SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 11 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   5   6   7   [8]   9   10   11   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 25.12.2015- 19:10


DEVLET ‘İN BİR OTORİTE OLARAK ORTADAN KALDIRILMASI TEORİSİ ÜZERİNE  


Yıllardır gerek burjuvazi ve oportunistler tarafından kurnazca çarptırılan, gerekse “ezberci” ve “slogancı” yaklaşımla içeriği boşaltılan Devrimci teoriler , üzerine bir de “strateji ve taktik” konusunda ki bilgisizlik ve tecrübesizlik eklendiğinde, kitlelerin kafasını karıştırma ve kitlelerden soyutlanma kaçınılmaz sonuçlarını doğurmuştur. Soğuk savaş dönemindeki “tanrıya karşı savaş” teorik çarpıtması ve “ezberciliğinin “ pratik sonuçlarından çıkartılması gereken ders “Marksistin kısa yada uzun vadeli sorunu Dini, Tanrıyı, Devleti, vb ortadan kaldırmak olmadığı. Onun kısa vadeli sorunu “emeğin “yabancılaşma” ortam ve şartlarını ortadan kaldırmak, uzun vadede de bu yabancılaşmanın sureç ve/ya da sonucunda oluşan diğer “yabancılaşma” ları kontrol altına alarak bütün izlerini ortadan kaldırmak” olması gerektiğidir. Yani amaç, “yeni ve özgür bir toplumun ortam ve   koşullarını yaratmaktır.

  Çünki Marksizm (kitleler ve ne yazıkki çoğu marksist!! lerce de) bu “soyut” olan kavramlardan kurtulmak için açılmış bir savaşın teorisi değildir. Marksizm insanlığı sömürüden ve kölelikten kurtarma teori ve pratiğidir. Marksizm İnsanı (genel anlamda) Dinden, tanrıdan, Devlet den vb değil,   kendi yabancılaşmasından ve onun bu yabancılaşma içerisinde kendi yarattığı diğer yabancılaşmalara köleliğinden kurtarma teori ve pratiğidir. Nihai özgürlük için   “bunların” değil, “bunların”   şartlarının ve ortamının ortadan kaldırılması gerekir.

  Marksizmin ve Marksist kavramların oportünistce kurnazca çarpıtılması, içeriğinin boşaltılması, sloganlaştırılması, yığınları en büyük kolaylıkla aldatan çarpıtmadır. Kavramları Sloganlaştırmak, özellikle Marksist teorilerin geniş kapsamlı olması nedeniyle kaçınılmaz olan teorik bilgi yetersizliği, ve anlamayerine ezberciliği seçme kolaylığı , tabanda kendini aldatıcı bir tatminkarlık verdiğinden , oportunistler kolayca kafa karıştırmakta ve kendilerine kolayca taraftar bulabilmekteler. Marksizm bir slogan değildir, kapitalizmden komünizme kadar çok uzun bir süreci içine alan bir bilimdir. Özellikle de kapitalist toplumdan komunist topluma geçiş sürecinin Gündemde olan ilk aşaması, ve devamındaki ilk süreciyle ilgilidir.

Gündemde olan ilk aşaması “devrimci dönüşüm “ dür. Marksist “Devlet “ anlayışını içeriğini boşaltarak “”Marksizm (sadece burjuva değil, genel anlamda) devlete karşıdır ve “devletin ortadan kaldırılması gerekir””” diyerek sloganlaştırmak , sadece Marksizmi anlamamak değil, “devrimci dönüşüm”ü de pratikte reddetmektir. Lenin “Marks'ın   devlet öğretisinin özünü, bir sınıfın diktatoryasının,   yalnızca genel olarak bütün sınıflı toplumlar için, yalnızca burjuvaziyi devirecek olan   proletarya için değil, ama kapitalizmi "sınıfsız toplum"dan, komünizmden   ayıran tüm bir tarihsel dönem için de zorunlu olduğunu anlayanlar, yalnız onlar, iyice kavramışlardır””   der.

Gerek Kapitalizmden “devrimci dönüşüm” e geçiş, gerekse dönüşüm dönemi olan sosyalizm süreci “zor” a dayanır. Leninin sözleriyle “Zora dayanan devrim olmaksızın, burjuva devlet yerine proleter devleti geçirmek olanaksızdır. Sosyalist toplumdan komünist topluma geşiçe tekabül eden “Devlet in ortadan kalkması ”, ise , zor a dayanan değil “kendiliğinden” oluşan bir “değişim”dir.

Yani “Devlet” in ortadan kaldırılması “gündem” ve “sorun” u, sınıf çelişkilerinin ortadan kalkmış olduğu toplumda yaşamış ve yaşayanların, Engels in sözleriyle   "yeni ve özgür toplumsal koşullar içinde yetişmiş"   insanların   gündemi ve sorunudur.

Bu “ yeni ve özgür toplumsal koşulları “ yaratma “ (sosyalizm) gündem” ve “sorun” u “Devrimci dönüşümü” gerçekleştirenlerin ve onların devamı olan nesillerin “gündemi” ve “sorunu”dur.

Bu   “devrimci dönüşümü” gerçekleştirme “Gündem ve sorunu “ kapitalist dönemde yaşayan devrimcilerin , yani GÜNDEMDE OLAN, GÜNÜMÜZ SORUNUDUR.   Şüphesizki Bu dönemler birbirinden bağımsız değil birbirini takip eden siyasi ve toplumsal içeriğe sahiptir.

Marksist “devlet in ortadan kalkması” teorisine yaklaşırken bu GÜNDEM ler göz ününde bulundurulması gerekir. Aksinde “”Marksizm devlete kesinlikle karşıdır” deyip kestirip atmak ve bunu sloganlaştırmak , içinde bulunduğumuz dönemin gündeminden, kitlelerin teorik seviyesinden, burjuvazinin verdiği ideolojik savaştan vb ya bihaber olmak, ya da bu   “devrimci dönüşümü” oportunistlerin evrimci teorisine uygun bir şekilde reddetmekle sonuçlanır.

Marks ın , “devletten devlet-olmayana geçiş” de sözünü ettiği , süreci bilinemeyecek olan tüm sosyalizm ve siyasal savaşım tarihi dönemi ile ilgilidir. Leninin sözleriyle “   Oportünizm, sınıflar savaşımının kabulünü, özsel olan şeye dek, kapitalizmden komünizme geçiş dönemine dek, burjuvazinin alaşağı edilmesi ve büsbütün ortadan kaldırılması dönemine dek   genişletmez.   Gerçeklikte, bu dönem, zorunlu olarak, son derece keskin biçimlere bürünmüş ve o zamana dek görülmemiş yeğinlikte bir sınıflar savaşımının damgasını taşır. “””   der ve devamında “”Öyleyse,   bu dönemin devleti, zorunlu olarak, yeni bir biçimde demokratik ve yeni bir biçimde
(burjuvaziye karşı) diktatoryal olmak zorundadır. “ diyerek “devrimci dönüşüm” ve “sosyalizm süreci içerisinde DEVLET in zorunluluğunu ortaya koymuştur.

Lenin bu gerçeği ve GÜNDEM i ````Biz, devletin, yani tüm örgütlenmiş ve sistemli zorun, genel olarak insanlar üzerinde uygulanan her tür zorun ortadan kalkmasını son amaç olarak alıyoruz””” sözleriyle net bir şekilde ortaya koymuştur.

Kısa ve öz olarak konu başlıklarına değinelim.

KISACA DEVLET TANIMI

Engels'in ”Devlet   "özel bir baskı gücüdür".   açıklaması temelinde, burjuva ve proleter Devlet arasındaki fark , Lenin in “ Bundan şu sonuç çıkar: proletaryaya karşı burjuvazi tarafından milyonlarca emekçiye karşı biravuç zengin tarafından kullanılan bu "özel baskı gücü" yerine, burjuvaziye karşı proletarya tarafından uygulanan bir "özel baskı gücü"nün geçmesi gerekir” sözlerinde özce kendini bulur

Bir başka açıklamada Lenin, ”Devlet özel bir iktidar örgütüdür: belirli bir sınıfın sırtını yere getirmeye yönelik bir zor örgütü. Peki, proletaryanın yenmek zorunda olduğu sınıf hangisidir? Elbette yalnızca sömürücüler sınıfı, yani burjuvazi. Emekçilerin yalnızca sömürücülerin direncini bastırmak için devlete gereksinimleri vardır:” der.

Ustalarin bu kısa ve öz açıklması temelinde aşamalara göre “Devlet” gereksinimine bakalım.

Devrimci dönüşüm ve SİYASAL GEÇİŞ dönemİNDE DEVLET


Bu birbirini takip eden (aslında bir bütün olan) iki dönemde de DEVLET in varlığı “devrimci dönüşümün”, en basitinden ve ilk olarak “karşı devrimci dönüşümü” engellemek için kaçınılmaz bir zorunluluktur.

"... Kapitalist toplum ile komünist toplum arasında —der Marks,—   kapitalist toplumdan komünist topluma devrimci dönüşüm dönemi yer alır. Bu döneme,   devletin proletaryanın devrimci diktatorasından başka bir şey olamayacağı   bir siyasal geçiş dönemi karşılık düşer..."

Yani   kapitalist toplumdan komünist topluma geçiş, “bir devrimci dönüşüm” ü, yani Burjuva Devletin yıkılıp yerine emekcilerin Devletinin kurulması olan ilk aşama, ve devamında   sınıf mücadelesinin en keskin bir biçimde devam ettiği “yeni ve özgür toplum”un yaratılması dönemi olan "siyasal geçiş dönemi" , olmaksızın   olanaksızdır; ve bu dönemin devleti de, proletaryanın devrimci diktatoryasından başka birşey   değildir.

Lenin Proleter Devlet i, Marksın sözleriyle "Devlet, yani egemen sınıf olarak örgütlenmiş proletarya", “proletarya diktatoryası, proletaryanın siyasal egemenliğidir.” diyerek açıklamasının yanında , bu teorinin önemini “Marks'ın bu teorisi, proletaryanın tarihteki   devrimci rolü üzerindeki tüm öğretisine sıkı sıkıya bağlıdır” sözleriyle vurguluyor.

Lenin devrimci dönüşüm ve yeni ve özgür toplumun yaratılması süreci için Proleter Devlet in gereksinimini “   Proletaryanın, sömürücülerin direncini bastırmak için olduğu kadar, nüfusun büyük yığınını —köylülük, küçük-burjuvazi, yarı-proleterler— sosyalist ekonominin "kurulması" işinde yönetmek için de devlet iktidarına, merkezi bir güç örgütüne,   bir zor örgütüne gereksinimi vardır.”   diyerek gene net bir şekilde açıklar.

Kafa bulanıklığı ve kavram karışıklığı yaratmak için, ve Devlet in gerek-sizliğini anlatmak için kullanılan Lenin in “””kapitalizmden komünizme geçiş döneminde, bastırma gene zorunludur; ama bu kez sömürülen bir çoğunluk tarafından sömürücü bir azınlığa karşı uygulanır. Özel aygıt, özel bastırma makinesi,   yani "devlet", gene zorunludur, ama bu artık gerçek anlamda bir devlet değil,   bir geçiş devletidir;”” sözlerindeki “”geçiş- devletidir”” yorumu olmakta. Lenin bu sözlerinin devamında “ Çünki “ der “”   dünün ücretli köleleri tarafından sömürücü bir azınlığa karşı uygulanan bastırma, görece öyle kolay, öyle basit ve öyle doğal bir şeydir ki, köle, serf ve ücretli işçi ayaklanmalarının bastırılmasından çok daha az kana malolacak, insanlığa çok daha ucuza malolacaktır”””” ve devamındaki açıklaması bunun bir   DEVLET olmadığı yönünde değil , Burjuva Devlet den farklılığını ortaya koymaktadır.

Yani , Proleter “Devlet” in, “geçici devlet” olması onun “Devlet” olmadığını değil , “geçici “ olduğunu ve “burjuva” “Devlet “ den gerek sınıfsal ve gerekse kurumsal olarak farklılığını ortaya koyar. Yani burjuva Devlet in tersine burjuva hakimiyetini ve “kendi kalıcılığını “ sağlayıcı değil , proleter Devlet, “devlet “olarak kendi yok oluşunun zeminlerini hazırlayacak olan “ yeni ve özgür toplumsal koşulları “nı yaratmak, ve sadece bu süreç boyunca var olacak, ve KENDİLİĞİNDEN ortadan kalkacak bir “araçtır”. İşte bu anlamda proleter Devlet, geçici, ama bir devlet dir. Proleter devlet e hangi isim verilirse verilsin , bir baskı aracı olarak , o, gerek kitlelerin anladığı sözlük anlamında gerekse marksist teori ışığında, bir Devlet dir. Lenin in açıklamasıyla “”Marks,   anarşizme karsı savaşımının gerçek anlamının çarpıtılmaması için,   proletarya için zorunlu olan devletin "devrimci ve geçici biçimi"ni kesin olarak belirtmiştir””

Bu farklılığı en net bir şekilde Lenin   “””Sömürücü sınıfların siyasal egemenliğe (Devlet e) olan   gereksinimleri sömürüyü sürdürmek, yani halkın büyük çoğunluğuna karşı, çok küçük bir azınlığın bencil çıkarlarını savunmak içindir. Sömürülen sınıfların siyasal egemenlige (Devlet e) olan gereksinimleri ise, her türlü   sömürüyü büsbütün ortadan kaldırmak, yani modern köleciler olan büyük toprak sahipleriyle kapitalistler azınlığına karşı halkın büyük çoğunluğunun çıkarlarını savunmak içindir.””” sözleriyle ortaya koyuyor.

DEVLET in ortadan kalkması

Lenin yukardaki sözlerinin devamında ”ancak (sadece) komünizm,   devleti büsbütün gereksizleştirir; çünkü o zaman, sırtı yere getirilecek hiç kimse, hiçbir   sınıf anlamında "hiç kimse" yoktur; nüfusun belirli bir bölümüne karşı   sistemli bir savaşım, artık yoktur”diyerek   DEVLET in sadece komünist toplumda gereksizleşeceğini vurgulamakla kalmıyor, ayni zamanda “komünist toplumdan” once ki burjuva Devletin iktidarının alt edilmesi, emekci devletin iktidarının kurulması olan “devrimci dönüşüm” ve “ “siyasal geçiş” dönemi olan sosyalizm döneminde DEVLET in gerekliliğini de vurgulamış oluyor.

Gene Leninin sözleriyle ”Siyasal geçiş döneminde , yani sosyalizmin inşası döneminde “kapitalistlerin direnci kesin olarak kırıldığı,   kapitalistler ortadan kalktığı ve sınıflar yokolduğu zaman, ancak o zamandır ki,   "devlet ortadan kalkar.”

Yani Burjuva Devletin ortadan kaldırılması ve yerine proleter Devletin kurulmasıylDea, letin ortadan kalkması farklı şeylerdir. Birisi zorla (kaldırılma) diğeri kendiliğinden (kalkma) oluşan iki gelişmedir.

Engelsin “devlet söner” sözüne Lenin "Devlet söner" deyimi, çok başarılı bir deyimdir, çünkü, aynı zamanda   sürecin hem kertelilik ve hem de kendiliğindenliğini dile getirir. Böyle bir sonuca ancak alışkanlık yol açabilir ve kuşkusuz o yol açacaktır””” yorumunu yapar.

Marksistler “ devletin ortadan kalkmasını, sosyalist devrimin başarısının ve komünist topluma geçişin kaçınılmaz bir sonucu olarak   kabul ederler . Ve Lenin in   “””Zorunlu olarak (sosyalizmin inşası ve komünist topluma geçiş)   uzun süreli bir süreç oluşturacağı için, bu gelecekteki "sönme" zamanını elifi elifine belirlemenin sözkonusu olamayacağı açıktır. “”” sözleriyle vurguladığı gibi “Devlet” in ortadan kalkması sorununun “gündem” de olmadığı ve olamıyacağının bilincindedirler. Bu sorun ve gündem gene Engelsin in sözleriyle   , "yeni ve özgür toplumsal koşullar içinde yetişmiş", ve demokratik cumhuriyetinki de içinde, her türlü devletten, "bütün bu devlet hurdasından kurtulacak durumda"   olacak   yeni bir kuşağın sorunu ve gündemi dir.

Buna en net teorik bakış açısı , Marksist ustaların anarşistleri (konuyla ilgili olarak) “devletin ortadan kalkmasının "bugünden yarına" olanaklı olduğunu öğütledikleri”” temelinde eleştirmelerinde kendini bulur. Çünki devlet in ortadan kalkması, ne bu günün, ne de yarının sorunu ve gündemi içindedir , ne kadar süreceği bile bilinmeyen bir süreçin belirli bir döneminde kendiliğinden ortaya çıkacak ve   kendi kendini çözecek bir Gündemdir. Bu nedenle asıl Gündem ve sorunlar varken “Devrimci Dönüşüm” ün Gündemi olarak “Devlet in ortadan kalkması” ndan bahsetmek sadece kafa karıştırma ya hizmet eder ve etmektedir.


Burjuva Devlet in yıkılması üzerine

Bu konuda da teoriler “sloganlaştırılmış” ve içeriği boşaltılmıştır. Bırakın “ devrimci dönüşüm” le DEVLET in ortadan kaldırılmasını, yeni kurulan proleter devlet, yıkılan burjuva devlet in bazı kurumlarını (şüphesizki kendi çıkarına) kullanmak zorundadır.

Bunda da bütününden koparılarak alınan alıntı Lenin in `önceki bütün devrimler devlet makinesini yetkinleştirmişler, güçlendirmişlerdir; oysa, onu kırmak, yıkmak gerekir.``` sözleridir..

Buna açıklama olarak.”….eğer “ diyor Lenin – “proletaryanın, burjuvaziye karşı devlete özel zor örgütü olarak gereksinimi varsa, o zaman ortaya bir sorun çıkar: böyle bir örgüt, daha önce burjuvazinin kendisi için oluşturduğu devlet makinesi kırılmış, parçalanmış olmadan düşünülebilir mi? “

Ancak hemen devamında ”Biz ütopyacı değiliz. Tüm yönetim makinesinden, bütün devlet basamaklarından   bir anda vazgeçmeyi "hayal" etmiyoruz; proletarya diktatoryasına düşen görevlerin anlaşılma-masına dayanan bu anarşistçe düşler, marksizme adamakıllı yabancıdır; ve gerçekte, sosyalist devrimi insanların değişecekleri güne dek   ertelemekten başka bir işe yaramaz”   diyerek “ezberci ve slogancı” ların kimlere hizmet ettiği konusunda bize gerekli bakış açısını veriyor. Ve devamında ”kapitalizmin ortadan kalkışı, böylesine bir değişikliğin ekonomik öncüllerini hemencecik vermez” diyerek buna gereksinimin nedenini açıklıyor. ve bunun geçici olduğunu da vurgulamış oluyor.

  SONUÇ

”Marksizm devlete karşıdır ve devlet i ortadan kaldıracaktır”
  sloganı Gündemle ilgisi olmayan , tam tersine Gündem le , gündemin sorunu olan “ devrimci dönüşümün” çıkarlarıyla çelişen ve gündem için YANLIŞ bir slogandır. Marksizm, nihai hedefe ulaşma süreci içinde , bir baskı aracı olarak “devlete” değil burjuva devletine karşıdır, “devlet”in ortadan kaldırılması Marksizmin gündemi ve sorunu değil,   Devlet in kendiliğinden ortadan kalkmasının toplumsal şartlarının yaratılması, yani “Devrimci dönüşümün” ve devamında “ siyasi süreç” in   başarıya ulaşması, Marksizmin ve Marksitlerin gündemi ve sorunudur. Bu başarı için kaçınılmaz bir araç olan Devlet e karşı olduğunu söylemek kafa karıştırma pratiği olmanın üstünü geçemez. Bu söylev , geçmişte ve hala buna benzer “sloganlaştırılmış” ve yanlış teorilerden daha tehlikeli ve daha fazla kafa karıştırıcıdır. Çünki bu slogan, zaten yığınların kafasını iyice karıştırdığı gibi , “sol taban” a hitab ettiğinden onların da kafasını karıştırmaktadır.

Zaten ortadan kalkacağına inandığın ve bunun şartlarını yaratmak için mücadele verdiğin bir şeye karşı olup olmamanın sloganlaştırılmasının , özellikle içinde bulunduğumuz gündem le ilgili olarak,   ne teorik ne de pratik bir değeri olabilir.. Çünki Devlet” in ortadan kalkması “gündem” ve “sorun” u, sınıf çelişkilerinin ortadan kalkmış olduğu toplumda yaşamış, yetişmiş ve yaşayanların , yetişenlerin gündemi ve sorunudur.

Bu “ sözü geçen toplumu(sosyalizmi) “ yaratma gündem” ve “sorun” u “Devrimci dönüşümü” gerçekleştirenlerin ve onların devamı olan nesillerin “gündemi” ve “sorunu”dur.  

Bu   “devrimci dönüşümü” gerçekleştirme “Gündem ve sorunu “kapitalist dönemde yaşayan devrimcilerin , yani GÜNDEMDE OLAN, GÜNÜMÜZ SORUNUDUR.

Daha birinci aşamayı gerçekleştirmede bile ne yapılması ve nasıl yapılması gerekliliği konusunda doğru tahlil ve tesbitlerin yapılmadığı, her kafadan ayrı bir sesin geldiği ,   emperyalizme teslimiyet ve işbirlikciliğin teorileştirildiği bir dönemde   bu tür “sloganlar” “devrimci dönüşüm” mücadelesinin çıkarına olamaz.

İçeriğinden boşaltılarak kullanılan bu slogan , hem teorik , hem pratik hem
de taktiksel olarak yanlıştır.


Erdoğan Ahmet



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 02.02.2016- 16:49


Sosyalizm Toplumsal sistemdir yani Dünyasal.

Nasıl tek bir ülkede kapitalizm olmazsa sosyalizmde olmaz.


Hakkı'nın düşüncesinde tutarlılık yok. Sosyalizmi komünist aşamanın bir evresi olarak gördüğünü söylemiş burada. Bu yüzden tek ülkede sosyalizm olmaz demiş. Yanlışlığı ve tutarsızlığı ise komünist aşamada hala demokarsiden bahsetmesi. Komünizm zaten devletin olmadığı bir sistem, sosyalizmi de o sistemin bir parçası olarak görüyorsa demokrasiyi değil, demokrasizliği savunması lazım gelirdi. Hem yanlış bir düşünceyi savunuyor, hem de savunduğu düşüncede bile tutarlı değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.02.2016- 20:12


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış



Tek ülkede sosyalizm ve enternasyonalizm konusu birlikte bir devrim teorisi oluşturuyor. Yanına gelişmiş bir ülke devrimi almayan her devrim gelişmemeye, teoriden sapmaya ve tarihte gördüğümüz gibi yıkılmaya mahkum hale geliyor. ''Tek ülkede sosyalizm olmaz'' kategorisine bir de böyle bakmayı deneyin. Kapitalizm çağımızda küresel bir hale gelmiştir. Ekonomi de, hukuk da, demokrasi ve özgürlükler konusu da ulusal boyutları aşmıştır, küreselleşmiştir. Kapitalizmin bu aşamasına karşı koyabilmek ulusal sınırlar içindeki mücadelelerle değil, enternasyonal birlik kapsamındaki mücadelelerle yenilgiye uğratılabilir. Tek ülkedeki kopuşlar emperyalizmi geriletmiyor. Emperyalizmin umurunda bile olmuyor. Olan teoriye oluyor ve teori hırpalandıkça hırpalanıyor. Emperyalizmi geriletmenin yolu enternasyonal düzeyde mücadelenin bir yolunu bulmaktır. Bunu bulamadığımız sürece sosyalistler tek bir ülkede iktidarı alsalar bile sosyalizmi kuramayacaklardır ve emperyalizmi de zayıflatamayacaklardır.

Verdiğiniz linkte yazdığınız bu.

Sn.tekyoldevrim;

Bu söylediklerinizin Marksizm Leninizmle hiçbir ilgisi yok. Marksizmle de ilgili değil. Tipik devrim kaçkınlığının siyasi bir kılıfa uydurulması. Şu, ulusal ölçek yerine enternasyonal ölçek konusu da gerçekten dilimize pelesenk oldu. İki ayrı fabrikadaki işçileri, Türkiye'nin eşitsizlik gösteren bölgelerini bile biraraya getirebilme ve bir hedefe yöneltme konusunda binbir zorluk varken, enternasyonal mücadelenin kurtuluş ölçeği olarak öne çıkartılması aslında siyasi devrim perspektifinin reddinden başka bir anlama gelmez.   Bu düşünceyi ileri sürenler aslında hiçbir şey söylemiyorlar, sadece bir şey söylediklerini sanıyorlar ama söylediklerinin marksist leninist kuramda hiçbir karşılığının bulunmadığını görmek istemiyorlar. Gözlerini yalın bir gerçeğe kapamışlar, siyasi devrim perspektifini reddetmişler, sosyalist ideolojiyi kendi köklerinden, sınıfsal kaynağından koparmışlardır. Siyasi devrim perspektifi olmadan, emperyalizme karşı yurtseverlik zemininde sosyalist bir mücadele örgütlenmeden sosyalist komünist olma iddiası bir aldatmacadır. Ulusal ölçekte siyasi devrim perspektifi oluşturamayan ve bu uğurda sınıfsal mücadeleyi örgütlemeye çalışmayan bir siyasetin bu ülkenin emekçi sınıfına verebileceği hiçbir şeyi kalmamıştır. Bu tür siyasetlerin Türkiye'de nelerle uğraştığını ve nerelere savrulduğunu da hep birlikte ibretle izliyoruz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 03.02.2016- 00:06


Azerbaycan, Belarus, Ermenistan, Estonya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Moldova, Özbekistan, Rusya, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna.
15 ülke .


22 403 000 km kare -nüfus 293 047 571 -1991 yılı .

Avrupa genel 10 523 000 km kare.

Bu durumda biz tek ülkede sosyalizm görmemiş oluyoruz .

Teoriler olma ihtimali olan şeyleri söyler olmama ihtimalide vardır ama bizim yaşadığım reel hayat tek ülkede sosyalizm olmadığını gösteriyor.

Teorik olarak Marks da tek ülkede sosyalizm yok 3 ülke demiş .Ayıca Marks kapitalizm açısından en gelişmiş ülke için söylemiş Lenin bu görüşe karşı çıkarak Rusyada da olacağını anlatmış Engels Rusya ve Türkiye için farklı mülkiyet biçiminin olduğunu ve Rusya için olabileceğini söylemiştir.

Gerçekleşen ilk sosyalizm 15 ülkede olmuş devrimler farklı zamanda olsada sosyalizm sosyalist devlet yapısı 15 ülkede oluşmuştur.

Zaman değişti eskiler yıkıldı teorilerde zaman uygun olacaktır .Yine sosyalizm en gelişmiş kapitalist ülkelerde olacaktır.
Devrimler tek tek ülkelerde olabilir iktidarlar alınabilir bazı programlar uygulanabilir ama sosyalizm asla tek ülkede olmaz olamaz.




Bu ileti en son hakkı tarafından 03.02.2016- 00:13 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 03.02.2016- 00:23


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Sosyalizm Toplumsal sistemdir yani Dünyasal.

Nasıl tek bir ülkede kapitalizm olmazsa sosyalizmde olmaz.


Hakkı'nın düşüncesinde tutarlılık yok. Sosyalizmi komünist aşamanın bir evresi olarak gördüğünü söylemiş burada. Bu yüzden tek ülkede sosyalizm olmaz demiş. Yanlışlığı ve tutarsızlığı ise komünist aşamada hala demokarsiden bahsetmesi. Komünizm zaten devletin olmadığı bir sistem, sosyalizmi de o sistemin bir parçası olarak görüyorsa demokrasiyi değil, demokrasizliği savunması lazım gelirdi. Hem yanlış bir düşünceyi savunuyor, hem de savunduğu düşüncede bile tutarlı değil.




Hakının görüşlerinde tutarsızlık yok senin cahilliğinde sorun var.
Sen devrimi sosyalizm sanıyorsun Sosyalizm komünizmin başlangıcıdır devletin ve sınıfların tasviye süreci
Devrim farklı sosyalizm farklıdır.

Lenin şunu der az gelişmiş ülkelerde devrim yapmak kolay sosyalizm kurmak zor. Gelişmiş ülkelerde devrim yapmak zor ama sosyalizm kurmak kolay der.

Lenin de bir tutarsızlık var öyle mi.
İşte sen komünist aşamanın da ne olduğunu bilmiyorsun sana göre komünist aşama biri bitecek sonrası başlayacak
kapitalizm den emperyalizm e öyle geçildi değil mi.

Siz demokrasiden korkuyorsunuz Bense inadına savunuyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 03.02.2016- 13:23


Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Sosyalizm Toplumsal sistemdir yani Dünyasal.

Nasıl tek bir ülkede kapitalizm olmazsa sosyalizmde olmaz.


Hakkı'nın düşüncesinde tutarlılık yok. Sosyalizmi komünist aşamanın bir evresi olarak gördüğünü söylemiş burada. Bu yüzden tek ülkede sosyalizm olmaz demiş. Yanlışlığı ve tutarsızlığı ise komünist aşamada hala demokarsiden bahsetmesi. Komünizm zaten devletin olmadığı bir sistem, sosyalizmi de o sistemin bir parçası olarak görüyorsa demokrasiyi değil, demokrasizliği savunması lazım gelirdi. Hem yanlış bir düşünceyi savunuyor, hem de savunduğu düşüncede bile tutarlı değil.




Hakının görüşlerinde tutarsızlık yok senin cahilliğinde sorun var.
Sen devrimi sosyalizm sanıyorsun Sosyalizm komünizmin başlangıcıdır devletin ve sınıfların tasviye süreci
Devrim farklı sosyalizm farklıdır.

Lenin şunu der az gelişmiş ülkelerde devrim yapmak kolay sosyalizm kurmak zor. Gelişmiş ülkelerde devrim yapmak zor ama sosyalizm kurmak kolay der.

Lenin de bir tutarsızlık var öyle mi.
İşte sen komünist aşamanın da ne olduğunu bilmiyorsun sana göre komünist aşama biri bitecek sonrası başlayacak
kapitalizm den emperyalizm e öyle geçildi değil mi.

Siz demokrasiden korkuyorsunuz Bense inadına savunuyorum.




Hakkı, tamam ben cahil olayım da, sen ne yazdığının bile farkında değilsin. Sosyalizmde liberal demokrasiyi övüp övüp duruyorsun, sonra da sosyalizm komünizmin bir parçasıdır diyorsun. Sosyalizmi komünizmin birinci aşaması olarak görüyorsan neden demokrasiyi değil de demokrasizliği savunmuyorsun dedim. Sen yine söylediğimizi değil, anladığını eleştirmeye kalkıyorsun.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 03.02.2016- 19:35


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış


Hakkı, tamam ben cahil olayım da, sen ne yazdığının bile farkında değilsin. Sosyalizmde liberal demokrasiyi övüp övüp duruyorsun, sonra da sosyalizm komünizmin bir parçasıdır diyorsun. Sosyalizmi komünizmin birinci aşaması olarak görüyorsan neden demokrasiyi değil de demokrasizliği savunmuyorsun dedim. Sen yine söylediğimizi değil, anladığını eleştirmeye kalkıyorsun.



Bu görüş cehaletinde ötesinde yalancılık oluyor Ben nerde yazmışım sosyalizmde liberal demokrasi övgüsünü.

Sosyalizm işçi sınıfın iktidarı ise demokraside onun demokrasisidir.
İşçi sınıfı tayin edecektir demokrasinin koşullarını kime ne kadar verileceğini o belirleyecek.
İşçi iktidarında Lİberallere demokrasi tanımanın liberal demokrasi değil işçi demokrasisidir.

Ama demokrasiden korkan her kes demokrasiyi   öcü sandığı için illada bir kulp takacaktır seni anlıyorum.
Ama yalancılık ayıptır.

Demokrasizlik ancak ihtiyacın bittiği yerde başlar o zamana kadar savunulur. Eğer savunmazsan o an hiç gelmez.

Uzak hedefi göstererek yakın hedeften kaçmak emekten kaçmaktır emek olmadan o uzak hedefi tutturamazsın.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 03.02.2016- 20:31


Ben nerde yazmışım sosyalizmde liberal demokrasi övgüsünü.

Burada sosyalizm adı altında proleter diktatörlüğü savunurken sen sürekli olarak seçim, partiler, her görüşe özgürlük demiyor muydun, biz yanlış mı okuyorduk? Hadi bunu da geçtik, komünizmin birinci aşaması için sosyalizm diyorsun, onu nereden çıkartıyorsun? Hadi bunu da geçtik, Marks tanrı değil diyen, marksizme karşı çıkan biri şimdi de söylediklerine marksizmi mi referans gösterecek?



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 11 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   5   6   7   [8]   9   10   11   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Gotha Programı: melnur 0 4329 18.08.2013- 23:12
Konu Klasör Gotha Programının Eleştirisi melnur 3 4308 11.08.2013- 12:12
Konu Klasör Ulus devlet-kapitalist devlet farkı üzerine... melnur 4 3049 14.12.2019- 08:39
Konu Klasör Devlet melnur 2 4218 13.09.2013- 00:58
Konu Klasör Sosyalizm ve devlet... melnur 7 4359 06.10.2018- 10:25
Etiketler   Gotha,   eleştirisinde,   devlet
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS