Konu Tarihi: 03.11.2015- 10:09

---

CHP ve HDP neden ve nasıl kaybetti?
Özgür Şen

Türkiye'de seçim sonuçlarına bakıp Türkiye ilericiliğinin kaybettiğini düşünen herkes yanılıyor. Türkiye ilericiliği Pazar günü kaybetmedi.

Üstelik bu kesimi temsil ettiği söylenen CHP ve HDP'nin dahi Pazar günü aldıkları oylara bakıp kaybettiklerini iddia etmek de yanlış. CHP ve HDP o gün yenilmedi. CHP ve HDP, seçimin öncesinde yenilmişlerdi ve bu seçimin galibi belliydi.

AKP Türkiyesi'ni kabul eden, bu Türkiye tablosuyla bir dertleri olmadığını ilan eden, üstelik bu tablonun meşrulaşması için AKP ile koalisyon yapmayı peşinen kabul eden partilerin aldığı oy oranına bakmanın ne anlamı var?

CHP ve HDP'nin asıl problemi aldıkları oyların sayısı değil. AKP Türkiyesi'ne direnselerdi, AKP'ye ve onun temsil ettiği ne varsa hepsine muhalefet etselerdi bu oy meselesi baştan anlamsızlaşacak ve biz asıl konuşmamız gereken meseleleri tartışacaktık.

Dahası, Pazar günü seçimlerden sonra o denli ilginç bir tablo oluştu ki, CHP ve HDP için seçimlerden önce kaçan tren tekrar yakalanabilirdi. O gün yapılacak bir çıkış, seçim öncesinde takınılan yanlış tutumu, izlenen hatalı hattı tamamen önemsizleştirmezdi elbette. Ama Pazar gecesi her iki parti de kaybetmemek için bir şans daha yakalamıştı.

Herkesin şüpheyle yaklaştığı bir seçimi tanımama cesaretini gösterebilseler rakamlar önemsizleşecekti. Yapamadılar ve işte o zaman bu seçimi kesin olarak kaybettiler.

Bir parti az ya da çok oy alabilir. Türkiye gibi çok derin eşitsizliklerle malul bir ülkede hiçbir seçim sağlıklı değildir. Seçim mekanizmasının garipliği yalnızca hile ile de açıklanamaz; Türkiye'de seçim sandıklarda çevrilen numaralardan bağımsız olarak doğası gereği şaibelidir. Bu koşullarda oy oranları ve rakamları Türkiye hakkında yalnızca bir fikir verebilir. Ama bir parti seçimi aldığı oy nedeniyle kaybetmez.

CHP ve HDP seçimde aldıkları oy sayısıyla değil, seçim öncesinde ve sonrasında takındıkları tutum nedeniyle yenildi.

Ama yenilen ilericilik değildir. Çünkü her iki parti de aldıkları oydan dolayı değil, hem seçim öncesi hem de seçim günü yaptıkları nedeniyle Türkiye ilericiliğinin temsil ehliyetini kaybetmiştir. Yenilen olsa olsa ilericiliğin AKP Türkiyesi'nin düzeni içinde kalarak çizilen bir karikatürüdür.

Bu karikatürün ve bu iki karikatürün somutlandığı iki partinin kaybetmesinden dolayı bu ülkeye dair niye umutsuzluk üretelim?

AKP'nin oylarını artırması, tek başına iktidarını sürdürmesi ciddi bir gelişme elbette. Ama daha ciddi ve endişe verici olan, bu iki partinin de AKP'ye karşı direnmeyeceklerinin sinyalini vermesi değil mi? "Seçim sonuçlarına saygı duyalımla" başlayan cümlelerin, "parlamento düzleminde muhalefet yapacağızla" sonlanması başka ne anlama gelebilir?

Siyaseti önce dört partiye indirmeye çalışacaksın; bu dört parti aynı zamanda düzen siyasetinin dört ayağını oluşturacak, bu dörtlü yapının karşı karşıya geleceği tek yer olarak da parlamento tanımlanacak...

Türkiye ilericiliği işte buna onay verirse, temsil ehliyetini kaybetmiş iki partinin tek çıkış olduğunda ısrar ederse kaybeder.

Türkiye ilericiliği basit aritmetik hesaplarla, oy sayılarıyla yenilmez; bu sağın iddiasıdır. Türkiye'de ilericilik bu ülkeyi yönetecek birikime de, insan sayısına da hala sahip. Seçim sonuçları başka bir gözle bakıldığında bunun somut göstergesi. Siyasetin seçimden ve dolayısıyla parlamentodan ibaret, iktidarın tek kaynağının kafa sayısı olduğunu düşünenler bir türlü bunu anlayamıyor. Anlayamadığı için de şaibeli olsa dahi, her sayımdan sonra umutsuzluk üretiyor.

Oysa bakılması ve üzerinde ciddiyetle durulması gereken nokta, bu ülkeyi yönetebilecek bir birikimin siyaset ufkunun seçimlerin ötesine geçememesi ve geniş kesimin örgütsüzlüğü.

Türkiye'de ilericilik açık ki sahipsiz...

Ama bu ülkede ilericiliği temsil etme ehliyetine sahip bir siyasi hat var.

Henüz komünistlerin gövdesi, Türkiye ilericiliğinin geniş tabanıyla kıyaslandığında oldukça küçük. Son seçimlerde oylarının kıpırdanması da, komünistlere bu mekanizmanın içinde çıkan her oy büyük anlam taşısa da, bu bağlamda yalnızca mütevazi bir başlangıç.

Ancak bu başlangıç için dahi yalnızca eldeki rakamlarla konuşmak doğru değil.

Komünistler laiklik, yurtseverlik, piyasa ve sermaye karşıtlığında ısrar ettikleri ve bu değerleri para babalarına karşı işçileri temsil eden bir siyasi hatta somutlandığı için ilericiliği temsil ehliyetine sahipler.

Üstelik, en az bunun kadar önemlisi komünistlerin ilericiliği temsil etmek için gösterdikleri niyet ve irade. Türkiye'ye baktığında yalnızca AKP'nin karanlığını değil ilerici bir birikimi gördüğü için umutsuzluğa kapılmayan ve bu ülkenin aydınlık geleceğine inanan bir irade bu...

Kendisine ve dostlarına güvenen ve bu nedenle ilericiliği örgütlenmeye ve mücadeleye çağıran bir irade...

Tıpkı seçimlerden önce olduğu gibi seçimlerden sonra da tüm Türkiye ilericiliğini AKP'yi ya da bir başkasını geriletmeye değil memleketi kazanmaya çağıran bir irade...