SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
AYDINLIK GAZETESI YAZARLARI VE CUMHURIYET OPERASYONU           (gösterim sayısı: 4.260)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: Alisan
Konu Tarihi: 03.11.2016- 19:57


Cumhuriyet nasıl bu hale geldi?
| 31.10.2016
Aydınlık Gazetesi'nin deneyimli yazarı Hikmet Çiçek, bugün haklarında gözaltı kararı çıkan Cumhuriyet Gazetesi yöneticilerinin Ergenekon sürecinde nasıl tavır takındığını, kimi yazarlarının Cemaat ile nasıl kol kola girdiğini ve toplam olarak bu sürece nasıl gelindiğini yazdı
Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve yazarlarına yönelik dün sabah saatlerinde operasyon başlatıldı. 18 isim hakkında gözaltı kararı bulunduğu belirtilirken gazetenin birçok yazar ve yöneticisinin evinde arama yapıldı. Cumhuriyet’e yönelik her türlü saldırıya karşıyız. Fakat bizim derdimiz Türkiye basınının bu köklü kurumunu bu hale getirenlerle. Cumhuriyet nasıl bu hale geldi, kimler getirdi?

Gazeteci Mustafa Balbay’ı 30 yıldan fazla çalıştığı Cumhuriyet gazetesinden kovduran İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay şimdi yurtdışında, firarda. İddiaya göre Türkiye’deki bütün pılısını pırtısını satıp öyle ayrılmış. Can Dündar gibi, dönmeye pek niyetli görülmüyor.

Cum­hu­ri­yet ga­ze­te­sinin tarihinde, gazeteci kökenli olmayıp da İc­ra Ku­ru­lu Baş­ka­nlığına kadar yükselen tek isim Ata­la­y. Cumhuriyet Vakfı’na genç bir hukukçu olarak dahil edilmesi 20 yıl öncesine dayanıyor. Vakıf içinde o zamandan beri “2. Cumhuriyetçi” olarak tanınıyor. Vakıf toplantılarında çoğu kez Mustafa Balbay ile karşı karşıya geliyorlar.

Atalay, gazetede “yenilenme” yanlılarının başını çekiyor. Yenilenmeden kasıt, Cumhuriyet’in geleneksel laik, Kemalist çizgisini terk etmesi ve liberal 2. Cumhuriyetçi bir çizgiye gelmesi… Cumhuriyet, bugünkü noktaya uzun bir süreç, gazete içi kavgalar sonunda geldi. Bugün gazetenin yazarlarının çoğunun 2. Cumhuriyetçi, liberal solcu olmaları bir tesadüf değil.

ERGENEKON TERTİBİ ATALAY’A YARADI!

Ata­la­y’­ın tem­sil ettiği çiz­ginin ga­ze­teye hakim olmasını Ergenekon tertibi sağladı. Atalay, “önlenemez yükselişini” Ergenekon kumpasına borçlu. Özel yetkili savcılar, Ergenekon davasının birinci iddianamesinde, Cumhuriyet gazetesinin Osman Yıldırım ve diğer suç ortakları tarafından üç kez bombalanmasına uzun uzun yer verdi. Davada gazetenin İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ve Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay sanık durumundaydı. Başını Akın Atalay’ın çektiği Cumhuriyet Vakfı ise davaya müdahil olarak katıldı. Ergenekon sanığı yurtseverlere, FETÖ savcıları gibi bezdirici ve aptalca sorular yönelttiler.

SELÇUK, BALBAY SANIK, VAKIF MÜDAHİL!

20 Ekim 2008 tarihli ilk duruşmada, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Vakfı avukatlarının müdahil olma talebini kabul etti. Avukatı Bülent Utku, “Cumhuriyet gazetesinin tüzel kişiliği suçtan zarar gördüğü için müdahil olarak davaya katılmamıza karar verilmesini diliyoruz” diyordu. Davanın ilerleyen duruşmalarında Atalay ve arkadaşlarının yaptığı konuşmalar dikkat çekiyordu. Selçuk ve Balbay’ın sanık olduğu unutulmuş, Ergenekon savcılığına soyunmuşlardı. 13 Kasım 2008’deki duruşmada Utku şunları söylüyordu: “Şimdi ortada iddianame ile getirilen bir örgüt suçlaması var. Dolayısıyla biz katılan olarak sadece örneğin bombalarla soru sormakla yetinemeyiz, biz de kuşkulandığımız örgüt yapısı hakkında soru sorma hakkına sahibiz.”

MUZAFFER TEKİN’E YAPTIKLARI

Akın Atalay ve arkadaşlarının, Ergenekon davasının en başı dik sanığı ve davada en ağır cezaya çarptırılan (iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 117 yıl hapis) emekli Albay Muzaffer Tekin’e çapraz sorgusu sırasında sordukları dikkat çekiyordu. Tekin’i, Danıştay saldırısının faili olarak görmek istiyorlardı.

Muzaffer Tekin, 24 Kasım 2008 tarihli duruşmada şöyle diyordu:

“Cumhuriyet gazetesi Avukatı Bülent Utku’nun 1 Mart 2007 tarihinde Ankara’da görülmekte olan Danıştay davasında şüpheli olarak dosyaya dahil edilmem konusunda dilekçe verdiğini yeni öğrenmiş bulunmaktayım. Duruşmada Cumhuriyetçilerin aklanmasından ziyade irticacıların aklanması konusundaki gayretlerinden bunu anlamalıydım. Zira içi boşaltılmış fünye tertibatı iptal edilmiş, 1985 yılından beri masamın üzerinde hatıra olarak bulundurduğum biri taarruz, diğeri savunma tipi el bombası özelliğini kaybetmiş iki süs eşyasına bu derece dört elle sarılmasının başka bir anlamı olamaz.”

Vakıf avukatları, bazı sanıklara da saçma sapan sorular yönelttiler. Davada 41 yıl 11 ay hapis cezası verilen Gazi Binbaşı Fikret Emek’in annesinin evinde bulunduğu iddia edilen el bombalarının, Cumhuriyet’e atılan bombalarla bağlantısını aradılar!

İlhan Selçuk, yazılarında sürekli Ergenekon tertibinden söz ederken, gazete “Ergenekon terör örgütü” haberleri yapıyordu.

ÇETİNKAYA DESTEĞİ

Hikmet Çetinkaya, 23 Mayıs 2006’da Muzaffer Tekin’le ilgili şöyle yazabiliyordu: “Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin kimdir? Milliyetçi-mukaddesatçı Alparslan Arslan’la emekli Yüzbaşı Tekin’in ilişkilerini kim ya da kimler kurmuştur? Saldırgan, bombaları ve silahları kimden aldığını niçin açıklamadan tutuklanıp cezaevine gönderilmiştir?”

Kafa, Ergenekon savcıları gibi çalışıyordu.Cumhuriyet’in avukatları ve bazı yazarları tertipçilerle kol kola girmişlerdi.

Akın Atalay, gazete içinde en büyük desteği Hikmet Çetinkaya’dan aldı. Gazetenin koruması, şoförü, sekreteri ve maaşıyla en pahalı yazarı olan Çetinkaya, bu konumunu muhafaza etmek koşuluyla Atalay'a büyük destek verdi, onun hızla yükselmesini sağladı.

İlhan Selçuk hasta, Balbay Silivri’deydi. Gazetenin İstanbul ve Ankara bürolarında çalışan, ulusalcı kimlikleriyle tanınan deneyimli muhabirler birer ikişer tasfiye edilmeye başlandı. Atalay bu tasfiyeleri “zorunlu tensikat” olarak açıklıyordu. Cumhuriyet’e katılan yeni yazarlarla gazetenin yeni çehresi, yeni kimliği yavaş yavaş şekilleniyordu.

ANKARA TEMSİLCİSİ ARANIYOR

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bursuyla iki yıl ABD’de kalan Milliyet’in genç muhabiri Utku Çakırözer'in, Karamehmet grubunun Akşam gazetesine Ankara Temsilcisi olarak atanmasının üzerinden henüz üç ay geçmişti. Cumhuriyet’ten Balbay’ın kovaladığı Doğan Akın, Akın Atalay’a bir öneride bulundu. Balbay içerdeydi, gazetenin Ankara Temsilcisi yoktu. Akın, Çakırözer’in temsilci yapılmasını önerdi, Atalay da kabul etti. Böylece Cumhuriyet, Amerika’da eğitim görmüş bir ismi Ankara Temsilcisi yaparak, üzerindeki “darbeci” yaftasından da kurtulacaktı! Oysa, gazetenin Ankara bürosunda temsilci olabilecek çok sayıda deneyimli çalışan vardı.

‘SUÇU KABUL ET’

Yeni temsilci atanması haberi Silivri’ye ulaştığında Mustafa Balbay’ın nasıl incindiğine, nasıl üzüldüğüne tanığım. Şimdi bir darbe de gazetesinden geliyordu. Balbay tutuklandığında onun avukatlığını başta Atalay olmak üzere Cumhuriyet’in avukatları yapıyordu. Balbay’a önerdikleri savunma çizgisi ise ezik büzük ve neredeyse ‘suçu kabullenme’ anlamına gelecek bir savunma hattıydı. Balbay kısa süre içinde bunu fark etti ve avukatlarını değiştirdi.

SİLİVRİ’YE ZİYARET YASAĞI

Cumhuriyet çalışanlarının Silivri’ye Balbay’ı görmek için “gizlice” geldikleri günlerdi. Çünkü Atalay, Balbay’ın özel olarak ziyaret edilmesine hiç sıcak bakmıyordu! “Ulusalcı darbeci Cumhuriyet” imajından kurtulmak için Silivri’ye uzak durulmalıydı.

FETHULLAH’A SELAM

İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Hikmet Çetinkaya gazete içinde yalnızca “ulusalcı temizlik” yapmakla kalmadılar. Cumhuriyet’in Fetullah Gülen’e yakınlaşmasını da sağladılar. Cemaat’in medyasına ve şirketlerine yönelik operasyonlara en çok karşı çıkan artık onlardı.

Medyaradar internet sitesinden Alev Gürsoy Cimin’e konuşan Atalay, “Cemaat’le bu yakınlık niye?” sorusuna “Ortada büyük bir haksızlık varken, birçok insan mağdur edilmişken, biz onlarla anılacağız diye korkup bu haksızlıklara karşı durmayalım mı? Tamam, haksızlık var ama biz susalım çünkü onlar Cemaat, ‘Aman adımız kötüye çıkar’ mı diyelim?” yanıtını veriyordu.

Hikmet Çetinkaya 2011 yazında, Cemaat operasyonuyla gazeteciler hapse tıkılırken Gazeteciler Yazarlar Vakfı ile Erkam Tufan Aytav’la kolkola girebiliyordu.Erkam Tufan Aytav Hikmet Çetinkaya’ya “Gülen Hareketi Türkiye için bir tehlike mi?” diye soruyor, “Hayır. Ben tehlike olarak görmüyorum” yanıtını alıyordu.

Cumhuriyet’in emektar okurları bu gelişmeleri kaygı ile izledi. Cumhuriyet’e yönelik Hasan Cemaller’in başlattığı büyük sağcı saldırı 1992’de İl­han Selçuk’un yeniden başa gelmesiyle bertaraf edilmişti. Şimdi durum daha zor… Bir İlhan Selçuk yok artık.

HİKMET ÇİÇEK / AYDINLIK



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 03.11.2016- 19:58



Sabahattin Önkibar
3.11.2016
Okunma Sayısı: 10107
Cumhuriyet gazetesi nasıl Peyam-ı Sabah oldu?

İki gündür ibretle izliyorum.

Cumhuriyet gazetesi operasyonu bağlamında Can Dündar, Akın Atalay ve Aydın Engin gibilere bile sahip çıkılıyor.

Yahu Can Dündar dediğiniz Batılı büyükelçilerin kutsal emanet misali sahiplendiği biri değil mi ve söyleyin nedir bunun anlamı?

Akın Atalay ‘ın Ergenekon yargılamaları sürecinde FETÖ ile açıktan saf tuttuğu mahkeme zabıtları ile kanıtlanmadı mı?

Aydın Engin’in uzun yıllar taksicilik yaptığı Almanya’da PKK ile çok yakın ilişkileri olduğu ve onun yansıması olarak yazılarında bu örgüte arka çıktığı yalan mı?

Keza Hikmet Çetinkaya bile çok yakın geçmişte “Fetullah Gülen terörist, cemaatı da terör örgütü değildir “ demedi mi?

Cumhuriyet gazetesi aylardır manşetleriyle PKK ile FET֒ya sahiplenerek Atatürk ve Türkiye düşmanlığı yapmıyor mu?

Lafı dolandırmayacağım, Akın Atalay’ın yeni Cumhuriyet gazetesi maalesef hain ve alçak Ali Kemal’in Peyam-ı Sabah gazetesinin misyonunu icra eder hale getirildi ki, o Cumhuriyet gazetesini Büyük Atatürk, Amerikan mandacısı Peyam-ı Sabah’a milli bir alternatif olsun diye kurdurmuştu:

Atatürk’ün emanetine ihanet edenleri sahiplenmek ihanete ortaklıktır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 03.11.2016- 20:00


Ülkemizde SOL nasil yozlastiriliyor güzel bir örnek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Ernesto
[ Ernesto ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.08.2016
İleti Sayısı: 18
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Ernesto
Cevap Tarihi: 03.11.2016- 20:16


Ulusalcı kesim tutturmuş ''Cumhuriyet çizgisini bozdu'' diye.Yapılanları haklı buluyorlar.Bir yandan AKP,bir yandan ulusalcılar saldırıyor Cumhuriyet'e.Bir de bu Perinçekçi ve Aydınlıkçı kitle kendilerine ''sol'' diyorlar.Halbuki her seferinde faşistlerle aynı safta yer alıyor.Nasıl ''solcularsa'' artık.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 03.11.2016- 20:51


Alıntı Çizelgesi: Ernesto yazmış

Ulusalcı kesim tutturmuş ''Cumhuriyet çizgisini bozdu'' diye.Yapılanları haklı buluyorlar.Bir yandan AKP,bir yandan ulusalcılar saldırıyor Cumhuriyet'e.Bir de bu Perinçekçi ve Aydınlıkçı kitle kendilerine ''sol'' diyorlar.Halbuki her seferinde faşistlerle aynı safta yer alıyor.Nasıl ''solcularsa'' artık.

Komik olana bu adamin ve tayfasinin Solculugunu sorgulamayanlar ve hatta Sol kulvarda görenler benim Solculugumu Kürt halkinin hakli mücadelesine destek verdigim icin sorguluyorlar,.... gizli AKP'ci diyorlar, kürt milliyetcisi diyorlar, Perincek'i elestirmemi sadece Perincek düsmanligi olarak lanse ediyorlar,.....



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.11.2016- 11:29


Alıntı Çizelgesi: Ernesto yazmış

Ulusalcı kesim tutturmuş ''Cumhuriyet çizgisini bozdu'' diye.Yapılanları haklı buluyorlar.Bir yandan AKP,bir yandan ulusalcılar saldırıyor Cumhuriyet'e.Bir de bu Perinçekçi ve Aydınlıkçı kitle kendilerine ''sol'' diyorlar.Halbuki her seferinde faşistlerle aynı safta yer alıyor.Nasıl ''solcularsa'' artık.



Sn.Ernesto;

''Ulusalcı kesim''in ''Cumhuriyet çizgisini bozdu'' eleştirisine katılıyorum. Özellikle Can Dündar'ın gazetenin başına getirilmesiyle Nuray Mert, Aydın Engin gibi ''yetmez ama evetçi'' tayfanın gazete sütunlarına egemen olduğu çok eleştirildi ve bu eleştirilerde haklılık payı olmadığı asla söylenemez. Ama ''ulusalcı kesim''in Cumhuriyet'e yapılan saldırıyı desteklediği vargısı doğru değil. Bugün Perincek ve şürekası dışında bu saldırıya destek veren sol-ilerici-demokrat, sosyalist vb. kesimden birilerini bulmak mümkün değildir.

Burası konunun ayrı bir yüzü. Tekrar döneriz buraya.

Sorun şudur: Türkiye'de 2002'den beri, yani AKP'nin iktidara kurulduğu yıllardan bu yana bu saydığım kesimler ne yapmalıydı; ve ne yaptılar? ''AKP demokrasiyi geliştiriyor, askeri vesayeti ortadan kaldırıyor ve hatta burjuva devrimini tamamlıyor ve dahi kürt sorununu çözecek'' diyerek doğrudan veya dolaylı destek mi verilmeliydi, yoksa daha en baştan böyle bir zihniyete karşı mı durulmalıydı? Hiç kuşkusuz, siyaset yapıyorsak, siyasette emek-sermaye ekseninde bir yer kaplıyorsak doğru çözümlemeler, doğru okumalar yapıp, ona göre bir konumlanış alınmalı ve AKP gericiliğine daha başta, en başta tam cephe karşı çıkılmalıydı. Hiçbir konuda AKP'ye alan açacak bir siyasi tavır, destek gösterilmemeliydi. Ama gösterildi. Nedeni şu ya da bu. Bugün Perincek'in kendi bakış açısı doğrultusunda aldığı konumlanışı, AKP'ye daha önce pek çok çevre verdi. Daha da somutlaştıralım bu konuyu, isterseniz: En başta liberaller, Candündarlar, Nuray Mertler, Aydın Enginler, Cengiz Çandarlar ve bugün siyasi iktidarın ihtiyacı olmadığı için bir kenara fırlattığı ne kadar liberal ve sol dönek varsa o dönemde AKP'ye destek verdiler. Yani bugün Perincek'in yaptığını yıllarca bu kesimler yaptılar.

Başka; kürt hareketi ve onları kayıtsız koşulsuz destekleyen kuyrukçu zevat. Bunların AKP ile yıllar boyu iş tuttuğunu söylememek mümkün mü? Televizyon kameralerin karşısına geçip AKP ile boy boy poz verenler içinde, SS.Önder gibi Pensilvanya'ya selam gönderenler yok muydu?

AKP buraya kendi gücü ile gelmedi. Ne böylesine gerçek bir gücü vardı, ne entellektüel birikimi. Gerici, yobaz bir ideolojinin temsilcileriydi bunlar. Aldıkları destek sayesinde buralara geldiler, bugün ülke bir zombiler ülkesi haline gelmiş ve bir tımarhaneye dönmüşse, AKP'ye baştan beri destek veren bütün bu grupların parmağı, etkisi ve sorumluluğu olduğunu asla unutmamak gerek.

Bir parantez ülkede bütün bunlar olurken sadece ve sadece TKP busürecin buralara geleceğini görmüş, doğru okuma yapmış ve özellikle Ergenekon sürecinde ''AKP'nin kendi devletini kurmak için operasyon yapıyor, amaç devletin bağırsaklarını temizlemesi değil'' saptamasında bulunarak doğru ve tutarlı bir doğrultuda siyaset yapmaya çalışmıştır. ÖDP bile o dönemde ''tarafsız'' kalınması yolunda bir siyasi çizginin savunulmasını ileri sürmüştür. BirGün attığı manşet ''yesinler birbirini'' şeklindeydi, hatırlayın.

Bunları şunun için anlatma gereği duyuyorum. Spesifik bir konunun anlaşılması ve anlaşıldıktan sonra doğru bir projeksiyona tabi tutulması için mutlaka ve mutlaka o spesifik konunun içinde yer aldığı büyük fotoğraf gözardı edilmemelidir. Ve yukarda kısaca anlatmaya çalıştığım da bu anlamda önemli.

Gelelim bugüne: Perincek'in bugün AKP'ye destek anlamına gelen konumlanışı baştan sona yanlıştır. Tıpkı yukardakilerin zamanında yaptıkları gibi. Perincek'in gerekçesinin Cumhuriyet gazetesine liberallerin hakim olduğu düşüncesinde haklılık payı olmasına rağmen.

Başka örnekler vereyim: AKP okullarda okutulan ANDIMIZ''ı kaldırdı. Biz karşı çıktık, ben burada da buna benzer yorumlarda bulundum. Hiç unutmam, burada ama daha çok en üstte saydığım kesimlerde büyük bir alkış kopmuştu. AKP destek aldı.

Ergenekon ve Balyoz süreci: Yine aynı kesimler tarafından desteklendi. AKP'nin önü açıldı.
KCK soruşturmaları: Bu kez ulusalcılar tarafından desteklendi, yine AKP'nin önü açıldı.

YANİ; AKP siyasi manevralarla kendisine karşıt gibi görünen kesimlerin de desteğini alarak bugünlere geldi. Devlette güçlendikçe kendisini destekleyenleri dışladı. İhtiyacı kalmadı çünkü. Şimdi, Perincek'e saldıranların uzun zamandır, Perincek'in bugünkü çizgisinde bulunduğunu görelim. Üstelik siyasal ve toplumsal güçleri Perincek ve şürekasından kıyaslanmayacak kadar fazla olduğu için de etkileri çok daha fazla olabildi.

Siyaset ''ben doğruya doğru, yanlışa yanlış derim'' oportünizmi şeklinde yapılamaz. Yapılırsa bu olur, böyle olur, Cumhuriyet aydınlanmasının azımsanmayacak bir yerleşiklik kazandığı bir ülkede bile AKP gericiliği toplumu teslim alır, böyle bir güce ulaşır. O zaman yapılması gereken doğru bir okuma ve doğru bir konumlanış olmalıdır. Bunu yaparsak hiç olmazsa bugün doğru bir yerde durmuş olur ve yarın da artık yanlış yapmama deneyimi kazanmış oluruz.

Sonuç: Perincek'in yanlışı; bugün ne olursa olsun,tüm sol, sosyalist, ilerici, devrimci, yurtsever, demokrat kesimlerin AKP'nin tam karşısına geçmeleri ve AKP ne yapmaya çalışırsa çalışsın ona güç verecek, ona alan açacak bir bir siyaseti savunur hale gelmememiz olmalıdır. Yanlış budur. Perincek'in yanlışı da budur. Dün böyle bir konumlanış alan bütün kesimlerin de yanlışı budur. Yarın yine böyle bir siyasete sarılan olursa onlar için yanlış yaptı diyebilmeliyiz. Perincek'in yanlışını bu şekilde ortaya koymadan doğru bir çözümleme de yapmış olmayız. Perincek'e yönelttiğimiz eleştirinin onda birini liberallere, sol döneklere, kürt hareketine ve kuyrukçu takımına yapabildik mi? Hayır! Eeee, biz neyi tartışacağız? Perincek kim? Siyasal ve toplumsal gücü nedir? Onun yanlışlıklarının ağababalarına alkış tutulsun, sonra Perincek üzerinden soculuk taslansın! Biz de bu anlayışı ciddiye alacağız!

Bir daha söylemeliyim: AKP Cumhuriyet tarihinin eşi bendi görülmemiş bir siyasi çizgisidir. Gerici, dinci faşist bir partidir. Ülkeyi daha baştan yapmaya çalıştıklarıyla adım adım dinci faşizme götürmektedir. Başarabilirse, varacağı yol bellidir. Kim hangi gerekçeyle olursa olsun AKP'nin değirmenine su taşıyan bir siyaseti savunur pozisyona gelirse, tarih ve insanlık önünde hesap verecektir.

Sadece bugün için değil, yarınlar için de böyle!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 04.11.2016- 11:42


Bütün mesele demokrasinin sindirilmesidir. Bu ülkede nedense demokrasi ben konuşayım diğerleri sussun niteliğindedir.
Konu cumhuriyet yazarlarının neyi savunduğu değil şu an niçin düşüncelerini savunamadığıdır.
konu kürtler niçin bu ülke ve içinde yaşayan halkların bir kısmının düşünce açıklaması yapamadığıdır.
Konu demokrasidir her koşulda her rejimde demokrasi.

Ben olaylara bu gözle bakarım bakmayana da karşı çıkarım. Bu olaylar ve aydınlık Önkibar ortaklığı bize artık sol sağ diye birbirinden bıçak gibi ayrılan bir siyasetin olmadığını bu tür düşüncelerin iflas ettiğini gösteriyor.

MUSOLİNİ de HİTLER de faşistti nerden geldikleri önemli değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 11.11.2016- 06:18


Doğu Perinçek her dönemin provokatörüdür. Bunu yaparken de hep sol maskesi ile yapıyor.   Burada bu adamın söylemlerinin tartışılması bile yersizdir.

Cumhuriyet'in son yıllarda geleneksel çizgisinden kayma yolunda olduğu doğrudur. Gazetenin ne bugünkü çizgisi, ne de daha önceki çizgisi sosyalistlerin çizgisi değildir.

Ancak konu bu değil, konu iktidarın ülkede ifade özgürlüğünü bitirmek için Fetö/PKK çığırtkanlığı yaparak herkesi suçlamasıdır. Kaynatılan cadı kazanının amacı ülkede muhalif bırakmamaktır. Cumhuriyet'e yapılanlara karşı çıkmazsanız, sıra sosyalist basına da gelecektir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 13.11.2016- 12:46


Bu sol maskesi ne demek niçin bir maske taksın bir insanın faşist görüşü savunması için illada   sağcı mı olması gerekiyor. Bu ülkede komünistler azabı sadece 1970-1980   lerde çekmedi 1930 larda da komünistler düşüncelerini anlatmak ve örgütlenmek istedikleri için ceza evlerine atıldı İdamla yargılandı devlet tarafından katledildi.

Halbuki o zaman komünistler nizamı bozacak kadar güçlü değildi 10-15 kişi ile kongre yapabiliyorlardı ama komünist olmak   1991 kadar suçtu 141-142 .1936 dan 1991 e kadar suç kapsamında idi bu suçu işleyen binlerce yazar işçi devrimci özgürlüklerinden mahrum edilip ceza evlerine atıldı işkenceler gördü.

Bunu yapan hep sağcı hükümetler değildi Kemalistler Ecevitçiler gibi solcularda cezacılar içinde idi.

Onun için kapitalist düzeni korumak, bu korumayı yaparken gaddarca önlemler almak sadece sağcıların işi değil solcular sol milliyetçilerde bu günaha bulaşmıştır.

Hiç bir maske takmaya da ihtiyaç duymamaktadırlar Sol sosyalistlik komünistlik değildir olmadığını tarih bize anlatmıştır.

Sol milliyetçilikten devletçiliğe sosyal demokratlıktan anarşizme kadar uzanır. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiyede de günahsız değildir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Cumhuriyet gazetesi önünde destek eylemi solcu 1 3405 27.11.2015- 15:30
Konu Klasör Cumhuriyet gazetesine AKP operasyonu melnur 18 16391 11.11.2016- 06:00
Konu Klasör Rakka operasyonu kimin operasyonu?-Ender HELVACIOĞLU melnur 0 2740 01.06.2017- 16:09
Konu Klasör Yeniden Cumhuriyet mi, Yeni bir Cumhuriyet mi melnur 0 4247 28.10.2013- 21:46
Konu Klasör Yeni bir cumhuriyet: Sosyalist Cumhuriyet melnur 6 3136 30.10.2019- 09:29
Etiketler   AYDINLIK,   GAZETESI,   YAZARLARI,   CUMHURIYET,   OPERASYONU
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS