SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
“Têr nake lê disa erê”*           (gösterim sayısı: 2.415)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 25.09.2015- 21:33


“Têr nake lê disa erê”* -Kurtuluş Kılçer

Resim Ekleme


“Yetmez ama evet”çilik, bir siyaset yapma biçimi olarak Türkiye sol siyasetine girdi bir kere. Tüpten çıkan macunu nasıl tüpe geri koymak zorsa, bugün de bu tarzı gerisin geriye döndürmek için uğraş vermenin pek karşılığı yok.

12 Eylül 2010 referandumundaki siyasal tutumun adı olarak karşımıza çıkan bu yaklaşım, güncel siyasetin gereği ya da anın baş çelişkisi olarak görüldü. Temel çelişkinin ötelenerek önceki çelişkilerin tek tek çözülmesi yönteminin başka bir versiyonuydu bu. Bu açıdan Türkiye soluna yabancı bir yaklaşım değildi. “Aşamacı”lık bir kez daha kendini “yetmez ama evetçilik”le somutluyordu.

Daha dün Yenikapı’da “teröre karşı tek ses” adıyla bir miting yapıldı. Ülkemizin en yakıcı gündemi vesilesiyle yapılan bu miting, bir barış mitingi değildi, düpedüz milliyetçi bir içerikte AKP mitingi haline dönüştü. Bu mitingi düzenleyen Sivil Dayanışma Platformu, 2010 yılında “Yetmez Ama Evet”çilerle ortak forum düzenliyordu; hep birlikte 12 Eylül 2010 referandumuna “niye evet ama neye yetmezi” anlatmak için. Dün evet ama yetmez demişlerdi, bugün ise herkese ders olacak şekilde “evet ve yetti” diyorlar.

Sivil Dayanışma Platformu ile dün kol kola girenler, bugün neredeler? AKP iktidarının önünü açanlar, AKP’nin tam boy iktidara gelmesini sağlayanlar, bugün AKP karşıtı kesilmelerini nasıl bir tutarlılığa bağlıyorlar?

İnsanların yüzü kızarır, sanırız siyasette yüz kızarma yok.

Ancak altı çizilmesi gereken yer burası değil. Dünün yetmez ama evetçileri, bugün, dünün “evet”ini bugünün “yetmez”ine bağlıyorlar: İkinci Cumhuriyet’in önünü açtık, sonunu getirmek gerek! Söyledikleri bu.

Onlar, ikinci cumhuriyet rejimini, özgürlük, ileri demokrasi, statükonun yıkılması olarak gördüler. Biz AKP ile yaşama geçirilmeye çalışılan İkinci Cumhuriyet’i gerici, işbirlikçi ve emek düşmanı bir rejim olarak gördük. Bugün İkinci Cumhuriyet rejiminin yerleşemediği bir tabloda, “yetmez ama evetçiler” bu rejimin yerleşmesinin taraftarlığını yapıyorlar. Biz yıkılmasının…

Bundan ötürü, bugün içinden geçtiğimiz siyasal süreçleri kavramak, uğrak ve süreklilik bütünlüğünü görmek, parça ve bütünlük ilişkisini kurmak durumundayız. Bu olmadan, içinden geçtiğimiz siyasal süreci kavramak çok mümkün değil. Bu yaklaşım çerçevesinden bakarsak, söz konusu kesimlerin, İkinci Cumhuriyet’in yerleşmesi için düzenin yeniden yapılanmasını gündeme getirdiklerini görürüz. İkinci cumhuriyetin yerleşmesi ya da başka bir tabirle düzenin yeniden yapılanması için sol adına siyaset sahnesinde boy gösteriyorlar. AKP karşıtlığının ya da Recep Tayyip Erdoğan’da cisimleşen muhalefetin özünde tam da bu vardır.

Bu tutum, büyük sermayenin ve emperyalizmin çıkarlarıyla örtüşen bir tutumdur. Bu tutum, başka bir açıdan, İkinci Cumhuriyet’i yerleştirme ve sermaye düzenini aklama tutumudur. Günah keçisi ilan edilecek düzen aktörleri bulunacak, bertaraf edilecek ya da etkisiz kılınacak, yeni düzen böylece kurulacaktır. Dün Menderes, Demirel, Özal… Bugün Recep Tayyip Erdoğan…

Yukarıda yazdığımız isimlerin ne oldukları, neyi temsil ettikleri, misyonları ve suçları bellidir. Bu isimlerin sermaye düzenin has   kadroları olduğunu sanırım yazmak gereksiz. Ancak ortada büyük bir akıl tutulması yaşanıyor. Mücadele, düzeni karşısına alan değil, düzenin aktörlerine sıkıştırıldığında ortaya çıkacak tablo sermayenin ve sermaye düzeninin aklanmasından başka bir anlama gelmeyecektir.

Bugün sermaye düzeninin bir sorunu var. Bu sorun İkinci Cumhuriyet’in yerleşme sorunudur ve çözüm için düzenin yeniden yapılanma arayışı gündemde bulunuyor. Yapılacak 1 Kasım seçiminin anlam ve önemi bundan öte değil. Bu yüzden 1 Kasım seçimi, sosyalistler açısından tam boy karşıya alınmalı ve sorgulatılmalıdır. 1 Kasım seçiminde, güncel siyaset adına, baş çelişkinin çözümü adına, İkinci Cumhuriyet rejimini karşısına almayan bir mücadele hattı ve İkinci Cumhuriyetçi siyasal aktörleri AKP karşıtı bir seçenek olarak görerek tutum almak büyük bir hata olarak görülmelidir.

İkinci Cumhuriyet rejimi yok sadece AKP’nin tek parti rejimi var diyorsanız yanılırsınız. Bugün yaşadığımız rejimi AKP’nin varlık yokluk durumu ile açıklarsanız ya Birinci Cumhuriyet’e dönüşü ya da devrimci bir durumu varsaymak durumundasınız. Bunun için emperyalizmin kağıttan kaplan, sermaye sınıfının güçsüz, ordunun boş, faşist güçlerin balon olduğunu varsaymak zorundasınız. Türkiye’nin toplumsal yapısı ve yaşanan son 10 yıllık süreç cabası…

Burada, AKP karşıtı aktörleri ise devrimci ve düzen karşıtı sayacaksak vay halimize… Tezkereye evet diyen bir CHP ile seçim hükümetine bakan veren bir HDP’yi düzen karşıtı sayarak devrimci bir politika üretilemez. Ortada temel çelişki hasır altı edilerek, İkinci Cumhuriyet rejimi tam boy karşıya alınmadan, düzen karşıtı bir konumlanış olmadan, İkinci Cumhuriyet’in yerleşme ve düzenin yeniden yapılanma ihtiyacının bir parçası olmak dışında farklı bir almaşık yoktur.

Dün yetmez ama evet diyerek AKP’nin önünü açtılar. Bugün “hayır çünkü yetmedi” diyerek “başladıkları işi bitirmek istiyorlar”: İkinci cumhuriyetin yerleşmesi ve yeni bir anayasa!

Devrimci siyaset buradan kurulamaz. Devrimci siyaset, sermaye düzeninin yıkılması talebinin ve yeni bir laik, emekçi cumhuriyetinin işaret ettiği güncel somutluklardır.

Bu yüzden, düzenin yeniden yapılanmasının bir parçası olacak her türlü politika devrimci siyasetin gündemi değildir. 1 Kasım seçiminde alınacak tutum, sosyalist hareketin bağımsız siyasal hattının ete kemiğe büründürülmesi olmalıydı. AKP ile koalisyon kurmakta beis görmeyen düzen partisi CHP’yi işaret etmek ya da Kürt sorununun çözümünde emperyalizme çağrı yapan ve gerici siyasi güçlerle işbirliği yapan bir HDP’nin desteklenmesini devrimci bir politik tutum olarak görmüyoruz.

Mesele sermaye düzeninin devamlılığı, arayışı, AKP ile ülkemize giydirilmek istenen İkinci Cumhuriyet rejiminin bizatihi kendisidir. Sermayedir, emperyalizmdir, gericiliktir ve faşizmdir.

Önce şu görülmelidir: Dün yetmez ama evet yaklaşımı bugün başka bir düzlemde ve saikle “tér nake lé disa eré” şeklinde devam etmektedir…

Sonra şu yapılmalıdır: “Yetmez ama evet”çiliğin her türlü versiyonuyla aramıza kalın bir çizgi çekilmelidir.

* Yetmez ama evet.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 25.09.2015- 21:40


Dün yetmez ama evet diyerek AKP’nin önünü açtılar. Bugün “hayır çünkü yetmedi” diyerek “başladıkları işi bitirmek istiyorlar”: İkinci cumhuriyetin yerleşmesi ve yeni bir anayasa!

Devrimci siyaset buradan kurulamaz. Devrimci siyaset, sermaye düzeninin yıkılması talebinin ve yeni bir laik, emekçi cumhuriyetinin işaret ettiği güncel somutluklardır.

Bu yüzden, düzenin yeniden yapılanmasının bir parçası olacak her türlü politika devrimci siyasetin gündemi değildir. 1 Kasım seçiminde alınacak tutum, sosyalist hareketin bağımsız siyasal hattının ete kemiğe büründürülmesi olmalıydı. AKP ile koalisyon kurmakta beis görmeyen düzen partisi CHP’yi işaret etmek ya da Kürt sorununun çözümünde emperyalizme çağrı yapan ve gerici siyasi güçlerle işbirliği yapan bir HDP’nin desteklenmesini devrimci bir politik tutum olarak görmüyoruz.

Mesele sermaye düzeninin devamlılığı, arayışı, AKP ile ülkemize giydirilmek istenen İkinci Cumhuriyet rejiminin bizatihi kendisidir. Sermayedir, emperyalizmdir, gericiliktir ve faşizmdir.

Önce şu görülmelidir: Dün yetmez ama evet yaklaşımı bugün başka bir düzlemde ve saikle “tér nake lé disa eré” şeklinde devam etmektedir…

Sonra şu yapılmalıdır: “Yetmez ama evet”çiliğin her türlü versiyonuyla aramıza kalın bir çizgi çekilmelidir.


Kurtuluş Kılçer önüne gelene dokundurmuş. Haklı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 25.09.2015- 22:40


Yetmez ama evetçilerin şimdi yaşadıkları mahcubiyeti görüyoruz Pişmanlıklarını bazıları alçak sesle bazıları da bağırarak söylüyorlar.

Ama biz başımızdaki tehlikenin farkındamıyız .

Bu gün AKP ye karşı her itirazı her bağırmayı dikkate almak durumundayız .
Gücümüze güç katmalıyız kalabalık olup direniş cephesini büyütmeliyiz gereksiz hesaplaşma erken kavga bize zarar verir.

Evet biz halkı çıktık ama haklı çıkmamız bizim güçlü olduğumuzun kanıtı değil.

Onları da anlamalıyız bu ülkede doğru dürüst ne demokrasi yaşandı ne laiklik hep o demokrasinin hayallerini kurduk onlarda kurdu.

12 eylül öncesi devrimci durum vardı ama biz devrim yapamadık şimdi bize sormazlar mı size yeterli desteği verdiğimiz halde niçin devrim yapmadınız siz devrim yapamazsınız diyenler haksız mı çıktı.

Sanki biz çok masumuz sanki biz görevimizi harfiyen yapmış gibi başkalarının yanlışı ile uğraşıyoruz.

Evet yetmez ama evet diyerek bu günkü barbarlığa merdiven oldular ama onlarda bunu söylüyor zaten. Bunu sanki çok önemli bir zafer kazanmış gibi ortaya atmamız kendi içimizdeki destekleri kaybedeceğimizin farkındamıyız.

Bize katılan her gücü güler yüzle karşılamalıyız ve içimize almalıyız.

Tehlike büyük kaybedeceğimiz şey çok fazla dost kazanmak zorundayız üzümün çöpü armudun sapı ile uğraşacak zaman yok dün ne derse desinler bizim için bu gün ne diyorlar olmalıdır.

Belayı başımızda savdığımızda eski defterleri açarız.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 26.09.2015- 00:07


Ne geldiyse başımıza bu yetmez ama evet'çiler yüzünden geldi. Bunlar sadece AKP'ye destek vererek önünü açmadılar. Demokrasi, özgürlük, vesayetten kurtulma şarkıları söyleyerek insanlara solun yanlış anlaşılmasına da önayak oldular. Yukardaki fotoğrafta sadece liberaller yok. Orada döneğinden yeni yetmesine kadar bir yığın sol! kesimler de var. Fotoğrafta görünmüyor, Ufuk Uras oradadır mesela. Hani şu sosyalist diye kürt hareketinin meclise taşıdığı liberal. Oral Çalışlar da vardır, Baskın Oran da, Hilmi Yavuz da, Nuray Mert, Aydın Çubukçu hepsi oradaydılar. Şimdi bu adamlar muhalif mi? Erdoğan'a karşı mı çıkıyorlar? Duy da inanma! Kurtuluş Kılçer veciz bir şekilde ifade etmiş: Dün yetmez ama evetçiydiler, bugün, hayır çünkü yetmedi diyorlar. Aynı nakaratı sürdürüyorlar. Dün AKP'de olanlar, bugün HDP'de. Muhaliflikleri kapı dışarı eden aktörün kendisine, AKP zihniyetine değil.Ufak bir rüzgar essin, tekrar AKP'ye döner bunlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 26.09.2015- 11:15


Alıntı Çizelgesi: solcu yazmış

Ne geldiyse başımıza bu yetmez ama evet'çiler yüzünden geldi. Bunlar sadece AKP'ye destek vererek önünü açmadılar. Demokrasi, özgürlük, vesayetten kurtulma şarkıları söyleyerek insanlara solun yanlış anlaşılmasına da önayak oldular. Yukardaki fotoğrafta sadece liberaller yok. Orada döneğinden yeni yetmesine kadar bir yığın sol! kesimler de var. Fotoğrafta görünmüyor, Ufuk Uras oradadır mesela. Hani şu sosyalist diye kürt hareketinin meclise taşıdığı liberal. Oral Çalışlar da vardır, Baskın Oran da, Hilmi Yavuz da, Nuray Mert, Aydın Çubukçu hepsi oradaydılar. Şimdi bu adamlar muhalif mi? Erdoğan'a karşı mı çıkıyorlar? Duy da inanma! Kurtuluş Kılçer veciz bir şekilde ifade etmiş: Dün yetmez ama evetçiydiler, bugün, hayır çünkü yetmedi diyorlar. Aynı nakaratı sürdürüyorlar. Dün AKP'de olanlar, bugün HDP'de. Muhaliflikleri kapı dışarı eden aktörün kendisine, AKP zihniyetine değil.Ufak bir rüzgar essin, tekrar AKP'ye döner bunlar.


----------------------------------------------------------------
Ne geldi kendi beceriksizliğinin suçunu başkasına yükleme.

Senin sol dediğin idoloji SB çöktükten sonra battı .Ha şunu anlatmaya çalışıyorsan haklısın. Geçmişte liberaller sosyalistleri destekliyordu şimdilerde demokratik kapitalizmi ise çok çok haklısın artık desteklemiyorlar.

Bu gün en çok büyüyen sosyalist komünist örgütler hangisi biliyormusun Troçkistler ve Anarşistler. Avrupayı, Latin Amerikaya sallayan örgütler bu idolojilere sahip. Neden diye sor kendine.

Türkiyedeki liberaller demokrasi istedi AKP ve T.Erdoğanla olacak sandı olmadı onlarda bunu açıkça itiraf ediyor.
Sen itiraf etsene niçin büyüyemiyorsun niçin işçi sınıfının gönlünde değilsin önce kendine iğneyi batır sonra başkasına çuvaldızı.

Dün yetmez ama evetçiydiler, bugün, hayır çünkü yetmedi diyorlar. Aynı nakaratı sürdürüyorlar. Dün AKP'de olanlar, bugün HDP'de
Kıskanma çalış senin de olur.

Liberallere eleştiri getireceksen bilimsel eleştiri getir.

Demokratik koşullar olmadan sosyalist çalışma olmaz .Eğer demokrasiye karşı isen tek seçeneğin devrim (SİLAH)yoludur o da   sizde görünmüyor.

Hayalci değil gerçekçi olun AKP ve faşizm tehlikesinden kurtulmak için birlikte mücadele yolu arayın.




Bu ileti en son hakkı tarafından 26.09.2015- 11:16 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   “Têr,   nake,   ,   disa,   erê”*
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS