SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
1 Kasım üç görev-Erkan Baş           (gösterim sayısı: 7.155)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 16.09.2015- 10:11


1 Kasım üç görev-Erkan Baş  
 
Tarihin hızlı aktığı dönemler, somut, net ve anlaşılır tutumlar almanın önemli olduğu anlardır. Elimden geldiğince bunu gözeterek yazmaya çalışacağım.

“Tekrar seçim”

Sandık da siyasetin araçlarından biriyse, ona yüklenen özel anlamın değerlendirilmesiyle başlamak gerek. Devrimci bir özne için sandık tutumunun belirlenmesinde bu özel anlamın doğru analizi en önemli öğelerden birisidir.

1 Kasım günü yapılacak seçim, hukuksal olarak bakacak olursak bir erken seçim, bu hukuki tanımla beraber kullanılan "tekrar seçim" kavramı ise durumu daha iyi açıklıyor. "Tekrar seçim" çünkü, hepimizin bildiği gibi 1 Kasım seçimlerinin temel nedeni 7 Haziran seçimlerinde AKP ve daha özel olarak Tayyip Erdoğan’ın istediğini alamamış olmaması.

7 Haziran seçimlerinde AKP’nin oy kaybetmesi ve özellikle HDP’nin seçime parti olarak girip barajı aşması Erdoğan’ın hayallerini suya düşürmüştü. Şimdi “olmadı, yeniden deniyoruz” diyerek sandığı önümüze getiriyorlar.

Kabul edelim, çok ustaca yönettikleri bir süreçle yaşadıkları ağır yenilgiyi unutturamasalar bile pratik olarak önemsizleştirme başarısı gösterdiler ve bundan cesaret bulduklarını da söyleyebiliriz.

Şimdilik sadece not ederek geçeceğim ama iki noktanın akılda tutulması gerektiğini düşünüyorum.

Bir, 8 Haziran’dan bugüne muhalefetin, özel olarak da düzen dışı güçlerin tutumlarındaki eksik ve yanlışların ciddi bir muhasebesi de gerekiyor ve bu 1 Kasım sonrası çok önemli olacak.

İki, özellikle Suruç Katliamı ile başlayan süreçte yaşadıklarımızı iyi okumak durumundayız. Erdoğan’ın topyekün karşı saldırıya geçmesi esas olarak güçsüzlüğünü örtme ve kaybetme paniğinin ürünü olmakla birlikte, işin bir tarafında HDP'de somutlanan direnişi kırmak varsa, diğer tarafında da Tayyip Erdoğan'ın istediğini almak için veya alamadığı koşullarda neler yapabileceğini sergilediği korkunç bir “fragman” var.

Özetle, 1 Kasım günü halkın önüne konulan sandıkla, esas olarak 7 Haziran'da gerçekleşmesine izin verilmeyenleri kazanmayı amaçlıyor.

Bize göre 1 Kasım seçiminin devrimcilere yüklediği en önemli görev bu eksende belirginleşiyor. Erdoğan’ın hayallerinin gerçek olduğu bir ülke emekçi halklarımız için bir cehennem anlamına geliyorsa, AKP’nin ve Erdoğan’ın hayallerini gerçek kılmak için girdiği bu mücadelede güçlü bir yumruk daha yemesi son derece önemlidir. 1 Kasım sürecinde bize düşen, 7 Haziran’da elde ettiklerini bile kaybedecekleri bir sonucu ortaya çıkarmak, bunun için ne yapabiliyorsak onu yapmaktır.

Sandık tutumu

Eğer buraya kadar söylenenler doğruysa bu seçim sürecinin sandık tavrı açısından doğru tutumu, bu oyunu bozmak için hiç tereddüt etmeden HDP'ye oy vermektir.

Sözünü ettiğimiz tutum, HDP’nin siyasal, ideolojik veya programatik hattını bir bütün olarak sahiplenmek ve desteklemek anlamına gelmiyor. Hatta aksine sözünü ettiğimiz net tutumu esas belirginleştiren yan, “HDP’li değiliz ama HDP’ye oy vereceğiz” biçiminde özetlenebilecek bir tutumu alabilmektir. Hatta gerekiyorsa, açıkça ve ayrıntılı biçimde HDP’ye dönük eleştirilerimizi ortaya koyarak HDP’ye oy vermek de diyebiliriz.

Bu tutum, AKP’nin istediğini almasını imkansızlaştırmak doğrultusunda bir politik faaliyet ve karşı duruş anlamına geldiği gibi, HDP nezdinde Kürt halkının baskı ve şiddetle ezilmeye çalışıldığı bir dönemde, Kürt ve Türk emekçileri arasında yaşanması bir felaket anlamına gelecek duygusal kopuşu engelleme görevimizin bir gereğidir. Bu son derece önemli bir görevdir, zira eğer bir sosyalist devrim mücadelesi veriyorsak, bunun en önemli ön şartlarından birisinin Türk ve Kürt emekçilerinin birliği olduğunu görmeden böyle bir iddianın taşıyıcısı olamazsınız. Halkları birleştirecek, kardeşleştirecek olan böylesi zor zamanlarda sergilenen tutumdur. Ortak düşmanlara karşı birlikte mücadele etmektir.

Türkiye solu içerisinde, HDP/HDK içinde olmayıp, sürecin gerektirdiği net tutumu almaktan sakınmayan devrimci bir odağın şekillenmesinin sayısız faydası olacağını da eklemek gerek.

Açıkça söyleyelim, bu tutum, Kürt siyasetinin solla ilişkisinin samimileşmesine katkı koyarken, hareketin içindeki solcu, sosyalist birey ve topluluklarla sağlıklı bir iletişimin güçlenmesine de katkı anlamına gelecektir.

Bu bölümü kapatırken son bir not düşmek istiyorum.

Görünen o ki, Türkiye solunun bir kısmı yerleşik alışkanlıkları nedeniyle bu net tutumu takınamayacak. Oysa basit bir yöntemsel davranış değişikliği ile bu sorun kolayca aşılabilir. Söylemek istediğim şu, maalesef solun hareket tarzının temel belirleyeni, genellikle solun kendi iç gündemleri oluyor. Sol güçler, belirli bir pozisyon alırken esas olarak “yakın rakiplerini” gözeten bir yaklaşımı merkeze koyarak hareket ediyorlar. Bu değerlendirme biçimi yanlıştır.

Doğru tutum, iktidarın konumunu görerek onun karşı kutbunda konumlanmak, kendi siyasal-ideolojik konumunu bu noktada, bir başka deyişle kavga alanlarında güçlendirmek ve mümkünse sivriltmeyi amaçlamaktır.

Seçimin sınırı

Bir kez daha ve açıklıkla yazmak gerekiyorsa, Türkiye'nin hiç bir temel sorunu seçimlerle çözülemez. Dolayısıyla 1 Kasım seçimlerine de gereğinden fazla bir önem atfetmenin, örneğin 2 Kasım günü tüm dertlerimizin çözüleceği bir sürecin başlayacağını düşünmenin hiç bir karşılığı yoktur. Türkiye'nin temel sorunları, sadece, emekçi halkın geniş kesimlerinin ve onların siyasal temsilcisi olarak sosyalist hareketin etkin ve belirleyici bir güç olarak siyasal alandaki yerini almasıyla çözülebilir.

Seçim sürecinde odaklanması ve somut kazanımlar elde edilmesi gereken önemli bir görev, bu eksiğin tamamlanmasına katkı sağlayacak adımlar atmaktır.

Burjuva siyasetinin ve AKP rejiminin seçim sürecinde ve sonrasında daha olağan veya istikrarlı bir ortama kavuşması, daha kapsayıcı ve yatıştırıcı bir tarzı hayata geçirmesi olasılığı yoktur. İyice gerginleşen siyasal atmosferin yanında, ekonomik veriler ve uluslararası durumun etkileri hesaba katıldığında, daha yoğun bir baskı ortamının oluşması ve kimi halk düşmanı girişimlere teşebbüs edilmesi de ihtimal dahilindedir. Bu türden baskıcı ve faşizan müdahale girişimlerinin Türkiye halkları nezdinde geniş bir meşruiyet zeminine sahip olamayacağı açık. Ancak devrimci güçlerin buna karşı aktif bir tutum alabilecek bir halk örgütlenmesini geliştirmek üzere seçim sürecinden de faydalanması bir zorunluluktur.

Emperyalizme, gericiliğe, faşizme ve sermaye diktatörlüğüne karşı, özgürlükçü ve aydınlanmacı bir mücadele çizgisinin güçlendirilmesi, emekçi sınıfların güncel ve yakıcı taleplerinin siyaset sahnesine taşınması ve bu iki başlığın halkçı bir ideolojik karakterle yoğrulması görevi seçim sürecinin de en temel görevi olarak önümüzde durmaktadır.

Sosyalizmi Türkiye’nin “5. Gücü” haline getirme hedefimiz de bu pozisyonun doğal bir sonucudur ve geçerliliğini korumaktadır.








Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 16.09.2015- 10:14


Dayanışma için ilk adım-Can Soyer  

1 Kasım seçimi yaklaştıkça sosyalist solda da seçime dair tutum belirleme tartışmaları hızlandı. Dün bu kapsamda gerçekleştirilen bir görüşmeyi, Halkın Türkiye Komünist Partisi ile Halkevleri arasındaki görüşmeyi İleri Haber sayfalarından da duyurduk.

Görüşmenin içeriğinden önce, haberin okurlarımız tarafından nasıl karşılandığı hakkında bilgi vermeliyim. Akşam saatlerinde gerçekleşen görüşmenin ardından girdiğimiz haber, sadece birkaç saatte binlerce okur tarafından okundu. Aynı dakikalarda maç yayını olduğunu ve akşam saatlerinde internet haberlerinin okunma sayılarının düştüğünü de hesap edersek, bu yüksek grafik haberin yarattığı ilginin büyüklüğünü göstermek açısından yeterli.

Bu bilgiyi aktararak dikkat çekmek istediğim şey haber değil elbette. Zira haberin okunma ve sosyal medya mecralarında paylaşılma sayısı, esasında bir sonuç olarak değerlendirilmeli. Dikkat çekmesi gereken esas konu ise, söz konusu görüşmenin mahiyetinin topladığı ilgi.

Haberde de belirtildiği gibi, görüşmenin ana gündem maddesi 1 Kasım seçiminde sosyalist hareketin nasıl bir tutum alacağıydı. Bu çerçevede her iki taraf da belirgin bir çerçevede ortaklaşmış durumda. Buna göre, AKP eliyle bir iç savaşa sürüklenen ve Kürt halkına saldırıların yoğunlaştığı Türkiye’de, Saray diktatörlüğünün karşısında güçlü bir halk dayanışmasının ve kardeşlik hareketinin örgütlenmesi hedefi yakıcılaşıyor. Bu kapsamda, sosyalist hareketin emekçi sınıfların çıkarlarını siyaset sahnesinde temsil edecek, aynı zamanda Kürt halkıyla dayanışmayı ve kardeşlik fikrini güçlendirecek, HDP’nin Meclis dışına itilmesine yönelik kanlı provokasyonları boşa düşürecek bir seçim tutumunun solun ve ilerici kesimlerin en geniş birlikteliği ile örülmesi önümüzdeki kısa sürecin görevlerinden biri olarak beliriyor.

İşte, haberin gördüğü ilginin ardında yukarıda özetlediğimiz yaklaşımın sahiciliği ve bir ihtiyaca karşılık geliyor olması yatıyor. Türkiye’de giderek tırmanan kriz ortamında ve Erdoğan’ın Saray diktatörlüğü girişimlerinin karşısında, ülkenin ilerici, eşitlikçi, özgürlükçü, aydınlanmacı ve kardeşlik arzusu taşıyan kesimlerinin bir araya gelmesi, AKP gericiliğine karşı etkili ve sonuç alıcı bir mücadele hattının örülmesi, sosyalist solun emekçi halkın çıkarlarını siyaset sahnesine taşıması böylesi bir ihtiyacı ifade ediyor.

Kısacası, Kürt halkıyla dayanışmanın ve kardeşlik fikrinin güçlendirilmesi ile sosyalist solun etkili siyasete susamışlığı, 1 Kasım seçimine giden süreçte çakışmıştır.

Heyecan, ilgi ya da beklenti yaratan da bu çakışmanın yarattığı fırsatları değerlendirmek konusunda arayış içinde olan öznelerin bir araya gelmesidir.

Bu bir araya gelişin HTKP ile Halkevleri’nden ibaret olmayacağı, bu seçim tutumu çerçevesinde en geniş birlikteliğin sağlanmasının hedeflendiği biliniyor. Zaten bugün itibariyle başlatılacak temasların konusu da söz konusu seçim tutumunu güçlü ve ses getiren bir çıkışla sürdüren bir platformun yaratılması olacak. Bu kapsamda Türkiye’nin eşitlik, özgürlük, aydınlık ve kardeşlik arzusundaki tüm kesim ve kurumları ile aydınları, sanatçıları, bilim insanları sürecin örgütlenmesine davet edilecek.

Hızla heyecan ve ilgi yaratan bu tür bir girişimin karşılıksız kalması, doğal olarak, pek beklenmiyor. Ancak sürecin nasıl ilerleyeceğine hep beraber karar verileceğini, bu girişim etrafında bir araya gelmiş herkesin ortak kararıyla yola devam edileceği biliniyor.

Bitirirken, söz konusu girişimin anlam ve önemini kavrayabilmek açısından karşı karşıya olduğumuz tabloyu netleştirmek faydalı olacaktır.

Toplumsal meşruiyetine yönelik en büyük darbeyi Gezi’de alan AKP ve Erdoğan diktatörlüğü, sandık meşruiyetini de 7 Haziran’da kaybetmiş durumdadır. Şimdilerde, vahşi bir saldırganlıkla ve akıl almaz provokasyonlarla başlatılan iç savaş, Saray’ın kaybettiklerini geri alma çabasıdır. Ya alacaktır ya da yıkılacaktır; bunun ortası yoktur.

AKP’nin meşruiyet yitiminin en önemli nedenleri olan Gezi ile HDP’nin barajı aşması, 7 Haziran’da nesnel olarak bir araya gelmiş ve son derece yıkıcı bir etki yaratmıştır. Bu iki dinamiğin ortak bir mücadele pratiğini yaratabilmesi, AKP açısından telafisi imkansız bir darbe anlamına gelecektir. Nasıl ki Gezi Direnişi sırasında Kürt siyasetinin geri durması AKP açısından bir şans olmuşsa, bugün de Gezi kitlesinin kenara çekilmesi AKP’nin yeni şansı olacaktır.

Mücadele ettiği özneleri teke tek yakalamakta ustalaşmış olan AKP, Gezi sırasında başardığını 7 Haziran’da başaramamış ve sonuçta Meclis’te hükümet kurmaya dahi yetmeyecek bir çoğunlukla baş başa kalmıştır. Hemen ardından başlayan ve asıl olarak Kürt siyasetinin yasal kolunu etkisizleştirmeyi, Gezi kitlesinin desteğini geri çekmesini, Türkiye’nin AKP karşısında gösterdiği direncin bir iç savaş ortamında terörize edilmesini hedefleyen provokasyonlar, bu kez de Kürt halkını teke tek yakalama çabasıdır. Bir tür intikam ya da rövanş histerisinin sosyalist siyasette yeri olamayacağına göre, sosyalistlerin bu çabaya engel olması, Kürt halkının AKP karşısında yalnız bırakılmasına izin vermemesi tarihsel ve güncel bir sorumluluktur.

Dün ilk adımı atılan ve bugün itibariyle büyüyerek süreceği anlaşılan bu girişim, en başta bu sorumluluğu üstlenmek konusundaki kararlılığı ile kıymetlidir.

Çağrıya kulak vereceklerin isteği, emeği ve cesareti bu dayanışmayı daha da kıymetlendirecektir.








Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 16.09.2015- 10:19


İki yazarı yazısını alt alta aldım çünkü ikisi de HTKP'nin seçimlerde HDP'nin desteklemesi gerektiğini yazıyor. Bu yazılardan HTKP'nin 1 kasım seçimlerinde HDP'yi destekleyeceği kararı alacağını anladım. Çulhaoğlu da buna benzer bir yorumda bulunmuştu. Bu karar alınırsa HTKP'nin EMEP'ten farkı kalmaz. Türkiye Komünist Hareketi HTKP'den ayrılmakta haklıymış.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 16.09.2015- 14:09


Seçime 1.5 ay var. HTKP Halkevleri ile bu konuyu konuşmuşsa orada kalmayacak bu konu DİSK ve KESK'i de içine alacak şekilde büyüyecektir. Acele eleştiri getirmemek lazım. HTKP yaptığı çalışmalar sonucu HDP'den seçim sonucu parlamentoda grup kurabilecek kadar sosyalist vekil garantisi alıyorsa bence böyle bir ittifaka gidilebilir. HDP de bu konuda samimi ve Türkiyelileşmek hedefinde diretecekse AKP'ye mecliste en önemli muhalefet edebilecek böyle bir yapılanmayı kabul etmelidir. Ben bile böyle beraberliğe oy veririm.Sosyalist aday diye liberal aday göstermesinler, bilinen solcu adayları göstersinler ben olumlu karşılarım.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 16.09.2015- 18:18


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Seçime 1.5 ay var. HTKP Halkevleri ile bu konuyu konuşmuşsa orada kalmayacak bu konu DİSK ve KESK'i de içine alacak şekilde büyüyecektir. Acele eleştiri getirmemek lazım. HTKP yaptığı çalışmalar sonucu HDP'den seçim sonucu parlamentoda grup kurabilecek kadar sosyalist vekil garantisi alıyorsa bence böyle bir ittifaka gidilebilir. HDP de bu konuda samimi ve Türkiyelileşmek hedefinde diretecekse AKP'ye mecliste en önemli muhalefet edebilecek böyle bir yapılanmayı kabul etmelidir. Ben bile böyle beraberliğe oy veririm.Sosyalist aday diye liberal aday göstermesinler, bilinen solcu adayları göstersinler ben olumlu karşılarım.

"HKTP yaptığı çalışmalar sonucu HDP'den seçim sonucu parlemontoda grup kurabilecek kadar sosyalist vekil garantisi alıyorsa bence böyle bir ittifaka gidebilir."

Diğer sosyalist partiler HDP'den seçim sonucu olarak güçleri oranında sosyalist vekil çıkartırken sen, hocan ve diğer üç kişi ağzınızdan "kuyrukçu" kelimesini düşürmüyordunuz. Ne oldu şimdi? Dünya tersinemi dönüyor, hani HDP "Kürt Milliyetciisiydi", onlara oy vermek "Sol'a ihanetti", ittifak yapanlar "sosyalist değil sadece kuyrukcuydu".
Daha senin gibiler çok tükürdüklerini yalayacaklar ama insanda biraz ar olmalı, siyasi ahlak olmalı,......



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 16.09.2015- 20:03


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Seçime 1.5 ay var. HTKP Halkevleri ile bu konuyu konuşmuşsa orada kalmayacak bu konu DİSK ve KESK'i de içine alacak şekilde büyüyecektir. Acele eleştiri getirmemek lazım. HTKP yaptığı çalışmalar sonucu HDP'den seçim sonucu parlamentoda grup kurabilecek kadar sosyalist vekil garantisi alıyorsa bence böyle bir ittifaka gidilebilir. HDP de bu konuda samimi ve Türkiyelileşmek hedefinde diretecekse AKP'ye mecliste en önemli muhalefet edebilecek böyle bir yapılanmayı kabul etmelidir. Ben bile böyle beraberliğe oy veririm.Sosyalist aday diye liberal aday göstermesinler, bilinen solcu adayları göstersinler ben olumlu karşılarım.



Bir kere böyle bir oluşum olsa bile grup kurabilecek vekil sayısı HDP tarafından verilmez. Böyle bir öneri daha baştan HDP'nin   sola uygun düşmeyen siyasetlerinin mecliste desteklenmeyeceği anlamına gelecektir; HDP buna yanaşmaz. Sol oyların komünist parti ağzıyla ulusalcı bir harekete yönlendirilmesi de sol kamuoyunda kabul görmeyecektir. Senin yorumun fazla iyi niyetli olmuş.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 17.09.2015- 09:50


Neden iyi niyetli olsun, bugüne kadar hep solun desteğini istediler, bir kısım sol da bu desteği onlardan hiç esirgemedi. Demirtaş etnik siyaset yapmayacaklarını ve Türkiyelileşeceklerini söylemişti. Böyle bir öneri aynı zamanda samimiyet testi de olur. 1 Kasım seçimlerinde ilkesel bir ittifak yapılabilir. Emperyalizm, piyasacılık, gericilik ve AKP karşıtlığında beraber davranılabilir. Seçimden sonra HDP'nin yanlış sulara sürüklenmesi karşısında grup kuracak kadar vekil garantisi istenebilir. HDP bunu kabul ederse olur, kabul etmezse beraberliğin olmamasının nedeni HDP olur.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 17.09.2015- 10:44


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Neden iyi niyetli olsun, bugüne kadar hep solun desteğini istediler, bir kısım sol da bu desteği onlardan hiç esirgemedi. Demirtaş etnik siyaset yapmayacaklarını ve Türkiyelileşeceklerini söylemişti. Böyle bir öneri aynı zamanda samimiyet testi de olur. 1 Kasım seçimlerinde ilkesel bir ittifak yapılabilir. Emperyalizm, piyasacılık, gericilik ve AKP karşıtlığında beraber davranılabilir. Seçimden sonra HDP'nin yanlış sulara sürüklenmesi karşısında grup kuracak kadar vekil garantisi istenebilir. HDP bunu kabul ederse olur, kabul etmezse beraberliğin olmamasının nedeni HDP olur.

Bahsettiğin "sosyalistler" parlementoda gurup kuracak bir seçmen sayısına sahiplermi? HDP olmadan alacakları oy binde birlerin altındayken "HDP bunu kabul ederse olur, kabul etmezse beraberliğin olmamasının nedeni HDP olur" demen ne kadar bedavacı olduğun ve emek vermeden söz sahibi olmak istediğinin güzel bir örneğidir.
Yok isterseniz birde belediye başkanlığı sözü versin HDP.
Hani parlempntoya girmek sosyalistler için bir işe yaramıyordu? Sen git KP'ne oy ver ve parlementoya girmesi için çaba harca, neden HDP'nın "kuyrukcusu" oluyorsun.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 17.09.2015- 12:30


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Neden iyi niyetli olsun, bugüne kadar hep solun desteğini istediler, bir kısım sol da bu desteği onlardan hiç esirgemedi. Demirtaş etnik siyaset yapmayacaklarını ve Türkiyelileşeceklerini söylemişti. Böyle bir öneri aynı zamanda samimiyet testi de olur. 1 Kasım seçimlerinde ilkesel bir ittifak yapılabilir. Emperyalizm, piyasacılık, gericilik ve AKP karşıtlığında beraber davranılabilir. Seçimden sonra HDP'nin yanlış sulara sürüklenmesi karşısında grup kuracak kadar vekil garantisi istenebilir. HDP bunu kabul ederse olur, kabul etmezse beraberliğin olmamasının nedeni HDP olur.



Komünist olduğunu söyleyen bir partinin seçimlere bu kadar yoğunlaşması burjuva toplumunda seçimin sosyalist bir araç olarak algılanmasına yol açmaz mı? HTKP seçimlere bu kadar önem vererek ve HDP gibi milliyetçilikten kopuş yaşamamış bir partiye oy vereceğini ilan ederek hangi doğruyu gerçekleştirmiş olacak? Erkan Baş ''AKP'yi geriletmek için'' diyor, Demirtaş'ın kuru sözcükleri bütün kürt hareketinde egemen mi? Her gün kürt hareketinin çeşitli gruplarından ''AKP'yle masaya oturabiliriz'' cümlelerini duymuyor muyuz? Sosyalist hareket HDP'ye yanaşarak toplumsallık kazanabileceğini sanıyorsa dönüp bir de Levent Tüzel'e ve partisine baksın.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Erkan Baş'tan ''Yenebiliyormuşuz...'' melnur 3 3046 23.04.2019- 00:11
Konu Klasör Zor ama doğru olanlar… - Erkan Baş melnur 1 1836 25.08.2020- 08:50
Konu Klasör Erkan Baş ve TİP'in özgürlük yürüyüşü... melnur 27 1210 28.10.2023- 05:17
Konu Klasör Erkan Baş: Büyük bir hesaplaşma dönemine giriyoruz... melnur 0 433 07.01.2023- 10:07
Konu Klasör Erkan Baş: Erdoğan’a tarihin en büyük yenilgisini yaşatabiliriz... melnur 1 1074 29.09.2022- 09:05
Etiketler   Kasım,   üç,   görev-Erkan,   Baş
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS