SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Emek değer yasası nedir?           (gösterim sayısı: 4.309)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: spartakus
Konu Tarihi: 07.10.2015- 11:53


Emek değer yasası nedir?
Can Gungen



Klasik iktisatta emek değer yasası:


David Ricardo malların değerini belirleyen şeyin o malın üretilmesi için gerekli emek zaman olduğunu ilk kez ileri süren iktisatçıdır.Bu suretle ilk emek değer yasasını ileri sürmüş oluyordu.Yine bu görüşe göre bir malın değerinin içinde hem canlı(üretken) emek hem de ölü emek(sermaye) bulunmaktadır.Klasik iktisadi kuram Marksist iktisat teorisinden farklı olarak malın değerinin içinde artı değer denilen olguyu görmez-değerlendirmez.

—-

Marksist iktisatta emek değer yasası:

İnsan ihtiyacını karşılayan bir ürünün üretilmesi için harcanan emek zamanı o ürünün değerini belirler.

Marx öncelikle malın değerinin iki kategoride değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürdü.Eğer bir mal sadece kullanan kişiye yarar sağlamak amacı ile üretildi ise o mal sadece kullanım değerine sahiptir.Marx kullanım değerini yaratan emeğin “belirli bir amaçla yapılan belirli bir türden etkinlik” olarak tanımlanan “somut” ya da “yararlı emek” olduğunu belirler.

Ancak eğer mal elden çıkartılıp ,mübadeleye girecek ise bir meta olarak değerlendirilir.Metanın değeri onda “donmuş” olan emeğin miktarını (harcanan zamanı) yansıtmalıdır.

Bir metada “donmuş” halde bulunan emek “üç tür emeğin” karışımından meydana gelir:
1.Nesnenin yapımında doğrudan harcanmış emek zaman
2.İmalatta kullanılan makinaları üreten emek zaman
3.Ham maddeleri elde etmekte harcanan emek zaman

Ancak emek zaman onu üreten işçinin çalışkanlığına-yeteneğine göre değiştiği için Marx kastettiği emek zamanın “toplumsal olarak gerekli emek zaman”( socially necessarry labor time) olduğunu belirtmiştir.Bu ortalama bir işçinin işi bitirmesi için gerekli zaman birimidir.

Bir meta değeri içinde kullanım değerinin yanı sıra mübadele(değişim) değeri de barındırmaktadır.Mübadele değerini yaratan emek -kullanım değerini yaratan emekten farklı olarak-sadece süresi ile ölçülen “soyut” ya da “farklılaştırılmamış” emektir.(Das Kapital-Francis Wheen -39)

Marx emeğin bu iki yönü arasındaki gerilime işaret eder.Yani kullanım değeri üreten emek ile değişim değeri üreten emek arasında bir çelişme vardır.

Örnek

Örneğin bir terzi palto yapmak isterken kullanım değeri açısından kaliteli-sağlam bir palto yapmak ister.Ancak paltoyu çok sağlam yaptığında bu sefer müşteri uzun bir süre kendisine gelmeyecektir.Dolayısı ile yeterince sağlam bir palto yapıp yapmama arasında çelişki yaşar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 07.10.2015- 12:01


Değerin eleştirisi


Meta pazarda satılmak üzere üretilen ürün demektir. Meta üreticileri kendi tüketimleri için değil, fakat pazar için üretim yaparlar.

Her metaın bir kullanım değeri, bir de değeri vardır:

Bir metaın pazarda satılabilmesi için toplumdaki belli bir ihtiyacı karşılıyor olması gerekir. Bir metaın insanların belli bir ihtiyacını karşılama özelliğine o metaın kullanım değeridenir.

Bir şeyin kullanım değerinin olması, tek başına, o şeyi meta yapmaz. Her metaın mutlaka bir kullanım değeri vardır ama kullanım değeri olan her şey mutlaka meta değildir.

Kullanım değeri, sırf kullanım değeri olarak kaldığı sürece ekonomi politiğin ilgi alanına girmez. Kullanım değerinin ekonomi politiğin ilgi alanına girmesi için, o kullanım değerinin meta kisvesine bürünmüş olması gerekir.

Metalar, taşıdıkları kullanım değerleri itibarıyla birbirlerinden farklı niteliktedirler. Örneğin bir ekmek-metaın kullanım değeri ile bir kazak-metaın kullanım değeri birbirinden niteliksel olarak farklıdır. Farklı nitelikler birbirleriyle niceliksel bir ilişki içine giremezler. Ne var ki, farklı kullanım değerleri taşıyan metaların uygun nicelikleri pazarda birbirleriyle eşitlenmekte ve böylece birbirleriyle mübadele edilmektedir. O halde, bütün metaların birbirleriyle niceliksel bakımdan mukayese edilmesini mümkün kılacak ortak bir özelliğin olması gerekir. Bütün metalarda ortak olan bu özellik, bütün metaların emek ürünü oluşudur.

Özel mülkiyetin böldüğü toplumda metaları üreten emek özel karakterde görünür. Ancak, üretimin pazar için yapılması, birbirinden yalıtık birimlerde harcanan özel emekleri potansiyel olarak toplam toplumsal emeğin bir parçası kılar.

Metaları üreten emeğin toplumsal karakteri, metaların üretim süreci boyunca potansiyel halde kaldığı için görünmezdir. Meta üreten emeğin potansiyel toplumsal karakteri, dolambaçlı bir toplumsallaşma sürecinde realize olur.

Birbirlerinden yalıtık birimlerde harcanan emek miktarları, ürettikleri metalarda soğurulur. Üretilen meta, içerdiği emek miktarını temsil eden değerin mistik kılavuzluğunda pazarın sınavından geçer. Metaın içerdiği emek miktarı, bu sınav sonucunda, o metaın o an itibarıyla yeniden üretilmesi için gereken toplumsal olarak ortalama emek miktarının neresinde durduğuna göre değişen oranlarda toplumsal onay alır. Eğer üretilen meta satılamazsa, o metada soğurulan emek toplumsal emeğin bir parçası olarak kabul edilmemiş demektir. Bu durumda, söz konusu meta değersiz damgası yiyerek israf hanesine yazılır.

Metalarda soğurulmuş olan toplumsal emek, o metaların değeri olarak görünür. Farklı kullanım değerindeki metaların, yani farklı nitelikteki metaların birbirleriyle mukayese ve mübadele edilebilmesi o metaların değeri sayesindedir. Bir metaın mübadele değeri, o metaın başka bir meta ile mübadele edilme oranını verir. Mübadele değeri, metaın değerinin kendisini pazarda ortaya koyuş biçimidir.

Bir metaın değerinin büyüklüğü, o metaı üretmek için toplumsal olarak gereken emek miktarı tarafından belirlenir. Emek miktarı emek zamanıyla ölçülür.

Metaların içerdiği emek miktarının iki kaynağı vardır:

1. Canlı emek: İşçinin metaı üretirken ona kattığı emektir. Artı-değerin kaynağı canlı emektir.

2. Ölü emek: Üretim sürecinde kullanılan üretim araçlarında cisimleşmiş olan emektir. Üretim araçlarında cisimleşmiş olan emek, daha önce o üretim araçları üretilirken onlara katılarak “ölmüş” olan o zamanki canlı emektir. Emek nesnelerindeki ölü emek tamamen, emek araçlarındaki ölü emek ise emek araçları yıprandığı oranda üretilen metaa aktarılır.

Bu iki kaynaktan gelen emek miktarlarının toplamı, üretilen metaın değer büyüklüğünü belirlemez. Eğer öyle olsaydı, bir metaı üretmek için ne kadar çok gereksiz emek harcanırsa ve ne kadar çok malzeme israf edilirse, o meta o kadar değerli olurdu:

“Eğer bir metaın değeri o metaın üretimine harcanan emek miktarı tarafından belirleniyorsa, bir işçi ne kadar tembel ve beceriksiz olursa, onun ürettiği meta da -üretimi daha uzun emek zamanı alacağından- o kadar değerli olur gibi görünebilir. Ama bu hazin bir yanılgı olur. ‘Toplumsal emek’ sözünü kullandığımı hatırlayacaksınız. Bu ‘toplumsal‘ nitelemesi çok şey anlatır. Bir metaın değeri o metaın içinde soğurulmuş ya da kristalleşmiş emek miktarı tarafından belirlenir dediğimiz zaman, belli bir toplumsal durumda, üretimin belli toplumsal ortalama koşulları altında, kullanılan emeğin belli toplumsal ortalama yoğunluk ve beceride olması kaydıyla, o metaın üretimi için gereken emek miktarını anlarız.” (K. Marks, “Ücret, Fiyat, Kâr”, 1865, MESE, İng., c. 2, s. 51.)

Yukarıdaki önermeye konulan “belli bir toplumsal durumda” kaydı, toplumsal durum değiştikçe metaların üretimi için toplumsal olarak gereken emek miktarlarının da değişeceğini ima eder. Toplumsal üretim koşulları değiştikçe metaların üretimi için toplumsal olarak gereken emek miktarları değişeceğine göre, o metaların değerleri de değişir.

Marks, bir metaın üretimi için toplumsal olarak gereken emek zamanının değişen toplumsal üretim koşullarına göre değişeceği fikrini, önermeye “yeniden üretim” kaydını ekleyerek şöyle ifade eder:

“Her bir metaın değeri … o metaın yeniden üretimi için gereken toplumsal emek zamanı ile belirlenir. Bu yeniden üretim, başlangıçtaki üretim koşullarından farklı olarak, elverişsiz ya da elverişli koşullar altında olabilir.” (K. Marks, Kapital, İng., c. 3, s. 141.)

Yeni teknolojik gelişmeler, bir metaın yeniden üretimi için toplumsal olarak gereken emek zamanını azaltır. Bu durumda, eski teknolojilerle üretilmiş olan metaların değeri düşer. Doğal afet, savaş, toplumsal yıkım gibi olumsuzluklar ise bir metaın yeniden üretimi için toplumsal olarak gereken emek zamanını artırır. Bu durumda, daha önce üretilmiş olan

Değer yabancılaşmış emeğin bir yaratımıdır

Değeri anlamada anahtar, insana ait emek, yani komünal emek ile insana yabancılaşmış emek ayrımıdır. Değer ilişkisinin insana yabancılaşmış emeğin bir yaratımı olduğu tespiti, Marks’ın değer eleştirisinin temelidir.

Doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşulları birlik halindeyken, emek süreci insana ait bir süreç karakterindedir. İnsana ait emek, yani komünal emek, ekonomi politiğin kavramlaştırdığı anlamda değer yaratmaz, sadece kullanım değeri yaratır.

Doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşullarının birbirinden ayrı vazedildiği durumda, emek süreci insaniliğini yitirir, insana yabancılaşmış emek olur. Yabancılaşmış emek, kullanım değerleri yaratmanın yanı sıra, ekonomi politiğin kavramlaştırdığı anlamda değer de yaratır.

David Ricardo, bir metaın değerinin büyüklüğü ile o metada içerilen emeğin miktarı arasındaki ilişkiyi ilk açıklayandır. Ancak Ricardo bu açıklamayı yapmış ve orada durmuştur. Ricardo, sınıfsal bakışı yüzünden, kendisini değer biçiminde ortaya koyan emeğin insana yabancılaşmış karakterini incelemeye hiç girişmemiştir:

“Ricardo … mübadele değerini yaratan ya da kendisini mübadele değerinde ortaya koyan emeğin tuhaf karakteristiğini, bu emeğin (insana yabancılaşmış – YZ) doğasını incelemez.” (K. Marks, Artı-Değer Teorileri, İng., c. 2, s. 164.)

“Ricardo’nun yanlışı, sadece değerin büyüklüğü ile ilgilenmiş olmasıdır. Bundan ötürü, Ricardo’nun dikkati, farklı metaların temsil ettiği ya da metaların değer olarak içerdiği emeğin nispi miktarlarına yoğunlaşmıştır. Fakat metalarda içerilen emek, toplumsal emek olarak, yabancılaşmış bireysel emek olarak belirtilmelidir.” (K. Marks, Artı-Değer Teorileri, İng., c. 3, s. 131.)

“Mübadele değerini yaratan ya da kendisini mübadele değerinde ortaya koyan emeğin tuhaf karakteristiği”, onun yabancılaşmış emek oluşudur. Ricardo ve öteki ekonomi politikçiler, dünyayı tersine dönmüş kılan bu sapkınlık halini görmezden gelmişlerdir.

Yabancılaşmış faaliyet içinde mistikleşmiş zihinler, değerin pazarda kendini ortaya koyuş biçimi olan mübadele değerini, sanki ürünlerin fiziksel, kimyasal bir niteliğiymiş gibi algılar. Oysa ürünlerin madde yapısında mübadele değeri aramak boşunadır:

“Şimdiye kadar hiçbir kimyager, inci ya da elmasta mübadele değeri keşfedemedi. İnci ya da elmasta bu kimyasal elementi (mübadele değerini – YZ) keşfeden ekonomistler, keskin kavrayış iddiasındadırlar. Bu ekonomistler, … nesnenin değerinin, nesnenin nesne olarak bir parçasını oluşturduğunu iddia ederler. … Nesnenin değeri ancak mübadele yoluyla, yani toplumsal bir süreç yoluyla gerçekleşir.” (K. Marks, “Metaların Fetişizmi ve Bunun Sırrı”, Kapital, 1867, İng., c. 1, s. 87.)

Değeri yakalamak için tek tek metaların nesnesine değil, fakat metalar arasındaki ilişkiler alanına bakmak gerekir. Değer, kendisini ancak metalar arasındaki mübadele ilişkisinde, mübadele değeri biçiminde ortaya çıkarır.

Değer ilişkisi, tarihsel süreç içinde gelişerek, ücretli emek – sermaye ilişkisini doğurmuştur. Kapitalist üretim tarzı, “değer ilişkisinin ve değere dayalı üretimin nihai gelişme aşamasıdır”:

“Canlı emeğin nesnelleşmiş emekle mübadelesi, yani toplumsal emeğin sermaye – ücretli emek çelişkisi biçiminde vazedilmesi, değer ilişkisinin ve değere dayalı üretimin nihai gelişme aşamasıdır.” (K. Marks, Grundrisse, 1857-1858, çev. Martin Nicolaus, İng., s. 704.)

Ekonomi politik, sınıfsal bakışı gereği, değer ilişkisinin niye doğduğunu hiç sorgulamamış, onu doğal bir veri olarak kabul etmiştir:

“Ekonomi politik, aslında, değer ve değer büyüklüğünü eksik de olsa tahlil etmiş ve bu biçimlerin altında neyin yattığını açığa çıkarmıştır. Ama emeğin niye onun ürününün değeri ile ve emek zamanının niye bu değerin büyüklüğü ile temsil edildiği sorusunu bir kez olsun sormamıştır. Üretim sürecinin insan tarafından denetimi (komünal toplum – YZ) yerine, üretim sürecinin insana egemen olduğu bir toplum durumuna ait (burjuva topluma ait – YZ) … bu formüller, burjuva anlayışa, doğanın tıpkı üretken emek gibi dayattığı apaçık bir zorunluluk olarak görünür.” (K. Marks, Kapital, 1867, İng., c. 1, s. 84-85.)

Yukarıdaki paragraftan anlıyoruz ki, değer, “üretim sürecinin insana egemen olduğu” burjuva toplumdaki bir ilişki biçimidir. Üretim sürecinin insan tarafından denetlendiği komünal toplumda ise değer ilişkisi yoktur.


Marksist eleştiri




Bu ileti en son spartakus tarafından 07.10.2015- 12:03 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Emek ve Yabancılaşmış Emek nedir? melnur 0 3436 19.09.2013- 01:17
Konu Klasör Emek Platformu Emek Sineması inşaatını durduracak ilkay 0 3408 02.04.2014- 19:37
Konu Klasör İddia: Termodinamiğin İkinci Yasası Evrim Kuramını ge melnur 1 3904 17.04.2020- 08:08
Konu Klasör Emek örgütlerinden 1 Mayıs açıklaması: 'Emek bizim, gelecek bizim!' melnur 1 422 30.04.2023- 00:21
Konu Klasör Sol nedir, sosyalizm nedir? melnur 6 11348 18.12.2021- 06:39
Etiketler   Emek,   değer,   yasası,   nedir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS