SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 6 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   3   [4]   5   6   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.04.2016- 01:58


Artık dünyamızda burjuva sınıfı etkin bir sınıf değildir karşılığı olan işçi sınıfı da etkin değildir. Bu iki sınıfta teknolojik gelişmeler yüzünden yok olmaya doğru ilerlemektedir.

Sn.hakkı;

Yazıyazforum'dan beri hep aynı yanlışı sürekli yineleyip duruyorsunuz. Bu söylediğinizi o zaman da söylüyordunuz, şimdi de; sizde değişen hiçbir şey yok. Yanlışınızı bir türlü farkedemiyorsunuz. Bakın, lütfen iyice anlamanız gereken bir konu var. Bir kişi bu tür iddialı cümleler kuruyorsa o kurduğu cümlenin hiçbir boşluk içermemesi gerekir. YANİ; bunu söylemek için bir proletarya tanımı yapmış olmanız gerekir. Bu tanımı yapmadan bu türlü cümleler kurulursa o cümlenin, o cümlenin içerdiği iddianın altı tamamen boş demektir ve anlamı da yoktur. Bu yapılmadığı zaman, sadece bu cümle yanlış olmuş olmuyor ve onun üzerine kurulacak her düşünce ve ileri sürülecek her iddia da daha baştan yanlışlık içeriyor demektir.

Proletaryanın tanımının iki çerçevesi var. Bunlardan biri dar anlamı, diğeri geniş. Dar anlamda proletarya Marksizmde sanayi işçisi için kullanılır. Geniş anlamıyla ise ''yaşamlarını sürdürebilmek için işgüçlerini satmak zorunda olanlar''dır. Kısaca proletarya artı değer üretenlerle sınırlı değildir. Sizin manifestodan yaptığınız alıntılar da yabancımız değil. Onları da yazıyazforum'dan bu yana cebinizde taşıyor ve aynı cümleleri aynı sözcüklerle yazıp duruyorsunuz. Doğru bir yorum yapmıyorsunuz. Marks da ''elveda proletarya''cı falan değildir. Teknolojik gelişmeler Marks'ı da yanlışlamıyor, doğruluyor. İşçi sınıfı daha da kalabalık oluyor. İşçi sınıfının sayıca azaldığı nitelik değiştirdi savları anti sosyalistlerin, neo-liberal ideolojinin propagandasından başka bir şey değildir. Bügün çalışan nüfüsün üzerine, çalışmayan işsizleri de koyun, alın size işçi sınıfı, yani proletarya.

Şimdi de kendinize sorun işçi sınıfı yok olmaya doğru mu gidiyor?

(Ayrıca burjuvazinin de yok olmaya doğru gittiği iddianızın da hiçbir anlamı yok.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 20.04.2016- 08:52


Sn Melnur

Sizde benim bildiğim kadar 1848 ile 1914 (hadi biz sınırı 1926 ya uzatalım) arasında kalmışsınız.
Ben yazıyaz a 10 yıl önce üye oldum varsayalım ama 1926 dan bu yana bayağı mesafe kat etmişim demektir.

MelnurProletaryanın tanımının iki çerçevesi var. Bunlardan biri dar anlamı, diğeri geniş. Dar anlamda proletarya Marksizmde sanayi işçisi için kullanılır. Geniş anlamıyla ise ''yaşamlarını sürdürebilmek için işgüçlerini satmak zorunda olanlar''dır. Kısaca proletarya artı değer üretenlerle sınırlı değildir.

Bakın proleterya tanımı yaparken benden farklı bir şey söylemiyorsun. Proleterya artı değer (sermaye) üretmiyorsa iş gücünü satarak kapitalizme ne faydası gelir yani burjuva onun iş gücünü niçin satın alır.?
Bende tıpkı sizin gibi proleterya artık üretimde etkisini kaybetti diyorum. Teknolojinin karısında şimdiki bulunduğu yerdende atılacak Ben 50 yıl veriyorum.

Proleterya siyasal gücünü de kaybetti çünkü giderek kapitalizmde hak diye iddia ettiği sermaye birikiminden dışlanıyor. Şimdi proleterya kapitalistlerin ticaret dediği Marksın hırsızlık dediği alanlarda kapitaliste yardım ediyor. Yani sermaye üretmiyor sermaye çalıyor.

İşte proleteryanın önünde bir 50 yıl var ya kafasını taşa vurup kölelik koşullarından kurtulacak ya bütün varlık koşullarını tamamen kaybedecek.

Sizlere şu 50 yıllık zamanda çok iş düşüyor gece gündüz uyumayacak işçileri hazırlayacaksınız.

MelnurMarks da ''elveda proletarya''cı falan değildir. Teknolojik gelişmeler Marks'ı da yanlışlamıyor, doğruluyor. İşçi sınıfı daha da kalabalık oluyor. İşçi sınıfının sayıca azaldığı nitelik değiştirdi savları anti sosyalistlerin, neo-liberal ideolojinin propagandasından başka bir şey değildir. Bügün çalışan nüfüsün üzerine, çalışmayan işsizleri de koyun, alın size işçi sınıfı, yani proletarya.


İnsan yaptığı işten bir sonuç alamazsa hep başka birini suçlar Proleterya 1917 den bu yana iktidar olamıyorsa suçlu Liberaller uluyor demek
Eh Suçu pazara çıkarsan alan olmaz
Komünistler niçin bu güne kadar proleteryayı iktidara getiremedi Madem teknolojinin karşısında büyüyor niye güç olamıyorlar.
O zaman tek soru kalıyor komünistlere rahmen işçiler kölelikten kurtulmak istemiyor. Başka cevap varsa söyle.

Bak Marks ın şu cümlesi çok önemli Proleterya ekmeğine bir dilim daha ilave etmek için değil onuru için savaştığında devrimcidir.

Bu söz hafife alınacak söz değildir her komünist bu cümleyi avcunun içine yazsın.
Marks demek elveda proleteryacı değil Bırak Marksı proleterya kendisi kendi koşullarına elveda demediği sürece Marks da bir şey yapamaz.

Sn Melnur. Sende o sığındığın kabuğundan çık bak dünya o günden bu güne ne hale gelmiş göreceksin. Liberalleri boş ve onlar şeytan zaten.
Ha burjuva evet evet etkisini kaybediyor onun yetkilerini bürokrasi alıyor valla geri verecek gibi görünmüyor çünkü kriz bitmiyor. Ama ginde manifestoda burjuva proleterler bölümüne bakmakta fayda var.




Bu ileti en son hakkı tarafından 20.04.2016- 09:01 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 20.04.2016- 09:30


Esasında Melnur arkadaş tam yerine parmak basmış . Ben somuttan konuşma yanlısıyım. Buraya gelmesi de sevindirici hem hakkı arkadaşa hem bana yol açıyor.

Proleter nedir?

Bunun toplumsal(tarihsel )   iktisadi açıklaması şu : ''yaşamlarını sürdürebilmek için işgüçlerini satmak zorunda olanlar. Yani işgücünü piyasaya arz etmek   zorunda bırakılanlar.Bunun içeriğine de bakılmalı. Aşiret ve kabile yada   toplumsal aidiyata tabi olanların işgüçlerini satması ile karıştırmamalı. Öncelikle birey vasfına ermiş olmalı yani tek ve tek işgücünü satan, onunla   ihitiyaçlarını gideren olanlar. Bağımlılığını sadece işgücüne bağlı olanlar. Yoksa köyde beş dönüm tarlasından elde ettiği gelirle ikame edenlerin ya da köyden gelen temel ihtiyaç maddeleri ile ihtiyaçlarını giderenlerden bahsetmiyoruz. Çünkü o zaman bir yere yada topluma bağımlılığı ortaya çıkıyor ki bu özgürleşmiş Proleter zaten değil. Proleterin sadece işgücüne bağımlılığı olarak özgürleşmiş kapsanmına girmiyor . Kısaca bu özgürleşememiş proletreler olabilir. sanırım bunad Lümpen proleterler kesimine giriyor ki bu şu yaşadığımız Türkiye de bolca var. Bunu örnek gösterip ''kardeşim nerde proleter ''diyenler çıkabiliyor.

Diğer yandan Proleter   işgücünü piyasaya arz eden ise: ancak   ürettim alanında değilde ürettim alanının dışında ürettim alanından kazanılan   artık değerden parça verilerek yaşatılanlar var.   Yine tüm bu hizmet alanında çalışması Proleteri yok etmiyor yine o işgücünü satan konumunda .Yani proleter burada ürettim alanından koparılmış ,hizmet sektöründe işgücünü satar hale getirilmiş Ancak bu proleter vasfını yitirmez . Proleter ila üretim (değer üreten) olacaktır diye bir ilke kural yok . Tek ilke kural var. ''İşgücünü piyasaya satmak zorunda olan.''  

Sanırım Hakkı arkadaş ürettimde olana proleter diyor,Bunun dışında olana asalak ,proleter olmadan çıkanlar olarak görüyor.   Çünkü bunları   burjuvanın canlı üreten emekten elde etmiş olduğu artık değerden beslenenler olarak görüyor. Yani Asalak.   Aynı şekilde gelişmiş kapitalist ülke proleterinin de gelişmekte veya gelişememiş ülke proleterinin artık emeğinden geçinenler olarak(yine asalak)   görmesinden yola çıkarak bu sonuçlara varıyor.Ancak gelişmiş kapitalist ülkede olsa oradaki ücret karşılığında işgücüni satan ,yani yine proleter olduğu gerçeğini değiştirmez bu .Olsa olsa Lümpen proleter yapar.

Ben bura da asalak kelimesinden çok, çaresiz denmesinin daha uygun olacağını düşünüyorum. Çare bulamamışlar . Çünkü asalak soyut bir değer .İzafi . Örneğin ürettim alanında bulunanlara   burjuva asalak diyor.Bırakalım toplum da   emeği ile üreten çalışanlar da keriz ,aptal ,asalak diyenler var.   :)  


Biliyoruz ki ,Burjuva(sermaye ) hiç bir zaman elde ettiği artık değeri kimseyle paylaşmak istemez. O zaman işgücünü satacak ama makine ve teknolijinin gelişimiyle emek sömürüsünü yoğunlaştırmış ve yoğunca piyasaya sürülen işgücü var (reno örneği 40 bin işçi terine 20 bin olması evet hakkı arkadaş doğru açıklama getirmiş.Burada emek sömürünüsünün vahşileşmesi,yoğunlaşması var. Az değişen sermaye ile (insanla)   çok (sabit sermaye ) çok   meta.) Sermaye   iş bölümleri yaratıp ,canlı kanlı üretilen artık değeri (bu asalaklara) dağıtmak   zorunda kalıyor?

Bence cevap bulunulması gereken soru bu. Burjuvazi aptalmı,sermaye nitelikmi değiştirdi yani toplumsalaştımı? Sermaye hayır kurmunamı dönüştü. ? Ki bu sermaye burjuvayı bile tahaküm altına alan değilmiydi. Yani sahibine bile ihanet eden değilmiydi de bu kadar masumlaşabiliyor. Bunun imkanı olasalığı   mümkün olabilirmi? Şimdi burada biz sermaye düşmanıyız arkadaş burjuva değil desem bir sürü genç arkadaş beni hain ilan edebilir.Yine de kızmasınlar diye ,   burjuvaya düşmanlığımız sermayeye sahiplenmesinden diyelim. Esasında Proleterya burjuvayı da bu zulümden kuratacak ama burjuvanın bunu anlaması, anlayıpta kabul etmesi imkansız.     :)  

Kısaca Hizmet alanın da   Proleteryaya elvada filan yok. Tersine proleteryanın çoğunlaşması var. Proleteryanın(çoğunluk olarak) problemler çıkarmasın diye istihdam edilmesi ve yaşamlarını sürdürmesi var .
Dikkate edilirse bunu   son yeni dünya düzeni mevzuattıyla ortaya atılan ve yoğunca işgücünü satmaya hazır kesimin hizmet alanın da   istihtamına yönelik poltikanın sonucu. Bu poltikayı yöneten ve yönlendiren de devlet. Özelikle şu bugüne kadar Türkiye de hiç duyulmayan   '' özel sektör devlet işbirliği '' poltikası 80 sonrası ve 90 yıllarında netleşmiş olması boşuna deği.

Dün toplumlar nezdinde devlet sermaye(burjuvadan) dan   bağımsız bir kurmuş gibi algılanma koşulları yaratılabiliniyordu. Ancak bu giderek zorlaşıyor . Artık devletler resmen burjuvanın (sermayenin )'emrinde kurumlara dönüşüyor. Çünkü başka türlü toplumları yönetir ve yönetilenlerinde razı olma durumlarını yaratamıyor. Yani devlettin niteliği toplumlar nezdinde daha somut hale dönüşüyor.

EK: Ancak Hakkı arkadaşın ''proleterya da   kendini inkar etmelidir '' tespitine katılıyorum  





Bu ileti en son owert tarafından 20.04.2016- 09:57 tarihinde, toplamda 5 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 20.04.2016- 09:52


Sn Owert
Proleteryayı bende sizin tarif ettiğiniz biçimde tarif ediyorum
Meselenin özü proleteya siyasal mücadelesini hangi gerekçe için yapıyor olması. Bu güne kadar işçi sınıfı fabrikalarda barikatlarda meydanlarda ne söyledi. Savaş sebebi artık değer üretimi değil mi?

Bu gün işçi sınıfın sayısı büyüdü elbet ama etkinliği kaybuldu niçin ?
Doktorun mühendisin bir çok yüksek okul okumuş insanın işçi konumunda olduğu dönemi yaşamaktayız ama kaybolan tarafta var artık üretgen vasfını kaybediyor

Hiç bir teori işçiler için hizmet sektöründe çalışması nı devrimi çıkış olarak açıklamıyor Çünkü bütün kurgu sömürü için yapılmış. Sömürü yoksa kavağa nedeni de yok.  

Ben Markstan bir adım sapmam çünkü ben Marks ı eleştiri olarak anlıyorum .İşte kapitalizmin eleştirisini bütün yazılarımda yapıyorum Kapitalizmin insanı düşürdüğü durumuda dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum
İşçiler artık değer üretir İşçiler değer taşınıma yardım eder işçiler artık değer üretmeden sermaye birkiminde çalışır
İşçi bu yaşaması için iş gücünü satacaktır

Meselenin özü işçiyi tanımak değil kapitalizmi tanımaktır Kapitalizmi tanıdığımızda işçiyi de burjuvayı da tanıyacağız.

İşim çıktı ama bu konuyu derinliğine tartışmaktan yanayım



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 21.04.2016- 09:14


Bu güne kadar devrimcileri (işçi sınıfı devrimcileri) komünistlerin işçileri kavgaya davet etmesi bir tek sebebe dayanıyordu. sömürü ve bütün iddialar sermaye birikimi sömürüden elde edilen fazla üretim di.
Onun için sokaklara çıkıldı onun için barikatlar kuruldu onun için iktidar talep edildi .Kapitalizmin dağıtım ve değişim yanı çok dikkate alınmadı belkide teorilerin üretildiği zamanda üretimin dışında kalan çok önemli değildi.

Bu gün işçilerin (gelişmiş ülkelerde) büyük çoğunluğu hizmet sektöründe çalışıyorsa kısa vadeli programda işçiye söylenecek söz yok İşte D.Havey bunu fark ederek iş saatlerinin 4 saate indirilmesi için mücadele edilmeli diyor.Ama Harvey i duymayanlar hala ücretlerin yüksek olması kavgasını veriyor böylece bazı kapitalistlerle bilmeyerek iş birliği yapmış oluyorlar.

Marks kapital 3 te şunu söyler bazı işverenler sabit sermayeyi güçlendirerek değişen sermayeyi küçültür ama yaptığı üretim eskisinden çok daha yüksektir der. Kapitalistler bunu yaparken nisbi artık değeri yükseltir ve aynı zamanda küçük kapitalistleri zor duruma sokarak onların iflas etmesini sağlar der. İşçilerin ücretlerinide çoğaltarak onların daha lüks meta almasını küçük işletmelerde işçi patron kavgasını büyütür der.
Bu durumda patron teknolojiyi geliştirerek işçiden kurtulmak isterken küçük sermayeleride kendi sermayesine katmak gibi bir eylemi gereçekleştirmiş olur. Buna işçi de bilmeden yardım eder.

A.Simith kapital 3 te önsözde makine yapan makinadan söz eder ki Engels bunu öyle olduğunda değer yasasının çökeceğini söyler.
Bu durumda hem işçi burjuvadan hem kapitalist işçiden kurtulmak ister Bujuva bunu teknoloji ile yapar işçi iktidara gelerek yapar.
Ama bu teknolojik gelişmeler sadece işçiyi yerinden etmez burjuvayı da yerinden eder çünkü sermayeler büyür kapitalist ortaklıklar çoğalır bu tür büyük ortaklıkları burjuvalar burjuva anlamında yönetemez yerini eğitimli deneyimli yöneticilere bırakır çünkü artık şirketler ulusal niteliğini kaybetmiş küresel bir hal almıştır.Bu yöneticiler yüksek maaşlı ve yüksek pirimli uzman kişilerdir ama patron değildirler.

Örneğin devletin bir merkez banlası genel müdürü vardır çok yüksek maaş alır ama bankanın sahibi değildir karar verir işçi (memur) alır veya atar.
İşte dev şirketlerde böyledir bir bu tür çalışanlara bürokrasi deriz.
Bujuvalar ne yapar balık tutar dünyayı gezer özel uçak alır kolleksiyonculur yapar. yani üretimde dağıtımda etkin değildir kararda da öyledir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 21.04.2016- 11:48


Bazı işçiler üretgendir bazıları değildir üretim sahasında üretim faaliyetinde çalışan işçiler üretgendir onlar iş zamanlarını artık değer yaratarak geçirirler yarattıkları artık değerden oldukça az pay aldıkları içinde sömürülürler.
Bazıları üretgen değildir çalışma faaliyetleri üretgen faaliyet değildir onlar sermaye birikiminde ve veya sermaye aktarımında çalışırlar.
Sermayelerin yatay olarak büyüdüğü zamanlarda kapitalizm nüfusun büyük çoğunluğunu etkisi altına alır bütün düyaya kapitalist anlamda bütünleştirir ve her kes bir noktada kapitalizmden faydalanır.O şartlarda üretin genel anlamda ağırlıklı olarak üretgen faaliyet içindedir ama burjuva hep istediği için işçiden kurtulmak ve rakiplerini yok etmek ister onun için ya sermayelerini birleştirir ya rakabet yolu ile başkalarının sermayesini ele geçirir.
Sermayeler giderek yatay büyüme azalır dikey büyüme çoğalır bu dönem finans kapital hakim sermaye gurubunu teşkil eder yani burjuvalar bile başka (banka) bir işçisidir

Sermayeler dikey büyüdüğü ölçüde üretimde teknoloji çok yüksek kullanılır üretim alanlarından işçiler uzaklaştırılır işçiler ağırlıklı olarak ticaret bankacılık reklam dağıtım gibi alanlarda isdihdam edilir bu işçiler sermaye birikimini gerçekleştirsede artık değer üretmez. Yani sömürülmez. Kapitalistler bazı işçilere yüksek ücret verir onlarında küks mallar almasını sağlar bunun için bankacılık sistemini çalıştırarak uzun süreliğine borçlandırır kapitalist bunu iki amaçla yapar işçi müşteridir ve borç vasıtası ile faiz öder iikinci amacı işçileri kendi davalarından uzaklaştıracak sistem yaratmış işçiyi iş sahası dışında kendine daha fazla bağımlı olmasını sağlar.

İşte kentsel dönüşüm herkese ev ve araba politikası işçiyi kendine uzun zaman diliminde bağımlı yapma politikasıdır.
İşçi 5-10 yıllık borçlanmış sağı solu görecek durumdan çıkmış sadece ününe bakar hale düşmüştür tek kaygısı işten atılmamak borçlarını planladığı şekilde ödeyebilmektir.
İşçi bu bağımlılığı yüzünden sürekli güçlünün arkasında durmak zorundadır çünkü korkuları vardır kaybedecek şeyleri vardır.

Teknoloji sayesinde bir çok meslek etkisizleşmiş değersizleşmiştir insanın eli ile beyni arasındaki iletişim kopmuş beceri hüner gereksiz olmuştur.
Bir çok makinaya takılan yapay akıl insanın yapacağı her şeyi yaptırmaktadır.İşçi sınıfından kurtulmayı teori olarak kafasına koyan burjuva (şirket) işçileri istihdam ettiği hizmet sektöründe de uzaklaştıracak teknolojiler üretmektedir kamara sistemi barkot sistemi ve tek fiat sistemi ile teknoloji bu alana da girmiştir. Dev mağazalarda mümkün olan en az işçi ile hizmet verilmeye çalışılmaktadır. Zaten para yerine kredi ve para kart kullanılmakta.Giderek ttnetten alış verişlerle mağaza sistemleri de tehdit altındadır.

Bu durumda gelecek günlerde işçileri çalıştıracak alan bulunmayacak ya egemenler işçileri beslemek durumunda kalacak ya onlardan tamamen kurtulacak ya kobay olarak kullanacaktır.

Bu durumda ortada kapitalizmde kalmayacak dünya çok garip bir hal alacaktır .

Bu yaşadığımız zaman dilimi son şansımız henüz işçi sınıfı bitmedi teknoloji sayesinde bir çok tasviyeler yapıldı komünizm in yolu dahada kısaldı.

Bütün insanlığın kurtuluşu komünistlerin son şanslarını kullanmalarına bağlı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
owert
[ İşçi ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 25.11.2013
İleti Sayısı: 246
Konum: Antalya
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: owert
Cevap Tarihi: 23.04.2016- 09:11


Ve sen Hakkı bunları dediğin için ''elveda Proleterci ''oluyorsun. Bunların farkına varmayanlar da ''Proleter sevici'' oluyor. Halkbu ki esas meselenin   elvadacı ve sevici   olmadığını tersine ne olduğunu anlamamız gerektiği .. Proleterya yok olduğun da ki bu canlı emek üretkenliği yok olduğunda sermaye de kendini yok ettiğini anlamız gerekir. Bunu yaratan serameyenin sermaye olarak büyüme açgözlüğü ,gemlenemeyen hali.

Bu aynı zamanda sermayenin Komünist toplumun alt yapısını hazırlamaktan başka birşey değil.

İşte bura da sosyal demokrasi devreye giriyor. Sosyal demokratlar bu anlamda sermayenin kurtuluşu olmakta. Bura da da sosyal demokrasinin   ne kadar düşmanımız olması gerektiği de ortaya çıkıyor. Sosyal demokrasi kapitalizmin ömürünü uzatacak fonksiyon olarak karşımıza çıkıyor. İşkenceci sosyal demokrasi.   :)

Sanırım bundan sonrası siyasi üst yapı alanına giriyor ki poltik taktikler ve izlenecek siyasal roller oluyor.

Çünkü toplum kendi içinde toplumsal birikimler ,odaklanmalar yaratıyor. Ve her topluluk ,odak, kendi çıkarı için politikalar yürtüyor. Elbette kendi çıkarlarını öne koyarak bunu yapıyor. Proleterya da toplumsal odak olarak kendi sınıf çıkarlarını ortaya koyacaktır.





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 23.04.2016- 09:56


Ben Anrey Gorz u okuduğum ve onu anlattığım için Elveda Proleteryacı oluyorum (A. Gorz da elveda proleteryacı değildi aslında) .

Kuranı okuduğum için Müslüman, İncili okuduğum için hiristiyan, Tevrat ı okuduğum için Yahudi oluyorum
Ne yapayım okumayı seviyorum. Şu anda Avesta (zerdüşt) okuyorum .Meraklı bir kişiliğim var elimde değil. öğrenmek için ömrümüm yetmeyeceğini biliyorum.

Hegel Kaustky Troçki hep merak alanlarımda idi. Bir ara NİETZSCHE okudum itiraf edeyim hiç anlamadım.

Şimdilerde D.Harvey okuyorum iyi tarafı   H. Karataş ta   Harvey okumaya başladı iyi oluyor iki kişi bir görüşü okuduğunda tartışmalar daha verimli oluyor.  

Benim Proleteryaya elveda demem mümkün değil hayatımın 30 yılı işçi olarak geçmiş işçi olduğum süreler çok maceracı zamandı hem işçi hem inançlı (idalist) idik  

Ama ben işçi sınıfına bazı komünistlerden çok farklı bakıyorum komünizm bizim için ne kadar önemli ise işçiler için daha da önemlidir çünkü onların köle değil özgür insan olmaları için mecburiyetleri var. Ama tercihleri de var köle kalmayı tercih edebilirler.

İşte o zaman biz başka özneler aramak zorunda kalacağız. Anlaşılamayan bu .Tarih bize krizin öznelerinin hep kazandığını anlatmıyor Tarihte görüyoruz aradan hiç umulmayan bir sınıf çıkıyor sistemi kendi lehine değiştiriyor. Onun için bu mücadele sadece vücutsal ihtiyaçlar için değildir bir de ruhsal ihtiyaçlar vardır ki o daha da önem taşımaktadır.

İşte onur mücadelesi ruhsal ihtiyaçtır.
Biz zamana göre alışkanlıklarımız değiştirmeliyiz şartlar değişti yöntemlerde değişecek teorilerde. Zaten eski yapılar zaman uyum sağlayamıyor o yapılarda ısrar bence vakit kaybıdır.

Her yeni teknolojide biz yel değirmenlerine karşı çıkan don kişot gibi oluyoruz halbuki Marks değişen her yenilikte heyecanlanıyordu ve zamanın   kısaldığını düşünüp sevinçten uçacaktı.

Teknolojik gelişmeler biz komünizme daha çok yaklaştırıyor bunu anlatanlara niye kızılıyor anlamıyorum.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 6 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   3   [4]   5   6   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bir kavram var ki o bir yana diğerleri bir yana melnur 0 2818 10.12.2016- 15:48
Etiketler   SFde,   İBOcunun,   kavram,   kargaşası
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS