SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Tarihi Piyonlar Değil Halk Yazar           (gösterim sayısı: 3.906)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 20.09.2015- 17:40


Tarihi Piyonlar Değil Halk Yazar…Mehmet Ali Yılmaz


Piyonlar tarih yapamazlar ancak verilen rolü oynarlar. Senaryodaki rolleri bitince işlerine son verilir. Amerika’nın Ortadoğu projesinin ilerleyebilmesi için yerel estrumanlara ihtiyacı olduğuna ve bunlardan bu bölgede bol miktarda bulunduğuna her gün tanıklık ediyoruz.   Bu araçların ideoloji ve amaçlarının ne olduğu kullanılmalarına izin verdikleri sürece emperyalizm için önemli değil. Dinci ya da milliyetçi ve hatta solcu görünümlü de olabilirler. Büyük resmin kurgulanmasında renkler IŞİD veya ÖSO olmuş, PKK –PYD – Barzani -Talabani olmuş veya AKP olmuş hiç önemi yok. Resmi tamamlamak için uyumlu ya da zıt renkleri kullanabilirler. Yeter ki resim emperyalist güçlerin istediği biçimde yapılsın.

Resim Ekleme

ABD çıkarlarını ve İsrail’in taleplerini karşılayacak şekilde Suriye’yi parçalamak için İŞİD ile diğer dinci örgütleri ve PKK-PYD’yi -birini diğerine karşı- kullandıkları herkesin malumu. Bu örgütlerin hepsinin kendi hesapları olsa da sonuçta ABD planının, İngiliz, Alman çıkar hesaplarının kapsamı dışına çıkmaları mümkün değil. Kukla örgütlerle kurdurulacak devletler de kukla olur. Kuzey Irak’tan Akdeniz’e doğru açılmaya çalışılan koridorla yaratılmaya çalışılan devlet de kukla olacaktır. Ulusal kurtuluş mücadelesi, mücadele verilen topraklar üzerinde yaşayan insanların ezici çoğunluğunu oluşturan, o toprakların sahibi olan halk tarafından verilir. ABD bombalarıyla Suriye’nin kuzeyinde açılan koridorda yaşayan insanların büyük çoğunluğu Araplar, Türkmenler ve Hıristiyanlardan meydana geliyordu. Bu halklara yönelik tehcir politikası uygulayarak emperyalizmin himayesi altında devlet yaratılmaya çalışılıyor.

Bu planın asıl büyük parçasını Türkiye’nin oluşturduğunu BOP haritasına bakan herkes görür. Suriye’nin kuzeyinde yaratılmaya çalışılan Amerikan koridorunun Türkiye’ye doğru genişletmeyi amaçladıklarını Türkiye halkı da görmeye başladı. İşte bu uyanış üzerine Amerika’nın planını kesintiye uğratabilecek potansiyele sahip gelişmeler meydana gelmeye başladı. Artık Türkiye halkı Amerika’nın Ortadoğu planının içyüzünü okuyabiliyor. Bu arada ABD-AB’nin isteğiyle AKP-PKK eliyle yürütülen Çözüm Sürecinin ülkeyi dağıtmaya yönelik planın parçası olduğunu da fark ediyor. Son üç yıllık gelişmelerin (Suriye’deki gelişmeler, Haziran’daki halk eylemleri, iktidar çevrelerinin yolsuzlukları gibi) de etkisiyle halkta BOP Eşbaşkanına ve çözüm sürecine karşı ciddi bir güvensizlik ortaya çıktı. Bu gelişmeler üzerine Türkiye bürokrasi ve orta kesimler halkta biriken bu potansiyelin basıncıyla AKP’yi uyarmak zorunda kaldılar. Çünkü halk Suriye’nin kuzeyindeki ABD operasyonunun Türkiye’ye de sıçratılmaya başlandığını (6–8 Ekim olayları başta olmak üzere), çözüm süreci boyunca PKK’nın sürekli silah yığınağı yaptığını, Batılı istihbarat kuruluşlarının bölgedeki faaliyetlerini ve PKK’nın başlattığı saldırılarla, yol kesmelerle, bilhassa Kars ve Iğdır yöresine yönelik nüfus hareketleriyle ülkenin Asya ile bağının kopartılmakta olduğunu gördü ve bu gelişmelere itirazını ortaya koyan davranışlar içine girmeye başladı.

Bir ABD-İngiltere planı olan çözüm süreciyle halkın gözü bağlanırken PKK silahlanıyor ve içsavaşa hazırlık yapıyordu. Bu arada Suriye’nin kuzeyinde Amerikan koridorunun açılışını kolaylaştırmak amacını taşıyan politikanın gereği olarak Suruç provokasyonu gerçekleştiriliyor ve ardından PKK tarafından başlatılan saldırılarla Türkiye kendi iç sorunlarına hapsediliyordu. İşte halkta yükselmeye başlayan tepkiyi bu gelişmeler ateşledi. PKK’ya karşı girişilen hava operasyonları esas olarak bu tepkinin etkisiyle yapıldı.

Toplumsal gelişmeler ve bu gelişmeleri kontrol altına alma faaliyetleri çoğu zaman masa başında planlandığı gibi yürümez, her olayın kendi iç dinamikleri vardır ve o dinamikler hesapta olmayan sonuçlar da yaratabilir.
Bu bakımdan Türkiye’deki son gelişmeleri sadece emperyalizmin gözünden düşen AKP’nin hırpalanmasına bağlamak ya da saray darbesiyle açıklamaya çalışmak durumu izahtan uzak değerlendirmelerdir. Asıl darbeyi yemeye başlayan saraydır, darbeyi vuran ne “başkan yaptırmadık” böbürlenmesi içindeki HDP ne de adından başka bir karşılığı kalmayan bazı sol hareketlerdir. Sarayı abondane eden Türkiye halkındaki potansiyel enerjinin yavaş yavaş açığa çıkmaya başlamasıdır. Yükselmeye başlayan bu tepkinin ilerici bir rotaya girmesini sağlayacak öncü bir sol gücün olmadığını egemen sınıflar da bildikleri için halktaki gelişmeyi maniple edebileceklerini hesapladılar ve bu yönde adımlar atmaya da başladılar. Son PKK saldırıları ve şehitler nedeniyle yükselen tepkileri, iktidar çevreleri bindirilmiş kıtalarını sokağa indirerek saptırmaya ve söndürmeye çalıştılar. Zaten devrimci öncüden yoksun gelişmelerin ne yöne doğru seyredeceğini kestirmek zordur. Bu tepkiler düzene muhalif olma özelliğini kazanamazsa -ki bu olasılık solun işin içinde olmaması nedeniyle çok düşüktür- içsavaşın gerici taraflarından biri haline dönüşebilir ve sonuçta bu gelişmeyi AKP kendini kurtarmak için kullanmaya çalışır. Başka bir ihtimal de güçlü görünüyor; o da bu gelişmelerin sıkı bir yönetimin kurulmasının aracı haline gelmesidir. Kelimenin gerçek anlamında çapula ve sokak eşkıyalığına doğru sürüklenerek karşı propagandanın malzemesi de olabilir. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen bazı olaylar HDP yöneticilerine bu yönde malzeme yarattı.

Ne HDP’lileşen sol ve diğer liberal çevreler, ne yeni CHP, ne de güven vermeyen medya bu kitleleri etkileyebilir. Bu kadar yaşanılandan sonra halk, ancak sayıları az da olsa yurtsever -devrimci bilince sahip olan sol ve ilerici-laik aydınları ciddiye alabilir. Ancak bu çevreler örgütlü olmadıkları için halk kitlelerini henüz yönlendirme kabiliyetine sahip değiller. Önümüzdeki dönemin asıl yakıcı sorunu da bu eksikliğin giderilmesidir.
***
HDP binalarının saldırıya uğraması, Kürt asıllı vatandaşların iş yerlerinin tahrip edilmesi, Doğu illerine çalışan otobüslerin taşlanması, gazetelere yönelik saldırılar provakatif eylemlerdir ve ülkeyi daha fazla kargaşaya sürükleyen bu eylemleri öncelikle AKP+HDP+Türkeş ortaklığıyla kurulan hükümetin kontrol altına alması gerekmiyor mu?   Bu saldırıları düzenleyenler ülkeye ve halkın birliğine zarar vermekle kalmıyorlar Amerikan planın uygulanmasına ortam yaratıyorlar. Bölme düşüncesine ve içsavaş kışkırtıcılığına güç veriyorlar.

Graham Fuller ile birlikte “açılım” politikasının fikir babası olan CIA ajanı Henri Barkey, İngiliz gazetelerinden Financial Times’a 1 Kasım seçimlerine ilişkin verdiği son demeçte, ya seçimlerden aynı sonucun çıkacağını ya da HDP’nin Meclis’e giremeyeceğini belirterek, “Eğer HDP Meclis’e giremezse şehirler havaya uçacak” diyerek büyük bir tehdit savurdu. Özellikle at izinin it iziyle karıştırıldığı böylesi dönemlerde herkes düşüncesini- tepkisini demokratik ölçüler içinde, barışçı hareketlerle ortaya koymalı, emperyalizmin uzantılarının, AKP ve PKK propagandacılarının hedef saptırmalarına kapılmamalı, faşizan hareketlerin kuyruğuna takılmamalı.
***
Burada bir gerçeğin de adını koyalım: Bazı sol partiler ve kitle örgütleri son PKK saldırıları karşısında ya sessiz kaldılar ya da bu örgütü açıkça eleştirmediler. Bu tavır politik olarak doğru olmadığı gibi etik de değildir.

İkinci bir yanlış da solun bir kısmının şehitlere sahip çıkma cesareti gösterememesi ve şehit aileleriyle ilgilenmemesidir. Ülkesini ve halkını düşünmeyen, kederde ve kıvançta insanlarıyla birlikte olmayan, Amerikan siyasetinin sonuçlarına razı olan bir sol olabilir mi? Sol olarak; kimin için-ne için-hangi topraklar üzerinde siyaset yaptığımızı, varlık nedenimizin ve hedefimizin ne olduğunu bir kez daha düşünmeliyiz. Yoksa ya yok oluruz ya da başkalarının kapılarında uşak oluruz.

Bu dönemin tarihini de yazacak olan halk kendisine layık gördüğü öncüsüyle birlikte yürüyecektir…

Mehmet Ali Yılmaz



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 21.09.2015- 18:26


Sosyalistler sınıf mücadelesi temelinde kitlselleşmeli, bağımsız sosyalist siyasette ısrar edebilmeli. HTKP'nin yapmaya çalıştığı gibi kafa karışıklığı içine girmemeli. Bağımsız sosyalist siyaset bölgedeki Amerikan emperyalizminin planlarını karşıya almakla başlamalı. ''Kürt dostları üzmemek'' adına bu konuda çamura yatılmamalıdır. Bölgenin gerçeği bölgedeki öznelerin emperyalizm tarafından uysallaştırılması ve Amerkan emperyalizmin çıkarlarının dışına çıkmayacak bir yönelim içine girilmesidir. Kürt hareketi buna karşı çıkmıyor ve bölgedeki geleceğini emperyalizmin çizdiği sınırlar içinde görüyor. Soru, bağımsız sosyalist siyasetin bu konuda ne yapması gerektiğidir; emperyalizme cepheden karşı mı çıkılacak, yoksa ''kürt dostlarımız hatırına'' bu konuda boyun eğici bir tavır takınarak üç maymun mu oynanacak? Devrimci siyaset dilimizden düşmüyor da amerikan bayrağının gölgesi altında devrimcilik oynamak ne zamandan beri solun sahiplendiği bir ideolojik duruş oluyor? Tarihi halk yapar, piyonlar değil.Piyon olmamanın yolu da sosyalist siyasetten geçiyor, amerikan bayrağının altında ''biji Obama'' sloganları atılarak demokrasicilik oynamaktan değil.




Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sovyetler Birliği: Rusların değil, sınıfın tarihi ... melnur 0 581 01.01.2022- 09:04
Konu Klasör Alper Taş: Belediye binasındakiler değil, halk yönetecek melnur 0 1785 11.02.2019- 08:08
Konu Klasör Erich Mühsam: Devrimci yazar proleter 0 3519 30.09.2014- 23:07
Konu Klasör ŞAİR, yazar, gazeteci Ahmet Oktay yaşamını yitirdi munzur 0 3090 03.03.2016- 14:03
Konu Klasör Neden CHP de, sosyalistler değil? melnur 2 288 29.08.2023- 00:04
Etiketler   Tarihi,   Piyonlar,   Değil,   Halk,   Yazar
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS