SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Yalçın Küçük yazdı:Musa Anter nasıl öldürüldü           (gösterim sayısı: 6.123)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 26.03.2016- 19:55


Musa Anter nasıl öldürüldü

Yalçın Küçük yazdı


Resim Ekleme  
 
Odatv’de yayınlanan, Musa Anter'in infaz edilmesi haberi üzerine, çok kısa bir açıklama yapma gereğini duydum. Bu önemli haberi bana ileten arkadaşım C. Muslu da herhalde benden bunu bekliyordu. Kısa tutmak istiyorum.

***

Musa Anter Dostumuz, sosyalist idi; Birinci Türkiye İşçi Partisi'nin üyesidir. Tabii bir Kürt idi, ancak sosyalist mücadeleye öncelik veriyordu, ve bu titizliği ile legal Kürt ağırlıklı partilere girmedi. Ama bir zaman geldi, "Kürt Gazeteler" içinde yazmaya başladı; çok severdim, her açıdan pek güzel bir insandı. Gözleri hep sürmeliydi; babama sormuştum, Kürt ve Türk erkekler sürme çekerlerdi, dediler. Çok şakacıydı, bana, "Gazetelerimiz sana para veriyorlar, sen kabul etmiyorsun, ben istiyorum, bana vermiyorlar" derdi, tabii şaka yapıyordu. Biz yazıyorduk, ancak para almıyorduk. Ape Musa da almazdı, biliyorduk. Ama “istiyorum, vermiyorlar”; bunu, tekrarlamayı seviyordu.

***

Katledildiğini duyduğumuzda, Musa'yı da çok eleştirmiştim ve eleştirmiştik. Hiç tedbir almamıştı, sanki öldürülmeye elini-kolunu sallayarak gitmiş ve belki anında söylediğimiz üzere, götürülmüştü. Ancak bunu hem söylüyor ve hem de anlıyorduk; bu yönde o zamanki aktivist arkadaşımız Bilgesu Erenus'un da çok ağıtları ve çıkışları olmuştur. Ancak, Musa'mıza bir ermiş, bir peygamber havası gelmişti, her yere gidiyordu ve bir şekilde öldürebileceğini akıl etmiyordu. İnsanlara dokunuyordu, 1992 yılındayız.

***

Bir, iki Kürt aile arasında ihtilaf varmış. İki, Ermiş Musa'nın yanlarına gidip şöyle elini sürüp halletmesi isteniyordu. Üç, çağıranın ve ailelerin yanına götürenin bir PKK itirafçısı olduğunu sonradan öğrendik. Dört, polis ve istihbarat örgütüyle bir bağlantısı olup olmadığını bilmiyorduk ve öğrenemedik. Beş, başka Kürtler'in, Parti'nin, hiç kimsenin haberi olmadığından da sonradan haberdar olduk. Altı, Orhan Miroğlu adında birisinin aracılık ettiğini duyduk. Yedi, bir duvarın önüne getirilmiş, dizmişler, Musa Anter infaz edilmiştir. Sekiz, Orhan Miroğlu yaralanmıştı. Dokuz, Buna şaşırmadık. Bana, uygun görünüyordu; sağlam iade doğru olmazdı ve öldürmek ise tarif ya da görev dışıdır. 1992, düşüncem işte budur.

***

O tarihte Orhan Miroğlu'nu çok itham ettiğim kesindir. Tabii "mit mensubu" demiyordum, "ama kimsin", kimseye haber vermeden, pek sevilen ve her zaman öldürülebilecek bir büyük adamı neden aldınız, bunların hepsini sıraladım, yayınlara o zamanlar bu kadar hakim değildiler ve sözlerimiz hep yayıldılar. Alem duymuştur.

***

Miroğlu'nun kendisini açıklamasını istiyordum. Susuyordu. Ama bir süre sonra dili çözüldü ve her fırsatta beni karalıyordu. Kötülüyordu; önce akepe işlerinde bir yardımcı, "yamak" idi ve sonra akepe'den milletvekili olduğunu biliyoruz.

***

Mehmet Eymür şimdi "tuhaf" işler yapıyor, bildiği bazı "yaban" ya da amatör mit mensuplarını ifşa ediyor. Tanık olarak Silivri'ye geldiğinde, umulmadık isimleri de açıklamıştı ve önceki açıklamalarını da biliyoruz. Ve şimdi Miroğlu'nun "Tayfun" adında bir mit mensubu olduğunu açıklamışlar. Demek günahlarını hafifletmek istemektedir.

***

Musa dostumuzun çocukları "şüphemiz yüzde yüz arttı" diyorlar. Tabii ben Miroğlu için "mit mensubu" demedim, ancak, benim o zamanki sorularımla pek tutarlıdır. Ayrıca bu tür insanlar bir zaman gelince bir "devlet" partisinden milletvekili yapılıyorlar. Devlet'e sokuluyorlar, demek istiyorum.

***

Musa Büyüğümüzün katli işte böyledir.

Ne garip, Musa'mıza da daha alt seviyeden bir ölüm yakıştıramıyoruz.

Yalçın Küçük

Odatv.com



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 26.03.2016- 20:00


Orhan Miroğlu MİT elemanı mı

Musa Anter’in 1992 yılında öldürülmesine ilişkin, Anter’in oğlu Orhan Miroğlu hakkında çarpıcı iddialarda bulunuldu.

Resim Ekleme

Kürt yazar ve gazeteci Musa Anter’in 1992 yılında öldürülmesine ilişkin, Anter’in yeğeni Orhan Miroğlu hakkında çarpıcı iddialarda bulunuldu. Anter’in oğlu Dicle Anter, söz konusu saldırıda yaralanan ve bugün AKP Milletvekili olan Miroğlu’nun “MİT elemanı” olduğu iddiasını hatırlattı ve “neden ses çıkartmıyor” diye sordu.

PKK’ya yakınlığıyla bilinen ANF’de yayınlanan haberde; Musa Anter davasında “tanık” olarak ifadesi alınan eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün AKP Milletvekili Orhan Miroğlu ile ilgili ortaya attığı iddianın, “davanın seyrini değiştireceği” ileri sürüldü.

Konuyla ilgili konuşan Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, babasının Ankara’da görülen davasında yaşanan gelişmeleri şöyle anlattı: “Bildiğiniz gibi Musa Anter davası 14 Mart’ta Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bu davanın önemli kısmı 3 tanesi dönemin idari sorumluların tanık olarak mahkeme salonuna gelmesiydi. MİT Müsteşarı Mehmet Eymür, Orhan Taşanlar ve Susurluk raporu hazırlayan Kutlu Savaş. Bunların ifadelerinde yeni yeni bulgular ortaya çıkıyor. Bunlardan en önemlisi MİT Müsteşarı Mehmet Eymür’ün ‘biz Yeşil ile beraber, Orhan Miroğlu’nun Tayfun olarak bilindiği’ konusunda bir ifade kullandı. Orhan Miroğlu’nun ‘Tayfun’ olarak sözü geçmesi açıkçası biz Anter ailesini tedirgin etti. Niçin Tayfun? Aradan 10 gün geçmesine rağmen halen Orhan Miroğlu’ndan bu iddiaya karşı bir cevap gelmedi” dedi.

ANF’de yayınlanan haberin devamı şöyle:

“(…) AKP Milletvekili Orhan Miroğlu’nun ‘MİT elemanı’ olduğunu MİT eski Müsteşarının verdiği ifade doğrultusunda öğrendiklerini kaydeden Anter, Musa Anter cinayetinde ismi geçenlerin MİT’te kayıtlı olduğunu MİT Müsteşarı tarafından dile getirildiğini de söyledi.

Anter şunları söyledi: “Tabi bu bilgilerin alınması doğrultusunda JİTEM konusu hakkında hem Genelkurmay’a, hem de MİT’in verdiği bilgiler çerçevesinde biz onlardan belgeler istemiştik. Şimdiye kadar bu her iki kurumdan da mahkemeye belge gelmiş değil. Ancak MİT Müsteşarı Mehmet Eymür’ün tanık ifadesinde mahkemede şunu söyledi; ‘ben isim vermiyorum ama tüm isimler MİT’te kayıtlıdır. Bu kayıtlar doğrultusunda kişilerin tanıklığına başvurulabilir. Ama isim söyleyemem.’

Tabi bizim için en önemli konu şuan ‘Tayfun’ kod isimli Orhan Miroğlu’nun böyle tanınmasıdır. Bu konuda mecliste bulunan milletvekillerin de harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Tüm partilerin milletvekilleri bu konu üzerinde durmaları gerekmektedir. Ancak bu konuda hiçbir partiden mecliste böyle bir insanın olduğu ve araştırması gerektiği noktasında bir girişimleri olmadı. Aile olarak Meclis’e bir soru önergesi verilmesini beklerdik. Zaten Orhan Miroğlu’nun bu süre zarfında sessiz kalmasını bizce suçu kabul etme anlamına gelmektedir. 25 Nisan’da tekrar mahkeme görülecek, Miroğlu’nun da mahkemeye geleceğini düşünüyoruz.”

ŞÜPHEMİZ YÜZDE YÜZ ARTTI

Orhan Miroğlu’nun samimiyetine baştan beri aile olarak inandıklarını da dile getiren Anter, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Orhan Miroğlu ile ilgili uzun süredir böylesi spekülasyonlar vardı, babam vurulduktan sonra uzun seneler zaten hiç konuşmadı. Sonradan ifade vermeye başladı. İnsanın ister istemez aklına bazı şeyler geliyordu ancak biz öyle değerlendirmemiştik. Orhan Miroğlu’nun o zaman samimiyetine güvenmiştik. Nihayetinde o da mağdur bir insandı, yaralanmıştı. O şüphemiz ‘Tayfun’ isminin ortaya atılmasıyla bu şüphe yüzde yüz arttı. İnsan kesin bir şey de söylemek istemiyoruz çünkü daha onun ifadesine de başvurulacak. Ancak biz davanın yürütülebilmesi için elimizden geldiğince hassasiyetimizi sürdüreceğiz” dedi.”

Odatv.com



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 28.03.2016- 11:23


Musa Anter'i PKK ile JİTEM birlikte öldürdü

Orhan Miroğlu: Dicle Anter, babasının kollektif katillerini aramak istiyorsa, PKK baskısıyla ikide bir bana saçma sapan sorular soracağına, babasını Diyarbakır'a çağırıp, JİTEM'in cellatlarına teslim eden bu ismin peşini bırakmasın

Resim Ekleme  
 
AKP Milletvekili Orhan Miroğlu "MİT elemanı" olduğu iddialarına yanıt verdi.

Kürt yazar ve gazeteci Musa Anter’in 1992 yılında öldürülmesine ilişkin, Anter’in oğlu Dicle Anter, söz konusu saldırıda yaralanan ve bugün AKP Milletvekili olan Miroğlu’nun “MİT elemanı” olduğu iddiasını hatırlatmış ve “neden ses çıkartmıyor” diye sormuştu.

Orhan Miroğlu bu iddiaya bugün Star gazetesindeki köşesinden yanıt verdi. Anter cinayetinin PKK ve JİTEM ortaklığıyla işlendiğini belirten Miroğlu, Musa Anter cinayetinin son duruşmasında ifade veren Mehmet Eymür ile görüşmesini de anlattı.

Eymür'ün "Yeşil'i sorgulayan MİT görevlisinin, Yeşil'e, Musa Anter cinayetinde kullandığını söylediği PKK/MK üyesinin kim olduğunu sorması gerekirdi. Ama bu belli ki sorulmamış." dediğini hatırlatan Miroğlu, "Sorulmamış mıdır gerçekten? Sorulmamışsa vahim, sorulup bu kişinin kimliği öğrenilmiş ve hala da devlet sırrı olarak gizleniyorsa, bu daha da vahim." dedi ve şöyle devam etti:

"Dolayısıyla Dicle Anter, babasının kollektif katillerini aramak istiyorsa, PKK baskısıyla ikide bir bana saçma sapan sorular soracağına, babasını Diyarbakır'a çağırıp, JİTEM'in cellatlarına teslim eden bu ismin peşini bırakmasın. Onun yerinde olsam, Öcalan'a da Kandil'dekilere de bu ismi sorardım. Yeşil her şeyi doğru söylemiyor olabilir. Ama olayın o gece cereyan ediş şekli, olayda bir PKK ortaklığı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu ortaklığı bazı belgeleriyle beraber önümüzdeki duruşmada uzun uzadıya anlatacağım. İnşallah Dicle Anter de tatmin olur, ama benim için önemli olan kamuoyu vicdanının rahatlaması ve tatmin olmasıdır. Dicle şunu bilsin ki, Musa ağabey, JİTEM'e değil, PKK'ye güvendiği için öldürüldü."

İşte Orhan Miroğlu'nun bugünkü yazısı:


"Musa Anter davasının son duruşmasından bir gün önce Ankara'da Pazar günü gerçekleşen katliam olmasaydı, o duruşmaya katılacak ve Mehmet Eymür'ün tanık olarak dinlendiği bu duruşmaya benim de katkılarım olacaktı. Doğrusu pazartesi gününe bir katliamın acısıyla uyanmak, beni mahkemeye gitmekten alıkoydu. Gidip duruşmaya katılmak içimden gelmedi. Duruşma, avukatlarımın verdiği bilgiye göre yaklaşık dört saat sürmüş.

Mehmet Eymür'ün dinlendiği son duruşmada Yeşil'e atfen, benimle ilgili söylenenleri, PKK medyası çarpıtarak bir linç kampanyasına dönüştürdü. Yeşil güya beni Tayfun kod adıyla tanıyormuş, olayı PKK'ya yıkmak için beni sağ bırakmış filan..

Mehmet Eymür'ü bu yazıdan önce aradım ve görüştüm. Kod adı veya ajan gibi bir ifadeyi benim için kullanmadığını ifade etti.

Eymür, başka önemli şeyler de söyledi ve izniniz varsa yazmak istiyorum dedim. Aslında Eymür'ün yeniden dinlenmesi daha iyi olacak.

Yeşil'in ifadesini alan, Eymür değil. Kim bilmiyoruz, ama bir başka MİT yetkilisi olduğu biliniyor. İfadenin özetlenmiş kısmını MİT, Doğu Perinçek'in talebi üzerine , İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine, 28.8.2012 tarih ve esas no: 2009/191 sayılı yazıyla yollamış.

Yeşil bu resmi MİT belgesine göre Musa Anter cinayeti ve benimle ilgili olarak şu ifadeleri kullanıyor:

"Musa Anter'le çok iyi görüşen bir PKK/MK (Merkez Komite) üyesini, Musa Anter'le telefonla görüştürerek, anılanı Diyarbakır'a getirttiğini, söz konusu şahsa Musa Anter'in kaldığı Büyük Oteli tekrar aratarak, ben gelemiyorum sana bir adam gönderiyorum, alsın seni yanıma getirsin dedirttiğini

"Musa Anter'in oğlunun olaydan onunla görüşmeye gittiğinden haberi olduğu halde hiç bir zaman ağzını açmadığını

"Orhan Miroğlu'nu, Orhan Miroğlu olarak ismen tanımadığını, gıyaben bildiğini

"Orhan Miroğlu'nu, olayın detayını sorguda anlatması, eylemin PKK'ya yıkılması ve sorgunun da bunu tamamlaması için kendisinin yaralı bıraktığını.."

Resmi MİT ifadesinde bu olay hakkında Yeşil'in söyledikleri bunlar.

Mehmet Eymür'ün bu ifadeyle ilgili yorumu ise şu:

"MİT, YEŞİL'İ, JİTEM'de çalışırken işlediği veya katıldığı cinayetler için sorgulamadı. Bizim Yeşil'i sorgulamamızın nedeni, Kürt asıllı İranlı, Askar Simitko ve Lazım Esmaeli'nin İstanbul'da kaçırılıp öldürlmesiyle olayıyla ilgiliydi. Diğer olayları anlatırken Yeşil   ciddi bir sorgulamadan geçmedi, söylediği bazı şeyler dezenfermasyon amaçlı da olabilir.."

Eymür, o dönemde JİTEM'in başındaydı dediği Veli Küçük'le de görüşmesini ve bu görüşmeye ait notları mahkemeyle paylaştı. Mahkeme Veli Küçük'ü dinleyecek, ama bu duruşmaya Eymür'ün de gelmesi son derece iyi olurdu, bu konudaki talebimizi mahkemeye bildireceğiz.

Eymür'ün söylediği önemli bir şey daha var:

"Yeşil'i sorgulayan MİT görevlisinin, Yeşil'e, Musa Anter cinayetinde kullandığını söylediği PKK/MK üyesinin kim olduğunu sorması gerekirdi. Ama bu belli ki sorulmamış."

Sorulmamış mıdır gerçekten?

Sorulmamışsa vahim, sorulup bu kişinin kimliği öğrenilmiş ve hala da devlet sırrı olarak gizleniyorsa, bu daha da vahim.

Dolayısıyla Dicle Anter, babasının kollektif katillerini aramak istiyorsa, PKK baskısıyla ikide bir bana saçma sapan sorular soracağına, babasını Diyarbakır'a çağırıp, JİTEM'in cellatlarına teslim eden bu ismin peşini bırakmasın. Onun yerinde olsam, Öcalan'a da Kandil'dekilere de bu ismi sorardım. Yeşil her şeyi doğru söylemiyor olabilir. Ama olayın o gece cereyan ediş şekli, olayda bir PKK ortaklığı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu ortaklığı bazı belgeleriyle beraber önümüzdeki duruşmada uzun uzadıya anlatacağım. İnşallah Dicle Anter de tatmin olur, ama benim için önemli olan kamuoyu vicdanının rahatlaması ve tatmin olmasıdır. Dicle şunu bilsin ki, Musa ağabey, JİTEM'e değil, PKK'ye güvendiği için öldürüldü.

Resim Ekleme

Bu dava tozlu raflardan bugünlere Dicle Anter'in değil, bemim çırpınmalarım ve çabalarımla geldi.

Mehmet Eymür, Yeşil'in ifadesininin bazı bölümlerini 2000 yılında ilk deşifre ettiğinde, Sedat Yurttaş'la beraber Diyarbakır'da suç duyurusu yapan benim. Hem de kimlerin hakkında.. Süleyman Demirel'den tutun da Ünal Erkan ve İsmet Sezgin' varıncaya kadar, dönemin bütün görevlileri hakkında. Sedat Yurttaş hatırlayacaktır, o suç duyurusu dilekçesini savcılar korktukları için almak ve işleme sokmak bile istemediler.

Dicle Anter'i o gün aradım ve aynı şekilde suç duyurusunda bulunmasını istedim, kızlarının-veya kızının İsveç'ten geldiğini, tatile gideceğini söyledi. Dicle Anter babasını kaybetmiş biri, acısına ve yasına saygı duyuyorum, ama babasının davasını 23 yıldır gündemde tutan, kendisi de büyük mağduriyetler yaşamış bir insana karşı PKK'nin başlattığı itibarsızlaştırma kampanyalarına katkı sunan yaklaşımlardan da üzüntü duyuyorum.

Dicle çok iyi biliyor ki, Bir günahım varsa o da yaşarken ve öldürüldükten sonra da babasına saygı duymam, o zor yıllarda Diyarbakır'da evimi ona açmamdır.

Yeşil güya beni sağ bırakmış?! Yeşil o gece olay yerinde yanındakilerle beraber dolanıp duruyordu. Katil ikimize on üç mermi sıktı. Sıfır nabızla hastaneye kaldırıldığıma Diyarbakır'da yüzlerce kişi şahittir ve o şahitler mahkemeye gelip tanıklıklarını paylaşacaklar.

Bu canda bu nefes durdukça bu davanın karartılmasına izin vermeyeceğim. Hele şu PKK medyasına bakın, sersemler, siz savunduğunuz ve hizmet ettiğiniz örgütün geçmişini ve bugününü Kürt halkına unutturacağınızı mı sanıyorsunuz?

Öcalan'ın MİT'in Ankara'daki bürolarında geçen gençlik yıllarını, MİT bölge başkanının kızı Kesire Yıldırım'ı, Pilot Necati'yi, her biri, görev bölümü yaparcasına, ayrı ayrı ülkelerin istihbarat örgütleriyle çalışan liderlerinizi, unuttuk mu sanıyorsunuz?

Musa Anter'i ajan ilan ettiniz, kuşattınız sonra da JİTEM'le işbirliği yaparak infaz ettiniz. Bir tek günahı vardı Musa Ağebey'in, size inanması.. İnandı ve bu inancın bedelini canıyla hayatıyla ödedi.

Bana gelince İyi ki yaşamışım, ve iyi ki hayattayım, Allah beni Zerdeşt'e, Hiwa'ya, anneleri, benim biricik meleğim   Canan'a ve sonra da kendinize köle yapmaya çalıştığınız Kürt halkına, bağışladı..

Kürtler'in özgürlüğü, Türk halkıyla kardeşçe ve ebediyete kadar kardeşçe yaşaması için canımı vermeye hazırım, kefenim cebimde ve sizden hem daha cesur, hem daha haklı, hem daha güçlüyüm.."

Odatv.com



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 29.03.2016- 11:26


Musa Anter'i öldürüleceği Diyarbakır'a kim çağırdı

Musa Anter öldürülmesi tartışmasına, cinayet günü Anter ile birlikte Diyarbakır'a davet edilen ancak daveti şüpheli bularak gitmeyen Özgür Gündem Gazetesi eski genel yayın yönetmeni Hasan Bildirici de katıldı.

Resim Ekleme    

Musa Anter cinayetinde AKP milletvekili Orhan Miroğlu'nun merkezinde olduğu tartışmaya, cinayet günü Anter ile birlikte Diyarbakır'a davet edilen ancak daveti şüpheli bularak gitmeyen Özgür Gündem Gazetesi eski genel yayın yönetmeni Hasan Bildirici de katıldı. Bildirici, Odatv'ye yazdığı yazıda "Bu olayda Orhan Miroğlu’nun konumu hep sorgulandı. Daha başından itibaren Musa Anter’i Diyarbakır’a çeken kişinin Orhan Miroğlu olduğunu düşünüyorduk. Orhan Miroğlu’nun Musa Anter’i Diyarbakır’a çekmede başkaları tarafından kullanıldığı düşüncesi de vardı bizde. Çünkü Musa Anter ısrarla Diyarbakır’da kendisini karşılayacak tanıdık insanların varlığından söz ediyordu. Tanıdık kişi cinayetten sonra anlaşıldı ki, Orhan Miroğlu idi" ifadelerini kullandı.

Musa Anter cinayetine ilişkin tartışmalar yeniden alevlendi. Olay, Kürt yazar ve gazeteci Musa Anter’in 1992 yılında öldürülmesine ilişkin, Musa Anter’in oğlu Dicle Anter'in, söz konusu saldırıda yaralanan ve bugün AKP Milletvekili olan Miroğlu’nun “MİT elemanı” olduğu iddiasını hatırlatması ve “neden ses çıkartmıyor” diye sormasıyla alevlenmişti. Anter'in tepki göstermesinin nedeni ise eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür'ün mahkemeye gelerek verdiği ifadeydi. Eymür, Miroğlu'ndan "Tayfun" diye söz etmişti. Orhan Miroğlu bu iddiaya bugün Star gazetesindeki köşesinden yanıt verdi. Anter cinayetinin PKK ve JİTEM ortaklığıyla işlendiğini belirten Miroğlu, Musa Anter cinayetinin son duruşmasında ifade veren Mehmet Eymür ile görüşmesini de anlattı. Miroğlu, konuyla ilgili olarak Star gazetesinde Anter'e şöyle yanıt verdi: "Dicle Anter, babasının kollektif katillerini aramak istiyorsa, PKK baskısıyla ikide bir bana saçma sapan sorular soracağına, babasını Diyarbakır'a çağırıp, JİTEM'in cellatlarına teslim eden bu ismin peşini bırakmasın. Onun yerinde olsam, Öcalan'a da Kandil'dekilere de bu ismi sorardım. Yeşil her şeyi doğru söylemiyor olabilir. Ama olayın o gece cereyan ediş şekli, olayda bir PKK ortaklığı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu ortaklığı bazı belgeleriyle beraber önümüzdeki duruşmada uzun uzadıya anlatacağım. İnşallah Dicle Anter de tatmin olur, ama benim için önemli olan kamuoyu vicdanının rahatlaması ve tatmin olmasıdır. Dicle şunu bilsin ki, Musa ağabey, JİTEM'e değil, PKK'ye güvendiği için öldürüldü."

Odatv'nin başından bu yana takip ettiği tartışmaya bir isim daha katıldı. O isim; Diyarbakır'a o gün Musa Anter'le birlikte davet edilen, ancak daveti şüpheli bularak katılmayan Özgür Gündem gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Hasan Bildirici...
Bildirici, Musa Anter'i de ikna etmeye çalıştığını, ancak gitmemesi için ikna edemediğini söyledi.

Bildirici konu üzerine Odatv'ye "Musa Anter'i ölüme kimler götürdü" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte Hasan Bildirici'nin o yazısı:

MUSA ANTER'İ ÖLÜME KİMLER GÖTÜRDÜ


Planlanarak öldürülmek istenen bir Kürdün öldürülmesinde her zaman başka bir Kürdün parmağı olmuştur. Yoksa öldürmek isteyenlerin cinayetlere bu kadar hakim olmaları mümkün değildir. Musa Anter’in öldürülmesi ise bir Kürt tarajedisidir. Ölümü götüren de tetiği çeken de Kürttür. Ancak cinayetin planlayıcısı o zamanki devletin kendisidir.

14 Mart’ta Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Musa Anter cinayet davasında dönemin idari sorumlularından üç tanık mahkemeye geldi. Basına yansıdığı ve Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’in ANF’ye yaptığı açıklamaya göre dönemin MİT Müsteşarı Mehmet Eymür, ifadesinde, cinayet boyunca Musa Anter’e eşilik eden Orhan Miroğlu’nu “Tayfun” kod adıyla bildiklerini açıklamış. MİT Müsteşarı Mehmet Eymür’ün   Orhan Miroğlu’nun “Tayfun” ismiyle MİT’e kayıtlı olduğunu açıklamasıyla Orhan Miroğlu’nun cinayetteki rolüne yönelik kuşkuları daha da güçlendirmiş oluyor.

Ancak cinayetin öncesi var, Musa Anter Diyarbakır’a bir arazi sorununu çözmek için değil, Diyarbakır Belediyesine bağlı bir kültür biriminin davetlisi olarak gitmişti. Davetliler arasında o vakitler Özgür Gündem Gazetesi Yayın Yönetmeni olarak ben, Haluk Gerger ve Cemşit Bender vardık. O zaman HDP’lilerin elinde olmayan Diyarbakır Belediyesinden arayan kişi Özgür Gündem Gazetesi Yayın Yönetmeni olmam dolayısıyla doğrudan benimle telefonda konuşmuş; belediyenin kültür etkinliklerinde konuşma yapmak ve kitaplarımızı imzalamak üzere beni, Özgür Gündem Gazetesi Yayın Kurulunda bulunan Haluk Gerger’i, gazetemizin yazarı Musa Anter   ve İzmir’de kalan Kürt tarihçi Cemşit Bender’i davet etmişti.

Bu davet bana çok tuhaf gelmişti. Davetin belediyeden gelip gelmediği hususunu ve davete aracı olanların kimliklerini netleştirememiştik. Davette bir sorun olmasa bile, davet edenin söylediğine göre, açık bir alanda, hatta yanlış hatırlamıyorsam bir parkta konuşma yapacak ve kitap imzalayacaktık. Bu davet benim kafama pek yatmadı, ayrıca o günlerde ve aylarda Diyarbakır’da çok yoğun JİTEM cinayetleri işleniyor; gazetemiz ve biz günlük tehdit ediliyorduk. Gazeteci arkadaşlarımız öldürülüyordu. Gazetede kendi aramızda yaptığımız değerlendirmede Diyarbakır’a gitmememiz yönünde bir eğilim çıktı ortaya.

Davet edilenlerden Haluk Gerger ve Cemşit Bender’i Diyarbakır’a gitmemeleri konusunda ikna etmek kolay oldu. Cemşit Bender, siz nasıl isterseniz ben öyle davranırım, dedi. Davet zaten benim gibi Haluk Gerger’in de kafasına   yatmamıştı. Musa Anter’in sorun çıkaracağını biliyorduk. Zaten bizi dinlemezdi. Bizimle günlük didişmeyi kendisi için bir iş haline getirmişti. Didişmemiz de daha çok yazıları üzerineydi. Elle yazıp faksladığı yazıyla gazetede yayınlananı kelime kelime karşılaştırır, gazetenin başını belaya sokacağını düşünerek değiştiridiğimiz bir kelimeyi veya çıkarılmış bir cümleyi tespit eder etmez eline aldığı yazının orjinaliyle gazetenin Kadırga’daki merkez binasını basardı. Çay içirir, gönlünü alır gönderirdik, ama kapıdan çıkarken “beni gene kandırdınız” derdi.

Önce telefonda ben konuştum, Diyarbakır’ın bu sıralar tehlikeli olduğunu ve gitmemesi gerektiğini söyledim. Bana “Hesan” diye hitap ederdi, “Kendi memleketime gitmekten mi korkacağım Hesan,” dedi.

Gitmemesi konusunda ikna edebilir diye gazetenin Halkla İlişkiler Sorumlusu Ramazan Ülek’i devreye koyduk. Siverekli Ramazan’la arası daha yumuşaktı. Onu da dinlemedi. Çok ısrar edince bir gün zaman istedi, o bir gün boyunca kimle ne konuştu bilmemiz mümkün değil, bir günün sonunda kesin gideceğini söyledi. Kendisini orada bizim gazeteci arkadaşların alması önerimizi kabul etmedi. Benle ilgilenecek olanlar var dedi.

Musa Anter öldürüldükten sonra, cinayetin dörtlü bir şekilde planlandığından en ufak bir kuşkumuz kalmamıştı. Biz gitseydik, açık bir alanda veya başka bir şekilde dört kişi olarak öldürülecektik. Musa Anter tek başına gidince plan değişti. Bir arazi meselesi uydurularak Musa Anter cinayet mahalline çekildi.

Bu olayda Orhan Miroğlu’nun konumu hep sorgulandı. Daha başından itibaren Musa Anter’i Diyarbakır’a çeken kişinin Orhan Miroğlu olduğunu düşünüyorduk. Orhan Miroğlu’nun Musa Anter’i Diyarbakır’a çekmede başkaları tarafından kullanıldığı düşüncesi de vardı bizde. Çünkü Musa Anter ısrarla Diyarbakır’da kendisini karşılayacak tanıdık insanların varlığından söz ediyordu. Tanıdık kişi cinayetten sonra anlaşıldı ki, Orhan Miroğlu idi.

MİT Müsteşarı Mehmet Eymür’ün cinayete ilişkin ifade verirken Orhan Miroğlu’ndan MİT’e kayıtlı “Tayfun” olarak söz etmesi, Orhan Miroğlu’nun Musa Anter cinayetindeki rolünü daha da kuşkulu bir hale getirdi.

Tetikçiler her şeyi bilemezler, Musa Anter’e kurşun sıkanlar muhtemelen delilleri ortadan kaldırmak için Orhan Miroğlu’na da ateş ettiler. Ya da paniklediler. Planlanandan erken işlenen cinayetler hep bir panik içerir. Orhan Miroğlu’nun bu olayda yaralanmış olması, onun Musa Anter’i cinayet mahalline çeken rolünü ortadan kaldırmaz.

Diyarbakır’da cinayet ortamına çok tesadüf düştüğünü söyleyen Orhan Miroğlu’nun Musa Anter cinayetine ilişkin yaptığı açıklamalar gerçeği ifade etmekten uzak, Musa Anter’i Diyarbakır’a çeken kendi rolünü gözden kaçırmanın manevralardır.

Hasan Bildirici

Gazeteci-yazar

Odatv.com



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 29.03.2016- 11:28


Musa Anter'i PKK ile JİTEM birlikte öldürdü

Orhan Miroğlu: Dicle Anter, babasının kollektif katillerini aramak istiyorsa, PKK baskısıyla ikide bir bana saçma sapan sorular soracağına, babasını Diyarbakır'a çağırıp, JİTEM'in cellatlarına teslim eden bu ismin peşini bırakmasın

Resim Ekleme  
 
AKP Milletvekili Orhan Miroğlu "MİT elemanı" olduğu iddialarına yanıt verdi.

Kürt yazar ve gazeteci Musa Anter’in 1992 yılında öldürülmesine ilişkin, Anter’in oğlu Dicle Anter, söz konusu saldırıda yaralanan ve bugün AKP Milletvekili olan Miroğlu’nun “MİT elemanı” olduğu iddiasını hatırlatmış ve “neden ses çıkartmıyor” diye sormuştu.

Orhan Miroğlu bu iddiaya bugün Star gazetesindeki köşesinden yanıt verdi. Anter cinayetinin PKK ve JİTEM ortaklığıyla işlendiğini belirten Miroğlu, Musa Anter cinayetinin son duruşmasında ifade veren Mehmet Eymür ile görüşmesini de anlattı.

Eymür'ün "Yeşil'i sorgulayan MİT görevlisinin, Yeşil'e, Musa Anter cinayetinde kullandığını söylediği PKK/MK üyesinin kim olduğunu sorması gerekirdi. Ama bu belli ki sorulmamış." dediğini hatırlatan Miroğlu, "Sorulmamış mıdır gerçekten? Sorulmamışsa vahim, sorulup bu kişinin kimliği öğrenilmiş ve hala da devlet sırrı olarak gizleniyorsa, bu daha da vahim." dedi ve şöyle devam etti:

"Dolayısıyla Dicle Anter, babasının kollektif katillerini aramak istiyorsa, PKK baskısıyla ikide bir bana saçma sapan sorular soracağına, babasını Diyarbakır'a çağırıp, JİTEM'in cellatlarına teslim eden bu ismin peşini bırakmasın. Onun yerinde olsam, Öcalan'a da Kandil'dekilere de bu ismi sorardım. Yeşil her şeyi doğru söylemiyor olabilir. Ama olayın o gece cereyan ediş şekli, olayda bir PKK ortaklığı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu ortaklığı bazı belgeleriyle beraber önümüzdeki duruşmada uzun uzadıya anlatacağım. İnşallah Dicle Anter de tatmin olur, ama benim için önemli olan kamuoyu vicdanının rahatlaması ve tatmin olmasıdır. Dicle şunu bilsin ki, Musa ağabey, JİTEM'e değil, PKK'ye güvendiği için öldürüldü."

İşte Orhan Miroğlu'nun bugünkü yazısı:


"Musa Anter davasının son duruşmasından bir gün önce Ankara'da Pazar günü gerçekleşen katliam olmasaydı, o duruşmaya katılacak ve Mehmet Eymür'ün tanık olarak dinlendiği bu duruşmaya benim de katkılarım olacaktı. Doğrusu pazartesi gününe bir katliamın acısıyla uyanmak, beni mahkemeye gitmekten alıkoydu. Gidip duruşmaya katılmak içimden gelmedi. Duruşma, avukatlarımın verdiği bilgiye göre yaklaşık dört saat sürmüş.

Mehmet Eymür'ün dinlendiği son duruşmada Yeşil'e atfen, benimle ilgili söylenenleri, PKK medyası çarpıtarak bir linç kampanyasına dönüştürdü. Yeşil güya beni Tayfun kod adıyla tanıyormuş, olayı PKK'ya yıkmak için beni sağ bırakmış filan..

Mehmet Eymür'ü bu yazıdan önce aradım ve görüştüm. Kod adı veya ajan gibi bir ifadeyi benim için kullanmadığını ifade etti.

Eymür, başka önemli şeyler de söyledi ve izniniz varsa yazmak istiyorum dedim. Aslında Eymür'ün yeniden dinlenmesi daha iyi olacak.

Yeşil'in ifadesini alan, Eymür değil. Kim bilmiyoruz, ama bir başka MİT yetkilisi olduğu biliniyor. İfadenin özetlenmiş kısmını MİT, Doğu Perinçek'in talebi üzerine , İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine, 28.8.2012 tarih ve esas no: 2009/191 sayılı yazıyla yollamış.

Yeşil bu resmi MİT belgesine göre Musa Anter cinayeti ve benimle ilgili olarak şu ifadeleri kullanıyor:

"Musa Anter'le çok iyi görüşen bir PKK/MK (Merkez Komite) üyesini, Musa Anter'le telefonla görüştürerek, anılanı Diyarbakır'a getirttiğini, söz konusu şahsa Musa Anter'in kaldığı Büyük Oteli tekrar aratarak, ben gelemiyorum sana bir adam gönderiyorum, alsın seni yanıma getirsin dedirttiğini

"Musa Anter'in oğlunun olaydan onunla görüşmeye gittiğinden haberi olduğu halde hiç bir zaman ağzını açmadığını

"Orhan Miroğlu'nu, Orhan Miroğlu olarak ismen tanımadığını, gıyaben bildiğini

"Orhan Miroğlu'nu, olayın detayını sorguda anlatması, eylemin PKK'ya yıkılması ve sorgunun da bunu tamamlaması için kendisinin yaralı bıraktığını.."

Resmi MİT ifadesinde bu olay hakkında Yeşil'in söyledikleri bunlar.

Mehmet Eymür'ün bu ifadeyle ilgili yorumu ise şu:

"MİT, YEŞİL'İ, JİTEM'de çalışırken işlediği veya katıldığı cinayetler için sorgulamadı. Bizim Yeşil'i sorgulamamızın nedeni, Kürt asıllı İranlı, Askar Simitko ve Lazım Esmaeli'nin İstanbul'da kaçırılıp öldürlmesiyle olayıyla ilgiliydi. Diğer olayları anlatırken Yeşil   ciddi bir sorgulamadan geçmedi, söylediği bazı şeyler dezenfermasyon amaçlı da olabilir.."

Eymür, o dönemde JİTEM'in başındaydı dediği Veli Küçük'le de görüşmesini ve bu görüşmeye ait notları mahkemeyle paylaştı. Mahkeme Veli Küçük'ü dinleyecek, ama bu duruşmaya Eymür'ün de gelmesi son derece iyi olurdu, bu konudaki talebimizi mahkemeye bildireceğiz.

Eymür'ün söylediği önemli bir şey daha var:

"Yeşil'i sorgulayan MİT görevlisinin, Yeşil'e, Musa Anter cinayetinde kullandığını söylediği PKK/MK üyesinin kim olduğunu sorması gerekirdi. Ama bu belli ki sorulmamış."

Sorulmamış mıdır gerçekten?

Sorulmamışsa vahim, sorulup bu kişinin kimliği öğrenilmiş ve hala da devlet sırrı olarak gizleniyorsa, bu daha da vahim.

Dolayısıyla Dicle Anter, babasının kollektif katillerini aramak istiyorsa, PKK baskısıyla ikide bir bana saçma sapan sorular soracağına, babasını Diyarbakır'a çağırıp, JİTEM'in cellatlarına teslim eden bu ismin peşini bırakmasın. Onun yerinde olsam, Öcalan'a da Kandil'dekilere de bu ismi sorardım. Yeşil her şeyi doğru söylemiyor olabilir. Ama olayın o gece cereyan ediş şekli, olayda bir PKK ortaklığı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu ortaklığı bazı belgeleriyle beraber önümüzdeki duruşmada uzun uzadıya anlatacağım. İnşallah Dicle Anter de tatmin olur, ama benim için önemli olan kamuoyu vicdanının rahatlaması ve tatmin olmasıdır. Dicle şunu bilsin ki, Musa ağabey, JİTEM'e değil, PKK'ye güvendiği için öldürüldü.

Bu dava tozlu raflardan bugünlere Dicle Anter'in değil, bemim çırpınmalarım ve çabalarımla geldi.

Mehmet Eymür, Yeşil'in ifadesininin bazı bölümlerini 2000 yılında ilk deşifre ettiğinde, Sedat Yurttaş'la beraber Diyarbakır'da suç duyurusu yapan benim. Hem de kimlerin hakkında.. Süleyman Demirel'den tutun da Ünal Erkan ve İsmet Sezgin' varıncaya kadar, dönemin bütün görevlileri hakkında. Sedat Yurttaş hatırlayacaktır, o suç duyurusu dilekçesini savcılar korktukları için almak ve işleme sokmak bile istemediler.

Dicle Anter'i o gün aradım ve aynı şekilde suç duyurusunda bulunmasını istedim, kızlarının-veya kızının İsveç'ten geldiğini, tatile gideceğini söyledi. Dicle Anter babasını kaybetmiş biri, acısına ve yasına saygı duyuyorum, ama babasının davasını 23 yıldır gündemde tutan, kendisi de büyük mağduriyetler yaşamış bir insana karşı PKK'nin başlattığı itibarsızlaştırma kampanyalarına katkı sunan yaklaşımlardan da üzüntü duyuyorum.

Dicle çok iyi biliyor ki, Bir günahım varsa o da yaşarken ve öldürüldükten sonra da babasına saygı duymam, o zor yıllarda Diyarbakır'da evimi ona açmamdır.

Yeşil güya beni sağ bırakmış?! Yeşil o gece olay yerinde yanındakilerle beraber dolanıp duruyordu. Katil ikimize on üç mermi sıktı. Sıfır nabızla hastaneye kaldırıldığıma Diyarbakır'da yüzlerce kişi şahittir ve o şahitler mahkemeye gelip tanıklıklarını paylaşacaklar.

Bu canda bu nefes durdukça bu davanın karartılmasına izin vermeyeceğim. Hele şu PKK medyasına bakın, sersemler, siz savunduğunuz ve hizmet ettiğiniz örgütün geçmişini ve bugününü Kürt halkına unutturacağınızı mı sanıyorsunuz?

Öcalan'ın MİT'in Ankara'daki bürolarında geçen gençlik yıllarını, MİT bölge başkanının kızı Kesire Yıldırım'ı, Pilot Necati'yi, her biri, görev bölümü yaparcasına, ayrı ayrı ülkelerin istihbarat örgütleriyle çalışan liderlerinizi, unuttuk mu sanıyorsunuz?

Musa Anter'i ajan ilan ettiniz, kuşattınız sonra da JİTEM'le işbirliği yaparak infaz ettiniz. Bir tek günahı vardı Musa Ağebey'in, size inanması.. İnandı ve bu inancın bedelini canıyla hayatıyla ödedi.

Bana gelince İyi ki yaşamışım, ve iyi ki hayattayım, Allah beni Zerdeşt'e, Hiwa'ya, anneleri, benim biricik meleğim   Canan'a ve sonra da kendinize köle yapmaya çalıştığınız Kürt halkına, bağışladı..

Kürtler'in özgürlüğü, Türk halkıyla kardeşçe ve ebediyete kadar kardeşçe yaşaması için canımı vermeye hazırım, kefenim cebimde ve sizden hem daha cesur, hem daha haklı, hem daha güçlüyüm.."

Odatv.com



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Musa Anter'i saygıyla anıyoruz melnur 0 4682 20.09.2013- 21:26
Konu Klasör Musa Anter davasında gerginlik proleter 0 4049 02.12.2013- 19:02
Konu Klasör Marksist ustalar, Korkut Boratav, Yalçın Küçük... melnur 0 597 13.05.2022- 09:18
Konu Klasör Yalçın Küçük aylar sonra konuştu: AKP bitiyor melnur 1 3073 11.03.2019- 13:12
Konu Klasör Biz bu hale nasıl geldik, nasıl kurtulacağız? melnur 3 2608 18.01.2020- 09:43
Etiketler   Yalçın,   Küçük,   yazdı:Musa,   Anter,   nasıl,   öldürüldü
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS