Konu Tarihi: 09.01.2016- 23:57

---

Komünistlerden 'Bu kanlı düzeni yıkacağız, sosyalist Türkiye'yi kuracağız' yürüyüşü
Komünist Parti İzmir İl Örgütü, ülkenin bir savaş ve yağma alanına çevrildiğini, memlekette insanlık ve halk düşmanı bir düzenin devam ettiğini belirterek, "Bu kanlı düzeni yıkacağız, sosyalist Türkiye'yi kuracağız" yürüyüşü gerçekleştirdi.



soL-İzmir

Komünist Parti İzmir İl Örgütü'nün düzenlediği "Bu kanlı düzeni yıkacağız, sosyalist Türkiye'yi kuracağız" yürüyüşü bugün akşam saatlerinde yüzlerce parti üyesi, parti dostu ve yurttaşın katılımıyla yapıldı.

Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki yürüyüşte "Katil, hırsız AKP", "Sosyalist Türkiye'yi kuracağız", "Fabrikalar tarlalar, siyasi iktidar her şey emeğin olacak", "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganları atıldı. Sevinç Pastanesi önünde Komünist Parti bildirisi, parti üyesi Sinem Öngörü tarafından okundu.



Komünist Parti'nin bu kanlı düzen karşısında emekçilerin örgütlü gücü olmak için elinden ne geliyorsa yapacağının, sokakları gericiliğe terk etmeyeceğinin vurgulandığı açıklamada şöyle denildi:

Türkiye yeni yıla evlere atılan roket mermileri, top sesleri, sokaklarda kalan cesetler ve çocuk cenazeleri ile girdi. Artık ilan edilmiş bir savaş var. Herkes “barış”tan söz ediyor ama diller barış derken eller savaşıyor. Yıllarca “analar ağlamasın” sömürüsü yapan diktatör şimdi milyonlarca insanın anasını ağlatıyor.

Her gün giderek artan sayıda kişinin öldürüldüğü, katliam çağrılarının yapıldığı, sokağa çıkma yasağı adı altında insanların açlıkla terbiye edildiği bir ülkede, siyasi iktidar için “katil” sıfatı bile yetersiz kalıyor.

Sadece terörle mücadele bahanesi ile halka açtığı savaş değil yağma alanına çevirdiği memleketimizde sırf 2015 yılında iş cinayetlerine kurban giden 1712 işçinin ölümü de, AKP düzeninin insanlık ve halk düşmanı karakterinin acı sonuçlarını gösteriyor.

Yolsuzluğu, hırsızlığı, zorbalığı, militarizmi bir yönetim tarzı belirleyenler ülkeyi, ülkenin geleceğini ve aslolarak da bu topraklarda insana dair olumlu ne varsa hepsini yok ediyor.

Sadece AKP iktidarı değil, onun temsil ettiği bu kanlı ve karanlık düzen içersinde itişen tüm siyasi aktörler için aslında mesele ya para, ya da paradan geçiyor. AKP para için ve paranın saltanatını sürdürme adına halka, emekçilere ve yarınımıza saldırıyor.

Diğer düzen partileri de paranın kanlı saltanatına söz söylemedikleri için AKP'nin bu gözü dönmüşlüğü karşısında dik duramıyorlar.

Yoksa durmaksızın akan kan, oyulan göz, yıkılan duvar, buzdolabındaki bebek, sokak ortasında bekleyen ölü… Bunların bile, AKP’nin cazibesini kirli bir boya gibi akıtamamasını nasıl açıklayacağız?

Görülüyor ki, günü kurtarma, yani bu düzeni azıcık iyileştirme beklentisiyle “reform” beklemenin hiçbir inandırıcılığı yok artık. Düzenin iki farklı sosyal demokrat partisinin temsil ettiği, bu düzen içerisinde “reform” beklentisi en fazla AKP iktidarını ve onun zulmünü meşrulaştırıyor.

Komünist Parti İşçileri, emekçileri, paranın değil alın terinin hizmetinde olan aydınları bu kanlı oyun karşısında eşitliğin ve özgürlüğün savaşını güçlendirmeye çağırıyor.

Bu savaş patronlar ile işçiler arasında... Emek ile sermaye arasında... Sermaye hep kazanıyor ve savaş sürüp gidiyor. Ölümler sürüyor. Haksızlıklar sürüyor.

Bu savaşın bitmesi için ise emeğin kazanması gerekiyor.   Emeğin kazanması için ise emekçilerin, gençlerin, kadınların ve aydınların bu savaşta örgütlü bir güç haline gelmesi gerekiyor.

Komünist Parti, bu kanlı düzen karşısında emekçilerin örgütlü gücü olmak için elinden ne geliyorsa yapacağını, sokakları gericiliğe terk etmeyeceğini yılın ilk günlerinden başlayarak göstereceğini ilan ediyor.