SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Doğu Perinçek yazdı: Çin sosyalist mi kapitalist mi?           (gösterim sayısı: 5.530)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: spartakus
Konu Tarihi: 17.09.2015- 11:23


Doğu Perinçek yazdı: Çin sosyalist mi kapitalist mi?

İşçi Partisi GEnel Başkanı Doğu Perinçek Silivri Cezaevi'nden "Çin sosyalist mi kapitalist mi?" tartışmalarına katıldı. Perinçek'in yazısında; "kapitalizmden sınıfsız topluma geçiş süreci. 'Burjuvazisiz burjuva devleti ve burjuva bölüşüm ve değişim ilişkileri'. Kapitalizme geri dönüş tehlikesi. Çin’de sosyalizmin mucizesi. Tarihin dışında tarafsız duruş.Lavoisier Kanunu" konularına da mercek tuttu. İşte Perinçek’in o yazısı:

Çin sosyalist mi, yoksa kapitalist mi tartışmalarına rastlanıyor.
Çin Halk Cumhuriyeti’nde bugün iktidarda bulunan Çin Komünist Partisi, Çin’in sosyalizmin alt basamaklarında olduğunu vurguluyor.
Çin’in toplumsal ekonomik kuruluşu üzerine bir nitelemede bulunmak için, önce elbette sosyalizm konusunda bir fikir sahibi olmamız gerekiyor.

KAPİTALİZMDEN SINIFSIZ TOPLUMA GEÇİŞ SÜRECİ


Sosyalizm, iktidarın emekçi sınıflarda bulunduğu kapitalist toplumdan sınıfsız topluma geçiş sürecidir.

Dolayısıyla sosyalizm, en sonunda sınıfların kalmadığı bir toplumun adım adım kuruluşudur. Elbette her süreç gibi çelişmelidir; iniş çıkışlıdır.
Bu sürecin yönelişleri şöyle sıralanabilir:
- İktidarın emekçiler tarafından ele geçirilmesinden sonra her düzlemde fiilen emekçilerin yönetiminde bir siyasal sistemin kuruluşu.
- Üretim araçları üzerinde özel mülkiyetten adım adım kolektif mülkiyete geçiş.
- Üretici güçlerin özgürleşmesiyle üretimin gelişmesi ve adım adım bolluk toplumuna ilerleme.
- Herkese emeğine göre bölüşümden adım adım herkese ihtiyacına göre bölüşüme ilerlenmesi. Dolayısıyla değişim ekonomisinin adım adım sınırlanması ve bolluk toplumunun kurulmasıyla birlikte ortadan kalkması.
- Kafa emeği ile kol emeği, sanayi ile tarım ve şehir ile köy arasındaki farkların adım adım kalkması.
- İdeolojik-kültürel düzlemde toplumun geçmiş özel çıkar ve sınıf tahakkümü sistemlerinin değer yargılarından ve yabancılaşmasından, özetle ideolojisinden arınması, yeni paylaşmacı insanın oluşması.
- Toplam olarak sınıfların arasındaki farkların bütün siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel temelleriyle ortadan kalkması. İnsanların değil yalnız araçların yönetildiği bir toplumun kurulması.

“BURJUVAZİSİZ BURJUVA DEVLETİ VE BURJUVA BÖLÜŞÜM VE DEĞİŞİM İLİŞKİLERİ”


Yukarıda özetlediğimiz sosyalizmi kurma sürecine baktığımız zaman, her sosyalizm biraz kapitalizmdir.

Çünkü sosyalizm döneminde, hâlâ kapitalizmin bölüşüm ilişkisi olan “Herkese emeğine göre” geçerlidir ve buna bağlı olarak hâlâ değişim ekonomisi yürürlüktedir. Yani emekçiler, emekleriyle ölçülen bir ücret alırlar. Oysa sınıfsız toplumun bölüşüm ilişkisi, kapitalizmden bütünüyle farklıdır: “Herkese ihtiyacına göre.”
Bütün bu nedenlerle, Lenin’in de işaret ettiği üzere, sosyalizmin kuruluşu sürecinde, “hem ekonomi, hem devlet bir yönüyle kapitalist karakterdedir.” Lenin, sosyalizmi “burjuvazisiz burjuva devleti” ve “sömürüsüz burjuva bölüşüm ve değişim ilişkileri” diye tanımlamıştır. Bu tanımı Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin kuruluşunu ve kapitalizme geri dönüşü incelediğimiz Stalin’den Gorbaçov’a adlı kitapta basit bir şemayla canlandırmaya çalıştık.

Resim Ekleme
(Doğu Perinçek, Stalin’den Gorbaçov’a, Gözden geçirilmiş 4. basım, s. 280)

Herhangi bir sosyalizm sürecinde şemadaki grileri görürseniz, o ülkenin kapitalist olduğuna hükmedersiniz; beyazları görürseniz, bu kez o ülkenin lekesiz bir sosyalizm olduğunu düşünürsünüz. Oysa ikisinin de hayatta bir karşılığı bulunmuyor. Sosyalizmin bir geçiş süreci olması, eski ile yeniyi bağrında taşıması anlamına geliyor.

KAPİTALİZME GERİ DÖNÜŞ TEHLİKESİ

Sosyalizm uzun bir süreçtir.
Bu süreç boyunca proletarya ile burjuvazi, sosyalizm ile kapitalizm, Marksizm ile burjuva ideolojisi arasındaki mücadele, başka deyişle sınıf mücadelesi devam eder.
Her sosyalizmi kurma girişimi, kapitalizme geri dönüş tehlikesini içerir.
Sosyalizmde bölüşüm ilişkilerinin kapitalizmin bölüşüm ilişkileri olması (emeğe göre ücret) kapitalizme dönüşün toplumsal-ekonomik temelini oluşturur.
Sosyalizmin kuruluş sürecinde, üretim araçlarının kolektif mülkiyete dönüşümünün esas olarak tamamlanmasından sonra geri dönüş tehlikesi, Devlet ve Parti içindeki kapitalist yolculardan gelir (Kruşçevler-Brejnevler-Gorbaçovlar).
Bunlar 20. yüzyılın sosyalizm pratiklerinden üretilmiş olan teorik birikimin esaslarıdır.

ÇİN’DE SOSYALİZMİN MUCİZESİ

Çin’e gelince, 1949 yılında dünyanın en Ortaçağlı, en geri, en yoksul ülkesiydi.
Çin, 60 yılda dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir gelişme gösterdi. Milli demokratik devrimin ve arkasından sosyalist devrimin özgürleştirdiği emek gücü, bu büyük mucizenin yaratıcısıdır.
Çin’in bu olağanüstü başarısını kapitalizme mal etmek isteyenler kapitalistlerdir. Onlara soralım: Sizin kapitalizminiz ABD, İngiltere, Yunanistan, Portekiz, İspanya, Bangladeş, Pakistan, Mali veya Somali’de niçin Çin’deki başarıyı gösteremiyor ve çöküş alâmetleri gösteriyor? 60 yıl önce Afganistan toplumu ile Çin toplumu aynı düzeydeydi. Farkı yaratan ne?

TARİHİN DIŞINDA TARAFSIZ DURUŞ

Bugün Gelişen Dünyaya bakıyoruz, Çin, Vietnam, Venezuela, Brezilya, Hindistan vb, hepsi emperyalizmin denetimine şu veya bu ölçüde set çeken bağımsız ülkelerdir.
Hepsinde kamu ekonomisi belli bir ağırlığa sahiptir ve plan yapılıyor. Bunlar için de Çin ve Vietnam sosyalizmin alt basamaklarında olduklarını belirtiyorlar ki doğrudur. Diğerleri de bağımsızlıkçı ve halkçı çizgide (milli demokrasi) büyük başarılar kazanıyorlar.

ÇİN’E ÇİN’DEN VE SURİYE’DEN BAKALIM

Ergin Yıldızoğlu kardeşimiz, emperyalist ülkeler ile BRICS ülkelerinin “her ikisi de kapitalist” diyerek, tarihin dışında duruyor. (Cumhuriyet, 2 Nisan 2012).
Dünyadaki büyük savaşta böyle tarafsız duran iyi niyetli insanlarımıza şunu öneriyorum:
Çin’e Suriye’den bakın.
Çin’e İran’dan bakın.
Çin’e Afrika’dan bakın.
Çin’e Türkiye’nin fabrikalarından, gecekondularından bakın.
Çin’e Silivri’den bakın.
Çin’e çöken ve çürüyen Avrupa’nın umutsuz insanlarının penceresinden bakın, örneğin Yunanistan emekçilerinin bulunduğu yerden bakın.
Çin’e bölünen, parçalanan, mezhep ve din savaşlarına itilen ülkelerden bakın.
Çin’e ABD’de kuponla ekmek alan 40 milyon çaresizin bulunduğu yerden bakın.
Çin’e Çin emekçisinin yanından bakalım.
Çin’e rahat koltuklarımızdan, kahvemizi yudumlayarak bakmayalım.

LAVOİSİER KANUNU


Çin’e 19. yüzyıldan, yani tarihin dışından bakarak, insanlığa karşı cihat açmaktan öte bir yere varamazsınız.
Ve unutmayın sosyalizm bir çırpıda kurulmaz, aşamalarla kurulur.
Doğada ve toplumda her kuruluş, bir süreçtir. Yeni, eskinin içinden filizlenir ve her yeninin içinde eskinin kalıntıları vardır.
Kapitalizm bir çırpıda yok olmaz ve sosyalizm de yoktan varolmaz.
Aynen Lavoisier’nin Kanunu gibidir: Hiçbir şey yoktan varolmaz, yani yeni toplum da eski toplumun bağrından çıkmıştır.

Ulusalkanal.com.tr




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 17.09.2015- 11:30


Perincek Çin'in sosyalist mi yoksa kapitalist mi olduğu konusunda düşüncelerini açıklamış. Bu yazıdan Perincek'in solcu mu sağcı mı olduğu da çıkartılabilir. Yazdıklarından Çin'in kapitalist mi sosyalist mi olduğu konusunda bir karar veremiyorum ancak bunu yazan bir insanın da sağcı olamayacağını düşünüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 17.09.2015- 12:13


Perincek'in Çin üzerinden sosyalist yorumu doğru. Çin'in sosyalist olup olmadığı konusunda ise yeterli veri elimizde yok. İktidarda Çin Komünist Partisi var, Çin Komünist Partisi'nin ne kadar komünist ilke ve hedefe sahip olduğu da bilinmiyor. Bildiğimiz Çin'in uzun zamandır özel sektöre açılım yaptığı, Lenin'in Rusya'da geçici olarak uygulamaya soktuğu NEP uygulamasını fiili olarak gerçekleştirdiği. Bu uygulamanın geçici olup olmadığını da bilmiyoruz, Çin komünist partisi'nin bu konudaki görüşlerini de. Çin konusunda burjuva basından duyduğumuz çocuk işçiler konusu ve hayvan haklarının açık ihlali de sosyalist ilkelere uymuyor. Doğruysa bu konuda Çin yönetimin neler düşündüğü de bilinmiyor. Yönetimin karşı olduğu kaçak uygulamalar mı, yoksa Çin komünist partisi'nin onay verdiği uygulamalar mı?

Perincek'in sosyalist olup olmadığı konusunda benim söyleyeceklerim, komünist olmak için sadece teorik bir bilginin yeterli olmayacağıdır. O bilginin ne kadarının savunulduğu önemlidir. Bilgi komünist olmak için yeterli olsa bütün antikomünistleri de komünist saymak durumunda kalırız. Antikomünist aydınların! pek çoğu komünizme genel olarak da olsa biliyorlardır. Döneklerin komünist ideolojiyi bilmediğini söyleyebilir miyiz?

Perincek bir antikomünist değil. Kişisel olarak sosyalizmi savunduğunu sanıyorum. Sosyalizmi savunmak sosyalizme ulaşma konusunda nasıl bir mücadele içinde olunması gerektiği konusunda tartışmalı bir duruşa da yol açabilir. Sosyalizmi marksist anlamda bilen ama sosyalizme seçimler yoluyla ulaşılması gerektiğini söyleyen birine sosyalist değilsin denilebilir mi? Bence tartışmalı. Mahirler, Denizler sosyalizm için silahlı mücadele yolunu seçtiklerinde bu yolun o koşullarda yanlışlığı onların sosyalist olmadığı anlamına mı gelir? Yalçın Küçük'ün ''ben orducu sosyalistim'' demesi onun sosyalist oluşunu açığa mı çıkartır? Aynı şey Perincek için de ileri sürülebilir.

Perincek'in hatası veya farklılığı diyelim sosyalizme ulaşma konusunda kendine has yollara başvurması. Çok kısa aralıklarla taktik değişikliğe gitmesi ve kurduğu stratejinin sınıf mücadelesiyle pek de uyumlu gözükmemesidir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.990
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.11.2021- 04:17


Çin’de neler oluyor… Mao seviyesine yükseldi

Resim Ekleme

Kayahan Uygur yazdı...

Çin Komünist Partisi (ÇKP) geçen hafta Çin’in ve dolayısıyla dünyanın geleceğini ilgilendiren çok önemli bir toplantı yaptı. Sadece üst düzey kadroların katıldığı ve kapalı olarak yapılan Merkez Komitesi toplantısında partinin tarihi hakkında değerlendirmelerde bulunuldu. ÇKP, Başkan Şi Cinping’in liderliğini en az 2027 yılına kadar garanti altına aldı, kişi kültünü daha da pekiştirdi, klasik sosyalizmden fiili olarak gerçekleşmiş kopuşu biraz daha resmileştirdi.

Resim Ekleme
* Çin Komünist Partisi tarihinde 3 kilit toplantı


Toplantıda şimdiki Başkan Şi Cinping, Mao ve Deng Şiaoping’le birlikte “üç büyüklerden biri” ilan edildi. Böyle yapılarak aslında bir yandan Şi büyütülürken aslında ülkenin kurucusu Mao küçültülmeye çalışılıyordu. Emperyalizme karşı savaşan liderler bağımsız ülkeler kurarlar, aradan yıllar geçtikten sonra birileri ortaya çıkar ve kurucu liderleri unutturmak için sahte liderler, helvadan yapılmış putlar inşa etmeye çalışırlar. Kimi toplumlarda bilinen bir alışkanlıktır bu. Çin’de olup bitenler de bir bakıma bu durumu andırıyor.

Resim Ekleme
* Mao’dan sonraki ikinci büyük lider Deng Şiaoping

Resim Ekleme
* Çin lideri Şi Cinping
ÇİNLİLEŞMİŞ MARKSİZM

Çin medyasının kendi kullandığı kavramı tekrarlayacak olursak geçen haftaki toplantıda “Marksizm’in Çinlileştirilmesinde (sinicization of Marxism)” önemli bir adım da atılmış oldu. Merkez Komitesi üyeleri Şi’nin “Çin kültürünün esası” ve Çin ruhunun yansıması olduğunu kaydettiler.

Toplantıda Şi hakkında o kadar övücü ifadeler kullanıldı ki, Çin komünistlerinin üslubuna alışık olanlar bile şaşırdı. Örneğin “Çin’in gençleşmesinde tayin edici unsur olan Şi’nin liderliği” şeklinde bir ifade Mao devrinden beri duyulmamıştı.

Perşembe günü açıklanan sonuç bildirgesinde “Çin’in özelliklerine göre oluşan yeni bir sosyalizm dönemini açan Şi Cinping düşüncesi” ifadesi 7 kez, “yeni bir çağ açılıyor” ifadesi 21 kez geçiyordu. Haberi veren resmi Xinhua haber ajansı da Başkan Şi’den “kuşkusuz tarihin akışını değiştirecek lider O’dur” diye söz ediyordu.

ÇKP TARİHİ

ÇKP, 4 Mayıs 1919 Hareketi denilen ve emperyalizme karşı düzenlenen büyük devrimci öğrenci gösterileri sonrasında doğmuştu. Bu hareketin etkisiyle Çin aydınları arasında Marksist ve sosyalist fikirler yayılmıştı. Bunun sonucu olarak başlangıçta sadece 50 üye ile Li Dazhao ve Çen Duksiu tarafından Sovyetler Birliği Komünist Partisi temsilcilerinin de desteğiyle kurulan parti sadece 28 yıl sonra dünyanın en kalabalık ülkesinin yönetimine geldi.

Uzun Yürüyüş adı verilen gerilla savaşlarından (1934-35) sonra fiilen Parti lideri olan Mao, konumunu 1945 kongresine onaylattı ve 1976’da ölümüne kadar liderliğini sürdürdü. 1945 kongresinde yazılan tarihe göre eski liderler “Troçkist” hatalar yapmış ve “kırlardan şehirlere” halk savaşı kavramını anlamamış dogmatiklerdi, Mao ise hatasız liderdi.

Yeni Çin 1949’da kurulunca Çin önce Sovyet usulü kalkınma yolunu denedi, ancak 1956’dan sonra Rus komünistleriyle yolları ayrılınca “İleri Doğru Büyük Atılım Kampanyası” başladı. Tarım toplumunu iradi ve zorlama önlemlerle sanayileştirme çabası felaketle sonuçlandı. Bu yanlışlardan ancak 1961’de vazgeçildi.

Çin’de 1966’da başlayan Kültür Devrimi ise ÇKP önderliğinin başarısızlıkta suçu “yerli-milli” olmayan unsurlara, “kırmızı yüzlü yabancı şeytanlara” atma çabasıydı. Enternasyonalizmden bu şekilde uzaklaşan Çin, Odatv’de 19 Eylül tarihinde çıkan “13 Eylül darbesi” yazımda anlattığım gibi 1972’deki Nixon ziyaretinden itibaren Rusya’ya karşı ABD ile anlaşmaya, Batı sermayesini ülkeye çekmeye ve piyasa yoluyla kalkınmaya girişti.

Resim Ekleme
* Mao ve Nixon
NEDEN MAO ZEDUNG “DÜŞÜNCESİ”

Mao’nun ölümünden sonra gerçekte ona karşı olup adının arkasına gizlenen ÇKP yöneticileri bazı hizip savaşlarından sonra önceki dönemlerde gözden düşmüş olan Deng Şiaoping’i en kritik ve etkin göreve getirdiler. 1981 Kongresi partinin eski yanlışlarını “sol sapma” olarak nitelendirip, kimi eski yöneticilerin üzerini çizdi. Ülkenin kurucusu, partinin ve tabanın bayrak ismi Mao’nun rolü korunmakla beraber Çin milliyetçisi ve pragmatik devlet kapitalisti Deng de onun düzeyine yükseldi. Bu toplantıda “Mao Zedung düşüncesi” kavramı açıklandı. Neden Maoizm değil de Mao düşüncesi? 1981 Birleşik Oturumu, “düşünce” ile “uygulama” arasında fark olduğunu belirterek 1956-1976 arasındaki uygulamanın tümüne sahip çıkılmamış olduğunu kaydetti. İşte Türk solunda da nedeni merak edilen “Mao Zedung düşüncesi” şeklindeki biraz aykırı ifadenin asıl kullanılma nedeni de budur.

Daha sonraki dönemde değişik isimlerin liderliğe gelmesine rağmen Deng’in ana çizgisi yani “kedi ister siyah olsun ister beyaz, fare tutsun yeter” görüşü hâkim oldu. 2000’li yıllara gelindiğinde Çin gözlemcilerine göre ÇKP içinde iki çizgi belirdi: Hem parti bürokrasisinde yer alıp hem de devlet ya da yarı-devlet sermayeli şirket ve kurumların başında bulunan “Kızıl Prensler” ve orta kesim ailelerden gelen adlarına “Genç Komünistler” denilen grup. 2002-2012 Yılları arasında Başkanlık yapmış olan Hu Jintao bu ikinci gruba yakındı. Bu grup sosyal sorunlara, zenginliğin tüm ülkeye yayılmasına önem verirken piyasa ekonomisinin daha etkili denetlenmesini istemekteydi. Merkezleri Şanghay’da bulunan “Kızıl Prensler” ise Çin Doğu kıyısı boyunca çok hızlı bir gelişme gösteren ihracata ve teknolojiye dayalı şirketleri temsil etmektelerdi.

Resim Ekleme
* Eski Çin lideri Hu Cintao
KIZIL PRENS Şİ CİNPİNG VE ÇKP

2012’den beri Genel Sekreter olan ve 2013’ten itibaren iki dönem başkanlık yapan Şi Cinping bu “Kızıl Prensler” hizbini temsil ediyor. Eskiden sadece 2 dönem ve 68 yaşına kadar başkanlık yapmak üzerinde partide anlaşılmışken bu kısıtlamalar 2018 yılında Şi için kaldırılmış, adeta ömür boyu başkanlık yolu açılmıştır. Kendisi eski Başbakan Yardımcısı bir generalin oğlu, karısı da ülkenin en ünlü ses sanatçılarından biri ve ayrıca orduda general rütbesindedir. Çiftin çocukları da Harvard’da okumaktadır.

ÇKP’nin 85 milyon üyesi vardır. Partinin kongresi aşağı yukarı her 5 yılda bir yapılır. Toplanan 2000 kadar delege Merkez Komitesi’nin 205 asil ve 172 yedek üyesini seçer. Oradan politik büronun (politbüro) 20-25 üyesi seçilir, onlar da aralarından 6 ila 9 kişiyi Daimi Komite üyesi olarak belirler. En tepede de Genel Sekreter bulunur.

Bu devasa piramidin bir parçası olmak öyle kolay değildir. Üyelik için başvuranların tüm yaşamları incelenmekle kalmaz, aileleri hatta sülaleleri araştırılır ve tabii referans göstermek şarttır. Üye adayı bir kurstan geçer. Son Merkez Komitesinin yaptığı değişikliğe göre artık sadece Mao Zedung Düşüncesini ve Deng Şiaoping’in ilkelerini bilmek de yetmeyecektir. Şi Cinping “üç büyük önder” düzeyine yükseltildiği için “Şi Cinping Düşüncesi” de üye adayına sorulacaktır.

Çin’de ekonomiden, siyasete, ordudan, üniversiteye kadar her alan ÇKP’nin kontrolü altındadır. Ekonomilerini sosyalist piyasa ekonomisi diye adlandıran Çinlilerin “sosyalizm” olarak niteledikleri ÇKP’nin ülkedeki bu ağırlığından ibarettir. Eğlence sektöründen modaya kadar her işte yükselmek için ÇKP üyesi olmak şarttır, örneğin dünyanın en zenginlerinden Alibaba Şirketi’nin sahibi Jack Ma bile olsanız sonuçta partinin bir üyesisiniz.

Resim Ekleme
*Şi Cinping ve eşinin propaganda afişleri
ÇİN SIKINTILI

ÇKP’nin yeni attığı adımlar gözlemcilere göre Çin’in sıkıntılarını yansıtıyor. Giderek yaşlanan nüfustan ve ekonomik eşitsizliklerden kaynaklanan sorunlar ve Çin’in hiç alışık olmadığı şekilde ABD’nin baskısıyla karşılaşması onu daha da otoriterleşmeye itiyor. Oysa gözlemcilerin de kaydettiği gibi Asya, Afrika ve Latin Amerika’da yapılan tüm bilimsel araştırmalar aynı kişilerin hükümette uzun süre kalmalarının diplomatik kararlarda yanlışlıkları attırdığını ve kötü bir ekonomik performansa yol açtığını gösteriyor.

https://odatv4.com/guncel/cin-de-neler-oluyor-mao-seviyesine-yukseldi-221571



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Doğu Perinçek'le AKP aynı gemideymiş... melnur 7 2585 20.10.2021- 00:09
Konu Klasör Çin sosyalist mi kapitalist mi?-Doğu Perincek melnur 12 5786 05.02.2022- 02:51
Konu Klasör Hangi Türkiye Hangi Ütopya: Kapitalist? Sosyalist? melnur 0 4623 05.10.2013- 18:00
Konu Klasör ''Sol''un Perinçek düşmanlığının nedeni abbas 39 32733 31.10.2022- 11:42
Konu Klasör Doğu Perincek'in yanlışı... melnur 0 2463 13.07.2019- 11:16
Etiketler   Doğu,   Perinçek,   yazdı:,   Çin,   sosyalist,   kapitalist
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS