SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
17 Nisan’dan sonra… Aydemir Güler           (gösterim sayısı: 2.924)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 20.04.2016- 10:40


17 Nisan’dan sonra…

Aydemir Güler




soL portal okurları başta olmak üzere birkaç internet yayınının takipçileri haberdar olmuştur 17 Nisan’da yapılan toplantıdan… Hani komünistlerin salona sığmadığı toplantı…

Büyük medyaya girememek sol siyaset için şaşırtıcı değil. O kadar ki bu artık bir şikayet konusu olmuyor. Tersi taraftan, salonlardan taşmak da haber değeri kazanmak için yeterli sayılamaz. Yaygın duyurusu yapılmayan, yalnızca örgütlü komünistlerin örgütlenmeye aday komünistleri davet etmesi yoluyla taşmış olsak da salondan, yetmez. Başka şeyler lazım asıl…

17 Nisan’da Komünist Parti İstanbul Kadıköy’de bir toplantı düzenledi. Toplantıda genel politik gündemle partinin örgütsel gündemi aynı anda, birlikte vardı. Hakikaten öyledir, öyle olmalıdır. Komünizm davasına katılma çağrısı veya deklarasyonları ile, örnek olsun, gericiliğe karşı mücadele bir bütündür. Bu bütünlüğün kurulamadığı yerde örgütsel gündem mikro ölçek anlamına gelir. Boyutları itibariyle ya değersiz, ya da değeri sadece bizzat yaşayanlara malum olan bir konu. Politik gündem ise bu mikro-özneye birkaç boy büyük kaçar. Genellikle böyle olur.

Türkiye’de sol bu iki yaka arasında sağlıklı bir denklem kuramadığı ölçüde kendini dev aynasında görmekle küçük oynamak arasında gidip gelmiştir. Bunun kırıldığı momentler de vardır solda. Nadir, ama solu sol yapan tarihsel momentler. Kurtuluş Savaşından sosyal devrim çıkartmaya niyetlenenler, çok partili rejime geçişi işçi sınıfının ayağa kalkması için vesile sayanlar komünistlerdi. Sayıları hiç de çok değildi. Doğru halkayı tuttukları anda “salonlara sığmamaları” ise şaşırtıcı olmuyordu.

17 Nisan akşamı ve onu izleyen iki gün içinde Türkiye’de sayısı hiç de çok yüksek olmayan örgütlü komünistlere yenileri eklendi. Tahmin veya beklenti değil kesin bilgidir bu.

Ve eklenmeye devam edecek. Komünizm bugün ne modadır, kırk yılda bir rastlandığı gibi, ne de kolay iştir. Ama besbelli ki komünizm sayı olarak da siyasal, ideolojik etki olarak da büyümektedir. 17 Nisan’dan sonra bu yola girilmiştir.

Öncesinde örgütlenme mikro ölçekte hissedilen, bir iğneyle kuyu kazma işiydi. Şimdi kimse oluk oluk akışlar beklememelidir ve böyle pembe tablolar çizmenin de manası yoktur. Ama komünistlerin arasında yerini alan “yeni”, yalnızca onurunu kanıtlamış olmayacak, bir siyasal kuvveti büyütecektir.

Son yıllarda sola tasfiye damga vurdu. Kah Sarıgül’ün, kah Ekmeleddin’in veya Mansur Yavaş’ın arkasına saklanan, kah acil ve radikal demokrasi isteyen, kah gerillacılık oynayan bir sol… Solun ideolojisi başka önceliklerin altında gönüllü olarak buharlaştırılmalıydı. Kendine ait bir siyasi programa gerek yoktu. Zira reformizm, yenilgi ve likidasyon dönemlerinin mottosu geçerliydi: Belirsiz bir gelecek için bugün feda edilmemeliydi.

Tek yanıtı vardır bunun! Komünizmin çizdiği gelecek belirsiz değil. Bugünü ise, ancak kazanma umudu sıfır olanlar, feda ettiklerini düşünür. Gericiliğe boyun eğmemek, işçi sınıfının “yeniden kurulması” ve sosyalist devrim programı somut bir bütünlüktür. Biz feda kültürüne değil, kazanma umuduna, gerçek mücadelelere yaslanırız. Tasfiye edilen sol bu zeminden sürülmüştü. 17 Nisan diyor ki, döndük!

Tasfiyeden çıkamayan eski sola değinmenin yeri değil. Yeniden kortejini kuran sol yalnızlık meraklısı olduğu için değil, başka türlü kurulamayacağı için mesafeyi açtı. Bundan sonrası tasfiye çukurundan çıkmak isteyenlere el uzatmaktır. Eleştiri kimseyi çukurdan çıkamaz hale getirmemelidir.

Zaten egemenlerle göğüs göğüse gelmek yerine sol içinde didişmek tasfiye olgusunun ayrılmaz parçasıdır. 17 Nisan’dan sonra buna zaman bile kalmamıştır.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Ekim'in intikamı-Aydemir Güler melnur 6 4410 30.10.2019- 10:21
Konu Klasör Yine bir Aydemir Güler yazısı üzerine... melnur 0 78 03.02.2024- 07:51
Konu Klasör Aydemir Güler'in gündeme ilişkin görüşlerine dair... melnur 4 1427 11.12.2021- 05:53
Konu Klasör Aydemir Güler: TKP en iddialı, cesur ve olgun olduğu dönemdedir... melnur 0 461 11.09.2022- 03:50
Konu Klasör Doğan Ergün: 1 Nisan’da solu güçlendirmek için Kadıköylülerin oyuna talibiz... melnur 2 93 11.03.2024- 00:29
Etiketler   Nisan’dan,   sonra…,   Aydemir,   Güler
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS