SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Örgütsüz veya yöntem           (gösterim sayısı: 4.378)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: yura
Konu Tarihi: 26.07.2016- 15:55


Örgütsüz veya yöntem
Aydemir Güler



Kim yaptı, ne kadar iktidar değişikliği hedeflendi, mevcudun ne kadarının konsolide edilmesi istendi, Batı neresindeydi, Doğu neresindeydi?

Soru çok. Doğal olarak yanıt da çok.

Kemal ne iyi yazdı! Önce “darbe değil Tayyip’in komplosu” diyeceksin, sonra darbeye karşı Erdoğan’ı bile açıkça sorgulamayan bir ulusal mutabakatın kuyruğuna koşacaksın. Adın da solcu olacak! Özgür ne güzel yazdı! Var olanı değiştirmek için kendini anlamlandıramayan, var olanı anlayamaz bile!

Solun aklı elbette bilimle, Aydınlanmayla barışıklığından başlar. Ama o temellerin yeniden üretilmesini sağlayan şey hareketin ilk itkisi olamaz. Devri daim motoru mu bu, her bozucu girdiye bağışık olacak?

Solun aklını solun değiştirme güdüsünden ayıramazsınız. Aydınlanma düşüncesi değiştirme ehliyetini tanrı katından insanlara indirdi. Marksizm zorunlu bir inceltmeyle sınıfları işaret etti. Solun aklı sınıf mücadelesiyle var olur ve yeniden ürer. İşçi sınıfının penceresine kendini yerleştirmemiş bir solculuk, kütüphanesindeki bilimsel kitapları tozların altında unutmuş demektir.

Türkiye solu bu nedenle su kaynatmaktadır. Vatan Partisi herkese diyalektik materyalizm tavsiye ediyormuş. Olur; AKP’li imamlarla oturur okursunuz. Ne anlayacaksanız artık!

Eğitim şart elbette, ama yöntem mühim. Yöntemsiz ne okusan faydasız.

Neden “bu naylon değil, hakiki bir darbedir” diye ısrar ettik, biliyor musunuz? Bu ısrarın hakikate tamamen denk düşmesi bir yana, solculuğun varlık koşuluyla ilintisini unutmayın. O kadar komplonun yapılabildiği, Erdoğan’ın önüne geleni tongaya düşürüp, bilmem kaç yüz kişinin ölümünü planlayıp, sonra da tuhaf bir patikadan Başkanlık diktasına fırlama planını hayata geçirdiği bir ülkede, sola ve sınıflara yer kalmamıştır. Adam meseleyi çözmüş, uyguluyorsa, kimse boy ölçüşemez ve sınıflar dağılmalıdır. Kalabalık etmeyelim!

Bizim yöntemimiz mücadeleyi, mücadelesini verdiğimiz sınıfı ve bir özne olarak Parti’yi misyonla donatmayı gözetir. Devrenin kapatılamadığı zamanlar olabiliyor ne yazık ki. Ne yapsanız verili bir zaman ve mekânda sınıfınızı ve örgütünüzü boşa düşmekten çıkartamayabilirsiniz. Bunun adı yenilgi oluyor. Orada değiliz.

Kusura bakmayın. Bu hengâmede daha şimdiden kendini yenilmiş hissedenler CHP’ye akıl öğretmekle de uğraşmasınlar. “Laikliği unutma”, “AKP’yle uzlaşma”, “emperyalizmi unutma”… Olur! CHP’nin işi gücü yoktu, kendisi özne olamayan, olmayı geçtim, bunu aklından bile geçirmeyen solculardan verilen akıllara göre yol haritası çizecek!

Sol kuşkusuz örgütlü kesimlerle başlayıp bitmiyor. Tersine solculuk alanı örgütsüzlük nedeniyle sanıldığından çok daha geniş bir alana yayılıyor. Örgütlülüğün toplam içinde dar bir alanı temsil etmesi negatiftir. Solun çok geniş bir alana yayılmasıysa pozitif.

Pozitif anlam sırtlanan bu kesimlere “terslik” yapılmaz. AKP, CHP ve MHP amblemlerini ay-yıldızın önünde yan yana getirip caps yapanların ne demek istedikleri bellidir. Bütün milli mutabakat hükümetleri tanım gereği sermaye yanlısıdır. Yetmez, kurulu düzenin güncel versiyonu neyse onun tutucusudurlar. Bugün Erdoğan’dan kurtulmaya bile değil, onu ıslah etmeye duacıdır bu akım. Pratikte Erdoğan bunlarla uzlaşır mı, yoksa başka şey mi olur, göreceğiz.

Ama peki; ya biz ne istiyoruz? “Biz” bir şey isteyecek miyiz? Düzen partisinin kurulmasını ve olağanüstü demokrasinin sağlanmasını mı bekleyeceğiz? Örgütsüz solcunun, sıradan, vicdanlı emekçinin, iyi niyetli yorgun aydının dileği “yılan beni sokmasın” mı olacak?

Terslik yapmayız, ama gerçeği söyleme görevinden nasıl geri dururuz?

Sevgili örgütsüz aydın,

Ey namuslu emekçi,

Sen, sokaktaki dürüst vatandaş…

“Ben ne olacağım” sorusu için deniz bitti! Başkalarının başına gelenler senin başına nelerin gelebileceğinin temsilidir. Sana ne olacağıyla değil ne yapacağınla ilgilenmezsen, son yakındır. Bir şey yapmak; keşke kendi başına senin elinde olsaydı... Açık olalım: Değiştirmek, tanrının, olağanüstü insanların bile harcı değilken, sana mı kaldı! Öznenin parçası olmadığın, dürüstlüğünü, vicdanını, iyiliğini, emekçiliğini, bunlarla aynı anlama gelen solculuğunu örgütlü kılmak için, belki de bugünler son duraktır!

Anlamak ve değiştirmek için…



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 26.07.2016- 19:10



DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
          beş değil,
                      yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
                            deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
                                    senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
                      kabahat senin,
                                      demeğe de dilim varmıyor ama  
                      kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

                                                                Nazım Hikmet -1947

Çok umutsuzsun be Aydemir Güler unutma devrim her şeyin bittiği yerde başlar yığınlar en büyük ve kararlı tepkileri hayat bitti dendiği zamanda başlatır. Devrimcilerde umut bitmez umut bitti mi devrimcilikte biter   .Önemli olan her an her koşulda hazır olan devrimci örgütlerdir. Devrimci örgütler durgunluk döneminde de hayatın hızlı aktığı dönemde de yapacak şeyleri vardır.

Yeter ki karamasın sol memenin altındaki cevahir.

Böyle önü görünmeyen karanlık günlerde umutsuzluğa düşmemek gerekir Bu dönemde en fazla korkanlar kapitalistler ve o sistemi yönetenlerdir. Korkanlar çok konuşur o konuşmalar korkularını yığınlar görmesin diye yapılır saklandığı kafeslerden seslerini yükselterek konuşurlar korkularını kimse görmesin diye.

Umut bitmedi henüz son kapı kapanmadı.                            
   





Bu ileti en son hakkı tarafından 26.07.2016- 19:14 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.004
Konum: İstanbul
Durum: Forumda
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.07.2016- 18:53


Sn.hakkı;

Yazının neresinden ''umutsuzluk'' okudunuz anlamıyorum!
Yoksa hala, ''ben bir şeyler yazmak istiyorum, doğru yanlış, olması hiç önemli değil'' alışkanlığını sürdürüyor musunuz? :)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 30.07.2016- 10:31


Sn Melnur

forum ne kadar ruhsuz geçiyor ben ruh koymaya çalışıyorum tam teşekkür beklerken eleştiri alıyorum
Sen bile kopyala yapıştır yapıyorsun. Bence bu foruma saçmalasa da bir şeyler yazan gerekiyor.

Sn Menur. HEGEL   diyor ki
Her maddenin içinde kendi özü vardır ruh özgürdür   ruhun görevi özü özgürleştirmektir.

LENİN   ne yapmalı da diyor ki, işçi sınıfına bilinç dışardan verilir bu iki anlatım biçimi ne kadar birbirine benziyor değil mi.

İşte sol sosyalistler Lenin i takip ettiğinde Hegel e çarpıyor Hegelden kaçmak istediğinde Lenin e çarpıyor .Bizde bu foruma ruh katmaya çalıştığımızda kimseye çarpmadan edemiyoruz.
Hayat bizi çarpa çarpa doğru yolu gösterecek senin anlayacağın saçmalamadan çıkış yolu görünmüyor.





Bu ileti en son hakkı tarafından 30.07.2016- 22:37 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bir Değiştirme Aracı Olarak Yöntem... melnur 0 1255 13.12.2019- 01:29
Konu Klasör Sol nedir? Veya inat umut 14 9212 18.06.2015- 18:35
Konu Klasör Kürtler veya “sosyalizm yoksa…” melnur 1 2671 08.10.2018- 19:11
Konu Klasör Oyum komünistlere, CHP veya HDP'ye değil. melnur 3 3986 07.06.2015- 03:24
Konu Klasör E.Helvacıoğlu: Rahatlığın rahatsızlığı veya tersi… melnur 0 1865 31.05.2018- 10:34
Etiketler   Örgütsüz,   veya,   yöntem
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS