıyor.

Toplamında sayıları milyonları bulan bu insanların hiç biri keyfinden ülkesini terk etmiyor. Yaptıkları da turistik bir seyehat değil. Bu bir zorunlu göçtür. Yerlerini yurtlarını mecburiyetten terk ediyorlar. Öte yandan, onlar gerçekte umuda değil, ölüme yolculuk ediyorlar. Hiç birinin bu yolculuğu gönüllü bir yolculuk değil. Hepsi de kendilerinin hiçbir sorumluluğunun olmadığı, işgal ve savaş gibi büyük acılara ve yıkımlara yol açan koşullardan kaçıyorlar. Hepsi de savaş ve hiçbir çıkarlarının olmadığı, sonu tam bir boğazlaşma içinde tükenme olan iç savaşların mağdurlarıdır. Yani onlar, ülkelerini savaş alanı haline getiren batının sömürgeci beyaz adamlarının kendilerine reva gördükleri onur kırıcı uygulamalardan, hergün ve her saat aşağılanmaktan, her biri büyük travmalara yol açan tecavüzlerden, yokluktan, yoksulluktan, açlıktan, açlığın ve ilaçsızlığın neden olduğu, her gün binlerce çocuğun yaşamını yitirmesi ile sonuçlanan ölümcül hastalıklardan ve çaresizlikten kaçıyorlar.

Tümü de ölümleri göze alarak bu yolculuğa çıkıyor. Yakalanıyorlar, bir çoğu o saat geri gönderiliyor. Onlarcası, kimi zaman yüzlercesi, insan kaçakçısı adlı ölüm tacirleri tarafından bindirildikleri botların batması sonucu ya da hayvan misali dolduruldukları gemilerin bodrumlarında havasızlıktan, gaz sızmasından yaşamını yitiriyor. Bu ölüm yolculuğunun yapıldığı Akdeniz, çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan ölümler nedeniyle, kelimenin gerçek anlamıyla tam bir mezarlığa dönüşmüş durumda. Öyle ki, dünya basını hemen her gün Akdeniz’de yaşanan yeni felaket haberlerine yer veriyor.

Bu felaketin sorumluları ise emperyalist güçlerdir

Kapitalizm sömürü ve yağma demektir. Yoksul ve geri ülkelerin işgal edilip sömürgeleştirilmesi demektir. İşgal edilen ülkelerin yeraltı ve yerüstü tüm kaynaklarının talan edilmesi demektir. İşgal edilen ülkelerde elde edilen devasa zenginliklerin kapitalist metropollere taşınması, buna bağlı olarak, sömürülen, yağmalanan ve talan edilen ülkelerin halklarının yoksulluğun, açlığın ve sefaletin dipsiz çukuruna itilmesi ve umutsuzluk içinde göçe zorlanması demektir.

Demek oluyor ki, bir insanlık dramına dönüşen ve her geçen gün biraz daha büyüyen bu felaketin kaynağı kapitalizm denen sömürü ve yağma düzenidir. Sorumluları, bu sömürü ve yağma düzeninin efendileri olan batının beyaz adamları, yani Avrupalılar, yani Amerikalılar, yani emperyalistlerdir. Felaketin günümüzdeki en öncelikli adresi, ilk durağı ve muhatabı ise yaşlı kıta Avrupa’dır. Avrupa’nın zengin ülkeleri, Almanya, Fransa ve İngiltere’dir.

Bu zorunlu göçün koşullarını yaratanlar, çok doğal olarak binlerce insanın can havliyle sığındığı topraklar olmaktan kurtulamıyor. Nitekim, başta yaşlı kıtanın en güçlü ve zengin ülkesi olan Almanya olmak üzere, Fransa, İngiltere gibi ülkeler yeniden sığınmacıların akınına uğramaktadır. Mülteciler sorunu yeniden ve bir kez daha da yakıcı biçimde zengin Avrupa’nın en önemli gündemlerinden biri haline gelmiştir.

Hiç kuşkusuz, ölümleri göze alarak, binbir güçlükle ve biraz da şans eseri Avrupa’ya sığınan mültecilerin acıları buralarda da bitmiyor. Tam tersine daha da katlanıyor. Örneğin sığınmacıların en çok geldiği ülke Almanya’dır. Öyle ya Almanya zengindir. İmkanları daha fazladır, koşulları daha elverişlidir. Nedir ki, gerçek yaşamda, hele de sığınmacılar için bunların hiçbir karşılığı yoktur. Her şeyden önce Almanya mülteci dalgalarına karşı en çok önlem alan ve önlem geliştiren ülkedir. Bunun için yoğun mesai harcıyor. Yunanistan ve İtaya sınırlarını sıkı kontrol ediyor. Yunanistan’a geçişi engellemek için özel -tabi ki Avrupa fonundan- bütçe ayırıyor ve yüksek duvarlar örüyor. Tel örgüler çekiyor. Geceli gündüzlü devriye gezdiriyor. Yunan hava yollarında Alman polisleri cirit atıyor. Kendisinin sebebi olduğu zorunlu bu göçü polisiye önlemlerle engellemeye çalışıyor.

Almanya’ya gelenlere gelince, daha ilk andan itibaren polis zorbalığı ile karşılaşıyorlar. Aşağılanıyor, binbir hakarete uğruyorlar. Bir kısmı, özellikle Balkan ülkelerinden gelenler ya hemen ya da kısa süre içinde, orada savaş yok denilerek sınır dışı ediliyor. Gerçekte ise herkes sınır dışı uygulamasının hedefidir. Bir çoğu geri gönderiliyor.

Geriye kalanlarsa deyim uygunsa süründürülüyor. Üç beş kuruş yüzünden sosyal kurumların kapısında tam bir dilenci muamelesine tabi tutuluyorlar. Tel örgülerle çevrili nazi kampı misali toplama merkezlerinde, yine yokluk, yoksulluk içinde tam bir esaret yaşıyorlar. Göçmenlerin hangi acıları ve travmaları yaşadıkları onların zerrece umurunda değil. Tüm bu acıların ve taravmaların sorumluları kendileri değilmiş gibi, gelenleri azarlıyorlar. Bununla da kalsa iyi, bu yoksul insanlar ilk günden itibaren ırkçı-faşit çetelerin, neonazilerin, Pegida’ların saldırılarına uğruyor, kaldıkları yerler kundaklanıyor, yakılıyor, bazıları da karanlık bir cinayete kurban gidiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proleter
Cevap Tarihi: 25.08.2015- 13:52


Kapitalizm acımasızdır

Günümüzdeki küresel krizin de tetiklemesi ile, en başta Almanya olmak üzere, Avrupa boydan boya ırkçılığın tavan yaptığı topraklar haline gelmiştir. AB’nin özellikle ekonomisi zayıf preferisinde dur durak bilmeyen ve giderek Almanya ve Fransa gibi merkez ülkeler için de bir korku kaynağı haline gelen sınıf ve kitle hareketlerine karşı bir dalgakıran işlevi görmek üzere devreye sokulan ırkçı-faşit saldırganlığın tavan yapmasının bahanelerinden, görünür nedenlerinden biri de işte bu ilticacılar sorunudur. Hitler Almanyası deneyinden hareketle, bir kez daha bu kirli silaha başvurulmakta, mülteciler her türlü sorunun ve kötülüğün sebebi ve sorumlusu olarak gösterilmektedir. Kapitalizmin insanlık dışı tüm kötülükleri ve pislikleri bu yoksul sığınmacılara yüklenmektedir.

Bitmedi, dahası da var. Bu dünya zengini devletler, sömürge ve yarı-sömürge ülkelerin sömürülmesi, yağmalanması ve talanından elde ettikleri zenginlikler yetmiyormuş gibi, sebebi ve sorumlusu oldukları bu zorunlu göçleri, tam bir acımasızlıkla baştan aşağı kirli bir ticaretin fırsatına çevirmektedirler. Bu yoksul insanları sözde onların Avrupa ülkelerine geçişine yardım eden insan kaçakçısı ölüm tacirleri ile birlikte soyup soğana çevirmektedirler. Her geçişleri geçtikleri ülkelerin polisi ve istihbarat teşkilatlarının bilgisi dahilinde yapılmaktadır ve onlardan alınan meblağlar kırışılmaktadır.

Gerçek şu ki, insan kaçakçılığı, savaşların ve işgallerin ha bire çoğaldığı ve alanının daha bir genişlediği günümüz koşullarında adeta özel ve oldukça karlı bir sektör haline gelmiştir. Bu sektöre tam bir acımasızlık hakimdir. O kadar ki, şans eseri bu ülkelere gelebilen ve yine şans eseri iltica başvuruları kabul edilip, oturma hakkı kazanalar, yine mecburiyetten, hem de çalışma yasağı olduğu halde -ki bu da yine polisin bilgisi dahilindedir- her türlü pis işte ve oldukça düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. Bir ucuz işgücü metasıdırlar. En ucuz olanı ise, fuhuşa mecbur edilen kadınlardır. En çok da Balkan ülkelerinden gelen çoğu çocuk yaşta genç kızlar fuhuşa zorlanmaktadır. Nitekim, bu ülkelerde uyuşturucu ve fuhuş en karlı sektör haline gelmiştir. Dolayısıyla, bu sözde uygar ülkeler, günümüzde, kadının sömürülmesinin en kaba ve en iğrenç örneklerinin olduğu ülkeler haline gelmiştir. Bu ise tartışmasız olarak, kapitalizmin utancıdır.

Kapitalizm ölüm demektir

Kapitalist sistemi nefessiz bırakan ve daha da derinleşeceği bizzat sistemin ideologlarınca itiraf edilen kriz devam ediyor. Daha büyük ve yeni bunalımları mayalıyor. Demek oluyor ki, bunalımdan çıkış yok. Çıkış bir kez daha yeni bir pazar paylaşımında, yeni bir hegemonya savaşında aranıyor. Bunalım, zincirleme biçimde savaşları davet ediyor. Ve zaten, günümüzde, savaşlar serisi bir birini izliyor.

Bunun kendisi, bunalımlarla birlikte savaşların da devam edeceği, var olanlara yenilerinin ekleneceği, sahasının daha da genişleyeceği, hegemonya savaşının iyice kızışacağı, tek tek ülkelerde yine emperyalist haydutların kışkırttığı iç savaşların daha trajik boyutlar kazanacağı ve tüm bunların sonucu olarak, zaman içinde geçmiştekilerden de tahripkar bir genel savaşa, emperyalist bir savaşa yol açacağı anlamına geliyor. Keza, yoksul Asya, Afrika ve Latin ülkelerindeki sömürünün, yağmanın ve talanın daha da derinleşeceği, bağlı olarak işsizliğin, yokluğun, yoksulluğun, açlığın, sefaletin daha hızlı artacağı aşikardır.

Kısacası, kapitalizm insana yabancıdır. İnsanlığı ve doğayı ilgilendiren hiçbir şeyin kapitalizm için en küçük bir değeri yoktur. İnsan, insanın ihtiyaçları ve insanlık değerleri kapitalizm ve kapitalistler için bir şey ifade etmez. Onun için her şey paradır, sefil çıkarlarıdır, kardır. O, insandan hareket etmez. Zira kapitalizm tüm insani değerleri çoktan unutmuştur. İnsanlar arasındaki ilişki çoktandır nakit para ile trampa edilmiştir. Kapitalizm yaşatmaz, tam tersine kapitalizm ölüm demektir.

Yaşanılabilir yegane sistem sosyalizmdir

Kapitalizm insana dair hiçbir soruna çözüm getirmeye muktedir değildir. İnsanlığa ve doğaya ait hiçbir sorunu çözmemiştir, tam tersine daha da çoğaltmış, daha da ağır hale getirmiştir. O, bizatihi nedeni olduğu mülteciler sorununu da çözmeye muktedir değildir ve bu sorun, zaman zaman durulup gündemin arka planına düşse de, kapitalizm var oldukça hep var olacaktır. İnsanlığın kanayan bir yarası olmaya devam edecektir.

İnsanlığa dair tüm diğer sorunlar gibi insanlığın kanayan yarası olan mülteciler sorununun kalıcı ve köklü biçimde çözüleceği ve çözüldüğü tek toplum sosyalizmdir. Zira sadece ve sadece sosyalizm yaşanabilir bir toplumsal düzendir. İşte bunun için sosyalizm her şeye ve herkese rağmen hala büyük insanlığın en büyük özlemidir.

Kızıl Bayrak






Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bir çıldırı hali yaşanıyor... melnur 2 2650 20.03.2019- 10:43
Konu Klasör Çözüm sosyalizmdir. melnur 2 3634 07.10.2015- 19:26
Konu Klasör Stalin’e Yönelik Saldırıların Hedefi Sosyalizmdir spartakus 0 3149 27.08.2015- 01:14
Konu Klasör Sistem solculuğu melnur 1 4092 12.08.2013- 16:10
Konu Klasör Boktan sistem solcu 1 4101 18.08.2014- 22:49
Etiketler   Kapitalizm,   öldürür:,   Yaşanılabilir,   sistem,   sosyalizmdir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS