SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   >   son» 
Sn.İBO'CU ve olası Çin gezisi üzerine...           (gösterim sayısı: 17.913)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 19.05.2016- 11:53


Sn.İBO'CU ikinci kez başlık konusu oluyor forumumuza. SF'de bir konu açmış ve şunları yazmış:

HEDEFİM'DE ŞU AN ÇİN VAR.
YOLDAŞLAR saygılar selamlar.

KATAR HAVA YOLLARI'nın acayip promasyonunu yakaladım ve ŞANGAY İNİŞ, PEKİN DÖNÜŞ olmak üzere; 13 ve 28 TEMMUZ araları için 650 dolara bileti aldım.

Sanırım 1200 dolar bana yeme içme için hesaplarım tutarsa yetebilecek. Para bitince SİNYAL de yapmayı düşünüyorum.

1200 Dolara da; 1450 dolar geri ödeme yapabileceğim bir kredi buldum.

Demem odur ki;

Bana önerileri tavsiyeleri olan YOLDAŞ'lardan lütfen yardım istiyorum.

Burada bana yazıp, yol yöntem öğretecek, tavsiyelerde bulunacak YOLDAŞ'lara şimdiden çok teşekkür ederim.


http://www.sosyalistforum1.net/showthread.php?t=80551

Daha önce de KÜBA'ya gitmiş ve izlenimlerini güzel fotolarla SF'de yansıtmıştı. Şimdi hedefinde ÇİN var. Üstelik maddi açıdan birtakım ''zorlamalarla'' ve ayrıca tek başına ve hiçbir yabancı dil de bilmeden. Böyle bir cesaret, özgüven ve irade her şeyden önce alkışlanmalı. Ben de kendisini buradan kutluyor ve aldığı kararla birlikte hayata bakış açısına saygı duyduğumu belirtmek istiyorum.

Bu başlığı açışımın nedeni, ÇİN konusunda bazı deneyimlerimin olması.   90'lı yılların sonunda pek çok kez ÇİN'e gitmiş ve yazıyazforum'dan bu yana zaman zaman da olsa izlenimlerimi aktarma olanağı bulmuştum. Yararlı olabileceğini düşünüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.05.2016- 12:00


Sn. İBO'CU'nun açtığı konuya DOLUDİZGİN bir üyeden de yanıt gelmiş: Tam bir saçmalık, tam bir önyargı. SF'de böyle tiplerin varlığı da insanı gerçekten üzüyor. Arkadaş solcu mudur, kürt milliyetçisi midir, nedir bilmem ama her şeyden önce bir konu hakkında nasıl bilgilenilmesi gerektiğinin bile farkında değil. Bir yerlerden bir şey bulmuş, genel tavrına uygun olduğunu görmüş ve açıkça saçmalamış.

Merhaba

Cin deyip gecme, orada her ne kadar Komünist Oarti iktidardaysa aslinda o kadar isci ve emekcileri susturmus bir diktatörlüktür.

Yani anlayacagin Cin SOSYAL-EMPERYALISTIR.

xxx

Uzak Asya mutfagi ile bizimkisi cok farklidir.En önemli kizartma yemekleri arasinda FARE, KEDI ve KÖPEK gelmektedir.

Bizde sokaklarda Köfte - ekmek nasil satiliyorsa orada da sokakta kizartilmis fare ve diger etlerden yapilmis yemekler ragbet görüyor.

Yani anlayacagin gibi MIDENI buna hazirlikli kil...

Orada, Dogu Perincek`ci yazar ve sinemaci ve de ceviriciler cokca cirit atiyor.Internet Sitelerinden anladigim kadariyla KRALICE denilen zat bunlardan biri olabilir.

Yani bir seyleri elinle tutmak istiyorsan; Sosyalist Forum`daki gibi "HEYYYYYTTTTT" deyip de üzerlerine atlama...

Casusluktan yatabilirsin de...Ta bi ki sadece yatmana izin verirlerse...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.05.2016- 12:24


Yiyecek konusundan başlanacaksa söylenmesi gereken ilk şey, ÇİN mutfağının dünyanın en önemli mutfaklarından biri olduğudur. Fare, kedi, köpek yeniliyor mu, bilemem; hiç rastlamadım. Özellikle Şang-Hay'da hava karardıktan sonra bazı bölgeler tam bir yiyecek şenliği gibi. Abartmıyorum, sözcüğün tam anlamıyla böyleydi. Küçük küçük arabalar veya sabit dükkanlarda her türlü deniz canlısının ayak üstü satışının yapıldığı yerler sadece gezmek ve görmek için bile dolaşılmalıdır. Evet, tam bir şölen gibi... Gezdiğim yörelerde en çok öne çıkan yiyecek Pekin tavuğu ve yılan balığıydı. Pekin tavuğunun ünü zaten bütün dünyaya yayılmış durumda.

Türkiye'de yediğimiz et ürünlerinin içinde tam olarak ne olduğunu biliyor muyuz, diye bir soru sorsak buna yanıtımız ne olur? Dana eti olarak yediğimiz ürün gerçekten yüzde yüz dana eti mi? Hiç mi at veya eşek eti yemedik; buna emin miyiz? Ben şuna çok eminim ÇİN'de istemediğin bir şeyi yemezsin. Ne yiyorsan, ne satın alıyorsan hepsinin ne olduğunu görüyorsun. Bu konuda insanları aldatma büyük çoğunlukla doğu toplumlarının insanlarında pek yok. İstersen timsah yersin, istersen burada rüyana bile girmeyecek ve orada çok ucuz olan deniz ürünlerini de... Ayrıca benim sevmediğim, fast food kültürü de orada yaygınlaşıyordu. Eminim şimdi çok daha yaygındır.

Bütün bunları söyledikten sonra ''siz oraya gittiğinizde yemek konusunda hiç sorun yaşamadınız mı?'' diye bir soru sorulacaksa eğer, vereceğim yanıt ''çok'' olacaktır:) Ben çok sorun yaşadım; kendimden kaynaklanan nedenlerden ötürü, gerçekten çok sorun yaşadım. Çin'den her dönüşümde bir kaç kilo vermiş olarak dönerdim.

Anlatmaya çalışırım!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.05.2016- 12:58


Yiyecek konusunda bir önyargıya sahip değilim. Ya da öyle sanıyordum. Domuz eti, dana eti, balık veya tavuk hiç fark etmez. Güzel görünüyorsa rahatsız edici bir özelliği yoksa yiyebilirim diye düşünüyordum. Şimdi de öyle düşünüyorum, ama bu konuda fazla iddialı olmak belki de herkes için geçerli değildir; bilmiyorum!

İlk kez ÇİN'e gitmeye karar verildiğinde patronumla ben ( bir konfeksiyon firmasında yöneticilik yapıyordum o zamanlar) Yeşilköy havalimanında buluşmuştuk. Çin'de Guanz Zhu şehrinde her yıl iki kez yapılan dünyanın en önemli fuarlarından birine gidecektik. Benim birkaç günlük gezi için bir valiz,im vardı, patronumun iki; dikkatimi çekmişti; sorduğumda ''aç bak'' demişti. Açtığımda bavulun içi kaşar peynirleri, kangal kangal sucuklar, bisküviler vb.le doluydu. Şaşırmıştım, ve şaşkınlığımı gören patronum da ''anlarsın'' diyordu. Ben ise yemek konusunda bir sıkıntı çekmeyeceğimi söylüyordum, ısrarla.

O zamanlar Türkiye'den ( İstanbul'dan) Çin'e doğrudan uçak seferleri yapılamıyordu. THY ile Bankok'a gidiliyor, oradan başka bir uçakla ÇİN'e uçuluyordu. Üçüşumuzun ilk bölümüyle ilgili hiçbir sorun çıkmadı. Bangkok'ta Şang-Hay'a geçmek iççin Çin havayollarının bir uçağına bindikten sonra ise ve özellikle yemek saati geldiğinde ön taraftan gelen bir koku beni çok rahatsız etmişti ve bu rahatsızlığımı da ÇİN gezilerim sırasında hiç üzerimden atamadım. Çin yemeklerinde ( tercümanımızın sonradan söylediğine göre) soya yağı kullanılıyor. Eğer öyleyse çok ağır bir kokunun ortaya çıkmasına da yol açıyor. Her yerde böyle mi, onu bilmiyorum. Ama bu sorun ÇİN'de hiç yakamı bırakmadı. Uçakta o yemeği yiyemedim, ne olduğunu da hatırlamıyorum. Yiyemeyişimin nedeni sadece duyduğum o ağır kokuydu. Bu tür koku yaymayan yerler elbette mevcut, fuar sırasında tost yapan yerlerde idare ettik, patronumuzun kıs kıs gülüşlerine katlanarak kaşar peyniri ve sucuğa talim ettik, ve hiç sevmediğim halde Mc. Donalds fibi yerlere gitmeyi yeğledik.

Daha farklı bir örnek de yaşadım ve hatırladıkça hem çok üzülür ve hem de çok utanırım.

ÇİN'e tek başıma gittiğim bir dönem, bizim tercümanımızın Şang Hay'daki evinde kalmıştık. Biraz uzun sürünce çevreden geldiğimi duyanlar misafirliğe geliyor, tanışıyor ve bir ölçüde samimi de oluyorduk. Bu ''misafir''lerden biri bir gün bizi sabah kahvaltısına davet etmişti. Kim bilir ne çok zaman ayırmış ve emek harcamıştı. O sabah tercümanımızla ben o eve doğru giderken içimde bir sıkıntı da yok değildi, aslında. Daire kapısına geldiğimizde, sıkıntı daha da artmıştı. Biraz bekledik ve sonra kapı açıldı. İçerden gelen koku, yine o uçakta duyduğum kokuydu. Evet, aklıma geldikçe çok üzüldüğüm ve çok da utandığım olay o an gerçekleşti ve ben içeri adım atamadım. İçim dışıma çıkacakmış gibi geliyordu. Hem tercümanımızda ve hem de bizi konuk etmek için büyük bir incelik gösteren ev sahipleri şaşırmışlardı. Nasıl şaşırmasınlar ki, kapı sonuna kadar açık, hepsi içeri girmemi bekliyor ama ben kapıdan biraz uzakta, kenarda içeri giremiyordum. Tercümanıma bir şeyler söylemiştim. O nasıl yansıttı, ne söyledi bilmiyorum, içeri giremedik ve geri döndük.

Bir kez daha yineleyeceğim, aklıma geldikçe hala üzüntü duyar ve üzülürüm.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.05.2016- 13:14


Yiyecek konusu toparlanacaksa, söyleyeceğim, ( her yerde duyulmasa da) ağır yağ konusunda fazla hassasiyet gösterilmedikçe ideal bir mutfak olduğudur. Yemek kültürleri farklı, kızartma ve haşlama ön planda. Söylediğim hassayiyet yoksa bir sorun yaşanmaz. Ayrıca çok sağlıklı olduğunu da söyleyebilirim. ÇİN'e gittiğimizde kısa süreler içinde çok farklı bölgelere uçmak zorunda kaldığımız için o sözünü ettiğim sokaktaki yemek kültürüne alışabilmek çok da mümkün olmadı. Otellerde pilav söylediğinizde genellikle haşlanmış ve sebzelerle bezenmiş bir pilav önünüze geliyor. Soslarla yenildiğinde gayet sağlıklı ve güzel.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.05.2016- 13:42


Söylemeye gerek yok, ÇİN çok kalabalık bir ülke. Özellikle iş saati çıkışlarına denk gelindiğinde sokaklar caddeler tam anlamıyla bisiklet panayırına dönüyor; öylesine. Bir keresinde ÇİN takvimine göre bayramlarına denk gelmiştik, herkes biryerlerden bir yerlere gidiyordu, uçaklarda ve trenlerde yer bulunamaz hale gelmişti.. Pekin'den Şang-Hay'a geçecektik, değil trene binmek peronlara yanaşabilmek bile mümkün olmadı; öylesine bir kalabalık. Uçaklarda da yer bulamamıştık. Köhne bir otobüsle yolculuk yaptık, yakınca bir yere gittik ve orada bulunan bir uçakla da Şang-Hay'a dönmüştük.

ÇİN güzel bir ülke. İnsanları da çok sıcak. DOLUDİZGİN arkadaş ÇİN'i öyle bir betimlemeye çalışmış ki, sanki bir ülkeden değil de, faşizmin herhangi bir işkencehanesinden söz ediyor. Böyle değil. 1.5 milyara yakın nüfusu olan bir ülkeden söz ediyoruz. Dile kolay 1.5 milyar. ( Nüfusu genellikle 1.2 milyar olarak gösteriliyor. Çok çocuk ( sanırım 2) yasağının olduğu dönemde özellikle adalar yöresindeki köylülerin daha fazla çocuk yaptıklarını ve bunları kayıtlara geçirmedikleri söyleniyor. Bu yüzden 1.5 milyara yakın bir nüfus diyorum.) Bu nüfusu doyurabilmek ve belli bir yaşam standartına ulaştırmak hiç kolay bir şey değil. ÇİN bu konuda bir hayli mesafe almış. Kapitalizmi görmeden sosyalist bir ekonomiye geçişin sancıları da var, çok olumlu yönleri de. Örnekse, bir keresinde ÇİN'in kuzeyinde bir kırsala gitmiştik. Hakkarı'nin bir köyü gibi düşünün. Konfeksiyon fabrikaları var, insanları, çoluk çocuk mutlu ve güleç. Fabrikalarda çocuklar da vardı. Ve bizde bile olan gereksiz disiplin orada hiç yoktu. Bizde 50-100 kişinin çalışarak döndüreceği bir tesisti ama orada bu sayının çok üzerinde işçi bulunuyordu. Yöneticilerle işçiler arasındaki ilişki öyle hiyerarşik bir görüntü de içermiyordu.

Çin'in kapitalistleşme yolunda olduğuna ilişkin bir yargı var. Özellikle Şang-Hay'ın merkezi bölümlerini dolaştığınızda kendinizi Nişantaşı'nda dolaşıyor gibi hissetmek mümkün. Modern binalar, alış veriş merkezleri, bakımlı, oldukça bakımlı ve güzel kadınlar ilk bakışta dikkatinizi çekiyor. Bu durumun   toplumda bir farklılaşma yarattığı da kesin. ÇİN yönetimi üretim araçlarının ( bildiğim kadarıyla) bir kısmını, bir bölümünü belirli kurallar dahilinde kişilere bırakmış. Böyle bir durum orada büyük bir burjuvazi mi yaratmış, sanmıyorum. O dönemde böyle bir durum hiç sezinlemedik. Ama Sang-Hay'da daha çok kaldığım için söylüyorum, özellikle orası ile diğer bölgeler arasında bir yaşam farklılığı ve standartı ortaya çıktığı gerçek.

ÇİN gerçekten kapitalistleşme yolunda mı yürüyor, yoksa bu dönemi Lenin'in NEP benzeri bir dönem olarak mı algılamak gerek sorusuna da sağlıklı yanıt vermek zor. ÇKP'nin doğrultusunun ne olduğu, bu sürecin bilinçli ve geçici bir dönem olduğumu konusunda en azından benim zihnimde sağlam veriler bulunmuyor.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.05.2016- 14:03


Konudan konuya geçiyoruz; olsun. ÇİN'e ilk gidişimde dikkatimi çeken şey kitapçılardaki kuyruk olmuştu. Eğitim düzeyi tam olarak ne durumda, rakamsal bir bilgiye sahip değilim ama, bir havaalanında gördüğüm kalabalığı merak ettiğimde oranın bir kitapçı olduğunu farketmiştim. Başka bir gün, fuar döneminde otelin önünde bekleyen ''turistik'' çek çekin sürücüsünün tuğla kalınlığında bir kitap okuduğunu da söyleyebilirim. Caddelerde dolaşırken küçücük çocukların ingilizce sorular sorarak laf attıklarına iç de öyle Sing Sing hapishda tanıkk olabiliyorsunuz. Sosyalist bir ekonomiyi hedefleyerek yola çıkmış böylesine devasa bir ülkenin yaşam biçimi burjuva medyasının göstermek istediği şekliyle   Sing Sing hapishanesinin yaşam biçimi falan değil; ilgisi yok.

Bir önemli konu da ÇİN'de toplumun çok kötü koşullarda yaşadığı ve aylık ücretlerin çok düşük olduğu yolunda... Tercümanımıza ilk gittiğim günlerde bir trafik polisini gösterip, ''aylık ne kadar kazanıyor'' diye sorduğumda ''60-70 dolar'' diye yanıt vermişti. Bu ücreti Türkiye'ye tahvil edip sonra da ''işte sömürü'' diye takdim etmek, bilgisizlikten değille önyargılarımız nedeniyledir. Bu tür ülkelerde insanların temel gereksinimlerinin karşılanması devlet tarafından neredeyse bedava olduğunu göz ardı etmemek gerek. Tanık olduğum için örnek veriyorum, bir keresinde Macaristan'daydık. Konuk olduğumuz evin kadını bir rahatsızlık geçirmiş, haber vermişler, doktor eşliğinde ambulans gelmiş, kadını evden almışlar, hastanede muayene, ameliyat ve bakımdan sonra hiç bir ücret almadan tekrar evine bırakmışlar. Bu sistem bu tür ülkelerin hemen hepsinde hakim.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 07.06.2016- 11:15


Ne güzel parası olup ta gezebilen e ne güzel en azından bir yapancı dili (İngilizce ) ana dili gibi bilene.
Kıskanmamak elde değil -(Şaka) bizde o yaşanların anısına razı olmaktayız.

eh kaderi değiştiremiyorsak elimizdekine razı olacağız.
Siz anlatın biz dinleyeceğiz en azından hayal kurmamızı sağlarsınız.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 08.06.2016- 04:24


Sn.İbo'cu'nun çok parası'' olduğunu sanmıyorum. Belki yabancı dili de yeterli değildir, bilmiyorum. Ama içinde öyle bir istek var ki, çabalıyor ve çabası sonucunda da görmek istediği yerlere gidip geziyor. Bence sorun tam olarak bunlar değil.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Çöküş, çürüme ve olası ‘çözüm’ girişimleri... melnur 3 1849 14.06.2021- 02:06
Konu Klasör İmamoğlu'nun Doğu Karadeniz gezisi... melnur 3 1203 01.06.2022- 08:14
Konu Klasör CHP üzerine... melnur 5 4321 27.02.2019- 08:53
Konu Klasör Engels üzerine... melnur 2 1508 16.01.2022- 03:28
Konu Klasör TKH ve seçimler üzerine... melnur 4 3752 20.04.2019- 02:22
Etiketler   Sn.İBOCU,   olası,   Çin,   gezisi,   üzerine.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS