SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  kilitli
İddia:Evrim teorisi hücrenin nasıl varolduğunu açıkla           (gösterim sayısı: 2.842)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 04.08.2013- 18:52


Yanıt: Evrim teorisi, hücrenin oluşmasını bilimsel kanıtlara dayanarak açıklar


"Evrim teorisinin hücrenin nasıl var olduğu sorusunu açıklayamamasının en temel nedenlerinden biri, hücredeki 'indirgenemez komplekslik' özelliğidir. Bir canlı hücresi, çok sayıda küçük organelin uyum içinde çalışmasıyla yaşar, Bu parçaların biri bile olmasa, hücre yaşamını sürdüremez. Hücrenin doğal seleksiyon ve mutasyon gibi bilinçsiz mekanizmaların, kendisini geliştirmesini bekleme gibi bir şansı yoktur. Evrimin iddia ettiği gibi milyonlarca sene diğer parçalarının 'tesadüflerle' oluşmasını bekleyemez. Dolayısıyla yeryüzünde oluşan ilk hücrenin, yaşam için gerekli tüm organel ve fonksiyonlara sahip, eksiksiz bir hücre olması gerekmektedir. Bu, elbette söz konusu hücrenin yaratılmış olması demektir."

(Harun Yalıya, yaratılış Atlası 1, s.660; Yaratılış Atlası 2, s.692)

Canlı hücresi gerçekten de çok kompleks bir yapıya sahiptir. Son derece karmaşık metabolik faaliyetler sürdürebilmektedir.Bunun yanında unutulmamalıdır ki, tek bir tür canlı hücresi yoktur, çeşitlilik bulunmaktadır. Her biri bulundukları ortama sağladıkları uyuma göre farklı görevler yerine getirir ve farklı organizmaların yapısına katılır ya da tek olarak yaşamaya devam ederler. Bakteri hücresi, hayvan hücresi, bitki hücresi, vb.leri farklı metabolik aktivitelere ve bunun gerektirdiği yapılanmalara sahiptir. Bunun sonucu olarak da yapısal olarak farklı kompleksliklere sahip olurlar. Bu da bize hücrelerin kompleksliklerinde kademeler olduğunu ve bazılarının diğerlerine göre çok daha basit kabul edilebileceğim göstermektedir.

Evrim teorisi gösterdiği kanıtlarla, uzun zamandır bilim insanlarını meşgul eden "Dünya üzerinde hayat nasıl başladı?" sorusuna en mantıklı açıklamayı vermeye çalışır. Fosil kaynaklan, radyometrik tarihleme, filogenetik ve modern organizmaların yapılarının karşılaştırılması yoluyla, hayatın başlangıcı çözülmeye çalışılır. Canlılığın nerede, ne zaman başladığı ve karmaşık hücre yapılarının nasıl oluştuğu değişik hipotezlerle kronolojik olarak ortaya konulmakta ve elde edilen verilerle bu hipotezlerin
doğruluğu sınanmaktadır.

Güney Afrika ve Avustralya'daki stromatolit adı verilen ve mikroorganizmaların birikmesi ile oluşmuş eski kayalar, mikro fosiller açısından oldukça önemli kaynak sağlamaktadır. Bu kayalar üzerindeki mikro fosil örnekleri, dünya üzerindeki ilk canlı hücre örneklerinin 3,8 milyar yıl önce ortaya çıktığını göstermektedir. Yaşamın dünya üzerinde nerede ortaya çıktığı sorusu ise kesin olarak cevaplandırılmasa da, okyanusların diplerindeki hidrotermal bacalarının çevresinde oluştuğu hipotezi geçerlik kazanmaktadır. Bu bacalardaki kimyasalların bolluğu ve sağladığı yüksek enerji, ilk canlılığın başlaması için uygun bir ortam oluştürmuş olabilir.

Canlı hücreleri, tüm karmaşık yapılarına rağmen ilksel çorbadan (kimyasal çorba-primordial soup) doğrudan oluşmamış bunun yerine üst üste binken küçük adımlarla meydana gelmiştir. Öncelikle basit organik moleküller atmosferde oluşmuş ve yağmurlar ile yağarak okyanusları doldurmaya başlamıştır. Bu basit moleküller arasında DNA ve RNA'nm da yapısını oluşturan nükleotidler de bulunmaktadır. Devamında kendini kopyalayabilen moleküller evrimleşmiştir. Hayatın başlamasmdaki temel basamak genetik materyalin kopyalanıp aktarılması olduğundan, ilk evrimleşen molekül aynı zamanda katalitik özelliğe de
sahip RNA molekülü olabilir. Bu aşama "RNA dünyası" hipotezi ile açıklanmakta ve RNA hem kendini kopyalayıp bilgiyi taşırken hem de temel metabolik aktivitelerde bulunabilmektedir.

Kendini kopyalayabilen ilk moleküllerden bazıları diğerlerine göre daha başarılı olmuş ve böylece ilk doğal seçilim örnekleri de görülmüştür. Zaman içerisinde kendini daha iyi kopyalamayı başaran moleküller birikmiş ve devamında da basit bir hücre zarı ile çevrilmişlerdir. Bu şekilde de dış dünyadan gelecek etkilere karşı korunma sağlanmış ve genetik materyalin ürünleri birbirine yakın tutulmuş olurlar. Çevrelerine zar geliştirebilen moleküller geliştiremeyenlere oranla çok daha avantajlı duruma
geçmişler ve bu da ilk bakteri hücresinin oluşumuna giden yolu açmıştır. Bu noktaya kadar işlerin çoğunu büyük ihtimalle RNA yapmaktaydı. Ancak bazı hücrelerin RNA'ya oranla daha dayanıklı DNA'yı ve daha iyi katalitik aktiviteye sahip proteinleri kullanması ile RNA'nm rolü daha çok DNA ve protein arasında bilgi taşıyıcı olarak belirlenmiştir. Günümüzden yaklaşık 2 milyar yıl kadar önce de ökaryotik hücrelerin ataları tarafından prokaryotik hücrelerin hücre içine alınması ve bir şekilde sindirimden kurtulması ile hücre içi organelîer, öncelikle mitokondri ve kloroplast oluşmaya başlamış ve ökaryotik hücrelerin yolu açılmıştır. Ökaryotik hücrelerin prokaryotik hücrelerden oluştuğunu söyleyen bu hipoteze endosimbıosis adı verilir. Takip eden 1 milyar yıl içerisinde de hücreler yavaş yavaş bir araya gelerek, çokhücreli sistemleri oluşturmaya başlamıştır.

Yukardaki paragrafta da görüldüğü üzere kompleks yapıdaki hücrelerin birdenbire yaratılmasına gerek yoktur, ayııı zamanda yaratıldığına dair bir kanıt da yoktur, Çok daha basit yaşam formlarının kademeli olarak evrilmesi yoluyla daha kompleks hücrelere ulaşılabilir. Değişik hipotezler yardımıyla gerçekleşen evrim sürecinin aşamaları oluşturulup, elde edilen kanıtlar ile mantıklı bir zaman çizelgesi yapılabilmektedir. 1953 yılında yapılan Miller-Urey deneyi ile dünyanın ilk atmosfer yapısı
oluşturulmaya çalışılmış ve basit organik bileşiklerin ve özellikle aminoasitlerin laboratuvar ortamında oluşturulabileceği gösterilmiştir. Bu ve benzeri deneyler tam olarak dünyanın ilk atmosfer yapısını oluşturmasa da, basit atomlardan organik bileşiklerin yüksek enerji altında oluşabildiğini göstermektedir. Buradaki önemli noktalardan birisi, inorganik bir ortamdan organik bileşiklerin oluşabileceğini göstermektir, ilkel dünya atmosferi, sağladığı gerekli zaman, hammadde (inorganikler) ve enerji ile ilk organik bileşiklerin (aminoasitler, hidrokarbonlarvb.) oluşması için uygun bir ortam oluşturacaktır.


İddiada dikkat edilmesi gereken bir yanlış ise, evrimin çalışma mekanizmasını anlatırken, evrimin sadece tesadüflere dayandığını söylemektir. Bu en iyi ihtimalle, evrimin işleyiş mekanizması hakkında yeterli bilgisi olmayan ya da okuyucuyu yanlış yönlendirmeyi amaçlayan bir yorumdur. Evrim tesadüflerin tersine son derece kontrollü bir şekilde ilerler. Popülasyonu oluşturan bireylerin genetik yapılarında, mutasyon ve genetik rekombinasyon yoluyla farklılıklar gerçekleşir. Bu noktada,tesadüflerden bahsedilebilir. Yani genetik yapının farklılaşmasında.

Ancak evrimin temel mekanizması olan doğal seçilim asıl olarak bu noktadan sonra çalışmaya başlar. Genetik çeşitlilikte tesadüften bahsedilebilir, ancak sonraki aşama yani çevreye en iyi uyum sağlayıp üremeye devam edebilen bireylerin seçilmesi tesadüften son derece uzaktır. Doğal seçilim tesadüflerle değil, organizma üzerinde oluşturduğu belirli baskılarla çalışarak bireylerin zaman içerisinde birbirinden ayrılmasını sağlar. Doğal seçilim yoluyla bir sonraki nesile aktarılmak üzere seçilen bireyin genetik yapısı benzer çevre şartlarında seçilmeyi sürüdürüp birikerek, yeni bir türün oluşmasına kadar gidebilir.

İddiadaki diğer bir önemli yanlış ise, bir teoriyi yanlışlayarak başka bir fikrin doğruluğunun ortaya çıkarılmaya çalışılmasıdır. Evrim teorisi bilimsel kanıtlar üzerine kurulmuştur ve bu kanıtlar yoluyla doğrulandığı sürece geçerliliğini koruyacaktır. Canlı hücresinin oluşması üzerine de bilimsel kanıtlara dayanan açıklamasını yapmaktadır. Ve bu konuda elde edilen yeni veriler ile evrim teorisinin açıklaması desteklenebilir ya da zayıflayabilir. Ancak tüm hücrelerin bir yaratıcı tarafından birdenbire şu andaki kompleksliklerinde yaratıldığım söylemek ve bunu da destekleyecek hiçbir bilimsel veri gösterememek, iki fikri birbirinden ayrı alanlara taşımaktadır. Evrim teorisi getirdiği açıklama ve gösterdiği kanıtlar ile canlı hücresinin evrimi üzerine bilimsel alandaki en iyi açıklama olarak varlığını sürdürmektedir.



Deniz ŞahinÎTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Mühendisliği Bölümü
Doktora Öğrencisi ve Araştırma Görevlisi
Bilim ve Gelecek Kitaplığı; Harun Yahya Safsatası ve Evrim Gerçeği



Yeni Başlık  kilitli



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör İddia: Termodinamiğin İkinci Yasası Evrim Kuramını ge melnur 1 3871 17.04.2020- 08:08
Konu Klasör Biz bu hale nasıl geldik, nasıl kurtulacağız? melnur 3 2544 18.01.2020- 09:43
Konu Klasör Bu nasıl bir zihin yapısı, nasıl bir ruh halidir böyle... melnur 1 2444 13.05.2020- 13:17
Konu Klasör İddia: 'HEDEP'in seçimlere dair AKP ile kurduğu diyalogda somut talepleri var' melnur 2 214 24.10.2023- 06:51
Konu Klasör İddia: 'Kılıçdaroğlu'na suikast yapacak bir grubun Türkiye'ye girdiği belirtiliyor' melnur 1 429 13.05.2023- 03:45
Etiketler   İddia:Evrim,   teorisi,   hücrenin,   nasıl,   varolduğunu,   açıkla
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS